Chat n°
188 - Tarih: 14 eylül 2003
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [
] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir,
sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2:
Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının
yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde
bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken
karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb.
info@aiberg.com adresine
bildirebilirsiniz.
[] kaptan ajanda
nickiyle bağlandı
<> selam selam kaptan hoş
geldin
<> slm slm hocam
ss/Barış
Barış. Hamd ve Şükür Hoşbuluşturana...
<> dualarımız kabul
oldu
<> Amenu; Amenu billah! Selamen
selame! Rızaül Mabud; Rızaulabid!
Tüm
dualarınızı kabul edecek olana Hamdolsun. Genel istek üzerine
23.00'de chat'i planlamıştınız. Zaten ben de ARADA sadece bir saat dinlen(eme)dim.
<> hocam candaşlardan size
selam selam
Selama
selam olsun, iletenden Allah razı olsun! Hoşnut buluştuk!
<hilkatgaribesi> Selam Selam...
Niçin
hilkat garibesi nick'i? Allah'ın yarattığı herşey çok
güzeldir. Çünkü hilkat (yaradılış) garibesi
(tuhaflığı) olan en BETER
kişi kimdir biliyor musunuz?
In
the depth/underground/the deep denen kişidir. Ondan daha HİLKAT GARİBESİ
bulamazsınız.
<> deggal?
Kendimi
kastettim. Demek ki o nick, bana yakışır.
<> Pardon
<hilkatgaribesi>
bağışlayın hocam, dilerseniz hemen değiştireyim
Nick
özgürlüğümüz var elbette! Bu bir eleştiri değildi.
<> Hocam terki dünya, terki
ukba, terki hesti, terki terk? Açıklar mısınız, tşk?
Özetle
[candaş]: Terk-i dünya:
1.
Ölmeden ölünüz (şehitlik dahil) sırrı.
2.
Tarık semasında veya Dabbet arzında olmak (Dünyayı
terketmek)
3.
Yeşile yapışmaktan taaa uzlete kadar "Terk-i dünya"
var.
Dünya
nasıl TERK edilir? AYAĞINIZ YERE basıyor iken!
Allah insanın boyunun (ölçüsünü) bir günlük mesafe olarak yarattı.
Gümüş kordonunuz kadar bir mesafe... 50 bin yıllık bir yol...
Başı "Yukarıların yukarısında" (Horn
Hole içinde), ayağı ise aşağıların
aşağısında: Esfeli safilin >>>>> DÜNYA!
İnsanın
sadece AYAK TABANI dünya KAYDINA girmiştir. O kadar uzun
boyludur ki insan (Bilinç-Akıl) dünyayı en aşağıda AYAKLARININ ALTINA ALMIŞTIR! Bu
bilince eren bir kişi, zaten TERK-İ
DÜNYA halindedir.
Yoksa
bunun tersine "DÜNYAYA" bir
cüce gibi yapışmak insanın onurunu
kırıcıdır. Dünya sadece bir ORTAM'dır, yaşam ortamıdır.
Mülk
Allah'ındır. Kul kiracıdır. Kiracı,
"Evsahibinin" malını dilediğince kazanıp
yemektedir. YEDİĞİMİZ
ALLAH'INDIR, Allah'a aittir. Bizim yaptığımız, sanki SOYGUNCULUKTUR!
Bir
yoksula "Allah versin" diyemiyorum! Kimin malını kime
veriyorum ki? O Allah'ındır. (Malikül Mülk) KİME NEYİ verdiğimi sanıyorum, ZANNEDİYORUZ BİZ!
Dünyaya
olan düşkünlük nankörlüktür. İnanılmaz servetlerin
hesabını yapanlar, bir değil iki ayağı birden çukurda
olanlar, KEFENİN CEBİ var
sananlar... Kimin malını kazandılar ki??? NE ZANNEDİYORLAR?
Mülk
Allah'ındır bilincinde iseniz, dünyaya olan sorumluluğunuz, ONA BARIŞ GEZEGENİ statüsü
vermek! Ondaki ÇEVRE bilinciyle
temiz tutmak. Salih ameller işlemek. RIZK
için çalışıp, şükretmek ve kazandığının
ALLAH'ın malı
olduğunu bilmek. Dünyayı estetik olarak güzelleştirmek.
(Temizlik, dekor, estetik ve bedii sanatlar vb.)
Dünya
RIZK bahçemizdir. Toprak bulutlardan
bir AŞURE yapar ve rızk
yeşerir. Rızkımız YUKARIDAN
yağmaktadır. Aslında KUDRET
HELVASINI, BILDIRCINI biz de
yiyoruz farkında değiliz. Bulutlardan inen suyu kana kana içiyoruz. O
kadar çok su var ki, dünyanın beşte/dördü... Menümüzde sadece
"Bıldırcın" ve "Helva" yok... O kadar
çeşit var ki, İKİ
tane değil 20bin tane... İşte bu dünya bizim RIZK bahçemizdir.
Karşılığında
ne yapacağız? BİLİNÇLİ
bir şekilde, o toprağa SECDE
edeceğiz! Alınlarımız bu bahçenin toprağına DEĞMELİ!
Yaşlı
dünyaya borcumuz var: Onu çok hor kullanıyoruz. Leopar derileriyle kürkler
yaparken, Balina yağıyla MUM yaparken,
nice SOYLARI tükettik. Dünyada 36
tane KELAYNAK kuşu
bıraktık. Halbuki onlar 36 milyon tane idiler. Kuzey Amerika
Buffalo(bizon)ları ise milyar tane idi... Şimdi 500 tane bulan varsa
beri gelsin!
Allah
(aşılansın veya aşılanmasın) tavuğa HERGÜN yumurta yaptırıyor!
Yumurtasız yaşayabilir miyiz? A S L A! Tuz gibi, yağ gibi, protein gibi O DA İLLA Kİ ihtiyaçlarımızdan!
Alt
tarafı bir SÜT!
İnanılır gibi değil, o ne kaymak, o ne tereyağı,
o ne PEYNİR! Her yörenin AP-AYRI lezzette peyniri.
Yoğurtsuz yaşam, ayransız bir öğün zor düşünülür! Alt
tarafı SÜT!
7
milyarlık dünya nüfusunda, ne bu yumurta ne de bu süt HİÇ bitmiyor! 7 milyarı besliyor! Hem de hiç
sıkıntısı olmadan!
Sadece
BAHÇE değil, tarla değil,
dünya... ET'ten başlayarak
herşeyin kombinasını oluşturuyor! Allah RIZKIMIZI veriyor!
Vermiyor
diyen beri gelsin -cehenneme kadar yolu var / gitsin orada Zakkumun kökünü
yesin / Nankörlüğü affedemem.-
Dünya
yani RIZKIMIZI sebeplendiğimiz
ve SECDE ettiğimiz bir "SÜRGÜN MEKANI"ndan ibarettir. Bir
ömür boyu BURADA HAPİS/TUTSAK
yaşıyoruz. Dünya bir açıkhava cezaevi... Babamız ve annemiz
bu tutukevine kondu! Biz de evlatları olduğumuz için AYNI yere konduk.
Yalan
dünya, kahpe dünya dedik! Dünyada ölümden başkası yalan dedik. (Bu
bir UYGUR/Hokand Atasözüdür.)
Dünyaya kızınca neler yapmadık ki, neler söylemedik ki?
Ormanları
yakar, tarla açar, Hükümet erkanına kaçak konut yaparız biz! Erozyona
hiç aldırmayız. Her yıl Kıbrıs kadar bir BEREKETLİ toprağı
kıraç-çorak ve bir kaktüs bile yetişemeyecek duruma getiririz.
Ah
dünya ah! Ne güzelsin sen, çünkü çok çirkinsin. Cennet gibi dünyayı,
savaşlarla, terörle, Mekke'yi vuracak kadar pis planlarla
yaşanılır bir yer olmaktan ÇIKARAN
biz değil miyiz? NANKÖR insan!
