Chat n° 199 - Tarih: 16 kasım 2003

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] Kaptan wow_10SCE nickini alamıyor

 

Slm slm. Bir sorun var. İsmimi giremiyorum. Neyse ayrılıp bir daha gireyim.

 

[] Kaptan hyperboreal nickiyle giriş yaptı

 

Evet bu ismi [hyperboreal] kabul etti. Bu zigzag ile klavye'deki nick'im. mirc ve klavye üstüste gelmiş. Zigzag ile hyperboreal nickiyle yazışıyorum.

 

<> Yakıştı sana hans

 

Evet ama yunanca. Aslı Danca Norseman. Far+Norse+man.

mİRC ve klavye birbirine neden karışıyor? İkisi de birbirinin işini yapıyor. Beni Zigzag'dan buraya getirdi. Ötede de wow diye çıkıyor. (İkinci isim)

 

<> Settinglerinde birşey vardır hans, or options'da

 

Sanmıyorum sadece yarım saatten fazladır "Unknown command" yazdı. (Mirc'i biliyorum merak etmeyin.)

 

<> "Sol eldeki kilitlenme bugün açılmış. Çıkmayı ve KUZEY'e gitmeyi düşünüyor. HYPERBOREAL ülkesine. Messenger'lar için en ideal yer orası".

 

Kimin sol eli????

 

<> mesajlardan aldım. Messenger - Hz. Hızır – Mi'rac

 

Jana...

 

<> galiba senin jana için yazdığın eski yazıyı buldu bir yerden

 

Onun için sordum. Sol el kilitlenmesi sadece 10SCE platoon'da var. Buna şaşırdım.

 

Evet sorular sizde... Bayağı chat derecesinde message'lar yazdım. Mesaj. (Ötede ingilizce konuşuyorduk, karıştırıyorum, olur böyle şeyler.)

 

<fuigo> Soru: Astral Seyahat herkes tarafından yapılabilir mi? Ben 2 yıldır Astral Seyahat yapmak için uğraştım sadece 2-3 defa bedenimden yarım metre yükselebildim daha ileriye gidemedim neden? Bir sorun mu var yoksa yapmam gereken başka bir şey mi var?

 

Astral seyahat ile Philadelphia deneyi tayfalarının başına gelen aynı şeydir. Şiddetli bir magnetik alanda Tesla Alternatörlü sfenoid bobinler, elektrik alan ve magnetik alanı dik polarizliyor.

Bedenimiz artı kütle olduğundan elektrik alana tabi olarak YERDE kalıyor. (Arz) Eksi kütle olan karşıt bedenimiz (Bilinç/takyon beden) ise magnetik alanda "Göğe" düşüyor.

Ama ikisi birbirine dikgen bir çift düzlemde düğüm noktalarında ÇAKIŞIK; fakat karın noktalarında birbirine en uzak oluyorlar.

 

<fuigo> Peki göğe düşüyor diyorsun 10ncu kattan atlayan biri hızla yere çakılıyor göğe düşen biri neden hızla göğe çakılmıyor da kendi isteği bile olmadan bedenini 1 metre üstünde rahatça durabiliyor?

 

Magnetik alandaki BİLİNÇ bedenimiz (Zihinsel boyut) Piri Reis gibi YUKARI çıkıyor. Karadeliğe çekilen bir insanın boyunun ip gibi uzaması misali; bu kez gümüş kordon UZUYOR ve yerdeki BEDEN ile yukarıdaki BİLİNCİN arasına 600km gibi bir mesafe koyuyor.

İşte bunun adı ASTRAL vizyon/gezici durugörü, OOBE projeksiyonu vb. Bunları soruyorsun değil mi?

 

<fuigo> ben astral vizyon nedir diye sormadım ki, sorumu yanlış okudunuz sanırım

 

Ben de astral vizyonun nasıl yapılacağını hem PK hem de DENEYSEL olarak birleştirip anlattım. Senin yarım metre kadar havalanman, bunun ilk aşaması olan "Levitasyon=Antigravitasyon" deneyi...

 

<fuigo> Yani yapmak için phe gibi aşırı elektrik mi lazım?

 

Daha asıl faz'a (Phasis/phase) geçememişsin.

 

<fuigo> (Phasis/phase) bunu anlamadım, daha açık olursanız sevinirim

 

Piramitleri tepeden harita gibi görmeden yani gümüş kordon denen "İtfaiyeci hortumunun kilidini açmadan" astral projeksiyon yapamazsın. Fizik ve elektrik bilen arkadaşlar sana FAZ'ı anlatırlar.

 

<fuigo> Bunu nasıl yapacağım?

 

:)))) Bunlar paranormallerdir. Öyle judo kursu gibi gidip öğrenemezsin.

 

<fuigo> Ben lüsid görebiliyorum, bu da paranormaldir.

