Chat n°
208 - Tarih: 24 aralık 2003
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine
sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem
konularının yıllar sonra değişmiş
olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken
karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb.
info@aiberg.com adresine
bildirebilirsiniz.
[] kaptan wow_10sce nickiyle bağlandı
<> Selam Kaptan Selam, Hoşgeldiniz
ss
dostlar. Hoşbuluştuk birlikte...
<>
Aldığınız kamera, HANİF'liğe kutlu mutlu olsun ve
hayırlar getirsin.
Çok
teşekkür ederim kamera için. Bir defada kare kare çuvallarla dosya dolusu
dokümanları fotoğraflıyor. Bu benim için büyük bir zaman
zaferidir. Sebep olanlara teşekkür ötesinde teşekkür ederim.
Paranormal
bir şey soracağım. 10 Ağustos 1939 veya 1938
yılı, Çin'in Nanking bölgesinde 3000 kişilik bir Çin
birliği hiçbir iz bırakmadan kayboldu mu/tarihe aksettirildi mi?
Sizler lütfen araştırabilir misiniz? ÇOOOOK ÖNEMLİ
(OverWrite gereği) Araştırma sonucuna kadar az
bekleyeceğim.
<> Nanking
de katliam olmuş, 2. dünya savaşı sonrası.
Bu
katliam değil. Askeri birlik, tıpkı Çanakkale'deki gibi kayboldu
mu?
<> http://www.fordham.edu/halsall/mod/nanking.html
<> 1937
10
Ağustos'da Nanking'de 3000 Çin askeri hiç savaşa girmeden kaybolDU mu, bunu
araştırıyoruz.
Nanking
olayı tarihe aksetmemiş sanırım.
<> Sadece
Nanking 1938 Massakar var, yani toplu kıyım/vahşet.
Acaba
3000 kayıp da katliam içinde "Normalleştirilmiş"
olabilir mi? Tarih tastamam 10 Ağustos (Misstrespassinger
telemessenger'dan ısrarla bildirildi.) Olsaydı bulurduk...
Tudor hayaletinin resmi basında yer almış. Uzmanlar hiçbir hile yok demişler. (ZigZag notudur.) Tudor ifritiyle ilgili görüntü veya resim var mı? Londra'nın kuzeyinde 8. Henry'nin şatosunun adı Tudor. "Mutlak soğuk kamera deneyi" yapıldı.
[] http://shadowboxent.brinkster.net/HamptonGhost/hamptonghost.html
[] http://shadowboxent.brinkster.net/HamptonGhost/HamptonCourtPalace3.gif
[] http://www.halounet.net/paranormal2/sites/default/files/images/hampton_court_ghost_400x400.jpg
[] http://www.youtube.com/watch?v=iu7Jlbuv8ps
"Closed-circuit security cameras at Hampton
Court Palace, the huge Tudor castle outside London, seem to have snagged an
ethereal visitor. Could it be a ghost?"
Candaş
buldu teşekkür. Yeryüzü tarihinde ilk kez "Absolut Kelvin
experiment" [AKE] olarak yapıldı. Mekanizma MP3 gibi.... Yani
kameralar bize "Görünen ışık bölgesini" aksettiriyor.
MP3 de öyle. İnsan kulağının duyacağı sesleri
alıyor, gerisini ayıklıyor. (Böylece tasarruf
sağlıyor)
O
bir ifrit resmidir! (Tabii metamorphus olarak Hollowgram resmi
vermiş. Asıl görüntüsünü görmek bile istemezsiniz.)
AKE cam. deneyi diye
ZigZag içinde yer alıyor.
Mutlak
soğukta ışık yavaşlatıldığı için EXTRA görüntüleri de alıyor.
Işık
normalde o kadar hızlı ki, bu görüntüleri göremiyoruz. Ama
ışığı mutlak soğukta (H tankında)
yavaşlatıp da bu akvaryum ardına bir kamera
yerleştirirseniz, inanılmaz ve GERÇEK
görüntüler elde edebilirsiniz.
Bu,
Kur'an'daki "İFRİT"
kelimesinin deneysel isbatıdır. Paylaşmak istedim. Hiç bir
hilesi yok.
<> Peki
mutlak soğukta cin donmuyor mu? Donup hareketsiz kalması gerekmiyor
mu?
Enerji
olduğu için birkaç saliseliğine DONUYOR.
Kapı eşiğini geçemiyorlar. Eşik onlar için paranormal bir SINIR oluşturuyor.
İfrit
kelimesinin geçtiği ayetler lütfen. HIZIR'ın
olayı.
<>
34(Sebe)/12. Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam
dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgâra (boyun eğdirdik); erimiş
bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında
Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan
kim bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın
ateşin azabından tattırırdık.
<>
34(Sebe)/14. Böylece onun (Süleyman'ın) ölümüne karar verdigimiz
zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan
başkası haber vermedi. Artık o, yere
yıkılıp-düşünce, açıkca ortaya çıktı ki,
şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine
aşağılanıcı bir azab içinde
kalıp-yaşamazlardı.
<>
27(Neml)/39. Cinlerden ifrit, "Sen daha makamından
kalkmadan, ben onu sana getirebilirim, ben gerçekten buna karşı,
kesin olarak güvenilir bir güce sahibim" dedi.
