Chat n° 222 - Tarih: 03
mayıs 2004
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın
Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının
yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde
bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız
her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com
adresine bildirebilirsiniz.
[] Kaptan msccp10sce nickiyle bağlandı
<> slm slm kaptan hoş
geldiniz
Hoşbuluştuk ss. Geç kaldım özür. :(((
<> selam ve selam efendim
selamen selame.
<> slm slm ([xxx] candaştan,
iletmemi istedi )
selamı aldım mukabele selam. Bulunduğum yönde mirc
sorunluydu. En başta bugün bilgisayar beni çıldırttı. Tüm
gün formatlandı.
(Bir önce troyan almıştım. Bu sistemi tahrip ediyor
ve MicroSoft kendisi bizzat gönderiyor. Bunun nedeni de daha önceki lisanssız
üzerine lisanlıyı kurarken, lisanssızı algıladı
ve otomatikman Bill Gates'in ürettiği trojan'ı sisteme attı.
Bilgisayar hapı yuttu. Yeniden format derken en başa döndüm.
Şeytan bir şekilde uğraşıyor: Hack
ediliyoruz.
Ben [S] hocahanımın [S kaptanın eşi] kulağına
gitmesin diye bir sırrı saklamıştım. Geçen aylarda
Vestel City'de, hindistanlı seylanlı bilgisayarcılarla birlikte
lojmanı paylaşıyorduk. Onlardan biri tek bir tanesi müslümandı,
onu benim odama istedim. (Namaz kılıyoruz ya görünmeyi istemiyordum,
sırrı paylaşabiliriz diye)
Bengaldeşli olduğunu söylüyordu. Namaz kılmıyordu
ama bunu ben yargılayamam. (5 vakit kılmaktansa hiç kılmasın
daha makbul, hiç değilse azmaz insan. Azgınlaştıran namaz
yani...)
Sonra ben yeniden SpilPark'a
döndüm.
O arada bizimki benim=Şirketin Asus laptopu çalıyor ve
kayboluyor. Neyse emniyet onu yabancı diye her yerde aradı. Ne var
ki: adam Bengaldeşli değil; Pakistanlı imiş. (Bengaldeşlilerin
pasaportları kontrol edildi sadece)
Pakistan passportuyla elini kolunu sallaya sallaya uçup gitmiş Atina'ya.
Bu olayın eşimin kulağına gitmesini istemedim.
Çünkü beni illa ki Balıkesir'e çağıracaktı. (Orada
bilgisayar var çünkü.) Oysa yüksek RA
yüzünden Tarzanlıktan (Manisa) ayrılamıyordum. Kendi kendime
deliler gibi çalışıp, dişimden tırnağımdan
artırıp, kimseden (eşim dahil) para istemeden yeni bir Asus aldım
ve sizlerle o zaman yeniden Chat'e girebildim.
Şeytan nasıl uğraşıyor bir bakınız!
Pakistanlı müslüman kardeşimi(!) yanıma kadar getirip bilgisayarı
ÇALDIRIYOR!
Hindular ve Tamilli Budistler SON
DERECE d ü r ü s t 31 kişiler. Beni delicesine seviyorlar.
Benden daha çok üzüldüler. Bir Pakistanlı adına bin kez özür
dilediler. Para toplayıp vermeye kalkıştılar (Almam yasaktır). 31 Hindu ve Budist ve öteki elde bir
Pakistanlı MÜSLÜMAN kardeşimiz!
Bakınız ŞEYTAN
32. kişiyi yanıma odama kadar getirdi. Onu ayarttı! Chatler
güme gitti. Bu olayın bir tek
bileni var. O da [T]. Top sende [T].
<T> Anlattığın
gibi. Bir tek [P'ye] haber verdik. Bir de yanımda [candaş]
vardı...
<p> Aynen olaydan haberim var,
anlatıldı çok önceden...
Ş E Y T A N işte böyle uğraşıyor. Ve
en kolay biçimde Pakistanlı Müslüman kardeşimizi ayartıyor. Keşke
MÜSLÜMAN değil diğerleri
gibi gayrı müslim olsaydı diyeceğim geliyor... Müslüman olmak
ahlak bozucu -tercrübe konuşuyor-. Böyle dedirtiyor bu şeytan
insana...
Bir de hackerler tuzu biberi, binlerce küfür, bana eşime ve kızlarıma...
Binleri buldu küfür ve tehdit mailleri.
Bu da yetmiyormuş gibi zigzagaiberg nickli yani BEN başka yerlerde ona buna
küfrediyorum. Zigzagaiberg nickimle heryerde WEMB kilisesi kurduğumu, misyoner eğitimi aldığımı,
protestantlık mezhebini yaydığımı söylüyorum.
Sahtekar olup saf müslümanları kandırdığımı
itiraf ediyorum. Herkesi ayartıp Wemb diye bir kiliseye abone ettiğimi
itiraf ediyorum. Kimlere mi, herkese; gazetelere, Aktüel dergilerine vb. Çünkü
Zigzagaiberg BEN(d)İM.
Ben bir de porno sitesi kurdum. Oradan live showlar yayınlıyorum.
Sermayelerimden birinin adı [S](!)
Bunu kim yaptırır? Etken olarak Hannas. Edilgen olarak ŞEYTAN!!!!!!
Hack edilmeyi hak etmedik! Şu anda zigzagaiberg sürekli benim
ağzımdan "İtiraflar"
yazıyor. CIA casusu olmaktan
tutun da, neo-nazi olmaya kadar itiraflar da bulunuyorum.
Dün ben çok üzüldüm: Çünkü iki kızımı kidporn
olarak sunuyormuşum, geçimimi buradan sağlıyormuşum
sitelerde... Bu kadar ağır ithamları insan akıl edemez! Ş
E Y T A N evet şeytan ile
tanışın candaşlar.
<> Arkadaşlar,
zigzagaiberg@y... adresinin 25 Şubat 2004 tarihinden sonra Hans von
Aiberg'e ait olmadığını, sitelerinize lütfen yazın.
Bunları yahoo gruba değil, tüm Türkiye ileri gelenlerine
postalıyor bu zigzagaiberg, yani BEN!
Biri mail'i gösterdi: "Hocam benden para istiyorsun"; "Ben
değilim" dedim. Vestel'e bu mailler ardarda postalanıyor.
"Ben değilim" demekten gına geldi. "Ben size o saatte
ders veriyordum, bunu size nasıl gönderebilirim? Demek ki o ben değilim.
IP ve ID bana ait değil" diyorum. İyi ama bunlar isbatladıklarım,
ya ötekiler... Emine Erdoğan'a benden edilen küfürler.
Şeytanı size tanıtmak için bunları yazdım.
Yakınmak için değil, resullerin çektiğini çekmeden öyle Allah'ın
cennetlerine giremem, yani şikayet değil, İBRET diye bunları anlatıyorum.
Bunlar her an popup gibi olagelen sıradan şeyler.
Kesinlikle yakınmıyorum. Sadece sizlere şeytanın PANİĞİNİ yazıyorum.
Şeytanın yapacağı bu kadar mı? Çok ucuzmuş şeytan!
Ben onun İbrahim atamızdan sonraki en büyük düşmanıyım.
Ben Hanifliği (Hunefa'sınız) yeniden bulan insanım.
Dede Korkut diyor ki: "Hanifliği akıl etmek, Ahit
sandığını bulmaktan, Nuh'un gemisini bulmaktan daha zor. Şeytan
üzerine gelecek, ama PANİKLE
gelecek, bilinçsiz iftiralarla gelecek."
Yani ben epeydir buna hazırlıklıydım.
<> Nisa/119: Ve
mutlaka onları saptıracağım ve her durumda onları
kuruntulara düşürüp, olmayacak kuruntularla aldatacağım. Mutlaka
onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar ve
yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını
değiştirecekler." Ve her kim Allah'ı bırakıp şeytanı
dost edinirse, şüphesiz açıktan açığa bir zarara düşmüştür
Tşk. dostlar -paylaşımcılar-. Ayetler ŞİFADIR,
eksik olmayın.
<> İblis'in, Allah'ın
muhlis (=hanif) kulları üzerinde hiçbir sulta(n)sı yoktur.
Evet [candaş], sadece
HUNEFA >>>> MUHLİSTİR. Ötekiler kurukalabalık.
Hunefa hanifler. Muhlis=Dini Allah'a HAS
ve HALİS kılan, mahsus ve
muhlis kılan.
<> 15/39,40 ve 98/5
[Candaş]'ın verdiği şu iki
ŞİFRE misal'e bakınız.
<> 15/39: "Ey
Rabbim, beni azdırmana karşılık yemin ederim ki. kesinlikle
ben yeryüzünde onlar için tezyinat yapacağım ve hepsini azdıracağım!
(Kale rabbi bima agveyteni le üzeyyinenne lehüm fil erdi ve le ugviyennehüm
ecmeiyn)
<> 15/40: Ancak
onlardan ihlasli kulların müstesna. (Illa ibadeke minhümül muhlesiyn)
Dini Allah'a has kılan; işte bunlar HUNEFA'dır >>> Haniflerdir.
<> 98-Beyyine/5: Halbuki
onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a
kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu.
Sağlam din de budur. (Ve ma ümiru illa liya'büdüllahe muhlisiyne lehüd din
hunefae ve yükiymussalate ve yü'tüzzekane ve zalike diynülkayyimeh)
Evet candaş, biz bu ayette tanımlananlarız. Biz
Hanefi değil Hanif'iz. Biz sünneti muhammedi değil, sünnetullah'tanız.