Dünya
Veysel Rahmetli'nin dediği gibi "SADIK
YARİM"dir, karatopraktır çünkü... Alır insanı BAĞRINA. Yani dünya KARATOPRAKTIR! Dünya toz-toprak
zibillik/mezbele ve doğal çöplüktür. Yüzmilyarlarca canlının MEZARIDIR ayağınızın
altındaki tabanınız kadar yer! KARATOPRAK budur. Dünya
CESETEVİDİR!
Dünya
o kadar güzeldir ki: Her akşam açan Melissa... Ne güzel kokar o!
Cesetlerden oluşmuş bir GÜBRE'nin
bağrından çıkan GÜZELLİKTİR
o! Amazon ormanları ne güzeldir: Yüz trilyonlarca organizmanın
cesedinden oluşmuş dünyanın en büyük mezarlığı
ve/veya CENNET bahçesi...
Dünyaya borcumuz var: O ÇOK
GÜZEL. Dünyadan
alacağımız var: O ÇOK
ÇİRKİN.
"Batsın bu dünya"
Orhan abim ağzıyla dahi olsa BATMASIN! Hayat dünyanın her yerinde devam etsin. "Joe
efendy two ekmek please" demeye devam edelim. O da benim kardeşim.
Amerikalı, Yahudi, Zenci, Çinli BENİM
kardeşim! Habil ve Kabil KARDEŞ
değiller miydi?
Dünya nasıl terk edilir? Bu tasavvuf ile olmaz. Onlar
cilalı sözlerdir; şiir gibi, müzik gibi insana şevk verir, efkar
verir.. Ama DÜNYAYI uygulama/pratik
olarak TERK ettirmez!
Terk denince UZLET, İNZİVA! hemen bunlar akla
geliyor. Hayır, islam CEMAAT dinidir/SOSYAL dindir. Sosyal boyutu
vardır.
Keşiş de değiliz, Budist Rahibi de değiliz. Biz
popülasyonuz >> Karınca ve arı popülasyonu gibi... Hangi
karınca "Ben uzlete çekileyim" demiştir?
Dağbaşına kaçacak veya kapalı bir toplum
(Örneğin bilmem ne adlı din adamları kooperatifi veya filane
tarikatın kooperatifi) gibi TAKIYYE
uzlet yapamayız.
<> :) Camiye de giremiyoruz...
Candaş,
DÜNYA/KARATOPRAK sana MESCİT/camii diye
yaratıldı. O
GİREMEDİĞİN mescidi "Sanal virtuel olarak YIK beyninde". Çünkü o
düşüncen aslında ALLAH
emridir.
Yazıklar
olsun ki, camilerimiz MEZHEB evi
oldu, cemaat evi oldu cemevi oldu. Ne yazık ki, Allah'ın EN GÜZEL dinini temsil eden bizler o MESCİDE giremiyor isek, ZİHNEN YIKIN o mescitleri! Orası ALLAH'ın
evi olduğu zaman güzeldir.
Cemaat
yatsı veya ikindi namazının 4 rekat farzını
kılmaya gittiğinde O CAMİ/mescit
artık senin değildir [candaş]! O mescid Allah'ın evi de
değildir. ONLARIN
(Süfyanilerin) evidir.
TÜM DÜNYAYI SECDE YERİ (mescit) YAPTIK diyen Rabbin değil midir?
Yürürken birden duruyorsun sonra hemen Ayakkabını çıkarıyor
ve tekbir alıp namaza duruyorsun. Orası her neresi olursa olsun MESCİDDİR. Ve yüzünü nereye
dönersen dön KIBLE'dir.
Camiye
girip ne yapacaksın? Sarımsak kokulu havayı mı
soluyacaksın? Kokmuş çorapların bastığı
halılara burnunu dayayıp, SECDE
mi edeceksin.
Ben
insanları namaza TEŞVİK
ederim (men etmem), ama huyum batsın, ben MESCİDİ MEN edebilirim.
Çünkü
sana diyeceklerdir ki: "Kardeşim, sen sünnet namazı
kılmıyorsun, farzları iki rekat kılıyorsun. Senin
dinin ne?"
Aslında
dinine yaftayı yapıştırmıştır: "DİNSİZ ZINDIK" demiştir bile sana...
İçinden söylemiştir önce, sonra sıra DEDİKODUYA gelecektir, en sonra da ağzından
tükürükler saça saça seni KAFİR
ve ehli sünnet dışı zındık hatta MÜRTED diye niteleyeceklerdir. Artık o camiye girebilir misin?
İlk
müslümanlar da KABEYE putlara
gitmiyordu. Babaları amcaları, "Senin neyin var, Lat, Uzza ve
Menat'ın dininden mi döndün?" [diyorlardı]. Aynı durumdayız! [candaş] :(
O
cami yıkılsın inşaallah!
<> amin
Zaten
benden alınan "Makbuzlarla" yapılıyordu. O camiyi
yapan bendim.
<> Çok doğru söylediniz,
tamamen doğrusunuz, yaşıyor/um/uz bunları
<> hergün bir iki cami için
yardıma geliyorlar
(Örneğin;
37 yıldır, camiye yardım etmenin bedeli, herhalde en az iki cami
yapmış gibi oldum.) O camiyi ben yaptımsa SANAL olarak YIKILSIN
demek de hakkım! Öyle camiler yıkılsın! (Allah emridir.) Ayet
lütfen! Cami nasıl yıkılır? Ayetle belirtiniz lütfen! Besmelesiz surede...
<> Tevbe/109: Peki,
binasını Allah'tan gelen bir sakınma duygusu ve hoşnutluk
üzerine kuran mı hayırlıdır yoksa binasını sel
artıklarının ucundaki yarın kenarına kurup da onunla
birlikte cehenneme yuvarlanan mı? Allah, zalimler topluluğuna
kılavuzluk etmez.
<> Tevbe/110: Kurdukları
bina, kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerinde bir kuşku olmaya
devam edecektir. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
Sanırım
SENA mescidi diye geçiyordu
ayette... Resulullah efendimiz, o ayetler üzerine o camiyi
yıktırdı. AYRICA
yıkım emrini veren bir ayet daha vardı. Ve bina değil MESCİD diye geçiyordu
sanırım... Sanki "SENA mescidi"
der gibiydi...
<> Tevbe/108: O
mescit içinde sen kesinlikle namaza durma. Ta ilk gününde temeli takva üzerine
kurulan mescit elbette içinde namaz kilmana daha layiktir. Onun içinde
günahlarindan arinmayi seven kisiler vardir. Allah da arinmis, ak pak olmus
olanlari sever.
Sağol.
İşte bu ayet! Allah, [candaşın] örneksediği Ü
Z E R E bu tür MESCİTLERE yıkım emri
veriyor.
Ayrıca
biz HANİFLER'in de
yüreğine su serpiyor. Gidemeyeceğimiz mescid için: "O mescit içinde sen kesinlikle namaza durma"
diyor. O halde bundan SEVİNMELİSİN
candaş! O mescidi SANAL alemde ZİHNEN YIK KURTUL!
<> "La tekum fihi
ebeda" => Nmaz kılmaMAktan da öte, içinde dahi olma/durma/bulunma!
O
mescid, seni NAMAZDAN menediyordu! YALAN MI? İFTİRA MI? Girip
iki rekat namaz kılacağımız zaman, cami
keşişlerinin bakışları altında canımız
çıkıyor. "Sen ne namazı kıldın?" diye çakmak çakmak soruyorlar! Delici bakışlarla...
<> zaten oralarda dedikodudan
başka bişey yok. Üstelik başörtüsüz
kıldığımızdan dolayı üzerimize yürürler...
Eşim
camiye girecek. (Başka yer bulamıyor/vakit çıkmak üzere)
"Başörtüsüz camiye girilmez! Yassah!"
<> Tevbe/107: Bir
de müslümanlara zarar vermek, kafirlik etmek ve müslümanların arasına
ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulü'ne karşı
savaş açmış olanı beklemek için mescid yapanlar var.
"İyilikten başka bir maksadımız yoktu" diye yemin
de edecekler. Fakat bunların kesinlikle yalancı olduklarına
Allah şahittir.
Çok
teşekkür candaş! İŞTE
BU ayetlerdi.
