Sohbet n° 168 - Tarih: 10 ağustos 2003
<> ve [] ile
başlayan kesimler Aiberg'e ait değildir. [] ile başlayan
kesimler sonradan eklenmiştir. Okurken
karşılaştığınız her türlü sorunu/hatayı
vb. shahoneen@yahoo.com adresine
bildiriniz.
1. Türkiye - Akp - Vurgunlar - Karteller
2. Bir kavim kendini düzeltmezse...
4. Magnetik Zırh - Tarık -
Magnetik şişe
5. Sultan güç - Üçüncü boyut - Tüneller
6. Tarık - Nur - Miraç - Wemb sistemi
- Koloniler
8. İnfak - Allaha borç vermek -
İçki - Kumar
9. Zigzag - İslam papazları -
Dabbet
Selam selam yeniden dostlarım. Şimdi chat'e
başlıyoruz.
1. Türkiye - Akp -
Vurgunlar - Karteller
Son chat'ten beri gazeteleri okuyorum da MANŞETİ
ÖNCE benim attığımı görüyorum. Özellikle ÇETE
hakkında, hükümetteki çete hakkında... Albayraklar
hakkında... Bakınız haberler benden sonra nasıl tek tek
çıkıyor.
Ben sanki erken çıkan bir gazeteyim. ;) Kimseye
iftira atmadığımı özellikle STAR gazetesinden
okuyorsunuz -benden bir kaç gün sonra- manşetler atılıyor.
Sonrasını da anlattım: hafta sonra 15 sonra gelecek ay
çıkacak haberleri de anlattım. RTE'nin 15 bin kişiden
alacağı bin kilo altını da haber vermiştim.
Bakınız BİLAL efendi evleniyor. KARAPARA AKLANIYOR.
AKP başı aklanıyor. Akpartinin şaibeli servetleri
aklanıyor. Bu da bugünün gazete manşetiydi. Okuyanınız
vardır mutlaka!
Bu gece bir ton altın ve bundan daha DEĞERLİSİ
"hediye çekleri" yarışı var. Çeklerin
miktarının 300 milyon dollar olacağını
ekspertiz hesaplıyor. Sevinin BİLAL karapara aklıyor!
Ha gayret bir de 10 milyar dollarlık AKBİL karaparası
aklandı mı, yani kızlarını da evlendirdi mi,
AKBİL partisi sütten çıkmış akkaşık olacak.
SEÇTİK getirdik. Başımıza getirdik. Allah bizi
"Kimin idare ettiği" ile CEHENNEMİ imtihan
ediyor.
Şimdi Türkiye'de ÜÇ kartel var. Birincisi klasik
Ticaret odaları, ikincisi MÜSTAKİL(!) olan bildiğimiz
İran+Suudi+Körfez sermayesi ve faizsiz bankaları ile finans
şirketleri. Üçüncüsü de AKBİL partisi
harekatı. İçinde Doğan grubu ve YAHUDİ sermayesi
(İtalyan konsorsiyumları) var. Ve en başta illa ki ALBAYRAKLAR!
Hiç Albayrak PETROL duydunuz mu? Yanıt bekliyorum. Tankerler
falan üzerinde okudunuz mu?
<> hiç duymadık hocam
EVET bu da deklare
edilmemiş servetleri! ALBAYRAKLAR PETROL var. Kuzey Irak'tan BEDAVAya
yakın ucuz petrol alıyor ve sonra fahiş fiyatla Türkiye'de
"Aslında kendilerinin olan" yüzlerce benzin istasyonuna
dağıtıyorlar. Son olarak da tüm TPAO'yu yüzde-birine
satın alıp üzerine de "Uzan grubunun malına el koyup
ödetmedikleri ve iptal ettirdikleri" PETKİM+İPRAŞ+ALİAĞA+ATAŞ
RAFİNERİLERİ... İşte ALBAYRAK PETROLÜN
geleceği...
[] http://www.albayrakpetrol.com/
Dünya çapında bir dev oluyorlar.
İtalyan+İsrail ortaklarının servetiyle... UNAKITAN
ise buna tüm finans bankalarıyla dahil: EL BARAKA-Türk gibi, Faisal
(Suudi) Finans gibi.. Salih Özcan'ın büyük ortağı
olduğu bu "Yeşil sermaye" bankaları
şimdi de TÜRKİYE-milli-petrolüne; ve
bundan sonra ise TÜRK TELEKOM'un %49'una SAHİP olacaklar!
Buyrun gelecek yılın GAZETE MANŞETLERİNİ
şimdiden yazdım. Sakın yazmadı demeyin.
Önceki oğlunu evlendirirken 3000 kişi
vardı ve bunu SERVET beyannamesine kullandı. Şimdi küçük
oğluna 15 bin kişilik RESMİ salonu tahsis etti.
Altın ve ÇEKLER uçuşacak. Öyle bir uçuşacak ki,
değil Bilal'e tüm 100 yıllık aile efradına bile servet
çıkaracak.
Zamanında bana "Hocam siyaset
yapmayalım, ben de bu partiye oy verdim" diyenler biliniz ki,
BUNUN UCU TÜRKİYE'ye dokundu. SANA ve BANA! Biz
fakirleştik. Ve Düğün ticareti hem AKBİL Partisinin
başını kurtardı. Hem de YASTIK altından İNANILMAZ
yüz trilyonları bir düğün için akıtacak.
Borsa'daki geçici iyileştirmeler, düşük
gösterilen aslında %70'lerde seyreden enflasyon. DÖVİZ:
işte dollar bunun için düşürüldü. 1600'lardan 1400'lere bunun için
düşürüldü. FAİZ "düşürülmüş gibi"
yapılıyor. BONOLAR da teşvik edici... UNAKITAN
işini iyi yapıyor. Ama gerçekte bunlar "bir anayasa
kitabı fırlatmak" kadar BİRDEN TERS dönecek
şeyler.
O zaman acı acı anlayacağız ki: GİZLİ
DEVALÜASYON sırada beklemiş ve birden TEPEMİZE
çökmüş olacak. Enflasyon HYPER olacak! "Yapamadık
işte..." diye çekip gidecekler. Servetlerinin tamamını
dışarı kaçırarak... Bunun için iktidar oldular. YEMİN
ediyorum, bunlar Üstadı Azam Berlusconi'nin kapalı
kapılar ardında verdiği BİLDERBERG taktikleriydi
-pardon çırağına emirleri- idi. En genç bakan
"Yeminliymiş". "Bilderberg toplantıları
sırdır, asla söylenemez". Böyle bir ayet mi var? (Tevrat'ta
böyle ayetler var elbette...)
2. Bir kavim kendini
düzeltmezse...
<>
Yaptıklarının hesabını birileri soracak,
yanlarına kalmaz İNŞALLAH
Bir kavim kendini düzeltmezse ALLAH
onları zinhar, asla ve kat'a
düzeltmez. ÇÜNKÜ Allah VAADİNDEN DÖNMEZ!
Şu an biraz halimiz iyi, yaşıyorsak, biliniz ki bunu JANA'ya
borçlusunuz. Borçluyum. Jana, "Bir kavmin kendini düzeltmesi için
ALLAH'tan gelen bir İLAHİ yardımın" ta kendisidir.
Bilal'in düğününün bin katı kadar kazanır İSTERSE.
Ama o sadece benim gönderdiğim ayda bin dollar ile yaşıyor.
Şu tevazuya bakar mısınız? Şu HURİ
karakterine bakar mısınız? Şu gözü tokluğa ve
tevazuya. İyi ki varsın JANA! Teşekkürler Allah'ım!
Hamd sana olsun!
Jana olmasaydı, bugün BUNLARI okumanız,
bilmeniz bile mümkün olmayacaktı. Bilal evleniyor diye sevinecektik,
"Ne magazin ama, Başbakanın oğlu evleniyor!". Ne
düğün olacak! UNAKITAN bu düğüne endeksli olarak neler
yaptı bir bilecek misiniz? KAMBİYO affını
çıkarıp yasalaştırdı. Böylece
"Yurtdışına kaçırılan tüm yüzmilyarca dollar
döviz, %4'ü altı ay içinde iade edilmek şartıyla YURT
DIŞINDA KALABİLECEK!"
