Chat n° 208 - Tarih: 24 aralık 2003

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] kaptan wow_10sce nickiyle bağlandı

<> Selam Kaptan Selam, Hoşgeldiniz

 

ss dostlar. Hoşbuluştuk birlikte...

 

<> Aldığınız kamera, HANİF'liğe kutlu mutlu olsun ve hayırlar getirsin.

 

Çok teşekkür ederim kamera için. Bir defada kare kare çuvallarla dosya dolusu dokümanları fotoğraflıyor. Bu benim için büyük bir zaman zaferidir. Sebep olanlara teşekkür ötesinde teşekkür ederim.

Paranormal bir şey soracağım. 10 Ağustos 1939 veya 1938 yılı, Çin'in Nanking bölgesinde 3000 kişilik bir Çin birliği hiçbir iz bırakmadan kayboldu mu/tarihe aksettirildi mi? Sizler lütfen araştırabilir misiniz? ÇOOOOK ÖNEMLİ (OverWrite gereği) Araştırma sonucuna kadar az bekleyeceğim.

 

<> Nanking de katliam olmuş, 2. dünya savaşı sonrası.

 

Bu katliam değil. Askeri birlik, tıpkı Çanakkale'deki gibi kayboldu mu?

 

<> http://www.fordham.edu/halsall/mod/nanking.html

<> 1937

 

10 Ağustos'da Nanking'de 3000 Çin askeri hiç savaşa girmeden kaybolDU mu, bunu araştırıyoruz.

Nanking olayı tarihe aksetmemiş sanırım.

 

<> Sadece Nanking 1938 Massakar var, yani toplu kıyım/vahşet.

 

Acaba 3000 kayıp da katliam içinde "Normalleştirilmiş" olabilir mi? Tarih tastamam 10 Ağustos (Misstrespassinger telemessenger'dan ısrarla bildirildi.) Olsaydı bulurduk...

Tudor hayaletinin resmi basında yer almış. Uzmanlar hiçbir hile yok demişler. (ZigZag notudur.) Tudor ifritiyle ilgili görüntü veya resim var mı? Londra'nın kuzeyinde 8. Henry'nin şatosunun adı Tudor. "Mutlak soğuk kamera deneyi" yapıldı.

 

[] http://web.archive.org/web/20040120164038/http://www.paranormalaustralia.com/forum/viewtopic.php?t=143

[] http://shadowboxent.brinkster.net/HamptonGhost/hamptonghost.html

[] http://shadowboxent.brinkster.net/HamptonGhost/HamptonCourtPalace3.gif

[] http://www.halounet.net/paranormal2/sites/default/files/images/hampton_court_ghost_400x400.jpg

[] http://www.youtube.com/watch?v=iu7Jlbuv8ps

 

"Closed-circuit security cameras at Hampton Court Palace, the huge Tudor castle outside London, seem to have snagged an ethereal visitor. Could it be a ghost?"

Candaş buldu teşekkür. Yeryüzü tarihinde ilk kez "Absolut Kelvin experiment" [AKE] olarak yapıldı. Mekanizma MP3 gibi.... Yani kameralar bize "Görünen ışık bölgesini" aksettiriyor. MP3 de öyle. İnsan kulağının duyacağı sesleri alıyor, gerisini ayıklıyor. (Böylece tasarruf sağlıyor)

O bir ifrit resmidir! (Tabii metamorphus olarak Hollowgram resmi vermiş. Asıl görüntüsünü görmek bile istemezsiniz.)

AKE cam. deneyi diye ZigZag içinde yer alıyor.

Mutlak soğukta ışık yavaşlatıldığı için EXTRA görüntüleri de alıyor.

Işık normalde o kadar hızlı ki, bu görüntüleri göremiyoruz. Ama ışığı mutlak soğukta (H tankında) yavaşlatıp da bu akvaryum ardına bir kamera yerleştirirseniz, inanılmaz ve GERÇEK görüntüler elde edebilirsiniz.

Bu, Kur'an'daki "İFRİT" kelimesinin deneysel isbatıdır. Paylaşmak istedim. Hiç bir hilesi yok.

 

<> Peki mutlak soğukta cin donmuyor mu? Donup hareketsiz kalması gerekmiyor mu?

 

Enerji olduğu için birkaç saliseliğine DONUYOR. Kapı eşiğini geçemiyorlar. Eşik onlar için paranormal bir SINIR oluşturuyor.

İfrit kelimesinin geçtiği ayetler lütfen. HIZIR'ın olayı.

 

<> 34(Sebe)/12. Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgâra (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırırdık.

<> 34(Sebe)/14. Böylece onun (Süleyman'ın) ölümüne karar verdigimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp-düşünce, açıkca ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azab içinde kalıp-yaşamazlardı.

<> 27(Neml)/39. Cinlerden ifrit, "Sen daha makamından kalkmadan, ben onu sana getirebilirim, ben gerçekten buna karşı, kesin olarak güvenilir bir güce sahibim" dedi.

