Chat n° 064 -
Tarih: 03 mart 2002
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın
Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının
yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde
bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız
her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com
adresine bildirebilirsiniz.
[] Kaptan aiberg nickiyle bağlandı
<> Selam Selam hocam
slm ve slm sevgideğerler,
Hanifcandaşlar.
<> Hoş geldiniz Derviş Hocam
Demin [G] ve [V] ile sohbetteydik.
Bu tarafa transfer olduk. Ötede bir Op (ops) nöbetçi kalsa ve adresimizi verse.
<> ok hocam
Elbistanlılar buraya
hicret ettik.
<> selam selam
Muhacirlerden ensar'a selam ve selam.
Medine'nin adı
Yesrib=Arap olmayan (Öteki adı ferruh). Sonra Ensar'ın nezaketi karşılığında
Medeni (Medine) kent dendi.
Allah onlara Ensar=YARDIMCI (Allah'a yardım eden
anlamında) buyurdu.
Diğerleri hicret
eden=Muhacir.
Bunun 7 anlamı daha var:
1. Hicret eden (Göç eden)
2. Araplığı bırakan,
başka bir olumlu duruma değişim gösteren.
3. Keşif, açımsayan,
öncü (Explorer ve pioneer)
4. Hacar=Kilometretaşı
5. Kabuk değiştirmek,
gömlek (yılanda) değiştirmek, kozadan çıkmak,
6. Mesajcı-ulak-postacı
7. Bu kelime İbrahim
milleti dilinde Hajarah'dır (Sankritçe). Taş (Hacer) ve Göç anlamına
gelir.
Allah'ın dostu olarak o
ülkeye göç etmiştir İbrahim ve orada Hanif millet için YER açmıştır. BABA mirasımız olarak...
(İbrahim ve Resulullah
efendilerime fatiha). Amin.
<> oki
Zaten skandinav dilince Aukay
(İng. Okey=Amin demek). Almanca bilenleriniz anımsayacaklardır:
Helau (Hollow, Holoween) ise Hello'dur.
<a> 9-Tevbe/100: Muhacirlerden ve Ensar'dan ilklerle, güzel düşünüp güzel
davranmada onları izleyenler var ya, Allah onlardan razı olmuştur;
onlar da O'ndan razıdırlar. Onlara altlarından ırmaklar
akan cennetler hazırlamıştır. Sonsuza dek hep orada
kalacaklardır. Büyük kurtuluş işte budur!
<a> 9-Tevbe/97: Çöl Arapları; küfür, parçalanma/ikiyüzlülük yönünden daha şiddetli;
Allah'ın resulüne indirdiği şeylerin sınırlarını
tanımamaya daha yatkındırlar. Allah Alim'dir, Hakim'dir.
Evet [A] kalem tutan ellerin
dert görmesin...
Demin öteki tarafta
"Hicret edelim" dedim de sonra konuşturan konuşturdu
beni...
<> slm slm
Selam ve selam. Aramızda
hristiyan varsa salut et salut, Musevi için şalom wa şalom. Yeter ki BARIŞ olsun iki kez katmerli barış.
<> salut ne oluyo
Latince Saludad=Selam. Salut
ve salute olarak fransızcada var.
<a> tevbe suresinde muhacirler (ensar) övülürken araplar
yeriliyor
Evet [A], bunu vurguladım.
Medine'de asla bir Kureyşli
olmadı. Onun için orası Medeni.
Beni Kurayza ise kendi
halinde yaşıyordu. Ta ki Resulullah Kureyş'e meydan okuyunca iş
değişti ve gerçek yüzlerini gösterdiler.
<> Sadece beş Kureyşli Ebudekir Ömer Osman Ali
Hamza, (SvS) tümüne
<> Emin şehir
<> Hocam günümüzde dahi öyle bi yaşam var sanki. mekke
ile medinede
Evet, Wahhabilik=Yezidilikin
babası Süfyanizme dönüştü.
Nasıl ki bir namaz kıldıran
(İmam) ücret alamazsa, haram ise Ayetler diyor ki: "Mekke açık şehirdir,
kudüs ile birlikte tüm semavi dinlerin (Göksel ehli kitab dinlerinin) ortak malıdır.
Bir Ş
E R İ F yönetiminde dünya
kentidir". (İngilizcesi Graceland)
Şheriff kelimesi zaten
Orange (Turunç) gibi haçlı seferleriyle İngiltere'ye götürülmüştür.
<> böldüğüm için özür... çarşamba günü aradığımız
gitar bulundu mu?
Hayır.
O quantum bilgisayarı
parçası ve alınması gerekli. (Ben değil messenger ısrar
ediyordu.)
<> bulmak zorundayız o zaman
500 dolara sadece kargo ile
geliyormuş Türkiye'ye. Almanya'da var.
<> ebayde var 2 kişi
satıyor hem de, 10 günde gelir
<> para sorun değil hans, ben öderim yeterki onlar gitarı
bulsun
Messenger diyor ki: "21
Mart'a kadar zamanınız var".
<> hocam almanyada yoktu olanlar da satildi
<> Casio DG-20 Midi
Guitar NR $140.50 18 Mar-07 13:09
<> CASIO 1980'S DG-20
DIGITAL GUITAR $36.00 6 Mar-11 19:58
<> İngiltere var bir tane iyi durumdaymış
gitar, cevap bekliyorum fiyatı hakkında
<> siz lütfen devam edin ben bir bakıp geleyim
O zaten GİTAR değil. Gitar bahane. "O bir sır saklıyor".
1980 çıkışlı bir 1N sırrını.
[] Guest kanalda provokasyon yapıyor
<Guest> siz neden bahsediyorsunuz hala anlamadım
İçindeki sırrın
DEV MODELİNİ çizen ise
Tesla. Onu bir büyük alet sandılar. Ancak mikrocip formülü olduğu
anlaşıldı.
<> hocam şu an yapılmış bir 1N mi var
Hayır. Çünkü gelecekte
yapılan bir araç, geçmişe yol aldığında, gençleşir.
<Guest> ne bu şaka falan mı
????
Yanlış mı anlaşıldım???
Derviş olduğumu
bilen bilir.
<> biliyoruz hocam
<> J-deneyi (Jessup'un philedelphiya
deneyi) ve K-deneyi (Kozirev tayyı zaman deneyi) dışında
bir gelişme var mı?
Daima var.
Zigzag=Süper dinamik değişken.
Her an terakki (İttihadı yok, sadece terakki) ;))
<Guest> yanlış buna süper abukluk denir
[] Guest kanaldan atıldı
19.Org idi aldırmayın.
<> Zigzag'i trademark haline
getirmişler. html'in mucitleri zigzag diye bir yazılım geliştirdiklerini
söylüyorlar
Html bir Zigzag
Omnextranscience çalışmasıdır.
<> Hypertext with Visible Connections-COSMICBOOK(tm). A New
Generalization of Structure- ZigZag(r) COMING SOON-Long-term publishing with
prepayment- Xanadu PERMAPUBTM and PERMASTORETM.
Evet...
<> http://xanadu.com çok
eskiden beri millet CERN der html mucidi diye.
Böyle bir link olduğunu
bilmiyordum.
<> çok eskiden beri millet CERN der html mucidi diye. Ben xanaduyu hatırlıyorum 93lerden
Ben Cern'de de çalıştım.
Ama orası ile zerrece ilgisi yok. Bu Zigzag'ındır. (Yani şu
an içinde olduğunuz/olduğumuz Zigzag'ındır.)
<> CERN ile ilgisi yok evet. Cernde sadece ilk sayfalar host
edilmişti, hatırladığım kadarıyla.
"ZIGZAG(r) SOFTWARE DESIGN FOR A NEW COMPUTER UNIVERSE (still in
prototype)"
CERN çok
önemliydi. Orada 200 kadar teknisyen olarak biz BOZONları bulduk. (Denel olarak bulduk w-, w+ ve nötr w yanında
Z nötr bozonu.)
<k> Brooklyn.ny bana 15 dak. mesafe [E]! Hemen nasıl alacağımı söyler misin?
<e>
Çok kolay, ama auctiona girmen lazım. Özelden söyleyim
<k>
Oldu [E]
İşte bu bir KERAMETTİR. [K]'ye 15dk mesafede... Bu bir keramettir, gerçek
keramettir.