Bakınız gazetelere ve Bilal'lerin
serveti 6 ay içinde NERELERE taşınacak bir
görün. Bakınız gazetelere ve bana mutlaka bir iki cümle haber
yazınız. Tüm Hanifler analist olmak ve dikkatle herşeyi bilmek
zorunda. Bana KAMBİYO affı ile ilgili UNAKITAN
kanunlarından bir iki satır yazabilir misiniz? (TOSUN
İFTİRA diyor da...)
Bekliyorum dostlar. İçinizde mutlaka
maliyeci/ekonomist de vardır, yazmanızı bekliyorum. Dört madde
halinde yazılı. "İhracatçı görünen mali
kuruluşlar da bu AFFA giriyor" -AL BARAKA ve FAYSAL
FİNANS da bunun içinde, ANLADINIZ MI dostlar? Fethullah'ın
yüzmilyar dollar servet kaçırması AFFA uğruyor. Bunun %4'ünü
TÜRKİYE'deki Vergi dairesine öderlerse, tüm KAÇIRDIKLARI milli servet AFFA
uğruyor. Şu kambiyo affı ile ilgili halen bir iki cümle
haber yazmanızı bekliyorum. Buyrun.
[] http://bigpara.ekolay.net/M3/haber_detay.asp?id=462596
<>
Unakıtan yine kendini affetti -star
Unakıtan El Baraka
başındayken toplam 1,7 milyar dollarlık hayali ihracat
ve bunun üç katı naylon fatura işi ile ilgili hayali
ihracat YAPTI! Ve bu konu yargıya intikal etmişti. ŞİMDİ
DAVALAR düşecek! (1995-1997). O yıldan beri YARGI
yargılayamadı bir TÜRLÜ! Yargı bugünleri
bekliyormuş.
<> kambiyo
affı- örümcek ağı operasyonunda adı geçen Albaraka ile
dönemin yöneticisi Unakıtan'ı takibattan kurtarıyor
VERGİ BARIŞI ile Maliye
bakanı kendini aklamış oldu. Bir Hanif sadece
din-bilim değil; WEMB ekonomilerini de bilmeli,
karşıt önlemleri de bilmeli. Allah Jana'dan razı olsun!
Sizlerden de! Unakıtan ve AKBİL böylece AKLANDI.
AKLANAN PARTİ iktidarı budur işte! Müstakbel
Cumhurbaşkanı RTE hazretlerine şapka
çıkarınız, Artık bana da "parmaktan boğum"
almaktan, ya da eli kesmekten SORMAYINIZ!
Ve artık Chat'e başlayalım: Konuyu siz DİLEDİĞİNİZ
gibi belirleyiniz. İstediğimiz kadar yazıp çizebiliriz. Önemli
olan CHAT metni. Bunun topluma ve geleceğe
ulaştırılması.
<> Son
sözleriniz, tavsiyeleriniz bizim için ne olacak?
Son söz: JANA'ya elinizden geleni yapın.
O'ndan başkasının yapacağı bir şey yok! Burada
yazılanlar asla ve asla daha önce hiçbir yerde olmayan yepyeni
şeyler. İlk kez duyduğunuz şeyler. GERÇEK VE TARAFSIZ
MEDYA biziz. Tam bağımsız gazetecileriz biz! Kader ve
sabıra devam mı edelim? Teklif getirmediniz!
<> geçen
chatlerden birinde yorum konusuna girmek istedik fakat bunun cifir ilminin
bilinmesiyle mümkün olacağını söylediniz peki bize bunu kim
öğretecek ve ne zaman kendi bulgularımız oluşacak?
CİFİR cebiri (Meta-Matriss)
zor bir konu. Tebeşir elde bir sürü Kardinal sayı ve sembol
ile bu anlatılır. Gördünüz sadece 6. dereceden denklemleri bile
anlatmakta (soyut sayıla) ne kadar zorlandım. Zorlanmamın nedeni
"ÇİZİMLERİ" klavye ile anlatmaya
çalışmaktı. CİFİR kütüphane dolusu bir kitap
demektir.
<> Ve
bir şeyi daha göstermek istedim: SORU ile YANIT'ın
farkını... Soru basit değildi. Soru evrenseldi. Ve Kur'andaki 49
DEMİR (zırh bakır vb) misalini bir araya getirerek, tek soruya
49 yanıt verdik. Hem de ÖZET idi, özet bile değildi, bunlar konu
başlığıydı. Bir gün bunları Ansiklopedik olarak
ve zengin malzeme eşliğinde insanlığa vereceğiz. Yeter
ki "Gün eksilmesin penceremden".. Sorunun yanıtı tatmin
etti mi? (Kur'an'ı mahallemizin imamının anladığı
gibi anlamaktan her Hanif müstağnidir)
Mesela NE TATMİN etmedi? Buna
başlamamız için buyrun soruyu ayrıntılayın. Sorunun
yanıtı yeterli gelmediyse, SORUNU ayrıntıla! Çünkü
bu "Ne var, ne yok?" diye bilgisayara sormaya benziyor. AYRINTILAYIN
sorularınızı...
4. Magnetik Zırh -
Tarık - Magnetik şişe
<> sebe-11 de
geniş geniş zırhlar imal et dokumasını da ölçülü yap,
bunun nasıl bir zırh olduğunu anlatır
mısınız; geleceğin zırhlarını, WALHALLA ve
ALLAHLAW'ın kalkan teknolojilerini, gelecekte nasıl zırhlar
kullanılacak?
"Elektromanyetik KALKAN"
anlamında mı? Yoksa "Cinlerin Magnetosferi"
anlamında mı? AYRINTILAYIN. Bende yanıt çok, ama lütfen
soruyu AYRINTILAYIN ki yanıt vereyim. TAFSİL Kur'an,
bunu unuttunuz mu?
<>
elektromanyetik KALKAN anlamında; magnetik alanların kalkan olarak
kullanılması
Pekala HANGİ yüzyılın
teknolojisini istiyorsunuz? (22, 23, 24 yy) 24. yy mi? Magnetik
şişeden bahsetmiştim, hatırladınız mı?
Bununla ilgili bir linkimizi veriniz, ki söyleyeceklerim daha iyi
anlaşılsın.
<> cem'an
teknolojisini kullanan bir zırh imal edilebilir mi?
Magnetik şişe
şudur: dünyanın EN GÜÇLÜ yakıtı! Bu yakıt
doğrudan GAMMA PATLAMASIDIR. Gamma ışını
patlaması... En ideal TARIK yakıtıdır. Bu
yakıtta katı-sıvı-gaz hiçbir yakıt kullanılmaz, PLAZMA
yakıtı kullanılır. Maddenin dördüncü halini (ateş
anasırı) kullanırsınız. Bunun için, bir ARACA
(mesela Tarık/UFO vb) tabak bölümünün altına üç tane
kondansatör korsunuz. Bunlardan biri "yüksek eksi elektromagnetik
alanı", diğeri "yüksek artı magnetik alanı"
DEPOLAR! Üçüncü kondansatör (iniş takımına
benzeyen yarım kürelerden bahsediyorum) ise MAGNETİK şişedir.
Mesela "1 mol" ANTİMADDE imal
edilir: bu diyelim ki Anti-BOR atomları olsun! Bu "bırakılır",
dolayısıyla öteki kondansatördeki normal BOR atomu ile birleşir.
Ve ikisi birbirini yok ederek, BİR ÇİFT gamma
patlamalı foton halinde ŞİDDETLE tepki yaparak JET
etkisi yaparlar. Yani püsküren IŞIĞIN ta kendisi
olur. İşte buna PLAZMA yakıtı diyoruz.
Böylece FOTON (Gamma patlamalı) bu jet
tepkisi sayesinde içinde bulunduğunuz araç (Tarık) ve bunun
motoru (Adiyat-1700.
3 asır sonraki Adiyat suresi) IŞIK HIZIYLA hareket
etmiş olur. Çünkü yakıtı ışık olunca, ve
ışık hızı saniyede 300 bin km olunca, ARAÇ da
mecburen bu hızla gider.