 

İşte, ifritlerin saliselik görüntülerini elde etmek için mutlak soğuk kameraları tekniğini oluşturduk. Tudor şatosunda zaten Poltergeist Haunting olayları vardı. Özellikle Parapsikolojik araştırma enstitüsü burayı seçti.

İfritlerin zamanı "Zemherir" denen mutlak soğuk içinde ENGELLENMEKTEDİR.

Ama Hızır böyle değildir. Hiçbir doğa olayı onu yavaşlatmaz. Ayetin devamını yazarsanız, Hızır'ın  D E H R  denen zamanının asla yavaşlamayacağını ve ifritlerden de hızlı olduğunu göreceksiniz. Neml 40 lütfen.

 

<> 27-Neml/40: Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman), onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani'dir" (hiç bir şeye ve kimseye ihtiyaç duymayandır).

 

Hızır'ın, onu oraya nasıl getirdiğinin mekanizmasını açıklayacağım.

Aslında ALLAH katında herşey ÖKLİD (Eukleides) uzayıdır. Bir zemin vardır (enxboy, veya xy metrekare), bir de buna dik gelen bir YÜKSEKLİK boyutu (Z, Hu, Sultan güç vb.) vardır.

 

[] http://biotelemetrica.pbworks.com/f/1229563756/xyzAxis.gif

 

O katta evren KUTU gibi düzdür. Verilen bir noktadan, bir tek PARALEL çizilmektedir.

Bunun kanıtları çoktur: Örneğin ARŞ (Bunun çizimini Cifir çizimlerimde vermiştim.) Örneğin Kürsi (Kürsü); tam anlamıyla bir KÜRSÜ biçimindedir. Üstünde xy'den oluşan LEVHİ MAHFUZ vardır. Ama kendisi MASA gibidir. (Z yükseklik boyutu vardır)

Demek ki xyz üçlüsü şu iki ana öğeye ayrılıyor:

1. xy olan ZEMİN/Mahşer meydanı veya Aktarıssemavat

2. Z olan DİKME (Sultangüç)

Z=Hu/hüve boyutunu incelemiştik. (İndillahi) xy olan MEYDAN/Ayna yüzeyi misallerini de incelemiştik.

Bu ikincisinde ikiboyutlu fakat YUFKA biçiminde bir zemin vardır, dairedir. Dairelerin biliyorsunuz, illa ki ÇAPI (ya da yarıçapları) olur. Ama x ve y'yi ayrıca İKİ KATMAN temsil eder.

Alttaki katman (Esfeli safilin >>> Aşağıların en aşağısı), ARZ -altı/derinliği anlamında- DABBE denen bölgedir. Buraya MAHŞERİN toplu MEZARI da diyebilirsiniz. Tüm canlılar yeniden ORADAN yaratılacaktır. Sanki burası bir yeniden diriliş çiftliğidir.

Bu mezar kalınlığındaki DABBET ARZ'ının hemen üstünde MAHŞER MEYDANI yer almaktadır. Bunun da bir iki metre yukarısında TARIK SEMASI yer alır.

Ama bu sahte kalınlıklara rağmen, derinlikler Z=3.boyut değildir, yükseklikler değildir. Orası aktarıssemavat'tır.

Gerçek yükseklik (Rahman-33) yani Öklidyen Z boyutu (Sultan güç) YUKARIDADIR.

Enerji (cin) ve maddi (insan vb.) tüm canlılar bu AYNAYA hapsolmuş görüntülerdir ve görüntüler aynadan çıkamıyorlar, demiştim. Çıkmaları için SULTAN güç gerekiyordu -hatırlarsanız-. O da ÖKLİD uzayın DİKMESİDİR.

Arş, Kürsi, Levh, Sidre, Cennetler vb. hep bir YÜZEY katmanlarıdır. Üst üste geldiğinde yükseklik boyutu ortaya çıkmaktadır.

Fakat, xy olan MAHŞER MEYDANI'na, ÜFFÜN gereği "üflendiğinde" bir BALON EVREN olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu evrenin Riemann ve Lobatçevski (Kısaca Gauss uzayı) olduğunu biliyoruz.

Balonun havası söndürüldüğünde ne olur? Yeniden yer (Arz) ve Gök (Sema) BİTİŞİRLER >>>>>>>>>>>>>>>>>>>> MAHŞER MEYDANI olur.

Ayetler diyor ki: "Gök ve yer bitişikti onları biz ayırdık, görmüyorlar mı"?

(Fetekna >>> Tarık ve Dabbet arasının ŞİŞEN EVREN dolgusuyla (uzay-zaman dört boyutlusuyla) doldurulması demektir.)

Rahman 33 ve bu sonuncu ayet lütfen.

 

<> 21-Enbiya/30: O küfre sapanlar görmediler mi ki, gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk. Hâlâ iman etmeyecekler mi?