<e>
Evet hocam
Kısmet meselesi: Casio
Japonya'da ve [JP] bile çaresiz kaldı. Ama NY'de [K]'nin burnunun dibinde çıkıverdi. Bunun
için keramet diyorum ve nasip meselesi. Keramet (Magie anlamında) gerçekten.
[K] sana yukarıdan
torpil yapılıyor. Şaka değil bu. Herşey sana yakınlaştırılıyor.
Çünkü sizler yurtsuz bırakıldınız. Çarlık işgalinde
Çerkezler ve Kabartaylar kolay teslim oldular. Ama Karaçay-Balkarlar Kafkas
kartalını idiler. O yüzden soykırıma uğradılar.
Kimi Türkiye'ye göç ettiyse
de İnönü'nün Türkleri iade edip öldürtme merakına güvenemeyenleri artık
Türkiye yerine özellikle Newyork'a gittiler...
ABD onları kucakladı.
Kafkas Türklerinin ABD'ye gerçekten B O R C U vardır.
(Messengerden nakil)
Eğer Aras nehri
üzerinden gelselerdi, köprüde yeniden rusyaya iade edileceklerdi. (İnönü
politikaları böyle kalleştir.)
<k> That's why I'm American.
<k> tşklr hans ne güzel açıkladın. Öğrensin
herkes niye american olduğumu
<a> Karaçay-kabartay (bayrağına) konu olan dağın
bir sembolik sırrı var mıdır hocam
KAF
(Kappa=Caucasus=Kafkas=Kaf dağı sırrı. Tepenin adı KARTALIN. (Adını haritada
bulabilirsin [A])
[K] o katliama uğramamak
için NY'a göçen ailelerdendir. Ona üç kere selam olsun!
<k> bana biraz müsade (ebay'de biraz surf yapayım)
Biiznillah [K]. Kolay gelsin.
Allah aileni bize bağışladı. Ve dolayısıyla
seni... Allah senden razıdır. (Messenger'dan)
159 karaçaylı Aras nehri
üzerinde köprü üstünde iade edilerek ŞEHİD
edildi.
Türkiye'nin yöneticisinin bu
kalleşliğine yuh olsun... Ve bunu telafi eden ABD'ye selam olsun...
Diğerlerini katledilmekten kurtardı.
200 bin Kafkasyalı
türk'ü savaş bitiminde Almanya (Lejyon) Türkiye'ye iade etmek istedi.
(Rusların öldüreceğini biliyordu). İnönü "Hayır"
dedi. Ruslar aldı. 21km uzunluğunda Kiev asfaltına elleri telle
bağlı olarak ve yüzüstü yanyana yatırarak üzerinden AĞIR tankları en y a
v a ş biçiminde geçirdi...
Rakamı yineliyorum: 200 bin (İkiyüzbin türk) Stalin yahudisine değil,
İnönü'ye yuh olsun yuh!
[K] ve ataları o
katliamdan kurtuldular: Çünkü adresleri doğruydu: U S
A . [K] ve Karaçayların, tüm Dağıstan ve Kafkas milli
çevrelerinin ABD'ye borcu vardır.
Dört kere selam olsun [K]'ye...
Tam yarım milyon
Sincan'lı göçmen aldı ABD. Türkiye kontenjanı 2000 / yılda
fakat SİNCAN kontenjanı
13,600 yılda... İstatistiklere bakabilirsiniz.
ABD halkı masumdur.
Onlar da Lobiler tarafından SÖMÜRÜLÜYORLAR.
Gelecekte bir başkaldırı
olacak ki (Zaten Adler döneminde olmuştu) Jewish Lobby'nin tozu kalmayacak.
Manhattan Chase Bank, el
Kaide'nin finansörü... Bundan sıradan ABD yurttaşının bile
haberi yok... Onun için masumlar...
Aynı banka Fethullah
Gülen'in de iştirakçisi. (Asia Finance)
<> o banka zaten şer güçlerin merkezi değil mi?
Evet.
Tarih ise tarih budur...
Spekülasyon ve saptırma yaptırmadan yazdım bunları...
Tarafsızca. Hakça.
<> rockefeller ve sonsuz hayatçılar. yaşlanmıyorlarmış
adamlar... sürekli gençlik iksirleri alarak
Ona Bilderberg'lerin
kontrolündeki
<a> Manhattan Chase Bank, yönetim kurulunda Rahmi Koç vardı
[A]'ye dikkat ediniz. Rahmi Koç dedi. Vehbi Koç'un çalınan
cesedi sırrı...
<> Evet Vehbi Koçu nakletmişler başka bir yere
<> Hocam hz. isanın soyundan geldiği iddia ediliyor
bu avusturya hanedanının.
Hz. İsa kan olarak Beni İsrail'dendir.
Bu da onların Yahudi olduğunu tescil ediyor. Böylece hristiyan çoğunluk
müşteri ve mudilerine ŞİRİN
görünüyorlar.
<> Maria Magdelena'dan. Rivayete göre hz. isa mecideli
meryemle evlenmiş, çocukları da fransaya kaçmış. Ordan
Avusturya hanedanın soyu olan meşhur habsburglar gelmiş.
Maria Magdelena ile İsa'nın
hiçbir ilişkisi olmadı. Benim grubumda sayısız
ex-prostitute var. Hepsi tevbeli. Hiç biriyle ilişkim olmadı. Din'i öğrettim.
Herkes bunu flört sandı. (Bakınız Ali İmran 115. ayet)
<> 3-Ali İmran/115: Ne hayır işlerlerse, asla
karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva
sahiplerini çok iyi bilir.
<> 3-Ali İmran/115: Ne iyilik yaparlarsa, karşılığını
bulacaklar. Allah sakınanları bilir.
Yani ayet diyor ki:
"Onlar zannınızdan öte hayır için koşuşturuyorlar.
Allah o hayır sahiplerinin yaptığı takvayı
bilir."
Bu ayet bağımsız
değildir: 113-114'ün devamıdır.
<> 3-Ali İmran/113: Hepsi bir değildir. Kitap
verilenler içinde gece vakitlerinde Allah'ın ayetlerini okuyup secdeye
kapanan doğru bir topluluk vardır.
<> 3-Ali İmran/114: Allah'a ahiret gününe inanır,
iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar ve hayırlara
koşuşurlar. İşte onlar, iyi kimselerdendirler.
"Ne hayır işlerlerse, asla karşılıksız
bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilir".
Maria Magdelena tevbe etmiştir.
Ve İsa dahil ilişkiye girmemiştir. İki Meryem'in mezarı
(Anne ve Mecitli Meryem) Selçuk ve Manisa'dadır. (Meryemana Efes ve Spil
dağı) Lei hattı girişi.
(Lei hattını daha
önce AR serisi olarak burada bir
örnekle sunmuştum.)
<> 1885'de fransa'da Rennes-Le-Chateau isimli kasabada bir
kilisede "terribilis est locus iste" yazan bir yer buluyorlar. altında
da "cennetin kapısı" yazıyor. Arka planda ise maria
ile isa'nın evlendiğini, maria'nın sürgüne gönderilişi vs.
tasvir eden ikonolar var...
Ama doğru değil.
Aynı kaynaklar Lut ile iki kızının incest yaptığını
da söylüyorlar. (Allah'a sığınırım)
<> Peki bu "cennet
kapıları" başka yerlerde de var, özellikle piramitlerle,
ziguratlarda, böyle bir şeyin esprisi nedir? Bal-El tanrının kapısı
Heaven's door=Lei hatları
giriş ya da çıkış galerileri. Yeraltı galerileri.
En önemlisi de Zigzag dağının
(Arafat) altından akan Zemzem galerisi'dir.
[] "By the Stream of Zemzem under Zig-zag Hill" (Book 1,
Chapter 5, Finnegans Wake, James Joyce)
Subterrains bir yeraltı
atlası da var. Onları çok iyi biliyorum ama ben 2000 yılı
itibariyle açıklamaya mezun değilim. Belki on yıl sonra.
Mesela sizlere
Zigzagberg=Arafat dedim. (Hacc Arafattır)
Mesela sizlere Spil-Berg
(Manisa İzmir megakenti) dedim, bunların gerisini getirebilirsiniz.
