Sohbet n° 179 - Tarih: 27 ağustos
2003
<>
ve [] ile başlayan kesimler Aiberg'e ait değildir. [ ] arasındaki
kesimler sonradan eklenmiştir...
Ss. hoşbuluşturana
hamdolsun.
<> Elektrik Yükleri Asal Olan ve Asal Olmayan Parçacıklar.
PI=3,1415926535897932384626433832795
<> +2e/3 +2e/3 -1e/3 =Proton <>
+2e/3 -1e/3 -1e/3 =Nötron }=Atom <>
-1 =Elektron
<> Sonuç = Tam. Yani A(tom) <> Plank Uzayı Hilbert
Uzayı Quark Türleri Elektrik Yükleri
<> (+2e/3)---m-m0-mj---(-1e/3)-- = Up Quark =+2e/3
<> (+2e/3)---m-m0-mj---(-1e/3)-- = Up Quark =+2e/3 } =Proton
<> (-1e/3)---m-m0-mj---(+2e/3)-- = Down Quark =-1e/3
<> İki Tür Quarkın Pi Cinsinden Elektirk Yükleri
<> Down = PI <>
Down = PI }=0 =Nötron <>
Up = 2xPI <> Toplam = 0
<> Down = PI <>
Up = 2xPI }=1 =Proton <>
Up = 2xPI <> Toplam =
3xPI
<> Up = 2xPI <>
Up = 2xPI }=2 =Şıhap <>
Up = 2xPI <> Toplam =
6xPI
<> By von Aiberg! Gördüğünüz gibi Up
ve Down Quarkları, Proton ve Şıhabı oluşturmak için
tertiplendiklerinde, Pi cinsinden yük değerlerinin toplamında bir açık
veriyorlar.Ve biz şu anki Quantum Fiziğinin bilmediği ama sizin
bildiğiniz bilgilerin ışığı altında, bu açığın
henüz kayıtlarda ismi geçmeyen Etki Quarkınca kapatıldığını
biliyoruz.
<> Fakat bu kapatma becerisi, nasıl
bir kapatma becerisi? Bunu bilmiyoruz! Ve aynı zamanda takiben, bu soru
bir üst sistem içinde geçerlidir. Bir üst sistemden istinat ettiğimde,
yukarıdaki şekilde de anlaşıldı üzere bir Quarkın
Hilbert uzayı ve Plank uzayı bütünlüğündeki bileşke yapısıdır
ki, bununda Pi cinsinden yük değerlerinin toplamı, Protonda olduğu
gibi açık veriyor.
<> Bu kapatılma fenomenini teorik
fizik bilgilerinizle denkler misiniz? Alimlerin Alimi El-Alim'den perspektif
almak nedeniyle vesayitimizsiniz.
Soru 1
yukarıdaki mıydı? Bunu grafik
ve diyagramlar ayrıca konfigürasyonlarla göstermem gerekiyor.
Chat ortamında bunları yapmam çok zor. Daha kök işaretini bile
beceremezken.
<> Siz betim olarak yazabilirseniz anlayacağımı
umuyorum. Ben soruyu anladım. Yanıtı da var: Glue Ball'dan başlayarak
(yapışkantop) geriye geleceğiz: 11'li kuarklar, 9lu, 7li, 5li. (Şu
anada kadar sadece ÜÇLÜ kuarkları buldular. Pentaquark henüz sadece bir
öngörü.)
Sorunun
kaba yanıtı şu: LEPTO
QUARK'lardan geriye geldiğimizde, HER
KUVVET çifti birleştirildiğinde, BİR tam sayıdan KÜÇÜK
çıkıyor. Örneğin elektromagnetik
kuvvet + Zayıf çekirdek
kuvveti >>> 1 tam sayı olması gerekirken; ikisinin toplamı (Z bozonları
cinsinden) bir tam sayıdan KÜÇÜK
yani 9,87 gibi çıkıyor.
Şöyle
de diyebiliriz: w-, w+ (Zayıf kuvvet parçacıkları), bir de Wo (Yüksüz) toplamı Z
denen birleştirici parçacıktan nicelik olarak DAHA BÜYÜK bir değere sahip; 0,987 cıvarında. Nükleonlarda
bir sorun yok ama BARYON serilerinde bu giderek daha da açılıyor.
Öyle
kuarklar var ki, (özellikle süpernovalarda) bunlar 7 kuarktan oluşuyor, sonra 5e, sonra 3e iniyor,
yani yanıtı >>> PENTA
QUARKLAR veriyor. Bu da yeni bir quark takımı demek. Buna bağlı
olarak yeni bir elektron ailesi (lepton
anlamında) ve bunun yeni NÖTRİNOLARI
3 yıl sonra zaten bulunacak. Şıhablar dört kuarklı mezonlardır.
Nasıl
ki evrende her bir öz Hologramı, yani evrenin bütününü taşıyorsa
ve gösteriyorsa, her bir ŞIHAB seti
de BİGBANGin ilk sıcaklarını
(Higgs bozonları döneminin ısısını)
sanki TERMİK bir hologram gibi
içinde taşır. Bir
anlamda her parçacık sanki DOĞAL
bir SOĞUK FUZYON konumundadır.