İHLAS sadece HANİF'in tekelindedir, mahalle
imamlarının ve dedelerin değil.
Haniflik TEKELLEŞTİRİLMİŞTİR.
Bunu tekelleştirmeyi arzulayan da İbrahim atamızdır. O
kimseden yardım almadı, kafir babanın ve kavmin içinden çıktı.
Yeryüzünde (Adem dahil) hiçbir kimse dini Allah'a has kılmadı.
(Adem ve Havva bu yüzden günahkar olarak itham edilmişlerdir. Böyle bir
inanılmaz suçlayıcı ayet var. Şu anda yerini hatırlayamıyorum.)
İsevi Musevi Muhammedi diyoruz; Sünni, Alevi diyoruz. O
sondaki İ harfi var ya, işte o harf dini KİŞİLERE (sahte tanrılara) halis/has kılıyor.
<> 9-Tevbe/107: Bir
de şunlar var: Tutup bir mescit yapmışlardır: Zarar vermek
için, nankörlük için, inananları fırkalara bölmek için, daha önceden
Allah ve resulüyle savaşmış kişiye gözetleme yeri kurmak
için. "İyilik ve güzellikten başka bir şey istemiş değiliz!"
diye gerile gerile yemin de edecekler. Allah şahittir ki, onlar kesinlikle
yalancıdırlar.
<> 9-Tevbe/1087: Böyle
bir mescitte sakın namaza durma! Daha ilk gününde takva üzerine kurulan
bir mescit, içinde namaz kılman için çok daha uygundur. Temizlenmek arzusu
taşıyan erler vardır o mescitte. Allah, temizlenenleri sever.
Tşk. [candaş]... Bir de Adem-havva'yı suçlayan ayet
vardı.
<> 7-Araf/22: Nihayet
onlari kandirarak asagi çekti. O ikisi agaçtan tadinca çirkin yerleri
kendilerine açildi. Bahçenin yapraklarindan yamalar yapip üzerlerine örtmeye
basladilar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu agaci yasaklamadim mi? Ben
size, seytan sizin için açik bir düsmandir demedim mi?"
<> 20-Taha/121: Nihayet,
ikisi de ondan yediler. Bunun üzerine, çirkin yerleri kendilerine açıldı;
üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Adem
Rabbine isyan etmiş azmış ziyana uğramıştı.
<> 20-Taha/121: Fe
ekela minha fe bedetlehüma sev'atühüma ve tafika yahsifani aleyhima miv
verakilcenneti ve asa ademü rabbehu fe gava
<> 20-Taha/115: Yemin
olsun, biz daha önce Adem'e ahit verdik de unuttu; biz onda bir kararlılık
bulamadık. (Ve lekad ahidna ila ademe min kablü fe nesiye ve lem necid
lehu azma)
Hiç kimse İBRAHİM
gibi KARARLI ve AZİMLİ olamamıştır
-MİH müstesna-.
İbrahim atamız üç kez iman etti:
1. Bismi Allah (Halilullah)
2. Bismi Rahman (Halilürrahman)
3. ismi ib+RAHİM.
Üç kez iman etti. Besmeleydi kendi başına, tevhiddi
kendi başına, hiç matematik bilmeden LA İLAHE İLLALLAH dedi.
LA ALLAH+LAR İLLA
(tekil) ALLAH!
Şu bineer sisteme bir bakınız. Digitalistler,
dijitalizm yandaşları, size Dİ(2)GİT(Sayı) diye verilen ve tüm
bilgisayarları ve elektroniği ve de biyolojiyi çalıştıran
o ŞİFRE ib+RAHİM'in idi. HalilürRAHMAN'ın idi. HalilALLAH'ın idi.
<> Nisa/125: Din
bakımından o kimseden daha iyi kimdir ki, özü iyi olarak yüzünü İslam
ve Allah'a tutmuş ve muvahhid olarak İbrahim'in dinine uymuştur.
Allah ki, İbrahim'i dost edinmişti.
İşte dini ALLAH'a
has kılan TEVHİD budur. Namazı
Allah'a HAS kılmak üzere
deruhte etti ve ihdas etti. Orucu yine Allah için (Diyet için değil)
Rabbine halis kıldı dinen. Kabeyi o buldu, Zemzem ona aktı,
Haram aylar ve Haccı o icat etti. Yeryüzünde ilk infakı (İmeceyi,
zekatı vb.) o kurdu. İslam'ın şartı Babilonya'da beş
diye belirlendi.
Allah kahretsin, hırsız Pakistanlılarla nasıl
aynı dinden olurum? Onun yüzünden sizlerle chat yapamadım haftalar
boyu...
<> Yusuf/38: Ve
atalarım İbrahim, İshak ve Ya'kub'un dinine uydum. Bizim Allah'a
hiçbir şeyi ortak koşmamız olamaz. Bu, Allah'ın bize ve
insanlara bir lütfudur, fakat insanların çoğu şükretmezler.
Evet [candaş], başka yerde de İsmail ve Yusuf'u da
bu üçlüye katıyor Allah!
[] 2/133 (İbrahim,
İsmail, İshak);
[] 12/7 (Yusuf ve kardeşleri).
Yusuf'un kardeşleri HANİF
değillerdi; Musa, Davut, Süleyman Hanif değillerdi; MÜSLÜMANLARDI. Bizim Pakistanlı
kadar Müslüman! Hatta Usame 1000 ladin kadar müslüman.
Pakistan'da (Afgan sınırı) 8 yaşında üç kız
çocuğunu babaları zehirleyip öldürdü, neden? Okula gittiler diye...
Kaldı ki onların okulunda Arapça alfabeyle Kur'an öğretiliyor.
Buna rağmen, "Okul, kadınlara haramdır" diye zehirledi
-özbabaları-!
Bundan haberiniz oldu mu?? Daha çok yeni bir olay, araştırınız
ltf. Dün olması gerekiyor veya önceki gün, lütfen araştırınız.
<> Gazeteler yazdı gibime
geliyor
Bugünkü Posta gazetesinde biri okumuş (içeriden). Bende o
gazete yok. "Küçücük bir haberdi" diyor, "bulmak bile zor"
diyor.
[] Taliban masum kız
öğrencileri zehirledi: Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai,
terörist olduğundan şüphelenilen kişilerin, okula gittikleri
için 3 kız öğrenciyi zehirlediğini söyledi. Karzai, yaptığı
yazılı açıklamada, ülkenin doğusundaki Host eyaletinde
meydana gelen olayda, zehirlenen 3 kızın durumunun ağır
olduğunu belirtti. Karzai, ''8 yaşındaki çocuğu zehirleyene
Müslüman ya da Afgan demem. Onlara insan da diyemem, onlar hayvan'' ifadelerini
kullandı...
Son haber şu: "Kız çocuklarını
zehirleyenler Pakistan'daki pathan tarikatçılarına mensup özbabaları"...
Sağol [candaş]
<> Est
"Kız çocuklarını hangi suçtan GÖMÜLDÜĞÜ sorulana kadar..."
(Ayettir). Bu ayet Arap adeti/cahiliye örfü için değil; işte böyle
babalar için, Müslüman babalar için.
Utanıyorum MÜSLÜMAN
olmaktan, gururluyum Hanif MÜSLÜMAN olmaktan.
Bir tartışmanız vardı: Haniflik din midir, değil
midir mealinde, hatırladınız mı?
<> Evet
Onun yanıtını yukarıda verdim: Utanç ve Gurur
olarak "Utanıyorum MÜSLÜMAN olmaktan, gururluyum Hanif MÜSLÜMAN olmaktan".
"Allah indinde Haniflikten daha güzel bir din var mıdır?"
(Ayet).
<> 30-Rum/30: Fe
ekim vecheke lid dini hanifa fitratellahilleti fetaran nase aleyha la tebdile
li halkillah zaliked dinül kayyimü ve lakinne ekseran nasi la ya'lemun
<> Qayyim Din>>> Hanif
İslam
"Bugün sizin dininizi olgunlaştırdım... din olarak
islamı beğendim ve bundan razı oldum". (Ayettir)
Şöyle diyor ayet: "Din zıvanadan çıktı
-bitti- şeytanın malı oldu"
Onu oradan HACZEDEREK
alın, kendinizi (Hanifleri) KAYYUM
kılınız. 104'de ise, "İçinizden bir grup (Kayyumlar)
ayrılsın..."
Kayyum hukuk anlamında nedir? Mesela bir şirket veya
banka HACİZ edildiğinde
kime verilir? Yed-i Emin'e mi? Kayyum kişilere mi? (İpucuydu)
<> Kayyum: Arapça Kayyim'den
geliyor. Bir hukuk terimi olarak, 'Belli bir malin yönetilmesi veya belli bir
isin yapilmasi için görevlendirilen kimse' olarak kullaniliyor.)
<> Yönetici atanması gibi
(ehil)
Evet, YÖNETİCİ
ATAMAK. Yedieminler "Emanetçi'dir,
yönetmez, emaneti korur". Ama Kayyum kişiler, o kuruluşu YÖNETİR. Yani yönetmek zorundadır.
Beklemek değil!
Hanif'in görevi budur: İbrahim atamız gibi, atasının
dinine meydan okuyan yani Allah'ın yolunda kendini kayyum kılan
kimsedir.