 

O levitasyon aşamasında görünür ve kaybolur. Çünkü 90 derece dik olarak yataydan havalanınca, ister istemez 45 derece'de bekleyen ve enerji insan dediğimiz polarize bir evren daha var. Lucide vizyonları onlardır. (Lucifer halloween-hologramları)

Bu yaratıkların diğer adı the intitities. Lucidansların tamamı LUCİFER'dir, karabasan/nightmare vb. Daha çok dişilerdir. Bunun gelecekteki bilimsel adı intitity.

Biz uyuyunca, bizden DİK boyuta geçmek için bilinç bedenimiz (aynadaki hayalindir, ağırlığı yoktur) dik'e geçmeden önce, bunun açı ortayı alan 45 açı derecesine doğru meyleder. Burası Süper uzay/rüyaların görüldüğü aşağı misal alemi değildir! Karabasan/kabus bölgesidir ve ikisi arasında teğettir. Obsession yaşarsın, Allah korusun!

Bizi zaman zaman korkutan karabasanlar ve hamile/lohusa hummasındaki Albasan/Alkarısı bunlardır ve dişilerdir. (Sanskritçe Jadu, Hintçe ve Farsça Cadu, Türkçe'ye buradan CADI diye girmiştir. İngilizcesi de Jade)

 

<fuigo> neden daha ileri gidemiyorum 1 sorun mu var?

 

Sorunun şu: Levite oluyorsun ama 45 derecede kalıyorsun. DİKE geçmen gerekiyor. Yetersizlik var.

 

<fuigo> yetersizlik ne peki? Enerji azlığı mı dersiniz?

 

Parametre...

 

<fuigo> açar mısınız?

 

Yani onu sen bileceksin. Neden KARABÖLGEYE yapışıyorsun. Onu geçip, ileride-yukarıda kristalden yansıyan bir yeşil ışık var, kendini oraya atacaksın.

 

<fuigo> Ama nasıl.......

 

Elektrik alan >>> ARZ/yere düşer. (Elma yere düşer)

Magnetik alan >>> Sema/göğe düşer. (Melekler uçar) ama sen bu 90 derecenin tam açı ortasında kalıyorsun. Ne yere, ne göğe düşüyorsun. İntitity bölgesinde ortada kalıyorsun.

 

<fuigo> Askıda yani

<> ya sabır fuigo, herhalde sabırsızlığından yükselemiyorsun

<fuigo> yani çıkmam için bilincimi o sırada kristaldeki yeşil ışığa mı odaklamam gerekiyor?

 

Yer beyazdır / ara-bölge siyahtır / yukarısı yeşildir. Tüm isteyeceğin yardımlar ise parametriktir, yani kendi Psişik yeteneğinle bunu yapacaksın.

Philadelphia'da bu yüzden çoook mariner öldü. Kalanlar yeşile yapışabilenlerdi ve kurtulmuşlardı. Duvardan geçebiliyorlardı, yarı bedenlerini kaybedebiliyorlardı, kendi gümüş kordonlarını görebiliyorlardı.

 

<fuigo> yani astral projection tehlikeli mi diyorsunuz?

 

Evet tehlikelidir. ÜÇ biçimde bitebilir:

1. Yeşile yapışırsın -ki senin istediğin de bu-

2. Obsession bölgesinde Halloween-hologramlarına yakalanabilirsin. (Cinlere karıştı derler)

3. Ya da 3 asır sonraki bir geleceğe seni alıp, ifritlerden (Kafdağı) kurtarırlar.

Seni kurtaracak olan da torunlarındır ama, asıl çaba, seni geleceğe fırlatan zaman enerjisi tetiklemesidir.

 

<fuigo> Şuan bunu yapan bir yabancı var sitesi de var, yaşıyor şuan Robert Bruce. Kendisi Astral Seyahatçı, üstelik 7 evrenden bahsediyor ve 5 tanesine şuan çıkabilmiş astral yaparak, diğer ikisine çıkmanın imkansız olduğunu söylüyor ve kendisi asla tehlikeli olmadığını söylüyor?

<> yeter artık fuigo????

 

Yeşil bölgesinden aşağıda da ondan! Son olarak onun da tehlikede olduğunu söyleyeyim: Yaşları kırkı geçmiyor öylelerinin. Tehlike şu:

 

<fuigo> Hyperboreal geleceği Allah'tan başka kimse göremez bu doğru mu?

 

ĞAYB'ı dersen doğru. Geleceği bizzat Allah size bildirir. Deja vu >>>> "Ben bu anı hatırlıyorum, sanki daha önce yaşadım" gibi düşündüğün görüngü ve lezzetler, geleceğin sana bildirilmesidir. Çoğu halis kul öleceğini görüyor ve yakınlarıyla vedalaşmaya-helalleşmeye başlıyor. Gerçekten de verdiği saatte ve günde vefat ediyor...