"Hiçbir şey ışık
hızıyla gitmez" dediğinizi duyar gibiyim.
Haklısınız: madde bu hızda çözünüp ENERJİ olur.
Ama işin içyüzü başka: ışık hızına
hızlandığınızda, hareket yönünde "BOYUNUZ
KISALIR". Bir metrelik cetvel sırayla yarım metre, çeyrek
metre vb olur. Pekiyi bunun sonunda ne olur? Cetvel, öyle kısalır ki
"SIRAT KÖPRÜSÜ" oluverir. Kıldan ince...
5. Sultan güç - Üçüncü
boyut - Tüneller
Şimdi bunu biraz açalım: hareket
doğrultusu ENİNE'dir. Bir metre uzunluğunda ve diyelim ki
iki cm kalınlığındaki bir cetvelin alanı >>>
200cm karedir. Eğer bu cetvel yarım metre olursa, bu kez dört santim
eninde VE DİKİNE kalınlaşacaktır. Çeyrek metre
olduğunda ise kalınlığı
Yani enine 1cm olması demek; DİKİNE
200cm olması demek. EN TÜKENDİ (X ve Y
sıfırlandı), fakat DİK >>> Z ekseni
ise evrendeki SAKLI DÜZLEME, görünmeyen boyuta geçti. Bu Z
ekseni (Sultan güç vb Rahman-33) hatırladınız değil
mi? Ve aynı olguyu "Karadeliklere çekilen maddenin İPLİK
gibi tek boyut olduğunu = Devenin iğne deliğinden geçtiğini"
hatırladınız değil mi?
Karadelikler, Z dikindeki UZAY UÇURUMLARIDIR
demiştik. İşte SULTAN güç denen bu Z ekseni,
ışık hızı yasağına KARŞI GELMEDEN
sizi DİK BİR YERE TAŞIMAKTADIR. Yani enine madde halinde
gidemezken, DİKİNE madde halinde ve zarar görmeden
gidebiliyorsunuz. ORASI TEK SEMA >>> VE SİZİN
ADINIZ TARIK'tır. Ve siz ENERJİYE dönüşmeden MADDE
halinde oraya gidebiliyorsunuz. Buraya kadar da anlaşıldı
mı?
<> hint
fakirinin iç uzayına girmesi gibi mi?
(O başka bir şey, iç uzay >>> Evren-kürenin
İÇ ÇAPI boyunca yani kürenin içindedir. Benim
söylediğim ise KÜRENİN DIŞINA (Sema budur >>> Z
dikine yani iççapın UZANTISI OLAN SULTAN BOYUT'a
çıkıyorsunuz. İççapta DABBET; dışçapta ise TARIK
SEMASI vardır. İç çap ARZ'dır (dabbet); DIŞ
ÇAP UZANTISI ise SEMA'dır (Tarık). (Yukarıdaki
yazdığımı bir kere daha okuyunuz, ki Hint fakiri ile
Zülkarneyn'i ayıralım ve böylece, herkesin fakir
olabileceğini ama Zülkarneyn olamayacağını GÖSTERELİM).
Pekala soru var: evrenimizin yüzeyi BİR BALONUN
YÜZEYİ (alanı = en ve boy çarpımı yerine geçen X
ve Y koordinatlarıdır). Bu görünen yüzeydir. Çünkü üzerinde
yaşarız, geziniriz. Ve bunun zamanı "ŞİMDİ"
şu andır. Ama evren sürekli genişlediği için, DÜN ya
da bir saniye önceki YÜZEY daha küçüktür. Şimdiki yüzeyimiz ise bir
saniye sonrakinden küçüktür. (Buna evrenin genişlemesi diyoruz). VE
BİZ HEP İKİ BOYUTLU EVREN YÜZEYİNDE yaşıyoruz,
yani bu alana yapışmış kalınlıksız resim
gibiyiz.
Bir tür kalkan balığı gibiyiz,
kalınlığı olmayan bir kalkan balığı gibi...
Hani ÜÇÜNCÜ BOYUT >>> SULTAN boyut >>> Z
(Hu). O geçmişte kalan evren katmanlarıdır. Eğer
zamanda geriye giderseniz, mesela 10 yıl öncesine >>> kendinizi o
YÜZEYDE on yıl daha GENÇ görürsünüz. Eğer on yıl
geleceğe geçerseniz, kendinizi on yaş yaşlı görürsünüz.
Dikkat ediniz hep iki boyutlu yüzeyde kaldık. ÜÇÜNCÜ boyuta
geçemiyoruz.
Üçüncü boyut şudur: bigbang (gittikçe
şişen balon) merkez noktasından YUKARI çıkan
boyuttur. Orada değilsiniz (daha önce küçükken oradaydınız).
O merkezi noktadan ŞİMDİ/ŞU AN evren
yüzeyine değen Z dikmesine >>> İÇ ÇAP
denir >>> GEÇMİŞLERİN TOPLAMI DENİR.
Bunun uzantısını alınız >>> Bir günün 50 bin
yıl olduğu (her saniyeyi ışık hızıyla
çarpınız).
Yukarıdaki Z dikmesi uzantısı ise İÇ
UZAY değildir, çünkü kürenin içinde değil, (kürenin daha
genişlemediği, gelecekte genişleyeceği) iç çapın
uzantısıdır. Küre kısıtlı (Riemann) iken
bu çap Lobatçevski uzayı olarak sonsuz bir dikmedir. BURASI
iç uzay (Dabbetül Arz mekanı) değil; DIŞ UZAY (Tarık
seması)dır.
Tüm karadelikler ve dolayısıyla tüneller MUTLAKA
İÇ UZAY içindedir, bizim uzay ile ilgisi yoktur. Çünkü karadelikler
uzayın YÜZEYİNİ öyle eğer ki, artık X ve
Y düzlemini tam dik kesen bir Z UÇURUMU (iç çap) yaparlar. Bu
uçurumun dibinde saklı olduklarındandır ki, KARADELİKLER
(adı üzerinde) HİÇ GÖRÜNMEZLER. Ayrıca her karadelik
ucunda bir akdelik vardır: İşte bu da DIŞ ÇAP
uzayında yer alır. Yani GELECEKTE genişleyeceğimiz
yerlerdir ve ŞİMDİDEN görünürler.
Bu akdeliklere kadar uzanan tüm tünellere (Worm Hole/Aslında
CORN HOLE = Mini sur borucuğu) diyoruz ve genel adı
"Quantum tünel süreci ve/veya quantum köpüğü" olup, SÜPER
UZAY denen evrenimizin dışındaki DIŞ ÇAP
uzayı (Aşağı misal alemi) dokusunu
oluştururlar.
<> dünyada
şu an kaç tane AKDELİK uzmanı var?
Tek ben kaldım. Zaten belli olmuyor mu? Hangi biri
ya da eserde bunlar yazılı ki? Kim yazmışsa, o BENDEN
BAŞKA ÖTEKİ AKDELİK UZMANIDIR. Çünkü benim bulduğum Aiberg
uzayı, Wheeler süper uzayı ile Sarfatti Hyper
uzayının da ÜSTÜNDE. Üstünde dediğim şu: tüm Corn
Hole'lar/mini sur borucukları-boynuzları, tümü SİDRE'ye
kadar tek bükülmüş halat olur ve bundan ÜSTTE >>> HORN HOLE
(Asıl sur borusu, tek boru-Akdelik çıkışı olmayan TEK
yer). Bunu benden başkası BULAMADIĞI İÇİN tek UZMANIM
-şimdilik-. Daha bu yazdıklarımı anlayacak karadelik
uzmanı bile yok dünyada... Bırak yazmayı, anlamaları için
fırınlar dolusu ekmek yemeleri gerekir -dermişim-. Nerede
kalmıştık?
<>
aaaaahhhhhhhhhh aaaaaaaahhhhhhhhhh, kendime yanıyorum, boş geçen
yıllara ve yerimde sayışıma
(Ah çekme karşıki dağlar
yıkılır sonra;). Merak etme, senin boş
yıllarını MUTLAKA dolduran ALLAH ALİMLERİ
vardır ve onlar muallimlerdir. Onlardan öğrenirsin -Rabbi
zıdni ilmi- dediğin sürece. Allah dualara MUCİB'dir.