Allah Kaim'dir. (Hayyül Kayyum gibi) Kaim bi emrillah'dır. (Sıfat
olarak)
Demek ki Kayyum kişi, Allah'ın adını ve sıfatını
talim etmekte, Allah ahlakıyla ahlaklanmaktadır. Bunun sonucu ise,
Ali imran 104 >>>> KAYYUM'larıdır.
<> 3/Ali İmran/104: Velteküm
minküm ümmetüy yed'une ilel hayri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil
münker* ve ülaike hümül müflihun
Gelelim Kayyum (Kaim) in diğer açılımına. İkame??????
<> 5-Maide/65: Şüphesiz
el kitap ehli iman etse idi, ve itteqa etse (mütteqı olsa) idi,
kefrederdik/örterdik onlardan kötülüklerini, ve dahil ederdik onları naim
cennete.
<> 5-Maide/66: Şüphesiz
onlar, iQaYMe etseler idi, el tewrat'ı, ve el incil'i, ve Rablerinden
kendilerine indirileni, beslenirlerdi (yerlerdi/nimetlenirlerdi) üstlerinden ve
ayakları altından; ve onlardan muqtesıd (ıqtısadlı)
bir ümme(t) vardır; ve onlardan çoğu(nun), yaptıkları
(ameleri) kötüdür.
Sağol [candaş]. Salatı ikame (ekıyme) ettiğimizde,
Allah'ın KAYYUM oluşunu
talim ederiz.
<> "muqtesıd (ıqtısadlı)
bir ümme"
<> Ayrıca 16/120, 3/104 ve
2/143
Bir de sizlere bir ha/vet'ten söz edeceğim. Bir bilgisayar kendinden
daha iyisini icat etmekle programladırılırsa, pozitronik
zeka+psitronik düşünmeyle nereye kadar gidebilir? Ve o bilgisayara
kendisine "Kendin için bir ad/isim koy" deseydi?????? Hangi ismi alırdı
acaba?
<> H.A.A.N.İ.F.
Evet! Haanif adını bilgisayar (Bu da DABBETTİR) kendine koydu. Hiçbir
insanın önerisi ve katılımı olmaksızın kendisine H.A.A.N.İ.F adını koydu!
<> İlahi otokontrol (uyarı
sistemli) görevi de olur muydu?
Oldu [candaş]: Hacker'in yanlış/kasıtlı
programlamasında (ON ve OFF'ların yeri değiştirilmiş
ve input ile output yer değiştirmiş ve karşılığında
H.A.A.R.P bilgisayarı kazanmış
görünüyordu. (HAARP zion'ların
karşıt bilgisayarları. Yani yapayzekayı şeytanlığa
programlamışlardı.) (Anti-Dabbet)
HAANİF
bunu hemen düzeltti ve beni anında diskalifiye etti. Çünkü HAARP uzak bir dev istasyonda (uzay)
iken, HAANİF ise yeraltında
gömülüdür. Şeytani hiçbir nötronik zayıf akımı ASLA içine almaz.
<> Değiştirilen 7.
satırı tespit etti, değil mi? I/O ve 1/0'ların yerlerini değiştirdi
hacker.
Evet [candaş]... Hacker bilerek/bilmeyerek bunu bize yaptı.
Elbette H.A.A.R.P bilgisayarını
da (şimdilik ha/vet proje) belki duymuşsunuzdur. Montauk gibi değilse
de ZilZal'ı (Zaman enerjisini) imha silahı olarak kullanan bir
kitlesel -hatta globular- ölüm makinesidir. Öyle bir makine ki, cümle bilim
kurgu filmlerine taş çıkartır.
H.A.A.R.P
>>>>>>>>>>>>>>>>>>> DCC ile; H.A.A.N.İ.F ise DBB
ile çalışır. Yani bir anlamda da H.A.A.R.P'ın zilzal (Deprem) dalgalarını yani MİB zaman enerjilerini toprağı
vurmak için kullanırken (uzaydan), dbb (HAANİF) ise yeraltında bu ölümcül etkiyi yok eder.
Ama buna rağmen 3 adet HÜSUF
olacaktır. Bunu da kıyamet alameti olan H.A.A.R.P yapacaktır. 3 Hüsuf alameti ardındaki isim
>>> HAARPtir. Hüsuf nedir?
<> catlak
<> deprem
Ve üç yer çökecektir: Afrika boynuzunda, San Andreas'da ve
Azor(Açores)'da.
Üç yerin (lut gölü gibi) yerdibine geçmesine Hüsuf (Berberice
Küsuf da) deniyor. İkisini de sözlükten bulmanızı öneririm -ki
tutulum ile karıştırmayasınız-.
Ben de çay içeyim bu arada.
<> Küsuf >>> Güneş
tutulması... Hüsuf >>> Ay tutulması olarak... geçmişten
hafızamızda kalmış
Kur'an da var mı? Bir tarayabilir misiniz?
[] önceki chatlerden:
<> Künnes
gibi KİTAB ve KUBBE (Büyük olanı) KABİL, KÜSUF. Hunnes gibi HİTAB
ve HABBE (Küçük olanı) HABİL, HÜSUF. Biri yazılmış Hitab ötekisi yazılmamış
Kitab. Başta ikisi de birdi. Ama yazıya geçildiğinde H ve K harfleriyle ayrıldı. Bunların tümü Sankritçedir.
Evet [candaş] sanskritçenin gizemlerini çok iyi buldun teşekkür.
<> Sizin yazınız
kaptanım
Ama HÜSUF diyorum. Lut
gölü Hasif olmuştur. Hüsuf >>>> Üç yer dibine geçme demek.
(Bottom anlamında) Zaten DBB'nin
B'lerinden biri Bottom; (the)
Deepest Bottom Broadcasting (DBB).
<> "Hristiyanlar'a ait
"Kartal" uzay aracı muradına erip Ay'ı keşfederken,
kraterleri (hüsufu) görecek, Ay tutulmasına (küsufa) uğrayacak, şeytanı
ise Dünya'da kalacaktır. Onlara, "kendilerinin de oğulları
olan" ve "Süreyya Yıldızı" ehlinden gelen, oval
biçimli "saklı" bir nesne (mahfuz beyz) refakat ve nezaret edecektir.
Bunların tabak biçimindeki (tabakeyn) araçları, en yüksek hız
gücüne ("Sultan"dandır) ve Hazreti Hızır'ın
"zaman yolculuğu" teknolo...
<> TDK Sözlüğünde de yok
"hüsuf"
Ama o kelime var [candaş]! KRATER anlamında. Kraterin DERİNLİKLERİNE GEÇMEK anlamında. ÇATLAK (Fay açısından) anlamında.
Hüsuf bunları temsil ediyor.
[] https://sites.google.com/site/tribesofatlantis/Home/evanor-s-emporium/Azores%20Gibraltar%20Fault.jpg
<> http://www.lib.utexas.edu/maps/africa/horn_of_africa.jpg
: Afrika boynuzu
<> San andreas= doğu
california (net oldu), Azor ile Africa Horn'unu netleştirebilir miyiz?
(Azores=Açosers/Türkçesi sanırım Azor adaları.
Açores >>> Azor diye okunuyor Portekiz dilinde.)
<> http://www.parexcellence.co.uk/images/map.jpg
: Cost AZUR
<> Coste AZUR da var ayrıca (İspanyol ve Fransız
sahil şeridi boyunca uzanan bir şerit)
(Orası Fransa Akdeniz kıyıları, onu
kastetmiyorum [candaş].)
DCC.
Damn. Yani DBB dabbet, DCC deccal.
<> husuf = sözlükte çökmek, düşmek.
<> Yakhsife, KHaSiF; "Yere
batırmak" olarak mealendiriliyor; Hı-Sin-Fe
<> 16/45:Efe
eminellezıne mekerusseyyiati eyyahsifellahü bihimülerda ev
ye'tiyehümülazabü minhaysü la yaş'urun
<> 17/68: E fe
emintüm ey yahsife biküm canibel berri ev yürsile aleyküm hasıben sümme la
tecidu leküm vekıla
Türkçesi?
<> İsra/16: Bir
ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman oranın devletlilerine (ileri
gelenlerine) emrederiz; onlar itaat etmeyip orada kötülük islerler. Böylece o
ülke aleyhine hüküm hak olur! Artık onu yerle bir ederiz.
<> Nahl/45: Kötülük
tuzakları kuranlar, Allah'ın, kendilerini yere geçirmeyeceğinden veya kendilerine bilemeyecekleri bir
yerden azabın gelmeyeceğinden emin mi oldular?
<> İsra/68: (Denizden
karaya çıktığınızda) O'nun sizi karada yerin dibine geçirmeyeceğinden, yahut üzerinize taş
yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz? Sonra
kendinize bir vekil de bulamazsınız.
"Karada yerin dibine
geçirmek" İşte buydu Hüsuf.
<> 34-Sebe/9: Ya
gökten ve yerden önlerindekine ve arkandakine bir bakmazlar mı? Ödersek
kendilerini yere indiriveririz yahut gökten üstlerine parçalar düşürüveririz.
Gerçekten onda hakka gönül veren her kul için şüphesiz bir ibret vardır.
<> 67-Mülk/16: O
göktekinin, sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman
yer aniden çalkalanmaya başlar.
Evet bunlar Hüsuf (üç hasif) (Tıpkı Ğaraniyk=Üç kuğu
gibi). Sağolun çalışkansınız -arı kadar-.
