Chat n° 205 - Tarih: 14 aralık 2003
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine
sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem
konularının yıllar sonra değişmiş
olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken
karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb.
info@aiberg.com adresine
bildirebilirsiniz.
[] Kaptan wow_10SCE
nickiyle bağlandı
<> slm slm kaptanım
<> hoş geldiniz hocam
ss
hoşbuluştuk.
Bugün
için üzgünüm. 2054 Alert verdi. WEMB
OVERWRİTE. 14 Alarmın 11'ini hallettim. (Kıbrıs seçimleri,
Usame'nin yakalanması ve Wamp atağının önlenmesi hariç) 11
konuyu çözdük. Usame'nin yerini bilen tek kişi Saddam idi.
Wemb
OverWrite gerekiyordu. 14 saat sürdü. Kesintisiz "ÖTEKİ TARAFTA" kalmam gerekti. 14 saattir ötedeyim. Haber
vermem mümkün değildi. Yemyeşildim.
2054
yılından "Red Alert" geldi. Zorunlu/isteyerek yeşil
field'e yapıştım. Bu da chatlere "Zamanında"
girememem demekti. Mücbir nedenlerden giremedim. Yeşil üstüne
çıkınca hemen burayı aradım. Ama 14 saat geçmişti.
(1080 üzerinden)
Bugün
çok önemli bir şeyi önledik: Kudüs Ömer Camii'nin bombalanması. (B
evrenine gönderildi) Bu, Saddam'ın Usame 1000 ladin ile ortak
planıydı. Ortaklığı bozduk. Saddam Siyonistlerce
saklanıyor ve korunuyordu. Bunu önledik. (Jana yerini bildirdi) Saddam ise
Usame'nin yerini biliyor.
Saddam
Usame'nin mülklerinden biri olan Çiftlikte yakalandı. (Jana
başardı)
Sırada
Usame var. Hayırlısıyla ona erişilecek.
Jana'yla
belleğimden büyük bir alan kaybettim. Şu anda iki dil daha unutmak
zorunda kaldım.
Ömer
Camii çooooooooook önemliydi, sonucuna değerdi.
Türkçe
hariç bildiğim dil sayısı 5'e düştü. :((((( Bu
inanılmaz kötü bir şey. Şakır şakır
konuştuğunuz dilleri konuşamamak!
[Doktorlar]
bunu anlayacaktır: BEYİN
bazen unutur: Örneğin ŞOK
geçirenlerde, UNUTMAK isteyenlerde vb.
Şöyle
örnek vereyim: Şiddetli biçimde acı çekiyorsunuz. Acının
durdurulması için bedenimiz önlem alır ve sizi BAYILTIR! Bayılınca artık acı çekmezsiniz. Öyle
değil mi doktor?
<dr> evet, ölebilirsiniz de,
şoktan.
Bayılmak
demek >>>>>>> UNUTMAK
demek değil mi -bir anlamda-?
Şimdi
bunun benzeri olarak, istemediğiniz bir psikolojik olay ile
sarsılıyorsunuz. Yine beden önlem alıyor ve "GEÇİCİ HAFIZA KAYBI"na
uğruyorsunuz. Değil mi?
<dr> evet
Zamanla
bu gideriliyor ve hatırlamaya başlıyorsunuz. İşte biz
bu mekanizmayı çözdük: Şöyle ki, bireysel belleğimiz ÜZERİNDE, "Toplu tüm
insanlık belleği" denen bir ÜST
uzay (Süper Uzay) deposuna "İSTENMEYEN"
bölümü gönderebiliyorsunuz.
Toplu
belleğin mekanizması şudur:
1.
Tüm insanlık bir tek RUH'tur!
2.
Adem-Havva'dan beri genlerimizde tüm insanlığın bilgi birikimi
depolanmıştır ve bu ORTAK
bir süper uzay belleğine gönderilebiliyor veya oradan alınabiliyor.
Orada
ZAMAN yoktur! TÜM ZAMANLAR vardır!
Ben
Passenger'im, messenger değilim. Messenger olsaydım, direkt telepat olarak
(Target-respons) ulaşabilirdim.
Ancak
TiMessenger ile aranızda ZAMAN
farkı varsa, Üst Uzay'a (Şoka bağlı geçici hafıza
kaybı ile aynı yöntemle) kbps gibi (Verilen ve alınan) kendiniz
belleğinizden bir bölümü gönderebiliyorsunuz.
Bu
konuda en büyük ve birincil bölüm >>>>>>> DİL hafızasıdır.
Onu üst uzaya gönderiyorsunuz.
Tekrarlıyorum:
Süper uzayda GENİŞ
zaman=Tüm zamanlar vardır. Oraya "Gönderilen" byte (byte
örnek/benzetmedir) her çağı kapsamaktadır. Telepat (Messenger,
ki burada misstrespassinger Jana) vermek istediğini size GERİ gönderiyor.
Ancak,
siz de bir şeyleri unutmak zorundasınız -artık-.
Çünkü
almanız gereken mesaj insanlık (tümleşik tek ruh)
açısından ÇOK
ÖNEMLİDİR.
Şok
yaşamış gibi, verilen=unutulan bilgi >>>>>
lisan+lar oluyor. Bedelinde alınan byte ise sizin ELDE ETMEK istediğiniz mesaj oluyor.
