Chat
n° 217 - Tarih: 23 ocak 2004
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine
sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem
konularının yıllar sonra değişmiş
olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken
karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb.
info@aiberg.com adresine
bildirebilirsiniz.
[] Kaptan wow_10sce nickiyle bağlandı
<> Slm Slm kaptan
<> hoşgeldiniz
selam
MİH selam, özleştik buluştuk.
hüüüüüüüüp.
<> afiyet olsun
Bu
kez çay değil, [K] hazır çorba. Muhtevasını bir fincana
döküp üzerine kayna su boca ediyorsunuz ve 5 saniye
karıştırıyorsunuz. Limon elbette... Yanina [E]
kıtır ekmek veya şu anda yaptığım gibi [E]
peynirli çubuk kraker. Karabiberi de unutmayalım.
Marka
reklamları yaptım ama Allah'a şükretmek için bunca şeyi
yazdım. O zaman bir hüüüüp daha hüpleteyim. Oh şükür de şükür!
(Bıyığım
mercimek oldu silmeliyim)
<> :)
(Kolonyalı
mendilsiz yaşayamam/Hani şu bebekler için imal edileninden
markası [L])
Reklamlar
bitti.
Şimdi
hava raporu: Geçen chat neredeydim? Niye gelemedim? Antalyada inanılmaz
bir fırtınaya yakalandım. Hayat felç oldu. Ağaçlar kökten
söküldü. Otomobil uçtu vb.
Gözünü
sevdiğim Türkiyesinde ELEKTRİKLER
anında gitti-bitti. Sözde turizmin merkezi Antalya'da sabah 06.ya kadar
elektriksiz bekledim. Her an chat'e girmeye hazır olarak... :(((((((
Yahu
dedim, bizimkilere niye bir şey olmuyor? Demez olaydım, ertesi gün de
(Dün) sizler kar altında kaldınız. (He he he
diyemeyeceğim.)
Tam
gün yeniden elektrik kesintisi sürdü... Boşluk buldukça -arada bir elektrik
geldikçe- laptopu şarj edip bir iki mesaj karalamaya
çalıştım.
Bugüne
gelince: elektrikler kısa süreli üç beş kez kesildi. Bir sorun
kalmadı.
RTE (Eski İst.
Bld. Bşk) demişti ki: "İstanbul'un hiçbir altyapı
sorunu kalmadı. Hepsini çözdüm. Deprem dahil herşeye
hazırız!"
Kar
yağmasına bile hazır değilmiş meğer!
Tam
gün elektrik kesildi, elk ile ısınanlar yandı.
Bana göre bir sorun yok. Çünkü ben Nordic'im/genetik aşılıyım. 2003'de iki kez Kanada'ya (Hem de Polaris adası gibi 365 gün buz tutmuş bir yere) gittim. Kar bana vızgelir. Ama fakir-fukaraya???? :((((((
Geçen
sefer eminim, hem siz, hem ben, çok bekledik.
<> evet
Neyse
dolu dolu yazarak ve foto bölümüne resimler asarak kendimi affettirmeyi umdum.
Yeni
resimler astım WOW dosyasına (Aquarius cycle)
Bu
arada sohbet etmek istiyorum. İstanbul ne alemde? Yani trafik-mrafik,
karne-marne vb...
<> Kar'a tam teslim,
trafik ana caddelerde
Antalyayı
görecektin. Kent nasıl uçmadı halen hayret ediyorum. Kar yok ama,
Caraib hortumları var. Otomobil çeviriyor fır fır gözümün
önünde...
<> dün gece çok
şiddeti fırtına vardı
Ben
onu yaşadım. Fırtına telleri kopardı. O teller -çelik,
melik- nasıl kopuyor? Wow canına diye şaşırdım
kaldım. Hele otomobil topaç gibi döndü durdu... lol
Allah'ımız
bize sabır öğretsin. Yaşadığımıza
şükürler ve hamd!
<> saatte 110km
fırtınanın hızı
<> Antalyalılar bu sene
azap altında
Antalya
turistlerin karargahı... Kendi ülkelerinde YAPAMADIKLARINI burada çooook rahat yapıyorlar. Alanya şu
anda bile Alman dolu. Antalya ise Rus ve İsrail'li turist kaynıyor.