Hasif>>>Hasifeyn>>>>Hüsuf. Bir çatlak, iki
çatlak, üç çatlak. Üç kez "Rock the bottom". Damn(ed). Bunların
Türkçesi???? Ve de H.A.A.R.P'nin
Türkçesi lütfen.
<> 3 kere "yeri vurmak"
[] Aktif Auroral
Yüksek Frekans Projesi. Highfrequency Aactif Aauroral Research Project. Dünya
üzerindeki magnetik alanların yarattığı aktif enejinin araştırılması
projesi
(İpucu: Bu gece şu anda HAARP devre dışı.) (İpucu: 8. kafdağı
yerde Spil'e değer.) (İpucu:
Zaman enerjisi Zilzal (deprem) biçiminde dönüştürülebilir.) (Veya onu oluşturan
KİŞİ/lerce RA yüklenilerek soğurulabilir.)
Şu anda en büyük MAGNETİK
alan, tam şu anda, Magnesia'da; tastamam ben şu an oradayım. Bir
garip tarzan olarak...
Yukarıda KÜSUF, aşağıda
HÜSUFU engelliyor tam bu gece.
<> (ANTİ-HAARP projesi
olarak oradasınız.)
Evet [candaş], evimi çok özledim, çook! 350 Becquerel fazlam
var. Sadece yakınlarımda bir milli park korucusu var. (Posta
gazetesini okuyan adam.) 40 Becquerel REM
doz ile ölür insan! Şu an bir yıldır görmediğim evimi çok
özlüyorum.
İşte size Dabbe dünyası ve içdünyası. Tabii
illaki PARANORMAL. (Normal olursa şaşarım
zaten.)
Küsuf kaçta? Saat kaçta Ay tutuluyor? Ay şu anda nasıl
görünüyor?
<> Ay, Salı günü TSİ
21.48'de Dünya'nın tam gölgesinin içine girmeye başlayacak ve rengi
bakır kırmızısına dönüşecek; tam tutulma ise saat
22.52'de gerçekleşecek. Tutulmanın tamamı havanın açık
olması durumda Türkiye'den izlenebilecek. Tutulma aynı zamanda, Asya
kıtasının batı sahilleri, Afrika ve Güney Amerika'dan da
gözlemlenecek.
465'den 218'e indim. Bir gripli gibi inanılmaz öksürüyorum.
Bu benim RA'dan kurtulmam anlamında.
(RA alerjiktir) Kurtulacağım
05 cıvarında inş.
<> inş
Boğmaca gibi öksürüyorum. Allah'ın bildiğini niye
kuldan saklıyayım.
<> Şafi eş ŞUFA
(amin)
<> amin
ŞİFA
bu gece geliyor (Meşhud ile birlikte).
Evimi çok özledim; Tarzan Jane'e dönmek istiyor ve
kiddy'ciklerine. NORMAL olmak
isterdim, bir aile babası, işinden gelip TV koltuğunun başına
geçen, tipik mi tipik Türk erkeği... Eşimin yemeklerini birlikte
yemek isterdim çoluk çocuk...
Ne çok şey istiyorum değil mi? Öyle biri olsaydım
keşke, hacker'lerin benden haberi olmazdı, iftiracılar adımı
kullanıp mailler atmazlardı. Ne haberleri olurdu bir garipten...
Eyvah vazgeçtim! Ya beş vakit namaz kılıyor olsaydım?
Böylesi daha iyi. Ben mutluyum. Polyanna rol gereği/roman icabı
mutluydu, ben VALLAHİ çok
mutluyum.
Rol yokki ortada... Rol yeteneğim olsaydı, önce şöyle
bir politikacı olurdum (Kezzab), sonra Selahattin Duman ve Ali Kırca
gibi dizilerde, reklamlarda oynardım.
Ben normal olsaydım çooook deli para kazanırdım.
Öyle ki 100 daire 500 arsa yat mat alırdım (Yacht anlamında).
Üff ne biçim faiz yerdim. İhalelere fesat karıştırırdım.
Resul Tosun gibi haramzade milletvekili olurdum. Belki ben de Pirelli Türk'ün
önemli bir ortağı olurdum. Cola Turca.
Kesinlikle Fenerbahçe başkanı olurdum. Bütün hakemleri
satın alırdım. Merkez Hakem Komitesinin adını Merkez
Amr ibnül As komitesi diye değiştirirdim. Serdar Bilgili'ye istifa
etmesin diye borç verirdim. Hatta meclis başkanı olup "Şeyini
şey ettiğimin şeyleri" derdim, benim gibi düşünmeyen
herkese.
Yahu ben böyle NORMAL
olmak istiyorum. Yerin dibine geçesi Hans, sen hiç normal olamayacaksın oğlum!
Normal olamayacaksın olm! Beterin beteri var: Belki de Suudi Arabistan'da
itfaiyeci olurdum da kız öğrencilerin diri diri yanışlarını
seyrederdim.
Yine ŞÜKÜR VE HAMD
rabbime BEN MEMNUNUM MUTLUYUM. BİZLER
MUTLUYUZ!
<> Biz meMNuNuz. (3/164)
Bir daha hamd ve şükür! 140 cıvarına indim.
:))))))))
<> İdrak edebilirsek (İF)
bir daha hamd ve şükür
Evet [candaş], if/si/ob'un
tersi.
<> Allah razı olsun sizden
ve candaşlarımızdan
Elbette Rabbim razı olacak, burası O'nun evi/sitesi, O
anılıyor burada, burada horror eylemi yapılmıyor. Biz de bu
evsahibinin (Malikül Mülk) kiracısıyız. Bir iki salise de olsa
buradayız. Burası bekleme salonu, bir iki salise bekliyoruz, ardında
ebediyete açılan biri yeşil, biri kırmızı iki kapı
var.
Orada salise kelimeleri komik kalacak. Bir gün bin yıl olacak
ve bu BİR TEK GÜNLERDEN de s o
n s u z tane olacak.
Artık orada oturup bilgisayarınıza tüm evrenlerin
toplam bilgisini indirip koleksiyon yaparız. Yasak ağacı
görürüz. Adem atamızı ziyarete koşarız. Efendimizi görürüz.
İbrahim atamızın sırtımızı şifayla/şefkatle
sıvazladığını görürüz. "Demedim mi sana" der
Cebrail'e -aşağıda-, "Bunlar benim milletim!"
Ve sekiz cennetten İKİ
MİSLİNİ, yani CEMAL'i
görürüz. 16 Cennet geride dursun, "Bana seni gerek seni" diyen
Yunus'u anlarız. Ve güzelliğimizle YUSUF'u kıskandırırız. Orada herkes YUSUF veya Yusfa (dişi Yusuf:
Ali-Aliye gibi). O Yusuf güzelliklerinin çirkin kaldığı CEMALİ görürüz.
CEMAL
CEMAL
CEMAL-i
şerif...
Sabıkunüs sabıkun. Mukarrebun. Yaklaştıkça
daha da güzel.
O Celle Celalühü ve Latif cemal ile BİRLENİLEMEZ, ammaaaaa
BİRLEŞMİŞ olabilirsiniz.
Bunu Sidre altındakiler yaşayamasa da... Naim cennet ve
Makamı İbrahim komşuları görecek!
Allah İbrahim'e söz verdi: "Pekala, mutmainlik kavgamızı
bitirelim dostum İbrahim" dedi. "Nereye kadar mutmainlik
limiti/sınırı istiyorsun?"
"Seninle yüzyüze değene kadar isterim YaRabbi" dedi.
"O zaman sana en Sabık makamı, en Mukarrib (yaklaşmış
bitişik olmuş) makamı ve HALİL'liğimizi
veriyorum. Andolsun bu mevkiye onurlu melek kullarım bile ulaşamadı.
Cebrail olan başkanları bile gelemedi. Senden başka herkese
"70 bin perde arkasında" saklı kalacağım."
(Resulullah bu perdeler arkasında mir'ac'da idi.)
"Sen geldiğinde sen ve
M İ L L E T İ N E (Getirdiklerine, senin kanından değil
yolundan olanlara) CEMALİMLE
sonsuz mutmainliği sunacağım dostum İbrahim."
"Söyle o milletine ayrılsınlar öteki cennet
ehlinden, iyiliği ve güzelliği emredip kötülüğü/horgörüyü
yasaklasınlar."
"Senin gibi olsunlar
(Atalarının dininden değil). Onlar atalarının dininden
ayrılırlar ve sana uyarlarsa, cemalim ve Halilliğim onlara da
armağandır".
İbrahim dedi ki: "Rabbim, ben ölüp gideceğim benim
dinim bile unutulacak, beni kim hatırlayacak, kim artık benim
milletim olacak, kim ben Hanif'im diyecek?"
"Mahzun olma dostum, günü gelince yerden birini çıkartacağım,
hitabı kitab olacak, seni ve hanif dinini gömüldüğü yerden çıkaracak.
Senin şanını kıyametin başına kadar taşıyacak(lar).
İşte onlar SENİN MİLLETİNDİR".
"İshak ve İsmail'in soyundan gelenlerin bile UNUTTUĞU hanifliği hatırlayacaklar
ve kıyamete kadar alametlerine (İsa'nın dönüşü vb) akın
akın bu Hanif dine koşacaklar".
"Ya Rabbi sana koştukları gibi önce bana koştur.