Hele hele zatının övdüğü ve yol gösterdiği dualara (Ta-Ha/114).
Zaten ayet ne diyor "Okurken ACELE etme" >>> bunu sen
BOŞ GEÇEN yıllar olarak görmemelisin!
Yine unuttum, nerede kalmışız bir
bakayım! (Soruları saklayınız, şu anda MAGNETİK
ZIRH'dan söz ediyoruz. Şu anda MAGNETİK şişe
konusunu bitirelim.) "Madde ve antimadde birbirinin eşleniklerine
rastladıklarında birbirlerini yok ederek, MADDEYİ bir
çift ENERJİ fotonuna (gamma ışınına)
çevirirler" diye yazmışım başlarda...
<> plazma
yakıtında mı kalmıştık?
6. Tarık - Nur - Miraç
- Wemb sistemi - Koloniler
Bir TARIK içinde dört doğa kuvveti
denetlenebiliyor.
1. ÇEKİM >>> UFO'nun
yarattığı kendi 3G veya saniyede 11,8km kaçış
hızı, dünyanın 9,8km/s hızını
aştığından, UFO, dünya çekiminden (moment
sakınımından vb) etkilenmez. Ancak kendi hızında bir
şeyden etkilenir. (Kafdağı ifritleriyle bu yüzden
çarpışabiliyorlar).
2. Elektromagnetik kuvvet: UFO'nun topuzu ve
dibindeki MERCEK ikisi birer ELEKTROMAGNETİK ŞİDDET
kutbudur. Bu öyle dehşetlidir ki, Philadelphia'daki gemiyi, bir
saniyede AY'a götürüp getirir. Bir saniyeden de az! UZAY YÜRÜYÜMÜ
yaptırır. Bunu açalım: Philadelphia deney gemisi kendi
elektron-atom kafesine sığmadığı icin bir dakikada
800km ötelere ışınlanmıştı. Yine de "uzayda
yürümüştü". UFO'da ise "Uzay SİZDE YÜRÜR
>>> İSRA GECE YÜRÜYÜŞÜ". İsra suresi ilk ayeti
yazar mısınız?
<> İsra-1
Bütün varlıkların tespihi o kudrettedir ki, kulunu, gecenin birinde
Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya
yürütmüştür. Bu, ayetlerimizden bir kısmını o kulumuza
göstermek/onu ayetlerimizden biri olarak göstermemiz içindir Hiç kuşkusuz,
O, Semi'dir, Basir'dir.
Şimdi irdeleyelim: girişte SONSUZ ÖZÜNLÜ (sonuşmaz
enerji olan) NUR KUDRETİNİ (ennoorgy)
anlatılıyor (Tesbih azalacağına çoğalan TAKYON
enerjisinin adıdır). "Bütün varlıkların tespihi o
kudretdir ki... ayetlerimizden bazılarını kendisine
gösterelim/kendisini ayetlerimizden bir parça olarak gösterelim diye..."
Bunu Resulullah'a bir kaç kez gösterdi. Cebrail (ki takyon) YÜKSEK
bir ufukta idi (Sidre) ve dünya izdüşümü vermişti.
Daha önce de Resulullah onu görmüştü (Hira dağında KEHF'de).
Gelelim devamına: "...kulunu, gecenin
birinde Mescit-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i
Aksa'ya yürütmüştür...". Şimdi: İKİ KIBLE arasında
bir YÜRÜMEDEN söz ediliyor. Yani eski Kıble KUDÜS ile
şimdiki kıble KABE arası... Resulullah
yürümüyor. Resulullah sanki 5cm kadar Z boyutunda havada duruyor,
onun altından X ve Y (dünya yüzeyi) yürüyor. Yani bir
mescidde ayağını kaldırıyor, diğeri altından
geçerken İNİYOR. Ve yatağı bile
soğumamış oluyor! (Bunun için Philadelpiha deneyi
başarılı olmuştu). X ve Y arasında iki noktayı
ENİNE geçtikten sonra DİKİNE Z boyutunda ise
Mir'acını tamamlıyor (Sema'ya çıkıyor).
Uzay yürümünü böylece anlattıktan sonra (ki illa ki
ayetlerden anlatıyoruz). Şimdi Tarık altında UZAY
YÜRÜYÜMÜ nasıl oluyor? İsra-ilk ayetleri zaten
tafsilatlı tek kitap olan KUR'AN'ın BU AYETİNDE
saklıdır. Yani Philadelphia, Şeytan üçgenleri ve UFOloji
bu AYETİN ŞİFRESİ içinde haber verilmiştir.
Anlayana/görene = "innehu hüves semıul besıyr" (Allah
işitici ve görücüdür). Semiu aynı zamanda >>> DUYURAN,
ilan eden, önceden bildiren demektir. Tıpkı El Habir
>>> hem haberdar olan, hem haber veren ismi gibi...
Tarık "Mekke-Kudüs arasını
YATAY olarak kat ediyor zaten. Ama bundan ötesinde Tarık MİR'ac'ın
bir etabına (Tarık Semasına) çıkabiliyor. Yani UZAY
YÜRÜYÜMÜNÜ Philadelphia gemisindeki gibi enine değil, DİKİNE
başarıyor. Pekiyi tarık semasına çıkınca ne olur?
DİKİNENİN sonu vardır (Bir günün 50 bin
yıl olduğu hız). DİKİN SONUNDA, GÖK
>>> TEK GÖK OLUR VE YER TEK YER OLUR. İkisi MAHŞER
MEYDANI denen yine İKİ BOYUTLU ve dümdüz (De Sitter
uzayı) haline gelirler.
YER VE GÖK
BİTİŞİKTİR ARTIK (en başta
da öyleydi). Yani ayrılmışken yeniden bir MEYDAN
düzleminde birleşirler. Yer bir mezar kalınlığında;
gök ise sadece bir mızrak boyundadır. Ve burası artık
mahşer meydanıdır. Yeniden Z boyutu (Rahman-33
>>> Sultan KUVVET BOYUTU) oluşturulana kadar, İnsan
(madde) ve Cin (enerji) bu iki boyutlu, ayna gibi sahte derinlikli MAHŞER
meydanından çıkamıyorlar. (Ekranda açtığınız
pencereler de öyle değil mi? Hepsi monitorun iki boyutlu yüzeyinde ama
sanki, dizilince önde ve arkadaymış gibi duruyorlar.
Bunları zaten zamanında
anlatmıştık. UFO'nun elektromagnetik
fırtınası öylesine güçlüdür ki, TARIK'a uzay
yürüyümü yapabiliyor. Ve bir diğer doğa kuvveti olan Güçlü
nükleer kuvvet, GAMMA/Yapay aknoktacık oluşturacak
kadar güçlü. Bir şey daha: Sonuncu kuvvet olan ZAYIF ÇEKİRDEK
kuvveti ise inanılmaz şiddetli nötrino rüzgarı
oluşturuyor. Böylece içerideki
kötü/yakıcı/ısı/ışık vb, bilhassa da "Magnetik
şişenin" bıraktığı ölümcül gamma
ışınları NÖTRİNO rüzgarı halinde
dağıtılıyor ve kimse yanmıyor! (Zayıf
nükleer kuvvet çekirdekteki dehşetli enerjiyi, NÖTR olarak,
yani kimseyi yakmadan, evreni yok etmeden çekirdek dışına
alarak, çekirdeği KARARLI halde tutar.) Böylece doğanın
dört kuvvetinin de TARIK/Dhurakhapalam içinde EN
ŞİDDETLİ olarak üretildiğini görebiliyoruz.
Şimdi gelelim 24-25. yy kalkanına... Madde
ve antimaddeyi birbirinden nasıl ayırabiliriz? Yani antimaddeyi
öyle bir yerde tutmalıyım ki, maddeye hiç rastlamasın.