Bu
işlem sizin takviminize göre 14 saat kadar sürüyor. (Bize göre elbette çok
kısa).
[] 14 saat bölü 1080 = 47 saniye
Onun
için üzülmesi gereken sizlerden çok benim! İki dilin acemisi oldum şu
anda! Gerçekten zor bir durum. Çünkü bende en büyük bellek
"File"ı illa ki foreign Languages...
Bilimi
unutmam mümkün değil. Düşünemem bile... Burada lüks olarak sadece
yabancı dil belleği kalıyor. Bunlar ortalama 30 bin kelime x dil sayısı
olarak, bende bekliyor... Yani 60 bin kelimeye ELVEDA dedim. Daha öncekilerle bu 120 bin kelime tutarındaki bellek. :((((
Dört
dil buharlaştı. Bir gün geri döner ama onu da ruh doktorum bilir! ;)
Dr'um, ne zaman döner "Şok ile yitirilen anılar"?
<dr> ???
İşte
o sıkıntıyı yaşıyorum, çünkü belirsiz!
Bir
gün dönecek. (FİZİK
İLKESİ: Hiçbir şey sonlu uzayda sonsuza kadar kalamaz =
İndeterminizm yasası.)
Aslında
o bilgi kaybolmadı! TÜM
İNSANLIĞIN TOPLU BELLEĞİNE kaydoldu.
Adem+Havva
ve ek olarak tüm zürriyetinin deneyimleri (Genlerde) BİR ARADADIR.
Bilinçaltı
ve bilinçüstü yerine, şu terimi getireceğiz:
Ya
da önce açıklayalım:
Zamanla
"Gereksiz" sandığımız şeyleri unutuyoruz.
Neden unutuyoruz? Veya unutma nedir? Geçen yıl çok iyi
tanıdığımız birinin, bir yıl sonra ADINI dahi unutuyoruz, "Yahu
nereden tanışıyoruz, çıkaramadım?" diyebiliyoruz,
değil mi?
<> evet
Bu
unutulanlar nereye gidiyor? "ÜST
UZAYA"
Ama
geri dönüşümlüdür: O kişi kendini küçük bir biçimde
hatırlattığında, TÜM
onunla ilgili anılar yerine geliyor! Birden tüm belleğiniz
canlanıyor!
Demek
ki BİLİNÇALTI ve
bilinçüstü YANLIŞ kelimeler!
Unutmanın
Kur'an'da belgeleri var:
1.
Rahmani unutmalar: Örneğin "Yusuf'un Zindan'da unutulması".
2.
Şeytan'ın unutturmaları: "Yuşa'nın -bunu bana
şeytan unutturdu- demesi!
Rahmani
unutma mekanizmasına değinelim mi?
<> evet
Tamam.
Kiramen Katibiyn İki adet melektir.
Kiramenin
kökünü arayalım önce: Kerem, ikram vb. ile aynı (Zülcelali vel
ikram). Allah KERİM gibi,
keramet gibi, ekrem gibi... Kökü Kef-Ra-MİM'dir.
(KRM)
Ama
biliyoruz ki her bir kelimenin 7 anlamı var!
İkram
etmek birinci anlamı, bunu zaten biliyoruz. İkinci anlamına
değinmek istiyorum.
Elbette
referansımız Sanskritçe'nin ARİA'ca
dili olacak.
Ölçmek
anlamına geliyor: Bunun measurement olan
karşılığını biliyoruz. İbranice'deki
Masır ile bu kelime yaşıyor. (Arapça'da yok)
Fakat
asıl ARYA dilinde kraf ve kram
biçiminde iki ölçümleme var: İkisine krafeyn ve/veya krameyn
diyebiliyorsunuz.
Bu
kelime Hind-Avrupa dil dalında (Arya dilinin öteki dalı
Hind-İran dilleri ailesi):
Graf ===== SAYMAK (Kehf=Geometrik
sayım)
Gram ===== SAYMAK
(Rakim-Matematik sayım)
Grafik=Yazı,
Gramik=Sayı...
Şimdi
bana bir kaç örnek verebilir misiniz? (Yunanca, Latince, Hind-Avrupa dil
ailesinin Avrupa dalının öncüleridir.)
<> mm, cm, m >>>
metrik birimler! / mg, cg, gr, kg
Evet,
ayrıca HOLOGRAFİ ve HOLOGRAM'ı, ideogram'ı
hatırlayınız.
Bunlara
gösterge olarak KEHF+RAKİM
(Geometri+Matematik) Cifir şifrelerini anımsadınız mı?
<> Evet.
Şimdi
ikisinin "Arapçaya" adapte edilmiş şekline bakalım:
KİRAMEN veya KİRAMEYN. Birincisi
"Gram"a; ikincisi "Gram+Graf" ikilisine aittir.
Sakın
bunları zorla benzettiğimi düşünmeyiniz. Çünkü Kur'an'ın
temelindeki DİLBİLGİSİ
= g r a m m a r Ademce ile
İbrahim'e kadar gelen süreçtir.
Ademce
GRAMmer'i olmayan ve Adem'in
"Eşyayı isimlendirmesine" dayanan bir dildir. Buna GRAMmer'i ekleyen >>> İDRİS'dir. GRAMMER = Dilbilgisi ona aittir.