"müslümanların
arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulü'ne
karşı savaş açmış olanı beklemek için mescid
yapanlar var. "İyilikten başka bir maksadımız
yoktu" diye yemin de edecekler. Fakat bunların kesinlikle
yalancı olduklarına Allah şahittir."
"müslümanların arasına
ayrılık sokmak için mescid yapanlar var."
"İyilikten başka bir
maksadımız yoktu" diye yemin de edecekler"
İşte MEZHEBLER ve TARİKATler "Mescid mescid" böyle bölüşüldü.
"İyilikten başka bir
maksadımız yoktu diye yemin de edecekler"
Neredeyse
bizi inandırıyorlardı değil mi?
YIKILSIN O MESCİDLER! Allah tüm DÜNYAYI BİZE SECDE YERİ (mescid)
kıldı. Bizim
MESCİDİMİZ çok büyük!... O fesat yuvası minik mescid EKSİK kalsın! Evimdeki mis
gibi kokan halımın üzerinde kılarım, Çimenlerin üzerinde...
Eşim
ve bizim kadınlarımıza o
MESCİTLER yasak! İçeri almıyorlar!
Kadınlarımızın o mescitlerden YÜZ ÇEVİRMELERİ "en tabii hakları oldu". O
camiiler ERKEK kahvehanesinden
başka bir şey değil!
Tam
tuvaletin yanında kapıdan içeri kokuyla birlikte giriyorsunuz.
Tuvaletin ORADA ne işi var?
Abdest alınan yer başka; DÜNYANIN
EN REZİL tuvalet etiğine sahip olan bizlerin hemen caminin içinde
ve yanında dünyanın en iğrenç kokulu pislik yuvalarını
yapmaları TEMİZLİK
değil, ŞEYTAN
PİSLİĞİDİR.
Allah'ımız
KENDİ EVİNE PİSLİK
YAĞDIRIR MI? "Temizlik imandan gelir"miş! diyenlere "BATIDAKİ TUVALETLERİ HİÇ GÖRDÜN MÜ?" diye
sorun! Demek ki BATILI
imanlı... (Kendi mantıklarına göre, kendileri imansız
oluyorlar.)
Protestantlığı OLUŞTURUYORUZ. Elbette
zorluklarımız var! Bizim de mescitlerimiz olacak. (Mis gibi
mescitlerimiz) Ama bu ÖZEL değil;
HERKESE kucak açacak. Gerçekten Allah'ın EVİ (Beytullah) olacak!
Protestantlık
üzerine İbrahim atamızdan örnek verelim: Babasının bir dini
vardı (Putperestti). Diyelim ki Ortodoks idi (sünni gibi). İbrahim
atamız daha 13 yaşındayken babasının dinini beğenmedi.
Güneş'e, Ay'a ve Yıldız'a taptı/secde etti (Diyelim ki
Katoliklik yaptı). Ama ne babasının dini, ne kendi
"Mutmainsiz" dini, ikisi de SAPIKLIKTI.
Bunun
üzerine PROTESTANTLIĞI (Hanifliği)
yani şimdiki namazımız ve ibadetlerimizi BULDU! İşte biz bu durumdayız. Aynı
sıkıntıyı yaşıyoruz.
Candaşımızın söylediği gibi: "Katolik ve ortodoks
müslümanlar yüzünden camiye gidemiyoruz."
Yani
mescidlerimizi Azer'in ortodoksluğu; Gökcisimlerine tapan CAHİL ibrahimin katolikliği
paylaşmışlar. SANA bir
secdelik yer bile bırakmamışlar [candaş]? Bunun için PROTESTANTIZ! (Hanif din)
Allah'ımız
bize en güzel armağanı, hidayeti, dosdoğru dini verdi.
<> Şunu anladım,
artık cemaat yokken bile camiye girmemek lazım olduğunu.
Evet,
dostum, sen bir Hanif=Protestantsın! Yani o mescidlere girmeyi PROTESTO edeceksin!
<> Maun namaz kılan
imama+cemaate uyAmayacağımıza göre, orada bulunmanın ne
anlamı var? Zaten gitsek de TEK başımıza
kılacağız, evde TEK başımıza
kılmışız gibi...
Evet
[candaş], sen protestantsın. GİTME
ve Protesto et! Protestant (Hanif)
SAVAŞÇI değildir; SAVAŞ
cihad ilan etmez! Protest'tir yani "SİVİL
TOPLUM ÖRGÜTÜ" gibi BARIŞÇIL
yöntemlerle PROTESTO eder! Al Qaeda
örgütü gibi KABEYİ
bombalamayı düşünmez! Veya WTC'yi.
Protestan demek, SİVİL TOPLUM
ÖRGÜTÜ gibi protesto eden demektir.
Camilere
bomba koyulmayacaktır elbette! O halde protestantlığın
hakkını veriniz. SİVİL
TOPLUM ÖRGÜTÜ gibi. "Gibi" de değil! SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ olarak protesto ediniz. Ben bunu
yıllardır yapıyorum. Çünkü bizim Hanif dinimiz "SELAM SELAM=BARIŞ
BARIŞ" üzerine kuruludur. Elimizde balta o mescidi yıkacak veya
geceyarısı dinamitleyecek değiliz!
Güneş
batmak üzereydi. Ve ben ÖĞLEN namazını
(ikinci taraf) kılmak için camiye girdim. Ucu ucuna yetiştim. Din
bekçisi ve Haham sakallı birisi "Kerahatte namaz kılınmaz"
dedi. "Merak etmeyin, ben GÜNEŞE
tapmıyorum -hangi çağda yaşıyoruz- sadece öğlen
namazını kılmamıştım, ona yetiştim"
diye bir gaf yaptım. Adam çıldırdı: "Ne öğleni, İKİNDİ bile
çıktı" dedi.
İŞTE o son
camiye gidişimdi. Ben Allah'ın huzurunda NAMAZA giriyorum -Allah'ın evine- KULA hesap vermeye değil! Çünkü konu çok
uzamıştı. "Neden iki rekat kıldım? Yolcu
muydum?"
İmamlar
mahallemde benim dostumdur. Beni BEYNAMAZ
sanıyorlar. Ama bilen biliyor: "Olur mu öyle şey, onlar
karı-koca hep namaz üzerindeler" diye onları uyarıyorlar.
Cevap çok hoş: "Eh Danimarkalının namazı da bu kadar
olur herhalde..."
Beğenmediği
DANİMARKALI=Hz. İBRAHİM ile aynı
namazı kılıyordu -halbuki-. Ah bilebilseydi! Ve bilemeyecek! O
maaşını alıp namazını kıldıracak ve
emekli olacak. Sanki iki satır ayet okumayı biz beceremiyoruz da, İLLA CAMİ'ye ATANMIŞ/devlet
memuru bir imam arkasında durmak zorundayım. O sübhaneke diyecek, 4
rekat kıldıracak!
İmamlar
çok tehlikelidir. Camiyi YIKMAK
aslında bu İMAM tabusunu yıkmaktır.
Tuğlanın, çimentonun günahı ne? Vergi veriyoruz, bu adamlara
resmi devlet maaşı oluyor. Sonra onların arkasında
"Uydum imama" diye namaz
kılıyoruz! Yani dinden
çıkıyoruz.
ŞAKA değil,
dinden çıkıyoruz!
Dinden
çıkmamız için onlara vergimizden MAAŞ
ödüyoruz.
"Ey
hoca efendi, beni dinden çıkar"
"Bana
maun namaz kıldır."
Hiç
değilse katoliklerde papaz, "Günah çıkararak" BİR GÖMLEK daha iyi. Bizimki de
başka papaz: Tam tersine "BİZİ
GÜNAHA sokacak".
Cuma
namazı için "Gelecek" benden fetva istiyor. Ama bunu
yapmayacağım. Cemaat iki kişiden başlıyor. Kelime kökü
biliyorsunuz "CEM" etmek.
Aynı kökten CUMU'A (Cuma) ise iki kişiden FAZLA anlamında. Kaç kişi?