İşte,
ifritlerin saliselik görüntülerini elde etmek için mutlak soğuk
kameraları tekniğini oluşturduk. Tudor şatosunda zaten
Poltergeist Haunting olayları vardı. Özellikle Parapsikolojik
araştırma enstitüsü burayı seçti.
İfritlerin
zamanı "Zemherir" denen mutlak soğuk içinde ENGELLENMEKTEDİR.
Ama
Hızır böyle değildir. Hiçbir doğa olayı onu
yavaşlatmaz. Ayetin devamını yazarsanız,
Hızır'ın D E H R denen zamanının asla
yavaşlamayacağını ve ifritlerden de hızlı
olduğunu göreceksiniz. Neml 40 lütfen.
<>
27-Neml/40: Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki:
"Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken
(Süleyman), onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu
Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük
edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay
gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir,
kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani'dir" (hiç bir şeye
ve kimseye ihtiyaç duymayandır).
Hızır'ın,
onu oraya nasıl getirdiğinin mekanizmasını
açıklayacağım.
Aslında
ALLAH katında herşey ÖKLİD (Eukleides)
uzayıdır. Bir zemin vardır (enxboy, veya xy metrekare), bir de
buna dik gelen bir YÜKSEKLİK
boyutu (Z, Hu, Sultan güç vb.) vardır.
[] http://biotelemetrica.pbworks.com/f/1229563756/xyzAxis.gif
O
katta evren KUTU gibi düzdür.
Verilen bir noktadan, bir tek PARALEL
çizilmektedir.
Bunun
kanıtları çoktur: Örneğin ARŞ
(Bunun çizimini Cifir çizimlerimde vermiştim.) Örneğin Kürsi (Kürsü);
tam anlamıyla bir KÜRSÜ
biçimindedir. Üstünde xy'den oluşan LEVHİ
MAHFUZ vardır. Ama kendisi MASA gibidir. (Z yükseklik boyutu
vardır)
Demek
ki xyz üçlüsü şu iki ana öğeye ayrılıyor:
1.
xy olan ZEMİN/Mahşer meydanı veya
Aktarıssemavat
2.
Z olan DİKME (Sultangüç)
Z=Hu/hüve
boyutunu incelemiştik. (İndillahi) xy olan MEYDAN/Ayna yüzeyi misallerini de incelemiştik.
Bu
ikincisinde ikiboyutlu fakat YUFKA
biçiminde bir zemin vardır, dairedir. Dairelerin biliyorsunuz, illa ki ÇAPI (ya da yarıçapları)
olur. Ama x ve y'yi ayrıca İKİ
KATMAN temsil eder.
Alttaki
katman (Esfeli safilin >>> Aşağıların en
aşağısı), ARZ -altı/derinliği
anlamında- DABBE denen
bölgedir. Buraya MAHŞERİN
toplu MEZARI da diyebilirsiniz. Tüm
canlılar yeniden ORADAN
yaratılacaktır. Sanki burası bir yeniden diriliş
çiftliğidir.
Bu
mezar kalınlığındaki DABBET
ARZ'ının hemen üstünde MAHŞER MEYDANI yer almaktadır. Bunun da bir iki metre
yukarısında TARIK SEMASI yer alır.
Ama
bu sahte kalınlıklara rağmen, derinlikler Z=3.boyut değildir, yükseklikler değildir. Orası
aktarıssemavat'tır.
Gerçek
yükseklik (Rahman-33) yani Öklidyen Z boyutu (Sultan güç) YUKARIDADIR.
Enerji
(cin) ve maddi (insan vb.) tüm canlılar bu AYNAYA hapsolmuş görüntülerdir ve görüntüler aynadan
çıkamıyorlar, demiştim. Çıkmaları için SULTAN güç gerekiyordu
-hatırlarsanız-. O da ÖKLİD
uzayın DİKMESİDİR.
Arş,
Kürsi, Levh, Sidre, Cennetler vb. hep bir YÜZEY
katmanlarıdır. Üst üste geldiğinde yükseklik boyutu ortaya
çıkmaktadır.
Fakat,
xy olan MAHŞER MEYDANI'na, ÜFFÜN gereği "üflendiğinde" bir BALON EVREN olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu
evrenin Riemann ve Lobatçevski (Kısaca Gauss uzayı) olduğunu
biliyoruz.
Balonun
havası söndürüldüğünde ne olur? Yeniden yer (Arz) ve Gök (Sema) BİTİŞİRLER
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
MAHŞER MEYDANI olur.
Ayetler
diyor ki: "Gök ve yer bitişikti onları biz ayırdık,
görmüyorlar mı"?
(Fetekna
>>> Tarık ve Dabbet arasının ŞİŞEN EVREN
dolgusuyla (uzay-zaman dört boyutlusuyla) doldurulması demektir.)
Rahman
33 ve bu sonuncu ayet lütfen.
<>
21-Enbiya/30: O küfre sapanlar görmediler mi ki, gökler ve yer
bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi
sudan oluşturduk. Hâlâ iman etmeyecekler mi?
