Sohbet n° 191 - Tarih: 19 eylül
2003
<> ve [] ile başlayan
kesimler Aiberg'e ait değildir. [ ] arasındaki kesimler sonradan
eklenmiştir...
Selam
selam, dostbuluştuk candaşlar. Selam selam tüm ELBİSTAN'a,
Atamızın ayak bastığı topraklara... Vira bismillah.
Yine biz bize bir chat olacak... Ama öncelikle şu tekbaşına
ortamda, Cuma maçı varsa bana yazacak birileri var mı?
<> Trabzon Samsun: 2-1 samsun yenildi
Tamam
tşk. Maç deyip geçmeyiniz, insanı hayata/yaşam sevincine
bağlayan ŞEY'lerden biri!
Sabah çayı mesela. Bunu bizler dışında içen yok. Varsa
yoksa kahve ve süt veya milkshake. Halbuki çay tüm sindirim sisteminin
temizleyicisi, sabah mutluluğu, ağız tadı. Maç da kimi
erkeklerin böyle bir "hobisi", çay gibi. Gayrı ciddi
görülmemeli...
<> Merhaba
(Merhaba
>>> Anlamı "Ruhun
sevgi bulsun" demek)...
Bu arada RİZE ne demek bilen var mı? Artvin ne demek mesela? Giresun (Kiraz), Trabzon (Trapezus: Basamak). Rize, Ordu, Samsun,
bunların anlamını bilen var mı? Bunlar Sanskritçedir. Diyeceksiniz ki herşey nasıl Sanskritçe.
Ama öyle işte.
İdris(ss)'a kadar dünyada Ademce konuşulurdu. Çok basit bir dildi. Şangırdamak, GÜMlemek,
PATlamak gibi. Ses taklidi ve biraz
da CAVEMAN dillerdi; İdris(as) ondan GRAMER
üretti, syntax üretti (kelimelerin, takıların ard arda dizilmesi),
terminoloji üretti.
O emanet
hemen onun ardından (insanlar biner yıl garanti
yaşıyorlardı.) NUH'a
devredildi. Ama Nuh'un gemisinde işler karışıktı. 83 insan vardı: Çoğu MAGAMİ denen bir kavimdi.
Onların da dilleri başkaydı.
Magami
kavmini merak eden var mı? Onlara ARGONAUT
dendi daha sonra. Argonot nedir? Bir search ediniz. (O sadece bir yunan
mitolojisi değil.) Argo-not da olabilir, ama ARGONAUT.
<> Argo gezgini, astronot ile ayni
mantalitede argo kelimesinden türemiştir.
Evet, ARGO denizcileri. Onlara İbraniler
MAGAMİ der. Fakat bunlar
kendilerine ARGO kavmi der.
(İspanya'ya Safarid derler İbraniler).
<> Altın Postlu Koç
Altın
post doğru. Jason, efsanevi
altın post uğruna yollara çıkar, ama o efsanedir... Aslı ARGO'notlar (Nautic=Gemicilik demek).
Magami (Argo gemici kavmi) KENDİ
dillerini konuşuyorlardı. Bu dilin ne olduğu zaten ÜSTÜNDE yazılı,
bakarsanız okursunuz. Sizce bu dil nedir?
<> Argoca
Şimdi
ARGO'cayı search ediniz lütfen!
Argo ismi tüm dünya dillerinde var. Hangi sözlüğe bakarsanız mutlaka
bulursunuz.
<> Ben Uşak'lıyım
Uşak'ın evet
(Uşak >>>
Aşıklar kenti demek)...
<> Ben lazım ve Lazca
konuşabiliyorum fakat nereden gelir diye sordum, bilen yok?
(Laz ve
Acaralar ile akrabaları Mohtiler Gürcü LEZGİ kabilesinden gelir. Onlar da bir üst kökenleri olan ABASK KERKET, yani Abhaz ve Çerkez
birleşik dalının parçasıdır).
<> Telepatide response-target
özelliği vardır. Ama bazı kimseler bunları amatör telsizci
gibi yakalarlar. Örneğin James Joyce böyle biri. Bu yakalama
özelliğine argoca "Pick up" deniyor.
Evet,
doğru. (Biz "parazit yakalamak"
diyoruz)
Şimdi
konuyu toparlayalım. ARGO konuşmak
>>> Evet şimdiki haliyle ALT
KÜLTÜR/avam dili gibi duruyor,
oysa ARGOCA, Nuh'un gemisindeki
kavmin konuştuğu YÜKSEK KÜLTÜR
DİLİDİR!
İdris'in
GRAMER dilini NUH aynen 4 çocuğuna
ÖĞRETTTİ: Ama gramersiz olduğu için AVAM dili sanılan, fakat NUH
transatlantiğinin en kalabalık halkı olan Magamiler her iki dili
de konuşurlardı. Nuh zürriyeti onların dilini konuşamasa
da, Magamiler (Argonot gemicileri) İKİ
dile de hakimdiler.
Ve
aralarında saklı konuşmak için bu KAYIP dili kullanmayı sürdürdüler. Tam bir ŞİFRE dili havasında
idi. Çünkü kuralı yoktu ve de GRAMERİ
yoktu. İşte ARGO kelimesi
bundan ibaret veya Argo'ca budur!
Öyküye
devam edelim: Tufan sırasında YERALTI
kaynakları öyle çıldırdı ki, çatlayan plakalar, Venüs'ün
etkisiyle gel-git sonucu kabardı ve düştü.
Tam o
sırada dünyanın 90 açı
derecesi dimdik olan ekseni (aksı) 23
derece kadar yattı. Bunun
sonucunda (sanıldığı gibi pangeadan kopmalar milyarlarca
yılı bulmadı, çünkü Tufan bu işi bir anda halletti) bu eksen
yatmasıyla birlikte gelen sakınım yasaları (moment
korunumu, impuls sakınımı vb.) nedeniyle: Antarktika + Afrika + Güney Amerika + Hindistan BİRLEŞİK
kıtası dağıldı.
Güney
Amerika ve ona tastamam uyan Afrika ayrıldı. Antarktika hızla DENGE gereği Güney kutbuna
inerken; Afrika'dan ayrılan yeni bir kıtacık da
dağıldı.
Bu Afrika
çatlağından (fay hattı) bildiğimiz Habeşistan platosu yaylaları
ve aşağıdaki (Nyassa vb.) göllerden de izlediğimiz üzere, KOPAMAMIŞ bir bölüm. Ama kopanlar
da belli: Madagaskar! (Malgaş.)