(Spielberg musevi kodu ile
ilgisi yoktur.)
Milli parkın olduğu
Manisa Spilberg'i dünyanın en güçlü magnetik alanlarından biri OLACAK'tır.
Bir de ZİGZAGBERG ve dağ olmayan iki deniz seviyesi de var.
Amerika'daki Kureyş
Aquapolis'i...
Şimdi bir açıklama:
Dinde ve bilimde "BUGÜNE KADAR olanlardan" dosdoğru
olmak kaydıyla sorumluyum ve inanıp itaat ediniz (Kur'an olduğu
için).
Gelecek ile ilgili verdiğim
bilgiler ise "HENÜZ"
(Daha, Noch, Yet) O L M A M I Ş T I R . O yüzden olmamışlar bir kronoloji sırasıyla ÇIKANA KADAR inanmayabilirsiniz.
(Bunlara ha-vet diyorum,
çünkü NASIL İSBAT EDEYİM?) Hangi tarih kitabını açıp
göstereyim. Adler ve Hitler'in,
Alois ve Alias'ın nasıl yer değiştirdiğini. WEMB'in
nasıl gamalı haç/Svastika haline getirildiğini nasıl
anlatayım?
Nasıl anlatsın Musa
KATİL olduğunu? Hızır
bir çocuk öldürdüğünü? Çocuğun gelecekte yetişkin ve İnönü
kadar azılı bir katil olduğunu... Çocuğun Yuşa olduğunu
vb. söyleyen Kur'an değil mi?
<> evet
Kur'an'a KUŞKUSUZ inanıyoruz.
<> evet amenna
Ama benim Kureyş=Grace(land)
derken yazdıklarım Kur'an'da yazmıyor. (Aslında ince bir
zeka ile yazıyor.) Dolayısıyla gelecek hakkında
söylediklerim HA-VET'tir.
Örneğin Ala suresinde Ğussaae=Petrol
bulunana kadar, petrol çağı gelene kadar HA-VET, ama petrol bulununca Süper Evet!
Ben de böyle bir ikilem
içindeyim. Ha-vet demekten başka bir çarem yok ki! (Sadece gelecek ile
ilgili konulara Ha/vet (I/O) diyorum, bunu aklınızda tutun lütfen.)
<> Tarık suresine devam edersek bunların daha iyi
anlaşılması kolaylaşacaktır PRF. =)
Ve Tarık suresine dönmek
için bir araştırma yapılmalı.
Çünkü Peter Kolosimo ve daha
bir çok insan Tarık'ın Tibet, Hindu vb.cesi olan Dhurakapalam[dan
bahsediyor].
Dhurakhapalam/Durakapalam'ı
link'lerden bir araştırsın. Özellikle Peter Kolosimo'yu araştırsınlar.
"Timeless earth"ü.
Beş dak. bu iş için
ara veriyor ve bekliyorum. (PC başındayım, gitmiyorum.)
Flamanca bir link vardı
dhurakapalam ile ilgili. Daha önce mutmainsiz bir arkadaşa vermiştim.
Şimdi o link'i bulamıyorum.
<> O kalkmış sanırım
O link'i haber grubundaki bir
mesajda yayınlamıştım. Orada tamamen efsanelerden arındırılmış
olarak gerçek bir Dhurakapalam (Einstein'ın
son isteği imiş) olayı var.
[] https://web.archive.org/web/20010803031816/http://home.planet.nl/~brom0022/AZT.htm
Flamanca metninden birebir
tercüme ediyorum:
1. Dhurakhapalam Hind inanışlarında "Altın ışınlar
saçan" demektir. Tibetliler de aynısına Turakapalam
demektedirler.
Bu araç öyle bir şeymiş
ki, Defne külü ve yağından bir karışım ile yakıtı
varmış. İçinde çekiçler biçiminde düzenlenmiş bir düzenek
varmış.
Bu araç uzay-üstü-uzaya çıkar
ve oradan dilediği galaktik göke girerek istediğgi coğrafya ve
tarih'e yeniden dönermiş.
Vimana=Altın ışık
saçan gizli demektir. (Kont Sedir. Bakınız Sedir link)
"Gizliliği sadece
kendisini aydınlatması. Defne yağından yakıtıyla
ve çekiç sesleri çıkararak hareket eder."
Peter Colossimo:
"Hint Dhurakhapalam'ını
Son Rus çarı ikinci Nikolai, Rus devriminden kaçmak için aratıyordu. İnanışa
göre bu araç Tibet'teydi ve resmen Çin hükümetine başvurarak, o aracın
bulunması için acil ve sınırsız imkan vereceğini
bildirdi.
Rus çarının kızı
Anastassia bu aracı bulmak üzere Tibetteki Himayalaya sisteminin gizli bir
bölgesine hareket etti. O günden sonra da kimse çarın kızı
Anastassia'yı görmedi.
Çin arşivlerinde
Targ-tang diye geçen ve Tibet'de bulunduğu iddia edilen araç sadece sadece
defne külü ile çalışır...
Bu alet cam bir fanus
içindedir.
Silindir biçimindeki bu fanus
içindeki mekanların yolcusu, üst uzaya çıkar ve oradanın ebedi
loşluğunda saklanır sonra yeniden istediği zamana dönerdi.
Editör ve redaktör arkadaşlar
bu linkleri araştırıp bir yazı halinde toplayabilirler.
(Bunu mutmainlik uğruna
yapıyorum.)
Dikkat ettiniz mi, Tarık=Durakhapalam
ve Turakapalam (Hintçe ve tibetçe).
Altın gibi ışıklar
saçıyor. (Kendine parlayan)
Daha önce de kitaplarımda
yazmıştım. Tarık, Durakhalapam ve Burakhapalam (Refref ile
Burak=Mirac'a yol veren vasıtalar.)
Resulullah da sanki uzay-üstü
uzay'a GÖK'e çıkmıştı
Mir'ac'da. Orada Rauf (Refref sürücüsü) ve Burak sürücüsü olmuştu.
(Cahiller rafraf için minder;
Burak için katır ya da deve diyorlar. Hadisçiler böyle tanımlıyor.)
Şimdi sizlerden bir
ricam var:
Nur-35'de DURAKAPALAM'ın (Tarık) işleme-çalışma
biçimi ve mekanizması anlatılıyor. Bu zaten bildiğimiz,
torunlarımızın bulacağı UFO 'dan başkası değil. (6. anlamı bu)
<> 24-Nur/35: Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği,
içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça
içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya
da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır.
Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık
saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar.
Allah, insanlara örnekler verir. Allah herşeyi bilmektedir.
Nur-35 ve 36'nın 6.
anlamı Adiyat suresinin üçüncü anlamı aynı araç=Tarık.
Ve de Necm suresi 1. ayetteki
KONAN ARAÇ=Tarık.
Konduğu yer Şi'ra
(Aynı surede geçiyor="Şi'ra yıldızının da
Rabbi O'dur" diye....)
<> Burak ve Dhurak iki farklı Tarık yani biri insan
ürünü diğeri Nur teknolojisi oluyor değil mi hocam?
Evet yakıt farkı.
Birinde antimadde ile madde birbirini magnetik şişe (Tepkime
bölümünde) yok ediyorlar, Bu da IŞIK
HIZIYLA tepkimeye yol açıyor. Ona da NUR deniyor.
<> 53-Necm/1: Yemin olsun inip çıktığı zaman yıldıza/fışkırıp
çıktığı zaman çimene/süzülüp aktığı zaman
Ülker Yıldızı'na/aşağı indiği zaman o
parçalar halinde ağır ağır gelene,
"İndiği zaman o parçalar halinde ağır ağır
gelene"
İşte bu doğru
yanıt. (Yaşar Nuri bilir bunu, epey konuşmuştuk.)
<> :)
<> robert lazarın tanımladığı madde
anti madde tepkimesi de bu tanıma yakın sanırım
Evet.
Bunun magnetic Şişe
bir anti hidrojen atomu üretiyorsun, bu hemen karşıtını
buluyor ve ikisi birbirini yok ediyor (Annihilation), ortaya fotonlar tepkimesi
çıkıyor, o da aracı IŞIK
HIZINDA itiyor, araç ışık hızına çıkıyor.