Ademceye
örnek: "Allah, Kul, yaratmak, zaman".
İdris'in
dilbilgisiyle yaptığı Ademceye örnek: Allah kul(LARINI) yarat(TI) zaman=EN ÖNCE.
Yani
birincisinde küme kavramı var. İkincisinde ise kümelerin CÜMLE halinde, bağlaç halinde
sözdizimi (syntax) var. İlkinde etimoloji yok, ikincisinde var.
İdris,
bildiğiniz gibi, GRAMmer
yanında; Yani KONUŞMA=HİTAB
olayını, GRAFer biçiminde
yazdı >>>>>> SAYI
ve YAZI GRAFiklerine çevirdi.
Böylece
o güne kadar HİTAB biçiminde
gelen (atadan çocuklara nakledilen) sözlü ve UNUTULMAYA mahkum hitab, SABİT
unutulmaz, BELGELENİLEBİLİR
KİTAB biçimine geldi. Hitab artık kitab biçiminde belgelendi.
Unutulmadı, kalıcı oldu! NOT
alınmış oldu, kayda geçmiş oldu!
Gelelim
İbrahim dönemine kadar...
Dünyada
Adem'in elemanlar (esma) bilgisi, İdris'in TÜMCE(set) bilgisiyle birleştirildi. NUH'un aracılığıyla, İbrahim'e kadar
geldi. Tüm dünya aynı dili (Diyalekt değil şive/ağız
düzeyinde) konuşuyor ve herkes herkesi anlıyordu.
İbrahim,
Brahmi dilini, sonra Sami, Hami ve Yafesi tüm "AĞIZLARI" şive farkıyla rahatlıkla
konuşuyordu. Hiçbir aracı tercüman gerekmeksizin hem Hacer, hem Sara,
hem Azer, hem Namrud ile konuşuyordu. Yani "Mütercimlik" diye
bir meslek yoktu! Sodom Gomorre, Hint Harappa aynı dili konuşuyordu.
Ta
ki... Babilonya kulesine kadar... Ayet lütfen. (Ben de bir Whoop diyeyim.)
<> 28-Kasas/38: Firavun
dedi: "Ey seçkinler topluluğu! Ben sizin için benden başka bir
tanrı tanımıyorum. Ey Haman! Benim için çamurun üzerinde
ocağı yakıp bana bir kule yap ki Musa'nın
tanrısına ulaşayım. Aslında ben onun
yalancılardan olduğunu sanıyorum."
Hüüüüp!
Oh!
İşte
bu kulenin Allah tarafından harap edilmesiyle ortaya bir durum
çıktı: "Komşular bile birbirlerinin dilini anlamaz
oldular". (Tevrat, İncil ve Kur'an'da vardır.) Orada ne oldu?
(Ayet
bulabilirseniz dillerin niye farklılaştığı bilmecesini
de ayrıca çözeceğiz.) (Ayeti buladurun, şeker almayı
unutmuşum, acı bir hüüüp oldu!)
<> 30-Rum/22: Göklerin
ve yerin yaratılmasıyla, dillerinizin
ve renklerinizin farklı olması da O'nun ayetlerindendir. Bunda,
ilim sahipleri için elbette ibretler vardır.
Evet
teşekkürler.
İbrahim
atamız'ınki dahil, TÜM SUHUFLAR (TEK
DİLDEN YAZILMIŞ KUR'AN SAYFALARI) tek dil ile
anlaşılıyordu.
Atamızdan
sonra iş değişti, tüm şiveler arasına (Nuh tufanı
gibi ani ve doğal olmayan seleksiyon benzeri) keskin farklar kondu.
Şiveler
birden TUFAN görmüş gibi DİYALEKTLERE (lehçeler)
ayrıldı. Lehçeler birden DİL
haline geldi.
Diller
zamanla ÖLÜ dil haline geldi: Ana
dil ölürken, yavruları peydah oldu: (Latince öldü yerine İber
dilleri, Fransızca, İtalyanca, Romanca, Romanşça, Oskça vb.
kondu, gibi.)
Bunlar
da kendi içlerinde hızla bölündüler: İber dili, İspanyolca,
Katalunca, Portekizce, Galiçce, Balearca, Sardinya dili vb. olarak bölündü.
Germen,
Slav, Hint dilleri de aynı akıbete uğradılar. Ana dil
ölürken yerine evlatları büyüdü fakat iyice artık
anlaşılamaz biçimde birbirlerinden uzaklaştılar.
Noel
Dede'nin özgün çağında, Turanca denen tek dil vardı: ogriyenler,
altaylılar ve uzakdoğulular birbirini anlıyordu.
Bunlardan
Fin dilleri, Macarca, Ostiyakça, Samoyedçe, Türkçe, Moğolca, Tunguzca,
Siberce, Korece, Buryatça, Japonca vb. doğdu. Artık bir Finli, bir
Koreliyi anlayamıyordu. Bir Eston, bir Kıpçak'ı
anlayamıyordu.
Nuh
tufanı gibi herşey aniden oldu.
Bunu
daha sonra inceleyeceğiz. Bizim asıl konumuz, İBRAHİM atamız dahil gelen kitapların dili neydi?
Atamız'a 50 SAYFA indirildi.
İdris'in kitabı ile aynı dildeydi.
<> Sanskritçe.