Madagaskar
ve Hint Dekan platosu da BİRLEŞİKTİ. Dekan
yarımadası da Afrika'dan ayrılıp, hızla Asya'nın
karnına saplandı. Bu öyle bir enerji boşalımıydı
ki, Dekan yarımadası girerken, ister istemez devasa HİMALAYA kıvrımları
oluştu.
On km
yüksekliğinde ilk genç dağlar. İşte bu son
saydığım dağlar, Nuh'un HİÇ KARA görmeyen GEMİSİNE
ADA olmak üzere ortaya çıktı. Karga leşe konarken,
güvercin de bir DEFNE/ZEYTİN
dalı getirdi gagasında. HİMALAYA/Tanrı
dağlarının tepesinde DEFNE/zeytin'in
ne işi vardı?
Söyledim
ya, oralar Afrika kıyısı idi. Tıpkı bir
halıyı hızla duvara vurduğunuzda nasıl
kıvrımlar oluşursa, o kıyılar da kıvrılarak Tengri dağlarını
yaptı. Onun için bir Zeytin dalının açıklaması basit!
Peki, CUDİ kelimesi nedir? Bana ayetin ARAPÇASINI (içinde Cudi geçen)
yazarsanız meramımı anlatmış olacağım. CUDİ dağı ne demektir?
<> yüksek dağ mı, piramid?
(7
anlamı var: CEDDİMİZİN
dağları demek mesela)
Cudi
kelimesi nerede geçiyor? Arapçasını yazabilir misiniz? Hud 44'ün
Arapçasını istiyorum lütfen...
<> ...
Pekala,
Cudi konusu Nasip değilmiş. Başka bir gün anlatırız.
Bugün sizler iyi misiniz? İlgisiz iseniz, chat'i bırakabiliriz.
Canıma minnet.
<> internet çok kötü hocam sayfa
açmıyor
<> hayır devam lütfen
<> dinliyoruz
<> ilgiliyiz kaptan, benim laptop cok
yavas, kuran sayfasina girmeye calisiyorum
<> ilgiliyiz kaptanım, arıyordum
arapça yazılı olarak ama bulamadım.
<> 11-Hud/44: Ve kıyle ya erdubleıy maeki
ve ya semaü akliıy ve ğ ıdal maü ve kudıyel emru vestevet
alel cudiyyi ve kıyle bu'del lil kavmiz zalimın
SEMA yağdırdığını; ARZ ise kustuğunu yutsun. GÖK
ve yer. ve ARADA bir tek adres var
>>> CUDİ dağı!
(Ne Ararat, ne Ağrı, ne de Güneydoğu Anadolu'nun Cudi
dağı, bunlar Himalayaların
arka yüzü >>> Tanrı
dağları, shin lien).
Gök ne
kadar yukarıda? >>> Yanıt: Yağmur hangi bulut
katmanlarında oluşur?
[] stratus
(Demek ki
stratuslar katmanında) Yani yağmur bulutları yerden en fazla
20km yukarıdadırlar. Bu ipucunu aldık mı? Şimdi
sizlere Himalayaların yüksekliğini soruyorum.
Yanıtlayınız lütfen.
<> 8880m
Demek ki
Kuşların
çıkacağı en son nokta. (O noktadan sonra NEFES alamazlar, ölürler.) Kuş denince KARTAL daima en yüksekten uçar!
Kartalların
çıkacağı son nokta Himalayalar kadardır. TAYYAR SEMA. TAYYAR diye arıyorsunuz.
<> 105-Fil/3: Ve ersele aleyhim tayran ebabil
Fil suresi
değil... Aramayınız, nasipte yok. Ben devam edeyim: Deniz
seviyesi sıfır metre; bulutların YAĞMUR bırakacağı seviye ise
Şimdi
CUDİ dağının
terminolojisini araştırmak için yine SAN-S-KRİTçe'ye gidiyoruz. JUDE dağı >>> Anlamı HAYATIN başladığı, ilk ataların
bulunduğu (burada dağ) yer. (Jude yahudi kelimesiyle ilgisi yok. Jade
ve Farsça Cadu diye bilinen kelimelerle ilgilidir.)
Bakınız
ki bunu HİNT kökenleri de
biliyor. O kökenleri anımsayınız. Arş'ın dört
direğini taşıyan dört hamalei Arş meleğinin
adını içeriyordu. (Nuh suresi.) Boğa, Aslan, İnsan, Kartal
ve bir de BUDA'nın kendisi, 5
isim vardı. Bunlar TUFANDAN önceki
bir kültürün, iyi bir dinin TAHRİF edilmiş
ve beş ilah halinde çoğaltıldığı bir KAYIP ÜLKE kültürüdür...
Sizden
halen yanıt gelmiyor: Yağus/Aslan, Yeuke/Boğa, Nesr
(Nisra)/Kartal, Suva=Kova veya insan.
<> Nuh/23: Dediler ki: sakin tanrilarinizi
birakmayin, ne Veddi, ne Suvai ve ne de Yegusu, Yeûku ve Nesri
VEDD ise aslında peygamber olan BUDA (Buddha) veya gerçek adıyla VEDDA. İşte bu dört direkli
(saydığımız isimler) ve tepesinde de KONİK biçimde VEDD'in
yer aldığı piramit/dikilitaş gibi düzeneğe JADE deniyordu. İngilizcede
Jade'nin anlamını bilen var mı?
<> Yeşil taş olarak
duymuştum <> yeşim
taşı
Doğru,
HİMALAYALARIN yapısı!
Öyle bir sıkışma oluyor ki, TEKTİT
ayarında CAMGÖBEĞİ taşlar
oluşuyor. (Hani Madagaskar'dan ayrılan Dekkan yarımadası,
hızla Asya'nın karnına saplanırken, düzlükleri
kıvırıp en büyük yükseltileri yapmıştı ya,
işte bu basınç JADE denen
yeşil camgöbeği tarsı tektitleri yapabiliyordu.)
Gördünüz
mü CUDİ ne anlamlara geliyor.
Sadece ATA (CED) kelimesi
değil. Öyle bir kelime seçilmiş ki, CEDD'den dağın sıkışma kriterlerine kadar
verebiliyor. (Jade >>> CADI
olarak da verilmiş >>> Farsça CADU olduğunu yazmıştım. Onun için yaşlı
ve Şirret kadın bu kapsama girmiyor.)