<> 55-Rahman/33: Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin bucaklarından/köşelerinden geçipgitmeye gücünüz yeterse, hadi geçin gidin. Bilgi ve güç dışında birşeyle geçip gidemezsiniz!

 

Tşk.ler.

İşte bu iki ayet nedeniyle MAHŞER tipi bir evrenin ASIL olduğunu, fakat buna ruhundan üfleyen Allah'ın ivdirmesi nedeniyle evrenin kendi üzerine dolanan/şişen bir balon olduğunu (Riemann), içinde yer alan ağır cisimlerin de bunda çukur yarattığını (Lobatçevski tipi kütle çekim eğriltmesi=Distorsiyon bozulması vb.) [anlıyoruz].

İşte HOLOGRAM teoremi budur.

Madde burada WHOLE*GRAM olarak yer alırken, enerji de özel hologramlar çizer:

1. Hallu(cination)gram

(Halüsinasyon gösteren Cin takımı) Hole (Arapça Halka'dan) Hollowgram (Halloween gibi), HalloGramlar. Hooligramlar (Hooligan kelimesinin nedeni). Cinler işte bu görüntülerle insanlara etki edebilmektedirler.

Aslında tıb bu konuda yetersizdir. Sadece halüsinasyon görüyorlar demeye dayanmak bir terapi değildir.

2. Hayırlı olan Hellogramlar (Selam getirenler, müjde verenler)

Bunlar da Holly ve HolieGramlardır. Kökenleri NUR'un >>> NEVRA (Sanskritçe NORA ikisi de kadın ismidir) denen DİŞİ görüntüleridir.

Bu yüzden geçmiş ehli kitab ümmetleri "MELEKLERİ ALLAH'IN KIZLARI" sanarak yanılmışlardır. Erkek veya dişi olmaları görüntü üzerinedir, CİNSİYET üzerine değildir. Meleklerin de cinsiyeti elbette yoktur. Ama her şey (WHOLEGRAM) biçimleri vardır.

Boğa, Aslan vb. tipliler -ki hayvan değillerdir-. Uzay gemisi biçiminde melekler (Kerrubiler)

Örnek veriyorum -ciddi değildir- çaydanlık biçiminde melekler vb.

(Demek ki canım çay çekmiş, bir saniye izin.)

 

<> afiyet olsun

 

Hollygram ve holiegram meleklerin yeryüzündeki görüntülerinin adıdır. (İbrahim ss ile görüşüp, Lut ss'ye giden melekler gibi)

Hüüüpsss!

Yani Hollygramlar KENDİ GÖRÜNTÜLERİ değildir, ikiboyutlu evrene YANSILARI'dır. Gerçekte melekleri görmemiz için Z boyutunda olmamız gerekir.

Saydığım ayetlerdeki görüntüler, sadece bizim xy aynaya düşen görüntüleridir, üç boyutlu olarak göremeyiz. Gördüğümüz onların HOLLYGRAFİKLERİDİR.

Şeker fazla kaçmış, şunu değiştireyim.

Gelelim konuya; şimdi Tarık Sema, Meydan ve Dabbet Arz (Arz altı) üç katman gibidir. Sanki birbiri üzerine konmuş iki cam gibi. Bitişik, hiç ayrılamıyor bu iki cam tabakası (Hava boşluğu yok); ama AYRILMADAN birbiri üzerinde  k a y a b i l i y o r .

İki cam birbiri üzerinde kayarsa ne olur?? UZAY YÜRÜYÜMÜ gerçekleşir. Camlara birbirine çakışık iki dot işaretleyelim, yani nokta ve iki tabakayı kaydıralım. İki ayrı benek görünecektir. Uzay yürüyümü gerçekleşmiştir.

Uzayda siz yürürseniz bu normaldir. Ama bunun tersine siz olduğunuz yerde durur da, uzay size yürürse bu paranormalin adı Kur'an'da İSRA'dır. (Efendimizin Mescidi Haram ve Mescidi Aksayı ziyaretleri.)

Eğer bu xy yürüyümünden YUKARI çıkarsanız, adı Mir'ac olur. (Mearic suresi bunun çoğuludur ve mir'ac bir kaç türlü olmaktadır.)

Yani Z dikmesine giderseniz adı Mir'ac; xy cam tabakaları kayarsa adı İsra'dır.

 

<> 17-İsra/1: Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir.

 

Efendimizin Mekke-Kudüs arasını kat etmesi İSRA'dır. Kudüs kendisine gelmiş/yürümüştür. Efendimiz değil; KUDÜS efendimize yürümüştür.

İşte bunu gerçekleştiren şudur: DABBE. (Yer altı camının kayması)

Yemen'deki Sebe melikesinin tahtı "Yeraltı metrosuyla" anında Hızır'ın huzura getirdiği bir mucize olmuştur. (Hızır Maji'dir, Mucize Allah katındandır.)