(Eğer kaçmadılarsa.)
<> bugün hayra da vesile
oldu kar konyada mahsur kaldım. Haniflerin yanında :) beraberce ilk
kez cumayı kıldım birkaç hanifle
:))))
Allah kabul etsin. Cumayı ben de çok özledim. Hem de pek çok!
Hanımlar,
ladies, unutmayınız, CUMA
sizin için de farz! (Erkek namazı değil! Olmaz öyle şey!)
<> evet efendim
Namazın
erkeği kadını olur mu? Allah'ın ABİD'lerinin cinsiyeti yoktur. Onların tamamı
"Ey iman edenler" hitabının muhatabıdır!
Hasetten
çatlayacağım, Allah kadınları daha ÜSTÜN tutmuş! Ciddi kıskanıyorum yani! Kadınlar
bir araya kolayca geliyor. Yani bir evin salonunda yeterli kişiler ile
kılabilirler.
<>
Haklısınız ama vakit önemli
Evet,
burada çoğumuz çalışan hanımlar ve beyleriz. Cuma
namazı iki dakika abdest, (Kışın giy çıkar 10 dakika
bile oluyor), İki dakika namaz, İki dakika dua, 20 dakika kadar HUTBE, 40 dk.ya
sığışıyor.
1
sn. Pardon. Kıtırlı domates çorbası... (Yazın
içemiyorum, bari kışın içeyim diye) Günde bir öğün yiyorum.
Bugün de böyle olsun bari... Yemek, uyku, rahat koltuk falan, bunlar beni
rahatsız ediyor. Çok cins bir adam olduğumu kabul ediyorum.
<> cuma vakti geliyor
içiniz acıyor ama olduğunuz yerden ayrılamıyorsunuz
Evet,
hatta namaza izin verseler bile, şaşırıp kalıyorlar.
Başınız açık ve günlük giyiminizle namaz
kılıyorsunuz. "Böyle namaz olur mu, tövbe tövbe!" diyenleri
duyuyorum -koro halinde-.
Bırakmıyorlar
ki Allah'ın bizden istediği namazı huşu/haşyet ile
kılayım. Hep aynı ukalalık:
-
"Yaw senin namazın başka bir biçim"
-
"Bu İbrahim ss.nin namazı!"
-
"Ne işin var senin ibo ile Adam yahudi, sen de mi yahudi oldun?"
DİNDAR'ın
söylediğine bakın. Dindar üstelik.
Yanlışlara
bakın: İBO diyor! YAHUDİ diyor!
<> Sonra nereden
bulacağız hanif müslümanları da topluca kılacağız
Bizler
İslamın ilk çıkışında GİZLİ GİZLİ ibadet edenlerdeniz. (İbadet
diyorum, daha namaz inmemişti.) Allah "Onların çektiklerini bize
çektirmeden", Ali İmran-110 arasına almaz bizleri!
<>
çalıştığımız yerde maalesef
Aslında
fırsat bulabilirsiniz. Yani işe gitmeden önce ve geldikten sonra, iki
namaz vakti ortadan kalkıyor. Gece namazını zaten
kılarsınız.
<> Elbette normal
günlerde sorun yok zaten. Sorun Cuma namazı...
Cumayı
ben de kılamıyorum. :((((
<> Hala cemaatle hanif
namaz kılmak nasip olmadı...
Biz
azınlığız. Protestantlığın kuruluş
aşamasında da aynı şeyi yaşıdı
Lüteryanlar... Papazlar, "Niye günah çıkarmıyorsunuz, niye
iconları öpmüyorsunuz" diyorlardı onlara... Sonra uyandılar
ve protestantlığın gizlice ortaya
çıktığını gördüler. İlk işleri, Aforoz etmek
oldu!
Biz
de aynı durumdayız. GİZLİ
BİR PROTESTANT hareketi yapıyoruz.
Mesela
üye sayısının 485 falan olması bile bana ÇOK FAZLA geliyor, açıkçası
bunu istemiyorum! Ama kimsenin kalbine kilit vuramazsınız ki,
sansürsüz bir JURY toplumuyuz biz.
(Jurocratie) Veya arapçasıyla Şura.