Öte yandan
YEŞİM taşı da
değil! Firuze de denen yeşimtaşı MAT'tır, şeffaf değildir. Ama JADE camgöbeği gibi saydamsı bir taştır. Bu
tektoniklerin oluşmasındaki şiddet hareketlerinin
uyguladığı basınçlarla oluşur. Bu taş için
Latince ismiyle TEKTİT'e
bakınız. (Aslı Jade >>> yazıldığı
gibi okunur, ceyd değil.)
<> Camları/Lumbozları ise
tektit denen bir maddedir. Wanenium, tektit ve borazan taşı (Bu
üçünün alaşımına IUMIUM adı verilecektir). Tarık
malzemesidir.
Web'den search
ediniz. Bunlar benim verdiğim İLERİ
bilgilerdi. Web de hiç tektit (Türkçe arayınız) geçmiyor mu? Himalaya
etekleri (Aksai bölgesi ve Sıkkım krallığı) bunlarla
doludur. Lut gölü cıvarında ve Baalbek harabelerinde bu tektitler
bulunmuştur.
<> Toplanan bu
elektromagnetik-aşırı yakıt (Philadelphia Deneyi'ninkine
eşit) kubbenin tam altındaki ve dibe kadar gelen bir TEKTİT
(Cam, saydam cam) SİLİNDİR içindedir.
Benden
search etmeyiniz, WEB'den
arayınız, mesela tübitak vb. Tektit şu anda biliniyor, acaba tectite
diye mi bakılacak?
<> Tectite tibetana. ... nera himalayana.
Informazioni medianiche informano: "L'energia della Tectite tibetana è.
così pura e alta che dà automaticamente protezione. ...
<> thought to derive from
meteorites. see also: natural glass
<> tektite: Avustralya ve diger bazi
yerlerde bulunan ve atmosferin disinda olustuguna inanilan cam gibi yuvarlak
cisimler.
<> http://www.musee.ensmp.fr/gm/699.html/
tectite=gök taşı
<> http://www.antrak.org.tr/gazete/082000/agridagi10.htm
<> http://www.britannica.com/eb/article?eu=73429
<> http://images.google.com.tr/images?q=tectite&hl=tr&lr=&sa=N&tab=wi
<> http://www.astrosurf.com/lombry/meteorites-pics.htm
<> http://www.meteorite.ch/en/forsale/tectite.htm
Gördünüz
mü, bir daha WEB'de yok demeyiniz.
Böyle önemli bir taş ve borazan taşı. (Borax diye
ayacaksınız.) Bunlar KOZMİKtirler.
Tektit'i niye aradık biz? >>>
JADE taşı
olduğunu göstermek için. YEŞİM/Firuze
değil! Cudi isminde TEKTİT'in adının
saklandığını göstermek için.
Demek ki CUDİ >>> TEKTİT
dağı da demekmiş. Demek ki çok büyük bir sıkışma
sonucu olan bu tektit taşı, sadece HİMALAYA'larda bol miktarda var. Ve ona VEDD (Buda) JADE
adını veriyor. SanSkritçe'nin güzelliği burada işte.
İlla ki KUR'AN'daki
kelimelerle alakalı.
Hatta
Kur'an'ın ikinci bir dili var: Bu da Kur'an'ın ARGO'su. Ona MİSALLER
dili deniyor. Müteşabih dil, Misal dili, ŞİFRE-Kriptoloji-Cifir dili. Demek ki ARGO alt bir kültürün değil; tam
tersine BİLİMSEL bir dil.
Size
ilginç bir argo dili yazacağım: Bakın ne çıkacak? "Argote Rajan". Sanskritçe olan Romanş'tan Türkçe'ye çeviriyorum:
Erkete ve Racon! "Erkete"yi biliyorsunuz, gözcülük demek. Rajun.
(Raca/Mihrace kuralı.)
Gidiniz
Macar ovasındaki Çigan boylarına ve soylarına, bunu aynen
anlayacaklar. Gidiniz Sıkkım ve Nepal krallığına bunu
aynen anlayacaklar. Ve gelin tophane külhanbeylerine Argote'yi bilmezler Raja
kelimesini bilmezler ama size erkete ve Racon'u bülbül gibi kullanırlar.
Demek ki
elimizde ilginç bir dil var: Bu dil Kur'an'da var. Bu dil nereden geldi? CUDİ zirvelerindeki
yayılmadan kaynaklandı. Sular çekildikçe, insanlar da üredikçe,
dağlardan aşağı iniş başladı. Ve MAGAMİ kavmi. Bunu da Noah (Nuh)
ile birlikte acaba Web search edebilir misiniz?
<> Nuhla alakalı gemi
yolculuğu ile alakalı bir İng. site bulmuştuk ama Megami
diye geçiyordu galiba?
Pekâlâ, o
sitede hatırınızda kaldığı kadar, ne diyordu?
Megami de olabilir. (Ne haber de olabilir n'aber de.)
<> Down sendromu taşıyan
MONGOL (Magami-Mecüc ile yakın) YAMM ise kısa ve yuvarlak bir cüce
idi ve gözleri çekikti, boynuzları ise alnına değil;
elmacık kemiklerine kaçmıştı. Bir şekilde Yamm gemiye
alınmadı ve boğularak öldü. Ama MELEZ çocukları dedeleri Nuh tarafından gemiye
alındı. (31 Temmuz
2003)
<> MONGOL >>> DOWN
SENDROMUDUR. Irkdan çok 47 kromozom içerdiğindendir. Unutmayın
Budizm, VİDD (Veda) dinidir, Yani İlahi kitap ve peygamberleri
verilmiştir. Ve Nuh kavmi içindeki Magamiler Veddalardır
(Budistlerdir). Evrensel bir mirası korumuşlardır (Vidd,
Yağus, Yeuke. Nuh suresinden hatırlayınız). Bu
şifrelere daha sonra Babil'e inen iki melek AKSİYON yani
yaptırım gücü (Büyü) eklemiştir. (Bakara 102). Magamiler, Nuh'a
inanmış, sonradan islam olmuş, VİDD'lerdir
(Budist+Hindular). (24 Ocak
2003)
Web'den
search ltf. MEGAMİ olarak
arayınız.