Işıktan
hızlı titreşen evrende (ki esir
rezonansları budur. Özellikle Delta
ve N rezonansları, esirin girişiminden
doğan şıhablardır) bir şıhab
+3 elektron yükünden başlayarak
4, 5,... ...64'e kadar YÜK içerir. Bunlar EVRENİN en başındaki
özel durumlardır, ama bu şıhablar EVRENİN en başını hatırlamakta ve ısısını
içermektedirler.
Şıhabların
KAYNAĞI yoktur, onlar Parite
sonucu BU EVRENE GİREN NUR kuvvetinin ta kendileridir.
Şıhablar kökenlerini NUR'dan
aldıklarından NEGATİF
enerji içerirler. Bizim pozitif enerjimiz ile toplandıklarında ARİTMETİK olarak BÜYÜK-müş gibi-
ama CEBİR olarak (-)
içerdiklerinden bizim enerjimiz ile toplandıklarında, BİR KAYIP MİKTAR
ortaya çıkması doğaldır.
Çünkü
birleşik alanları oluştururken, en büyük sıkıntımız,
SANAL sayılar / imaginnary sayılar. Denklemlerde bunlar yer almak zorunda.
O zaman da denklemlerin sonucu SONSUZ
çıkıyor, ama gauge/ayar
kuramları ile bu ANOMALİ
dediğimiz sayılar (pay ve paydada birbirini götürdüğü veya
denklemde eşitliğin çapraz (içler dışlar) olarak birbirin
yokettiği için, GUT
teoremlerini yapabildik.
Anomaliye
kaba bir örnek: %20 ihtimali ANLIYORUZ, ama bu aynı zamanda %-80 ihtimal demektir. Yani ihtimal sayısı
SIFIR bir yana, SIFIRDAN DA geriye 80 ihtimal küçük
(eksi).
İşte
bu konfigürasyonları dostumuza ya metin olarak yazıp asmam gerekiyor,
ya da uygun bir biçimde grafikleriyle birlikte özel göndermem gerekiyor. Burada
bu teknik zorluklar yanında ayrıntı salt ve saf matematik
denklemlere dayandığından anlatmakta zorlanıyorum. Yani
chat ortamında o sembolleri nasıl yazabilirim ki? Daha cifir'i bile
bu ortamdan aktaramıyorum.
Şimdi
gelelim sorunun yanıtına: Kaba örnekte olduğu gibi, elimizde %20 bir ihtimal var. Burada SIFIR ihtimali BAŞLANGIÇ sayacaksınız. Yani sıfırın
negatif yanı ve bunu izleyerek pozitif yanı var. Eğer sağa
doğru (eşelin sağında)
+20 ihtimali İŞARETLEMİŞSENİZ, hemen sıfırın
SOLUNDAKİ cebir skalasında
da sıfırdan itibaren 80'i
işaretliyorsunuz. Sıfırdan itibaren her iki yandaki toplam ARİTMETİK olarak >>> %100'dür, ama MATEMATİK
olarak >>> ANOMALİ
vermektedir.
Biz sadece
sıfırdan büyük ile şartlandığımızdan %20 diyor geçiyoruz. Karşı
evrenden biri de benimle AYNI
anlamda ve miktarda %-80 diyor. İKİMİZ de AYNI ŞEYDEN ve aynı ihtimalden söz ediyoruz, ama bizimkinin
normlarının normal oluşuna karşılık, öteki EKSİ ihtimal ANOMALİ (anormallik,
paranormalite) içermektedir.
Şimdi
quarkların BAĞ enerjisine
gelelim: Kaba örneğimizdeki gibi, 3
quarkın (mesela uud = proton yapması) sonucu
protonun ağırlığını verir (P, elektrondan tahminen 1836 kat ağırdır), ama udd üçlemesinden oluşan NÖTRON'un,
DİKKAT DİKKAT, ağırlığı
daha küçüktür (1827e kadar), bunun
nedenini biliyor musunuz???
<> Üstün yük Quantum sayısı olması
gerekiyor. Ve aynı zamanda, üstün kütle Quantum sayısı.
Proton (uud) ve nötron (udd) EŞİT
OLMALI İDİ, ikisi de aynı ağırlıkta olmalıdır.
Beklenen budur ama DEĞİL! İşte
senin soruna yaklaşıyoruz. İkisi aynı ağırlıkta
olmak zorunda değil midir?
<> 2u+d = 2d+u >>> u=d
Mesela U kuarkını ele alalım:
Bunun elektrik yükü 2e/3, öteki de e/3. Şimdi kaba örneğimizdeki
negatif olasılık skalasını çizelim. Sıfırın
bu yanına TAM SAYI olarak değil de bunun 2/3'ünü
POZİTİF tarafa koyuyoruz.
Demek ki U kuarkının sıfırın
arkasında kalan öteye bakan tarafı otomatikman -e/3 olacaktır. Bunu dikkatle anladınız mı?
<> Evet. Quadropol kutuplara dayanarak.