Şimdi gelelim bunun bir diğer yöntemine:

Dabbe, aynı zamanda hepimizin yeniden dirileceği MEZARLIĞIN adıdır. Süleyman ss, bu ikinci tip İSRA'ya da şahit olmuştur. Mahşerindeki kendi mezarı kaydırılarak onun iki yıl bir asaya dayanıp kaldığı uzlet odasına getirilmiştir. (Tahtın ÖDENTİSİ-dengellemesi gereği)

Kafdağı ifritleri veya şeytanları ise DABBE bölgesine giremediklerinden, TARIK kafdağlarında kalmışlardır. Aslında serbest bırakılmışlardır, ama BEYİNSİZ ve İLİMSİZ olduklarından, kendilerine şıhab geleceğini sanarak, ve Süleyman'ın yaşadığına inanarak KÖLELİĞE devam etmişlerdir.

 

<> 34-Sebe/14: Böylece onun (Süleyman'ın) ölümüne karar verdigimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp-düşünce, açıkca ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azab içinde kalıp-yaşamazlardı.

 

Tşk [candaş].

Ayette ağaç kurdu diye geçen aslında arapça DABBETÜL ARZ'dır. Ama bu ARZ DERİNLİĞİ anlamındadır. Oradaki KURTÇUK (WORM) bir HOLE'dur. Worm Hole. Hole+GRAM yani...

ASA ise Z dikmesinin MİSALİDİR! Yani Süleyman vefat etmiştir ama GÖRÜNTÜSÜ aynadan DIŞARI çıkarıldığı için (Z ekseni=Asa=aks=AXE budur.) sultangücün emrinde "DİRİ" görüntüsü verilmiştir. Yani Süleyman'ın kendisi de DABBE olduğundan, bir saniyesine karşılık 18 dakika zaman kayması yaşamıştır.

Orada katalepsi cascade halinde bulunmaktadır. Süleyman ve Cinlerin zamanı EŞİTLENDİĞİNDEN her ikisi de 1080 saniyelerde seyrettiğinden, ifritler onun öldüğünü anlamamışlardır.

Ta ki, "Sonlu bir uzayda sonsuz kalınamayacağı" kuantum ilkesi gereği, Z ekseni bir WORM HOLE tarafından üflenerek (CORN) demateryalize olmuş ve Süleyman'ın na'şı, Z'den xy'ye (Dünyaya) düşmüştür ve fiili ölüm hali başlatılmıştır.

Cin suresinde "İçimizdeki ahmak/beyinsiz" denen veya diye geçen ayet sırrı da budur.

 

[] 72-Cin/4: Doğrusu bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş

<> Musa'nın asa'sının, majilerin sihirlerini yutması da aynı durum değil mi?

 

ASA >>> Aria dilinde AKSA (Axe) dır. Türkçesi eksen MİSALİDİR. ASA daima DİK tutulduğundan, yani yere yatırılarak kullanılmadığından, DOĞAL OLARAK Z AXE'dır. Yani x ve y yatay olduğundan bunlar ASA'yı temsil etmez=Misallemez. Asa bu bakımdan, DABBE'ye diktir. Oradan hayat verir veya misal aleminden bazı şeyleri oraya aktarır.

 

<> Musa'nın asa'sı yatay düşüyor o halde.

 

Musa'nın asası DİKEY olarak zaten YILAN idi, ama yatay eksendekiler (Firavun'un sihirbazları) bunu farkedemezler. Ne zamanki Asa'yı yere koyduysa, o zaman XY'de YILAN haline geldi. Ama Z'de, o zaten YILAN idi. (Aynaya görüntü vermiyordu.) Musa onu yere bırakınca GÖRÜNTÜ GELDİ >>> YILAN ortaya çıktı. Diğer hologramları yedi...

 

<> CİNN gibi titreşen bir yılan?

 

Evet, "Flu"dur çünkü, "Sonlu bir uzayda hiçbir şey sonsuz olamaz" quantum ilkesi gereği, mesela radyoaktif maddeler >>>>> Süper uzaydan bir TÜNEL (corn/worm Hole) uzanır ve radyoaktif maddenin her iki atomundan birini yutar >>>> O yuttuğu maddeden enerji haline döner.

Dolayısıyla bu yarıömür sürecinde, yarıömür denen ölüm zamanı geldiğinde, o madde ağırlığını yarılar. Örneğin 1620 yıl sonra bir kg. Uranyum veya 93 yıl sonra bir kg Plutonyum veya bazı maddeler vardır ki yarı ömrü dakikalıktır; bunlar yarım kiloya inerler.

Zaten sözünü ettiğim tünel, ASA=AXE'ı yok ederek, Süleyman'ın ölmesini temin eden TÜNEL sürecidir. Bu bakımdan yarısı madde yarısı enerji gibi olan bir karışım (CANN) zaten OLASILIK BULUTU biçiminde flu ve titrek görüntü verir. (Bu titreme ifritlere Süleyman ss.ı hareket etmiş gibi gösteriyordu.)