<> Bootha: "Bugün Magamilere
Bootha'lar da deniyor. Buda >>> VİDD anlamında, Bothia
kelimesini araştırınız, Tibet adının buradan
geldiğini göreceksiniz. Ve Lama'lar oradan hiç ayrılmadılar.
Nuh'un gemisi Tanrı dağlarına oturduğu günden beri ilk ayak
bastıkları yerdeler. Lord Bhutan adı da Bothi'dan geliyor".
(Evet,
Bootha'lar bir kavimdir. Tibet'in BET'i
>>> Bootha kökündendir.) Bizim dışımızda WEB'de bilgi var mı? Megamiyi TÜRKÇE google'da arayınız,
belki çıkar. Olmazsa İngilizce google...
Aslında
var ama, bunu da sonra ararız artık....
GEMİCİLER >>> ARGONOT kavmi. Yani Magami. GEMİ kelimesi içinde size el sallıyor, "Ma" da su! Ayrıca Sami
dillerinde MU önektir. (Haberden
Muhabir gibi.) Ve dünyanın her yerinde bir gemicinin ne demek
istediğini ZOR anlarsınız.
İşte
Türkçeden bir örnek: "Pupa'nın kasarası baştarde
oldu". Evet türkçedir bu! Tamamen Türkçe. "Miço kumanyayı çinakop
ile hazırladı". Gidiniz başka yerlere, yine GEMİCİ
konuşmasını anlayamayacaksınız. İngilizce,
Norveççe farketmez, anlamakta zorluk çekersiniz.
Demek ki ÖZEL BİR DİL var! Bu dil de GEMİCİLERE (me-gami) ait. Hiç
yıpranmamış ve gizli devamlılığını sürdürmüş
ve tamamen GEMİCİLERE mal
olmuş bir dil. Tüm GEMİCİLERİN
dili. Milliyet gerektirmiyor. Bunu farkettiniz mi?
<> Evet
Balık
isimleri bile sanki RUMCA duruyor
ama değil! Rumlar da bu ARGONOTLAR içinde
zaten! Onlar da Argo dilinin bir üyesi. İstavrit
RUMCA değildir. Çünkü Rumlar o balığa stavrit falan demezler. Kolyos Rumca değildir. Ama OS var ya soneki, sanki Rumca gibi
duruyor. Fakat değil! O Argo dili!
İşte
KUR'AN'da bu dilden 2000 üzerinde KÖKLÜ kelime var! Bunun için ARGO dilinin üzerinde durduk. Taaa
Himalaya tepelerine gittik. VEDD
dilinden Down sendromuna kadar (Mongol) gittik.
Magami
kavmi çekilen sularla birlikte GÜNEYE
indi! Neden güneye? Çünkü yeni dünya haritasında Himalaya kuzeyi adı
üzerinde sert kuzey idi. Ama güney yamaçları ise
ılımlıydı. Ve herkes denizden yüzyıllar boyunca
korktu. Korkmayan, yeniden DENİZE
açılan ve artık GEMİ de
yapabilen tek kavim MAGAMİ'ler
idi.
Tufan
fobisi atlatılmıştı. Güneyde kıyıya ulaşan
Magami soyları İdris'in dilini de biliyorlardı. Yüzyıllar
içinde SANKRİT dili
yanında bir tuhaf dil daha vardı: sanSkrit. Bengaldeshten İngiltere'ye (dolayısıyla
şimdi de Amerika kıtasına kadar) bu dil konuşuluyordu.
Ona öteki
adıyla HİNT- AVRUPA dili
ya da kısaca ARYA dili
deniyordu. Bunlar ikiye ayrılıyordu: 1. Hint-İran grubu; 2.
Avrupa grubu. İkisi de ARİA
diliydi. Ama bir de üçüncü vardı: 3. ARGOYA
dili. Bu kavim Hindistan macerasını HAMİLERLE birlikte yaparak MISIR'a geldi ve eski Mısır'da ARGO dili hakim oldu!
Öyle ki
Halk ile normal Kıpti diline bağlı Hiyeroğlif ile yazılırken, ARGOmania dili (özellikle Rahipler ve gemiciler) KIPTİ(egypt)nin ARGOMAN (sonradan Roman=Çingene dendi)
dilini sürdürdüler. Hiyeroğlif yerine HİYERATİK
diye bir yazı dili buldular.
İşte
bu dil (HİYEROGLİF İLE
DEĞİL, HİERATİC ile yazılan ve Argoca konuşan
bu dil) kendilerinden başka hiç bir kimse tarafından
anlaşılamıyordu. Mısır gazaba uğradı ve
halkı olan Koptiler (egypt/coptic/Kıpti çingene/Argoman=Roman) dünyanın
dört bir yanına dağıldılar.
Kara
yolunu tercih edenler bugünkü çingenelerdir (romanlar). Deniz yolunu tercih
edenler de FİNİKE denen
gemici kavimdir. Finikeliler bugün Hami ırkını bırakıp
özellikle Samilerden İbranilerle kaynaşmış ve
erimişlerdir. (Phaenician/phoenix falan da deniyor)
Fenike,
bunu tarihten hatırladınız mı? Mesela Yunanlılardan
daha çok Fenike kolonileri vardı. Tüccar gemicilerdi. Nasıl ki
Alexander'ın kurduğu kentler olan Alexandrot ve Alexandria varsa, bu
gemici Roman kavminin de kentleri vardı: Biri portakalıyla
meşhur bizim bir ilçemiz. (Yukarıdaki isimler İskenderun ve
İskenderiye'dir.)
Fenike >>> FİNİKE.
Şaşmamak gerekir, Alexandrot >>> İskenderun
olabiliyorsa. Fenikelilere en yakın kolonilerden olan ve turunçgilleri
gemilerle soğuk ülkelere (Galya'ya vb.) götüren Fenikelilerin, ta Amerika
kıtasına Vikinglerden önce gittiği de söylenmektedir.
(Kanıtlar var. Kolomb EN SONRA
gitti Amerika'ya.) Fenikeliler için WEB
ne diyor? Şöyle özet bir şey yazabilir misiniz?
<> Fenikeliler için ticaret ve
keşif aynı anlama geliyordu neredeyse. Keşfettikleri her bölge,
gittikleri her yer, kurdukları her yerleşim birimi ticareti daha iyi
yürütmek içindi aynı zamanda. Adalara, vadilere ad veriyorlardı. Bu
adlara bakarak bir ülkede ne gibi zenginlikler olduğunu anlamak mümkündü.