Evet!
Şimdi
asıl konu şu:
KUR'AN İÇİNDE
GELMİŞ GEÇMİŞ TÜM GÖKSEL KİTAPLARIN t a m a m ı var. Yani SUHUFLAR da bu Kur'an içinde... Öyle değil mi?
<> evet
Tevrat,
Zebur, İncil de t ü m ü y l e aynen kitabımızın içinde!
Levhi
Mahfuz TEK BİR ÜNİTE
olduğundan, yani başka başka Levhi Mahfuzlar
olmadığından; ANA
KİTAP=LEVHİ MAHFUZ'dan indirilen bir sayfa veya kitap, kendinden
önceki tüm kitapları kapsar! Tamam mı?
<> evet
<> 12-Yusuf/111: "...
Lakin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki, her şeyin
ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek
bir kavim için hidayet ve rahmettir".
Tşk.
[candaş]! Kur'an hepinizle konuşmaya başladı -eminim-.
Şimdi
şuna dikkat: ÖNCEKİ
suhufların (İbrahim atamız dahil) dili ARAPÇA OLABİLİR Mİ?
<> Hayır.
<> İBRANİCE de
olamaz.
Müfessirler
ne diyor? Arapça İLK
DİLDİR, ADEM ARAPÇA KONUŞUYORDU! Bu mümkün mü?
<> Müfessirler, Cennet'te
Arapça konuşulacak diyor. Hahamlar da İbranice :)
Ermeni İncilinde şöyle yazar: "Adem Ermeni idi!" Adem Ermeniyse, niye ben veya zenciler, Çinliler Ermeni değil? Aynı mantıkla: Adem Arapça konuşuyordu=Araptı der gibi...
<> :))
<> Erbakan gibi; "Adem AS
da Milli Görüşçüydü" :)
<> Yapmayın yaa, Adem Türktü
:))
Olur
mu, Adem Fransız değil miydi? ;)
Tıpkı,
"İbrahim ne Yahudi ne de Hristiyandı" ayetinin tersini
iddia edenler gibi...
Demek
ki, Kur'an, DİL olarak EVET ARAPÇA, Fakat kendinden önceki DİLLERİ de içeriyor:
1.
Adem'in eşyaya İSİM
VERMESİ asla Arapça değildi >>> ADEMCEYDİ!
2.
İdris bu Ademceyi GRAFİK
olarak kullandı ve GRAMer
olarak oluşturdu.
3.
İbrahim atamız önceki iki madde halinde oluşan TEMEL ile 50 sayfa kitap aldı!
Bundan
sonra kitaplar (Beni İsrail dalından geldiği için) İBRANİCE oldu. Beni
İsmail dalından gelen TEK
KİTAP ise ARAPÇA oldu!
İş
bu kadar basit!
Fakat,
ESKİ KİTAPLARI ARAPÇAYA çevirip
öyle indiremezsiniz! (Levhi Mahfuz denen Anakitabın ANADİLİ vardır.)
Demek
ki Sanskrit dili de KUR'AN'DA yer
almak z o r u n d a y d ı !
2000
kelime böylece Kur'an ile indi. Öyle ki, Araplar bu kelimeleri İLK defa duyuyorlardı.
Sanskritçe
CAN=Ruh,
Dünya, Cennet vb. İdris (DeRS
kökeninden müDerRiS, teDRiSat, DeRShane vb.)
Bunu
Araplar ilk kez duydular ve Arapçaya KATTILAR!
GEN, GENİİ, DJİN, GENİN vb. hep
sanskritçeydi.
GENNET (Cennet, en güzel
bahçe)
Yani
Adem'den İbrahim'e kadar olan bir dilin ÖZGÜN kelimeleriydi.
KRM de böyle...
Kram(Gram)'dan geliyordu. Hem Gram, hem Graf biçiminde yazarsanız
>>>>>>>>> iKRAM.
Allah'ımızın adlarından biridir: "Zül (Sahibi) Celal
vel İKRAM". İbranice
yazalım: Galile vel gram.
(Etüd,
Galile denizi = Celil denizi veya Celil kasabası İsrail'dedir.
Filistin kasaba ve isimleridir.) Megit >>> Mecid (İbranice)...
Demek
ki ALLAH'ın sureti diye bir
ayet var.
SURET >>>> Kendinden
yansı, kendisinin İkram'ı, kendisinin insana suretinden KERAMETİ! (GRAMET) Allah'ımızın
SURETİ >>>>>>
YANSISI >>>>> CEMALİ=Gramet'i.
Burada
HOLOGRAM'ın İkRaM olan kurgusu var.
Holo'nun
orijinali HALO (Etüd), Halau ve
Halauistic kelimeleri olup tüm dillerde vardır. (Hole, Hollow,
Halu/sinasyon.)
Türkçe
HAYAL görmek. (Hayal ve Hülya=HOLO kelimesidir. Hologramlar birer
hayal+grafikleridir = Holografidir ve Hologramdır.)
Allah'ın
CELAL+İKRAM ismi de böyle bir
sır taşır. Yani tıpkı Zül Celal vel GRAM gibi düşünün. (Vav burada VE
işlemi, Elif+Lam da bineer işlemdir.)