 

[Ak] ve [K]ya 3M'den selam var. (Ara not idi)

 

<k> slm & slm 3M'e

<Ak> slm slm :)

 

[As] ise gelecekte efsane gibi... :)))

Şu tarzan hiç espriden anlamıyor. Kendisine "Dallas'ın Cey-ar'ı" diyorum, yengem sue-Ellen'e selam diyorum. Mal mal yüzüme bakıyor. Bu ilim adamları hiç aktüalite takip etmiyorlar. Dallas gibi bir diziyi ve JR'ı hayatta izlememiş. Büyük kayıp! Futbol da oynamamış hiç... Bu da büyük ayıp!

 

<> :)

<> :) slm ona slm

 

Gitti, selamınızı söyleyemem. Şimdi gitti.

 

<> Bizde "Alageyik"i seyretmemek gibi :)

 

Bugün oruç değilim. Hakkınızı helal ederseniz a glass of tea hüüpleyeceğim...

 

<> Of course, afiyet olsun

 

Bazen radyasyonum beni de fena etkiliyor. Bunu hissedince sahur yapmıyorum. Zaten sahur zararlı: Bir öğün yemek ile talim olunmuş bendenize iftar ve sahur iki öğün yemek yedirten bir israf.

 

<> Allah aşkına, bu Tarzan'ı gören bilen var mı?

 

;) Karavan kedileri var. Onlarla birlikte sahur ve iftar yapıyoruz. Tuhaf adlar koydum onlara... Birinin adı Meow, diğerinin mırnav, en küçüklerin adları da mırın kırın. Daha adlarını ayırt edemiyorlar ama, olsun. :)

 

<fuigo> Hocam şu an İstanbul'da mısınız?

 

Manisa'dayım.

 

<fuigo> sizi görmek isterdim..

 

KMA'lar pek görünmezler. Bu yüzden candaşlarım da bana kırgın biliyorum... :(((

 

<fuigo> Ben sizi bilim adamı olarak görmek isterdim çünkü hiç yakından görmedim

 

Yani beni görmek gerçekten meseledir! Beni yazın sahnelerde görürsün. Hep orada bulacağını sanırsın. Ama bir bakarsın ki 7 ay yokum.

 

<k> biz de 15 senedir görmek istiyoruz, hala göremedik, sen de sıraya gir, sana da sıra gelir :))

 

Evet bir türlü görüşemedik. NJ'ye tam üç kez niyet ettim. İki kez Canada'ya gittim ama yine de [K] ile görüşemedim.

 

<fuigo> eğer manisa da ise jandarma ile birlikte bulunabilir :)

 

Jandarma milli parka çıkmıyor. Orası orman bakanlığının.

 

<fuigo> En azından milli parkta olduğunu öğrendik, şimdi bakanlıktan birilerini bulmak lazım :p

 

1080 diye benim bir şifrem var. Hayatta kimse bulamaz. Üstelik günde en az bir kere İzmir'e iniyorum. Orada da polis ile buldurman gerekecek.

 

<> yürüyerek mi gidiyorsunuz, herhangi biryerde kayıt bırakmıyor musunuz

 

Hayır isuzu diye karavan ile...

 

<fuigo> Neyse, profesör, konuya dönelim.

 

Mitrea şöyle yazmış: "Kadınlar benim gözüme bakmaktan korkuyorlarmış. Nedeni benim çekiciliğim". Ben de yanıt verdim: "Senden olsa olsa şeytan çekici olur" diye!

Eşim ve bazı candaşların eşleri onun bakışlarından çok rahatsız oldular. Tanımlayamadığım bir tuhaflığı var. Satanic bir tuhaflık...

 

<fuigo> Stephan Hawking Neden sakat kaldı yazılarda yazmışsın ama anlamadım zamanda yolculuk yaptığı için mi?

 

Yazılanlar yazılmıştır. Daha bir tek soru soramayan kıdemli candaşlar var burada... Ben senin en az bir düzine soruna yanıt verdim. Bu kadar yeter!

 

[] fuigo kanaldan atıldı

<> Çok uyardım özelden, dinlemedi, banı yok, isterse gelir

 

Belki de artniyetlidir. Dalga geçiyordur. Onu tanıyan var mı? Bir de guest.

 

<> Hayır, daha dün gece geldi, yeni birisi kaptanım

<> tam 5 defa uyardım kendisini özelden

 

Tamam anlaşıldı. Şimdi ne yapalım? Son yazdığım iletilerden soralım. Yanıtlayalım.