Bakır adası denen Kıbrıs'tan bakır getirilirdi.
Malakit yarımadasında (bugünkü Sina yarımadası) malakit
denen yeşil bakır taşı çıkarılırdı.
Şimdi Toros dağları dediğimiz gümüş
dağlarından gümüş elde edilirdi.
<> Kurdukları alfabe ile önce
yunan alfabesinin, oradan da latin alfabesinin doğuşunu sağlayan
denizci millet
<> Fenikelilerin kendilerine
verdikleri adın ne olduğu tam olarak bilinmese de "Kenaani"
(Akad dilinde Kinahna), yani "Kenanlılar" adini
kullandıkları düşünülüyor. "Kenaani" sözcüğü İbranice'de
tüccar anlamına geliyor. Bu da Fenikelileri iyi betimleyen bir sözcük.
<> Tire, Sidon ve Gebal
limanlarından yetişen bir balıkçı kavmi olarak dünyada ün
salmaya başlayan Fenikeliler, dünyanın en güçlü donanma ve sömürge
sahipleri haline geldiler. Dahası, (şaşılacak olay da bu)
bunu hiç savaşmadan elde ettiler.
<> Fenikeliler sadece teknik
beceriye değil ayrıca, yaratıcılık ve kuvvetli hayal
gücüne de sahip. Bu özellikler Kral David'i, sarayının tasarım
ve inşaatında onlardan fikir almaya yöneltti. Kral Selomo da
babasının izinden giderek bu desteği istemeye devam ediyor.
<> FENİKELİLER
YUNANİSTAN'A EL YAZISI ''İHRAÇ'' ETTİLER.
<> Dünya birçok yeniliği
onlarla tanıdı. İlk camı onlar yaptı; modern alfabenin
kökenlerini ortaya atan yine onlardı. Denizde yıldızlara bakarak
yönlerini tayin eder, uzak diyarlara yelken açarlardı. Onlar
Fenikelilerdi.
İşte
bu kavimin adı ARGONOTLAR!
Magami >>> GEMİCİ kavimler.
GEMİ KELİMESİNİ
bize veren de onlar! Ve şu çok ilginç:
"Tire, Sidon ve Gebal limanlarından
yetişen bir balıkçı kavmi olarak dünyada ün salmaya
başlayan Fenikeliler, dünyanın en güçlü donanma ve sömürge sahipleri
haline geldiler". "Fenikeliler
sazlardan üretilen bir çeşit kumaş olan papirüs üzerine yazı
yazarlar. Deriden ürettiğimiz parşömenden çok daha ucuz. Ancak daha
az dayanıklı". "Babilliler
ise yumuşak kilden bir tablet üzerine sivri bir uçla üçgen seklinde
işaretlerle yazı yazıyorlar. Bunun avantajı ise tabletin
tekrar kullanılabilir olması".
Sur, Sayda
ve Cebel limanları bize sadece birkaç yüz km uzaktır.
Balıkçılığı yapmadılar, (sadece kendileri doymak
için avlanırlardı), onlar kaskatı TÜCCAR idiler. "Fenikeliler,
dünyanın en güçlü donanma ve sömürge sahipleri haline geldiler.
Dahası, (şaşılacak olay da bu) bunu hiç savaşmadan
elde ettiler". Ve sadece TİCARET
ile bunu yaptılar. Tarih atlaslarında onların inanılmaz
sayıda KOLONİLERİNİ göreceksiniz.
Dünyayı -Amerika dahil- keşfeden de o gemiciler.
"Fenikeliler için ticaret ve keşif
aynı anlama geliyordu neredeyse. Keşfettikleri her bölge, gittikleri
her yer, kurdukları her yerleşim birimi ticareti daha iyi yürütmek
içindi aynı zamanda".
"Eskiçağda günümüzdeki Suriye
kıyılarında yaşayan Sami kökenli bir halktır
Fenikeliler. MÖ II. bin yılın sonundaki savaşlardan sonra
sağ kalanların soyundan gelen Fenikeliler, günümüzde Akka'dan
Cebeli'ye kadar uzanan dar kıyı şeridinde,
başlıcaları Arados, Bybios, Sayda (Sidon), Sur (Tir), Beryhos ve
Ugarit olan birçok kent kurup, ünlü erguvan rengi boya, cam, sedir yünü,
şarap, silah, metal ve fildişi elsanatları ürünlerinin
ticaretiyle adalara, vadilere ad veriyorlardı. Bu adlara bakarak bir
ülkede ne gibi zenginlikler olduğunu anlamak mümkündü. Bakır
adası denen Kıbrıs'tan bakır getirilirdi".
"Malakit yarımadasında (bugünkü
Sina yarımadası) malakit denen yeşil bakır taşı
çıkarılırdı. Şimdi Toros dağları dediğimiz
Gümüş dağlarından gümüş elde edilirdi". "Dünya
birçok yeniliği onlarla tanıdı. İlk camı onlar
yaptı; Modern alfabenin kökenlerini ortaya atan yine onlardı".
"FENIKELILER YUNANISTAN'A EL YAZISI ''IHRAÇ'' ETTILER".
İşte
bunlar ALT KÜLTÜR insanı
mıdır? Onların adı ARGO
gemicileridir. Yunanlılar onlara EFSANE
diye bakarlardı. Onlar adına mithos'lar dizdiler (Altın
yapağı, Argo gemicileri).
<> İlle bir keşiften söz
edeceksek, Amerika'ya Kolomb'dan önce gidenler de var. Fenikeliler, Vikingler, Araplar,
Çinliler. Amerika'nın kâşifinin Kolomb olması Bati'nın
gücünden kaynaklanır. Hadi bir kehanette bulunalım: Çok değil
100 yıl sonra, Amerika'nın kâşifi değişecektir.
Biraz da
Altın post için yani ARGO
gemicileri için web Search'den özet bir iki şey yazar
mısınız?
<> TARIHÇE: MÖ 521
yıllarında Fenikeliler Karadeniz'e geçtikleri zaman
Kızılırmak ağzına gelerek Bafra ve çevresine
yerleşmişlerdir. Irmağın denize
açıldığı yer geniş olduğundan gemiciler buraya
rahatlıkla girebilmişlerdir. Fenikeliler ırmağın
ağzına ticaret evleri kurmuşlardır. Eskiden bu civarda iki
büyük köy varmış, bunlardan birine Kumcağız, diğerine
de Kumboğaz denirmiş. Fenikeliler bu koylara farya, kurdukları
ticaret evlerinde Bafra ismini vermişler.