<>
55-Rahman/33: Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin
bucaklarından/köşelerinden geçipgitmeye gücünüz yeterse, hadi geçin
gidin. Bilgi ve güç dışında birşeyle geçip gidemezsiniz!
Tşk.ler.
İşte
bu iki ayet nedeniyle MAHŞER
tipi bir evrenin ASIL olduğunu,
fakat buna ruhundan üfleyen Allah'ın ivdirmesi nedeniyle evrenin kendi
üzerine dolanan/şişen bir balon olduğunu (Riemann), içinde yer
alan ağır cisimlerin de bunda çukur yarattığını
(Lobatçevski tipi kütle çekim eğriltmesi=Distorsiyon
bozulması vb.) [anlıyoruz].
İşte
HOLOGRAM teoremi budur.
Madde
burada WHOLE*GRAM olarak yer alırken, enerji de özel hologramlar çizer:
1.
Hallu(cination)gram
(Halüsinasyon
gösteren Cin takımı) Hole (Arapça Halka'dan) Hollowgram (Halloween
gibi), HalloGramlar. Hooligramlar (Hooligan kelimesinin nedeni). Cinler
işte bu görüntülerle insanlara etki edebilmektedirler.
Aslında
tıb bu konuda yetersizdir. Sadece halüsinasyon görüyorlar demeye dayanmak
bir terapi değildir.
2.
Hayırlı olan Hellogramlar (Selam getirenler, müjde verenler)
Bunlar
da Holly ve HolieGramlardır. Kökenleri NUR'un >>> NEVRA
(Sanskritçe NORA ikisi de kadın
ismidir) denen DİŞİ
görüntüleridir.
Bu
yüzden geçmiş ehli kitab ümmetleri "MELEKLERİ ALLAH'IN KIZLARI" sanarak
yanılmışlardır. Erkek veya dişi olmaları görüntü
üzerinedir, CİNSİYET
üzerine değildir. Meleklerin de cinsiyeti elbette yoktur. Ama her şey
(WHOLEGRAM) biçimleri vardır.
Boğa,
Aslan vb. tipliler -ki hayvan değillerdir-. Uzay gemisi biçiminde melekler
(Kerrubiler)
Örnek
veriyorum -ciddi değildir- çaydanlık biçiminde melekler vb.
(Demek
ki canım çay çekmiş, bir saniye izin.)
<>
afiyet olsun
Hollygram
ve holiegram meleklerin yeryüzündeki görüntülerinin adıdır. (İbrahim
ss ile görüşüp, Lut ss'ye giden melekler
gibi)
Hüüüpsss!
Yani
Hollygramlar KENDİ GÖRÜNTÜLERİ değildir,
ikiboyutlu evrene YANSILARI'dır.
Gerçekte melekleri görmemiz için Z boyutunda olmamız gerekir.
Saydığım
ayetlerdeki görüntüler, sadece bizim xy aynaya düşen görüntüleridir, üç
boyutlu olarak göremeyiz. Gördüğümüz onların HOLLYGRAFİKLERİDİR.
Şeker
fazla kaçmış, şunu değiştireyim.
Gelelim
konuya; şimdi Tarık Sema, Meydan ve Dabbet Arz (Arz altı) üç
katman gibidir. Sanki birbiri üzerine konmuş iki cam gibi. Bitişik,
hiç ayrılamıyor bu iki cam tabakası (Hava boşluğu
yok); ama AYRILMADAN birbiri
üzerinde k a y a b i l i y o r .
İki
cam birbiri üzerinde kayarsa ne olur?? UZAY
YÜRÜYÜMÜ gerçekleşir. Camlara
birbirine çakışık iki dot işaretleyelim, yani nokta ve iki
tabakayı kaydıralım. İki ayrı benek görünecektir. Uzay
yürüyümü gerçekleşmiştir.
Uzayda
siz yürürseniz bu normaldir. Ama bunun tersine siz olduğunuz yerde durur
da, uzay size yürürse bu paranormalin adı Kur'an'da İSRA'dır. (Efendimizin Mescidi Haram ve Mescidi
Aksayı ziyaretleri.)
Eğer
bu xy yürüyümünden YUKARI
çıkarsanız, adı Mir'ac olur. (Mearic suresi bunun çoğuludur
ve mir'ac bir kaç türlü olmaktadır.)
Yani
Z dikmesine giderseniz adı Mir'ac; xy cam tabakaları kayarsa adı
İsra'dır.
<>
17-İsra/1: Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek
için, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz
Mescid-i Aksa'ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir,
görendir.
Efendimizin
Mekke-Kudüs arasını kat etmesi İSRA'dır.
Kudüs kendisine gelmiş/yürümüştür. Efendimiz değil; KUDÜS efendimize yürümüştür.
İşte
bunu gerçekleştiren şudur: DABBE.
(Yer altı camının kayması)
Yemen'deki
Sebe melikesinin tahtı "Yeraltı metrosuyla" anında
Hızır'ın huzura getirdiği bir mucize olmuştur.
(Hızır Maji'dir, Mucize Allah katındandır.)