 

<> Guest avustralyadan dostumuz

 

ss [candaş]. Bir Aussie ile birlikte olmak güzel. Ben bir ara Kiwi idim. Ben çok evlendim, eşlerimden birinin babası Wellington'da diplomattı. Davet etti gittik. Ben kanguru ve Tasmania şeytanı görmek isterdim. Ayers kayalıklarını da gördüm, büyülendim. Böyle bir gün batımı (sunset) daha yoktur yeryüzünde... Resmen kıpkızıl kayalar... Gün batarken o rengi nasıl alıyorlar anlamadım. Colarado nehrinin kırmızısı gibi değil...

Bir çay daha içeceğim. (Bizde riya münafıklık yok. Oruç değilsem bilmeniz gerekir.)

 

<> biz de içbilir miyiz hocam?

 

Oruç olmayan çay içsin, çay Kur'anidir. (Cennette anlatılan dikensiz kiraz = Çay'dır. Yanlış tercüme edilmiş. Muzgiller (Palmiye vb.) de var...

Harf sırasıyla (Alphabetical) soru sorunuz.

 

<> 14/1/2002 tarihli chat sohbetinizde; Hızırın üç ayrı sonucu geminin delinmesi, çocuğun öldürülmesi, duvarın onarılması var. Zülkarneyn e üç nedeni var. Üç yolculuk, üç nedenden geçiyor. Üçüncüsünü biliyoruz (yecüc-mecüc). Birincisini de biliyoruz (güneşin batıdan doğması), İkincisini elbette daha sonra anlatacağım inşallah.. diyorsunuz. Yarım bir konu olduğundan bu ikincisini burada yazarsanız, merak ettiğim konu da aydınlanmış oluruz. Tşk ederim hocam.

 

Yani güneşin doğduğu yere gidiyor ve orada örtünmeyi bilmeyen bir kavimle rastlaşıyor... O bölümün ayetlerini yazar mısınız? Bir dostumuz da web'den DOGON 'ları search etsin ltf.

[Kehf] 89-90-91 olabilir. ŞİFRE ŞU: "Güneşin doğduğu yerde ÖRTÜNMEYİ akıl etmeyen bir ırk buldu". Onlara DOGON deniyor. (Tibetçe Dagon)...

 

 

<> 18-Kehf/83: Bir de sana Zülkarneyn'den soruyorlar. De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım.

<> 18-Kehf/84: Gerçekten biz onu (Zülkarneyn'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik.

<> 18-Kehf/85: Derken o da bu yollardan birini tutup gitti.

<> 18-Kehf/86: Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın."

<> 18-Kehf/87: O da demişti ki: "Kim haksızlık ederse muhakkak ona azab edeceğiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, O da onu görülmemiş bir azabla cezalandırır."

<> 18-Kehf/88: "Amma her kim de iman edip iyi bir iş yaparsa, buna da en güzel mükafat vardır. Biz ona dünyada kolaylık gösterir zor işlere koşmayız."

<> 18-Kehf/89: Sonra Zülkarneyn yine bir yol tuttu.

<> 18-Kehf/90-91: İş te Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.

<> 18-Kehf/92: Sonra yine bir yol tuttu.

<> 18-Kehf/93: Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiç söz anlamayan bir kavim bulmuştu.

<> 18-Kehf/94: Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde fesat çıkarıyorlar. Onun için, bizimle onlar arasında bir sed yapman şartıyla sana bir vergi versek olur mu?"

<> 18-Kehf/95: Dedi ki: "Rabbimin bana vermiş olduğu servet ve saltanat, sizin vereceğiniz şeyden daha hayırlıdır. Bana maddi yardımda bulunun da sizinle onların arasına en sağlam seddi yapayım.

<> 18-Kehf/96: "Bana, demir kütleleri getirin." Nihayet dağın iki ucunu denkleştirdiği vakit: "Ateş yakıp körükleyin"dedi. Demiri bir ateş koru haline getirince. "Bana erimiş bakır getirin üzerine dökeyim" dedi.

<> 18-Kehf/97: Artık Ye'cuc ve Me'cuc bu seti ne aşabildiler ne de delebildiler.

<> 18-Kehf/98: Zülkarneyn dedi ki: "Bu Rabbimin bir lütfudur. Rabbimin vaadi geldiği vakit de onu dümdüz yapacaktır. Rabbimin vaadi de haktır.

<> 18-Kehf/99: Biz o gün (kıyamet günü) onları bırakıvermişizdir. Dalgalar halinde birbirlerine girerler, Sur'a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.

<> www.crystalinks.com/dogon.html The Dogon are an ethnic group located mainly in the administrative districts of Bandiagara and Douentza in Mali, West Africa.

<> http://www.astrologie.ws/qdogon.htm Hollandaca bu site de DOGON hakkında yazı var, Sirius yıldızını bildiklerini yazıyor bu ilkel kavmin...