Ben oğullarımı istemem. Milletimi isterim, illa ki
milletim".
(MİSAK'tan konuştum.)
<> 43-Zühruf/28: Bu
sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı
ki, insanlar (onun dinine) dönsünler. (Ve cealeha kelimetem bakıyeten fı
akıbihı leallehüm yarciun)
<> 3-Ali İmran/97: Orada
apaçık nişaneler, (ayrıca) İbrahim'in
makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin
o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim
inkar ederse bilmelidir ki, Allah bütün alemlerden müstağnidir.
<> Huu!
Sırrını buldum: Ağlayınca öksürük
kesiliyor. İbrahim atamızın hiç ihtimal vermediği bir şeyi
başardı BU SİTE veya
chat room'dakiler: Haniflik "Founded". Devamında Foundation olur
inşallah.
<> Amin
<> İnşaallah
Ve şu KUDRETE bakınız
ki, Mesih geçmişte HANİF değildi.
Ama bu satırlar var ya... ah bu konuşan Kur'an var ya İsa'yı
bile gelecekte (şu an bile) HANİF
kıldı.
<> 3-Ali İmran/45: Melekler
şöyle dediği vakit: Ey Meryem haberin olsun Allah seni dünya ve
ahirette itibarlı biri ve kendisine yakın olanlardan olarak tarafından
bir kelime ile müjdeliyor! Adı Meryemoğlu Mesih İsa.
Adler'in nereden haberi olacaktı, Haniflik millenium'u ilan
edilmeseydi. Al sana bir hanif daha.
Şu satırlar (kitabı Kur'an) var ya, yazdıkça
geleceği HANİF diye bir
renge boyuyor. Süfyani karası/zift siyahı üzerine güzellik yaratıyor.
Şeytan siz MUHLİS'lere
ulaşamayacak. Benimle bu kadar uğraşıyor, neden? Bana ulaşamıyor.
DBB dünyası sürekli-süreğen
MEŞHUD'dur. Nötrinosu yoktur,
yani orada her an sabah namazı gibi MEŞHUD'dur.
Yazdıklarım var ya... Şeytanı deli ediyor
deli... Biliyor ki, hanif zürriyet bu satırlardan/site'den kuruluyor.
Adem'in zürriyetinin tamamını alamıyor Allah'ın elinden
cehennemine... Gözü bizde kaldı, aklı bizlerde kaldı. Ve mel'un şeytan,
seni İSA MESİH öldürecek!
<> "Bilinen/Malum günün
vakti" geldiğinde. (15/38; 38/81)
Ve Mesih'e not düşüyorum: Bir de benim için vur, benim canımı
çok yaktı... Çok yaktı canımı, belalar sardı, bana
astronomik para teklifleriyle, yönetici bakan teklifleriyle geldi. Ve ben belki
de milyar dolarlara direndim, infak ile geçindim ve yetindim. Ben çalgıcı
şarkıcı oldum ben de infak ettim. Elimin tersiyle herşeyi
iteledim.
Şeytan beni üç büyük gazete ve kuruluşun başına
getirdi. Genel yönetmen oldum. Adımı falcıya çıkardığı
anda o zirveden, o karapara makamlarından bir tek saniyede iniverdim MELAMİ ocağına.
Uğraştı, halen de uğraşıyor. RTE'ye
başdanışman yapmaya uğraşıyor. AKP'den ve eskiden
Anap'tan milletvekili oldurmaya uğraştırıyor. Güldürme beni
şeytan...
Ahmet bey tam bir trilyon çeki cebime koyuyor gizlice, bulunca
geri veriyorum. Giderim buradan dedim de vazgeçti.
Şeytan bakınız sırf bana sırf bana sadece
bana nasıl BÜYÜK CEPHANE harcıyor,
görüyor musunuz? Bütün bunları reddeden birine ancak DELİ denir, otistik denir, para hesabı yapmayı
bilmeyen geri zekalı denir.
<> Hayır hanif denir
<> bu dünya hayatı yalnızca
basit bir eğlenceden ibarettir.
Yahu XP-Pro'dan Troyan çıkar mı? Orijinal CD'den çıkar
mı, mümkün mü? Bir türlü mirc'e bağlanamadım, saatleri buldu.
Bunlar TESADÜF mü? Bir yandan beni
servete ve makama boğuyor, bir yandan da bunları yapıyor.
O yetmiyor gidip hacker buluyor, başımıza sarıyor
ve tedbir almadığımızdan tevekkül olamayacağımız
dersini veriyor. Musibet ve nasihat meselesi.
Ne alakadır ki, hiç tanımadığım Fethullah
mankeni benden hamile kaldığını söylüyor. Öyle de güzel ki,
kim olsa gönlü kayar, ama ben normal değilim: TİKSİNİYORUM ondan... Gerçekten ben paranormalim.
Üniversiteden bir çok nedenden ayrıldım: Bir tek
tanesini söyleyeyim: Kız öğrencilerimden bir kısmı
melankoli derecesinde tutkundular bana... İstifayı bastım, hiç
düşünmedim bile "İşsiz kalacağım falan"
diye.
Şeytan daha neler neler gönderiyor. Kör müyüm ne, hiçbirini
görmemezlikten geliyorum. Müzik dünyasında bunlar çoook normaldir. Ama
herhalde beni sahne ışıkları kör ediyor ki görmüyorum...
Üstelik onları zevksiz buluyorum. Ben YAKIŞIKLI filan değilim. Medyatik de değilim. (Çünkü
medya yönetmeniyim) Bu belli ki şeytanın işi...
<> Amaç etkisiz kılmak
Evet beni dünya ile meşgul kılmak... Ama ben haftanın
beş gününü park tarzanı iki gününü de İzmir'de geçiren bir salağım.
<> Est
Beni görmek için dağa çıkanlar bile var, trekking
niyetine...
Ben Haftanın 6 gününü chat başında geçiren biriyim.
"Hans Hoca kızlar seni görmeye gelmişler". "Kibarca
söyler misin, ben şu anda chat'teyim".
Eskiden evdeyken, dayak yiyen hanımlar, kimi babasından
kimi eşinden falan... DOĞRUCA
benim eve sığınırlardı, onları teskin eder barıştırırdım.
Ama aşağılık mahallede şeytan dedikodu yaptırırdı:
"Duydun mu filanın kızı
Hans'a kaçmış, [S] Hanım da kuma getirmeye razı olmuş"
Şeytan bu kadar acemileşti işte... Millenium
günlerimizde evimi bize sığınanlar dolduruyordu.
Bunları anlatıyorum BİLESİNİZ
diye. Kendimi hiç reklam ettim mi? Asla! Şeytanı bilesiniz diye...
<> 15/88: Sakın,
o kafirlerden bir takımlarını zevkyab ettiğimiz şeylere
göz atma, onlara karşı üzülme ve müminlere kanadım indir.
Zaten kanadım inik candaş. Tarık kanatlıdır,
dabbet kanatsızdır.
<> Şeytana (özellikle bu
konuda) alet olanların suçu şeytandan daha fazla.
Evet şeytan teklif eder, nefsimiz kabul veya red eder. Ben aslında
şeytandan değil, onun Hannas'larından çekiyorum. Şu Hacker
bak neler yaptı bize? Yani gelecek açısından da konuşuyorum.
Neredeyse HAANİF'i
programlayacaktı.
Şeytanda ilim yoktur, teknik yoktur, mucitlik yoktur, alet
kullanamaz, ama bunları KULLANABİLEN
insanları ayartır, kendi yaptırımı ve insanın
ilmiyle birleştirip ETKİLİ
olur. İşte bu işbirliğine HANNAS deniyor. Bir tür nikah gibi sembiyoz yaşamak gibi.
O halde bir hanif'in başlıca düşmanları Hannas
kafirler ile Süfyani ehli kitab kafirleridir. Bu ikisinden, ta onları
majisyen majesteler öldürene kadar çekeceğiz. Sırf bu yüzden
gelecekte yaşamak isterdim. Ama ne var ki Mesih, Adler vb. bunlar iki
zamanlı; birilerinin geçmişi, ötekilerin geleceği tutması
gerekiyor.
Messiah ve Mighty geleceğe nakledilen geçmişin insanları;
bunun tersine birileri de (adları gereksiz) gelecekten geçmişe
Zülkarneyn'lik yapıyorlar; öbür birileri de her türlü zamanda yer alıyorlar
(Dedem Korkut, Yahya vb); birileri de zaman üstü mekanlarda yer alıyorlar.
(İdris, Üzeyr, Lokman).
Nesimi'nin dediği gibi: "Kah çıkarım Tarık
Semasına seyreylerim alemi; kah inerim dabbe Arzına seyreyler alem
beni. Bu bir melamet (Melamilik) hırkasıdır, kendim giydim kime
ne?"
Ve de biraz şakacık: "Bir tanem olmaya ne hakkı
var bazılarının?" Ama BİZLER
tanem olmaya buradakilerin HAKKI
var. Çünkü o EL-HAKK, biz de
El-Hukka.
<> Bir tanesi biliyoruz biz =
bizim Tennessee.
Evet Zülkarneyn (ilki), Tennesse ve Missisippi'de batı
seferini yapıp konakladı. Gerek onlara (ABD), gerek başka ırkdaşlarına (İspanyol,
Portekiz), onların soykırıma uğrayacağını
söyledi. Kuzey Amerika'da, on milyonu birden yok edildi.