Şimdi
gelelim bunun bir diğer yöntemine:
Dabbe,
aynı zamanda hepimizin yeniden dirileceği MEZARLIĞIN adıdır. Süleyman ss, bu ikinci tip İSRA'ya da şahit
olmuştur. Mahşerindeki kendi mezarı kaydırılarak onun
iki yıl bir asaya dayanıp kaldığı uzlet odasına
getirilmiştir. (Tahtın ÖDENTİSİ-dengellemesi
gereği)
Kafdağı
ifritleri veya şeytanları ise DABBE
bölgesine giremediklerinden, TARIK
kafdağlarında kalmışlardır. Aslında serbest
bırakılmışlardır, ama BEYİNSİZ ve İLİMSİZ
olduklarından, kendilerine şıhab geleceğini sanarak, ve
Süleyman'ın yaşadığına inanarak KÖLELİĞE devam etmişlerdir.
<>
34-Sebe/14: Böylece onun (Süleyman'ın) ölümüne karar verdigimiz
zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan
başkası haber vermedi. Artık o, yere
yıkılıp-düşünce, açıkca ortaya çıktı ki,
şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine
aşağılanıcı bir azab içinde kalıp-yaşamazlardı.
Tşk [candaş].
Ayette
ağaç kurdu diye geçen aslında arapça DABBETÜL ARZ'dır.
Ama bu ARZ DERİNLİĞİ anlamındadır. Oradaki KURTÇUK (WORM) bir HOLE'dur. Worm
Hole. Hole+GRAM yani...
ASA ise Z dikmesinin MİSALİDİR! Yani Süleyman
vefat etmiştir ama GÖRÜNTÜSÜ
aynadan DIŞARI
çıkarıldığı için (Z ekseni=Asa=aks=AXE budur.) sultangücün emrinde "DİRİ" görüntüsü
verilmiştir. Yani Süleyman'ın kendisi de DABBE olduğundan, bir saniyesine karşılık 18
dakika zaman kayması yaşamıştır.
Orada
katalepsi cascade halinde bulunmaktadır. Süleyman ve Cinlerin zamanı EŞİTLENDİĞİNDEN
her ikisi de 1080 saniyelerde seyrettiğinden, ifritler onun öldüğünü
anlamamışlardır.
Ta
ki, "Sonlu bir uzayda sonsuz kalınamayacağı" kuantum
ilkesi gereği, Z ekseni bir WORM
HOLE tarafından üflenerek (CORN) demateryalize olmuş ve
Süleyman'ın na'şı, Z'den xy'ye (Dünyaya) düşmüştür ve
fiili ölüm hali başlatılmıştır.
Cin
suresinde "İçimizdeki ahmak/beyinsiz" denen veya diye geçen ayet
sırrı da budur.
[] 72-Cin/4: Doğrusu bizim beyinsiz, Allah
hakkında saçma lakırdı ediyormuş
<>
Musa'nın asa'sının, majilerin sihirlerini yutması da
aynı durum değil mi?
ASA >>> Aria
dilinde AKSA (Axe) dır.
Türkçesi eksen MİSALİDİR.
ASA daima DİK tutulduğundan, yani yere yatırılarak
kullanılmadığından, DOĞAL
OLARAK Z AXE'dır. Yani x
ve y yatay olduğundan bunlar ASA'yı
temsil etmez=Misallemez. Asa bu bakımdan, DABBE'ye diktir. Oradan hayat verir veya misal aleminden bazı
şeyleri oraya aktarır.
<>
Musa'nın asa'sı yatay düşüyor o halde.
Musa'nın
asası DİKEY olarak zaten YILAN idi, ama yatay eksendekiler
(Firavun'un sihirbazları) bunu farkedemezler. Ne zamanki Asa'yı yere
koyduysa, o zaman XY'de YILAN haline geldi. Ama Z'de, o zaten YILAN idi. (Aynaya görüntü vermiyordu.)
Musa onu yere bırakınca GÖRÜNTÜ
GELDİ >>> YILAN ortaya çıktı.
Diğer hologramları yedi...
<> CİNN
gibi titreşen bir yılan?
Evet,
"Flu"dur çünkü, "Sonlu bir uzayda hiçbir şey sonsuz
olamaz" quantum ilkesi gereği, mesela radyoaktif maddeler
>>>>> Süper uzaydan bir TÜNEL
(corn/worm Hole) uzanır ve radyoaktif maddenin her iki atomundan birini
yutar >>>> O yuttuğu maddeden enerji haline döner.
Dolayısıyla
bu yarıömür sürecinde, yarıömür denen ölüm zamanı
geldiğinde, o madde ağırlığını yarılar.
Örneğin 1620 yıl sonra bir kg. Uranyum veya 93 yıl sonra bir kg
Plutonyum veya bazı maddeler vardır ki yarı ömrü
dakikalıktır; bunlar yarım kiloya inerler.
Zaten
sözünü ettiğim tünel, ASA=AXE'ı
yok ederek, Süleyman'ın ölmesini temin eden TÜNEL sürecidir. Bu bakımdan yarısı madde
yarısı enerji gibi olan bir karışım (CANN) zaten OLASILIK BULUTU
biçiminde flu ve titrek görüntü verir. (Bu titreme ifritlere Süleyman ss.ı
hareket etmiş gibi gösteriyordu.)