<> http://www.dogon-lobi.ch/

<> Sirius ise çok farklı: Hatta inanılmaz efsaneler türetmişler. Tibetliler mesela: DOGON denen Köpek bir ırktan söz ediyorlar. Dogonlar Sirius'dan gelmişler Sözde (!) Küçük köpek ve büyük köpek takım yıldızlarındaki en parlak yıldız bu... Süheyl (Orion) ve Süreyya (Sirius)

<> In 1976 Robert Temple published the Sirius Mystery claiming that the extraordinary astronomical knowledge of the Egyptians and the Dogon of Mali(1) was due to visitations from inhabitants of the Sirius system. These claims were dealt with in a article in The Skeptical Inquirer (Ridpath 1978). Since that time, however, the Afrocentrist movement has revived and expanded these claims (Adams 1983a; 1983b; 1990; Van Sertima 1983;

 

Resimleri olabilir ve abartılmış olabilir. Ama fikir vermesi açısından onları yahoo'ya Türkçe ve özetli olarak astıktan sonra 89-90-91. ayetleri açıklayabilirim. 90 ve 91. ayetleri yazar mısınız?

 

<> 18-Kehf/89: Sonra Zülkarneyn yine bir yol tuttu.

<> 18-Kehf/89: Sümme etbea sebeba

<> 18-Kehf/90: Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.

<> 18-Kehf/90: Hatta iza bela a matlia şemsi vecedeha tatlüu ala kavmil lem nec'al lehüm min duniha sitra

<> 18-Kehf/91: İşte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" (veya yanında olup-biten her şeyi) biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık.

<> 18-Kehf/91: Kezalik* ve kad ehatna bima ledeyhi hubra

 

Yani tuttuğu yol, güneşin doğduğu yön! (Dünya yuvarlak bunu nasıl bulacağız?)

 

<> Güneşin doğuşunu görmek için batısında bulunmak gerekir, yani batıdan doğuya gidilmeli

 

Evet [candaş]. :)

Şimdi bir de (Nasıl arayacağınızı bilemiyorum ama) ortasına çubuk geçirilmiş, değirmen taşlarından oluşan bir YAZI sistemi var.

Bunun üzerinde Daeniken de çok durmuştu ve hatta fotoğraflarını kitaplarından birine eklemişti. Bu yüz kadar dibek taşı üzerinde sadece spiral/helezonlar vardır. Bunu da bulabilir miyiz? Bu bir yazı biçimidir. (Holo-grafik denen yazı)

 

<> dolmen ve menhirler herhalde

 

Hayır sadece dibek taşları, ilkel fakat yazı denen helixler ŞAŞIRTICI! (Zülkarneyn'in marifetleri)

Keşke onu bulabilsek! İsimlerini bilmiyorum, arama motoruna ne yazılır bilemiyorum.

 

<> Adı mill alphabet mi hans?

 

May be. Perhaps. Bu kanıtlar olmadan konuya girmem ANLAŞILIR gelmeyecektir. [Candaş] yaman bir soru sordun ama kanıtları bulma açısından hazırlıksızız.

 

<> Efendim başka bir zamana erteleyebilirsiniz. Zira diğer dostların sorusu vardır

 

Evet sorunun ön malzemesini ve kanıtlarını iyice ortaya sermeden 89-91'i açıklamak havada kalacaktır. Hazırlanıp gelmeliyiz.

Merak etmeyin Kur'an bitmez bir yoldur, ben her zaman onları size anlatabilirim. Ama KANITSIZ asla! Kanıtın olmadığı her şey HADİS hükmündedir, yani yalanda kalır.

Hiç değilse bir fikriniz oluştu sanırım. Açıklanamayan herşey Kur'an'da açıklanmıştır. Eğer o silindirik taşları bulabilseydik, daha da kolay olacaktı.

Hatta size üzerindeki spiralleri OKUYACAKTIM! Nasıl okuyacaktım? Buna ilişkin bilgi vereyim: Laser Hologramlarını görmüştünüz değil mi?

 

[] http://www.hunebedden.nl/frntpage.htm

<> http://www.mesoweb.com/chichen/resources/CAA21hires/plate_13c.html

 

Hayır bunlar kabataşlar, dolmenler. Benimkiler basbayağı değirmentaşı. Sanki buğday öğütürken üzeri spiral biçiminde helozonik çizgilerle kaplı... Bir iki değirmentaşını anlarım da 150 tanesinin birden AYNI YERDE ve amaçsız bulunmasını açıklamak zor!

Daniken bunların "Para" yerine geçtiğini bile yazmıştı kitabında... İyi ama, bu ağırlıkta paraları Flintsones bile taşımaz. Benimki çok düzgün ve 150 kadar hepsi tek kalıpla yontulmuş... Erich von Daenikenin kitaplarını taramak gerekecek sanırım.