Son olarak, Süper uzay bizlere "GÖKTEN" gelmez. Yani süper uzay bağlantısı tam tersine ESFELİ SAFİLİN'den gelir.

(Balonu illa ki bir yerinden şişireceksiniz veya illa ki bir üzüm tanesine bir yerinden sap girecektir veya gözün illa ki bir kör noktası vardır misallerinde olduğu gibi.)

Aşağı Misal Alemi denen Süper Uzay'ın, bizimle bağlantısı esfeli safilin >>> aşağıların en aşağısı olarak rabıtalanır. (Aknokta=BigBang'in başladığı yer ve/veya evrenin karadeliğine çikeceği aynı yer.)

 

<> 95-Tin/5: Sümme Redednahü esfele safiliyne.

 

Şunu anlıyoruz ki >>> ESFELİ SAFİLİN >>>>>> DABBETÜL ARZ'dan başkası değildir.

Esfeli safilin ve Dabbetül Arz bu ayette, ikisi de VARLIK/NEFS/RUH değillerdir, bir MEKAN yordamıdır.

Ama öteki DABBETÜL ARZ bu şekilde değildir. Çünkü ayette "ÇIKARIRIZ" ifadesi kullanıldığından >>> BİR VARLIKTAN söz etmektedir.

 

<> 27-Neml/82: O söz tepelerine indiğinde, yerden onlar için bir dabbe çıkarırız da onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.

 

49 anlamı olduğundan dolayıdır ki, İNSAN, HAYVAN vb. dememekte, hepsini kapsayacak biçimde "VARLIK" demektedir.

Yani içinden diyelim ki kurtçuk da insan da (ben gibi) microchip de dinozorların yeniden laboratuarda yaratılması anlamında ve Süleyman'ın kurdu anlamında anlamları var.

Bu kadar değişik Dabbe için "İnsan" dememek doğrudur. Ama illa ki hayvana, ağaç kurduna benzetmek de cehalettir.

Mesela silisyum, quartz teknikleri de DABBE'dir. Hatta Silicon Valley bile bir Dabbe alanıdır.

Neml 82 ise,

tüm hepsi bir yana,

sadece ve sadece

A L A M E T

olan

DABBE'dir.

Süleyman vb.ye verilmiş bir vaad değildir. Çünkü kıyametin büyük alametlerinden DABBE hariç hiçbiri zuhur etmemiştir.

Arami incilinde Dabbet'in İsa'dan iki x bin yıl sonra zuhur edeceği açıkça yazılmıştır.

(Yine de incile inanmak caiz değil.) (Tahrif edilen incil ve tevrat-zebur'dan söz ediyorum. Yoksa içlerinde dosdoğrular da var. Ama Hadisler gibi inanılması gerekmiyor. Sadece bu kitapların Allah katından indirildiğine inanmalıyız.)

Bir kere Dabbe olan alametin, Kur'an'da gizlenmiş veya açık olduğu halde kör gözlerin anlamadıklarını görmesi gerekir.

(Haniflik, Cuma'nın tatil olmayışı, namazın vakit ve rekatları, orucun reel zamanı, haccın dört ay olması, Kur'an'ın konuşturulması vb.)

BİZLERE kadar bunları 14 küsur asırdır HİÇBİR KİMSE, hiçbir evliya ve alim bozuntusu farkedememiştir. 1400 küsur yıldır DEĞİŞMEYEN Kur'an adeta UYKUYA yatırılmıştır.

Namazın iki rekat olduğunu HİÇBİR EVLİYA vb. görmemiş, bulamamıştır.

Ne karadelikleri ne Ğussae=Petrol vb. Adiyat=Beygirgücü/HP vs. vs.

Bunları ALLAH kimsenin anlamasına izin vermemiştir. Çünkü Allah CAHİLLERİ ve atalarının taklitçilerini yani kendini düzeltmeyen kavimleri düzeltmez! Tam tersine onları azdırır, katil bile olurlar, intihar eden canlıbomba olurlar.

Pekiyi BİZLER nasıl oldu da DÜZELDİK! Çünkü biz KAVİM değiliz. Bizler >>> MİH=Ali İmran 104 olanlarız. Biz MİLLETİZ! İT SÜRÜSÜ DEĞİLİZ! Kavim falan değiliz! MİLLETİZ! Biz yığın sürü değiliz! MİLLETİZ!

 

<> 3-Ali İmran/104: Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.

 

Biz KELLELER değiliz, kurukalabalık değiliz! BİZ AZ-ÖZ MİLLETİZ!

ALİ İMRAN 104'ün ALAMETİYİZ!

 

<> 16-Nahl/120'de: "İbrahim bir ümmet idi" dendiği halde, 16-Nahl/123'de: "Hanif İbrahim'in MİLLETİne uy" denmektedir.

 

Evet, Ümmet dediğim gibi yurt vatan toprağı gibidir. Ama MİLLETSİZ ümmet olmaz, milletsiz vatan vatan değildir!