Son
olarak, Süper uzay bizlere "GÖKTEN"
gelmez. Yani süper uzay bağlantısı tam tersine ESFELİ SAFİLİN'den gelir.
(Balonu
illa ki bir yerinden şişireceksiniz veya illa ki bir üzüm tanesine
bir yerinden sap girecektir veya gözün illa ki bir kör noktası vardır
misallerinde olduğu gibi.)
Aşağı
Misal Alemi denen Süper Uzay'ın, bizimle bağlantısı esfeli
safilin >>> aşağıların en
aşağısı olarak rabıtalanır. (Aknokta=BigBang'in
başladığı yer ve/veya evrenin karadeliğine
çikeceği aynı yer.)
<> 95-Tin/5:
Sümme Redednahü esfele safiliyne.
Şunu
anlıyoruz ki >>> ESFELİ
SAFİLİN
>>>>>> DABBETÜL ARZ'dan başkası
değildir.
Esfeli
safilin ve Dabbetül Arz bu ayette, ikisi de VARLIK/NEFS/RUH değillerdir, bir MEKAN yordamıdır.
Ama
öteki DABBETÜL ARZ bu şekilde değildir. Çünkü ayette "ÇIKARIRIZ" ifadesi
kullanıldığından >>> BİR VARLIKTAN söz
etmektedir.
<>
27-Neml/82: O söz tepelerine indiğinde, yerden onlar için bir
dabbe çıkarırız da onlara, insanların bizim ayetlerimize
gereğince inanmadıklarını söyler.
49
anlamı olduğundan dolayıdır ki, İNSAN, HAYVAN vb.
dememekte, hepsini kapsayacak biçimde "VARLIK" demektedir.
Yani
içinden diyelim ki kurtçuk da insan da (ben gibi) microchip de
dinozorların yeniden laboratuarda yaratılması anlamında ve
Süleyman'ın kurdu anlamında anlamları var.
Bu
kadar değişik Dabbe için "İnsan" dememek
doğrudur. Ama illa ki hayvana, ağaç kurduna benzetmek de cehalettir.
Mesela
silisyum, quartz teknikleri de DABBE'dir.
Hatta Silicon Valley bile bir Dabbe alanıdır.
Neml
82 ise,
tüm
hepsi bir yana,
sadece
ve sadece
A L A M E T
olan
DABBE'dir.
Süleyman
vb.ye verilmiş bir vaad değildir. Çünkü kıyametin büyük
alametlerinden DABBE hariç hiçbiri
zuhur etmemiştir.
Arami
incilinde Dabbet'in İsa'dan iki x bin yıl sonra zuhur edeceği
açıkça yazılmıştır.
(Yine
de incile inanmak caiz değil.) (Tahrif edilen
incil ve tevrat-zebur'dan söz ediyorum. Yoksa içlerinde dosdoğrular da
var. Ama Hadisler gibi inanılması gerekmiyor. Sadece bu
kitapların Allah katından indirildiğine inanmalıyız.)
Bir
kere Dabbe olan alametin, Kur'an'da gizlenmiş veya açık olduğu
halde kör gözlerin anlamadıklarını görmesi gerekir.
(Haniflik,
Cuma'nın tatil olmayışı, namazın vakit ve
rekatları, orucun reel zamanı, haccın dört ay olması,
Kur'an'ın konuşturulması vb.)
BİZLERE kadar
bunları 14 küsur asırdır HİÇBİR
KİMSE, hiçbir evliya ve alim
bozuntusu farkedememiştir. 1400 küsur yıldır DEĞİŞMEYEN Kur'an adeta UYKUYA
yatırılmıştır.
Namazın
iki rekat olduğunu HİÇBİR
EVLİYA vb. görmemiş,
bulamamıştır.
Ne
karadelikleri ne Ğussae=Petrol vb. Adiyat=Beygirgücü/HP vs. vs.
Bunları
ALLAH kimsenin anlamasına izin
vermemiştir. Çünkü Allah CAHİLLERİ
ve atalarının taklitçilerini yani kendini düzeltmeyen kavimleri
düzeltmez! Tam tersine onları azdırır, katil bile olurlar,
intihar eden canlıbomba olurlar.
Pekiyi
BİZLER nasıl oldu da DÜZELDİK! Çünkü biz KAVİM değiliz. Bizler
>>> MİH=Ali İmran
104 olanlarız. Biz MİLLETİZ!
İT SÜRÜSÜ DEĞİLİZ!
Kavim falan değiliz! MİLLETİZ!
Biz yığın sürü değiliz! MİLLETİZ!
<> 3-Ali
İmran/104: Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu)
emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun.
Kurtuluşa erenler işte bunlardır.
Biz
KELLELER değiliz,
kurukalabalık değiliz! BİZ
AZ-ÖZ MİLLETİZ!
ALİ İMRAN 104'ün ALAMETİYİZ!
<>
16-Nahl/120'de: "İbrahim bir ümmet idi" dendiği halde,
16-Nahl/123'de: "Hanif İbrahim'in MİLLETİne uy"
denmektedir.
Evet,
Ümmet dediğim gibi yurt vatan toprağı gibidir. Ama MİLLETSİZ ümmet olmaz,
milletsiz vatan vatan değildir!