Herneyse [candaş], bunu erteleyelim ama bunların nasıl okunduğunu size açıklayacağım.

Laser hologramı (Üç boyutlu fotoğraflar), mutlaka görmüşsünüzdür.

Bir filmin üzerine laser reflektörü tutulur ve resim filmden fırlayıp canlanır 360 derecelik 3D görüntüsü kazanır. Bu konuda mutmain misiniz? Yani en azından duymuşsunuzdur.

 

<> evet

 

Hiç içinizden laser FİLMİNİ gören oldu mu? Yakından gören????

 

<> Film değildi, sadece camın üzerinde adam konuşuyordu

 

Filmini kastediyorum. Ona laser reflektörü yansıttınız mı, fotoğraf dışarı fırlıyor. İki boyutlu olarak o filmde içiçe ve birbirini kesen illa ki helis biçiminde izler göreceksiniz.

 

[] http://web.archive.org/web/20031210125138/http://www.world-mysteries.com/pex_3.htm

 

Bu linki kaydettim. İçinde aramayı deneyeceğim. Eğer sözünü ettiğim taşların da resmini görseydik, BİREBİR aynı olduğunu sizlere kanıtlayacaktım.

Biz onlara codec olarak "Zülkarneyn'in imzası" diyoruz. Sorulan ayetle bunların ilgisi var.

 

[] http://web.archive.org/web/20031202200537/http://www.world-mysteries.com/sar_9.htm

 

Resimlere baktım ortaları delik değil, çubuk (Mill) yok ve resim yazı... Benim dediğim doğrudan CD gibi disk-taşlar. Sadece anlamsız helezonlar var. Hep yuvarlak, hiç köşeli bir şey içermiyor.

Bu kez hazırlıksızdık, gelecek sefere inşallah...

O zaman yeni konu bulalım. Ama altyapısı böyle uzun olmasın araştırmak zamandan çalıyor.

 

<> Ölüm anı?? Anlatacaktınız bu da yarıda kalmıştı.

 

Ölüm anı çok sevimsiz konu [candaş]. Bir buçuk saate sığmaz üstelik. Keşke en başta sorsaydın candaşım. Şimdiye kadar bitirmiştik belki de...

 

<> insanların en merak ettiği ama

<> sevimsiz?

 

Sevimsiz derken BİZİM yani henüz ölmemişlerin ve ölecek günahkarların BAKIŞ AÇISI'ndan konuştum.

 

<> Zülkarneyn zamanda geri halka tekilliğini kullanarak gemisiyle geldi, geri dönmediğine göre gemisi bulunacak mı?

 

Karadelik tekilliğinde zamanda geri giderken, KÜÇÜLMÜYORSUNUZ, olduğun gibi taşınıyorsun candaş!

 

[] http://31.media.tumblr.com/tumblr_mbgcvkW1l61rtxu8to1_1280.jpg

[] http://rr0.org/science/crypto/archeo/enquete/dossier/Dropas

[] http://web.archive.org/web/20040713073015/http://membres.lycos.fr/rr0/dropa.html sayfa ortalarında foto var.

 

Evet bunlar AYNI aileden... İşin tuhafı ben diğerlerini biliyordum ama, bu taşları bilmiyordum. Lütfen verilen son linki tıklayınız. Zülkarneyn'den miras var size... :)

Ötekileri de buluruz inşaallah. Çünkü onlar doğrudan Laser filmi gibi hazırlanmış.

Bunlarda yazı var. Onlarda yok. Ama hangi kanıtı aradığımı aşağı yukarı anladınız. Teşekkür ederim.

Biri gidip, o taşları mutlak karanlıkta bırakmalı ve üzerine Laser reflektörü tutmalı. Bu esnada da taşlar mil çevresinde döndürülmeli... İşte Zülkarneyn'in imzası...

Paranormal dünyaya hoşgeldik yeniden!

Taşlar niye döndürülmeli? Çünkü o devirde 360 derece fotoğraf çeken teknik yerine, taşların döndürülmesiyle 360 derece 3D elde edilecektir. Bu taşlara ışık vurduğunuz anda, kuars gibi inanılmaz bir parlaklık kazanacaklardır. Sanki sarımsı-kahverengimsi bir CAM'mış gibi.

Bunlara burada muttali olmayınca, söylediklerim askıda kalıyor. Onları yaşamak gerekir diye düşünüyorum.

Belgesiz/kanıtsız=Ayetsiz konuşmaktan nefret ediyorum. Bunun için saatlerdir hababam araştırıyoruz.

Ama ben sonuca ulaştım sayılır. Taşların ötekilerini de bulduk mu, konu tamamdır.