Cuma
gününe Cuma adı konmadan önce "Es Sitte" idi. Yani 6. gün. Es
Sebit=Yedinci gün (Cumartesi); El Ehad (birinci gün=Pazar) gibi. Es-Sitte
gününe CUMA dendi.
Bakın
Cemaat başka, Cuma başka. Tıpkı,
Fark/Faruk/Furkan/Fırka/tefrik gibi. Cuma'nın da böyle anlamı FARKLI, cemaat kelimesini reddedip
yerine CUMA kavramı
getirmiş. 6. gün kaldırılıp yerine CUMA getirilmiş. Ve bunun sırrı da 7. günde...
Sebataycılıkta yani... CUMARTESİ
GÜNÜ azgınları... Ayeti hatırladınız mı?
<> evet
<> 2-Bakara/65: Andolsun,
sizden cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette
biliyorsunuz. İşte biz, onlara "Aşağılık
maymunlar olun" dedik.
<> 7-Araf/163: Bir
de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına
gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına riayet
etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın
geliyorlardı, yasak olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan
çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları
işte böyle sınıyorduk.
Allah'ımızı
böylesine celallendiren bu
CUMARTESİ (es-sebit) yasağı nedir? Bilen var mı?
<> haddi aşma
CUMARTESİ yasağı
nedir?
<> iş yapma
yasağı, çalışma yasağı
Elbette
çalışma yasağı vardı. Ama sorun bu değil! Sorun
bizimkiyle aynıydı. CUMA
çalışmaları isteniyordu. Ertesi gün de TATİL yapmaları. (Tadilat yapmak)
Hristiyanların
Pazar'ı da onların
TATİLİ'dir. Onlarda da sorun aynı: Pazar günü 09.00
cıvarında kiliseye HUTBE'ye
giderler. Ama sorun şu: O GÜN
TATİL değildir! HUTBE
günüdür. (Pazar ayini ve vaazi) TATİL
yapılmayacaktır. Ama yapıyorlar.
Biz
katolik ve ortodoks müslümanlar da aynı durumdayız. CUMA günü bizim HUTBE günümüz. O gün TATİL
yapılmayacak, çalışılacak! Ama bir buçuk milyar müslüman
tatil yaparak, diğer Ehli Kitab kafirler ile aynı kafirliği
paylaşıyorlar.
(Unutmayınız biz de EHLİ KİTABIZ, kafirlik kavramından müstağni
değiliz.)
AYNI HATA:
1.
Pazar günü HUTBE var ve iş günü
>>> HRİSTİYAN
TATİL yapıyor.
2.
Cuma günü Hutbe var ve iş günü >>> MÜSLÜMAN tatil yapıyor!
İkisi
de Allah'ın emrine KARŞI
geliyorlar. İkisi de İŞGÜNÜ
EMRİ verilmiş iken TATİL
yapıyorlar. Bunu iyice farkettik mi?
<> Evet
<> 62-Cuma/9: Ey
inananlar! Cuma günü, namaz için çağrı
yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne
koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha
hayırlıdır.
<> 62-Cuma/10: Namaz
kılınınca hemen yeryüzüne dağılın ve
Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın! Allah'ı çok anın ki,
kurtuluşa erebilesiniz.
Dolayısıyla PAZAR ve CUMA'nın tatil olduğuna inanan, zanneden veya dayatma
yapan herkes EHLİ KİTAB
KAFİRDİR.
Erbakan
veya öğrencisi Erdoğan olsun, farketmiyor. Rabbimiz, parti
(Fırka) başkanlarına TORPİL
yapmıyor!
Ehli
Kitab kafirlik kavramı içinde biz de varız! Müslüman olmak KURTARMAYACAK! Hatta daha sorumlu
kılacaktır öteki dünyada...
CUMARTESİ günü TATİL YAPMAYAN YAHUDİ de CUMA GÜNÜ TATİL YAPAN MÜSLÜMAN DA aynı
derecede Allah katından şiddetle
UYARILMAKTADIR! Anlayana...
<> 98-Beyyine/1: Ehlikitap'tan
KÜFRE sapanlar ve MÜŞRİKLER, kendilerine beyyine gelinceye kadar
çözülüp ayrılacak değillerdi.
49
anlamlı olan CUMARTESİ (7.
gün anlamında) 49 anlamdan biri olarak bize şunu anlatıyor.
Onlara gelen CUMARTESİ
çalışma yasağının yerine, aynı ayete CUMA günü TATİL yaptığımızı yazın. (Bu
Kur'an'ı değiştirmek değil -haşa- Bir bildiğim
var.)
<> 2-Bakara/65: Andolsun,
sizden cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette
biliyorsunuz. İşte biz, onlara "Aşağılık
maymunlar olun" dedik.
<> 2-Bakara/65: Andolsun,
sizden cuma (günü) yasağı
çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. İşte biz, onlara
"Aşağılık maymunlar olun" dedik.
:))
Veya:
"Bir de onlara, o deniz
kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O
sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı.
Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak
olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp
sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle
sınıyorduk."
"Bir de onlara, o deniz
kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O
sırada onlar" CUMA GÜNÜNDE TATİL YAPARAK "riayet
etmiyorlardı." Cuma günü müşteri AKIN AKIN geliyordu."
49
anlamdan biri de CUMA ve
CUMARTESİ'nin yer aldığı AYETLERİN birbirinin
DEĞİŞTİRGECİ olabileceğidir.
Dikkat
ediniz: Kur'an'da geçen İKİ
KUTSAL gün var: CUMA ve
Cumartesi! Acaba neden bu iki gün! İkisi de TEHLİKELİ bir imtihan. Cumayı tatil yapmak,
Cumartesini tatil yapmamak!
Tevrat
da Allah'ın kelamı ve onu doğrulayıcı olan
Kur'an'dır. Kur'an CUMARTESİ meselesini
(mesel=Misal) yani TEVRAT'ı
TASDİK etmiştir.
O
halde ben şu anlamı çıkarabilirim:
Eğer
bir gün TATİL yapacaksam, bunun
(Yahudilerde olduğu gibi) CUMARTESİ
olmasında bence (Kur'anca) bir sakınca yok. Ama, müslümanlara
gelen ESNEK emir şu: Tatilinizi CUMARTESİ, Pazar, Pazartesi,
salı, ÇARŞAMBA, PERŞEMBE y a p a b i l i r s i n i z fakaaaaaat CUMA A S
L A!
Biz
tutmuş, tam tersine tüm müslüman ülkelerde CUMAYI tatil yapmışız. Rabbimizin Cumartesi
(Sabatist) yahudilere NEDEN
KIZDIĞINI anlatmak için A
S L A
'yı vurgulu yazdım.
Onlara
ne kadar celalleniyorsa, MÜSLÜMAN
ÜLKELERDEKİ CUMA TATİLİNE DE Rabbimiz o kadar öfkelidir.
(Öfkeden de beridir, Kahreder demeliyim.)
CUMARTESİ museviler
için, CUMA ise >>> MÜSLÜMANLAR İÇİN büyük bir
fitnedir (imtihandır).
Ve
şunu bir HANİF asla
anlayamaz: Neden tatil yapılması için haftanın 6 günü SERBEST ama TEK bir günü yasak iken, NEDEN
NİÇİN o tek yasak günü TATİL
yapmaktayız!
NEDEN?
NEDEN?
Evet
bir HANİF bunu zor anlar. Yani
NEDEN yasak tek günü MÜSLÜMANLAR
TATİL yapmışlar?
Bir
hafta 7 değil 77 gün olsaydı. Ve sadece bir tek gün CUMA olsaydı. BİZ EHLİ KİTAB KAFİR MÜSLÜMANLAR, gider o bir
tek günü YİNE TATİL yapardık!
Kuşkunuz olmasın!
Onun
için HANİFLİĞİN deklarasyonu ve/veya manifestosunu dikkat ederseniz, yıllar önce ilk CUMA ayetleri ile
açmıştım. Hanif'in farkı veya göstergesi öncelikle bundan
başlıyor. ÇÜNKÜ CUMA günü
çalışmak ALLAH
EMRİDİR!