O anda ZAMAN tersine çalışıyor.
Şöyle ki, kitaplarımda
daha önce bu kocaman sırrı vermiştim:
Eğer bir halka tekillik
bulur da onun tam yatayından ve dönme yönüne ters olarak dönerseniz
"Yola çıkmakta olan kendinize rastlarsınız".
Sonra ikiniz geri dönerken,
"yola çıkmakta olan iki kendinize" rastlarsınız. Ve bu
kez dördünüz, sekiziniz, ..... meleklerin Mültikopya (Multycopy) olduğu
gibi SAF ve SIRA halinde çoğalırsınız.
Hepsi kendinizdir.
Demiştim, hatırladınız
mı?
<> evet
İşte bu A Y
N I mekanizma ile geçmişe TARIK yolculuk yapabiliyor Yola çıkmakta
olan kendinize rastlayıp kendinize yolculuğun nasıl geçtiğini
anlatabiliyorsunuz.
(Kaç Paul Kamensberg kaç/Sen
kimsin?/Ben senim!)
Paul Kamensberg 1971 ile 1972
yılları arasında zamanda bir yıl geri gitti.
Ama Kehf suresindeki İLK ZÜLKARNEYN hariç diğer
Zülkarneyn'ler için zaman yola çıktığı YAŞIN 14 birim ile çarpılıp zaman içindeki atalarının
Kaburga-omurga K E H F mağarasına
kadar geri gidiyor.
Örneğin Messenger Janna
Yaşının 14 ile çarpımı olan 1980'lere geldi. Geldiğinde
hem kendi cenin oldu, hem de aracı (1N/Tarık)
CENİN oldu.
Bir örnek size: Klavyeniz
belli bir plastik maddeden, Bilgisayar ofis masanız ise bir tahtadan yapılmıştır.
İçtiğiniz sigara ise bilmem ne yöresinin tütünlerinden. Ve kol
saatinizin camı bir başka yer ve zamandan, vs. vs.
Eğer siz bu saydıklarımla
komplike zamanda geri gitttiğinizde herşey KENDİ yaşı x 14 yıl kadar geriye gidecek ve İLK'ini oluşturacaktır.
Keyboard'unuz Petrol olarak yer altında bekleyecektir. Üstünüzdeki elbise
(Yün ya da bitkisel keten, pamuk olarak) yapağısı alınmış
hayvan ya da bitkiye dönüşecektir.
Saatinizin camı, çıkarılıp
imal edildiği bölge ve tarihe göre aslına rücu edecektir, yani
silisyum ya da kristal olarak toprak altında metal olacaktır.
Ve YOLCU da ana rahmine (Omurga-kaburga=Rauf) bölgesine aşılanmış
bir yumurta olarak dönecektir.
Yani filmi ters oynatınca
her şey yapıldığı maddeye ve yapıldığı
zamana GERİ dönecektir.
Janna küçülünce ve atalarından
birinden doğunca içinde bulunduğu Nur-35 aracı da (Tarık) ASLINA döndü ve YOK oldu.
Sonra doğum ile birlikte
zaman yeniden İ L E R İ
doğru çalışınca, Janna doğdu ve büyüdü...
Ta ki, YOLA ÇIKTIĞI yaşa ve Saniyeye ulaştı.
O ana kadar kendisini
bilmiyordu. Çünkü zamanda geri gitmek demek "Hafızadan öğrendiklerinin
geriye doğru silinmesi" demektir. Janna yola çıktığı
saniyeye ulaşınca "Gelecekteki yaşamını da anımsadı". O anda İKİ BELLEKLİ oldu.
Normalde beyinin sol yarımküresi
edindiğimiz bu bilgileri, taze verileri depolar. Aynı yarımkürede Janna'nın gelecekteki (Bize göre
gelecek elbette... Ona göre geçmiş, olmuş, bitmiş.) ESKİ bilgileri depolanmış,
ama zamanda geri gelirken silinmişti. O silinen bölgeye bu kez geçmişteki İKİNCİ anne-babası
ve hatırası işlenmiş, depolanmıştı.
Janna countdown-zero
saniyesine geldiğinde İKİNCİ
hafızası (Gelecekte hatırladığı) da AYNI bölgeye sığamayacağından, Beynin
Ö T E K İ yarım küresi diğer anıları flash biçimde birden kaydediyor veya
gösteriyor.
Bu zamanda geri gitmenin
Fütüristik H A S T A L I K L A R I N D A N
biridir.
İki yarım küre arasında
bir seviye farkı olduğundan Zaman yolcusu (Geri gezmen) F E
L Ç geçiriyor.
Eğer iki yarım küre
ve sempatik ile parasempatik sistemler arasında kişisel eşitsizlikler
varsa O zaman (Şimdiki çağdaki Motor Neuron hastalığını
anımsatan) bir felç geliyor. Bu felç ani gelmiyor, ama zamanla vücudu işgal
ediyor. (Captain Hawking gibi)
Diğerlerinde ise BİRDEN ve Y A R I M felç geliyor -ki normali bu- yaklaşık
150-180 günde yeniden düzelme oluyor.
Janna'nın hastalığı,
şimdiki hastalığı budur işte...
Ve şimdi üç parmağını
kullanarak bize de yazabiliyor. (Ben
anında sizlere link edebilmiştim.) Tarık bu araçtır işte... Nur-35'i lütfen bir daha
yazalım.
(Siz yazarken ben yine Lavabo
izni istiyorum.)
<> 24-Nur/35: Allah göklerin ve yerin Nur'udur. O'nun nuru, içinde ışık
bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam
içindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır; bu
ne yalnız doğuda ve ne de yalnız batıda bulunan bereketli
zeytin ağacından yakılır. Ateş değmese bile,
nerdeyse yağın kendisi aydınlatacak! Nur üstüne nurdur. Allah
dilediğini nuruna kavuşturur. Allah insanlara misaller verir. O, herşeyi
bilir.
Geldim. :)
<> hoşgeldiniz
UFO'nun
malzemesi 114 sayılı KARARLI bir elementtir. (Henüz bulunmadı).
Bulunduğunda adı Vanenium olacaktır, önceden duyurulur.
Bu element kararlı ve
son derece ağır, hantal, serttir. (Elmasa göre sertliği 24'tür.)
Camları/Lumbozları
ise Tektit denen bir maddedir.
Elektronik donanımı
ise borazan taşından yapılıdır. (Bu taş elması
çizdiğinden sertliği 11'dir.)
Böylece üç malzemesi vardır.
Işık hızında
herşeyin boyu hareket doğrultusunda KISALIP enine yayılıyor ya Alet ışık hızına
çıktığı anda biçimi ne olursa olsun UFO biçimini alır. Yani sivri bir roket, kalem gibi bir araç
da olsa, sonunda tencere kapağı biçimini alacaktır.
Ve ÇOK K A B A olmak zorundadır.
Adamski'nin Ufo resimleri
gerçektir. Hantal, kilise çanı gibi kaba ve dökme bir malzeme
benzerindedir. Çünkü yapıldığı madde itibariyle bunun böyle
olması üç nedenden önemlidir.
1. Vanenyum (Wanenium) doğada
HİÇ YOKTUR yapaydır ve KARARLIDIR. (Oysa mesela aktinitler vb. kararsızdır.) Doğada olmayan sadece İNSAN ELİYLE insan
teknolojisiyle üretilen bu maddenin üretim tarihi AYNIDIR. Yani ayrı-ayrı ayrı parçalardan oluşmaz. YEKPAREDİR.
2. Monoblok olmasının nedeni, zaman içinde geriye gidereken
ayrı tarihlerde üretilmiş ayrı parçalar olmaması içindir.
Bu yüzden resimlerde göreceğiniz gibi bu malzeme ÇOK aşırı kabadır. Öyle Star trek gibi ince malzeme
değildir.
Tüm parçalar eşanlı
olursa, zaman yolcusunun yeniden GELECEĞE
getirilmesi bir o kadar güvenceli olacaktır.
Tarık (Dhurakapalam) EŞ-ANLI/Senkronize olmak zorundadır.