ARGO denizcileri ALTIN POST
mit'inden bir iki cümle alıntı yapar mısınız? Yunan
efsanesidir. (Söylence.) Veya Türkçe Argonot (Astronot gibi). Argonaut olarak
da arayabilirsiniz. (Naut rumca gemi demek.)
<> Argonotların Altın
Postu almak için çıktıkları yolculuğu anlatan ve yunan
mitolojisine''Argonotların Seferi' olarak geçen efsane, eski
Yunanlıların Güney Doğu Karadenize ilk ziyaretleri, eski Kolhi
boylarının politik ilk büyük birleşmesi ve Kolhi Küktürünün en
parlak dönemine denk gelmektedir.
ARGO kelimesinin geçtiği yerleri yapıştırmanız
yeterli.
<> Argo Gemisi: Argo adı Antik
Grekçe de "Hızlı" anlamına gelir. Argo Karadeniz'in
Kolkhis ülkesinde (Bugünkü Abhazya, Mingrelya ve Acara'dan oluşan
Doğu Karadeniz kıyıları) altın postu aramaya giden
kahramanlar için yapılmış ellibeş kürekli bir
gemiymiş.
<> Argonotların Altın
Postu almak için çıktıkları yolculuğu anlatan ve yunan
mitolojisine''Argonotların Seferi' olarak geçen efsane, eski
Yunanlıların Güney Doğu Karadenize ilk ziyaretleri, eski Kolhi
boylarının politik ilk büyük birleşmesi ve Kolhi Kültürünün en
parlak dönemine denk gelmektedir.
Şimdi
RİZE adına
yaklaşıyoruz veya SAMSUN veya ORDU. (Girisun >>> Kyresos
>>> Kiraz yurdu; Trapezus >>> Basamak
teras/traça ülkesi.) Kıbrıs'taki bakır madenine
bağlı BAFOS/Paphos/Baf, Karadenizde yeni Baf anlamında Paphoras >>> Bafra.
Burası
iki kısımdır: Yunanlıların iki (Ionoson) ve bir de SAMİ
(Fenikelilerin) olanı
>>> SamiSon. Çingeneler
yurdu anlamına gelen Sonobus (Sinop).
Yine Ordos veya Ordoson (Ordu) ve Risson. Ve Gürcistan (Kolhis) kabilelerinin
olduğu yer: Argotin (Artvin). Konuya böyle
başlamıştık.
Sizleri
zorlayarak -özür- kendi kendimize bulmak üzere
araştırıcılığa yöneltmek için -haddim olmayarak-
biraz da sertlik yapar gibi yaparak bu chat'i bu noktaya getirdik.
Sanskritçe'ye
devam edelim: İşte başından beri sizlere
vurguladığım SANSKRİTÇE
budur. Magami'lerin ARGO dili. Ve o
dili bir denizci kavim üretti.
<> Sizden Allah razı olsun,
inşaAllah SABIKUN'da da senin YANINDA olmak isterim.
Sağol,
ben Sekar'a gitmeyeyim de, ötesi kolay!
KİMSE güvende değil. GÜVEN
>>> EL EMİN! Ve Selamet >>>
ES SELAM! Allah'ımızın adlarıdır. O'nun rahmeti
olmasaydı, ben günde on yalan söyleyen yalancının biri olarak
Sekar'a giderdim. Allah'tan ki -ne güzel bir kelime- O Ğafur ve Rahim'dir.
Tevvab ve Afivv'dir.
SEKAR'a gitmeyeyim de gerisi kolay! Çünkü BİLMENİN bedeli çok ağırdır. Yeni
başlayanın yaptığı bir hata görünmez bile. Ama ilimde
derinleşenlerin yaptığı hata HİÇ AFFA BİLE GİREMEZ! (Girseydi Müddesir
suresindeki en büyük gelmiş geçmiş deha ve matematikçi olan hergele
alim paçayı kurtarırdı.) Alim olmasa cehenneme giderdi. ALİM olduğu için bedelini AĞIR ödüyor ve SEKAR'a gidiyor!
<> Muğiyre
Evet, İbni Muğiyre. BİLMENİN bedeli de büyüktür.
Bir küçük yanlış gelecekte mezhebler tarikatlar kurdurur. Şimdiye
kadar bunlar böyle kurulmadı mı? Hep meşhuuuuuuuuur filanca alim
(aslında mezhep fıkıhçısı) şöyle dedi. Hemen
tarikat kurulur. Yüzyıllar içinde tarikat üstüne çıkıp MEZHEB olur! Yani din içinde din
değil; AYRI BİR DİN
olur!
"Kimi yüzlerin karardığı o
gün, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra mı inkar ettiniz
HA? O halde girin ebedi ateşe". Bu MEZHEB İMAMLARI için Allah'ın vaadidir. (Ali imran
suresi)
<> 3-Ali İmran/106: Gün gelir bazı yüzler
ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara şöyle
denir: "İmanınızdan sonra küfre mi düştünüz? Hadi,
saptığınız küfür yüzünden tadın azabı!" - 107:
Yüzleri
ağaranlara gelince, onlar, Allah'ın rahmeti içindedirler. Sürekli
ondadır onlar.
TEK MEZHEB (HANİF DİN) olmak yerine MEZHEB kuruyorlar ve bu HATALARI,
yüzyıllar içinde BİZLERE DE
bulaşıyor. Ata dini böyle ya, benim babam Sünni, al sana artık
Sünni'sin, kahrolsun Şiilik! Sivas'a gidin Madımak otelini
yakın! Allah size ve mezhebinizin imamlarına CENNET'İ verecek. Alın benzin bidonlarını,
yakın oteldekileri!
Aşık
Mahsuni Şerif'i yakın! Yakın Pir sultan Abdal'ı! Yakın
şairleri! Kahraman Maraş'da bir tek Şii bırakmayın,
hepsini katledin!
<> 7-Araf/71: Dedi: "İşte üzerinize
Rabbinizden bir RİCS ve bir gazap çöktü. Sizin ve
atalarınızın uydurduğunuz, (ancak) Allah'ın bir sultan
indirmediği isimler hakkında mı benimle mücadele ediyorsunuz? O
halde gözetin, ben de sizinle birlikte gözetenlerdenim".