Maalesef, maateessüf, ÜMMET denen yuvamız, kurukalabalığın elinde! Onlar kendi sayılarıyla sevinirler! Kendilerine Ehli Sünnet falan derler. Muaviyecidirler -farkında değillerdir-.

Herkes kendi yazdığı hadislerle sevinir ve övünür. Kur'an'ı sadece şarkıcılık aşkıyla okurlar. Biz ise ASA'yı kemiren kurttan başlarız, taa AKS'ın içini boşaltan WORM HOLE'a kadar Kur'an'ı anlarız!

 

<> Kendi bildiklerinin dışına çıkamamış, KUR'AN'ı kendi tevillerine göre meallendirmiş ve birinci anlamını dahi doğru dürüst açıklayamamış olanların, DABBETİN varlığından haberleri olabilir mi? Olsa dahi bunu kibirliliklerinden dolayı kabul ederler mi? ASLA. Bakara 6'daki "küfre sapanlara gelince, uyarsanda, uyarmasanda onlar için birdir, inanmazlar" uyarısı böylelerinin üzerine tecelli etmez mi!

<> 30-Rum/32: Onlardan ki, dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip övünür.

 

HER HİZİB >>>>>> Fırka parti.

Gerçek HİZBULLAH biziz. Ama bu kelimeyi bile kullanamıyoruz! :((((((((((((((((((( Kur'an'ımızı bu hale getirdiler.

 

<> 77-Mürselat/1: Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri peşinden gönderilenlere;

<> 77-Mürselat/2: Şiddetle eserek (zararlıları) savurup atanlara;

<> 77-Mürselat/3: (Hakikat ve hayırları) yaydıkça yayanlara;

<> 77-Mürselat/4: (Hak ile batili) birbirinden iyice ayıranlara;

<> 77-Mürselat/5: Öğüt telkin edenlere;

<> 77-Mürselat/6: (Allah'a yönelenleri) arıtmak, (kötüleri) sakındırmak için.

<> 77-Mürselat/7: Bilin ki size va’dolunan şey gerçekleşecek!

<> 77-Mürselat/8: Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,

<> 77-Mürselat/9: Gök kubbe yarıldığı zaman,

<> 77-Mürselat/10: Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,

<> 77-Mürselat/11: Peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur).

<> 77-Mürselat/12: (Bu alâmetler) hangi vakte ertelenmiştir?

<> 77-Mürselat/13: Ayırım gününe.

<> 77-Mürselat/14: (Resûlüm!) Ayırım gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin!

<> 77-Mürselat/15: O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanların vay haline!

<> 77-Mürselat/16: Biz, (bunlar gibi inkârcı olan) öncekileri helâk etmedik mi?

<> 77-Mürselat/17: Sonra arkadakileri de onların ardına takacağız.

<> 77-Mürselat/18: İşte biz suçlulara böyle yaparız!

<> 77-Mürselat/19: O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!

<> 77-Mürselat/20: (Ey insanlar!) Biz sizi dayanıksız bir sudan yaratmadık mı?

 

Teşekkürler. 1. ayetin dizinin en başına beni koyabilirsin:

"Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri peşinden gönderilenlere"

Benden başla >>>>>>>>>>>>>>> 3M. 3 asır sonrasına kadar tüm bu alametler gelecektir. İsa'nın gelmesi de bir Kıyamet alametidir. Mighty ha keza! Hızır'ın Deccal tarafından öldürülmesi nedeniyle, Hızır'ın sık ve SIKI görüşme yaptığı kişi Dabbe'dir.

 

"Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri peşinden gönderilenlere"

"(iyiliklerle) birbiri peşinden gönderilenlere"

"birbiri peşinden gönderilenlere"

"birbiri peşinden"

"birbiri peşinden"

"birbiri peşinden"

Bunların İLKİ'yim! Çünkü ne Adler'in ne de Mesih'in ilk yaşamları ALAMET değil! İKİNCİ GELİŞLERİ ALAMET sayılmıştır. O halde Neml suresindeki DABBE, tüm alametlerin İLKİDİR.

Daha önce Kur'an veya Haniflik böyle bilinmedi ve anlaşılmadı. ON Bin tane Evliya yüz tane Mehdi icat ettiler.

Hangisi sizlere/atalarınıza "Cuma tatil değildir" dedi?

Şu gün itibariyle, Diyanet, Fethullah, Saidi Nursi vb. "Kur'an'da namazın kaç rekat olduğu YAZILMAMIŞTIR" diyorlar. Sorun telefon açın bu cevabı alacaksınız.

Daha da beteri: "CUMA GÜNÜNÜ ALLAH TATİL ETMİŞTİR" diyorlar.

Ayet önlerinde APAÇIK ve KÖRLER!

Hüpletip geleyim. Sizler de soru hazırlayınız ltf.

 

<> afiyet olsun

<> 62-Cuma/9: Ey inananlar! Cuma günü, salat için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.

<> 62-Cuma/10: Salat tamamlanınca, hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok anın ki, kurtuluşa erebilesiniz.