Malzeme de EN AZ ÇEŞİT
göstermek zorundadır. İki bağ sahiplerinin malzemesi Maksimum ve
de minimum ÜÇ çeşittir:
Wanenium, Tektit ve Borazan taşı. (Bu üçünün alaşımına
İumium adı verilecektir.)
3. Kabalığın
bir diğer şartı ise, uzaydaki turlarında en az tahribata,
kozmik ışına en az riske edilmesidir.
Malzeme ışık hızına
doğru giderken, tıpkı bir Satürn roketi biçimindedir farklı
olarak, DEMİR ve üzeri Bakır
kaplıdır.
Elektronların maksimum hızına
(Beta-katod ışınlarından söz etmiştim) ulaştığında,
CANLI enerji-insanlar bölgesine ve
dünyasına HEMZEMİN
olmaktadır.
O malzeme bir firewall'un
sahte hedef oluşturması gibi Cinlerin dünyasına bırakılır
(Kademe: demir ve elektrik yüklü bakır).
Işık hızında
içteki malzeme ise ÇAN ya da tencere
kapağı gibi K I S A L I R . Bu malzeme
wanenium'dan ibarettir. Kabaca
tencere kapağı biçimindedir.
Altı ise hareket doğrultusunda
kısaldığından tencere kapağı gibi oyuktur, ancak
iniş takımına benzer ÜÇ
kondansatör vardır. 120 açı derecesiyle üçlü yarım küre
biçimindeki bu kondansatörlerin görevi ve işlevi çok önemlidir.
Bu üç kondansatör tripole denen
bir düzenek oluştururlar. (Doğada tek kutuplar yasaklanmıştır,
ama yine de adı böyledir.)
Doğa sistemlerinde
bulunan elektromagnetik kuvvet (Tesla Kondansatörü) kablo vb. gerektirmeksizin
emilebilir.
Yani evrenin her yeri doğal
olarak doğanın dört kuvvetiyle doludur. Elektromagnetizmal kuvvet her
yerde hazır ve nazırdır.
Ufo dediğiniz araçların
kubbesinde gördüğünüz bir futbol topu kadar TOPUZ vardır. O aslında elektroskoptur. Doğadaki
(heryerdeki) elektromagnetik kuvveti alır. Öteki adı YÜKSEK EKSİ KUTUPTUR.
Toplanan bu elektromagnetik-aşırı
yakıt (Philadelphia deneyininkine eşit) kubbenin tam altındaki
ve dibe kadar gelen bir TEKTİT
(Cam, saydam cam) SİLİNDİR
içindedir.
En altta ise bir MERCEK vardır. Mercek ise YÜKSEK ARTI KUTUPTUR. Yani topuz olan
Yüksek eksi kutubun emdiği em. kuvvet birikimi bu silindir içinden geçer
ve dibindeki MERCEĞE akar.
İşte bu UFO'nun temel ilkesidir.
O mercek aynı zamanda
tektit olduğundan Seyirliktir. Yani aşağıyı
seyredersiniz.
Üçüncü kondansatör de buna bir
mercek daha yakınlaştırıp uzaklaştırarak, hem
nükleer tepkimeyi kontrol eder, hem de o yuvarlak alt pencere kenarınının
yanındaki oturma grubundan dürbün gibi aşağıyı
seyredersiniz.
(Seçtiğiniz bir insanın
gözrengini veren pigmentlere kadar tek tek büyütebilir görebilirsiniz:
"Hiç bir nefs olmasın ki üzerinde gözetleyeni olmasın".)
Bu anlattığım
Taxi ya da Cargo fazıdır. Bu durumuyla bir Ufo (Tarık/Durakapalam)
dünyadaki momentumlara, impulslara ve bunların sakınım
ilkelerine tabidir. Yani viraj alan bir otomobil gibi manevra sırasında
dışa savrulur. Çünkü dünyanın 9.81 olan Gravitation ivmesinin
kapsamındadır.
İkinci faz ise bunun dışına
çıkar: 11.8 dünyadan kurtulma ivmesini oluşturur. Nasıl ki lunaparklardaki ROTOR
denen ve kendi çevresinde dönen silindirlere giren insanlar YATAY oldukları halde düşmüyorsa,
sistem kendini döndürerek kendi rotorunu oluşturur.
Bu elbette mekanik değildir: Fotonlar bir çember duvar oluşturmuşlardır.
O duvarın bir yerinden sadece bir tek yerinden FOTON deliği açılmıştır. Dolayısıyla
sistem inanılmaz bir hızla (Işık hızıyla) kendi
çevresinde dönmüştür.
Ayrıca kolbozyon ve
korrezyon kuvvetler etkisiyle kendi çevresinde dönerek de İLERİ geri gidebilmektedir.
Ufo'ları kovalayan
jetler dünya yasalarına tabidir. Ama torunları olan ufonotlar 11.8G
yasasına yükselttikleri araçlarında hiç sağa sola savrulmadan
zigzaglar çizerek dedelerinin stinger roketlerinden kurtulurlar. (Dedeleriyle
dalga geçmezler, yanlış anlaşılmasın.)
Ufo'ların bu zigzag
çizmelerini elbette şaşkınlıkla izleriz. (Görenler
bilirler) İçindeki insanlar (torunlar) nasıl olur da böyle sağa-sola
savrulmazlar diye kafa yorarız.
Aslında ufo'nun içi
dünya çekiminden DAHA ağır
olmuştur. Hepsi bu...
Örneğin, bir silindir
yol üzerinde takla atan bisiklet, ya da bir silindir duvarda hızla dönen
motorsikletin yerçekimine dik değil, yatay olması, yani yerçekimini
yenmesiyle aynı kural paylaşılmaktadır.
Acaba motosiklet neden aşağı
düşmüyor diye hayret etmenin bir anlamı yok. Çünkü merkezcil
kuvvettin üstündeki bir merkezkaç kuvvet ile dönmektedir, çekimi yenmiştir.
Artık o silindirin dibine düşmez, KENDİ yasaları gereği, silindirin eğri
yüzeyindi YERÇEKİMİ edinmiştir.
Ve üçüncü bir faz daha vardır:
Magnetik şişe bölmesi...
Böyle bir şişe var
mı? Varsa hangi metalden?
Size dünyanın ısıya
en dayanıklı maddesini veriyordum, sunuyorum:
Madde ve antimadde oluşturunuz.
Bunlar birbirini yok etsin, yokolma basıncından dolayı birbirine
ZIT yönde iki fotona dönüşeceklerdir.
İçeri bakan foton rüzgarı ANTİMADDEYİ
itecektir ve orada hapis tutacaktır.
<> antimaddeyi oluşturma fizible değil diyorlar,
trilyonlarca dolardan bahsedildi
<> evet tüm konu ile ilgili belgesel ve dokümanlar trilyon
dolarlık maliyetleri öne sürüyor
<> reaktör kurmanın zorluğu vs.
(Fizibledir, sonra anlatırım.)
<> ok
(Enivac denen bilgisayar da
onmilyarlarca dolar idi. Şimdi birkaç yüz dolar.)
<> ok anladım hocam
<> öyle tabi
:)
Foton basıncı
antimaddeyi içeride tutarken, zıt diğer fotonla basıncı da
maddenin içeriye girmesini önler.
Yani çifte FOTON duvarı oluşturulmuştur.
Bir metal, maden, tungsten, wolfram YOKTUR,
evrenin ilk yaratılma anındaki yüztrilyonlarca C ısı
derecesine dayanıklı FOTONDAN
bir duvar vardır sadece... (Tungsten
Fotondan bir duvar. Görünmez
bir duvar. Nasıl iyi fikir değil mi? Üstelik de fotonun doğasında
var. Fizibilitesi de çok ucuz. Randibilitesi ise büyük prim.
<> :)
Ve Ufo'nuz ışıkhızına
çıkar.
(Kaappa-Dok'ları
geçiyoruz bu arada, iyi saatte olsunlar.) (Kappa doku, Kaf dağı,
Kapadocia vb.) İfrit=Ephrates'leri şöyle bir solluyoruz.
GÖK'e = Kurşuni
hiçlik uzayüstü uzay'a çıkıyoruz.
Tarık ile ışık
hızında Ve sadece KENDİMİZE parlıyoruz.