Bunun için Tungsten falan yetmez. Pekiyi ne yapmalı? Basit: madde
ve antimadde bolca kullanıldığında, birbirine temas eden eşlenik
atomlar bir çift fotona (gamma ışınına)
dönüşürler. Yani aralarına BİR FOTON RÜZGARI duvarı
girer. Fotonlardan biri dışa, diğeri içe (çünkü zıt
iki yöne tepkime yaparlar) rüzgar -daha doğrusu- duvar, ayıraç,
separatör foton duvarı oluştururlar. Bu sayede madde ve antimadde
birbirine karışmadan KESİN olarak
ayrılmış, antimadde ise "bir küresel foton
rüzgarı içine" HAPSOLMUŞTUR!
Fotonlar buna nasıl dayanıyor? Foton erimez ki?
Daha bigbang'in ilk dehşet saliselerindeki cehennemi sıcaklarda
oluşan bu girgin GAMMA ışını fotonları
denen quantlar değil miydi? Onlar erimezliklerini zaten
kanıtlamışlar;). Demek ki erimez bir duvar (daha doğrusu tecrit/izolasyon
KÜRESİ) elde edebiliyoruz, erimez bir KÜRESEL hazine
yapabiliyoruz...
Neyse gelelim NASIL BİR ELEKTROMAGNETİK kalkan
yapabiliriz. Bunun yanıtını verelim ve taaa 24.yy'a gidelim.
Bütün koloniler (ki şimdiki dünya nüfusu kadar insan popülasyonu var),
bütün gezegenler ve gezegenciklerde (Jüpiter uyduları gibi) yerleşik
duruyorlar. Ve KENTLERE sahipler. Bir kentin büyüklüğüne örnek
olarak, mesela İstanbul'un Bakırköy semtini bir KUBBE
altına alınız. Bundan bin tane var, onbin tane de var...
Şimdi Kubbeyi yapacağız. Ama bu bilim kurgu filmlerinden
farklı olacak: çünkü onların magnetik kalkanının adı
var, kendisi yok. Pekiyi bir magnetik kalkanı yapabilir miydik?
Cevabı HAYIR! Ama, ama, ama, TERS KALKAN
YAPABİLİRMİYİZ? EVET! Bu yarım küre olan kalkanı
TERS çevirmek değil.
Sırrı açıklıyorum: bir magnetik
şişe yaparsınız. Bundan yararla, bir de FOTON DUVARI
içine hapsedilmiş ANTİMADDE deposu yaparsınız.
Antimadde 24.yy düzeneği şudur >>> bildiğimiz MADDİ
ELEKTRO MAGNETİK ALAN KALKANI (hani yapılamayan) yerine, ANTİMADDE
NEGATİF ELEKTRO-MAGNETİK KALKANI oluşturursunuz. Yani
pozitif enerjiyi (dış etkileri, şıhab, meteorid,
komet, oksijen kaybı vb vb.) negatif enerji
kalkanınız BİR FOTON DUVARI (görünmez duvar) ile ENGELLER.
Dışarıdan girdi gelmez. Ve içeriden kayıp olmaz.
İkisi birbirini FOTON DUVARI dengelemesinde TERAZİLERLER.
Ama tek bir yerden giriş vardır. GÖKTEN DEĞİL!
Pekiyi bu Bakırköy kadar koloniye nasıl gireceğiz? Öyle ya,
kargo gemimiz var, yolcu gemimiz var. Nasıl gireceğiz içeri? GÖK/sema
yasak ise ARZ da mı yok? Bunun sırrı şu
ayetlerde (iki tanesi vereyim çünkü düzinelerle var): ŞİD HUD
SALİH AD SEMUD ve??? Önce Şid peygamberin ayetini yazar
mısınız? Araf-65'den itibaren...
<> Araf-65: Ad
(kavmin)e de kardeşleri Hud'u (gönderdik): "Ey kavmim! Allah'a kulluk
edin, sizin O'ndan başka bir ilahınız yoktur. (O'na
karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?" dedi.
<> Araf-66:
Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: "Biz seni bir
çılgınlık içinde görüyoruz, ve gerçekten seni yalancılardan
sanıyoruz."
<> Araf-67:
(Hud), "Ey kavmim! Bende çılgınlık yok, ben alemlerin Rabbi
tarafından gönderilmiş bir elçiyim." dedi.
<> Araf-68:
"Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri tebliğ ediyorum ve ben
sizin için güvenilir bir öğütçüyüm."
<> Araf-69:
"Sizi uyarması için içinizden bir adam aracılığı
ile, size bir zikir gelmesine şaştınız mı?
Düşünün ki (Allah) sizi, Nuh kavminden sonra, onların yerine hakimler
yaptı ve yaratılışta sizi onlardan üstün kıldı.
Allah'ın nimetlerini hatırlayın ki, kurtuluşa
eresiniz."
<> Araf-70:
Dediler ki: "Sen, yalnız Allah'a ibadet edelim de
atalarımızın kulluk etmekte olduklarını terk edelim
diye mi bize geldin? Eğer doğru sözlü isen hadi bize bizi tehdit
ettiğini getir."
79'a kadar yazınız lütfen, 79 dahil, SIRLAR
burada DİŞİ DEVE'de.
<> Araf-71:
(Hud) dedi ki: "Artık size Rabbinizden bir azap ve bir
hışım inmiştir. Haklarında Allah'ın hiç bir delil
indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın
taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor
musunuz? Bekleyin öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber
bekleyenlerdenim!
<> Araf-72:
Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve ayetlerimizi
yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik.
<> Araf-73:
Semud kavmine de kardeşleri Salih'i (gönderdik): "Ey kavmim dedi, Allah'a
kulluk edin, sizin O'ndan başka bir ilahınız yoktur. Size
Rabbinizden açık bir delil geldi. İşte şu, Allah'ın
devesi, size bir mucizedir; bırakın onu Allah'ın yeryüzünde
yesin (içsin), sakın ona bir kötülük etmeyin, yoksa sizi acı bir azap
yakalar."
<> Araf-74:
Düşünün ki (Allah) Ad'dan sonra sizi hükümdarlar kıldı. Ve yer
yüzünde sizi yerleştirdi: O'nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz,
dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayın
da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık
çıkarmayın.
<> Araf-75>
79: Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler, içlerinden zayıf görünen
müminlere: "Siz, dediler, Salih'in, gerçekten Rabbi tarafından
gönderildiğini biliyor musunuz?" (Onlar da): " (Evet),
doğrusu biz onunla gönderilene inananlarız!" dediler.
<> Araf-76:
Büyüklük taslayanlar: "Biz, sizin inandığınızı
inkar edenleriz!" dediler.
<> Araf-77:
Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan
dışarı çıktılar; "Ey Salih, eğer hakikaten
elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir!
"dediler.
<> Araf-78:
Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı,
yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
<> Araf-79:
Salih de o zaman onlardan yüz çevirdi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! And
olsun ki ben size Rabbimin elçiliğini tebliğ ettim ve size öğüt
verdim, fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz."
71. ayette "FOTON RÜZGARI" deliniyor ve
kavimin sığındığı kent yerle bir oluyor. 72'de
bunların çok azının kurtulduğunu görüyoruz. 73'de Semud
kavmi >>> Salih geliyor. "Size Rabbinizden açık
bir delil geldi. İşte şu, Allah'ın devesi, size bir
mucizedir; bırakın onu Allah'ın yeryüzünde yesin (içsin),
sakın ona bir kötülük etmeyin, yoksa sizi acı bir azap yakalar".
Bu dişi deve nedir: DEVE >>> GAMMA (ışını).
Yani foton rüzgarı. Ama DİŞİ (negatif
ALAN). Artık sırlar belli oluyor mu? (Dabbet
konuşuyor). (Deve dişidir. O dört ayağı üstündedir
>>> Arş'ın dört direği gibi dört kuvvet KULELERİ
ile kalkan yapılır. Deve erkek olsaydı
>>> bildiğimiz elektromagnetik kalkan olurdu. Ama TERSİ
>>> NEGATİF/DİŞİ kalkan! Negatif/anti
kalkan!)
<> Araf-74
Düşünün ki (Allah) Ad'dan sonra sizi hükümdarlar kıldı. Ve yer
yüzünde sizi yerleştirdi: O'nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz,
dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini
hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak
karışıklık çıkarmayın.