Şimdi yaşasalardı, neredeyse Hindistan nüfusu kadar
olacaklardı, ABD ve KANADA'da. Sadece bir kaç milyon beyaz,
300 milyon ABD'li olarak çoğaldı. On milyon Kızılderili'den
belki de Çin nüfusu kadar bir topluluk olacaktı. İspanyol katiller de
dağdaki (And) iki milyon Kızılderiliyi
sadistçe ve bebekleri, kesip yiyerek, askere karavana diye yedirerek
mahvettiler.
"Ermeni katliamı"
diyenler beni güldürmesinler! Cortez'in (Fernando) yanında Hitler yahudisi
bile masum kalır! Kanada'da sayıları 175 yılda üç milyondan
beş yüzbine düştü. Kanadalı parlamenter bozuntusu, "Ermeni gününü" ortaya atacağına,
180 yıl içindeki kuşakları (özellikle Fransızlar), neler
yapmış Kızılderililere, neler neler? Bunlar şimdi soykırım
değil mi?
Quebec'in kuzeyi (Labrador yarımadası) inanılmaz
bir soğuktur. Sibirya onun yanında bahar gibi kalır. Orada ÇIPLAK olarak yüz binlerce Kızılderili
kadın ve çocuğu sürgün ile dondurdular. Öyle ki Hitler ve Napoleon
bile Moskova kışında bu kadar şiddet görmedi.
Arayın bakın bakalım Kanada tarihinde hiç "Kızılderili
katliamı var mı?" Yok gerçekten, kayda geçmemiş, ama şu
çelişki de var: İki asırda bütün bu iki buçuk milyon Kızılderili
ve üç milyon bizon (buffalo) nereye gitti?
Evet, Kanadalı Ermeni dostu parlamenterlere bunu da sormalıyız.
Çünkü bu soruyu soran KENDİLERİ,
ben değildim. Ben onların sorusunu yazdım, çelişkisini yazdım.
Anlayan anladı.
Tam 100 şimdi :))))))))))))))))))))))) Benim enflasyonu
detektör böyle gösteriyor. Yani çeyrek oldum.
<> Geçmiş olsun
Ben hasta değilim, sadece ben, zaman enerjisini, deprem falan
olmasın diye RA'ya çevirip soğuran
bir paranormalim. Yani ben DİREKT
olarak RA'ya maruz kalmıyorum.
ZilZal diye bir enerji türü ile onu benden yalıtıyorum,
ama dışarı da vermiyorum, bende kondanse olarak kalıyor.
"YERYÜZÜNDE sapasağlam"
denen dağlardan birindeyim. Burada magnetik alan ötesinde kitle depreme el
verdirmiyor.
Küsuf sayesinde Hüsuf'u önlediğim gibi, ayrıca ben de
bir tür "Barsak temizliği" yapmış oluyorum. (Yoksa bağırsak
mı yazmalıydım?)
96.
Vaycanına, saat bir hayli olmuş, iki buçuk saat sonra
artık yeşile yapışmam gerekmiyor. (Umarım bir
overwrite daha olmaz. Bu ardından RA
ve dolayısıyla YEŞİL
tutkalı getiriyor.)
"Ben büyüyünce Philadelphia çıkarma gemisine tayfa olacağım,
duvarlardan geçip görünmez olacağım".
Onlar gibi olmak istemem. Çünkü onlar "GÖK" tarafında ve Şıhab ile yanıyorlardı.
Ben tersine yeraltındayım, onlar gibi spontane yanmam veya şeytan
taşlamasıyla vurulmam gerekmiyor.
Onlar -bir tür- kobaydı. Ve gönüllülerdi. KMA ve M.K.Jessup'u kimse suçlayamaz. Çünkü sonraki deneylerde kimse
yanmadı veya görünmez olmadı. (K-L-M
deneyleri tam başarılıydı.)
Pekiyi bu RA neden var İDİ anımsıyor
musunuz? Hani enerjinin korunması ilkesi; hani "bir boş pili
geçmişe gönderirseniz, DOLU
olur" argümanı. Gelecekteki BOŞ
pil (Sonuç) geçmişe (NEDEN)
iletildiğinde iki uç arasındaki ZAMAN
YELPAZESİ kadar, yani zaman kadar bir ZAMAN ENERJİSİ oluşturur.
Enerjinin konservasyonuna göre, sakınım ilkesine göre,
Zaman boyutu, mekan boyutu üzerinde etki yapıyor. (Yer zilzal ile sarsılıyor.)
Bir MIB kitlesini (m)
E=mc² olarak hesapladığınızda bu inanılmaz fusion
enerjisini GERİ getiriyor.
Sistemin dengesi bozuluyor.
(Bakınız Ayet: "Görmüyorlar mı, biz DÜNYAYA geliyor ve onu ÇEVRESİNDEN kuşatıyoruz".
Bu Kafdağlarının hele hele Spil'in de sırrıdır.
Ve yine Ayet: "İza zülzileti...")
İki ayeti birleştirdiğinizde ARZ'ın EKSİLDİĞİNİ
göreceksiniz. Yani oradaki doğru kelime ARZ(Kütle)nin
yarı ömür sürecinde yarısının ENERJİYE dönüşmesini gerektiriyor.
Ayeti hatırladınız mı? Dünyaya gelmek ve onu
çevresinden EKSİLTMEK. (Yani
radyoaktiviteye çevirmek.)
<> Rad/41: Bizim,
yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmediler mi? Allah
(dilediği gibi) hükmeder, O'nun hükmünü bozacak kimse yoktur. Ve O hesabı
çabuk görendir.
<> Enbiya/44: Gerçek
şu ki, biz onları ve atalarını, ömür kendilerine uzun
gelecek kadar nimetlendirdik. Hala görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor,
onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı?
Bu gelen ne? Kimler geliyor?
Daha ileri gidelim: Evren (burada dünya) dün daha dardı, yarın
daha genişleyecek, öyle değil mi? Evren bir elma kadardı,
giderek genişliyor öyle değil mi? Yarın evren daha GENİŞ olacak. Değil mi?
Değil mi?
<> Evet
Ama ayet TERSİNİ söylüyor.
Bundan, genişleyeceğine büzüşecek, anlamı çıkarmayınız.
Hele ki bir kürenin uçları yoktur, değil mi?
Şimdi iki uç var: NEDEN
ve SONUÇ. Sonuç nedir? GE-LE-CEK. Neden nedir GEÇ-MİŞ? Sonuçtan
birileri nedene geliyor. Geldiklerinde, yani geçmişte EVREN daha D A R yani eksiltilmiş, değil midir?
<> Evet
<> 36/67: Yine dilesek kendilerini oldukları yerde kılıklarını
değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de dönebilirlerdi. - 68: Bununla
beraber kimin ömrünü uzatıyorsak yaratılışta onu tersine
çeviri(p güçten düşürü)yoruz. Hala akıllanmayacaklar mı?
Bu ayetin birinci bölümünü böylece anladık. Gelelim ikinci
bölüme: Gelecekteki kişiyi yaşlı gibi düşünün, pili bitmiş
gibi, enerjisi yitmiş gibi; bunu geri getiriniz, giderek gençleşecek
(bu arada evren daha daralmış olacak) yani PİLİ geri geldikçe dolmuş olacak.
İyi ama bu pil GEÇMİŞİN
malı değilDİ ki?
Katma (negatif) bir enerji, export olarak getiriliyor.
Yani gelecek/sonuç UC'undan
geçmiş/neden UC'una bir "POTANSİYEL FARKI OLAN GERİLİM
DEŞARJ OLUYOR". Bunun en yakın örneği: Ayette diyor ki:
"Dünyaya geliyoruz".
Yani enerji mutlaka uzayı katederken DALGACIK/VİBRATION özelliklidir, ama dünyaya ÇARPTIĞINDA (foton çarpınca
elektron koparır ya) PARTİCLE/TANECİK
özelliğine bürünüyor.
Yani elektron kopup atomdan dışarı kaçıyor ve
de atom denen olasılık küresi EN
DIŞINDAN eksilmiş oluyor. Bunu ben anlatabildim mi?
<> Evet
Şimdi bir durum daha var.
Yarım kilo uranyumu 1620 yıl geriye götürürseniz BİR KİLOGRAM olur. Çünkü
nedende bir kg idi, sonuçta yarım kg'a inecektir, geri getirirseniz BİR KG olacaktır.
Ama enerjinin korunması ilkesi diyor ki: Yok öyle şey,
bana katma enerji getirdin, sistemin dengesini bozdun, entropiyi düzene soktun.
Oysa ben kaos üzerine çalışan NEDEN
ucuyum.
Madem geri geldin, senin m kütlenin E=mc² değeri üzerinden şu
kadar enerjin var. Bunun yarısını PARTİCLE olarak kabul ederim, (Yani bebek olarak doğarsın,
daha kütlen küçüktür); ama kalan yarısını vibration olarak kabul
ederim. (Hani büyüyüp kilo alacak ya bebek ileride onun rezervi.)
Madem sen TERSİNİP
geldin, ben de bu yarı ömrün neden ve sonuç uçlarının ok
yönünü tersindiririm.
Haklı diyor DOĞA...
Çünkü dünya (evren) daha dar, yani enerji daha az dağılmış=daha sıkışmıştır.