Celal(,)GRAM
Celal
kelimesi şudur: Bunu anlamak için önce GAMAL (Cemal)i anlamalıyız. Cemal Yüz sureti; Celal ise
bundaki MİMİK'lerdir.
Cemalin mimiklerine (Örneğin
çatık kaşlı oluşuna) CELAL
denmektedir. Allah'ımızın çatılacak kaşı yoktur!
Cemal'i iyi kullarına EL LATİF
(Güzeller güzeli); Aykırı kullarına >>>>> CELİL (Galile) >>>>
Ciddi, Vakur, Heybetli'dir.
Allah'ın
zatı HU (İng. Who
sorusunun yanıtı olan He gibi.) Allah'ımızın suretinin
HOLOGRAM dilinden anlatımı
>>>>> Hüvelikram'dan HUVEGRAM'dır.
Bir biçimi (Yarattıklarına benzememesi nedeniyle bu suret) WHO'ya muhataptır >>>>
WHO+GRAM gibi.
Öte
taraftan, Küllişey'in yani tüm yaratılacak ihtimaller, bunlara da WHOLE diyoruz. Herbirşey, tüm
şeyler anlamında. Bu yüzden yaratılan/yaratılacak
herşey bir WHOLEGRAM'dır.
Bunlar
Melekler ise "Holygram ve Hollygram" olarak iki takımdır.
(Etüd:
Holy ve Holly kelimelerini araştırınız.) (Ben hüüüpleteyim
geliyorum.)
<> afiyet olsun
Teşekkürler
hepimize yarasın. ;)
<> amin
<> eski chatlerden: "Alm. Helau ya da germence Hallo, Hello ve Holy-Holly ile de
alakalı elbette. Holy >>> Kutsal, Haloween ve Hollow ile
ilgilidir. Yani tüm dillerin ORTAK
bir yanılsaması vardır. Çünkü insanın atası ortaktır
ve ortak genler yüzünden ortak hata yaparlar. İyi bir filolog bunları
ayıklayabilir".
Almanca
Heilige. Şimdi HOLY ve HOLİ
karşılıklarını sözlükten arayınız ltf.
Holiday ve hollywood gibi.
<> holly: çobanpüskülü, holy:
kutsal
Bu
iki kelime arasındaki (Holy ve Holi Hollie vb. dahil)) farkı
söyleyeyim: KUTSAL YÜZ ve KUTSAL RUH anlamında. Yani
birinci'de SURETİNDE
yarattı; ikinci de RUHUNDAN
üfledi. İşte bu ikisi de birer HOLOGRAM
çiftidir. (Holigram ve Holygram.)
ÜFLEME >>> HOLOGRAMIN ta
kendisidir. Çünkü iki boyutlu bir resme projektörle ÜFLERSENİZ >>> HOLOGRAM OLARAK canlanır. (Ruhu
olur adeta) Ama resmin kendisi de iki boyut iken dahi yine de KUTSALDIR! Sadece surettir ve ruh
üflenmemiştir.
<> 32-Secde/9: Sonra
onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan
üflemiştir. Ve sizin için; kulaklar, gözler, kalpler
yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!
Teşekkürler.
İşte Rabbim SURETİNDEN yarattı
ve KENDİ RUHUNDAN ÜFLEDİ
kelimelerinin evrensel Arya karşılığı HOLİ ve HOLY+GRAMDIR. Holigram, holygram.
<> Hollow = boş, oyuk,
çukur, yankı yapan, boşluktan gelen.
Evet,
Hollow takımı ise Arya dilinde Mecnun olmak, deliğe/kuyuya
düşmek, çukura düşmek anlamındadır. HOLE (Delik kelimesi) ile özdeştir.
<> cornHOLE
Evet,
ruhların ÜFLENDİĞİ yer
HORN HOLE (Nefhi sur). Alt Horn
Hole'lara >>> Corn Hole diyoruz (Süper ve hyper uzay
hologramları.)
<> Elimizdeki mushaflarda sûr
kelimesi suver/sûretler kelimesi karışmış mı,
imlası ayni olduğu için
SVR kökünde zaten SuReT, SuRaT var. HORN HOLE'un
(Sur borusunun) asli görevi SURET ve
ÜFLEMEK'tir.
HollowGRAM, HolloweenGRAM, Hooli(gan)GRAM, Halu(Sinasyon)Gram:
Bunlar da Rahmani olmayan biçimlerdir.
Kelime
kökü illa ki HAYAL/HÜLYA'dır.
Etüd=Halo uzay. Halo kelimesi >>>> HAYAL'dir. Halo uzay ne demektir? Link veya bilgi lütfen! (Halo
Space gibi.)
[] http://web.archive.org/web/20031117014203/http://hiwaay.net/~hal5/HALO/SL-1/index.shtml
[] www.isis.rl.ac.uk/AcceleratorTheory/frank/talks/jas02.pdf
<> http://www.noao.edu/noao/scistaff/kinman.html
[] http://www.space.com/images/i/000/016/754/i02/milky-way-artists-impression-annontated.jpg
Kasten
bekledim ki etüd edesiniz diye...
HALO'yu biraz HaYaLet biçiminde sezdiniz değil
mi?
<> evet
Tanıdık
bir kelime daha var. Türkçesi HALE.