"Ve yer yüzünde sizi yerleştirdi: O'nun
düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler
yontuyorsunuz". İşte uzay kolonileri: 1. "Yer
yüzünde sizi yerleştirdi: O'nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz";
2. "Dağlarında evler yontuyorsunuz". Uzay yerleşimi
(kolonik gezegenler de ARZ'dır) iki yöntemle oluyor. Ya GAMMA
kalkanı, ya da bildiğimiz gibi DAĞLARA falan girerek KORUNMAK!
(Ucuz yöntem). Dikkat ediniz Peygamberin adı SALİH'dir (WEMB
düzeni gibi sulhçu vb.). Kolonilerde bazıları DÜZENE
KARŞI oligarşi oluşturmaya kalkışırlarsa
ne olur? Yanıtı Kur'an'da: "artık Allah'ın
nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak
karışıklık çıkarmayın".
<> Araf-75
Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler, içlerinden zayıf görünen
müminlere: "Siz, dediler, Salih'in, gerçekten Rabbi tarafından
gönderildiğini biliyor musunuz?" (Onlar da): " (Evet),
doğrusu biz onunla gönderilene inananlarız!" dediler.
Koloni iktidarı kavgaları... Bakalım neler
yapmışlar? Daha doğrusu bu duruma nasıl gelmişler de
başkaldırmışlar. Şimdi bir düşünün, kolonilerde
mesela on kuşak boyu doğup yaşayan var. WEMB onlara
baskıcı geliyor. (Hatırlayınız sapık devletler vb
demiştim, ki bunlar serbest bırakılmışlardı: External
devletler). Allah'ın düzeni onlara baskı gibi geliyor. WEMB
kumandanlığını işgalci, kendilerini KOLONİ/GEZEGENİN
YERLİSİ sanmışlar kuşaklar boyu... Bir yere
sahiplenmek içgüdüsü: ben yerliyim, siz yabancısınız,
yabancılar defolun, işgalciler dışarı!
Başkaldırıyorlar. Ama SIR GİBİ saklanan dört
direk teknolojisinden, yani negatif kalkanın dört
direğinden/kulelerinden İLMEN haberdar değiller. Ayetlere
bakalım:
<> Araf-77
Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan
dışarı çıktılar; "Ey Salih, eğer hakikaten
elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir!
"dediler.
Ayette devenin boğazlanması >>>
HAVASIZLIK yanında, dört ayağının kesilmesi de
var, ONU BULUNUZ lütfen, başka bir mealden de yazınız.
Dişi devenin DÖRT ayağının kesildiğini de göreceksiniz.
<> Araf-77
Derken o dişi deveyi tepelediler, ayaklarını keserek öldürdüler,
Rablerinin emrine baş kaldırdılar ve: "Hey Salih, sen
gerçekten peygamberlerden isen, bizi tehdit etmekte olduğun azabı
getir de görelim!" dediler.
"77. Derken o dişi deveyi tepelediler,
ayaklarını keserek öldürdüler"; "ayaklarını
keserek öldürdüler", "ayaklarını keserek". Devenin
dört ayağı, olur örneğinden yola çıkarak... devam ediyoruz:
<>
Şems-11> 14: Semud kavmi, azgınlığı yüzünden
yalanladı. - 12: En haydutları ortaya fırladığı
zaman, - 13: Allah'ın elçisi onlara şöyle demişti: Allah'ın
devesini ve onun su içme hakkını koruyun. - 14: Fakat elçiye
inanmadılar da deveyi devirip boğazladılar. Bunun üzerine,
Rableri onların günahlarını kendi başlarına geçirdi de
o yurdu dümdüz etti.
Önce UZAY KOLONİ YERLİLERİNİN
LİDERLERİ: "11: Semud kavmi,
azgınlığı yüzünden yalanladı. - 12: En haydutları
ortaya fırladığı zaman" yukarıdaki eylemi yapıyorlar.
<> Araf-77
Derken o dişi deveyi tepelediler, ayaklarını keserek öldürdüler,
Rablerinin emrine baş kaldırdılar ve: "Hey Salih, sen
gerçekten peygamberlerden isen, bizi tehdit etmekte olduğun azabı
getir de görelim!" dediler.
Böylece KALKAN giderek zayıfladı.
Ama daha önce en önemli şey bitti: bu nedir? Şems'in ayetlerini DİKKATLE
okuyunuz. EN ÖNEMLİ besin nedir?
(Havadan sonra >>> hava daha devam ediyordu,
çünkü kalkan zayıflamıştı ve daha hava vardı). SU!
Ayeti bir daha yazar mısınız? SU ile ilgili olanı.
(Bu hem ATLANTİS, hem de kolonilerin suyunun kesilmesi, susuzluktan
ölmeleri).
<>
Şems-13 Allah'ın elçisi onlara şöyle demişti: Allah'ın
devesini ve onun su içme hakkını koruyun.
WEMB elçisi
onları uyarıyor: "DİKKAT havaya güvenmeyin, suyunuz ÖNCE
BİTECEK!" diyor. Kalkan SU (ağır hidrojen
izotopları ötesinde bir bulgu) ile varlığını
sürdürmektedir. Bu su >>> ANTİ-H2O. Yani ANTİ-SU!
Ve devam edelim:
<> Araf-77
Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan
dışarı çıktılar; "Ey Salih, eğer hakikaten
elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir!
"dediler.
<> Araf-78
Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı,
yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
<> Araf-79
Salih de o zaman onlardan yüz çevirdi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! And
olsun ki ben size Rabbimin elçiliğini tebliğ ettim ve size öğüt
verdim, fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz."
Şimdiki sırrımız şu: KALKANA
GÖKTEN/semadan girilemediğine göre, nereden GİRİLİR?
<> Araf-78
Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı,
yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
APTALLAR, "Yukarıdan
girmeyeceklerdi". KOLONİ Komutanlığı YERALTINDAN
girilmesini "birinci ve tartışılmaz emir olarak"
bildirmişti. Bu ayetin devamı da Yasin ortalarındaki
ayetlerde... Ltf 41> 44.
<>
Yasin-41> 44: Zürriyetlerini o dopdolu gemilerde taşımamız da
onlar için bir ayettir. - 42: Onlar için gemilere benzer, binecekleri
başka şeyler de yarattık. - 43: Eğer dilersek onları
boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de
kurtarılırlar. - 44: Ancak bizden bir rahmet olarak bir süreye kadar
daha nimetlensinler diye kurtarılırlar.
Şimdi bunun yorumunu size bırakıyorum:
Kolonist asilere ne olmuş dersiniz? Ve Kolonilere İNSAN
ZÜRRİYETİ nasıl taşınmış -tarihçesi-
anlatabilir misiniz? WEMB kurtarmış. Çünkü WEMB'i
oluşturan 3M. BENİM (DABBET OLARAK) BAŞLARINA GELECEK
ŞEYİ İLK KEZ ve YEGANE yazmamdan dolayı KURTARICI
OLARAK BEKLİYORLAR!
Ben yazmasaydım kim kurtulur denemezdi. TAMAMI
KURTULAMAZDI. Sırrın biri de "Suda boğulmak".
Acaba ne demek! Elbette birincisi havasızlıktan boğulmak.
İkincisi de ağır hidrojen suyu infilakları... Şimdi
konuyu candaşa anlattık. Ve KALKANI bitirdik. Bu konuda soru
yoksa, size "saklı tutun" dediğim soruları bana
sorabilirsiniz.
<> üstlerin
kalkanları anlaşıldı ama bireysel askeri amaçlı
magnetik kalkan zırhları yok mu? Enbiya 80 ve sebe 11 de ise
savaş sıkıntılarından korunmaktan bahsediyor
BİREYSEL ASKERİ AMAÇLI MAGNETİK ZIRHLAR YOK MU? Veya benzeri bir
zırh teknolojisi?
Elbette yüksek askeri teknolojiler senin dediğin
bireysel kalkanları yapmaya daha yüz yıl içinde bile muktedir. (Bunun
ayrıntılarını yazdırırsan MIB eline
geçebilir. Bu yanıt yeterli mi?)