Bakın
birbuçuk milyar müslüman CUMA gününü
tatil yapıyor. Şimdi HANİF'in
farkını anlamak için, lütfen ALİ
İMRAN 104'ü yazınız.
<> 3-Ali İmran/104: İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun.
Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
"İçinizden
.................................. bir topluluk AYRILSIN": tam tercümesi bu!
Yani
birbuçuk milyar müslümandan ".................................... bir
topluluk ayrılsın!"
Şimdi
o "Zümre" yani topluluğu anlamak için lütfen ayetin ARAPÇA'sını yazar
mısınız?
<> 3-Ali İmran/104: velteküm
minküm ümmetüy yed'une ilel hayri ve ye'mürune bil ma'rufi ve yenhevne anil
münker* ve ülaike hümül müflihun
"ümmetüy yed'une" İki kelimeyi
açalım: Sözlüklerden bulunuz:
ÜMMET >>>
ümmet demektir. (örneğin Musa
ümmeti gibi).
YED'UNE >>> ?
(Siz bulunuz. Çünkü ikisi de yanlış.) Evet, Yedune nedir?
<> "Dua" değil
mi kökü?
Hayır,
dua değil. (Dua da Cumu'a gibi ayn ile yazılır; Duu'a gibi.)
<> Yed = El
Evet
ikisi de yanlış ama, yanlışı görmeniz için, sizden
çaba bekliyorum. (Dedem böyle istiyor).
<> Yed-i Beyza = Hz.
Musa'nın mucize olarak gösterdiği beyaz ve parlak eli
<> Adn cennetiyle ilgili mi?
Analojiler
güzel ama halen beklediğimiz yanıt gelmedi. Arapça "BULUNSUN" diye tercüme edilen
Yed'une'nin asıl anlamını
araştırıyoruz.
Sözlük
yok mu?
<> seçilmiş mi?
<> Davet?
<> Kuvvet, kudret, güç,
yardım, vasıta, mülk? (YED >>> El.)
Şimdi
ÜMMET kelimesinden başlayarak
açalım:
Ümmet
>>> bildiğimiz, beynimizin yıkatıldığı
Ümmeti Muhammed gibi bir kelime değil!
Kelime kökü:
1. UMUMİ (Genel)
2. Amme (Kamu) (Amme davası=Kamu
davası gibi... Gençlere açıklayıcı olmak için
yazıyorum.)
3. SİZE BİR SIR VERMİŞTİM:
"SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ"
gibi protesto ediniz diye... Sosyal topluluk (Cemaat) olarak değil; AMME olarak (Sivil toplum örgütü=Raina
devlete UNZURNA olan KAMU ÖRGÜTÜ.)
Ümmet
kelimesini asla ve asla CEMAAT diye
algılamayın. Çünkü bu ayet yazılırken hep CEMAAT diye meallendirildi.
"İçinizde bir cemaat bulunsun" gibi... (Mesela nur cemaati mi?)
Ama
oradaki kelime ÜMMET'tir. (Amme
reyi/Kamu oyu)
Yani
dümdüz anlamıyla UMUMİ/GENEL eğilimi TEMSİL EDEN SİVİL TOPLUM.
(Toplum=Cemaat demek olduğundan) EN
DOĞRUSU >>> SİVİL KAMU ÖRGÜTÜ diye tercüme
edeceğiz. Bu net biçimde
anlaşıldı mı? Cemaat ve Amme'yi ayırdık
değil mi?
<> Evet
<> ok
Cemaat
CEM/toplanmak kökünden; fakat ÜMMET >>> Amme (Sivil Kamu
örgütü). Cemaat GENELLENEMEZ (İki
kişi de bir cemaattir) fakat AMME genellenir:
Çünkü türevi zaten UMUMİ=GENEL kelimesidir.
(Kelime kökü yazılış itibariyle âmm'dır, merak edene
duyurulur.)
<> Sivil Toplum
Kuvveti(Gücü,eli)?
<> umum adına görevli grup
<> amm=amme=ümmet?
ÜMMET KELİMESİYLE >>>
bir biçimde HANİFLİK (protestlik/Unzurnacılık)
Kur'an'da ÖRTÜLÜ verilmiştir.
Ayrılması gereken bir ÜMMET!
Bunlar
nereden ayrılacaklar? Ümmet zaten İSA
ümmeti gibi GENEL değil mi?
(Maalesef
beyinlerimizi yıkadılar. Aslında olay tersi.)
Çünkü
Musa ümmeti, Muhammed ümmeti derken GENELLEMİYORUZ,
ÖZELLİYORUZ. BİR KISMI BİLDİRİYORUZ. İNSANLIK içinden
"BİR ZÜMREYİ"
bildiriyoruz.
Ama
kurgu yanlış. Kim kafamıza soktuysa, ğalatı
meşhur olarak, "Muhammed ümmetindeniz" diyoruz!
Yanlış! Bizi şartlandırarak böyle düşündürttüler! Tüm
dünya sosyal bir toplumdur >>> ÜMMET
değildir.
<> İbrahim
Milleti&Muhammed Ümmetiyiz diyorduk!
(Muhammed
ümmetini de açıklayacağım.)
SOSYAL TOPLUM
>>>>>>>>>>>>>>> CEMAATTİR!
Nikah
çiftinden, çekirdek aileye, oradan da tüm dünya demografisinin tamamına CEMİYET demekteyiz. (Bizde klüb
ve dernek gibi sanılıyor) Kavram yanlış. Demek ki ÜMMET demek, CEMAAT DEMEK DEĞİL!
Yed'une
Bir
avuç demek. Bir avuç buğday gibi. NEYİ
avuçluyorsunuz? Mesela SUYU
değil, sıvıyı değil. Un, bulgur, buğday da
değil... Onlar yerlere dökülebilir. Öyle bir şeyi
avuçlayınız ki, hiç dökülmesin. (Parmaklarınız açık
olacak.)
Leblebiyle
bunu yapınız. Sonra sayınız. Ben 40 falan saydım! Bir
ambardan (Tüm İslam aleminden) bir avuç (40 tane) alıyorsunuz.
Milyarlar leblebiden BİR AVUÇ ayrılıyor!
Neye
karşı ayrılıyor: RAİNA'cı
çoğunluğu/iktidarı/hükümeti/ata otoritesini ANAYASA yapan DEVLET'tekilere karşı siz UNZURNA diyen bir
SİVİL KAMU ÖRGÜTÜ olarak ayrılmalısınız.
Atatürk'ümüzün
dediği gibi: "Ğaflet, delalet hatta HIYANET!" Düşmanla işbirliği vb.
İktidar
oldular diye DENETLEMEYECEK
MİYİZ? Padişahlar RAİNA
derken, Rahmetli Atatürk'ümüz UNZURNA
dediği için KUVAYI
MİLLİYE başladı. Padişahı SİVİL olarak denetledi
(Ordudan attılar).
Ona
Asi dediler. Oysa sadece BİR
SİVİL ÖRGÜT BAŞINDA idi
Atatürk. Üniforması bile yoktu artık. Asker değildi
artık. Bir MİLİS idi.
Çakırcalı efe gibi bir ÇETE kadar!
Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas... İşte orada MİLİS iken MİLİTER
oldu. Yeniden ÜNİFORMASINI
çekti. Ama PADIŞAHIN
üniforması değildi o! ÇETE
değildi artık. DÜZENLİ ORDU
durumundaydı. Gerilla savaşından Düzenli orduya geçti.
Ta
ki 26 Ağustos'a kadar gerilla savaşı yapıldı. O gün,
Alparslan'ın
ŞEHİDLERİ, bir gece yarısı Atatürk ile birlikte
oldular. Düşman hiç anlamadı, göremedi, Türk ordusu geceleyin
sessizce inanılmazı başarıp, tıpkı Haliç'e
gemilerin KARADAN indirilmesi gibi,
koskoca Türk ordusu sessizce öne taşındı.
Şehidler
düşmana TERS yönde
görünmüşler ve Türk ordusunu o tarafta sanmıştı
Yunanlılar. Sabaha karşı Büyük Taarruz
başladığında soluğu İZMİR'de aldılar...