ÖzTürkçesi AYLA, arapçası HALE (Ay halesi gibi, galaksi halesi
gibi.) İşte bu HALE (HALO)
bir HALOGRAM olarak ŞABLON çizer. Galaksiler de buna
oturur.
HALO'nun bir diğer
eş anlamlısı AURA'dır
ve NEFSİN HALE'sidir. (Kirlian
hale'lerine bakınız.)
[] http://hanifislam.com/mih/wp-content/uploads/2016/12/kirlian-photography.jpg
<> hilal gibi
Evet
türevleri çok...
Bunları
niye ayrıntıladım, kelimelerin salt ARAPÇA olmadığını, HALE, HAYAL, HÜLYA kelimelerinin kökeninin Sanskritçe HALO olduğunu, latince Holoistik
uzay olduğunu (Halau ve Halo) vurguladım. Demek ki HAYAL kelimesi ARAPÇA DEĞİL!
Bize
dost şekillere HALLOGRAM demekteyiz.
Karabasan hologramlara da Hallow(een)GRAM
demekteyiz. (Hallo=Selam/Hello, telefonda Alo kelimesi.)
Ama
HOLLOW Kabus biçimleri anlatır.
Mesela Hollow (yanlış olarak) Zebani de demektir. Doğrusu
Cadı bayramında olduğu gibi Holloween'dir. Bu Germen
şamanizminden (Fasching) gelmektedir ve Helau'dır.
<> HOLİGAN kelimesi
aynı kategoriye dahil midir hocam
Holigan
da saldırgan iblisler demektir. (Futbolda ünlenmiştir)...
Bunları
anladıktan sonra geliyoruz KİRAMEN
kelimesine: GRAFİKER demektir.
(7 anlamından ilki, İkram edilmiş, kerametli melekler demek İDİ.) Demek ki Hologram
yazmanlarıdır.
Ressam
melek demek yanlıştır. Çünkü onlar 11 boyutlu kayıt
yapmaktadırlar. (Holografik kayıt, her yönden, içten
dıştan, kokulu, sesli, lemisli=Kıvamlı vb.)
Kiramen
KâTiBiyn, İKİ ADET GRAFİKER melek! Neden iki adet?
<> Rakim, kehf.
<> İyi ve kötü ameller
için kayıt yapıyorlar.
<> Biri gram, diğeri
grafist
<> Biri sağda, biri solda,
video kaydı gibi mi?
<> Biri 7 boyut kayıt,
diğeri 4 boyut kayıt ediyor.
Biri
SAYISAL KAYIT (Günah sevab
nicelikleri ve dört işlemi), diğeri GRAFİK (Geometrik) KAYIT.
(Kamera, görüntüleme, belgeleme, deftere 11 boyutlu VİDEO kayıt!) Biri DELİL;
diğeri de bunun sonuçları olan, günah ve sevabın MUHASEBESİ! Tıpkı
filanca ressamın RESMİNE
şu kadar DOLAR verdim der
gibi... Tablonun BEDELİ (Cunah
veya sevab).
Kaydedilen
>>>>>>>>>>>>>>>>>> HOLOGRAM.
Kayıt
yeri >>>>>> HESAP
DEFTERİ.
Biri
FOTOĞRAFÇIMIZ; ötekisi MUHASEBECİMİZ.
Kayıt
edilen şey >>>> HOLOGRAM
(Fiilin resmi)
Konuyu
en başta nereden açtık? "Rahmani unutma
mekanizmasından."
Aslında
hiçbir şey unutulmuyor. İnsan ölümcül bir kaza/şok yaşarsa,
TÜM HAYATI her salisesiyle GÖZÜNÜN ÖNÜNDEN GEÇİYOR. Yani o
güne kadar BİR DAHA
yaşıyor -uzun uzadıya hayatını-. Şok geçince de
şunu söylüyor: "Bir ANDA
tüm hayatım-tüm ömrüm gibi TEK TEK
-kare kare- gözümün önünden geçti."
Kitaplarımda
buna, "Hesap defterinin DEŞARJI"
demiştim. Çünkü melek "DEFTERİ
DÜRMÜŞ" gitmek üzere iken, Rabbimiz dilemiş, o kişinin
ömrünü UZATMIŞTIR! Ölmesinden
vazgeçmiştir. Melek geri dönene kadar bizlerin gözünün önünden "TÜM KAYITLI HAYATIMIZ GELİP
GEÇMİŞTİR."
[] 6-Enam/61: O,
kulları üzerinde hükümranlığı sürdürür ve size koruyucular
gönderir, sonunda sizden birinize ölüm geldiği vakit elçilerimiz, hiç
eksiklik yapmadan, onun canını alırlar.
<> 6/61de "hafazaten"
hem muhafaza hem de hafıza mı?
Evet,
Bilgisayar dilinde de "BELLEĞE
kaydetmek" anlamında. (Video kaydı en yakın kelime.)
Muhafız hem koruyan hem de HAFIZAYA
yazan anlamındadır [candaş]. (Halife aynı zamanda muHaLeFet eden gibi.)
İşte,
Unutmalarımızın veya hatırlamalarımızın
tamamından bu iki HOLO-GRAFİKER
melek sorumludur. Bilinçaltı ve bilinçüstü yoktur. Hepsi hesap defteridir,
orada yazılıdır. Tüm hesap defteri bilgileri de "Adem atadan
bu yana, tüm gen hafızasını saklamaktadır."