<> Deggalin
telepati veya messenger yeteneği var mı? Geçmişe mesaj (bilgi)
gönderebilir mi?
Deccal/Deggalo
paralel evrenimizin yaratığı. Ama tesadüfen KÖTÜ (iyi
bir cins de olabilirdi). SEMADAN giriyor. ONU
DEŞİFRE EDEN tek paralel yaratık ise DABBET. Deccal-Dabbet
ikilisi... Biri negatif semadan, öteki pozitif yerden geliyor.
(Tek Dabbet BEN değilim, ben BİRİSİYİM.
Dabbetlerden bir Dabbet. Önce İsa POZİTİF SEMADAN,
DECCAL NEGATİF SEMADAN, farka dikkat).
Düşünce hızı
ışıkhızından hızlı bir takyon hologramı
olduğuna göre, DECCAL'in geçmişe mesaj gönderebilmesi her
zaman mümkün. Ama illa ki üç zaman diliminin ortasında: önde HIZIR,
ortada Deccal, en arkada onu yok etmek için izleyen İSA
(Messiah). (Peygamber değil -emekli peygamber- yeni MESİH
İsa). Hızır kaçar gibi yaparak, GERİ
döner (zaman durur); onu öldürmek için Deccal de durur. Deccal
Hızır'ı öldürürken, durduğu için İSA da
yetişir ve Deccal'i öldürür. Yani TELEPATİ yeteneği bu üç
zaman diliminde oluveriyor. Bunları sıraya koyabilirsin... Ya da
sorunu daha açmalısın.
<> gelecekten
bugünlere karşı bağcılara bir taktik veya strateji veriyor
mu? (Daha spesifik olarak soruyu böyle sorayım.)
Tamam. Ama yanıtı YAZDIM. Çünkü
İsa'nın geleceğinde Deccal/onun geleceğinde HIZIR
var. Hızır senin önerdiğin görevi yapıyor. ÖLDÜRTEREK
kendini, hiç bir zaman ona yetişemeyecek olan İsa'nın da onu
öldürmesi için feda ediyor. DECCAL ile Hızır'ın kendini
feda edip şehid etmesi dışında hiçbir kuvvet (Allah'tan
başka hiç bir kuvvet) ETKİ edemez. Negatif evren ile
aramızda mikro saniyelik ZAMAN FAZI KAYMASI var!
<> Buna
"bir çeşit kanat indirme" demiştiniz.
Evet dilerse HIZIR kanadını indirmeyip YAHYA
peygamber YERİNE GEÇERDİ. Kendi elindeydi kanat indirmek. Ve
kendini feda etti (edecek >>> HA/VET!). Kanat indirmek
şudur: Hızır doğal bir Zülkarneyn'dir. İki
değil, sonsuz zaman ucu vardır. İsteseydi TARIK semasında
kalırdı. AMA KALMIYOR, DABBET olmayı yeğliyor. Bu
onun fedakarlığı ve feragatı hayatıdır. Zaten
buna karşı çıksa bile Deccal onu parça parça ederdi. Önce
elinin başparmağını almıştı, sonra karnını,
sonra mesela kalbini falan diye devam edecekti. Tamam mı?
8. İnfak - Allaha borç
vermek - İçki - Kumar
<> İnfak
konusuna da değinebilir miyiz?
İNFAK >>> NAFAKA'sından
bir kısmını ALLAH'A GERİSİN GERİYE BORÇ VERMEK.
Nafakayı veren/rızkı tamamlayan ALLAH!
Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur: TEK KUTUP SAMED'dir,
yani HEP VERİR (hiç almaz). Allah hiç bir yere sığmaz
-mü'minin kalbinden başka- neyse, Allah'a BORÇ vermek de
odur. Bu borcu Allah'a vermesi/iletmesi için bir ALİM veya YOKSUL
(öksüz, aciz, öğrenci vb) bulmanız gerekir. Veya KITAL
ederek (katili olarak hayvan kesip, onu dağıtmak) gerekir.
Ama Allah kurbanı İNFAK kabul etmiyor.
Çünkü Kurban GELENEĞİNİ GETİREN bir
yanlışlık sonucunda İbrahim atamızdır.
Allah'ın dostunun ricası üzerine getirdiği kıtaldır.
Ama İNFAK yani Allah'a borç vermek, doğrudan ALLAH
dileğidir. Kıtal durumunda sadece İbrahim'e verilen SEVAB
vardır. Ama İNFAK durumunda Allah inanılmaz biçimde bunu
kat ve kat DÜNYADA ve sonsuz kat Ahıret yurdunda GERİ
ödeme yapar, bereketlendirir. Bizler hep KITAL (katletmeyi, kurban
kesmeyi) seçmişiz. Çünkü KURBANI SEN (kesen) de yiyorsun-afiyet
olsun;=P.
Ama İNFAK, senin HİÇ BİR
ŞEYİNDEN faydalanmadığın doğrudan ALLAH'a
giden şeyin adıdır. Dedem son zamanda dedi ki: "Bankadan
çekip göndereni Allah banka sahibi yapacak". Ben bunu
yorumlayamam, ama, bunu yapanınız varsa, işte Banka sahibi = GİBİ
olacak. Eğer bunun yerine kurban kesseydi. Asfalta kanı
karışan RTE için kesilen yüz kurbandan biri diye
kaynayacaktı. Kurban kesen BANKA sahibi olamaz, sadece
"Ağa"dır ve fukara doyurmuş gibidir. Ebubekir
Sıddık neyi varsa İNFAK etti/sadece miras ayetleri
gelince, çocuklarının hissesini beytül maldan (Bütçeden) geri istedi.
İnfak konusu da ayrıntı ile aydınlanacak bir konu.
Detaylı soru varsa yanıtlayayım.
<> Bakara-219
Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki:
"Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da
vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha
büyüktür." Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki:
"Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü
olduklarınıza yeterli olanından artanını verin."
İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin
düşünebilesiniz.
<> ayette
geçen infak anlamı nedir?
Ayet tamamen yanlış meallendirilmiş.
Hiçbiri doğru değil: uyuşturucunun her çeşidi (şarab
yok) ve Kumar >>> bu ikincisinde (İKİSİNDE
DEĞİL, İKİNCİSİNDE). Şimdi başka
bir mealden burayı düzeltelim lütfen. Başka bir mealden okuyunuz.
<> Bakara-219 Sana,
şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük
bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her
ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. Yine sana iyilik
yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. "İhtiyaç
fazlasını" de. Allah size ayetleri böyle açıklar ki
düşünesiniz.
<> Bakara-219
Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: "bu ikisinde büyük bir
günah ve insanlara bazı yararlar vardır. Ancak günahları
yararlarından daha büyüktür." Yine sana neyi başkalarına
vereceklerini soruyorlar. De ki: "Sizi sıkmayanını."
Allah, düşünesiniz diye, ayetlerini size böylece açıklıyor.
Demek ki ben Kur'an'ı bilmiyormuşum:) YANLIŞ
-her zamanki gibi-.
<> Bakara-219
yes'eluneke anil hamri vel meysir* kul fıhima imün kebıruv ve menafiu
lin nasi ve ismühüma ekberu min nef'ıhima* ve yes'eluneke maza yünfikun*
kulil afv kezalike yübeyyinüllahü lekümül ayati lealleküm tetefekkerun
EYN varsa her ikisi demektir.
Örneğin >>> İSMEYN >>> HER
İKİSİ DE kaçınılmalı gibi; ismüha
>>> onda GÜNAH vardır değil, "Eğer
faydaları zararından küçük kalırsa >>> TERK EDİN"
anlamında, "kaçının/imtina edin"
anlamında. Zaten Sanskritçe, nereden bilecek Elmalı,
diyanet ve cahil YNÖ? Nereden bilecekler? Bilselerdi CUMA tatil, NAMAZ
beş vakit demezlerdi. İSMEYN var mı? (ism'de peltek
se harfi >>> B üzerine üç nokta konandan).