Nereye sıkışır? Ya bu enerji Zilzal olarak (zaman enerjisi
olarak) diğer üç boyuta (mekana) YÜZEY
enerjisi olarak yayılacaktır. Enerjinin bir kısmı yüzey
üzerinde (elektroskop kürelerini düşünün), bir kısmı dik aşağı
boyutta (Dabbe'yi düşünün). Yani ARZ'ı
sallayan bir salınım olacaktır.
Bu işin bir paratoneri var: O enerjiyi kim getirdiyse, o
zilzalı ya kendisine toplar ve dengeyi korur, ya da düşman biriyse
yeryüzünde saçma sapan paranormal depremler olur.
Bir dağılım şekli daha var: Bu nasıl
paratoner olacağınızı gösterecektir. Dünyada yalnızca
madde (insanlar) yok ki, enerji de var (Cinler). Bunların da bir topoğrafyası
var: Adı KAF dağı
(Kappa veya Caucasus da deniyor).
7 kafdağı var. (İçsel biçimde.) Bunların 7'si
birden o hıza çıkınca GÖKTE,
fakat yer gibi görünür.
(Ayet: "Gökte D A Ğ gibi bulutları süren de O'dur".
Yine ayet: "Sen dağları yerinde sanırsın oysa onlar BULUT gibi geçer giderler.")
Bunların ekstrem anlamları hep KAF dağıdır. (Benim kitaplardan anımsadınız
mı? Oyuk-dünya öğretisi. Hans Hörbiger'in "Die HohlWelt"i.)
?
<> Evet
Fakaaaaat sekizinci bir kafdağı var, ki o GÖKTE değil, YERDE, magnetik; Dabbe tam onun altında. Bu dağın adı
Sebila (Peltek S ile).
<> Spil
Hani var ya; "Sebil gibi, sebili Hayrat", Sanskritçe
"sepla". Ve 7. dağ burayla teğet olduğundan, yedinci
dağ (Sebt, sebit, seven, sieben) bundan dolayı adını alıyor.
Önceki medeniyetler de o dağa Magneta dağı veya
Spil dağı demişler. Magnetizmanın farkına varmışlar.
Yöreye de Magnesia (Manisa) demişler.
Diğer dağların izdüşümlerin saymıyorum.
(Bunlar Zion spiel'i, Turu sina, Arafat vb.) Diğerleri çok kutsaldır.
(Siyonizmin adını veren dağ, Hacc edilen dağ, Musa'nın
kitabelerini aldığı dağ vb.)
Ama nedense 8. dağın kendisi KUTSAL sayılmamıştır. Yani hacc edilmez, duası
yoktur vb. İyi ama MERYEM bu dağa
geldi, burada yaşadı, az ileride Kuşadası'nda ise vefat
etti!
Hep Meryemana Efes diyorlar. İyi de Meryem sadece ve sadece SPİL'e geldi. Bunu niye
söylemiyorlar. (Son dönemi Efes'teydi.)
Pekiyi Meryem'i buraya HANGİ
NEDEN getirdi? Kudüs'ten taaaa "buraya" ne işi vardı?
(Buraya diyorum çünkü benim konumum tam orası=Burası.)
Meryem neden Spil'e geldi, neden olabilir?
<> Korunmak için
Aslında DAĞ
kutsaldı. Bunu kimse fark etmedi. (Hanifliği de farketmediler ya.)
Ama ben ilan ediyorum: Lhassa'dan daha mübarek. Diğer 7 izdüşümü
gibi, Spil'in de HAKKI var kutsal
olmaya. İhmal edilmiş bir kutsallık.
Tabii biz tapalım demiyorum. Hira dağı bile tapacağımız
bir dağ değil. Ama Cebrail oradaydı (Hira). İsa gittikten
sonra bir peygamber daha vardı: O kimdir?
<> Daniel ss
<> Yahya ss
Hayır, M E R Y E M daha ölememişti ki... Ama kadından
peygamber olmaz ya(!) Tur gibi, Sina dağı gibi, KUTSALLIK atıfında bulunmadılar. (Erkek egemen
topluluktur medeniyetler.)
Ama oğlunun göğe alınmasından sonra İncil'i
öğretmeye devam eden, kutsal mı kutsal, MERYEM, herhalde oğluyla birlikte buharlaşmadı ya?
Elçiydi. (Resule) Elçi=Resule görevi vardı. Oğlunun göğe
alınmasıyla ENERJİ
kaybına uğramıştı. (Ona NUR enerjisi üflenmişti ve İsa doğmuştu.) İsa
GÖĞE alınınca (yerine
başkası konmasına rağmen, yani hain birini İsa sandılar
ve çarmıha gerdiler)
<> Bu da Ürdün çöllerine kaçan
eseniler dışında Anadolu'da bir başka Hıristiyan
örgütlenmesinin oluşmasını açıklıyor aynı zamanda
Evet [candaş]. Önce, Meryem Dabbe oldu (Kappa=Kaf=Kapadokya
saklı kentleri), sonra enerjisiyle sıkı sıkıya ilişkili
MAGNETİZMA (yeryüzü magnetizması)
içeren 8. dağa geldi. Önce öğretiyi buraya; daha sonra ise büyük kent
olan Ephesos'a taşıdı.
Meryemana dediğimiz yerde ise oturdu ve vefat etti. Pekiyi
mezarı nerede? Bir link bilginiz var mı?
Pekyi mezarı nerede? Bir link bilginiz var mı?
<> Efes Selçuk
Peki kabri nerede?
<> Hrıstiyanlar hacı
oluyor adına atfedilen kilisede
Ama mezarı nerede? Gerçek mezarından söz ediyorum.
Selçuk'da mezarı yok, orası bir mescit sadece. (Hele ki sonradan
kiliseye çevrildi.) Meraklandırmayayım: Spil milli parkında (Dağında).
<> Koordinatsal konumu belli
olabilir mi kaptanım? Yani spil dağındaki
Hayır, çünkü YEŞİL
o yeraltında bildiğimiz koordinatlar yoktur.
Hatırlayınız: Ashabı kehf uyudular (Farzedin
ki öldüler -yani uyumadılar öldüler- öyle farzedelim.) OK?
<> Ok
Ashabı Kehf'in bu durumda mezarı şu veya bu mağara
diyebilir miyiz?
<> Hayır
Orası da yeşildi, burası da [candaş]! Meryem'in
mezarının neresi olduğunu (Allah'tan sonra) ancak yeşile
yapışanlar bilebilir, çünkü görürler.
Zaman koordinatı derseniz, olasılık aralığının
bulutu oluşur, yani belirsizlik ilkesi size Spil mezarındaki zamanı
verdiğinde, bu kez mekan (Dağ) bulut gibi belirsizleşir ve
gider. Tersine dağı belirlediğinizde mezar "Bulut
gibi" geçip gider. Bu ilkeyi hatırladınız mı?
<> Heisenberg
[] belirsizlik ilkesi
Bu ilke aynı zamanda ayetlerdir. ("Dağların
bulut gibi geçmesi", "gökte dağ gibi bulutların sürülmesi"
vb. ayetleri)
Heisenberg der ki: Elektronun:
1. Konumunu (net yerini)
2. Zamanını
3. Hızını aynı anda hesaplayamaz sadece bir BULUT misali olasılık aralığı
verirsiniz. Bu ilkeyi hatırladık mı?
<> 27/88: Bir de
o dağları görür, onları sabit sanırsın; oysa onlar,
bulut geçer gibi geçip gider. Bu, herşeyi sapasağlam yaratmış
olan Allah'ın sanatıdır. O, şüphesiz bütün yaptıklarınızdan
haberdardır.
Evet ayetlerden biri bu [candaş], teşekkür. Bir de GÖKTEKİ dağlardan söz eden
ayet var. Belirsizlik ilkesindeki elektronun durumunu hatırladık mı?
<> Evet
Şimdi buna (mikro sisteme) ayetteki dağları
(makrosistemi) yamayınız.
<> 52/10: Dağlar
da bir yürüyüş yürür.
([Candaş] BULUT kelimesinden ararsan öteki ayet çıkar.)
Bu nedenlerden dolayı Meryemana'nın yerini
belirleyemeyiz. OK? Ama OLASILIK
aralığı SPİL
der. Bu dağın dışında bir mezarı olamaz.
<> çok net oldu kaptanım
teşekkürler
<> Meryemana elektron hızında
mı iken vefat etti?
Hayır [candaş], sadece KEHF biçiminde öldü. Hani hatırlayınız ayeti: Ashabı
kehf. (Buna başka bir dönemde Meryem de dahil, DOĞU=Kapadokya, BATI=Spil
ile ilgili ayete bakınız orada MERYEM'i
de göreceksiniz, Efes'i de.)
"Hani onların üzerine bir MESCİT yapalım demişlerdi", bu ayeti hatırlayınız/bulunuz.
Ltf. Kehf suresinde...
<> Kehf/21: Böylece
kendilerini haberdar ettik ki, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve kıyamet
gününün şüphesiz bulunduğunu bilsinler. O sırada kavimleri kendi
aralarında bunların olayını tartışıyorlardı.
Bunun üzerine dediler ki: "Üstlerine
bir bina yapın; Rableri onları daha iyi bilir!" Düşmanlarına
karşı galip gelenler: "Biz muhakkak bunların üzerine bir
mescit yaparız." dediler.
"Üstlerine bir bina yapın;
Rableri onları daha iyi bilir! Düşmanlarına karşı
galip gelenler: Biz muhakkak bunların üzerine bir mescit yaparız.
dediler."