Cumhuriyet,
demokrasi falan hava bunlar. Teokrasi-şeriat ise havadan öte cehennem
ateşi... Geriye, İbrahim atamızın MEKKE'yi kurarken yaptığı o düzen (Order)
kalıyor.
Dünyanın
EN EN EN......EN kurak, çorak yerine
gidiyor. Yerleşiyor, su bile yok! Yanındaki ilk Hanifler ile birlikte
bir düzen kuruyorlar. ZEKAT ve WEMB paylaşım düzeni...
Herkes tok, hem de dünyanın en kıraç, kaktüs bile yetişmeyen
yerinde=Mekke'de.
Ve
orada insanlar EŞİT
BİÇİMDE TOK idiler! Fukara yoktu. Yoksul yoktu! Anında
"EŞİTLENİYORDU"
fakir...
İbrahim
atamız sadece elçiydi. Bir reis falan değildi. Sultan değildi.
Yönetici değildi. Yönetimi o topluluk yapıyordu. Yani J U
R Y . Bu ne kapitalizme, ne komünizme, ne püfürük cumhuriyetçiliğe
hiçbir şeye benzemez. Bu İbrahimCE'dir,
o kadar! Atamız ŞURA
(jüri) dedi ve bunu oluşturdu.
Zekatı
yeryüzünde ilk uygulayan İbrahim atamızdır. (Beş ibadeti de
kendisi buldu ve ihdas etti.)
Çok
ayrıcalıklıydı İbrahim atamız. Allah onu dost
edindi bu yüzden!
13
yaşındaki bir çocuğun put imalatçısı babasından
hergün dayak yemesini ve zulme uğramasını Allah'ımız
takdir etti elbette... Bunu biz yapabilir miydik?
(Ben
yapamazdım, hergün babamdan inanç yüzünden dayak yiyemezdim.) 13
yaşında nereye gideyim? Kaldı ki benim babam da yok. :)))))
Gülüyorum
çünkü, benim babam olmaması=İYİ
BİR BABAYIM anlamındaydı. Çocuklarımın babası
var ya!
Rabbim
bana Anne ve baba vermedi ama 6 tane evlat verdi! (Aslında tek bir
eşim olsaydı, bir-iki ile yetinirdim. Ama çok evlilik yapınca ve
de her biri çocuk isteyince oldular 6 tane evlat!) Yani elinizde değil...
6 tane bu dile kolay! Onların anneleri istediği için 6 tane
oluverdiler, ben de şaşırdım! (Hani Anadolu'nun 6-12 çocuk
sahibi olan ailelerine benzediğimi sonradan farkettim.)
[] Bilmeyenlere ve meraklılara not: bahsedilen 6 evlilik ayrı ayrı zamanlarda tek tek yapılmıştır, yukarıdaki çok evlilik sözü poligami gibi anlaşılmamalıdır...
***
Burası
Türkiye! Başbakanımız nerede?
<> Bizim mahallede (new
york)
Sizin
mahallede ama kapalı kapılar ardında imiş.
<> bizim mahalleye başka türlü gelinmez!
MALTA nişanını
almış bizim Brave Heart prime-minister. Şövalye oldu bak!
<> Ata binme dersler de alıyordur :)
Bir
de ata binmeyi öğrense!
Aman
[candaş], o adamımdır, ona iyi bak, sana teslim!
<>
boşbakanımız
<> No problem ilgileniyorum :))
Kasımpaşalıdır
dikkat etmelisin!
<> Rize'li degil midur?
Laz degil midur?
Rize
terki diyor, baba memleketi. O kısa pantolonlu bir kasımpaşa
bitirimidir. Dayıdır bayağı, kafası attı mı,
yapmadığını bırakmaz. (Büy.Şeh. Bld. Bşk.
iken gözlemlerim.)
<> Biz ne dayılar
gördük! noriyaga gördük, saddam gördük, kaddafi gördük
Saydıklarının
hepsi ATA İYİ
BİNİYOR. Bizimki hem ciklet çiğneyip hem de ata binmeyi
aynı anda beceremiyor. Ya ciklet boğazına takılıyor,
ya da attan aşağı düşüyor!