Atatürk ASİ değildi. O PROTEST İDİ! O askerdi ama SİVİL KAMU ÖRGÜTÜNÜ KURAN
BİR SİVİL olarak işe başladı.
Atatürk BİZLERE de rehberdir. Biz
Resulullah'a bile tapmıyoruz, Atatürk'e mi tapacağız? Ama size
verdiğim sır 26 AĞUSTOS sırrıdır/Şehidler
demonstration günüdür o kozmik takvimde... KÖŞEBAŞLARI,
DÖNÜM NOKTALARI günüdür o...
26
Ağustos'da şehitler KOZALARINDAN çıkarlar. KEHF'de bekleyenler de MİLATLARINI İDRAK ederler.
Şehidler
de Ehli Kehf de UZUN YILLARI bir
anda aştıklarından, zamanda büyük sıçrama
yaptıklarından, bu milatların 26 Ağustos'a endeksli
olduğunu göreceksiniz. Ehli Kehf mağaralarında 300 yıl ve
daha 9 yıl ZAMAN-AŞIMI ile
geleceğe nakledildiler.
Rakam
309 gibi muğlak amaaaaa... Bir şey net: Mağaradan ne zaman
çıktılar? BİR 26
AĞUSTOS günü... KEHF ve ŞEHİD KOZALARININ KAPILARI 26
AĞUSTOS'DA AÇILIYOR. (Bir tür Kadir gecesi gibi düşünün.)
Aynı
kozaya Alias Adler diye biri girdi ve daha bir gün geçmeden 309 yıl
sonraya çıktı. Adı Mighty idi... Kozadan
çıktığı tarihi dün gibi hatırlıyoruz! 26 AĞUSTOS idi!
Gelelim
Yed'une'ye. Ve yanıtı bulalım: Bir avuç
leblebiyi çuvaldan aldık. Yani Cuma'yı tatil yapan birbuçuk milyar
müslüman içinden bir AVUÇ ayrıldı.
Bu
bir avuç kişinin görev bilinci
NEZARETÇİ, PROTEST, BARIŞÇI VE YAPICI/özellikle İLİM DERİNLİĞİ
olmalı, ayrılacağı yer (adres) belli: HANİF DİN diye bir yere gidecek! Orada CEMAAT/CEMİYET
falan olmayacak.
SİVİL AMME örgütü
gibi unzurna diyecek. Ama kendisi bir
AMME olmayacak! Ümmet olmayacak! Pekiyi ne olacak? Adres yine Kur'an'da: M
İ L L E T olacak! Ne
milleti bu? O da Kur'an'da YAZILI
zaten! ??????
<> Nahl/123: Daha
sonra sana şunu vahyettik: Hanif İbrahim'in Milleti'ne uy! O,
müşriklerden değildi.
Evet,
İBRAHİM
MİLLETİ=HANİF DİN olarak YED'UNE (ayrılan)lar. Bir avuç insan!
Kuru
kalabalık ötekiler! Onlar cemaat olsun ne olursa olsun, kuru
kalabalık.
Bir
avuç yeter! Biz İbrahim milletindeniz
>>>>>>>>>>>>>> HANİF'iz!
<> 22-Hac/78: Allah
uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve
dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in
milletini esas alın. Allah sizi önceden de, şu Kitap'ta da
"Müslümanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir
tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O
halde salatı ikame edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın.
O'dur sizin Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel
yardımcıdır.
Biz
MUHAMMED ümmetindeniz
>>>>>>>>>>>>>> MÜSLÜMANIZ! HANİF MÜSLÜMAN demek, Hanif (İbrahim
milleti)+Müslüman (Resulullah ümmeti)
Pekiyi
NİÇİN ÜMMET diyoruz? Çünkü
Allah'ımız Resulullah'a da EMREDİYOR:
AYRIL diyor. DAHA HENÜZ KURULMUŞ İSLAMİYETTEN, AYRIL DA,
İBRAHİM MİLLETİNE AYRIL diyor!
İbrahim
milleti sözü geçen ayetleri bulup yazar mıyız acaba?
<> 3-Ali İmran/95: De
ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır.
Hadi artık, Hanif (olarak/olan) İbrahim'in Milleti'ne uyun!
Müşriklerden değildi o."
<> 4-Nisa/125: Güzellikler
sergileyerek ve Hanif (olarak/olan) İbrahim'in Milleti'ne uyarak yüzünü
Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost
edinmişti.
<> Enam/161: De
ki: "Beni, dosdoğru yola (sıratım müstakıym) Rabbim
iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, Hanif (olarak/olan) İbrahim'in
Milleti'ne. Müşriklerden değildi o."
<> 2-Bakara/130: NEFSİNİ
BEYİNSİZLİĞE İTENDEN BAŞKA KİM
İBRAHİM MİLLETİNDEN YÜZ ÇEVİRİR? Yemin olsun ki
biz onu dünyada seçip yüceltmistik. Ve o, ahirette de salihlerden olacaktir
elbette.
Bu VURGULARI ISRARLA HEM DE
RESULLULLAH'A VURA VURA VURGULAYAN ALLAH'IMIZ'I ŞİMDİ DAHA
İYİ ANLADIK DEĞİL Mİ?
<> Evet
Demek
ki MÜSLÜMAN ÜMMETİ olmak veya
cemaati olmak ÖNEMLİ
DEĞİL! Allah bizim HANİF
MÜSLÜMAN, Yani İBRAHİM
MİLLETİ olmamızı istemekte. Onun için HANİF MİLLETİYİZ
demeniz yeterli.
Aksi
halde İsa ümmeti, Musa ümmeti der gibi, Muhammed ümmeti de demek zorunda
kalırsınız. Ama bir tarafı kurtarırken, CUMA günü gibi Allah emrinin tersine
ümmetçilik derken MİLLETÇİLİKTEN
olursunuz. Bu da cennetten kapı dışarı olmak demektir.
Çünkü
Allah İbrahim'i DOST edindi!
Onun milletini DOST edindi.
Allah'ımız
MÜSLÜMAN kelimesini ÖNEMSEMİYOR dersem
şaşıracaksınız. Müslüman kelimesini önemsemiyor dedim.
Şaşırdınız mı?
Ayete
bakın:
"Allah uğrunda O'na yaraşır
bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in milletini esas
alın. Allah sizi önceden de, şu Kitap'ta da "Müslümanlar"
diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz
de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde salatı ikame
edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin
Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel yardımcıdır".
Ali
İmran 104 ve 114 için konuşuyoruz.
"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in milletini
esas alın".
SEÇİLMİŞ BİR AVUÇ insandan
söz ediyoruz. Ataları İbrahim'in dinini ESAS alanlardan!! Bakın size DAYATILAN islamiyet değil! İBRAHİM DİNİ=HANİFLİK! Bakın
islam kelimesi İKİNCİ
planda kaldı! İyice bakınız!
"Allah uğrunda O'na yaraşır
bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in milletini esas
alın. Allah sizi önceden de, şu Kitap'ta da "Müslümanlar"
diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz
de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde salatı ikame
edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin
Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel yardımcıdır".
Müslümanlık
ADEM'den beri vardı:
"Allah sizi önceden de, şu Kitap'ta da
'Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar' diye adlandırdı."
Allah
sizi, önceden de MÜSLÜMANLAR diye
adlandırmış idi.
"adlandırdı ki, resul sizin
üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar
olasınız"
YANİ ALLAH DİYOR Kİ: Taaa ilk
insandan beri bu dinin adı
MÜSLÜMANLIKTIR/İSLAM'dır. 228 BİN PEYGAMBER DE MÜSLÜMANDIR. Onlara itaat eden milyarlarca
gelmiş geçmiş mü'min de müslümandır ve dolayısıyla siz
de Müslümansınız. Yani ortak paydanız bu! Müslüman olarak can
verin... Zira Allah sizin için din olarak İslamı beğenip bundan
razı oldu!
Fakat
dikkat ediniz ki, bu olmanız gereken asgari müşterek.