(Altın ışıklar
saçan Dhurakhapalam'ı İDRAK ettiniz mi?)
Sonrası malum: Zamanda
geriye yolculuk. Kaburga-omurga (bu aynı zamanda UFO'nun da kaburga-omurgası) dişi ve erkek'ten... Yani
yüksek eksi alan ve artı alan kutuplarından.
Adiyat da önemli:
Çünkü "Vel ADİYATI DABHAN" derken
Taksi-kargo modundan söz ediyor ayet.
"Fel Muriyeti
Kadhan" derken "Bir yerinden foton bırakarak hızla kendi
çevresinde dönmesinden" söz ediyor ayet.
Subh vakti baskın
vermek=Kurşuni HİÇLİK bölgesine
girmek.
Daha önce Adiyat'ı
sizlere BEYGİRGÜCÜ diye vermiştim.
Şimdi de UFO gücü oluverdi.
<> evet
İsterseniz o ayetleri bir
daha Türkçe yazalım. (Adiyat)
<> 100-Adiyat/1: Yemin olsun soluyuşlarıyla ses çıkararak koşanlara/nefes
nefese saldıranlara,
<> 100-Adiyat/2: Çakıp çakıp ateş çıkaranlara,
<> 100-Adiyat/3: Sabahleyin akın edenlere/baskın yapıp toprak
fethedenlere,
<> 100-Adiyat/4: Derken, onunla toz duman çıkaranlara,
<> 100-Adiyat/5: Derken, onunla bir topluluğun ortasına dalanlara ki,
<> 100-Adiyat/6: İnsan, Rabbine karşı gerçekten çok nankördür!
<> 100-Adiyat/7: Ve kendisi de buna iyiden iyiye tanıktır.
<> 100-Adiyat/8: O, mal ve servet arzusu yüzünden alabildiğine katıdır.
<> 100-Adiyat/9: Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı fırlatıldığında,
<> 100-Adiyat/10: Göğüslerin içindekiler derlenip toplandığında,
<> 100-Adiyat/11: Hiç kuşkusuz, o gün, Rableri onlardan iyice
haberdar olacaktır.
<> Çölde nasıl tırnağından ateş çıkarsın
diye bir şey hatırlıyorum
<> :)))
"6. İnsan, Rabbine karşı gerçekten çok
nankördür!"
"7. Ve kendisi de buna iyiden iyiye tanıktır"
"8. O, mal ve servet arzusu yüzünden alabildiğine katıdır"
"9. Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı
fırlatıldığında"
"10. Göğüslerin içindekiler derlenip toplandığında"
İnsan nankördür. Çünkü:
Adil bir MEHDİ düzeni ortak
paylaşım yerine, öteki BAĞ
sahipleri "Siyonizmin dünya ekonomik devletini kurmak için" "8. O, mal ve servet arzusu yüzünden
alabildiğine katıdır" uyarınca TARİHİ değiştirmişler
ve insanlığı köleleştirmişlerdir.
Ve zaman yolcusu yeniden
ikinci kez ölümden DOĞUMA
çevrildiğinde, yani
"8. O, mal ve servet arzusu yüzünden alabildiğine katıdır",
"9. Bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı fırlatıldığında" uyarınca
Ve Omurga-Kaburga fenomeni
oluştuğunda,
yani "10. Göğüslerin içindekiler derlenip toplandığında"
Tüm bu iki taraftan Allah
mutlaka haberdardır ve nefsleri gözetlemektedir. ("11. Hiç kuşkusuz, o gün, Rableri onlardan iyice haberdar
olacaktır")
<> hocam, nefisleri gözetlemek bir kayda almak şeklinde
midir?
7 anlamlı. Burada iki
anlamını anlattım. Bilineni de kuşkusuz murakıb
melekler yani kayda alanlar, Kiramenler vb.
<> Tarık'ın
mikro boyutunda ses görüntü dahil mi murakıp meleklerin kayda almasında?
Evet HOLOGRAM biçiminde alınıyor.
Bir zerrecikten tüm 11 boyut
(her yönden, sesiyle, rengi, kokusuyla YENİDEN
yaşatmak biçiminde kayda alınıyor).
Çünkü Hologram teoreminde bilirsiniz
ki, evrendeki bir tek en küçük nesne, tüm evrenin hologramını içinde
saklamaktadır.
<> o zaman bir söz söylendiği andan beri şu anda da
mevcuttur.. ve ona ulaşılabilir..
Evet bir söze ulaşmak şöyle
olur: Süper uzay denen üst uzayda (Wheeler-Feinberg-Sarfatti-Aiberg uzayı)
oraya o tek gök'e çıkan Evrenin tüm yaradılışlarını
TÜMDEN (Tümel, Globular, Global) ve
Gerçel (Reel) olarak görür. Onu oradan alıp yeniden kurabilir ve
kullanabilir.
Bu uzayın sırrı
da yine HIZIR'dadır.
İfritler Danseden kraliçe
Belkıs'ın tahtını "Sen yerinden kalkmadan
getiririz" dediler.
Işık hızı
dünyayı saniyede 7 buçuk kez dolaşır. (Filistin ve Sebe arasını
ise daha kısa alır.)
Fakat Hızır başka
bir şey önerdi. "Gözünüzü kırpmadan anında hazır
ederim Sebe Melikesinin tahtını" dedi.
<> 27-Neml/40: Kitabın bilgisine sahip olan biri: "Gözünü açıp
kapamadan ben onu sana getiririm" dedi. Süleyman, tahtı yanına
yerleşivermiş görünce: "Bu, şükür mü edeceğim yoksa
nankörlük mu edeceğim diye beni sınayan Rabbimin lütfundandır. şükreden
ancak kendisi için şükretmiş olur; fakat nankörlük eden bilsin ki
Rabbim müstağnidir, kerem sahibidir" dedi.
Hızır iki tik-tak
(En kısa zaman dilimi) arasını EBEDİ dondurdu. Yani her şey "Tıp" oyunu
oynar gibi BLOK evren halinde kaldı.
İfrit AŞAĞI MİSAL alemini yani
Geon teknolojisini kullanmayı önerirken; Hızır Yukarı MİSAL alemini yani herşeyin
"BÜSTÜNÜN, BİÇİMİNİN
HEYKEL GİBİ YER ALDIĞI" statik Sarfatti-Aiberg uzayına
çıktı. (Ya da aynı anlamda uzay ona geldi)
Danseden Kraliçe'nin tahtını
orada TÜMDEN ve GERÇEL olarak HAZIR BULDU.
Blok zamanda kastakıtı
olmuş uzaydan o tahtı getirdi. (Getirdi demek bile zaman alıyor.)
Zamansız uzayda taht, insanlar gözlerini kırpmadan O R
A D A beliriverdi.
<> süleyman zamanında ufo teknolojisi var mı idi dr?
Bu ufo teknolojisi değil.
Ufo da TAHT gibi taşınabilir
bir nesnedir. Taht, fayton, Ufo, uçurtma hiç farketmez.
<> bir ayette kuşlardan ordusunu topladı diyor...
Onlar gerçek tüm kuşlar
(kartallar sürüleri vb.).
<> hayvanları nasıl kontrol edebiliyordu???
Biyosfer bitki ve hayvanlarla
ortak ALANIMIZDIR. (Doğanın
YEREL beşinci kuvveti, Telepati
alanı vb.)
İkinci olarak da tüm
canlıların (Sinek, bakteri, gergedan, çam ağacı, İnsan,
Cin, Melek) cinsiyetsiz ve türü olmayan TEK
BİR ORTAK RUHU VARDIR.
Anneniz ile kardeşsinizdir,
eşiniz ile kardeşsinizdir, babanız ve kızınız ile
kardeşsinizdir.
Bu RUH düzeyinde böyledir. Cebrail ile kardeşsiniz. Sinek ile
kardeşssiniz, etini yediğiniz inek ile kardeşsiniz.
İşte bu ortak payda
yani RUH'un TEK bir dili vardır. Bir üst sistemde o TEK dil olur. Karıncalarla, kuşlarla konuşulabilir.
<> külli şey'in ile kardeş miyiz yoksa bu süper
uzaylar arasındaki bir kardeşlik gibi midir?