<> Ne yapayım siz
seçtiniz kendinize başbakan. Ben seçmedim
İyi
ki seçmişiz. Gözümüz arkada kalmaz. Öteki seçime de denenmemiş birini
seçeriz, 4 yıl daha böyle gider ömrümüzden. Sonra yeni birini deneriz.
8-16 yıl böyle idare ederiz.
<> Kaptanımız,
bir candaşımız şirket kuracakmış kuruluş
tarihi ve isim konusunda sizden yardım ister, geleceğin şirketi
olsun diye...bilgilerinize sunarım
(Anlaşıldı.
Hayırlı olsun. Allah yoluna adanan her şey Allah ile birlikte
galebe çalar! Allah illa ki Galip'tir.)
Bu
kez canım çay istedi! Alabilir miyim?
<> Est. buyrun
Ben
büyüyünce çay ocağı açacağım, sevdim bu işi.
İncebelliyi şöyleeee bir yudumluyorsun, rengi yeminle
kızamık şekeri/loğusa şerbeti veya tarçın renginde...
(Saf su ile demlenince böyle oluyor zaten.) Arı su... Sırrı
burada!
<> afiyet olsun :)
Çay
denen bitki neden her yerde ve iklimde yetişmez? (Kafkaslar, Seylan ve
Çin'in güneyi dışında) Çünkü Çay bitkisi pirinç gibi sürekli
yağışlı iklim ister. (Rizelilerin kulağı
çınlasın.)
İyi
ama dünyanın muson bölgeleri hep böyle... Oralarda niye çay
yetişmiyor? İşte sırrı buydu: Çay asla kireçli
toprakta yetişmez! (Kireç dediğimiz şey silisyum ve kalsiyum
bileşimlerinin hal arasındaki ismi, yoksa sönmemiş kireç falan
değil.)
<> çayın kirliyan
bedene olan etkisini biliyorsunuz kaptan
Çay,
Maydonoz, bu ikisi Kirlian olarak müthiş bir regülatör!
<> Şira
kapısında bekleyen Wembarmy mensupları da çay isteyecekler :)
Onlar
bizi şimdi okuyorlardır. (Biz çoktaaaaaaan mezar kemik
yığını olmuşuz.) Ama ilahi fikirler ölmez, onlar can
ve hayat verir!
Beni
okuyorlar ve diyorum ki, tam 1400 yıl İslam diye
kandırdılar insanlığı. Bizim papazlarımızdan
söz ediyorum. İbrahim atamız babasına ancak 13-14 yaş
tahammül etti. Şu sabra bakın ki islam alemi 1400 küsur
yıldır daha İbrahim'in (ss) konumuna gelemedi!
Ben
Hans, Allah'ın kullarından bir kulum. Diyorum ki, öyle bir şey
bulduk/oluşturduk/yeniden keşfettik ki, 14 asırdır
atalarımızın bulamadığını,
bilemedeğini, beceremediği başardık/üstesinden geldik!
Ve
tüm bu inanılmaz rekor tarihi sabırın ve semeresinin bir tek
kelimeye sığmasına şaşıyorum: HANİF (müslüman)'IM.
Hanif
Müslümanım derken, dile kolay tam 14 yüzyıl küsür var! Küsuru kaç?
Yani 1430 falan mı? Sahi kaç yılındayız biz? Saatli maarif
takviminiz, İhlas takviminiz falan yok mu?
<> yok :)
Bu
grupta herkes zaman gezmeni galiba... Zaman gezmeninin zaman ile ilgisi yoktur.
Saat takması bile gereksiz. Yeşile yapışınca o saatin
haline acırım. Zülkarneyn bile kum saatiyle idare etmiş.
<> digital saatlerde
duruyor mu yeşile yapışınca?
Bluetooth
gibi. Mesafe yeterliyse seninle birlikte burulmuş zamana düşüyor.
Mesafe (mesela kolunda değilse) yetersiz ise bildiği gibi
çalışıyor.
<> hicri takvim = 1 Zilhicce
1424 (Takvimden baktım geldim) :)
(Teşekkür,
ben de gazeteden bakmıştım.)
Zaman
gezmeni bir turist psikolojisi taşıyor daima. Sanki bir TATİLE çıkmış,
Dünya hayatı booooş diyor. Evine dönmeyi düşünüyor.