Müslümanız
elbette... Bir buçuk milyar müslümanız elbette! Ama biz bir avuç kişi
yani CUMA günü tatil yapmayanlar O MÜSLÜMANLARDAN a y
r ı l m a k zorunda
olanlar!
Müslüman
çoğunluktan ayrılan bir müslüman mini minnacık
azınlığın AYRILMASINI
istemek demek, BİZZATİHİ
ALLAH'ımız bölücülük yapıyor >>> ÇELİŞKİSİ yaratmaz
mı?
Hayır,
çünkü ayet apaçık BELLİ:
"22/78: Allah uğrunda O'na
yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır. Atanız İbrahim'in milletini
esas alın."
"Atanız İbrahim'in milletini esas
alın."
"Atanız İbrahim'in milletini esas
alın."
"Atanız İbrahim'in milletini esas
alın."
"Atanız İbrahim'in milletini esas
alın."
"Atanız İbrahim'in milletini esas
alın."
Neden?
"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır."
"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır."
"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır."
"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır."
SEÇMİŞ
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
AYRILIRSAN
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
SEÇİLİRSİN!
İSLAMİYETTEN
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
HANİF MÜSLÜMAN OLARAK
>>>>>>>>>>>>>>>>>> AYRILMAYI
SEN KENDİN BAŞARIRSAN >>>>>>
SEÇİLİRSİN!
Bir
nefs kendini düzeltmezse >>>>>> SEÇİLMEYİ unutsun!
Önce
Rabbi zıdni ilmi dersin sonra ÇOOOOK
ÇALIŞIRSIN ve bunun için İLMİN GENİŞLER!
Hazıra konmak yok! NİYET edersin,
NAMAZIN namaz olur, Orucun da...
"O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
Bu
da bir mucize! İleride 3 vakit namazın 5 olacağı; 6
rekatın 40 olacağı; Bunun ÇOOK
ZOR Kur'an dışı dualarla, ayet olmayan şiirlerle
bezeneceği; herkesin namazın ANGARYA,
işkence ve ÇOK ZOR olması
nedeniyle, namazdan KAÇMASI, ve hiç
kılmaması ve DOLAYISIYLA "Zira
Namaz kötülüklerden alıkoyar" ayeti gereğince KÖTÜLÜKLERE duçar olmasının
sorumlusu MÜSLÜMAN'ım diyen
Süfyanistlerdir.
<> 29-Ankebut/45.
Yani
dinimizi iyice bozan, zora koşan, bizleri NAMAZDAN alıkoyan, gençleri-gençkızları günlerce
abdestsiz gezdiren (teyemmümü su ile endeksleyen) o yobazoğlu yobaz
zihniyet BUGÜN aramızda SİZLER'den bir kısmı
dahil NAMAZI KILDIRTMAMIŞTIR!
Bize namazı sevdirtmemiştir.
Bir
Allah'ın kulu çıkıp da; "Yahu
tarafeyn ve Gece olmak üzere namaz üç vakittir. İki rekattır, üç veya
dört Allah'ın emrine karşı çıkmaktır. İçinde Amin
bile demeyin (Namaz bozulur, namazdan sonra söyleyin)" diye çıksaydı, BUGÜN
BİR MİLYARIMIZ birden namaz kılardık.
Namaz
deyince tüylerimiz diken diken olmadı mı? Olmayan yatsı
namazına git! Evvel sünnetini, kıl. Farzını kıl! Son
sünnetini, kıl! Vitir Vacibi üç rekat kıl! Ve içinde KUNUT denen şiirleri ezberle.
(Allahümme inna nestai...) Arap milli marşı gibi oku. (Bu arada
Kur'an değil ilahi okuyoruz.)
O
namaz biter mi? O namazdan huşu ve vecd alabilir misiniz? O namazda
gözleriniz Allah korkusuyla ve ürpertisiyle yaşarır mı?
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır."
SİZ KOLAYINIZA GELENİ
OKUYUNUZ.
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
SİZE GÜÇLÜĞÜ ÇIKARANLAR O
KIÇINDAN ÇIKAMADIĞIMIZ ATALARIMIZ! Allah değil. Zira Allah:
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
"dinde size hiçbir güçlük
çıkarmamıştır."
3
vakit 6 rekat.
BUNUN GÜÇLÜK NERESİNDE?
Teyemmüm
de serbest! CAMİYE GİDİP
MAAŞ ALAN PAPAZIN ARKASINDA GÜNAHA DA GİRMİYORSUN! Evinde
kılıyorsun!
Başörtü
ve erkeklere yahudi takkesi YASAK
bizim hanif dinde!
Hanımlar
BABALARI gibi düşünsün
Rabbimizi. Babanızın yanında NE KADAR açılabiliyorsanız, o kadar kapanınız.
Yani babanızın yanında nasılsanız, ne kadar
rahatsanız O AÇIKLIKLA
kılabilirsiniz.
Başörtü????????????????????? SAÇ ZİYNET MİDİR? Saç
sadece kadında olup, erkekte hiç olmayan (!) bir şey mi? Yani saç
jenital bir organ mıdır? Saç ziynet olur mu? BABANIZIN yanında kapattığınız, yani
utandığınız YERLER
ZİYNETTİR!
"O halde salatı ikame edin, zekatı
verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevla'nız. Ne güzel
Mevla'dır. O, ne güzel yardımcıdır". Ve ayet böyle
bitiyor.
HANİF müslüman İLLA Kİ
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
SALATI İKAME EDECEK!
HANİF müslüman İLLA Kİ
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
ALLAH'A BORÇ VERECEK!
"O halde salatı ikame edin, zekatı
verin ve Allah'a sarılın".
Bu
ikisi olmazsa olmaz şartlardır. Namazı kılın ve infak
edin! (İki zeytininiz varsa
birini bölüşün.)
<> Eğer mümkünse,
zekatın verilmesiyle ilgili şartlar nelerdir?
<> Ever, yeri gelmişken
Zekat'ın zamanı?
Zekat
ile ilgili uzuuuun yazılar vardı [candaş]. Onlar
linklerimizdedir).
<> Evet, ben bütünlük olur diye
sormuştum dr.
Allah'a
sarılmak için illa ki şart! "O
halde salatı ikame edin, zekatı verin ve Allah'a sarılın."
<> 2-Bakara/277
<> 3-Ali İmran/14
Namaz
sizi KÖTÜLÜKLERDEN; infak ise SİZİ DÜNYAYA TAPMAKTAN alıkor! Namaz Miracınızdır;
İnfak da MİRASINIZDIR.
Mülk Allah'ındır. O'nun mirasıdır size İnfak
ettiğinizin karşılığı.
Onun
için namaz ve zekat (İkamei Salat ve Zekat) hep atbaşı birlikte
yanyana et-tırnak gibi geçiyorlar. Onun için namaz ve zekat
(Ekıymetüs Salat ve İnfak) MİRAC+MİRAS
kardeşlerdir.
Kim
Allah'ın mirasçısı (Muris'i verasetçisi) olmak istemez ki?
Namaz
dinin direğidir. Zekat ise o direği SATIN alan güç! O direği satın alıp oraya
getirirseniz, DİREK dikilir.
(mesela kolon atılır, üzerine de ÇATI
çıkılır.)
Namaz
ve Zekat ikisi de İBRAHİM atamızın İCADIDIR ve emridir.
İslamın BEŞ şartını
birden İCAT eden (Hacc, Tevhid
kelimesi, Oruç dahil) İbrahim atamızdır.
Onun
milletinden olmak için (Diğerleri güce bağlıdır) NAMAZ VE ZEKAT'ta ENGEL ve kaçamak
yoktur. Zekat size BEREKET olarak
döner.
Bir
piyango bileti kaç para? Büyük ikramiye kaç para? İşte kaba bir örnek
ile BEREKETİN tanımı!
Gelelim
CUMA KAÇ KİŞİYLE kılınır sorusunun yanıtına! CUMA:
1. CUMAYI TATİL YAPAN
2. MAAŞ ALAN YERLİ PAPAZ ARKASINDA
OLMADAN, kılacak kişiler arasından SEÇİLİR! Yani birbuçuk milyar müslümandan bir AVUÇ kadarıyla...