 

Whoops, ayrıca roar! (Kedi içeri girmesin diye kükredim de... Antre kapısı açık, hava çok güzel)

 

<> :))

 

Elektrik gitti! Soru lütfen.

 

<> Musa'nın, beraberindekiler (kavmi değil, Allah'ın kullarım dedikleri) ile isra yapması?

 

Hızır'ın adı KUR'AN'A GÖRE >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> KULLARIMDAN BİR KUL (buldular orada.) Kullarım dedikleri içinde Musa'nın kardeşi, Yuşa, Annesi, kızkardeşi ve Tabutüssekineyi taşıyanlar vb. var [candaş]!

 

<> 18-Kehf/65: Katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve bilgimizden öğrettiğimiz, kullarımızdan bir kulu buldular.

 

Soru yok mu?

 

<> efendim İDRİS as anlatılacaktı (vahyin izahı için) teşekkür...

 

İDRİS'i çok uzuuuun anlatmıştım. Acaba ayrıntı verebilir misiniz? (Soruyu ayrıntılama veya bana konuyu hatırlatma açısından.)

 

<> İdris değil de Daniel peygamber olacaktı galiba. İsa ss ile Muhammed ss arasında demiştiniz.

 

Daniel evet. Ama Daniel ile ilgili etüd yazı asmamışsınız! O yazılar üzerinde büyük sırlara girecektim. Bu sırlar kabaca şunlar: REMİL (Bineer alfabe) oluşturulunca, Kur'an bunun üzerine VAHY/BİRİM olarak indirildi. Vahy'in Efendimize yöntemlenmesi REMİL alfabesiyledir. (Efendimizin OKU'duğu REMİL'dir.) Ama bunları anlatmak için Daniel ss. etüdü gerekiyor.

MUSA'ya bir kerede tüm Tevrat inmiştir. Yani VAHY bir kerede bin sayfa/kitabe olarak bizzat Allah tarafından indirildi. İsa ss ise Allah'ın KELİMESİYDİ, yani o opörlör idi.

Haut-parleur nasıl okunuyor [candaş]? (columns da deniyor).

Biz yine de Hoperlör veya kolon diyelim.

Efendimize ise ne TEVRAT gibi bir kerede, ne hoperlör olarak direkt seslendirmekle gelmedi. DANİEL'in oluşturduğu remil üzerine VAHY kurgulanıp 23 yılda peryodik olarak geldi.

 

<> O parlör

 

Haut=Yüksek; Parle=Konuşmak; Parleur=Konuşucu. Haut Coutur var bir de. ;)

 

<> Evet "haute couture" >>> "otkutür"

 

Onu okuyacak kadar zengin değilim. :)

 

<> :)

 

Kısaca, Daniel ile ilgili ev ödevi yapılmamış! Efendimiz ile İsa'nın yegane bağlantısı ve interface'i olan peygamber. Herkes, İsa ss ardından, efendimizin ss geldiğini sanıyor. Arada bir de DANİEL ss var. Onun için etüd istemiştim.

 

<> Mürselat ve Naziat column'larına göre çıkarmaları yapmaya çalıştık.

 

Haklısın. Determinantını bulunca matrisi açıp sonra da "SES=SAYI dönüşümü olan EBCED'inden" ayet içindeki belkemiği sırrı yakalayabilirsiniz. Bunu Türkçedeki EBOB gibi yaparsanız ana fikri; EKOK gibi yaparsanız ayrıntılarını bulabilirsiniz.

(Önce REMİL'i bilmek, sonra da bineer matematiği bilmek gerekiyor -ayrıca-.) Onun için böyle konuları hep etüd'e yatırıyorum.

 

<> Matriss'i 6x6 mı?

 

Kolon sayısı iki surede de eşit. Satırlar da 5+5=10. Yani ON x >>> ???. Kolonları sayar mısın (dikine)? (Lamelifleri tek say.)

 

<> 13 kolon var.

 

Baktım >>> 13 x 10 da oluyor Matriss, sonuç değişmiyor. Kur'an ne büyük bir mucize değil mi?

 

[] kaptan mircte sorun yaşıyor

 

Allah Allah, bazen yazmamı reddediyor mirc, düştüm sanıyorum.

Bir de densizlik var: Ben zigzagaiberg@im biliyorsunuz. Salak Erhan Altaylıoğlu mynetten şimdi bana postcard gönderdi. Kendi kendimi Wemb kilisesine Hristiyan olmaya çağırıyorum. :)))))))))

Bu herif süper salak! Kendi kendime niçin e-card göndereyim?

Alternatif forumda Haci+Ali diye yazıyor. Sizlere de benim ağzımdan yılbaşı kartları gönderiyor. İsterseniz, onun adresine "Kartınızı aldık teşekkür ederiz Erhan'cığım" diye yazabilirsiniz. (Kanada'da oturuyor)

Mynetten bana habire küfürlü pornografik e-cardlar geliyor. Hepiniz bana göndermişsiniz. En çok da E'ninkini beğendim.