Her U kuarkı OTOMATİKMAN eksi
(anomali) tarafta bir d kuarkı
içermektedir. Demek ki bizim evrendeki her U
kuarkının komplimenteri
>>> d kuarkı oluyor. Veya bunun tersini alırsanız ANTİ -d kuarkı (ki +e3)
ise bunun tersinde ANTİ U quarkı
bulunmaktadır (-2e/3).
Kuarkların
kararlı parçacıklar olan PROTON
ve nötrondan oluşan NÜKLEON
grubuna katkısı sadece u
ve d kuark çiftinden
ibarettir. Kararlı parçacıklar için U ve D kuarkı
yeterlidir. Bu şu demektir: İkisi de aslında CEBİR skalasının iki yanında
yer almaktadırlar, yani P
içindeki bir u ve bir d kuarkı TEK LİNE (hattır), ama sadece u ve d olursa biliyorsun bunlara mezon deniyor (Kuran'da Nuhas).
ÜÇÜNCÜ kuark şartı
gereği; U kuarkı çift olmak
zorunda. İyi ama diğer u kuarkının bir cebir
çizgisi üzerinde ANOMALİTER
Complimenteri yok. (Bunlar sonsuz
ötesi matematik setlerinin terimleridir). Yani protonda u-d LİNE'ını
anladık ama öteki U'nun komplimenteri
yok. Sıfırdan BU YANDA, arkasında bir d yok.
Nötron'da durum aynı: Bir u-d line'ı var, fakat ikinci
d'nin line'ı yok. Nötron bu durumda KARARLI MIDIR? Çekirdek içinde kaldığı sürece ömrü
sonsuzdur, ama çekirdek dışına aldığınızda 13 dakika sonra Radyoaktif olduğundan kendisini
hemen PROTONA çevirir. Bir elektron ve bir elektron nötrinosu bırakarak 13 dakika sonra
kendisini PROTONA çevirmektedir.
Bunu hatırlıyoruz değil mi?
Eğer
hatırladıysak devam ediyor ve can alıcı soruyu soruyorum: Nötron ağırlık olarak protondan HAFİF idi, ama bu nötron kendisini PROTONA çevirdi ve KENDİNDEN
AĞIR oldu!
Yani
kendinden büyük bebek doğurdu, bu bebek nereye sığdı? Bu ağırlık farkı NEREDEN çıktı? İşte bu soru senin sorunun yanıtıdır
candaş! NÖTRON NİÇİN ÇEKİRDEK
DIŞINDA RADYOAKTİFTİR? Hani kararlı parçacık
(Nükleon) idi?
Bunun
nedeni şudur: u-d line'ı dışında kalan ÜÇÜNCÜ (u veya d) BİR LİNE
daha oluşturmak için karşıtlarını
arıyorlar ve üçüncü bileşende bir u-d kavuşması gerçekleşiyor. Böylece bir proton ve bir nötron yan yana geldiğinde (çekirdekte) ÜÇ adet u-d
line'ı oluşturarak BİRLİKTE
kalıyorlar.
Proton
radyoaktif değildir, yani ömrü sonsuzdur. (Ama biliyoruz ki GUT teoremleri gereği, protonun da
yarı ömrü OLMALIDIR. Bu evrenin başından bu yana geçen 16 milyar yılı içermektedir.
Proton henüz yarı ömrünü doldurup bozulmamış durumda. Yani İLK yaratıldıkları
gibi AYNEN duruyorlar, ama Nötron çekirdek dışına çıktığında 13 dakika içinde kendini PROTONA çevirmek durumunda kalıyor.)
Demek ki
sorun yaşayan KARARLI proton değil; NÖTRON.
Ve bir daha soruyorum >>> ağırlıkça küçük olan NÖTRON kendinden daha AĞIR
protona dönüşürken, bu ağırlık farkını
nereden aldı?
Kaba örneğimizdeki
cebir skalasına dönelim. Üç kuarkın ağırlığı
= Proton veya nötron olması gerekirken, kendi ağırlığının
3,2 misli bir BAĞLANMA enerjisi İÇERİYOR. Yani GERÇEK
ARİTMETİK ağırlığı
3,2 proton kadar olması gereken tek proton BAĞ ENERJİSİNDEN küçüktür! Bunun nedenini biliyoruz: Cebir skalasının
arka tarafı, yani sıfırdan küçük TÜNEL'in içindeki NEGATİF
(soyut ya da) enerji.
Kuantum
üst sayısı işte bu 11
boyutlu süpersicimlerin oluşturduğu
evren yüzeyinin (world membran)
silindirik olarak katlanmasından dolayı oluşan kuantum tüneli
içindeki SONUŞMAZ ÖZENERJİ
(Takyon enerjisi) olarak
oradadır.
Yani
elimizde bir silindir halinde rulo /
rolley yaptığımız bir kağıt olsun. Bunun içinde
üç tane pingpong topu olsun. Bu silindiri mesela banyomuzun tahliye deliğine
gömüyor ve üzerine bir pingpong topu koyuyoruz. İşte bizim x, y
evreninde görünen o pingpong topunu alıp ölçer, tartarsanız ANOMALİYİ sezemezsiniz.
Anomali, silindirin TAMAMINI çıkarıp
tartmak ile NORMALİZE
edilebilir.
