Chat n° 036 - Tarih: 24 aralık 2001
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın
Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının
yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde
bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız
her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com
adresine bildirebilirsiniz.
[] Kaptan aiberg_ nickiyle bağlandı
Nihayet ben HANS, slm ves
Slm. Çok yakın bir dostu kaybettik. Ama bu konuyu örtmek isterim. Life
goes on...
<> Hoşgeldiniz... Başınız
sağ olsun, Allah rahmet etsin.
Evet ve SON NEFES'i gözlerimle görmüş bir kişiyim. C'est la vie.
Ölene değil kalana üzülüyorum. Giden şimdi acısız ve ağrısız
kuşlar gibi uçuyor (Göğe düşüyor, gökçekimi) zaman/ışık
hızından da hızlı, ağırlığı
<> Konumuz ölüm olabilir mi hocam?
Konumuz ölüm olabilir aslında.
Allah'a (iyi ya da kötü) döndürülme konusu olabilir... Fakat eğer kasvetli
derseniz biz yine önceki konularımıza dönelim.
<> bence kısa da olsa değinilmeli
biraz
Öyleyse biraz değinelim:
Bildiğimiz yaşam şudur:
"Kendine sığmayan
kendi hacmine sığmayıp, başka bir uzaya sığan"
varlığa KARADELİK denir.
Biz de öyleyiz: Ruh olarak evrenlere sığamayan fakat şu dünyaya "Sığabilen" birer karadelik...
Eğer sıfır
gramdan ağırsanız sizi bir AKDELİK
iter... O akdelik RAHİM'in en
ucundaki PENCERE'dir... O zaman DOĞMUŞ BULUNUYORSUNUZ. Adınız
canlı....
Cenin, bebek, çocuk, ilkgenç,
genç, olgun, yaşlı vb.
Sonra ölüm!... Bu kez sizi
bir AKDELİK yutmuyor KARADELİK=KARA KABİR, mezar yutuyor. Toprak ile toprak (silisyum) kül
ile kül (Karbon) olacak olan +
Büyük kıyamet Enbiya
104'de yazılı: Onu rica etsem yazar mısınız?
<> 21-Enbiya/104: Göğü, kitap dürer gibi dürdüğümüz
zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi katımızdan
verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu biz
yaparız.
Göğü=Bu evreni. (Gök BİZİM GÖRDÜĞÜMÜZ GÖK=EVRENİMİZ)
kitap (Paralel evrenlerden)
bir TEK SAYFADIR. Biz bu sayfada yer alırız
Ve bu sayfa EĞRİDİR (Çekim etkisiyle
eğrilmiş uzay-zaman)
Eğrilik kavramı
kuvviret, tekvir ve Kürre kelimelerinde ve ilgili ayetlerde açıklanmıştır.
Evren düz (ÖKLİD) değildir.
Ya Tekvir (Semer biçiminde) kıvrılmıştır. Ya da Kürre
(Riemann) biçiminde...
KVR kök
kelimesinde teKViR, KUVviR ve KURRE (Küre) var...
"Göğü, kitap dürer gibi durduğumuz zaman, yaratmaya
ilk başladığımız gibi..."
YİNE AYNI ŞEKİLDE İADE EDERİZ=Yaratırız diyor ayet...
Karadelik uzay-zamanı
büzüyor ve hatta kağıt külah gibi (Rahman-33) kıvırıyor.
Böyle bir külahın ÇAPLARI oluşuyor
(aktarıssemavat). Bunları incelemiş, yazmıştık ve
hatta çoğumuz biliyor olmalı...
Bunun adı BÜYÜK KIYAMET...
"Göğü, kitap dürer gibi durduğumuz zaman, yaratmaya
ilk başladığımız gibi katımızdan verilmiş
bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz."
GÖĞÜ
(Ruh=Gök oluyor artık... Çünkü MADDE=ARZ değil artık)
kitap (Hesap defteri) gibi
düreriz.... diyor ayet....
Ve de uzay-zaman yani gök bir
SAYFADIR. Hücreler (Atomlar ve
bunları oluşturan kuantlar) ise birer DEMİR TOZU. O Demir
tozları CANSIZ olarak kağıdın
üzerinde serpilmişler.
CANLI denen şey,
o kağıdın altındaki (Görünmeyen) mıknatıs (Akı
çizgileri, seyelanlar). O mıknatısın AKI ÇİZGİLERİ (Üç boyutlu hologramı) Kağıdın
altında olmasına rağmen kağıdın (Uzay-zamanın)
üstündeki Rastgele serpilmiş demir tozlarını (Hücreleri vb.)
organize ediyor...
Yani görünmeyen bir NİTELİK (Quality) görünen (Şu
evrenin maddesi) görünen NİCELİĞİ
(Quantity) bir plan-proje gibi taslak gibi, kroki-eskiz gibi ÇİZİYOR...
Bu doğumumuz idi...
Ölümde ise kağıdın altından "MIKNATIS" çekiliyor... Demir tozları yeniden darmadağın
oluyor... (Ceset çürüyor)
Ve Enbiya-104'de Allah'ımız
buyuruyor ki:
"Sizi ilk kez nasıl
yarattıysak"
Nasıl bir ilahi mıknatıs
çizgileri ile "TOPLADIYSAK"
aynı biçimde altınızdaki mıknatısı çekeceğim=Öleceksiniz.
Ama bilin ki...
"Nasıl sizi İLK kez yarattıysam ve bundan
da ACİZ değil idiysem,
yine ÖYLEce ve yeniden yaratacağım.
Bu bir VAAD'imdir" buyuruyor
Allah...
Bu da KÜÇÜK KIYAMET...
UYKU da KÜÇÜK ÖLÜM... Hergece "CANIMIZ" alınır... Allah
dilerse SABAH bırakır...
Bu ayeti biliyorsunuz daha önce de değinmiştim.
GECE=KARADELİK, KARAKABİR.
GÜNDÜZ=AKDELİK.