İşte
mezheb imamlarımızın hatalarını çekiyoruz. KANDIRDILAR bizi! Katil olalım
diye mezheb kurdular ve yaşattırdılar. "Ben Ehli
Sünnettenim!", böyle öğrendiniz. Ehli Sünnet'in sadece Yezid bin Muaviye bin Süfyan
olduğunu size DABBET'den
başkası anlatamazdı.
"Ehli
Sünnet velcemaat" dediler! NEYİN
CEMAATİ? "velcemaat" MİŞ!
Olur, toplansın Afgan cemaati,
"YARIN HANGİ BORSAYI
bombalayalım", "acaba Mekkeyi bombalarsak, İslam alemi
silkinip ayağa kalkar mı?"... BU EHLİ SÜNNET VELCEMAAT İŞTE!
Öldürün Gonca Kurişleri!
Taşlayıp öldürün kadınları! Hizbullah mezarlarında. Çünkü CEMAAT budur! Hem de Ehli
Sünnet! Hizbullah camilerine YARDIM! El Kaide'ye seri cinayetler için yardım pls. Kur'an'da olmayan
TURBAN ile eylem yapalım!
Kur'an'da olmayan Cuma tatili için eylem yapalım.
İşte
budur Ehli Sünnet vel cemaat! Cemaat toplanıp KARAR VERSİN, (Cemalettin Kaplan cemaati mesela) olsun size
adı ŞERİAT ve FIKIH
devleti!
Ya
ötekilere ne demeli? İran kaşındıkça
kaşındın! İşte seneye sen de Irak gibi olursun. Senin
neyine "Ayetullah=Fars Papazlığı",
hangi devrimi İHRAÇ ediyorsun? NE DEVRİMİ?
İran'ın
ne hale geldiğini gördük... Bizim BAĞ
da artık "Atom bombasına resmen sahip olan" İRAN'a karşıdır.
Onun için öteki BAĞ ile
istemeden geçici ittifak bile kurdurdular bize. İran'a karşı
olmak ve İran'ı 18 ay içinde yıkmak için.
İran
yıkılsın! Tam 20 milyon TÜRK
var orada, uyuşmuş-Şiileştirilmiş TÜRK. Onlar da bu İran
yıkılmadıkça kendilerine gelemeyecekler!..
Öff.
Güneş tam gözümün içine giriyor, batsa da kurtulsam. Namaz, uyku saatlerim
allak bullak oldu. Bırakalım mı? Pazar devam edebiliriz. Dün
geceden (buranın gecesinden) beri sürekli chat'deyim. Daha çıkıp
da bir gezinemedim.
Niyetim
gezinmek değil. İşimden asla TAVİZ vermem. Chat'ler, ben AY'a da gitsem mutlaka olacaktır. Kayıp dört buçuk ay
vardı. Onun daha ancak %80'ini telafi edebildim. Onun için özverili chat
yapmaktayım. Bu sizi sıkıyor ama önemli olan, YAZILANLARI okumak ve GELECEĞE okutmak.
Merak
etmeyin BİLGİ hiç
bitmeyecektir. Çünkü "denizlerin mürekkep olduğu" ayetiyle
anlatılan ALLAH kelamının,
yani KUR'AN'IN sözcüsü oldum bir
kere! Doğrusu insanlar Allah'ın bu ayetlerine yeterince
inanmıyorlar!
<> 27-Neml/82: O söz tepelerine
indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dâbbe (debelenir bir canlı)
çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize
gereğince inanmadıklarını söyler.
Yeryüzünden
bir DABBE canlı
çıkarırız! NEDEN CANLI?
(Hayvan da diyorlar ya.) Size bir sır vereyim: Hatırlar mısınız, demiştim ki bir zaman yolcusunu asla öldüremezsiniz.
Çünkü o daha doğmamıştır ki siz öldüresiniz. Zaman yolcusu
bu durumda CANLI sayılabilir
mi?
"Bir
zaman yolcusunu yine zaman yolcusu katilleri öldürebilir, ama siz
öldüremezsiniz" DEMİŞTİM! DAHA DOĞMAMIŞ OLANA
canlı denebilir mi? Mesela öyle birini gidip Tarık semasında
yakalayıp öldürmeyi nasıl başaracaksınız. O canlı
sayılır mı? DOĞMAMIŞI
nasıl öldürebilirsiniz?
O kanat
indirince, yani Tarık semasından Dabbet Arzına gelince, sizinle
aynı zamanda olunca, artık o ÖLDÜREMEYECEĞİNİZ
torununuz değil, o
SİZİNLE aynı, siz gibi CANLI!
Canlı olduğu için öldürebilirsiniz! CANLI artık. CANLI!
Bunu
anlatmak için bir soru: Candaş, senin yaklaşık yüzyıl
sonraki yaramaz torununu dövmek ister misin? Veya -mesela- öldürmek! O GELMEZSE daha henüz CANLI değil ki? Daha
doğmamış bile -sana göre-, sen de ÖLÜSÜN -ona göre-.
O diyor
ki: "ÖLÜ ATAM, mezardaki
kemikler beni nasıl öldürebilir?" Sen de diyorsun ki: "Daha
doğmamış birini nasıl öldürebilirim yahu?" Hanginiz
haklı?
Kur'an
bunu çözüyor: "CANLI"
çıkarıyor ARZ'dan.
Artık ikiniz de birebir aynısınız. Birbirinizi mi
öldüreceksiniz? Buyrun öldürün.
CANLI bu demek! Yani Tarık semasındaki 70cm'den
aşağı atlayıp BURADA
YERYÜZÜNDE kalmak. Oysa Tarık semasına kaçanlar bunun tersini
yapıyor ve YUKARI
zıplıyor ve kaçıyorlardı, kendi geleceklerine. Onları
öldüremiyordunuz.
Ama
şimdi o Tarık'taki kişi tam tersine GİTMİYOR, geriye atlıyor. Yani artık
sema'nın değil; ARZ'ın
adamı! Siz gibi ayakları yere basıyor! Öyleyse RAHATLIKLA öldürebilirsiniz. Çünkü o
artık HAYALİ torununuz
gibi CANSIZ sandığınız
biri değil! Capcanlı! Canlı, siz kadar!