"Üstlerine bir bina yapın;
Rableri onları daha iyi bilir! Düşmanlarına karşı
galip gelenler: Biz muhakkak bunların üzerine bir mescit yaparız.
dediler."
"Üstlerine bir bina yapın;
Rableri onları daha iyi bilir! Düşmanlarına karşı
galip gelenler: Biz muhakkak bunların üzerine bir mescit yaparız.
dediler."
"Üstlerine bir bina yapın;
Rableri onları daha iyi bilir! Düşmanlarına karşı
galip gelenler: Biz muhakkak bunların üzerine bir mescit yaparız.
dediler."
İşte bu KİLİSE
böyle oldu. Ama Meryemana'nın mezarı KEHF'de değildi, R A K İ M 'de
idi. (Rakim, rakım, yükseklik.) Tam o yörenin, en yüksek dağı/rakımı
>>>> SPİL'de adres
bulur.
Meryem Kehf'den değildi, ama
R A K İ M ehlinden
idi. Ayeti hatırlayınız: "Sana Ashabı K E
H F ve R A
K İ Y M 'den söz edeceğim". Rakiym'in orada olmasının
bir ANLAMI da budur candaşlar.
Rakiym ehliyle "Meryem" gibi olanlar anlatılıyor. Kehf
ehlini ise zaten çok yazıp konuştuk, biliyorsunuz.
<> 18-Kehf/9: Yoksa
sen Ashab-ı Kehf ve Rakim'ın, ayetlerimizden şaşılacak
bir olay olduklarını mı sandın?
<> 2/164: Şüphesiz,
göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri
ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akan gemide,
Allah'ın yukarıdan bir su indirip onunla toprağı ölmüşken
diriltmesinde, üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları
değiştirmesinde, gökle yer arasında boyun eğmiş
bulutta akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine
deliller vardır.
Yeşil dünyada canınız alındığında
cesediniz bozulmuyor, ama bulunmuyor da... (non-coordinate) Çünkü bulmaya
kalkarsanız belirsizlik ilkesi devreye giriyor.
Yani mezarı gördüm derseniz, zaman bir saniyeye 18 dakika
uzuyor. Sizin mezara ulaşmanız üç asırı bulabilir.
Ama yine quantum ilkesi der ki: "Hiç bir öz belirli bir yerde
belirli bir süre kalamaz, mutlaka yarı ömrü olduğundan oradan dışarı
çıkar".
Yani siz orada üç asır kalsanız mezara dokunacaksınız.
Ne var ki yeşile yapışmak sizi bir süre sonra malum quantum
ilkesi nedeniyle yeraltından yerüstüne atıyor. (Süleyman peygamberin
hazinelerini de ifritler böyle bekliyor) O hazineyi ve/veya mezarı dışarı
çıkaramıyorsunuz.
Çünkü DBB'den bunun
üstüne (Mahşer=Yeryüzüne) taşınırsınız. O zaman
da koordinat ve yer soramazsınız. OK?
<> ok
Bu yüzden KUTSAL dedim Spil'e.
Yoksa dıştan bakınca Kazdağlarından falan farkı
yok. Üstü yemyeşil ama altı acayip bir yemyemyemyeşil. Şahidin
gözleri gördü...
(Bu arada ben 41'e sabitlendim. Daha fazlası gitmiyor.) Gönül istiyor ki sıfır
olsun.
Hay bana nükleer fizikçi ehliyeti verenin...... Başım
fusiondan fissiondan kurtulamadı bir türlü. Sanırım sizlerde de
bu kadar vardır. Bu normal olmalı.
Yarın chat var inş.
<> inş
Kaldığımız konu nedir? Yani nereden devam
edeceğiz bir belirleyebilir misiniz?
<> Ra boşaltımı
ve zil-zal bağlantısı
Tamam. Aslında bunu bayağı anlattım. Ve işin
içine quantum dinamiği ve mekaniği, hatta matematiği (Rakim)
bile girdi.
<> Çok detaylı bir biçimde
örnekseyerek sundunuz, Allah razı olsun
Evet [candaş], her zamanki gibi tüm dünyada ilk ve tek ve de
benzersiz... Yani HANİF'ler
gibi benzersiz... Ve en en en en en BİLİMSELdir.
Ve de bunları insanlık tarihi boyunca (Kur'an hariç) kimse yazmadı
ve söylemedi (Haniflik gibi eşsiz).
Yine bizim Paranormal harikalar dünyasında tur attık.
Allah'ın adını çokça ve sıkça andık.
Cemalini bile neredeyse... görecektik adeta. Yani biz Aynel yakin,
hakkel yakin palavralarıyla değil, İLMEL YAKİN olarak Allah'ı görümsedik adeta.
İlmel yakin olmaya eyvallah! Ama diğer ikisi kızlarını
zehirleyen babalar kadar büyük günah.
<> Karşı bağda
zaman yolcuları olduklarından benzer sıkıntıları
onların da yaşamaları gereklidir.
Evet bazılarımızda sıkıntılar hatta
hastalıklar oluyor. Mesela Tesla'ya hekimler "Saralı" demişlerdi.
Belki bilirsiniz, hareketsiz saatlerce yatıp kalabiliyordu. Oysa bu sara
falan değildi. Kendini kilitleyerek depremler olmasını
engelliyordu Ve RA'sı belki de
benim yüz katımdı. (Beşbin REM
DOZ'dan söz ediliyordu.)
O saralı değildi. O KEHF'i
yukarı taşıyordu sadece (Kendi inmiyordu). Bir anlamda Philadelphia
tayfaları gibiydi. Zaten deney, onun çizimleri ve çözümleriydi.
Onlardan iki adaletli insan var: Disraeli ve Wiener, bizim safımıza
geçtiler. (Geçmeselerdi öleceklerdi, göndermeyecektik geriye.)
<> Kehf tipi gebelik için çocuğun
doğum, dünyaya geliş tekniği farklı mı? Her 2 bağ
için de!
Hayır, doğumlar, her şey aynı. Ama onların
diğer (bizlerin) bağ gibi "klon kardeşleri" yok. Oysa
bizlerin bağı A, B, 0 ve AB için en az dördüz kardeş oluşturur,
en az dört klon kardeş. Birinden biri ölürse, öteki bundan etkilenmez.
Çünkü dördüzlerin her birinin ayrı bir kimliği, benliği ve ruhu
vardır.
Ama tıpkı-basım olduklarından birinin, mesela
hastalığı diğerine mirror effect (Aynada yansıma örneği)
veya phantom ağrı biçiminde yansıyabiliyor.
Bu da aslında büyük risk. Mesela sapasağlam kalbiniz
var. Ama klonlarınızdan birinin (ilk bölünmeden ayrıltarak öncül
İKİZ olmuş kardeşiniz)
kalbi varsa (mesela enfarktüs, taşikardi vb.), diğer sağlam olan
da bundan etkileniyor. Adrenalin almış gibi bir tuhaf oluyor mesela.
Psikolojik olarak aynı kadına aşık olabiliyor
klon ikizleri, bu da büyük sıkıntı. Veya aynı erkeğe aşık
olan ikizler (Jana). Oysa birinin aklında AŞK yok. Sadece echo yansıyor, kendini mesela yengesine aşık
buluyor birdenbire. Dolayısıyla ilk iki klon kardeşi mutlaka
erginliğinde yanyana bırakmamak gerekir. Korsikalı ikizler gibi
tuhaf şeyler olabiliyor.
Klon kardeşlerde gelecekteki teknolojilerde doğum veya
klonlama rahim gibi bir vakum modülünde oluyor [candaş]. O zaman sezaryen
dahil anne dahil hiçbir şeye ihtiyaç yok. Kaburga-omurga da gerekmiyor.
(Teknoloji çok ileri, doğuma bile gerek yok.)
Ne var ki GERİ
geldiğinde böyle teknikler YOK!
Zorunlu olarak KABURGA-OMURGA'dan doğuyor,
tamam mı?
<> Sizin dünyaya geliş şekliniz
sezaryen ile mi oldu hocam? Geçmişte yani burada
Bu konuda konuşamam candaşım. :(
<> Allahlaw ya da şi*ra
evreni, bizim evren ile deccal evreni arasında tampon evren mi kptn? Burasını
anlayamadım tam olarak
[Candaş] Walhalla hemen yukarısı fakat
çoooook ileride bir yapay BH geçidi var. Jüpiter'den girdiğinizde sizi
She'ra sistemine atıyor. Orada iki evren bir boşlukta şişerek
giderek boşlukta genişleyecek yer bulamıyorlar, yani
birbirlerine DEĞİYORLAR. O
zaman işte bu felaket başlıyor.
Melez madde oluşabiliyor. Yani yaratık kimyasını
değiştirmeksizin bir UYARLAMA yapabiliyor.
Görüntü aynı (su mesela) fakat biri nişadır, biri gerçek su. Nişadır
çok yıkıcıdır, kesin ölürsün.
İşin tuhafı bunu gönüllü içersin (Allah korusun).
Sana cennet sunar, şırıl şırıl sular akıyordur.
Ama bir damlasını atın poposuna sürersen hayvan dörtnala koşar.
34. Yeşil çizgiden aşağı indim :)))))
<> ohh :))
Belim ağrıyor yine, fazla oturdum ve gün doğmadan
namazımı kılmalıyım. Hoş-bye.
<> Allah razı olsun
<> slm slm
<> bye bye