Biz en başta bir mıknatıs
çizgileri idik. Ortada çekeceğimiz demirtozları yoktu. Allah'ımıza
"Kalu, bela" dedik... Yani "O'nun bizim Rabbimiz olduğunu"
tasdik ettik. Sınav başladı.
Sınav gereği bu
ahitleşme bize "İLK NEFES
İLE UNUTTURULDU" ve SON NEFES İLE HATILATILA+CAK.
Yani demir tozları=OL emriyle yaratılan bir niceliğe
Mıknatıs AKILARIMIZ Ü F
L E N D İ . (Zaten evrenlerin tümü de böyle yaratıldı.)
Bir hatırlatma:
Nicelik (Madde, cansız
alem) OL denince oluverir... ama NİTELİK=Ahseni Takvim denen
yaratılış biçemleri ise bir ressam (Musavvir=Tasvir edici) ALLAH'ın eskizleridir.
NİTELİK
OL emriyle değil "ÜFLENME" ile cansız
(Nicelik=Quantum) üzerine ELBİSE
olarak giydirilir. Böylece nicelik ve nitelik birleşir ve adı da YAŞAMDIR.
Niteliği (Üfürüleni) MAGNETİK ALAN, Niceliği (Ol
emriyle var edileni) ise ELEKTRİK
ALAN olarak biliyoruz... Bu ikisi üç biçimde olabilir:
1. Durgun elektrik
alan=Kuantlar başıboş rastgele ve istatistiksel fizik ile
indeterminizm yasalarına bağlı. Bu bildiğimiz CANSIZ MADDE evreninden ibaret... Tüm
evren, yıldız külleri, güz-toz bulutları vb.
2. Durgun magnetik
alan=Sadece "Bedensiz bir varlığın" PLANI VAR. Madde yaratılmadan önce
bizler bu alanda bekliyorduk. Magnetik alan bir "Üfürülme" olayı
olduğundan Enbiya-104. ayetteki gibi Bir kağıdın dürülmesi
gibi... Ama bu kağıdın dürülmüş olan İÇİNDE yer alıyor...
Bu yuvarlanmış ve
silindirize edilmiş kağıdın İÇİNDE olmayı daha önce anlatmıştık.
Demiştik ki: TÜNEL'dir. Süper
sicim'lerdir (11 boyutlu).
Kesinti mi var?
<> Hayır
Konu sizi sardı mı?
Hatır için evet demeyiniz?
<> Evet
O tüneldir, tünel ağzı
ve içidir, 11 boyutludur.
Hablilverid=Şahdamarı
içidir.
Hablillah=Allah'ımızın
İPİ'nin içidir.
Biz kul (Kukla ya da
Pinokyo'larız)
O İPLER
ise bizim yaratıcımızın yönetim birliği...
Oradan sayılı nefes
geliyor. Oradan RIZKımız
geliyor vb. Ve asıl olarak şunu söylemek istiyorum:
O KAĞITTAN KÜLAH'ın içi
HORN HOLE'dur. Anlamını hatırlıyor muyuz?
<> Sur
Tüm karadelik-akdelik
tünelleri olan Worm Hole'ların tümü CORN
HOLE denen ve tüm mekanların (Bedenlilerin gideceği mekanların)
bittiği yerde = Sidretül Münteha'da BİTER...
Bundan sonra sabıkun ve
Resulullah mir'acı gibi ÖZEL BİÇİMDE
yukarı bir kat vardır. Cebrail'in gidemediği bir yerdir orası.
Tüm evrenlerin CORN HOLE'ları bir tek olarak HORN HOLE içinde toplanırlar. O NEFHİ SUR'dur.
NEFH=ÜFLEME. (Horn ama BOYNUZ BİÇİMİNDE.)
SUR=Evrenin ÖZTİTREŞİM eşdeğeri
SES.
Öztitreşimi hatırladınız
mı? Semud kavmini yok eden ses. Asma köprüyü yıkan klakson.
Soprano-tenor'un SESİYLE kırdığı
bardak vb.
Nefhi Sur içinde işte
orada RUHLARIMIZ yaşamakta.
Doğmamışlar
(Üflenmemişler) ile Ölmüşler (Üflendikten sonra yeniden rücu=VAKUM ile geri alınanlar).
Bizler NEFHİ SUR İÇİNDEN geldik.
Biz sıfırdan mesela
70 kg. küçük eksi xi, yi ve zi olan bu uzayda yer alan BİLİNÇ idik. Mıknatıs çizgileri idik... Ama
ortada demirtozları yoktu...
Sur bu, üflemek için. ÜFLENDİK. Üflendik RAHİME. Embrio olarak geliştik
ve AKDELİKTEN doğduk gün ışığına...
Biz o sur'un (Kıvrılı ya da külah biçimi verilmiş kağıdın)
içindeki MIKNATIS'ın çizgileriyiz. Burada 7 boyutlu bir evren vardır.
Dışımızda
yani kağıdın dışında, külahın dış
yüzeyinde ise 4 boyutlu ve genişleyen evren vardır.
Biz İSTEYEREK ya da İSTEMEYEREK
bir mıknatıs akısı olarak dış yüzeyde yer alan
cansız demir tozlarını çekmekteyiz. Yani "Mesafe UYGUN ise" çekmekteyiz... UZAK ise etkileyemiyoruz. Ya da
ölüyüz/üflenmemişiz diyebiliriz...
RUH budur: Mıknatısın
akılarının saklandığı kağıttan tünelin
içinde saklı...
<HG> İsteyerek çeken ve istemeyerek
çekenler ayrı grup mu?
Eğer kağıdın
dış yüzeyinde uygun uzaklıkta demir tozları varsa bizim ÜFLEME alanımız (Hologram
etkinliğimiz) gereği BEDENLENİVERİYOR.
Bazılarına bir kez
bile yetmiyor: "Bize bir fırsat daha ver, günahlarımızı
affettirelim" diyorlar Rablerine. Ama o boynuz gibi olan SUR (Horn HOLE) ucu öylesine sivridir ki orada BERZAH (Boğaz) vardır ve deve iğne deliğinden
geçerse onlara bu fırsat verilebilir.