Maalesef,
maateessüf, ÜMMET denen
yuvamız, kurukalabalığın elinde! Onlar kendi
sayılarıyla sevinirler! Kendilerine Ehli Sünnet falan derler.
Muaviyecidirler -farkında değillerdir-.
Herkes
kendi yazdığı hadislerle sevinir ve övünür. Kur'an'ı sadece
şarkıcılık aşkıyla okurlar. Biz ise ASA'yı kemiren kurttan
başlarız, taa AKS'ın
içini boşaltan WORM HOLE'a kadar Kur'an'ı
anlarız!
<> Kendi
bildiklerinin dışına çıkamamış, KUR'AN'ı
kendi tevillerine göre meallendirmiş ve birinci anlamını dahi
doğru dürüst açıklayamamış olanların, DABBETİN
varlığından haberleri olabilir mi? Olsa dahi bunu
kibirliliklerinden dolayı kabul ederler mi? ASLA. Bakara 6'daki
"küfre sapanlara gelince, uyarsanda, uyarmasanda onlar için birdir,
inanmazlar" uyarısı böylelerinin üzerine tecelli etmez mi!
<>
30-Rum/32: Onlardan ki, dinlerini parçalayıp
hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip
övünür.
HER HİZİB
>>>>>> Fırka parti.
Gerçek
HİZBULLAH biziz. Ama bu
kelimeyi bile kullanamıyoruz! :(((((((((((((((((((
Kur'an'ımızı bu hale getirdiler.
<>
77-Mürselat/1: Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri
peşinden gönderilenlere;
<>
77-Mürselat/2: Şiddetle eserek
(zararlıları) savurup atanlara;
<>
77-Mürselat/3: (Hakikat ve hayırları) yaydıkça
yayanlara;
<>
77-Mürselat/4: (Hak ile batili) birbirinden iyice ayıranlara;
<>
77-Mürselat/5: Öğüt telkin edenlere;
<>
77-Mürselat/6: (Allah'a yönelenleri) arıtmak,
(kötüleri) sakındırmak için.
<>
77-Mürselat/7: Bilin ki size vadolunan şey gerçekleşecek!
<>
77-Mürselat/8: Yıldızların
ışığı söndürüldüğü zaman,
<>
77-Mürselat/9: Gök kubbe yarıldığı zaman,
<>
77-Mürselat/10: Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,
<>
77-Mürselat/11: Peygamberlerin (ümmetleri hakkında
şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık
kıyamet kopmuştur).
<>
77-Mürselat/12: (Bu alâmetler) hangi vakte ertelenmiştir?
<>
77-Mürselat/13: Ayırım gününe.
<>
77-Mürselat/14: (Resûlüm!) Ayırım gününün ne
olduğunu sen nereden bileceksin!
<>
77-Mürselat/15: O gün (Peygamber'i ve
ahireti) yalan sayanların vay haline!
<>
77-Mürselat/16: Biz, (bunlar gibi
inkârcı olan) öncekileri helâk etmedik mi?
<>
77-Mürselat/17: Sonra arkadakileri de onların ardına
takacağız.
<>
77-Mürselat/18: İşte biz suçlulara böyle yaparız!
<>
77-Mürselat/19: O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
<> 77-Mürselat/20: (Ey insanlar!) Biz sizi dayanıksız bir sudan
yaratmadık mı?
Teşekkürler.
1. ayetin dizinin en başına beni koyabilirsin:
"Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri
peşinden gönderilenlere"
Benden
başla >>>>>>>>>>>>>>> 3M. 3 asır sonrasına kadar
tüm bu alametler gelecektir. İsa'nın gelmesi de bir Kıyamet
alametidir. Mighty ha keza! Hızır'ın Deccal tarafından
öldürülmesi nedeniyle, Hızır'ın sık ve SIKI görüşme yaptığı kişi Dabbe'dir.
"Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri
peşinden gönderilenlere"
"(iyiliklerle) birbiri peşinden gönderilenlere"
"birbiri peşinden gönderilenlere"
"birbiri peşinden"
"birbiri peşinden"
"birbiri peşinden"
Bunların
İLKİ'yim! Çünkü ne
Adler'in ne de Mesih'in ilk yaşamları ALAMET değil! İKİNCİ
GELİŞLERİ ALAMET sayılmıştır.
O halde Neml suresindeki DABBE, tüm
alametlerin İLKİDİR.
Daha
önce Kur'an veya Haniflik böyle bilinmedi ve anlaşılmadı. ON Bin
tane Evliya yüz tane Mehdi icat ettiler.
Hangisi
sizlere/atalarınıza "Cuma tatil değildir" dedi?
Şu
gün itibariyle, Diyanet, Fethullah, Saidi Nursi vb. "Kur'an'da namazın
kaç rekat olduğu YAZILMAMIŞTIR"
diyorlar. Sorun telefon açın bu cevabı alacaksınız.
Daha
da beteri: "CUMA GÜNÜNÜ ALLAH TATİL ETMİŞTİR" diyorlar.
Ayet
önlerinde APAÇIK ve KÖRLER!
Hüpletip geleyim. Sizler de soru hazırlayınız ltf.