Düşünün,
kâğıdın üzerine mürekkep düktük, mürekkebin ağırlığı
diyelim ki 5gram idi, ama onu
püskürttüğümüz stillo (dolmakalem) ise mesela 100gram ağırlığındadır. Bunun benzeri
SAKLI AĞIRLIKLAR tüm evrende ve kuantum köpüğü de denen süper
uzayda vardır. Evrenimizin %10
kadarı IŞIR, yani kütlesi
vardır, ama evrenin ağırlığı gerçekte %-90 diye düşünülürse (ki karanlık madde/gölge madde budur) evrenin ağırlığı
BİR TAM SAYI olarak ortaya çıkar.
Şu
farkla ki: ARİTMETİK
olarak TAM SAYI; fakat MATEMATİK
(cebir) olarak onda-bir sayı. İyi
ama evrenin AĞIRLIĞI ne?
Ben söyleyeyim: TASTAMAM BİR, fakat gölge madde kuantum
tünel sürecinin içinde kaldığı için biz MÜREKKEBİ sayıyoruz, DOLMAKALEM
DOLUSU öteki asıl mürekkep kaynağını saymıyoruz.
<> 1070?
(Bir tam
sayı derken, tıpkı elektrik yüklerinin BİR olması anlamında kullandım. 10 üzeri 70 quant vardır).
<> Maddenin 5. hali plazma ile ilgisi var mı
gölge maddenin?
(Hayır,
5. hal fiziği FERMİON ailesindendir, BOZON
ailesinden değildir, yani gölge
madde BOZON'lara endekslidir)...
Yine
quantum tünel sürece ve kuantum köpüğü bizi tanıdık bir yere
götürüyor, karadeliklere. Bir karadelik demek GİRİŞ kapısı demektir, bunun bir TÜNELİ (süper uzayın 11 boyutlu koridorları) ve çıkış
ucunda bir AKDELİĞİ
vardır ki, buna worm hole/corn hole demiştik. Şimdi bu
tünel sürecini isbat edelim (gizli ağırlıklar orada saklı
olduğu için kanıtlayacağız)...
Demek ki HER iri YILDIZ (Fermion tipi quant) illa ki çöker
ve KARADELİK olur. Her
karadelik bir TÜNEL ile AKDELİK olan ucuna bağlanır
ve YUTULANI buradan kusar...
Şimdi
makro kozmos'dan mikrokozmos'a geçelim: Evrenin ilk patlamasında şiddet aşırı etkinlikler mini mini karanoktacıkları
oluşturdu. Bunlar bir protondan on ila yüz kez daha küçüklerdi. Bu ne
demektir? Bunlar BİRER MİNİ
QUANT idi.
İşte
bu minikaranoktacıklar otomatikman bir KUANTUM TÜNELİ aracılığıyla bir AKDELİĞE (fermiyona) acılıyorlardı.
İşte atomaltı düzeyde de KARADELİK-AKDELİK
tünelleri olduğunun isbatı. Yukarıdakiyle aşağıdaki
ZATEN aynı şeydir demiştik.
Makro ve mikro kozmos birbirinin YANSISIDIR.
Şimdi:
Bir karadelik 1U ağırlıktadır
(U >>> Ünite, unit, birim
anlamında) bunun ikizi de aynı ağırlıktadır. Karadelikler birbirlerine rastlayınca
hemen BİRLEŞİRLER.
Bundan 2U çıkması
gerekirken ikisinin toplamı 1,98U
oluyor. FARK nereye uçtu? (Aslında
çekim parçaları birleştirdiğinden açığa çıktı).
Dünya ve
Ay birbirlerini karşılıklı çekerler. Onların ağırlıkları
da bellidir, ama bir gün Ay ve Dünya
birleşirse toplam ağırlıkları İLLA ki, DAHA
küçük çıkacaktır. Çünkü çekimci
dalgalar iki cisim karşı karşıya durduğunda
ETKİLİDİR. O
zaman ortaya çıkarlar. İki cismin arasında mesafe yoksa (yani birleşik
iseler) artık bu ENERJİ
tasarrufa geçer ve bu enerjinin de bir kitlesi vardır ve bu KİTLE AÇIĞA çıkar.
Dolayısıyla AY + DÜNYA
>>> küçüktür
>>> AYRI AYRI DURAN AY ve DÜNYAnın toplam ağırlığından.
Böylece
candaşın sorularına (formülasyon haricinde) yanıt bulduk. Quarkların
içindeki (11 boyutlu tünel
sürecinde) yani planck mesafesinden küçük tünel içinde NUR (ennoorgy) denen SONSUZ ÖZENERJİ var. Burada
7 açılmamış boyut var ve bu tünel içinde 7 boyut enerjisi var.
Diğer
açılan 4 boyut enerjisine ise NAR (pozitif enerji) deniyor. Nar/enerji >>> TÜKETİLİR. Yani 1 tam sayı
iken, 1/2, 1/4, 1/8, 1/16... diye GİDEREK
azalırken, TÜNEL İÇİNDE BULUNAN 7 boyut enerjisi olan negatif (ya da
sonsuz özenerji, ya da Enurji, ya da
Nur kudreti) tersine katlanır:
1 tam sayı iken, 2 tam, 4, 8, 16, 32, 64 KAT olur. (Melekler bunun için multycopy oluyordu anımsayınız.)