Karadelik tekilliğinin
yani en dar bölgenin BERZAH olduğunu
hatırlıyoruz değil mi?
İşte böylece İSTEYEREK ya da İSTEMEYEREK canlandırılıyoruz
ya da BİR DAHA doğalım
diyoruz ama İSTEMEYEREK bu
reddediliyor.
[HG] tamam mı?
<HG> tamam
hocam... tşk.
Daha basit anlamda ise aynı
kutupların birbirini itmesi, zıt kutupların çekmesi.
(Elektro-magnetizma budur)
Nefh=Üflenti tutarı
Sur=Enstrüman
Nefh=Nefesimiz
Sur=Mesela korno ya da horno
denen çalgı...
Gerçek olan HAYAT=EBEDİYETTİR... Cennet ve Cehennemde EBEDİ kalınacaktır. ÖMÜR ise bu hayatın MİNİCİK
BİR BÖLÜMÜ, ÖLÜMLÜ olanıdır.
Ömür içinde ÖLÜM, HAYAT içinde ise EBEDİYET vardır, Ölümsüzlük vardır.
Bir kere ölmezsek EBEDİYETE doğamazdık.
Her nefis ölümü tadacaktır.
Ve son nefesini bir dost
kollarımda verdi, artık nefes almadığını gördüm.
Hayat öpücüğü dahil her şeyi suni teneffüs vb. denedim...
Siz o arada beni
bekliyordunuz. Moraliniz bozulmasın diye size baştan söylemedik. 40
dk. kadar uğraştım... Zaten doktor da yanımdaydı, beni
iyi bir niyetle durdurdu: "Öldü profesörüm" dedi... Herkes gibi... O
zaman onu bıraktım...
Bunlar DÜN chat saatinde oluyor... Yani normal sıradan telkin-talkım
için uğramıştım kolumda öldü. Ben "Daha yaşar"
diyordum. Ama ziyaret anımı bekliyormuş meğer. Sürpriz
bu... Orada olmalıydım demek ki?
Şuna üzülüyorum: Ben et
yerim. Kuzu, dana vb. balık mesela... Ama KESİLDİĞİNİ görmemeliyim. Balığın
tutulduğunu can verdiğini de... O zaman yiyemem. Bu da böyle bir şeydi...
Ölüm HAFİFLEYİP Rabbine RÜCU
etmektir, sevinirim. Sevinirim çünkü HAYAT
EBEDİ olunca o dostlar ORADA
birlikte hiç ayrılmadan beraberiz, hepimiz öleceğimize göre...
Üzüldüğüm de şu...
"Bu ölüm kollarımda olmamalıydı". (Kurbanın
kesildiğini görmemeliydim misali....)
Ne yapalım ben yufka
yürekliyim, benden iyi baklava olur. Çünkü benim yüreğim milföy gibidir,
çok ince bir yufka+yürek.
<> :-))
<> hocam kendinizi suçlar
gibisiniz..
Kendimi suçlamıyorum: Hatta
tebrik ediyorum. Çok iyi bir telkin yaptığımı sanıyorum.
Müsterih vefat etti... Sanki ben orada olmasam yaşayacaktı gibi...
<> Yani hüzünlüsünüz demek istedim..
Bu arada bir ibret verici
olay... Dün gündüz bir (emekli imam) getirmiş. Ailesi getirmiş...
(Annesi halen sağ) Kur'an'ı dinlemiş ama demiş ki: "Şu
adama 10-20 milyon verin gitsin, Hans'ımı çağırın da
Kur'an'ı anlayayım."
Emeklimiz parayı almış
gitmiş ve ben çıktım oraya. Chatteki gibi Kur'an söyleştik.
Sordum "İmam nereyi okudu?" diye, gösterdiler yerini: Vakıa
suresini...
Oturdum anlattım.
Tabii son derece halsiz
kendinden geçene kadar anlattım. Türkçe ve Arapça birlikte ANLATTIM.
İmamlar da bunu yapmalı.
İmam denen kişiler şu şartla olmalı: HEM mesela Kuantum fizikçisi hem de İlahiyat
bilimcisi olan DUBLE imamlar...
Nitelikli ve kaliteli imamlar. Bilgisayarının başında olan
imamlar... Dünyayı ayaklarınıza getiriyor .NET... İmam bunu yapmalı.
İmam Üniversitede ders
vermeli ve sonra da namaz kıldırmalı. Üniversitede verdiği
dersten KAZANMALI imamlıktan değil...
Bunu konuşmuştuk
biliyorsunuz...
Dünyanın en cahil
insanları "İMAMLAR"dır.
Kim beni yalanlayabilir?
Mirasyedi dini bilgileri var.
O da TAMAMEN yanlış.
Bildikleri tek siyasi görüş AK & Saadet Parti... Tüm tanıdığım
imamlar Taliban'ı ve Usame 1000 Ladin'i şiddetle savunuyor. Arapça
dahil dünya görüşleri mutlaka çok cılız.
Bunlar imamlara iftira değil...
kendileri ÖYLELER...
Ben de imamım mesela
kendim gibi imamlar istiyorum. Bu benim hakkım ya da Hanif İslamın
HAKETTİĞİ güzel konum
değil mi?
<> Hocam 30 dakika müsaade istiyorum; kızımı
dersten getireceğim...
Oldu benim yerime BAŞINI OKŞA. (Baş okşamak
farzdır)
<> Başüstüne hocam...
Çocukların başını
okşamak ALLAH emridir. Allah
emretti mi, buyurdu mu o F A R Z olur. Büyüğün eli neyse, küçüğün
ise başını okşamak aynı şeydir. Bunu yapınız
lütfen... Hatta size kedilerin köpeklerin de başını okşamanızı
öneriyorum. Onlara bakarak ne haz duyduklarını anlayabiliriz.