<>
afiyet olsun
<>
62-Cuma/9: Ey inananlar! Cuma günü, salat için çağrı
yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne
koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz
bu sizin için daha hayırlıdır.
<>
62-Cuma/10: Salat tamamlanınca, hemen yeryüzüne
dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın.
Allah'ı çok anın ki, kurtuluşa erebilesiniz.
Whoops, ayrıca roar! (Kedi içeri girmesin diye kükredim de... Antre kapısı açık, hava çok güzel)
<> :))
Elektrik
gitti! Soru lütfen.
<>
Musa'nın, beraberindekiler (kavmi değil, Allah'ın kullarım
dedikleri) ile isra yapması?
Hızır'ın adı KUR'AN'A GÖRE >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> KULLARIMDAN BİR KUL (buldular orada.) Kullarım dedikleri içinde Musa'nın kardeşi, Yuşa, Annesi, kızkardeşi ve Tabutüssekineyi taşıyanlar vb. var [candaş]!
<> 18-Kehf/65:
Katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve
bilgimizden öğrettiğimiz, kullarımızdan bir kulu buldular.
Soru
yok mu?
<> efendim
İDRİS as anlatılacaktı (vahyin izahı için)
teşekkür...
İDRİS'i çok
uzuuuun anlatmıştım. Acaba ayrıntı verebilir misiniz? (Soruyu
ayrıntılama veya bana konuyu hatırlatma açısından.)
<>
İdris değil de Daniel peygamber olacaktı galiba. İsa ss ile
Muhammed ss arasında demiştiniz.
Daniel evet. Ama Daniel
ile ilgili etüd yazı asmamışsınız! O yazılar
üzerinde büyük sırlara girecektim. Bu sırlar kabaca şunlar: REMİL (Bineer alfabe)
oluşturulunca, Kur'an bunun üzerine VAHY/BİRİM olarak indirildi.
Vahy'in Efendimize yöntemlenmesi REMİL
alfabesiyledir. (Efendimizin OKU'duğu
REMİL'dir.) Ama bunları anlatmak
için Daniel ss. etüdü gerekiyor.
MUSA'ya bir kerede tüm
Tevrat inmiştir. Yani VAHY bir
kerede bin sayfa/kitabe olarak bizzat Allah tarafından indirildi. İsa
ss ise Allah'ın KELİMESİYDİ,
yani o opörlör idi.
Haut-parleur
nasıl okunuyor [candaş]? (columns da deniyor).
Biz
yine de Hoperlör veya kolon diyelim.
Efendimize
ise ne TEVRAT gibi bir kerede, ne
hoperlör olarak direkt seslendirmekle gelmedi. DANİEL'in oluşturduğu remil üzerine VAHY kurgulanıp 23 yılda
peryodik olarak geldi.
<> O parlör
Haut=Yüksek;
Parle=Konuşmak; Parleur=Konuşucu. Haut
Coutur var bir de. ;)
<> Evet
"haute couture" >>> "otkutür"
Onu
okuyacak kadar zengin değilim. :)
<> :)
Kısaca,
Daniel ile ilgili ev ödevi yapılmamış! Efendimiz ile
İsa'nın yegane bağlantısı ve interface'i olan
peygamber. Herkes, İsa ss ardından, efendimizin ss geldiğini
sanıyor. Arada bir de DANİEL ss
var. Onun için etüd istemiştim.
<> Mürselat
ve Naziat column'larına göre çıkarmaları yapmaya
çalıştık.
Haklısın.
Determinantını bulunca matrisi açıp sonra da "SES=SAYI dönüşümü olan EBCED'inden"
ayet içindeki belkemiği sırrı yakalayabilirsiniz. Bunu
Türkçedeki EBOB gibi yaparsanız
ana fikri; EKOK gibi yaparsanız
ayrıntılarını bulabilirsiniz.
(Önce
REMİL'i bilmek, sonra da bineer
matematiği bilmek gerekiyor -ayrıca-.) Onun için böyle konuları
hep etüd'e yatırıyorum.
<> Matriss'i
6x6 mı?
Kolon
sayısı iki surede de eşit. Satırlar da 5+5=10. Yani ON x
>>> ???. Kolonları sayar mısın (dikine)? (Lamelifleri
tek say.)
<> 13 kolon
var.
Baktım
>>> 13 x 10 da oluyor Matriss, sonuç değişmiyor. Kur'an ne
büyük bir mucize değil mi?
[] kaptan mircte sorun yaşıyor
Allah
Allah, bazen yazmamı reddediyor mirc, düştüm sanıyorum.
Bir
de densizlik var: Ben zigzagaiberg@im biliyorsunuz. Salak Erhan
Altaylıoğlu mynetten şimdi bana postcard gönderdi. Kendi kendimi
Wemb kilisesine Hristiyan olmaya çağırıyorum. :)))))))))
Bu
herif süper salak! Kendi kendime niçin e-card göndereyim?