İşte,
yeniden kaba örneğimizdeki skalaya dönelim: Sıfırdan büyük olan NAR kesirlenerek ufalanıyor ve YOKLUĞA doğru küçülüyor. Biz bu POZİTİF enerjiyi ölçüyor ve ölçümlüyoruz.
Bu NORMAL taraf ama skalanın
öte yanında 7 boyutlu ANOMALİ
tarafında ise bir tam sayı ikiye katlanarak SONSUZLUĞA doğru büyüyor.
(Allah bunun için NURün Ala nurdur).
Demek ki EKSİK çıkan değerler: Ya
bağlanma enerjisinde
veya quarklar düzeyinde, İÇ UZAYDA (tünelde, 7 boyutlu
hortum içine) saklandığı için NEGATİF ENERJİ değeri olup, bunun aritmetiği ve matematiği AYRI AYRI
çözümlenmelidir.
Son bir
örnek ile bu konuyu bitiriyorum, bir mıknatıs şudur: 4 boyutlu
bildiğimiz uzayda ELEKTRİK
ALANı ve bunun karşıtı olan 7 boyutlu iç uzayda yer
alan MAGNETİK ALAN'ı
birlikte içerir. (Durgun alanları es geçiyoruz. Bizim alanlarımız ikisi de aynı yerde ve birbirini
dik olarak kuşatmış olan ELEKTRO
MAGNETİK DİNAMİK alandır.) Mıknatıs bu
sayede çeker, ama dikkat ediniz: Elektrik
alan 4 boyutlu; Magnetik alan
(tünel ağzında bekleyen) ise 7
boyutlu.
BİR FARK VAR: Elektrik alan Magnetik alandan daha
küçük. Bu durumda magnetik alan, kendisini ağzında bulunduğu TÜNEL'den içeriye kaçırıyor
(Quarkların bağ enerjisi de aynı şeyi yapıyordu ya).
Pekiyi bu
geride bekleyen magnetik alanı nasıl ortaya çıkarırız?
>>> Mıknatısa ELEKTRİK
vererek. (Elektromıknatısların sırrı). Ne kadar
elektrik verirseniz, magnetik alan o kadar TÜNELDEN
dışarı, bize doğru çıkar, ama bu elbette bizi biraz
olumsuz etkiler.
Şimdi
HADİD suresinin 25.ayetine (aslında
26) bakalım: Elimize bir koz geçti: NE
KADAR ELEKTRİK EKERSEN; O KADAR MAGNETİK BİÇERSİN...
<> 57-Hadid/25: Yemin olsun, biz,
resullerimizi açık-seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte Kitap'ı
ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar / adaletle doğrulsunlar.
Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır.
Allah bu sayede, kendisine ve resullerine, gayba inanarak kimin yardım
edeceğini bilecektir. Allah Kavî'dir, Azîz'dir.
(Osman
Kur'anında 26. ayet Ve demiri de
indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır.
diye başlamaktadır). Şimdi gelin elektrik ekip, magnetizma
biçelim. Bir demirden gemiyi alalım, ona dev bobinlerle şehrin
elektriğini yükleyelim.
Ne kadar
elektrik verirsek, o kadar MAGNETİK
AŞIRI ETKİ alırız. ELEKTRİK
AKIMInın burada AMACI, MAGNETİZMAYI TÜNELDEN
ortaya ÇIKARMAK. Zaten elektrik akımı
kesilince işi bitiyor, ama Tünelden dışarı çıkardığı
KALICI MAGNETİZMA öyle bir hale geliyor ki, adı batsın ŞEYTAN ÜÇGENİ fırtınaları oluşuyor.
Philadelphia experiment'ta
neler oldu dersiniz? Söyleyeyim: Magnetik aşırı fırtına
yapay olarak yaratıldı. Tünelden 7
boyut enerjisi olan SAKLI ENERJİ
(Takyon enerjisi, nur) BU TARAFA geçti. Nasıl geçer? Eğer nur'dan bir gram
galaksiye düşse, galaksi yok olur! GEÇMEYE
çalışır. ÇIPLAK
olarak geçemez. HORTUMU, süper uzaydan ÇEKİP UZATIR. Kendisi çıplak
geçemediğinden TÜNELİ 7
boyuttan bizim dört boyuta uzatmıştır. Ne kadar uzatmış
mesela? Philadelphia ile Norfolk arasını
3 DAKİKADA katetmiş.
Öyle bir
gemi ki, değil saatte, DAKİKADA
210 mil gidiyor, 3 dakikada 630
mil ötede görünüyor. Bu sizin otomobilinizin, İstanbuldan Antalya'ya
bir dakikada gitmesi demektir. İşte çarşafa bürünmüş
hayalet (şaka) tiplemesi gibi, NUR
da, kendisini TÜNEL'e saklayarak, Casper gibi ortaya çıkmış.