Şimdi dönelim konuya,
dedik ki:
1. Salt statik bir elektrik
alan (Demir tozları)
2. Salt statik bir magnetik
alan (akılar, hologram akıları)
ve
3. Her ikisinin birleştiği
bir ELEKTRO-MAGNETİK DİNAMİK
alan. Yani yaşam.
İşte biz bunu yapıyoruz.
Üfürülmemiş hologram ya da ölmüş kişi değiliz. Ama HER İKİSİYİZ=ELEKTROMAGNETİK ALAN'ız.
Günün 309 yılını
UYUYARAK GEÇİRİYORUZ. (Bir
gün=BİN YIL) Kalan 2x309 yılı
da işyerinde ve dinlenerek yaşıyoruz.
BİZ DİRİ İKEN elektrik ve magnetik alanlar BİRLEŞİKTİR. Yani
her iki alan da KAĞIDA RESMEDİLMİŞ
ve yataydır.
Ama şu uyku var ya!!!!!!!!
Bitişik ve çakışık olan elektrik (+70 kg.) ile magnetik (
Polarizlenmeyi ve
Dipolarizasyonu aşağı-yukarı anlatmıştım.
Uyku moduna geçtiğimizde
bu iki alan birbirine DİKGEN
olarak ayrılıyorlar. Elektrik alan YATAY olarak kağıdın yüzeyinde kalıyor
(Yatay=Yatak), öteki de RÜYA görmek
üzere sanki DİK OLARAK yukarı
çıkıyor. Yani soyut (-70 kg. takyon olan) BEDEN GÖKÇEKİMİ gereği YUKARI düşüyor...
Piri Reis'in çıktığı
ve en uzunu Mir'ac olan DİKİNE
bir yolculuğa çıkıyor.
Resulullah bir günün bin yıl
olduğu bu yolculuktan döndüğünde YATAĞI=YATAYI
daha soğumamıştı. VE
gördüğünün de RÜYET=HOLOGRAM
olduğunu ayetler bize açıklıyor. "Sana gösterdiğimiz
Rüyet..." diyor ayet hatırladınız mı?
<> evet
Sanırım daha önce
bu ayeti yazmıştık.
İşte ben bu DOĞRULTUYU yani DİKEYİ kastediyorum.
Magnetik alan (Bilincimiz) YUKARI çekimine tabii oluyor.
<> İsra suresi mi?
Sureyi
hatırlamıyorum... Çünkü Kur'an bu okuduğumuz sırayla ve
sureyle inmedi.
<> 17-İsra/1: Kulunu bir gece Mescidi Haram'dan,
kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için..
Arapça
"Ruyet"=Rüyanın bilinçli, uyanık ve güdümlü olanı
demek. O başka bir yerde geçiyor. Onu arar buluruz... Rüyet diye yazıp
Arapça da bulabiliriz belki de...
<> Ok
[] İsra/60: Ve unutma ki vaktiyle sana haberin
olsun ki, dedik: rabbın o insanları ihata etmiştir, o sana
gösterdiğimiz rüyeti ve Kur'anda lâ'net edilen ağacı da sırf
insanlara bir imtihan için yapmışızdır, biz onları
tehdid ediyoruz, o onlara büyük bir tuğyan artırmaktan başka
netice vermiyor
[] İsra/60: Ve iz kulnâ leke inne rabbeke ehâta
bin nâsi, ve mâ cealnâr ru’yâlletî
eraynâke illâ fitneten lin nâsi veş şeceratel mel’ûnete fîl kur’ân(kur’âni),
ve nuhavvifuhum fe mâ yezîduhum illâ tugyânen kebîrâ
Diyorum ya Kur'an'ı
parça parça etmiş, keyfi dizmişler ve ben bu HATANIN ezbercisi olamam! Benim beynim bana daha başka şeyler
için gerekli...
Bir düşünün benim
kitaplarımı rastgele sayfalara dizseydiniz bu kitaptan ne anlardınız?
Hiçbir şey!!!
Aferim bu Haccacı
Zalimlere, Yezidlere... ANLAMAYALIM
diye ellerinden geleni yapmışlar.
Kadir suresi mesela...
"Onu Kadir gecesinde indirdik" diyor ayet... Ama bu surenin BAŞI değil... Başı
nerede, Duhan suresinin en başında. (Duha mıydı yoksa?) Yahu orada NE İŞİ VAR?
Niçin adam gibi DİZMEDİLER... Allah'ın ENZELNA dediği NÜZUL=İNME SIRASIYLA...
Bir de utanmadan Siyak Sibak
diyorlar. Hem sen karıştır hem de Siyak Sibak de... Sanki
biliyorlarmış gibi bir de SİYAK
SİBAK öğretiyorlar İlahiyatta.
BİR HALT BİLE BİLMİYORLAR...
"ONU" diyor ayet Kur'an'ın lafı geçmiyor... Ama
Kur'an var orada. Çünkü EN BAŞI
HA-MİM diye başlıyor
ve KİTAP diyor. O surenin başlarını
rica etsem yazar mısınız? Ha-mim ile başlayan sureyi... Ya
Duha ya da Duhan olacaktı. Ha-mim ile başlıyor.
<> 44-Duhan/1: Ha-Mim
<> 44-Duhan/2: Apaçık olan kitap'a andolsun ki
<> 44-Duhan/3: biz onu, kutlu bir gecede indirdik.
Doğrusu biz, insanları uyarmaktayız.
<> 44-Duhan/4-5: Katımızdan bir buyrukla,
her hikmetli ise o gecede hükmedilir. Doğrusu biz öteden beri resuller
göndermekteyiz.
Sağol, harikasın.
Gördün mü, diyor ki: BU APAÇIK BEYAN EDİLMİŞ
KİTAP.
Bilin bakalım bu KUTLU gece hangi gece?
"İnna enzelnahü fiy
Leyletil Kadr" gecesi...
"Katımızdan
bir buyrukla" diyor. (Emir=Mıknatısın ZORUNLU akı çizgileri, NEFS'in
sınırlarını çizen ÜFLENTİ)
Devam ettir
misin?