Alternatif
forumda Haci+Ali diye yazıyor. Sizlere de benim ağzımdan
yılbaşı kartları gönderiyor. İsterseniz, onun adresine
"Kartınızı aldık teşekkür ederiz
Erhan'cığım" diye yazabilirsiniz. (Kanada'da oturuyor)
Mynetten
bana habire küfürlü pornografik e-cardlar geliyor. Hepiniz bana
göndermişsiniz. En çok da E'ninkini beğendim.
[] kaptanın bağlantısı kesildi
Erhan'ı
kızdırdık galiba.
Biliyorum
ki o kartları gönderen siz değilsiniz. Ben de hiçbirinize
göndermiş değilim, elbette biliyorsunuz!
Şeytan
üzerimize çullanmak zorunda! Şeytan tarihinin en büyük felaketini
yaşıyor. Tam İbrahim vefat edince kurtulmuştu ki, binlerce
yıl sonra biz çıktık, şeytanın korkulu kabusu HANİFLİĞİ
hortlattık. Şeytan hakikaten dehşet içinde! Hissetmekten öte
biliyorum.
Eğer
şeytana öldürme yetkisi verilseydi, listenin başına önce beni
koyacaktı. Hiç kuşkunuz olmasın, en büyük düşmanı
Dabbet'tir. Şeytanın inemediği tek yer ARZ altıdır! Yasaklıdır! Kehf ve Dabbet
derinliklerine giremiyor! Yeşil ışık onun en büyük organik
düşmanı...
Hani
Superman'in bir kriptonit taşı vardır ya, Şeytan da YEŞİLE
yapışamıyor ve dolayısıyla YEŞİL ORTAMDAKİLERE
ulaşamıyor!
Bizim
DabbetHANE, doğal "EuzübillahimineşŞEYTANirracim"
ortamı. (Fakirhane der gibi, Dabbethane dedim ;) )
<> :)
Bu
gece 01'00de ZigZag ile sabahlayacağım. Üç
dakika sonra OFF'um!
<> Soru
kanalında iki soru sorulmuştu, gelecek chatte inşaAllah
cevaplarsanız...
<> a-
Şeytan bir adettir, tüm insanlara nasıl yetişiyor? b- Süfli
varlıklar şeytanın emrinde midir? c- Şeytan multikopya
yöntemini mi kullanıyor? d- Ben ayda ve uzaydaki bir şehirde
yaşıyorsam, şeytanın ve süfli varlıklarım benimle
beraber midir? e- Şeytan ve diğer süfli varlıklar uzaya
çıkabilir mi?
"c- Şeytan multikopya yöntemini mi
kullanıyor?" Çünkü melekler gibi SAF/SAFİYYUN
halindedir. Allah herkese bir ŞEYTAN
clone'u bağlamıştır. Nereye giderseniz gidin, o
yanınızda ve SİZDEN
bir parça gibidir. Mesela kalbinizi götürüyorsunuz ya, işte o göğse
vesvese verir. Yani o kafeste sizinle birlikte gelir.
Ama
Quarklar gibi, çekirdekten çıkamayan kuarklar gibi, SİZDEN dışarı çıkamaz, çıkarsa
şıhab onu vurur. Zamansız terk ederse, yine şıhab
gelir ve hem onu hem terk ettiği kişiyi yakar!
"b- Süfli varlıklar şeytanın
emrinde midir?"
Şeytan
kategorisine Hannas olan insanlar da girer, cindarlara ve şeyhlere
musallat olan şeytanlar da...
Şeytan'ın
ölümünden sonra (İsa öldürecek) en sonuncu dönemde insanlar HANNAS haline gelecekler.
Şeytan
matrisinin (Tek örnek olan) ilki İBLİS'tir.
copyClone halinde ve her NEFSİ olan varlığa
şeytan ATANIR! Sizi terk
etmeyip NEFSİN
sınırları içinde kaldığı sürece ona uzay
yasağı yoktur, çünkü tüm dünyası sizin/benim SADRIMIZ'dır. Bu emniyetli
bölgenin dışına çıkarsa o zaman UZAY koşulları oluşur ve şıhab ile
yakılır.
<>
Şeytan sadrımızda daralmıyor mu? Sadr geniş bir yer
midir şeytan için?
Bizim
sadrımız/göğsümüz yasaklı uzaya giden şeytanın COCKPİT veya kabini gibidir.
Astronotlar da bu sıkıntıyı yaşıyorlar. Biz
olmazsak yani biz şeytanımıza MODÜL olmazsak o asla atmosfer dışına çıkamaz.
<> Sizi
rüyamızda gördüğümüzde, sizi değil de bir
başkasını görebilme ihtimalimiz olabilir mi? Kısaca,
rüyalara itibar edilmeli mi? Yahut hangi rüyalar doğru kabul edilebilir?
Rüyalar
misal aleminden gelir. 90 derece dik gelir candaş. Ama 45 derece polariz
cin-şeytan bölgesine büküm verirse, rüyanda gördüğün ben bile olsam
inanmayınız.
Velev
ki Rahmani bir rüya olarak, gayet mantıklı/düz/sade ve biraz da HABERCİ olarak görünürsem, bunu
hissedersin. Genelde revaç etmeyiniz derim.
Bağlantı
geldi. Geronimoooo gidiyor. RZİ.
<> Rzi.
Elinize/gönlünüze sağlık profesör/hocam
<> hg dr.