 

[] kaptanın bağlantısı kesildi

 

Erhan'ı kızdırdık galiba.

Biliyorum ki o kartları gönderen siz değilsiniz. Ben de hiçbirinize göndermiş değilim, elbette biliyorsunuz!

Şeytan üzerimize çullanmak zorunda! Şeytan tarihinin en büyük felaketini yaşıyor. Tam İbrahim vefat edince kurtulmuştu ki, binlerce yıl sonra biz çıktık, şeytanın korkulu kabusu HANİFLİĞİ hortlattık. Şeytan hakikaten dehşet içinde! Hissetmekten öte biliyorum.

Eğer şeytana öldürme yetkisi verilseydi, listenin başına önce beni koyacaktı. Hiç kuşkunuz olmasın, en büyük düşmanı Dabbet'tir. Şeytanın inemediği tek yer ARZ altıdır! Yasaklıdır! Kehf ve Dabbet derinliklerine giremiyor! Yeşil ışık onun en büyük organik düşmanı...

Hani Superman'in bir kriptonit taşı vardır ya, Şeytan da YEŞİLE yapışamıyor ve dolayısıyla YEŞİL ORTAMDAKİLERE ulaşamıyor!

Bizim DabbetHANE, doğal "EuzübillahimineşŞEYTANirracim" ortamı. (Fakirhane der gibi, Dabbethane dedim ;) )

 

<> :)

 

Bu gece 01'00de ZigZag ile sabahlayacağım. Üç dakika sonra OFF'um!

 

<> Soru kanalında iki soru sorulmuştu, gelecek chatte inşaAllah cevaplarsanız...

<> a- Şeytan bir adettir, tüm insanlara nasıl yetişiyor? b- Süfli varlıklar şeytanın emrinde midir? c- Şeytan multikopya yöntemini mi kullanıyor? d- Ben ayda ve uzaydaki bir şehirde yaşıyorsam, şeytanın ve süfli varlıklarım benimle beraber midir? e- Şeytan ve diğer süfli varlıklar uzaya çıkabilir mi?

 

"c- Şeytan multikopya yöntemini mi kullanıyor?" Çünkü melekler gibi SAF/SAFİYYUN halindedir. Allah herkese bir ŞEYTAN clone'u bağlamıştır. Nereye giderseniz gidin, o yanınızda ve SİZDEN bir parça gibidir. Mesela kalbinizi götürüyorsunuz ya, işte o göğse vesvese verir. Yani o kafeste sizinle birlikte gelir.

Ama Quarklar gibi, çekirdekten çıkamayan kuarklar gibi, SİZDEN dışarı çıkamaz, çıkarsa şıhab onu vurur. Zamansız terk ederse, yine şıhab gelir ve hem onu hem terk ettiği kişiyi yakar!

 

"b- Süfli varlıklar şeytanın emrinde midir?"

Şeytan kategorisine Hannas olan insanlar da girer, cindarlara ve şeyhlere musallat olan şeytanlar da...

Şeytan'ın ölümünden sonra (İsa öldürecek) en sonuncu dönemde insanlar HANNAS haline gelecekler.

Şeytan matrisinin (Tek örnek olan) ilki İBLİS'tir. copyClone halinde ve her NEFSİ olan varlığa şeytan ATANIR! Sizi terk etmeyip NEFSİN sınırları içinde kaldığı sürece ona uzay yasağı yoktur, çünkü tüm dünyası sizin/benim SADRIMIZ'dır. Bu emniyetli bölgenin dışına çıkarsa o zaman UZAY koşulları oluşur ve şıhab ile yakılır.

 

<> Şeytan sadrımızda daralmıyor mu? Sadr geniş bir yer midir şeytan için?

 

Bizim sadrımız/göğsümüz yasaklı uzaya giden şeytanın COCKPİT veya kabini gibidir. Astronotlar da bu sıkıntıyı yaşıyorlar. Biz olmazsak yani biz şeytanımıza MODÜL olmazsak o asla atmosfer dışına çıkamaz.

 

<> Sizi rüyamızda gördüğümüzde, sizi değil de bir başkasını görebilme ihtimalimiz olabilir mi? Kısaca, rüyalara itibar edilmeli mi? Yahut hangi rüyalar doğru kabul edilebilir?

 

Rüyalar misal aleminden gelir. 90 derece dik gelir candaş. Ama 45 derece polariz cin-şeytan bölgesine büküm verirse, rüyanda gördüğün ben bile olsam inanmayınız.

Velev ki Rahmani bir rüya olarak, gayet mantıklı/düz/sade ve biraz da HABERCİ olarak görünürsem, bunu hissedersin. Genelde revaç etmeyiniz derim.

Bağlantı geldi. Geronimoooo gidiyor. RZİ.

 

<> Rzi. Elinize/gönlünüze sağlık profesör/hocam

<> hg dr.