<> 44-Duhan/6-7: Eğer kesin olarak inanırsanız,
bilin ki, bu senin Rabbinden, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların
Rabbinden bir rahmettir. O, işitendir, bilendir.
Kadir suresi olarak yazar mısınız?
Kadir suresinin BAŞINI ve devamını oluşturmaya
çalışıyoruz şu an. Kadir suresi lütfen...
<> 97-Kadir/1: Doğrusu, biz, Kuran'ı Kadir
gecesinde indirmişizdir.
<> 97-Kadir/2: Kadir gecesinin ne olduğunu sen
bilir misin?
<> 97-Kadir/3: Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.
<> 97-Kadir/4: O gece, melekler ve ruh, Rablerinin
izniyle her bir işle inerler.
<> 97-Kadir/5: O gece, tan yeri ağarıncaya
kadar selamet devam eder.
Teşekkürler.
Bunlar kayıtlara geçeceği için, tüm Kadir suresini yazalım
lütfen...
"44-Duhan/1:
Ha, Mim."
"44-Duhan/2-3: Apaçık olan Kitap'a and
olsun ki, Biz onu, kutlu bir gecede indirdik. Doğrusu Biz, insanları
uyarmaktayız."
"44-Duhan/4-7: Katımızdan bir
buyrukla, her hikmetli ise o gecede hükmedilir. Doğrusu Biz öteden beri
peygamberler göndermekteyiz. Eğer kesin olarak inanırsanız bilin
ki, bu senin Rabbinden, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların
Rabbinden bir rahmettir. O, işitendir, bilendir"
"97-Kadir/1: Doğrusu, Biz, Kuran'ı
kadir gecesinde indirmişizdir."
"97-Kadir/2: Kadir gecesinin ne olduğunu
sen bilir misin?"
"97-Kadir/3: Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır."
"97-Kadir/4: O gece melekler ve ruh
rablerinin izniyle her bir işle inerler"
"97-Kadir/5: O gece tan yeri ağarıncaya
kadar selamet devam eder"
İŞTE BU, GERÇEK bölünmemiş, Emevi ve Zalim Haccac kazasına uğramamış
KADİR SURESİ.
Siyak-Sibakçı tartışıyor:
"Kadir suresinde Kur'an adı
geçmiyor, o indirilen melekler ve Cebrail'dir" diye... Sen tutup GERÇEK sureyi böyle ikiye bölersen
bunun SİYAK SİBAKINI nasıl
yapacaksın a be kafasız...
Ha-Mim'e başını atmışsın.
Sonunu da başlıbaşına Kadir suresi yapmışsın.
Sonra da diyorsun ki: "Bu surede KİTAP
lafı GEÇMİYOR!"
Allah'ını seven şu
Kur'an'ı Diyanetin elinden kurtarsın.
En iyisi Yaşar Nuri
diyorum ama o da Siyak ve Sibak BİLMİYOR.
Atıp-tutuyorlar hepsi...
Kur'an'ı "ELLERİYLE PARÇA PARÇA EDENLER"
diye Allah'ın "Vay haline" dediği kişiler işte
bizim NÜZUL sıramızı
parça parça edip bu hale getirenler...
<> Evet şimdi tamamlandı... Kadir
suresi, sayenizde
Ve [candaş] artık
orada KİTAP lafzı/kelimesi
var mı yok mu?
?????
İnenin kitap olduğu
belli mi değil mi?
<> Apaçık
<> Mana böyle olunca değişti
Tşk.ler.
Şimdi bir şey daha:
neden Kur'an demiyor da KİTAP diyor?
Kitap şudur: Kef-T-B kökünden gelir. KeTeBe yazmak diye çevrilmiştir.
Ama aslı elbetteki Sankritçe'dir. (Kalem=Calamus'u hatırlayın.)
Arapça üç harf, Sankritçe ve
Türkçe iki harf kökenlidir.
TB'dir sankritçe. Bunu açalım:
Tab etmek. (Tablo kelimesi de
buradan geliyor)
Basım işleri maTBuat, maTBaa.
Tab (download etmek)
Dikkat ediniz TB (Tab etme
matbaa vb.) ARAPÇA'DA CALAMUS=KALEM
gibi yaşıyor.
Neden TB? Çünkü bu üç harf
olduğunda TÜREVLER verir.
K+TB (Kitabet, kitab vb.)
H+TB
(Hitabet, Hitab vb.)
Kitab Levhi Mahfuz'da yazılmıştır
kaleme alınmıştır. (Nun Kalem suresi) Oradan HİTAB (Vahy) olarak indirilmiştir.
Yani SÖZLÜ olarak indirilmiştir,
Levhi Mahfuz'daki gibi "KİTAB"
olarak indirilmemiştir. Kitab olarak indirildiği yer SAMANYOLU (Aslında Sidretül
Münteha).
Onu Cebrail almıştır
ama KİTAB değil HİTAB olarak getirmiştir.
Kur'an kitab olarak O GECE gelmiştir.
Ama HİTAB (Vahy) olarak O
gecenin girdiği gündüz öğleden sonra Hira dağına inmiştir.
O mağaraya... Bunu net olarak anladık mı?
<> Hocam, bu sözlü hitap bildiğimiz
konuşma türümü?
Evet Hitap yazılmamış
kitap=Vahy gibi. Kitap ise = Yazılmış HİTAP. (Şerefli katibler elinde yazılmış şanlı
sayfalar.)
Buraya kadar mutmain miyiz?
Değilsek devam edeceğim...
??????
Ya Hoo??? kimse yok mu? Koptum mu?
<> Devam edin.
Sağol
dostum. Bir ara kendimi Robinson Crusoe sandım.
<> Evet buraya kadar mutmainiz.
O halde
yeniden UYKU denen küçük ölüme
dönüyoruz tamam mı?
<> ok
Ya da [F]'nin sorusunu araya alalım.
<F> İnsan niye yaratılmıştır?