Ona göre
siz çürümüş cesettiniz (cesetler canlı değildir), size göre o
daha doğmamış (doğmamışsa canlı
değildir), ama DABBET olup CANLANINCA ikinizi (dede-torun) BULUŞTURDUK işte. CANLI kelimesini ANLADIK MI?
Yine de İKİNİZİN takviminde
zaman enerjisi gereği bir kasılma-gevşeme veya genlik
fazları olacaktır. Allah dilemezse sizin
sıktığınız kurşun "ANINDA" size bulmuyor. Allah dilerse, kurşunun
hızı 1080 kez
yavaşlıyor.
Ben buraya
gelmeden önce, sanırım Mesaj
diye bir film oynamıştı, Jody
Foster'in, hatırladınız mı? Daha önce de bundan söz
etmiştim. Onu seyrettiniz mi? Son sahnede bir can alıcı söz
vardı: J. Foster'e diyorlar ki, "Bir saniyede uzay-zaman makinesinden
düştün. Hep buradaydın bir yere gitmedin!".
Halbuki o
24dk boyunca bir yerlere gitmiş. Buna kimseyi inandıramıyor İKEN son söz şu:
"İyi ama kamera 24 dakikalık" film çekmiş! Nasıl
bir saniye olur? Elbette bu 24 dakika değil. Aslında 1080 saniye,
yani 18 dakika! (Eğer bir saniye diyorsa, böyle düzeltilmeli. İki
saniye diyorsa 36 dakika olur)...
Siz bu
konuda ne düşünüyorsunuz?
DABBET OLDU (öyle varsayınız). Bir dakika
değil, BİR TEK SANİYE
1080 kez yavaşlayan bir tek saniye. Yerüstündekilere göre bir tek saniye.
Yerüstüne çıktığınızda sizin de bir tek saniye, ama
yeşile yapışınca, yani DEBELENİNCE,
yeraltı takvimi 1080 kez genleşiyor.
Philadelphia
deneyi ile ilgili yazıları okudunuz. Hani tayfalardan biri tam 6 ay DONUP kalmıştı!
Hatırladınız mı? (Kitaplar Web linkler vb.) 180 gün. Kaç
saniye eder? Her gün 86.400 saniyedir.
<> 15 552 000 saniye
Şimdi
bunu bulduğunuz rakamı 1080'e bölünüz.
<> 14400 saniye <> 240 dakika <> 4saat
Evet.
Tayfa 6 ay değil, sadece 4 saat YEŞİLE
yapıştı. Jody Foster'inki gibi. Bu tayfa daha
acıkmadı, susamadı, yorulmadı; onu 6 ay öyle heykel gibi
görmek sizi dehşete düşürebilir, "Nasıl olur da çürümüyor,
böyle canlı duruyor?" diyebilirsiniz.
Ama
aynı şey Ashabı Kehf'in
de başından geçti. "Onları
görseydin dehşetle dönüp kaçardın" diyen ayet işte bu KEHF=Dabbet
mekanı olan yeraltında YEŞİLE
yapışmanın bir tanımıdır.
Jody
foster'a kurşun atsaydınız, onu bir saniyede şipşak
öldüremeyecektiniz. Kurşun 1080 saniyede ona ulaşacaktı ve
hızı neredeyse etkisiz olacak kadar düşmüş olacaktı.
Siz Jody foster'ı o aygıt (KEHF/Debelendiğiniz
yer) İÇİNDE öldüremezdiniz.
Kurşun 18 dakikadan önce ona erişemezdi!
Kurşunun
hızı ne olursa olsun, aranızdaki mesafe isterse bir metre olsun,
o kurşun 18 dakikada size ulaşır! Siz bu süre içinde KEHF'de (Debelenilen yerde) CANLISINIZ. CANLI ama siz aslında 1080 saniye önce çoktaaaaaan
ölmeliydiniz. İşte CANLI
kelimesinin sırrı da bu.
Yoksa
Hayvan falan değil. (49 anlamından biri de dinozorların yeniden
üretimi vb. onu saymazsak) Dabbet'in HAYVAN
ile ilgisi yok. Çünkü bir Hybrid bile olsa, DABBET zekasına erişemeyecektir.
Bir kere
Dabbet olanın müthiş akıllı olması, yani ilminin
artmış olması gerekiyor ve böylece Protestant (Hanif) müslümanlık gibi SÖZLER etmesi gerekiyor. Hiç bir hayvan
bunu yapamaz... Orada sözü edilen HAYVAN
olması değil; CANLI olması.
<> kaptan sizi daha fazla yormayalım.
Dinlenseniz biraz.
Olan size
oldu. Burada daha akşam. :))) Siz düşünün orada sabah mı oluyor?
<> Seninle beraber iken chat sanki
Cennet gibi geliyor bana, hiç bitmese.
Allah
diledikçe BİRLİKTEYİZ!
<>
Ben daha ORTA'dayım. NY güneşi benden
bir saat önce doğuyor veya batıyor. Gece gündüz hiç uzamıyor, hep
12 saat, hep eşit! Hava sıcaklığı (güney
yarıkürede şimdi kış sonu olmasına rağmen) burada
sabit (sürekli şort ile geziyorsunuz), hiç değişmiyor, MEVSİM yok! Hep yaz! (Ekvator)
Yakıt
derdi yok. Havalar soğuyacak derdi yok! İnanılmaz güzel bir
oksijen bolluğu. Sekoya kadar uzun ağaçlar. Bol sinekli ve tehlikeli
gepgeniş ırmak kolları. Kızılderili doğmak
varmış, ezelden!
45
yıl önce burada piranalar varmış, şimdi daha içlerdeler.
Ayağınızı suya uzatırken düşününüz. Aligatorler
bile var bazı yerlerde. (Ben görmedim, duydum.)
Hamak var!
Tropik bitkilerden yapılmış ŞEMSİYENİZ
var. Birazdan hamak'a gideceğim ve uzanacağım. Oradan
sizlere Geronimooo diyeceğim. Hamak bu kadar keyifli olur mu yahu?
<> Sineklerle nasıl
başediyorsunuz? Gece olmak üzere:))
Hayır,
o anlamda sinek yok, sineklerin BÖLGESİNE
giderseniz çooook, onlar evcil, bizim sineklerimiz gibi değil. Ürkek
ve korkak. Sizi rahatsız etmiyor. Ama "YAŞAM ALANLARINA" gittiniz mi, taciz ediyorlar...
Geronimooo
gitti.