RZİ dediğimizde,
bilinç seviyemiz bu süper uzaya doğru boyutlanıp
genişlemektedir. Oradaki TÜM
İNSANLIK TOPLU BİLİNÇ SİSTEMİNDEN gerekenleri
çekip almaktadır. Biz de "Hatırladım veya ilham geldi veya
buluş buldum" diye sevinmekteyiz! ;)
<> eureka! :)
Ben
Kıpçakça ve İsveççeyi unutmayı SEÇEREK istedim. Zaten Türkçe biliyorum. Zaten Danca ile
İsveççe akraba. Süper Uzay'a verdim.
Kuşkusuz
ödeme-dengeleme gereği, bir DAHİ
veya deha diyebileceğimiz biri bu iki DİLİ
birden öğrenip konuşmaya başladı.
Deha'nın
da sırrı budur! Dahi çocuklar bunlardır. Mesela 5
yaşında büyük astronom vardı. Sayısız yıldız
keşfetti ve ÖLDÜ! Mesela ben
biraz GENÇLEŞTİĞİMİ
yazdım, hatırlıyor musunuz?
<> evet
Karşılığında
(ÜZGÜNÜM) bir çocuk, hızla
benim gençleştiğim kadar YAŞLANDI.
[] http://www.bursa.com/hastaligi-yuzunden-90-yasinda-gozukuyor-n228387/
Bu
da tıbbın ender bir hastalığıdır. [Dr] bu
hastalığı size anlatacaktır kısaca... Mesela on
yaşındaki çocuk, 40 yaşındaymış gibi gözükür.
Buruşur, mecalsizleşir, görüntüsü tamamen yaşlanır. Birinin
1080'ini ödemektedir... :(((
<> Gençleşen ve
yaşlanan kişiler arasında ne gibi bağlantı vardır
veya var mıdır?
<> Hafıza kayıpları
için de aynı durum mu söz konusu?
Süper
uzayda (Misal aleminde) MİSALLER=İDEOGRAM
vardır. Bu İDEA bir tek
şekildir. Fakat aynı anda İKİ
KİŞİYE (Kiramen Katibiyn gibi), ikisine birden aynı
saniyede idealize (İlham) olur.
Mesela,
Enrico Fermi ve Hintli Bose, aynı anda FERMİON ve BOZON
zıt çiftini buldular.
Bazen
de özdeş olur. Mesela AYNI ANDA
AYNI ŞEYİ, birbirinden habersiz, hatta birbirlerinin
yaşadıklarından bile habersiz, Weinberg ve Abdusselam buldular w
denen parçacık üçlüsünü.
Titanic
üç kez battı! Gelecekte de üç kez batacak!
Hatta
Wamperor (Vamp kampın emperor'unun uzay gemisinin adı da Titania) VAMP imparatoru. Titania komodor
gemisi, kolonilere dev AYSBERG
taşıyan gemiyle çarpıştı. (Çarpışacak)
Rastlantı
yoktur! Herşey çift ve çiftin çifti biçiminde tekerrür eder. Ölüm ve
yeniden yaratılış bile iki kez tekrar eder.
<> iyi geceler
Son
6 dakika. Artık uyumanız gerekiyor. Ben sadece sözümü tutmak için
buradaydım. Gece chatini yaptık. Yapamadığımız
gündüz chat'ini de YARIN GECE üç saatliğine telafi edeceğiz Allah
inşaa.
<> inşaAllah
Burada
yanıtlayamadığım ARA soruları da kayda geçersek,
yarın onlara devam ederiz. (Konu içinde konu oluşmasın diye
yanıtlamadım.)
<> Allah razı olsun
Hepimizden
Razıdır Allah!
Gördüğünüz
gibi Allah yolunda tek fedakarlık olan İNFAK, insanın hafızasından bile FERAGATI biçiminde
gerçekleşebiliyor. İSTEMESEM,
dört dili silmezdim. Bu büyük bir infaktır.
Mesela,
diyelim ki ben, İSVEÇÇE
tercümanıyım ve hayatımı bundan kazanıyorum. Ekmek
kapım bu! Ve siz bu ekmek kapısından vazgeçiyorsunuz. Yani
hayatınızın kazancından İNFAK ediyorsunuz. Tercümanlığı
bırakıp, gidip limon portakal satmaya başlıyorsunuz...
Unutmanın ağır bedeli vardır. Ama ben pişman değilim. Bende meslek çok... ;)
<> geçen salı günü gündüz
yapılan chatte görüntülü kameranın 3 milyar olduğunu
yazdınız. Bir dostumuz göndermeye hemen hazır.
Ben
bunu istemedim ki? Mitrea iftira atmıştı. Ben bunu
istememiştim dostlarım, hatta "İma etmiyorum, sakın
yanlış anlamayın" demiştim. Mitrea ve İştin
ikilisinin iftirasıydı.
<> evet istemediniz, herhalde
dostumuz infak etmek istiyor.
<> Bunu sizden asla isteyemem
buyurdunuz.
Evet
öyle dedim. Benim hayatımda bir kameram olmadı.
<> Bizler bu göreve talibiz
isterseniz.
Kamera
mı göndereceksiniz?