Dedim
ya Leblebiden sayınız. Ellerinizi dua eder gibi tutun. Ama göğe
doğru değil. İşte avucunuza NE KADAR LEBLEBİ sığıyorsa, ortalama olarak, CUMA o kadar kişiyle
kılınır.
Buna
YED'UNE >>>>> AVUÇLAMAK/avuçtakini
saymak deniyor! Ama ben bu konuda fetva vermem. Çünkü FIKIH kelimesine inanmıyorum ki
Müftülüğe/fetvacılığa inanayım!
Parmak
ucundaki çimdiğe >>> NEBZE
deniyor. (Bir çimdik tuz atmak gibi) El içine sığana da YED'EN deniyor. (Yedune bu kökten).
Ben
leblebi dedim. Sen belki mercimek dersin daha çok OLUR!)
Ali
İmran 104'deki Yed'une'nin diğer anlamları:
1.
El üstünde tutmak. (Atatürk'ü el üstünde tutarım... gibi)
2.
Avucu silme (mesela un) ile doldurmak, silme doldurmak.
3.
Yed'une: Eliyle iterek ayrılmak, reddetmek!
4.
(Sağ elinle yazmamıştın ayetindeki MİSAL ile)
"Sen daha önce sağ elinle yazmamıştın..." Ankebut'taki bir ayettir. [Ankebut/48]) Yedune "DİĞER ELDE" demek! (Bir diğer elde...)
5.
UĞURLU olan el (ötekinden
uğurlu olan)
6.
Matematikteki ELDE; ELDE VAR BİR
gibi.... Bu kesirli sayılarda ise TAM
SAYI olarak kullanılıyor. Bir buçuk gibi 1, 1/2 gibi...
Payın paydadan büyük olma hali de ELDE
VAR BİR gibidir.
7. ELİYLE ÖZGÜR İRADEYLE SEÇMEK!
KENDİ İRADESİYLE SEÇMEK!
Şimdi
lütfen bir daha Ali İmran 104'ü yazar
mısınız?
<> İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk ayrılsın.
Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
Şimdi
o yedi anlamı birden "Ayrılsın" yerine yazar
mısınız? Topluluk yerine de
AMME ÖRGÜTÜ diyorsunuz.
<> İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ ayrılsın.
Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
Ayrılsın
yerine de:
1. EL ÜSTÜNDE TUTULMAK ÜZERE
<> İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ EL ÜSTÜNDE TUTULMAK ÜZERE.
Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
2. SİLMECE
<> İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ SİLMECE.
Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
3. ELİYLE İTİP REDDETSİN
<> İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ ELİYLE İTİP REDDETSİN. Kurtuluş ve zafere erenler işte
onlardır.
4. DİĞER ELDE (in the other
hand) bulunsun
<> İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ DİĞER ELDE bulunsun. Kurtuluş ve zafere
erenler işte onlardır.
5.
Uğursuzlardan ayrılsın (Sağ el uğurlu
sayılmış)
<> İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ UĞURSUZLARDAN
AYRILSIN. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
6. ELDE VAR BİR! (kazanç)
<> İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ ELDE VAR BİR!. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
7.
Aklıyla, gönlüyle, özgür iradesiyle, ilmiyle YOLUNU SEÇSİN (on his/her way)
<> İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir AMME ÖRGÜTÜ Aklıyla,
gönlüyle, özgür iradesiyle, ilmiyle YOLUNU
SEÇSİN!. Kurtuluş ve
zafere erenler işte onlardır.
İşte
ümmet+Yed'une kelimeleri...
Ve
verilen anlama bakınız: "İÇİNİZDE
BİR CEMAAT BULUNSUN".
Buna
Nakşiler ve Kadiriler nasıl sarıldılar biliyor musunuz? Bu
ayeti Allah'ın kendilerine gönderdiğine inanır Yeni Asya grubu
kürt milliyetçileri.
CEMAAT her yerde var.
Ama SİVİL KAMU ÖRGÜTÜ (ki
protesttir mutlaka. Protest olmazsa, zaten karşı tarafta olurdu.) YOK OĞLU YOK!
Onlar
DEMO yapmazsa, ne tüketici
hakkınız kalır, ne de hayvan katli vb.
Rabbimiz
104. ayetin MUCİZESİ olan
sizleri BÖYLE
NİTELEDİĞİ İÇİN kelimenin üzerinde ÇOOOOK UZUN durdum.
NEREYE ayrıldığınızı
bilmeniz için, bizim adımızın CEMAAT/ZÜMRE olmayıp, İbrahim milletine AYRILMIŞ, yani el üstünde
tutulmuş olduğumuzu göstermek için.
Ve
taklitçi atalarına İbrahim gibi babasına protest olarak DOĞRU yolu bulması
örneğinden çıkışla; SİZLERİN
HANİF (protestant) MÜSLÜMAN olmaya AYRILDIĞINIZI vurguladım.
Siz
atalarınızdan ayrıldınız. Bu ne zordur biliyor
musunuz? ([Ali İmran] 113-114-115 ayettekiler bunu
çok iyi bilir: Çünkü atalarının dinini bırakıp Müslüman
oldular.)
Bu
öyle zordur ki, siz DİN
değiştirdiniz. Eskiden Sünni Müslümandınız (veya öteki
katolik/ortodoks); şimdi HANİF
MÜSLÜMAN oldunuz. (Mezhebsiz protestant) Bu zoru başarmaktır.
DİN
DEĞİŞTİRMİŞ GİBİ OLDUNUZ!
MEZHEBİNİZİ BIRAKIP TEK DİN OLAN SÜNNETULLAH'A
YÖNELDİNİZ!
Şu
mezheb lafı öyle iğrençtir ki, Mezheb veya Müzheb BİR ŞEYTANIN ismidir. Bula bula bu
kelimeyi mi buldular?
Hizbullah
kelimesini de böyle bulmadılar mı? Veya Şer'en kelimesinden ŞERİAT'ı çıkarmadılar mı? Şeriat diye diye bizi
200 yıl geri götürdüler!
Bir
Afganistan'a, Dağlı Pakistanlılara bakın, ŞERİATIN ne olduğunu
göreceksiniz. Ve siz bu DİNDEN
NEFRET EDECEKSİNİZ! Hızla müslümanlıktan istifa ederek,
HANİF MÜSLÜMANLIĞA selam
selam diye selam atacaksınız.
Onmilyarlarca
kişi geldi geçti. HEPSİ
müslümandı! Yani Cinlerden bu yana ortalıkta müslüman ENFLASYONU var. Ama İBRAHİM ATA, HANİF müslüman oldu! Onun oğlu
İsmail'in dalından geldiği için Resulullah'a da
Allah'ımız emretti: "SEN
DE HANİF MÜSLÜMAN OL, TEK VE GÜZEL DİN BUDUR" dedi
Rabbimiz...
Onun
üzerinden 1400 yıl daha geçti! HİÇ
KİMSE HANİFLİKTEN söz etmedi. Anlamadı bile. MİLLET kelimesini bile görmediler.
GÖSTERMEDİ ALLAH! Çünkü onlar
Allah'ın ayetlerini yeterince anlamıyorlardı. Kur'an'ı
okuyor fakat inkar ediyorlardı.
.
Bu
arada bulunduğum yerde saat 02.00. Türkiye saatiyle 04.00 olmuş, yeni
farkına vardım, çok özür dilerim.
<> Ne özürü
<> Est. Biz şikayetçi
değiliz hocam. Allah razı olsun
Acele
uyuyunuz, yarın işgünü çünkü. Herkese iyi geceler.
<> iyi geceler kaptan
İyi
sabahlar. Allah'ın nuru üzerinize doğsun!
<> Dr sizinle her saniye
ayrı bir zevk
Sizlerle
de zevk ve şevk.
<> İyi ki
varsınız DABBETİMİZ
<> çok teşekkürler hocam
<> iyi sabahlar herkese
<> selamen selame
Geronimoo
Lisboa
Bye_____