Külli Şey'in'den her şey
yapıldığından, elbette kardeşiz. Bedenlenince yeniden
annem-kızım-eşim ile ilişkilerimiz ayrışır.
Ben erkek; onlar dişi oluverir. Hayvan ve bitkilerle de aramıza
yeniden lisan farkı girer. (Sevgi dili hariç)
<> bu bilgiyle insanlar birer kukla gibi kontrol edilebilir mi
dr?
İnsanın oto
kontrolünü elinden majisyenler (Cinler, hipnotizörler) alabilirler. Yani büyü
denen ileri teknik de bir işgalci modality olayıdır. Nazar da
böyle.
<v> sevgi dili evrensel dil oluyor, değil mi hocam
[V] çok iyi bir soruydu.
Sizleri çok seviyorum.
:))))))
Bunun için burada IŞIL IŞIL Allah'ın NURUNU tamamlamasında vesile
oluyoruz.
Slm ve slm Barış ve
barış. Hiç sevgisiz BARIŞ
olur mu.
İki kez Sevgiyle sizleri
seviyorum. Allah şahidimdir. Allah bir daha şahidimdir. (İkinci
kez sevdiğime)
Ben Allah'ın sevdiğini
severim. (Kur'an'da bildirilenlerin dışına çıkmam.) Allah'ın
sevgili kullarını severim. (Kur'an'daki islamı yaşayanların.)
Onun içindir ki sevgiDEĞER diyorum.
Ben sevginin üreteciyim. Açık
dükkan... Alan alır...
<> sevdimmi tam severim...
Sevgim sebilül Hayrat'tan öte
sebilatül HAYAT'tır. Hayat
öpücüğüdür. Hepinizi öpüyorum tek tek ve ayrı ayrı. Hissetmezsem
bunları yazamam. Hissediyorum ve yazıyorum.
<> Coştun yine Hans aiberg, Sular gibi Çağlar mısın
Çağlamaz mıyım?
Kitaplarımda en çok konu edilen nedir biliyor musun? Sevgi, barış,
kardeşlik, hoşgörü...
<> Çağlamak hakkın hocam
Taşıyor sevgi, çağlıyor.
<> kalp mi beyin mi yoksa her ikisi mi yoksa bir tanesi mi
baskın?
<> hocam İlim mi öncelikli yoksa sevgi mi??? Yoksa ikisi
TEK mi?
<> Sevgi kişiseldir ilim ve sevgiyi karıştırmayalım
İlim ve sevgi????
İlim=Allah'ı bilme
çabalarının tümü (Allah'ın bilinmesi için yarattığı
biz kulların asli görevine kulluk deniyor. Kulluk ilim ile olur.)
Allah ile kulu arasındaki
KİŞİSEL sevginin adı
da SEVGİDİR.
BİLİNCE SEVERSİN.
Bilince (ilmen) iman-itikad
edersin (İman=Sevgiliye bağlanmak).
Bilim tüm insanlığın
malı; Sevgi ise Allah ile kulu arasındaki İLİŞKİ ve bireysel...
O ayetlere mi dönelim? O
zaman bir daha zahmet olacak, Nur-35'i yazalım.
<> ok
"Yani yüksek eksi alan ve artı
kutuplarından." nedeniyle böyle yazdım.
<> hocam, o süper uzay denilen üst uzaya çıkan resulullahın
söylediğinin doğruluğunu da anlayabilir...
Evet.
Orada HIZIR makamı var. Hızır, Resulullah'a inen Kur'an'ın
ondan önceki hitap-kitap olan İncil'in ve daha önceki Zebur ile Tevrat'ın
ORİJİNALLERİNİN şahididir.
<> 24-Nur/35: Allah göklerin ve yerin Nur'udur. O'nun nuru, içinde ışık
bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam
içindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır; bu
ne yalnız doğuda ve ne de yalnız batıda bulunan bereketli
zeytin ağacından yakılır. Ateş değmese bile,
nerdeyse yağın kendisi aydınlatacak! Nur üstüne nurdur. Allah
dilediğini nuruna kavuşturur. Allah insanlara misaller verir. O, herşeyi
bilir.
Sağol zahmet oldu.
Nur=Elektromagnetik kuvvet.
Gökler (Bozonlar=Kuvvet
alanları)
ve Yer (Fermionlar=Maddeyi
oluşturan kuantlar)
Gök ve yer aynı zamanda
kutuplar.
"O'nun nuru, içinde ışık bulunan bir kandil
yuvasına benzer"
Ufo'daki eksi yüksek kutbun (Topuzun) ta kendisi.
"O'nun nuru, içinde ışık bulunan bir kandil
yuvasına benzer. O ışık bir cam içindedir." silindir ve cam bölme
"cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır;"
Yüksek artı MERCEK kutbu.
Elektroskop topuzu elektron
tabancası gibi davranan eksi kutuptur, alttaki mercek de (çember
biçiminde) artı kutuptur ve sanki monitor ekranı gibi davranmaktadır.
<y> Delta-T vericileri uzay ve zamanı nasıl çözüyor
birbirinden dr
([Y] bende her yanıt var
ama, şu Tarık'ı bitirince bir başka
sefer onları anlatırım Allah inşa)
<> ;)
<y> Özür dr konuyu böldük...
<> Lütfen dostlar sorularımızı tutalım...
geç oldu
Ve iki kutup=Kuzey ve güney
(N-S), "bu ne yalnız doğuda
ve ne de yalnız batıda bulunan" ayetiyle geçiyor.
"Bereketli zeytin ağacından yakılır" sırrını DEFNE KÜLÜ ve DEFNE YAĞI ile hareket eden Dhurakhapalam ile özdeşleştirebilirsiniz.
(Merak etmeyin, asla
bilim-kurgu yapmıyoruz. APAÇIK
ve DOSDOĞRU Kur'an'ı
yorumluyoruz. Güvenin, içiniz rahat olsun.)
Defne ve Zeytin bitkilerini
karşılaştırın inanılmaz bir benzerlik göreceksiniz.
Aynı zamanda üçüncü bir ZEYTİN meali var:
Zaid=ARTI anlamında üçüncüsü (Anod, Katod, Anti anod).
Ve "Ateş değmese bile, nerdeyse yağın kendisi aydınlatacak!"
bölümlerini daha önce anlatmıştım. Ufo motorlarında böyle
bir renkli ışıklar veren motor fonksiyonu çizgiler vardır,
izdüşümler vardır. Yeşil ve turuncu ağırlıklıdır.
<e> hocam vaktiniz olursa şu url'deki şey hakkında
yorum yapabilir misiniz? bir zaman makinasının çizimlerinden
bahsediliyor
[E], o bir tasarım. Yalnızca
sözünü ettiğim metaller yok.
<> evet, eksik yani
(114 nolu element, fusion basıncıyla
yapılan tektit ve borazantaşı.)
<> prototip-öncümodül gibi
Einstein'dan çıkmış
olması çok muhtemel. Zigzag, TicToc ile hiç bir ilgisi yok.
<> bu makinenin büyükleri de olacak mı hocam? 100 kişi
falan taşıyanı
Taksi-kargo olarak (Düşük
hızda) dev uçan kentler bile var. Ama zaman yolculuğunu zamanda
geriye olarak yapacak aygıtta en fazla (lumboz sayısı 9 ise) 9
kişilik mürettebat bulunur.
<> levitation???
Levitation=Antigravitation.
<> Sıfır gravitation
<> Sizin anlattığınız konunun öncü
deneylerinin şu anda discoveryde olması ne tesadüf :)
Discovery maalesef kablolu
yayın. Bende yok.
<> kütle eylemsizliğini sıfırlayabilir miyiz
dr?
Ferrit bir halkayı
elektromagnetik alanda armatür çekirdeği-halkası gibi döndürerek
havalandırabiliyoruz...
Bu zaten UFO'nun en en en temel prensibi.
Levitation dediğimiz şey
ise özde şudur: Sıfırdan küçük kütlenin GÖKÇEKİMİ'dir.
<> gravitino, çekimci dalga üretimi mi?
Çekimci dalga yoktur. Aslında
çekimci dalga şudur:
Işıktan HIZLI genişleyen evrenin içinde
kalan IŞIK HIZIYLA gitmeye
mahkum doğanın dört temel kuvvetinin farkı=Gravitation'dur.