Ölüm niye var?
Sadece insan değil KÜLLİ ŞEY*in yaratılmıştır.
İnsan onun bir parçası (PAYDA'nın
PAY'ı)dır.
Tüm şeylerin (Külli şey*in'in)
yaratılış amacı şudur: "ABD borcu".
ABİDlik=Gizli
bir Hazine olan ve BİLİNİLMEYİ
isteyen ALLAH'ın bizden aldığı
bir sözdür. Bu söz bize DOĞUMDA
UNUTTURULMUŞ olup, ölümde son nefeste hatırlatılacaktır.
Bizler YOKTAN VAR OLDUK. Bu bir doğumdur. (Ruhlarımız YOK İKEN V A
R edildiler. Bu İLK DOĞUM olayımızdır.) Sonra RAHİM'e ÜFLENDİK.
Bu bizim İKİNCİ DOĞUM
OLAYIMIZDIR.
Her doğan varlık otomatikman
ÖLÜME ADAYDIR. O halde BİZ BİR GÜN ÖLECEĞİZ.
(İdris bunun istisnasıdır.) Sonra YENİDEN dirileceğiz ve HİÇ BİR ZAMAN ÖLMEYECEĞİZ.
Hatırlarsanız,
ayette "Ey Rabbimiz, bizi İKİ
KERE DİRİLTTİN İKİ KERE ÖLDÜRDÜN bundan bir çıkış
(way out) var mıdır?"
Bu ayeti bir kaç kere yazmıştım
bileniniz biliyor. Hatırlayan varsa yazabilir...
[] Mümin/11: Diyecekler ki ya rab! Bizi iki
öldürdün iki de dirilttin şimdi günahlarımızı anladık
fakat var mı çıkmaya bir yol?
[F] sorularına yanıt
aldın mı?
??????
Daha mı deşelim
yoksa? O yok galiba. [N], sen sor.
<N> Peki bana bir ara Source Codes...
Source Codes???? Hangi anlamda? İngilizce sormaya çalış
ya da almanca (Quelle gibi)
<> Niçin?
Soruyu anlamadım da onun
için.
<> Wann senden Sie mir?
Neyi?
Wofür? HOOPs'u mu soruyorsun?
<> Ja
Onu MrsCP yasakladı. Start bar'a eklenen bir programdı ben
bile onu sildim.
<> Stephen amca mı?
Evet 10SCE ne derse o olur. Ben bir emir kuluyum.
Bir saniyede biftek pişiren
ve fuarda sunduğum o YILDIRIM
(Tesla yıldırımı) tekniğini de yasakladı. O TESLA'nındır dedi sen bir HIRSIZ MISIN dedi... Haklıydı.
Tesla'nın yıldırımını kullanmıştım
icadımda. Ondan izin alınmamıştı. Haklıydı
yasaklamakta.
<> Şimdi zig-zag sizleri nasıl
buluyor, yani neye göre belirliyor?
ZigZag bu
chat GRUBU GİBİDİR.
Chanservant'ı editörü falan vardır. Bazı konularda
Kick'lenebiliyorum. Tesla Yıldırımı da kicklendi.
<> Yok eskiden Borges'e Tesla'ya gelen
mektuplar var ya
Artık
.NET var mektup yok. Mektuplar çalınıyordu.
<> Borges ve Tesla ve Hubble, nasıl ve
neye göre belirlendi?
Beni
burada belirlediğiniz gibi.. Yani dikkat ederseniz naçizane
"Yazan" yani okutman benim.
<> Peki bazı belgeler açılacak mı?
Hızır tezkiresi bitti mesela, ama pek anlaşılamadı
Ben TAMAMEN açmaya başladım bile... Matematiğe dört yeni
dal için giriş bile yaptım. Cifir ile ilgili grafikler vb. veriyorum
ki orada Parabiyoloji bilimi ile trans-psikoloji bilimi bile var.
<> O analitik geometri, cifir, hangi ayette
var?
Analitik geometri değil.
Örneğin "Organ reddi" olayında o ARŞ direklerinin içinde yer alan simgelerde
"Virüslü" dediğimiz kırmızı çizgiyle gösterdiğimiz
hatlar ÇOK önemli...
Örneğin Boğa ve
Terazi olanlar birbirinden organ alınca organları reddetmez falan...
Orada tıb ve biyoloji DNA, kromozomlar, genler falan var...
Virüs cansız ve bir süre sonra CANLI
olabiliyor falan...
Orada bir TARİH yazılıyor ama sen
farkında değilsin. Yeni bilimler kapıya, ayağına kadar
geldi...
<> Daha da girilse
Oraya daha girilmedi. Geçen
hafta bir sıra yaptık. Ama sırayı "ÖLÜM" olayı öncelikle (ve de
demokratik belirlemeyle) aldı.
<> Dr. O çizimleri anlamak için birkaç
düzine bilim bilmek lazım.
Ben
anlattığımda çok kolay olduğunu göreceksin. Asıl
zorluk onun arkasından başlıyor.
<> Bir Japon [soruyor], ay üzerinde, uzay
gemisinde ve ayın görülemeyeceği yerlerde Ramazan'ın başlayıp
bitmesini nasıl anlayacağız?
<> Bu soruya daha önceki chatlerden birinde
cevap verilmişti sanırım.
<> Pardon kaçırmışım,
öyleyse ararım
"Ay üzerinde" = Dünyanın da Ay gibi evreleri vardır: Yeni-Dünya, Yarım
Dünya, Dolun Dünya, Son Dördün Dünya vb...
Aradaki mesafe 275 bin km
olduğundan birbirlerine her ikisi de AY
gibi görünür...
Bu tamam mı?
<> Evet.
"Uzay gemisinde" = Uzay gemisinde yeni AY'ı
KONUMU gereği nerede görürse ORUÇ ya da NAMAZ girmiş olur. Tamam mı?
<> Pek anlayamadım, nerede olursa
olsun yeni ayı görebilir mi?