GEMİ yatay düzlemde yolculuk yaptı.
Örneğimiz
Kur'an'da hazır: Mescidi Aksa ile
Mescidi Haram YATAY uzay yürüyümü. Yani X ve Y düzleminde gemi veya Resulullah uzay yürüyümü sağlıyorlar,
ama biliyoruz ki, Resulullah bundan
sonra DİKİNE (Z ekseninde)
MİR'ACA çıktı. Gemi aşağıda
kaldı demek istiyorum. Ya Z
dikine çıkan insanlar??? Zoraki MİR'AC
yapanlar??? Philadelphia'daki askeri
geminin TAYFALARINA ne oldu? Şaka
değil, zoraki Mir'ac ettiler.
Dikkat
ettiniz mi: Bermuda gibi doğal
elektromagnetik aşırı
fırtınalarda GEMİLER
BOMBOŞ! İnsanlar nerede?
Biraz mütalaa yapar mısınız? (Hans Ayberg'den sırların
mekanizmasını açık açık ilk ve tek dinlemektesiniz).
<> Tarık Sema'sında <> gelecekte <> Kendi Zaman kozasındalar
Şimdi
insanların nereye gittiğini ANLAYALIM.
Z boyutunda DİKİNE (mir'ac asansörü gibi) hızla YUKARI gidiyorlar. Nasıl
gidiyorlar, olur mu öyle şey? >>> OLUYOR: Çünkü AMPLİTÜD
denen bir kavram var dalga mekaniğinde,
ya da genlik deniyor.
Normalde elektrik ve magnetik alanlar
birbirine ÇAKIŞIK, TEKMİŞ gibidirler, ama DİPOLE
(çift kutup) olunca
birbirlerine DİKGEN
olurlar. Elektrik alan 4 boyutlu evrende (XY
düzleminde ve yüzeyinde) yatay
olarak salınırken, MAGNETİK
ALAN tersine buna DİK
olarak Z boyutunda yukarı GENLEŞİR.
Gemi aşağıda
yüzeyde 630 mili 3 dakikada katetti, sıçramalı olarak bir kaç yerde
daha göründü ve sonra yeniden Philadelphia'ya döndü. Yani Mescidi Haram ile Mescidi
Aksa arasında bunlar oldu. Demek ki Elektrik alanın amplitüdü (genliği) YATAY olarak 630 mil değerindeymiş.
PEKİYİ, ya dikey olarak? AYNI...
Tayfalar 630 mil yukarı çıktılar.
Çünkü elektrik alan daima XY
boyutlarımızın YÜZEYİNDEDİR
(ışık konisi
gibi yayılır). Elektrik
daima cisimlerin YÜZEYİNDE bulunur. (Elektroskopun içinde değil; yüzeyindedir) ama
Z boyutunda bir LAZER gibi dimdik çıkan magnetizma
yüzey değil, TÜNEL enerjisidir, İÇSEL enerjidir.
Şöyle
de diyebiliriz: Elektrik enerjisi
sadece pozitif enerjidir. Magnetik enerji ise nur kudretinin
tünel ucunda olduğundan NEGATİF
ENERJİdir. İkisinin cebirsel
toplamı ve/veya anomali aritmetiği EŞİT
değilse, işte o
zaman Z dikine mirac başlamış
olur. Pekiyi bir insan nasıl hem YERDE
hem YUKARIDA olur?
İnsanları
bir PARÇACIK olarak düşünün.
Her parçacık aynı zamanda
DALGACIKTIR. Yani insanın da
düalitesi vardır. Nasıl kanıtlarız bunu? İşte
uyuyunca doğal olarak elektrik alanımız (ki cesedimiz) yere yapışıp
uyur, buna ters duran MAGNETİK
BEDENİMİZ (Kirlian'dan başlayarak tefekkür ediniz) ise YUKARI düşer.
Çünkü
kitlesi ceset gibi sıfırdan büyük değil; adı üzerinde Bilinç >>> Takyon olduğundan
sıfırdan küçüktür. Sıfırdan büyük her şey yere düşerken;
sıfırdan küçük (Aynanın ötesindeki görüntümüz) ise GÖĞE düşer. GÖK >>>
Z boyutu. Tayfalar nereye gitmiş oluyor bu durumda???
<> Geleceğe.
Oraya
gelmeden, GÖĞE DÜŞMEnin
türlü paranormal hallerini zaten yaşıyoruz. RÜYA'mızda Philadelphia gemisi gibi gitmediğimiz yerlere (misal
alemine) gidiyoruz. Komada ya da narkoz etkisindeki ameliyatlı hastaları
hatırlayınız: Kendi ameliyatımı yukarıdan
seyrettim dediklerini. Bedensiz Astronomi neydi? Astral vizyon da denen gezici
durugörü. BEDENİNİZ burada ama siz YUKARIDA
gezmektesiniz.
<> Gümüşi Kordon (Tünel).
Evet,
gelelim GÜMÜŞİ KORDON'a.