Yani evrenin hızıyla
ışığın hızı arasındaki fark=TEK YÖNLÜ çekim kuvvetidir.
Evren Levitation yönünde genişlerken
(Gökçekimi) içindeki içerik ve tutarı ise ışık hızıyla
kendi çekiminden etkilenir, eğrilir.
<> GUT hala birleştiremedi
<> Çekimci dalga YOK dediniz bu sadece model mi???????
Zamanın, çekimin,
termodinamiğin ve evrenin genişlemesinin TEK YÖNLÜ DÖRT kuvveti olduğu hesaba katılmadan Grand
Unified Theories yapılmıştır. (GUT)
Oysa öte yanda
elektromagnetizma (Ki ikisi ayrı ayrı doğa kuvvetleridir.
Elektrik tünel dışında magnetizma tünel ağzında ve
içinde) EŞDEĞER iki ayrı
kuvvettir.
Magnetik alan SANAL sayılarla anlatılır,
tam karşılığı olan Elektrik alan ise SOMUTTUR. Bu yüzden ikisini EŞ KUVVET olarak lanse ediyoruz.
Yine Zayıf ve Güçlü
kuvvetler de birleşiktir: İçlerinde iki unsur vardır.
Doğanın bu üç
kuvveti TEK YANLI değildir çift
yanlıdır.
Gut olarak bu üçü birleştirilebilir.
Ama diğer üçü TEK YANLIDIR
(Örneğin çekim sadece çeker, hiç itmez) Bunların spinleri tuhaftır.
<> Tümevarımlı mantığa aykırı.
Gravitino denen parçacık
asla bulunmayacaktır. Çünkü o parçacık, bizzat "Işıktan
hızlı" genişleyen evrenin kendisidir.
Çekimci dalgalar ise "Işık
hızıyla gitmek" zorunda kaldığından, sadece DALGACIK olarak vardır.
Zaten termodinamik ok yönü,
zamanın ok yönü, çekimin ok yönü tümdengelimlidir. Tümevarımlı
olamaz. Oysa elektromagnetizma çift yönlüdür. (Hem çeker hem iter) Ama çekim
daima çeker.
<> bizi tümdengelimli mantığa ulaştıran şey
nedir peki???
O halde tümdengelimli olarak
ve ANTİ-NEDENSEL yani
retro-causality olarak tersindirmelisin...
Bilim için zaman hem ileri
hem geri akar. İkisi eşittir. Çünkü TÜMDEN GELİMLİ bakar bilim Zamana...
<> anlamadım!
Yani Zamanın biri sanal
biri reel iki değeri vardır. Bilim için bu iki değer, Madde ve
antimadde eşittir. Biri ötekine üstün değildir.
Bizde zamandan geçmişten
geleceğe (Nedenden sonuca) akarken, başka bir sistemde ise sonuçtan
nedene akar, yaşlanacağına gençleşirsin.
<> ama tubitak bilimi-resmi bilim öyle bakmıyor yanlış
öğreniyoruz!!!
Tübitak ve Resmi bilim
maalesef bu chat room'daki düzeyden geridir ve devlet kurumu olduğu için Dış
fizisyen güçlere ve tercümelere bağımlıdır.
Tübitak'a sorarsan,
"Evrenin patladığını görmediği için
inanmaz".
<> hehehe
Bize (Omnijective görüşe)
sorarsan "Bilimin reddetmediği, tam tersine haber verdiği her şey
doğada vardır ve günün birinde mutlaka bulunacaktır."
düsturuyla hareket ederiz.
<y> bu sistemde akademik eğitim olmaksızın bu
nasıl mümkün olabilir?
<> [Y] dünyanın en büyük Bilim Adamı 1 saattir sana
anlatıyor özel olarak, çok şanslısın.
<y> Bu akademik bilim mi????
Sistemin binlerce hastalığı
var. Biz de zaten tek tek hastalığı düzeltmek yerine YENİDEN kurmaktan yanayız.
Hiçbir hastalığı olmayan ve HERKESİN
düzeni.
Komünist'in istediği bu
Ütopik Cennet de bu olacak, Kapitalistin istediği de... Yani komünizm ve
kapitalizm ilk kez bu düzen içinde ve ÜTOPİK
olmaksızın gerçel ve gerçek olarak aynı zevki paylaşacaklar.
Marx bu düzeni bizlere "ZAMANDA GERİ GİDEREK", KOMÜNİZM diye yutturdu. Oysa
Mighty'nin WEMB düzeninin ta
kendisiydi...
Köşeli yazılan W E
M B harflerinden oluşan
WE
MB
'yi birleştirerek GAMALI HAÇ YAPAN alçak da Hitler'in
babası'dır. Wemb arması şimdi Gamalı Haç gibi duruyor.
Yani biri çıkıp bu armaya "Naziler" diyebilir.
<> Şeytan bile akıl edemez bunları... :(
Karşı bağ
kurnaz, bizim soylu ve yükselen değerlerimizi alıyor ve kullanıyor.
Adalet-Kardeşlik-Özgürlük
vb. masonların değil; BİZİM
sözcüklerimizdir, kutsaldır hem de... Ama gel gör ki, bu Masonik slogan
olmuş. Kardeşlik (Uhuvvet) = Mason biraderliği, "Big
Brother" Frere vb. haline getirilmiş.
Adler yerine vahşi
Hitler getirilmiş. Parapsikoloji yerine Freudism psikolojisi ihdas edilmiş.
Yani o kutsal terimleri ve
sloganları kullanmaya korkar olduk...
Bu arada saat 03.e geliyor.
Yarın Maniac Monday sendromu var.
<> :)
<a> yezidin (rahibe kıyafeti) tesettüre nur30-31 inci
ayetteki örtünme kelimesini isim olarak seçmesi gibi şeytanın bile akıl
edemeyeceği şeytanlıklar
Evet [A] haklısın. Ne de olsa Kurayza'nın
pici.
<a> ağzınıza sağlık hocam
Senin de [A]
<y> haushoffer ile messing karşı karşıya
gelirse kim baskın çıkardı?
Messing Hanusen ve
Haushoffer'in ikisini birden delirterek öldürdü, intihar ettirdi.
[Y] sorudan soruya atlıyorsun.
<y> Hitlerin intihar ettirdiğini söylüyor Nikolai
<> Hocam ben diyorum bir gün de soru cevap yapalım herkes
alsın hevesini ;)
Evet [D] haklı. Çarşamba
gününü soru cevap günün yapalım.
<k> Hans bitirmeden durum değerlendirmesi verebilir miyim
(özelden)
Evet [K] memnuniyetle.
[]
Sohbete ara verildi, katılımcılar kendi aralarında yazışıyor
[K]'den sonra Messenger ile
konuştum da.
<> hmmmm messenger=valkrije mi yoksa msn mi?
Evet Janna.
<> Hayırlı haberler vardır inş
Gitar konusunu konuştuk.
<> Ne için gerekli hocam bu gitar?
Gerçi ben gitaristim ama
kendim için değil, zaten makineli tüfek gibi bir alet. :) Gitardan başka
herşeye benziyor.
<> :))
<> Bu gitar konusunu anlayamadık... önemini...
Tuhaf olan şu:
2020'lerin mikro chip'i 1980 yılının geri zekalı
teknolojisinde ne arıyor?
40 yıl önceye bu alet
iletiliyor, sınırlı sayıda imal ediliyor ve sonra da
Penthagon yasaklıyor.
Yine anormallikler dünyası
benimle dalga geçiyor.
<> The guitar-like controllers you're most likely to find in
pawnshops are the Casio DG-20 and Suzuki XG-1m UniSynth. Caution: Each of these
low-priced, plastic-bodied units had a non-MIDI twin, Casio's DG-10 and
Suzuki's XG-1, which produced only sounds from a very limited built-in
synthesizer. Even the MIDI versions were pretty limited, though one guitarist
told me he regularly gigged with a DG-20.
Son cümle çok önemli. Şunu
ben de merak ettim...
Dostlar ben 4 saat sonra işe
gideceğim Allah İnşa... Benden geronimoooooooooo.
<> iyi sabahlar
<> iyi geceler
İg herkese
<> i.g.