Zaman
gezmenlerinin tuhaf bir psikolojisi var.
Hani
yazlığa, saygiyeye gidersiniz ya, oradaki evinizde uydurma kab-kacak
vardır. Eski eşyarınızı yazlığa
getirirsiniz. Böyle bir psikoloji bu!
Mesela
mrs.cp [Hawking], hiçbir zaman HALK içine
inemedi. (felç bahane değil.) Zaman gezmenlerinin bu aymazlığı
ve hatta küstahlığı var.
Mesela
ben (Bu satırları okuduklarını bile bile yazıyorum),
Borges ve Gurdjieff'i ukala buluyorum. Ama Tesla ve Kozyrev'in
hayranıyım. Wiener falan da orta halli.
Bu
zaman turistliği psikolojisini yıkan tek şey KANAT indirmek. O zaman bu
dünyanın malı oluyorsunuz ve EFENDİ
oluyorsunuz. Burada öleceğinizi biliyorsunuz.
Ötekiler
ise DÖNECEK/DÖNDÜ ruh haletinde
turist gibi yaşıyorlar. Yani yazlıktan, yeniden eve
döneceklermiş gibi...
Neyse
ki benim döneceğim bir evim yok! :))))))
Bugün
bilimsel değilim galiba... Aslında sindirimi zor yazılar
yazdım candaşlarıma... O yazıları tam gaz
yazamıyorum, çünkü "JANA"
denen cadının sansürüne göre yazılıyor. Kendi gitti,
despotluğu kaldı yadigar.
Ben
zaman içindeyim ama telepat olan Jana ZAMAN
ONUN İÇİNDE, ben tersine. Ben zaman içindeyim -like all U-, Zaman
telepatın içinde! Bu, benim için, ancak yeşile bulaşınca
mümkün oluyor. O zaman ZAMAN BENİM
İÇİMDE oluyor...
***
Dünya
dağdağası işte, Antalya sıcak diye gidiyorsun, direk
deviren fırtınalar var. Kalan yerlerde de kar var. Bunun ortası
yok mu?????
Rabbim
ne yaparsa yapsın kuluna yaranamıyor. (İnsanoğlu nankördür
demeye getiriyorum lafı) Hele ben, ya ben, kendimi hep başnankör
gördüm. Çok isyan ediyorum. İsyancılığımı ve
anarchisme'mi sevmiyorum. Yalan söylüyorum günlük hayatta...
Hintlileri
kandırdım, chat'e oturmadan önce... "Siz bar'a gidin, ben
birazdan gelirim" diye... Üstüne üç kere telefon ettiler, ben üç yalan
daha söyledim. "Gelmiyor musun?" diyorlar. "Yaw hastayım
biraz diyorum". Turp gibiyim, bir de sahiden hasta olursam. :((((
Bar
mar sevmiyorum. İçki içmek de canım istemiyor. (Mercimek ve Çay
varken ;))) ) İçki derken Konyak'ı (cognac, brandy) kastediyorum.
Yanlış anlaşılmasın diye ayrıntı veriyorum.
Hımmm,
[----] Gofret... Nefismiş. Çayın
yanına iyi yakışıyor. [----] modal...
Bugün
reklam ajansı gibi çalışıyorum. Hep marka isimleri verdim.
Hiç kuşkulanmıyor musunuz benden Kİ "sponsor mu buldu,
reklam mı alıyor nedir?" diye...
<> keyfin iyi bu gün,
neşelisin
Ağır
yazılar yazdım, sizleri yordum diye biraz gevşetiyorum sizi
aslında... O yazıların gerçekten hazmı zor. Her bir cümle
üzerinde düşünmek gerekiyor. Referans, etüd ve search isteyen
yazılar.
Normalin
kırıntısı yok, hepsi paranormal, hiç bugüne kadar akla
gelmemiş, bilinmeyen konular... Bunları yazarak, üstünüze fazla gidip
gitmediğime karar veremedim.
<> zor olan ne o
yazılarda? a ihtimali yerine b ihtimali geliyor
Sen
öyle diyorsun, çoğunluk "Anlamıyorum, anlamaya
çalışıyorum" diye bana sitem ediyor. O yüzden bugün
ağır konularla üzerinize gelmemeye karar verdim. Ama yine de söz
Şura'nındır. Ne isterseniz onu yaparım.