Bu şu demektir: Dikine amplitüd
ile yatay amplitüd arasında BİR HAT VAR! Yani birbirine dikgen olan elektrik ve magnetik
alanların tepe noktalırını birleştiren 45 derece eğimli
(polarize) bir HAT daha var. (Kesitini dik üçgen
olarak düşleyiniz). İşte gümüşi kordonun görevi bu. HİÇ KOPMADAN ELEKTRİK
alandaki CESET genlik
ucundan, buna dik olan MAGNETİK
alandaki BİLİNÇ (Ruh, zihinsel boyut) genliği arasında
SABİT DURMAK.
Gümüşi
kordon KUR'AN'da birçok yerde SAKLANMIŞTIR. Onu size hatırlatabilirim.
Devenin iğne deliğinden geçmesinden başlayarak, PERÇEM ve TABAN diye bildirilmiştir.
Tavan-taban veya başüstü-ayakaltı diye ŞİFRELENMİŞTİR. Ayeti hatırladınız
mı? Bir kaç chat önce yazmıştık. PERÇEM (en üst)
ve TOPUK (en alt), bunlar SINIR
noktaları.
<> Rahman/41: Suçlular, yüzlerinden tanınır
da yakalanırlar perçemlerinden ve ayaklarından.
Peki, bu
mesafenin İÇİNDE yer alan şey
nedir? Perçem ve topuk arasında NE
VAR? (İpucu: Bu ayete göre orada ceset-insan yok.) Ayak ve saç arasında olan şey >>> GÜMÜŞİ KORDON!
<> Bir de Biz mücrimleri yani bu şekilde göğe
alınanları tanırız, onları PERÇEMLERİNDEN ve TOPUKLARINDAN
yakalar (çeker uzatırız =
Karadelik SİCCİN çekim
durumu). PERÇEM-TOPUK (Bunun tersi
kaburga-omurga)... Karadeliğe çekilen bir buçuk metrelik bir insanın
boyu İPLİK gibi tekilliğe
kadar 300km uzar. Eni ise iplik gibi olur. Perçemi (tepesi) ile topuğu
(dibi) arasındaki mesafe İPLİK
gibi Göğe = Karadelik tekilliğine) çekilir!
İŞTE BİZİM GÜMÜŞİ
KORDONUMUZ bu! Neden
gümüşi de altuni değil? >>> Evrenin katlarının
türlü renkleri vardır: TARIK SEMASI
GRİ'dir. DABBET ARZI YEŞİLdir
ve SÜPER UZAY >>> METALİK
RENKLİdir. (Gümüş rengindeki metalleri kastediyorum). Eğer magnetik fırtına büyük değerlerde olursa bir
de MELEZ bir safran sarısı
renk ortayı çıkar. (Diğer renklerin girişiminden oluşan
yapay bir renk, girişim rengi, reel bir renk değildir).
Demek ki GÜMÜŞİ KORDONUN YAPISI >>> SÜPER
UZAY'ın materyali. Rengi kendini ele veriyor. (Kur'an'da onun için Altın
ve Gümüş diye iki ayrı tanım vardır.) O halde GÜMÜŞ KORDON'u artık yakalamışken
betimleyebiliriz. Bir kere UZUN bir şey,
ama BİZ BU UZUNLUĞU niye
göremiyoruz? Baştan ipucunu verdim: SÜPER
UZAY MALZEMESİDİR (Geon'dan
yapılmıştır).
Süper uzay
nedir (Aşağı misal
alemi)? KUANTUM KÖPÜĞÜDÜR.
Yani üstten bakınca KÖPÜK KÖPÜK bir
deniz görürsünüz. Daha yakınına gidince ise birbiri üzerine
dolanmış uzayan kısalan kıpır kıpır geometro
dinamik sonsuz adet WORM HOLE (aslında
Corn Hole diyoruz).
Şimdi
bunlardan birini yakalayalım, adı üzerinde WORM HOLE. Demek ki bir tarafında karadelik; öteki tarafında
akdelik var. O halde adını koyalım: Bunlar birer tünel!!! Her biri bir ÖZ'e (Zerreden küçük, evrenden büyük her bir KİMLİĞE) bağlı.
Bunlardan
biri bendeki bir atomun, öteki benim, bir diğeri de şu koskoca evrenimizin KORDONU! Kim derse ki nefsim
var (bir kimliğim var) ona BİR KORDON tahsis ediliyor. Bu kordon
nasıl böyle uzar da uzar da hiç kopmaz? Sahi uzunluğu ne? Uzunluğundan
söz edebilecek miyiz bakalım?
Karadelikler ve akdelikler
BİTİŞİKTİRLER,
birbiri içinde gezerler. Yani bir karadelikten giren bir saniyede bir santim
ötede BAŞKA BİR EVRENE (ya
da bu evrenin en uzak noktalarından birine) çıkar. Salisede EVREN değiştirirsiniz.
DEMEK Kİ; bizim kordonun /
tünelin boyu SIFIR cm, ama DÜALİTESİ VAR: Aynı
zamanda iki evren arasındaki onyüzmilyonbin parselleri
katediyor. Yani uzadıkça uzuyor bu kordon.