Yani dünya ve ay arasındaki
uzay aracı (Yörüngede mesela) bir UYDU
gibidir, Ay'ın hareketlerine tabiidir.
<> Evet
Eğer bu uydu Ay
orbitalinde dönüyorsa "DÜNYA"nın
ilk dördün girişine bağlıdır, onu gözlemlemelidir. OK?
<> Evet. Ya başka bir yerdeyse? Mars
yörüngesinde gibi?
"ayın görülemeyeceği yerlerde" = Ay'ın o yüzünü dünyadan görmeyiz.
Ama o yüzdeki koloni insanları Dünya'nın dört evresini görürler. Mars
gibi yerlerde SEFERİ olduklarından
Namazları bir rekattır ve DÜNYANIN
EVRELERİNE tabiidir. Yeni Dünya görüldü mü RAMAZAN girmiştir.
Tamam mı?
<> Evet
Bu konuda mutmain olmayan var
mı?
<> Orucun başlangıç ve bitişi
gene güneşle mi anlaşılacak?
Seferi iken ORUÇ zorunluluğu yok. Ama eğer
kolonilerdeyseniz dünya NORMLARINI
kullanacaksınız.
Yahu beni Müftü ettiniz fetva
alıyorsunuz.
<> Siz fizikçi imamsınız
<> Dünyanın hangi bölgesi?
Zaman olarak 21 Mart 23
eylül. Mekan olarak Ekvator. (Eşlekte gece ve gündüz 365 gün 12'şer
saattir.)
<> Teşekkür ederim. Daha fazla rahatsız
etmeyeyim isterseniz.
"Siz V A
S A T bir yol tutun" ayeti
bunları açıklamak için indirildi.
Vasat=Ortalama=Average.
Mesela günün ORTASI ise SALATül V U
S T A
. Yani bir direk dikiyorsunuz. Gölgesi en uzun olduğunda gün başlamış
ve/veya bitmiş oluyor.
VUSTA=Direğin
gölgesi EN KISA olduğunda
Salatül VUSTA=Namazın iki vakti
oluyor. Yani direğin bu tarafı ile öteki tarafı günün iki namaz
vakti (Tarafeyn) dir.
Burada Salat=Namaz kılmak
demek değil... Eğer o anda namaz kılınması gerekseydi
Allah'ımız "EkıymetüsSALAT
AL VASAT" derdi. Buna "ORTA
NAMAZINA DİKKAT ediniz" diyen SAFTİRİKLER yığınla var...
(İkindiyi kurtarmak için
maksatlı olarak namaz göstergesi olan direk yerine ÖĞLE namazı diyorlar ki İKİNDİ denen palavrayı da araya sokuşturuversinler.)
Mutmain olmayan ya da itirazı
olan var mı? Millet(i İbrahim) Ben diktatör değilim. İTİRAZ en doğal hakkınızdır.
Benim Hans-ı Zalim'e benzer bir halim var mı? Yanıt vermezseniz REKLAM'a girerim, ona göre...
<> Bize tavsiye edebileceğiniz bir
Kur'an çevirisi var mı, Türkçe dışında bir dilde?
Vardı. Ama ADLER ile birlikte sanal alemde 3 asır
geziyor. Adler üçyüz yıl sonra (Philadelphia ya da Bermuda yolcuları
gibi) gelecekte var olacak... Adı da Mighty olacak... Onda böyle bir
Kur'an var gibiydi... Ama sadece BİR
ANLAMını veren KUR'an.
<> ona bile razıyız
Ben 7+14+49'a mecburum.
Misyonum ve uzmanlık alanım bu... Yani 10SCE'nin görevi "ÇITAYI
YÜKSELTMEK".
Adler kendinden üç asır
önceki ve sadece ZİGZAG'ın
özellikle bendenizin oluşturacağı 7+14+49'ları kullanacak.
Yani biz yazacağız ve Mighty de onları o birikimi alacak ve
ilahi SİSTEMe oturtacak... Önce
bizim yazmamız gerekli...
Tabii dozunu kaçırınca
da Tesla Yıldırımı konusunda olduğu gibi hemen
frenimize basılıyor. Yayınlanmasın deniyor.
<> Ok
Yani reklam olsun-olmasın
size bir HANS gerekli. Başka
Kur'an müfessiri yok... Var da mutmain olmazsınız.
<> İbn-i Arabi'yi de mi okumayalım?
O müfessir değil, BİLİM ADAMI. Sözkonusu olan
Kur'an tevili diye soruldu...
İbni Arabi de kendi çağının
TESLA'sı idi. O Zigzag'ın
Galilesi gibidir, ÖNCÜ yani...
Cifir'i neredeyse sökmüştü. (O Endülüs çağında bilim, matematik,
ne kadar ileriydi ki?)
Şimdi burada olsaydı,
insanoğlunun matematik patlaması yapılırdı, eminim.
Bilgisayar eşliğinde... OK?
<> Arıya vahyedilen petek ve felsefe
taşı, simya yumurtası hakkında açıklamalarda
bulunacaktınız?
Elimizdeki gündem maddelerini
bitirip oraya geleceğim. Çünkü sohbetler bölümünü okudum, her şey yarım
kalmış, hiçbir şey bitmemiş.
<> Laf lafı açıyor
Zavallı [Z] bunları toparlamak için kendini helak
etmiş. Sorulara göre aniden konular değişmiş. Mecburen bir
ara başlık açılmış, bir önceki konuyla hiç bir ilgisi
yok gibi duruyor.
Oysa düzenli yazı verdiğimde
bir amacı, girişi, gelişimi ve sonucu vardı. Sohbette
(Chat) bunlar olmuyor.
İnşallah o yazılara
da yılbaşı sürprizi olarak yeniden başlayacağım.
Chat dışı günlerde de o bütünlüklü yazıları asarım
Allah inşa...
<> inşa-Allah
<> Doc. o yazıların tadı bir
başka idi ama
Evet
çünkü söyleşme rahatlığı içinde değil, KUR'AN okur gibi yazıyordum.