<> zaten bu
konuları Arz'dan Arş'a kitaplarında "kehf suresi" ile
ilgili bölümlerde yazdın. 2 yıldır chatlerde maillerde
anlatıyorsun
Evet
ama onlar "Sansürlü" yazılardı. Bu kez sansür
koymadım. Açık açık anlattım herşeyi.
Aslında
ne istiyorum biliyor musunuz? Gruba bu son yazılarla ilgili mütalaa
yazmanızı çok isterdim. Bendeki bilginin gerçekten
sınırı yok. Ben olsam bunun üzerine giderdim. (Bendeki bilgi
benim bilgim değildir, KUR'AN=SINIRSIZDIR.)
Ve
koca Kur'an'ı tarayın, bir tek NORMAL
var mı? Tepeden tırnağa
PARANORMAL... Üstelik normal düşündüğünüzde "Bu şaka
değildir" diyen bir Kur'an! Kur'an hep PARANORMAL ile C İ D D İ olduğunu size söylemeye çalışıyor.
Amentü
billahi mesala... Normal mi?
1.
İman ettim ALLAH'a.
(Kim
Allah'ı gördü? Allah normal midir?)
2.
Ve Meleklerine.
(İçinizde
NORMAL olarak melek gören var
mı? Ben hiç görmedim. Melek normal midir?)
3.
Kitaplarına...
Kitap
göreniniz ve indireniniz var mı? Bu kitap NORMAL bir kitap mıdır?
4.
Peygamberlerine...
Hah
işte bu biraz normal oldu! Ama şansım yok, son elçi (ss
efendimiz) de yok, onu bile göremedim.
Pekiyi
benim Amentüye inanmam normal mi? Veya paranormal bir ikrar olan Amentü
nasıl NORMALLEŞTİRİLİR?
Bu
Allah, şu melek, o levhi mahfuz, bunlar da cinlerin peygamberleri... Böyle
bir şey gösterebilir misiniz?
Cin
dedim de aklıma geldi: Cinlere inanmak normal mi? Hurilere Yecüc'e!
Sakın
fıkıhçılar, kelamcılar gibi olayı NORMALLEŞTİRMEYİN, 1420 yıl yine beklersiniz.
Kur'an
ve iman şebekemiz PARANORMALDİR!
Üç
karanlık ve ardı, Kalubela ve Mahşer, Cennet ve Cehennem, bunlar
normaldir, ama bize paranormal geliyor!
Kur'an'ı
EĞLENCE yapmadım/yapmam
asla! (Ben arkadaşımla alay etmem.)
Gel
gör ki, astığım yazıları okuyan biri "Bu
kafayı yemiş" diyecektir.
Yuşa
bebekken ölmüştü GİBİ.
Bilinen bir kıssa diye yineliyorum.
Musa
>>>>>>> YUŞA'YI
ÖLDÜRDÜ.
HIZIR
>>>>> YUŞAYI ÖLDÜRDÜ!
Musa,
Yuşa ile arkadaş oldu.
Yuşa
hiç öldürülmedi, eceliyle öldü! Musa ve Hızır hiç katil
olmadılar.
Pekiyi
candaşlar BU KADAR ŞEY
NEYDİ? Bunlar normal olarak anlaşılabilir miydi?
İşte
gerçek şu ki, sizi PARANORMAL
Kur'an'a çağırıyorum.
O
sandığınız gibi yanıbaşınızdaki kitap
değil üstelik!
Siz
o Kur'an'ı hiç görmediniz, Hiç Levhi Mahfuz'a çıktınız
mı?
<> hayır
İşte
Kur'an odur! Ama bu öyle mübarek bir dosttur ki aynı zamanda AŞAĞI >>> BİZE
de indirilmiştir. Yani siz/ben, Levhi Mahfuza gidemiyorsanız, LEVHİ MAHFUZ SİZE
getirilmiş.
Bunu
lütfen iyice düşünün.
Kur'an
okurken, Levhi Mahfuz elinize inmiş, önünüzde duruyor.
Resulullah
yok ama onu size açan TANIDIK biri
var!