<> ismühüma
HAMR (beyni örten
uyuşturucuları/Afganlılar gibi esrarkeşleri)... Hamr
>>> BEYNİ örten. Hımar >>> Başı
örten saç. Humur ikisinin de çoğulu... Meysir >>>
BİREYSEL KUMAR (evinin arabasının anahtarlarını
tapusunu verenler, çeteler). Ama bahsi müşterek, piyango vb değil,
yani loto moto değil. Çünkü bunlarda Menafi >>> YARAR
vardır. Beden terbiyesi, fak-fuk-fon, ilk öğrenime yardım,
stadyum, spor sahaları vb. Hatta hükümet açığı
kapatırsınız. MENAFİ NAFİ faydalı demek. Kul
fıhıma >>> BU BAĞLAMDA (ikisinde değil), de ki
bu bağlamda: ismün >>> içerir, Kebir ül >>>
Büyük, ismün >>>
Kaçınılması/alışkanlığın terk edilmesi
<> kul
fıhima ismün kebırul ve menafiu lin nasi ve ismühüma ekberu min
nef'ıhima*
VE İNSANLARA FAYDA
vardır = "ve menafiu lin nasi". Fayda nedir? Zarar görmemektir
ve görmediğinden öte, ektiğini biçmektir. Ama fayda ve zarar BAŞABAŞ
olursa (örneğin içkiliyken) namaza durursunuz, (hatta durun, namaz içki
yüzünden bile terk edilemez). Fakat ZARAR FAYDA'yı geçerse,
örneğin SARHOŞ (sekret) haldeyken NAMAZA DURMAYINIZ!
Niye namaza durulmaz? Çünkü Maun suresinde de yazıyor: "Gördün mü
namazdan men edeni?". İlla insan değil, nesne de
insanı men eder! "ve ismühüma ekberu min nef'ıhima".
KAÇININ BÜYÜK bir biçimde NAFİ (faydasından
-terazisinin eksi çekmesinden- sorumlu) olandan. Ben içki ve kumarı SERBESTLEŞTİRMİYORUM.
Sadece KUR'AN sadığıyım. NE YAZIYORSA
onu YAZDIM, GERÇEK KUR'AN!
Gelelim İnfak'a GERÇEK İNFAK NEDİR?
Bunu biliyor musunuz? Mesela Vakıflar İNFAK'ın GERÇEK
olanı değildir. NEDEN? Vakıf kurarak neyi
kurtarırsınız? O kurtardığınızdan daha
beş vakıf da yapabilirdiniz.
<> vergi
EVET VERGİ! O yıl ve
on yıl VERGİ vermiyorsunuz. BU İNFAK mı?
Yoksa bilmem ne Holding'in dümenden...
Dikkat >>> ZEKAT infak değildir, zekat
bir mali ibadettir. İNFAK >>> ALLAH'A BORÇ VERMEKTİR!
Hani "Onlar da Allah'tan razı oldular" deniyor ya
ayette... Allah'dan razı olmaya hak kazanmak için ÖNCE İNFAK
ediniz. (Tekrar ediyorum: ZEKAT değil). Zekatın ölçüsü
vardır. 14'de biridir (Yezidilikte 40'da bir). İnfak şudur
>>> KENDİ RIZKINDAN (çocuğun vb değil) >>>
KENDİ rızkından, aç kalmak bahasına ALLAH'a
BORÇ VERMEK, kendi nafakasından bile FERAGAT ile kendi
nafakasından >>> ve sadece ALLAH'a borç verendir.
İnfak niyetle yapılır/namaz oruç gibi.
Mesela bana bir milyon mu gönderdiniz. Onu HANS'a göndermiyorsunuz.
Böyle olursa adı sadaka olur. Filtre/fitre olur. Onu HANS'a
değil (HANS'ı, Ahmet'i, Mehmet'i, tüm isimleri unutun) ALLAH'a
verdiniz. Verdiğiniz kişi sadece İNFAKINIZ
ulaştıracak bir ARACIDIR.
Ha, yer miyim? Evet yerim! Nasıl yerim? Çünkü ben
postacıyım >>> MAAŞIM olmalı! Ama
bunları BEN Mİ YERİM? Hayır! Çünkü O
postacının görevi mektubu (hayır haseneti) ADRESE (Allah'a)
ulaştırmak. Bu arada elbette kendisi de MAAŞINI
almaktadır. Maaşım kadar yerim, ben mektubu çalmam! Onu illa ki
adrese teslim ettiğim için MAAŞ alıyorumdur.
Benim AKP'lilere benzer bir halim var mı? Ben
aylarca (günlerce değil) makarna, bulgur pilavı yedim. Gitar
çalıyordum ve aldığım ücret şimdiki parayla 100 Euro
kadardı. Ama onunla OKUTUYORDUM/infak ediyordum. Onlar kebap yese
bile ben makarna yiyordum. İŞTE infak. Bunu niye
anlatıyorum? Reklam mı? Hayır Ali İmran 114-115
gereği... Özellikle 115'e dikkat.
<> Ali
İmran-115 Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir hayır,
nankörlükle karşılanmayacak/karşılıksız
bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir.
Ama BEN dedim. Ben kimim? 114 lütfen.
<> Ali
İmran-114 Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyilik ve
güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük ve çirkinliği
belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde
yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve
barışa yönelik hizmet üretenlerdendir.
104 ve 110
yaptığı iyiliği anlatamaz. Ama 114 için ruhsat
vardır >>> ÖRNEK olmak için/ibret için anlatmak
durumundadır. 115 bunu anlatıyor, anlayan anladı. Mesela namaz
kıldığımı yazıyorum, ama dikkat ediniz,
nasıl kıldığımı değil NAMAZIN
verdiği inanılmaz güzellikleri ve lezzetleri anlatıyorum -anlayana-.
Ben 115'in ruhsatına haizim. Çünkü ben 114'ün bir ferdiyim. Pekiyi ben
kimim? Yanıtı 113. ayette.
<> Ali
İmran-113 Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için
baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta
tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde
secdelere kapanmış olarak Allah'ın ayetlerini okurlar.
9. Zigzag - İslam
papazları - Dabbet
ZİGZAG Sheriff'iyim. Sonradan MÜSLÜMAN+HANİF
olanlardanım. Müslüman doğmadım ben iki hayatımda da... SONRADAN
müslüman oldum. Yetmedi HANİF müslümanım. Ben bir protestant
müslümanım. Kahrolsun ortodoks ve katolik müslümanlar.
Talibanlar, Humeyniler, kininizle geberin pis Nurcular! Yeni
şafakçılar! Kalan herkese SELAM SELAM. BARIŞ BARIŞ!
Barış ak-pak nineme... Aklı fikri mevlid töreninde 40'ı
çıkacak, 52'si çıktı diyen aksaçlı neneme selam, seni
seviyorum. Dedem benim seni de seviyorum. Her ne kadar hadisleri AYET
sanıp bana nasihat etsen de...;)
Ve İĞRENÇ MÜSLÜMAN PAPAZ İMAM! Seni
sevmiyorum! Sen NAMAZI bana MESLEK olarak satıyorsun. Pis papaz!
Pislik Zangoç müezzin! Haram olsun VERGİLERİM
sana ve imama, bir de YEŞİL SERMAYENİN CÜBBELİ -
TAKKELİ - YAHUDİ SAKALLI ve gerici Şeyh veya EVLİYASINA!
Kininizle geberin!
Bunlar dışında herkese barış
barış. Selam selam diyor geronimo ve geronimo bu akşam yola
çıkıyor (misafirler nedeniyle) ve misafirler Geronimo'nun GECE DE
chat'e girmesini engelliyor. Üzgün geronimo! :((( Gece de zaten 5 saat
yapıyorum chat'i... Ödeştik mi? Hakkınızı helal
ettiniz mi?
<> helal olsun
hocam!
<>
inşallah sizi değerlendirmek nasip olur!
DABBET
değerlendirilmek içindir. O ayetleri DEĞERLENDİRİLSİN
diye yazar. O Elmalı, YNÖ, diyanet denen PAPAZ teşkilatı
falan değildir. Dabbet AYET okudu mu KULAK KESİLİN. Zaten
nefsinden de konuşmaz. Dualarım sizinle.
Geronimo gidiyor
dostlarım...