Bir kağıdı
alalım ve en uzak köşegenleri arasından bir karıncayı
yürüttüğümüzü varsayalım. Karınca köşegeni diyelim ki
20dkda katediyor, demek ki gümüş
kordonun boyu EN UZAK MESAFE kadar. Karıncaya bir iyilik
edelim ve bu yolu yürümesin. Kağıdın iki zıt ucunu
birbirine değdirelim, bu uçtaki karınca ANINDA öteki uca gitmiş olur.
Karıncaya
şimdi, Gümüş kordonun boyu ne
kadar diye soralım, yanıtı SIFIR olacaktır. Çünkü karadelik / akdelik birleştirmesi
yaparak iki ucu birleştirdik ve TÜNEL'i
SIFIR mesafe yaptık.
Öteki karınca ise bu yolu 20 dakikada alır, ona da tünelin boyunu
soralım, yanıtı şu: Çoooooooooook
uzundu, çoooook. Hangi karınca haklı? Yanıtı sizden
bekliyorum.
<> İkisi de haklı.
Evet:
Çünkü DÜALİTE var. Tıpkı
ışık fotonu gibi bir foton DALGACIK
olarak mesela güneşten çıkıp 8 dakika yol alır. Uzayı katederken DALGACIKTIR. Ne zaman öteki yüzü
ortaya çıkar? Gelip yeryüzüne
plaja çarptığı zaman,
o anda hemen ÖTEKİ İKİCİLLİĞİNİ
kullanır. PARÇACIK olur!
Bunu nereden anlıyoruz? Fotonlar
ELEKTRON koparırlar. Eğer foton SADECE dalgacık olsaydı; elektron koparmazdı. Çünkü
elektron (madde dalgası özelliğini saymazsak) PARÇACIKTIR.
Foton çooook uzun bir gümüşi kordon gibi uzuuuun bir yolu geçti.
Foton uzun bir kordon gibiydi. Foton
dalgacıktı, ama
birden YERE ÇARPTI o anda parçacık
oluverdi. Dalgacık olarak UZAYA
/ EVRENE sığmazken (Taa 10
milyar yıl öteden bize geliyor o fotonlar) birden PARÇACIK olarak hemen şuracığa sığıverdi.
İşte GÜMÜŞ KORDON bu
örnekten daha kolay anlaşılabilir.
Biliyoruz
ki çekim etkisiyle uzay bükülmektedir / eğrilmektedir. Karadelikler uzayı
öyle eğerler ki, bizim kağıdın iki karşı ucunun
birleşmesi gibi kağıt öyle bir eğilir ki BAŞI VE SONU birleşir.Bütün
bunlar GÜMÜŞ KORDONUN boyunu
ölçmek içindi.
İnsanda
yarı-ömür sahibi radyoaktif bir yapısı vardır. Günü gelince
ELEKTRİK VE MAGNETİK ALANLARI
bitişik iken, Melekül mevt tarafından
DİPOLE edilip sonra da
birbirinden ayrılacak. Artık elektrik alan (ceset)
ayrı ve magnetik alan (bilinç) ayrılacaklardır.
Yani bir
gün uyandığımızda, rüyalar boyu yukarıda gezen bilinç
bedenimiz (zihinsel boyutumuz, ruhumuz) uyanınca yeniden elektrik alan ile
DİKLİĞİNİ
bozup, birleşiyordu ya. Artık bunu yapamayacak. Çünkü ELEKTROMAGNETİZMA >>> İLLA Kİ DİNAMİK (canlı) alandır.
Siz onu STATİK (durgun) kılarsanız,
salt statik elektrik alan (ceset)
ve salt statik magnetik alan (bilincimiz) olarak ikiye ayırmış
olursunuz. Dinamik olamazlar >>> CANLI
DEĞİLLERDİR. Onlar bir aradayken (elektromagnetizma bitişikken DİNAMİKTİR) CANLIYDILAR,
şimdi sizlere ömür.
Elektrik alan DÜNYA
yüzeyinde olmak zorunda (Yüzey
enerjisi, dört boyut enerjisidir çünkü), yani dünyaya düşmek
zorunda, ama öteki magnetik alan (Bilinç boyutumuz, zihin bedenimiz)
o da TÜNELE geri gitmek zorunda.
Tünel odur ki >>> CORN HOLE =
Mini sur borusu. Yani küçük kıyamet.
Bizi alıp götürmüştür / rücu edeceğimiz yere.
Allah inşaa
Cuma günü devam edeceğiz. Bundan sonraki konumuz şu: PHİLADELPHİA TAYFALARI NEREYE GİTTİ?
Neden paranormal şeyler yaşadılar / görünmez oldular vb. Sıkı
durun, sizlere inanılmaz ilk ve tek olarak yepyeni bilgiler vereceğim
Allah inşaa.
Artık
geronimo gitsin! Yoksa yeşile yapışacak. Allah'a emanet olun, Rabbi zıdni ilmi. Millenium dolayısıyla
yeni şeyler de söyleyeceğim. Bu arada MARS ne alemde? Gören var mı?...
Hoşkalın
dostkalın, Kur'an'da kalın. Namazlar
lütfen unutulmasın (Dinde zorlama yoktur ama, yine de ağzımdan
kaçtı). Geronimo.
Hans von Aiberg, 27/08/2003