Bunlar bize Dogonları da açıklayacaktır. O zaman ÜÇ AYETİN sırrına kanıt getirmiş olacağız. Çünkü anlatacaklarım İskender Türe'ninkinden de ekstrem olacaktır. Onunki bir tahmin ama bizimki doğrudan AYET olacağı için farklı olacaktır. Dogonlara da hazırlıklı olmalı ve etüd etmeliyiz. Sonra legoyu tamamlarız. 91. ayette ne diyor? Yazar mısınız ltf.

 

<> 18-Kehf/91: İşte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.

 

İşte burada anlatılan, ileri tekniklerini basit taşlara bile uygulayabildiği ve o kavimlere MEKTUB/KİTABE bıraktığıdır. Vakıa 76'daki yemin de Zülkarneyn'edir.

 

[] http://web.archive.org/web/20040907122117/http://www.ancientx.com/nm/anmviewer.asp?a=61&print=yes

[] http://web.archive.org/web/20110203010147/http://www.theastralworld.com/aliens-ufos/pics/dropa1.jpg

[] http://hanifislam.com/mih/wp-content/uploads/2016/11/disk1.gif

 

Sanırım CD veya DVD'imizi bulduk [candaş]... :))))) Mac Guiver gibi, kendi tekniğiyle ilkel teknikleri birleştirip imza koyabilmiş.

 

<> Bu muydu aradığımız?

 

Evet biri bu...

Laser altında taş olmaktan çıkıyor ve kuvars gibi gözkamaştırıcı parlıyor ve bir takım HOLO-GRAFİKLER bırakıyor. Diskotek ışınımları gibi görüyorsunuz. (Test eden dr. Siegfried Saga)

Bunlar bende vardı. 240GB tutarındaydı. Ama Jana ile 2054 yılına uçtu. Ondan ben size adlarını veremedim. Bu kadar bilgiyi nasıl aklımda tutarım? OK?

 

<> ok

 

:) Bir sorunun altından bakın neler çıktı? Zülkarneyn'in seyir defteri gibi notlara ulaştık.

Belki chat size tatsız gibi geldi ama, önemli ve KURANİ bir paranormaliteyi yakaladık.

 

<> http://www.20kweb.com/weird_stuff/dropas.html Adı: Dropas Stones veya discs

 

Bunu aklıma kaydettim. Teşekkür.

http://hanifislam.com/mih/wp-content/uploads/2016/11/disk1.gif Bu da sanki onlardan biri -emin değilim-.

 

<> http://www.burlingtonnews.net/dropas2.html burda cok detayli bilgi var

 

Onlar detay bilmez [candaş]. Detay/tafsil Kur'an'da -ki hiçbir şey eksik bırakılmamıştır-.

 

[]  http://www.thelivingmoon.com/43ancients/02files/Lolladoff_Plate_Real.html

<> burda da var resimler

 

Emin değilim, disk1'de de Laser izleri var. Bilim adamına yakışır biçimde gidip yakından görmek gerekir.

Sonuç olarak böyle taşlar varmış demek ki? Neye yaradığını da ben anlattım.

 

Bu arada, benden ZipZap'ın organizesi isteniyor. Yani JUROR seçip ekleyeceğiz. Bunu sizler yapacaksınız. Beni işin dışında tutuyor 3M.

2054 >>> TİC-TOC

2004 >>>>>> Zip-Zap. (Veya 2054 yılına göre adımız TickTock)...

 

<> Yani 45 günümüz kaldı

 

Evet, bir sınava tabi tutuldunuz. Ve başarıyla bunu aştınız. İnanılmaz buluşlar bulduk (Tjr ile). Bunların bir kısmını 1?-13 Ekim'de Japonya fuarında UNİK olarak sergiledik. Teknoloji takas ettik. Benim üç boyutlu PC buluşum Japonlara geçti... İnanmayacağınız ÜÇBOYUTLU gerçek üçboyutlu resimler göreceksiniz bir yıl içinde... Veya daha erken...

Herşey Casio digital bir gitar ile başladı, kol saatleriyle falan bu noktaya kadar geldik. Yani başardınız. [K] ise kurtarıcı seçildi. (Jana'nın son sözlerinden alıntıdır) Şimdiki infaklarınız nedeniyle 3M selamları -ki hiç böyle yoğun değildi, ilk kez yoğunlaştı- hemen herkese selam verildi.

Ve kendi payıma da HAYATIMI kurtaracak olan Otomobil alındı! Otomobil benim için sıkıntı değildi. 100 öğrenciye bakmasaydım onu çoktaaan almıştım. Belki de otobüs almıştım -şaka değil-. Ama ben de sizler gibi, sizleri tanımadan önce infak ede ede bu duruma ulaştım. Sonuçta ÖZEL bir otomobilimiz oldu.