<> özeti olarak
değil mi?
Özet
falan da değil, öyle bir anlatıyor ki o
tanıdığınız, ayrıntı ayrıntı
ayrıntı denizi içinde kayboluyorsunuz, sonra yeniden suyüzüne
çıkınca "İşte buydu aradığım"
dedirtiyorum size...
Ben
dedirtiyorum size. "Hahh işte!" dedirtiyorum size.
BEN dedirtiyorum. BEN=KUR'AN!
Arada
bir Hans olursam zaten size söylerim.
BEN=KUR'AN'IM.
Bu
kadar B E N kelimesini
silin, yerine KUR'AN yazın. O zaman
beni anlayacaksınız -hakkıyla-. Ben bilirim.
[] Sohbeti sabote etmek
isteyen bir kullanıcı içinde "NIGGERS HANG" yazan bir ascii
gönderdi, oplar kanaldan attı
Zencileri
asmayın! Allah'ın zenci hurileri de var. (er ve dişi)...
<> amacına
ulaşmamaları için sohbete devam lütfen
[] Telefon arası
(Tlf.)
Çifte
telefon şimdi.
Telefonda
"özel bir dost"um şunu sordu. Misak ve Mişna ne demek?
Dedim ki yarın okursun/veya asıldığında.
Misak'ı
biliyorsunuz. Lütfen ayet ile yazar mısınız? Misak elçisi ile
ilgili ayet lütfen.
<> 7-Araf/169:
Arkalarından, yerlerini alan halefler geldi. Bunlar, Kitap'a varis
olmuşlardı. Şu basit dünyanın geçici menfaatini esas
alıyorlar ve şöyle diyorlardı: "Biz zaten
bağışlanacağız!" Kendilerine, bir menfaat daha
gelse onu da alıyorlardı. Bunlardan, Allah hakkında, gerçek
dışında birşey söylememelerine ilişkin Kitap
misakı alınmamış mıydı? O Kitap'ın
içindekileri okuyup incelemediler mi? Ahiret yurdu, takvaya sarılanlar
için daha hayırlıdır. Hala aklınızı
işletmeyecek misiniz?
<> 5-Maide/7:
Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve sizi bağladığı
misakını unutmayın. Hani, "işittik, boyun
eğdik" demiştiniz. Allah'tan korkun. Allah, göğüslerin
içindekini çok iyi bilir.
Bir
de "Misak Resulü" ile ilgili ayet önemli, Onu bulabilir misiniz?
(Yahya ve Hızır)
<> 3-Ali İmran/81: ALLAH
peygamberlerden (nebilerden) şöyle misak almıştı:
"Size kitap ve hikmet vereceğim. Daha sonra, beraberinizdekileri
doğrulayan bir elçi (resul) geldiğinde ona inanacak ve onu
destekleyeceksiniz. Bunu kabul ettiniz mi ve bu sözleşmeyi yerine
getireceğinize söz verdiniz mi," demişti. Onlar "Kabul
ettik," deyince, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber
şahid olanlardanım," demişti.
<> 33-Ahzap/7: Biz,
peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak
aldık. Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan, Meryem oğlu İsa'dan,
bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle misak aldık;
Misak
aynı zamanda BİZİM
BAĞIN sembolüdür. Karşı bağın sembolü ise MİŞNA'dır, şimdi de
bununla ilgili ayet lütfen.
(Miss.uri
>>> Mişna)
Miss.ccp
>>>>> Misaq.
<> 5-Maide/12: Yemin
olsun ki, Allah İsrailoğullarının misakını
almıştı da içlerinden oniki temsilci/başkan
göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim.
Namazı kılarsanız, zekatı verirseniz, resullerime
inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç
verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından
ırmaklar akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan
sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından sapmış olur."
<> 5-Maide/13: Sonunda verdikleri
misakı bozdukları için onları lanetledik de kalplerini
kaskatı yaptık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar.
Öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden
nasiplenmeyi unuttular. İçlerinde çok azı hariç, sen onlardan hep
hainlik görürsün. Bununla birlikte onları affet, ellerini tut. Çünkü Allah
güzellik sergileyenleri sever.
<> mesna?
"Mişnacılık"
diye de search edebilirsiniz.