<> evet, ismini vermiyor
kendisi
Bu
kamerayı şunun için kabul ederim: (Aile videoları için
değil elbette) Bende 498 GB ZigZag bilgisi var. Mesela Bağdadi'nin el
yazmaları vb. Bunları tek tek açmak scan vb. çok zor. 1827'den beri
Philadelphia deneyi vb. dahil, el yazması sayısız belge,
bunları ancak bir kamera toptan halleder. 500GB bilgiyi tek tek klasman
etmeye daha 24 yıl
gerektiğini hesapladım.
<> Bizce bunlarla
uğraşıp zaman kaybına gitmemeliyiz, bu kamerayı kabul
etmeniz uygundur.
Bu
kamera Zip-Zag/Zig-Zap adına uygundur -gerçekten-. Sadece resim taratmak
10 yılımı alır.
Hani size desem ki ben 100 kitap daha yazacağım; bu nasıl
kısıtlı ömür içinde MÜMKÜN
değilse, gerçekten 500GB bilgi de tek tek scan, photoshop vb. mümkün
değil!
Çuvallarla,
bilgisayara aktarılmamış bildiğimiz kağıt doküman
belge var. O çuvalları nasıl scan edeyim? Kamera bu işi bir
defada çözer! Onlar resimlendirilir ve kayda alınmış olur.
Bütün
KMA'lar içinde tek şanslı
benim. Onların hiçbirinin zamanında kamera yoktu. 8mm filme
alınıyordu ancak! Benden önceki KMA
olan Borges'in film makinesi vardı. Kamera henüz yoktu. Bu bana nasip
olacak sanırım. :)
<> inşa ALLAH
Evet
hiçbirinin yoktu. Zavallılar mektuplarla, el yazmalarıyla onlarca
sene kaybettiler. Philadelphia deneyinde bir mikro teknoloji kamera
olsaydı, herşey kaydedilirdi ve anlatılmaktan kurtulurdu.
KMA bu deneyi
görüntüleyemedi. Jessup'a da askeri makamlar izin vermediler ki film çekme
makinesiyle kaydetsin! Ben en şanslılarıyım.
<> Zamanın gerisinde
yaşadıkları için değil mi?
Evet,
mikro teknoloji yoktu ki... Daha TRT kameraları bile dev boyutlarda.
<> biz de
çooooooooooooooookkkkkkk şansliyiz, çunku hans'lıyız!
:) Ne reklamdı ama.
<> Neden Philadelphia deneyi
montauk projesi ile anılıyor? M. Jessup ismi hiç geçmiyor. Tesla ismi
var.
İkisi
de GİZLİ deneydi. Morris
Ketchum Jessup ismi, bir çok yerde link olarak var. Jessup inanılmaz
ünlüdür. Grönland'ın en kuzeyindeki deneyleri dolayısıyla
oradaki buruna Cape Morris K. Jessup ismi de verildi. "Uçandaireler"
diye bir kitabı da ünlü! Ama Tesla gibi, Hans gibi o da UNUTTURULANLARDAN! Fakat Süper uzayda HİÇBİR BİLGİ
zerresi kaybolmaz.
<> Philadelphia deneyinde
çoğu grouplar adını bile anmak istemiyorlar? Bermuda Tr. ile
ilgili dokumanteri de.
Evet,
Jessup, bu deneyi yapan baş kişidir.
[] telefon çalıyor
Bu
saatte telefon, hayırdır? 1 dk.
Soru
şu: "Hocam, babam interneti
faturalar yüzünden yasakladı. Bir tek soruya yanıt verir misiniz?"
diyor. "Neden İbrahim
peygambere ATAMIZ diyorsun ve Hz.
Muhammed'e EFENDİMİZ
diyorsun!"
:)
Haydi yazayım:
İbrahim
Atamız, bu milletin ATASIDIR ve
taklit edilmesi emredilen yegane, biricik ve TEK A t a dır.
Sadece bu Ata'nın
TAKLİTÇİSİ olabiliriz, kalanı HARAMDIR! Onun için İbrahim ATA'mızdır. Resulullah milletinden değil; ÜMMETİNDEN olduğum içindir
ki, o da bizim EFENDİMİZ'dir.
Bu
cevap yeterli olur mu acaba?
<> olur
Özetle:
MİLLETİNDEN isek ATAMIZ; Ümmetinden isek o önder EFENDİMİZ'dir.
Biz
İbrahim ÜMMETİNDEN
değiliz. Ümmetler geçicidir -ama son elçi için geçici diyemeyiz-. Son
kitap Kur'an'dır, biz de son Nebi'nin Ümmetindeniz.
İbrahim
ümmeti tarihten silindiler. Fakat MİLLETİ
EBEDİYEN yaşayacaktır. Dolayısıyla ümmetlerin
atası olmaz ama Milletlerin illa ki ATASI
olur. Bu yeterli oldu mu acaba?
Neyse
son 1dk. Bu 1dk'yı da Geronimooooooo'ya ayırıyorum. Yarın
21:30 ila 24 arası chat var, duyurulur.
<> Teşekkür ederiz.
Ben
teşekkür ederim. Allah'ın zikredildiği ve tesbih edildiği
ev/sitelerde, bu saate kadar zikr ve tesbih ettiğiniz için ben
teşekkür ederim. Geronimoooo paraşütünü açıyor. Bye, RZİ.
<> bye bye
<> rzi