Diğerlerinden farkı şu: Diğerleri limousin de olsa hayat kurtarmayacaktı. Ama önemsiz, isimsiz bir otomobil Hans'ı aranızda diri tutuyor. Bunun için ayrıca ben de çok teşekkür ederim. Daha binmedim ama, bayramda binmiş olacağım. Allah inşaa ederse... Sonra kasetçalarını açacağım ve Dancing Queen'i dinleyeceğim.

 

<> amin

<> Allah inşa

 

Her elhamdülillah dediğimde ise, işte..... onu size... Rabbim bir yerde bir şekilde anlatacaktır.

İnanılmaz bir sevap kazandınız. Sizin her birinizin binlerce otomobili oldu.

MİZAN terazisinin ölçümlemesi böyle dostlar...

[K] ve [K]nın 7 saati var iftara... Australia'da saat kaç acaba?

 

<k> bizden 16 saat ilerideler, sizden 9 saat ilerdeler

 

Pazartesine girmiştir Avustralya... O zaman pazartesi...

Pazartesi tüm dünyada bir sendromdur. (Manic Monday) Dünya böyle işte, Türkiye iftara; Avustralya Sahura hazırlanıyor. [K] ve [K] da ARADA kaldılar. ;)

 

<k> sağlık olsun

 

Bugünün iftarlığı (Oruç olmadığım halde çay ve sigara dışında hiçbir şey yemiyorum, onun için iftarlık dedim) yer elması! Patlıcan kızartması!

 

<> Sevgideğerler müsaadenizle ben çıkmalıyım artık... Misafirim var. :) Yemek hazırlamam gerekli daha.

 

Evet birlikte çıkalım. Hep aynı dert.

 

<> Matematikçi mi diye sordu misafir :)) nik'de hiyperbola var ya

 

Evet hiperbol parabol da var. Uzak-kuzeyli anlamındaki bu nick'i ben seçmedim. Hawking verdi. Sadece ZigZag kanalında kullanıyoruz.

 

<> Verdiğiniz bilgiler için tşk ederim hocam. İnşaALLAH hazmıyla değerlendiririz

 

Evet sindirmek çok önemli... Ben sıradan bilgi vermem. Zordur, her sefer şaşırırsınız. Hoppala bu da nereden çıktı diye hayretlere düşersiniz. O yüzden gerçekten hazmı zordur. Ama RZİ dediniz mi, kaymak gibi sindirirsiniz.

 

<> rabbi zıdni ilmi

 

Kısa zamanda çok bilgi veriyorum. Hızlandırılmış ve hiçbiri diğerine benzemeyen bilgiler... Daha birini sindirmeden diğeri şok ediyor. Hani, hangi taşın altına baksanız HANS çıkıyor, farkında mısınız? Abartmıyorum, ciddi söylüyorum.

 

<>:)

<> Hangi taştan söz ediyorsun :)

 

Mesela dibek taşından söz ediyıorum... Müzelik taşlar orada sakin sakin dururken, birden Zülkarneyn'in h-signature'u oluverdi...

 

<> Bizim buralarda çok taş var hepsine baktım Hans'ı göremedim:))

 

Göremezsin çünkü ben yeraltı yaratığıyım. Taşlar benim üstümde... Taşlar Dabbet'in üstünde. Taşların altında ben varım, kuşkunuz olmasın.

 

<> Bu konuda mutmainiz hocam

 

Geronimoo diyelim mi?

 

<> Geronimo. Elinize sağlık profesör

 

İftar İzmir boylamı için 17.32 (Haniflerin iftarından söz ediyorum.) Doğuya doğru her boylam 4 dakika azalıyor. Yani bir kısmınız belki de iftarı açtı. (Erzurum falan)

 

<> Ben samsun, açtım, hatta kalktım

 

Oldu afiyetle samsun.

Oruç tutmamak bir suçluluk duygusu, kedilerden başka bir kaç yoksul bulayım bari...

 

<> Vicdan azabı ile sekar arasında fark ne?

 

Vicdan azabı sekar'dan daha beterdir. Sekar dıştan yakarken, vicdan azabı içeriden yakar. Allah'ın insana verdiği en yakıcı kontrol ve pişmanlık mekanizması...

Yoksulluk ateşten beterdir. Vicdan azabı da cehennemden beter... Çünkü cehennemde çöl iklimi, kutup iklimi gibi yerler de var. Vicdan azabı bundan daha beterdir...

Allah cümlenizi Sabıkun'a/Naim cennetine/makamı İbrahim'e alsın. Dua ederseniz belki de ben de gelirim. Allah bilir!

 

<> amin kaptanım hepberaber inşaallah

 

Oradan gelmiştik zaten, sürgün yemiştik. Allah bize anayurda dönmeyi nasip etsin. Yanlış yurtlara değil!

 

<> amin

 

Geronimoo gitti-gider. Allah'a emanet olunuz. Selametle selametle. Acil kaçış planı. Bye.

 

<> selam selam

<> iyi günler