<> http://dunyadinleri.com/musevilik.html
<> 2-Bakara/93: Hani,
kesin söz almıştık sizden de Tur'u üzerinize
kaldırmıştık. "Size verdiğimizi kuvvetlice tutun
ve dinleyin!" demiştik. Şöyle demişlerdi: "Dinledik ve
isyan ettik." İnkarları yüzünden gönüllerine buzağı
içirildi. De ki: "Eğer inanan kişilerseniz, ne kötü şeydir
size imanınızın emretmekte olduğu!"
Teşekkür.
BUZAĞI: Sibernetik+biyonik
buzağı, Haman'ın ALTIN
BUZAĞI'sı. Öyle bir buzağı ki, neredeyse -yine
peygamber olan- Musa'nın kardeşi Harun bile ona tapacaktı!
<> 2-Bakara/51: Ve Musa
ile kırk gece için sözleşmiştik de siz bunun ardından
buzağıyı tanrı edinmiştiniz. Zulme
sapmıştınız siz.
<> 2-Bakara/54: Hani
Musa, toplumuna demişti ki: "Ey toplumum, buzağıyı
tanrı edinmenizle öz benliklerinize zulmettiniz.Hadi,
yaratıcınıza, Bari'inize tövbe edin;egolarınızı
öldürün.Böyle yapmanız yaratıcınız katında sizin için
daha iyidir; O sizin tövbelerinizi kabul eder.Hiç kuşkusuz O, evet O,
tövbelerinizi çok kabul edendir,rahmeti sonsuz olandır."
<> 2-Bakara/84: sizden
şu sözü de almıştık birbirinizin kanını
dökmeyeceksiniz birbrinzi yurtlarından çıkarmayacaksınız
bunu kabul etmiştinz. hala da buna tanıklarsınız
<> 2-Bakara/92: Yemin
olsun ki, Musa size açık-seçik hak beyanlarla gelmişti de onun
arkasından buzağıyı ilah edinmiştiniz.Zalimlersiniz
sizler.
<> 20-Taha/88: Onlar için,
böğüren bir buzağı heykeli çıkardı.
"İşte sizin ve Musa'nın tanrısı budur, fakat o
unuttu," dediler.
<> 11-Hud/69: Ayet
Andolsun şanıma ki, İbrahim'e de elçilerimiz müjde ile geldi ve
" Selam!" dediler. O da: " Selam!" dedi ve durmadan gidip
kızartılmış bir buzağı getirdi.
[] http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&task=view&id=1487&Itemid=66
<> Günümüzde Sözlü Tora, yazılı
şekli ile de mevcuttur. Biz buna "Mişna" deriz. Yahudi
liderleri, 2000 yıl önce Romalıların işgali ve
baskısı altında,Sözlü Tora'nın unutulmasını
önlemek için onu yazıya dökmüşlerdir.
<> "Mişna" kelimesi, gözden
geçirmek anlamına gelir. Sözel olarak aktarırken hata yapma
olasılığı daha fazla olduğu için, sürekli gözden
geçirmek bütünlüğü ve doğruluğu garantiler. Öğrenci, notlar
alır ve sonra hepsini ezberler. Binlerce kişi aynı bilgileri
kesin olarak öğrendiği zaman gelecek nesle iletiminde hatalar gündeme
gelmez.
<> Tora, "Tanrı'nın sonsuz
bilgeliği eşliğinde, bir bütün olarak nesilden nesile
aktarılmak için düzenlenmiştir." Sözlü veya yazılı bir
kural değildir. Her ikisidir.
<> Yazılı Tora der ki
"Tanrı'yı tüm kalbinizle sevin". Mişna bunu nasıl
yapacağınızı anlatır
<> http://www.ucalgary.ca/~elsegal/TalmudMap/Mishnah.html
Dostlar
benim çok acele çıkmam ve gitmem gerekiyor. (Bizimkilerin
[hindistanlı bilimadamlarının] başı
beladaymış.) Hakkınızı helal eder misiniz?
<> selam selam iyi
geceler..
<> Teşekkür ederiz
Hocam
<> helal olsun ALLAH
YARDIMCINIZ OLSUN
Acilen
geronimo. Teşekkürler bye. RZİ.