<> 11 Eylül olayıyla yazıların
aniden kesilmesinin bir ilgisi var mı?
Tabii var. MİLAT/Millenium/Milatium bu iki
taraf için de gerekliydi. El Kaide bir Yahudi örgütüdür. İntihar edenler
(Arap pilotlar) ise HAŞHAŞİN
(Montauk) etkisinde idiler. Siyonist tüccarların TAŞERONU El Kaide ve onun Cumhuriyeti olan Taliban, Ayetullah,
Hizbullah vb. örgütleridir.
Tüm bu canlı bombalar
kendilerini YAHUDİ provakatör efendileri
için SEVE SEVE feda ediyorlar. Ve bu
kamikazeliklerini "ŞEHİTLİK"
diye kendilerine masturbe ediyorlar. Bu bir
K O M E D İ [candaş].
<> Kişi bazında öyle mi yoksa
liderler mi?
Tam anlaşılmadı
soru?
<> Yahudi olanlar liderler mi yoksa onlar da
mı Usame gibi taşeron?
Usame Yemenlidir Suudi değildir.
Bir ara sözünü ettiğim Himyer yahudi kökenlilerindendir. (Kurayza kabilesi
gibi).
Yezid, Muaviye ve Ebu Süfyan
yarım kan YAHUDİDİR.
Kureyş denen kabile "Araplar ile Yahudilerin melezlerine" verilen
isimdir.
<> Yani Arap gibi görünenlerin bir çoğu,
Yahudi kimliğini muhafaza ediyor olabilir?
Evet. Mesela tüm Filistinli
müslümanlar, farkında olsun/olmasın devşirilmiş KAYIP yahudi kabilelerinin ta
kendisidir ARAP unsuru YOK denecek kadar azdır.
<> Kayıp İsrailoğulları
mı? 10 Kabile
Unutmayınız:
Yahudilerin 12 kabilesinden ON'u
asimile olmuştur. İKİSİ
(Moab ve Amon kabileleri) ŞİMDİKİ
YAHUDİLERDİR.
Diğerlerinden bir kısmı
şimdiki FİLİSTİNLİLER
(Yaser Arafat bile MASON'DUR). Diğerleri
Habeşlilerden bir-iki kabile. (Kaçması kolay olduğundan Kızıldenizden
karşıya geçmişlerdir.) Ama kayıp kabilelerin çoğu YEMEN-ADEN ve HADRAMUT halkıdır.
Kureyş suresinin
türkçesi halen gelmedi?
<> 106-Kureyş/1-4: Kureyş kabilesinin yaz ve kış
yolculuklarında uzlaşması ve anlaşması sağlanmıştır.
Öyleyse kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren bu Kabe'nin
Rabbine kulluk etsinler.
Soru şu:
Çölde KIŞ var mı?
<> Bilmiyorum.
Sen değil, kimse
bilmiyor?????????????????????????
Pekiyi Allah haşa hata
yapar mı?
<> Estağfirullah
Şimdi yaz ve kış
kelimelerinin özellikle arapçasını yazalım bakalım işin
doğrusu ne?
<> şita we sayf
Beyaz ten ve Bronz (Güneş
yanığı) ten.
İbranice yazıyorum:
Hacer'in oğlu İsmail=YAZ tenli
Sara'nın oğlu İsrail=KIŞ (Kar, beyaz) tenli.
Bu ikisinin AHFADLARI Kabe'ye MEMUR edildiler. (Kabeyi ataları İbrahim yapmıştı.)
<> 106-Kureyş/1-4: liilafi Kureyşin - ilafihim rıhleteşşitai vessayf - felyabüdü rabbe hazel beyt - Ellezziy etamahüm min cuın ve amenehüm min havf
Sağol.
Ülfet dedikleri, uzlaşmak
dedikleri kelime ise İBRANİCE
yazılmıştır ve MELEZ
demektir. Uzlaşmak değil bileşke, kırma vb. demektir.
Arapça değildir.
<> 10-Tevbe/19: Siz hacılara su dağıtmayı
ve mescid-i haramı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman edip,
Allah yolunda cihat etmekle bir mi tutuyorsunuz?
<> Ayetin konuyla ilgisi var mı?
Evet bu konuyla ilgisi var.
Ama daha önce KURAYZA'nın
zengin Medine'de oturduğunu ve çöl olan Mekke'yi kendi KIRMALARI olan KUREYŞ'e bıraktıkları bu ayette AÇIKÇA YAZILI.
Evet A Ç
I K Ç A .
Bu Surenin başını
merak ediyor musunuz? O zaman Lat Uzza ve üçüncüleri olan Menat ile ilgili
ayeti yazalım lütfen?
<> Hangi surenin (Tevbe mı Kureyş
mi)?
Kureyş'in başını
kastettim, Kadir ve Ha-Mim gibi. Lat Uzza ve ÜÇÜNCÜLERİ olan Menat.
<> 53-Necm/19: Siz de gördünüz değil mi o Lat
ve Uzza'yı?
<> 53-Necm/20: Ve üçüncü olarak da öteki (put)
Menat'ı?
Tamam. 18'i de rica ediyorum.
Ya da konu içindeki önceki ve sonraki ayetleri.
Bu arada tlf. bakacağım.
[] Telefon arası.
Şu bazı insanlar
beni öldürseler yeridir. Telefondaki zat diyor ki: "Hoca hoca, tuttun gelecekteki kent devletlerine Hansa diyerek kendi adını
verdin. Biraz mütevazi olsana".
Aynen böyle diyor telefondaki
zat... HANSA'yı benim icat ettiğimi
sanıyor. Hansa'yı bilen var mı?
<> Hansestadt, Hamburg, Bremen gibi?
Gibi... Ya da LuftHANSA gibi. Kent devleti demek,
makropolis devlet demek. Vatikan gibi. İkibin yıllık ismi
tuttular benim kendime uydurduğumu söylediler.
[] Hansaplast gibi
<> her yerde kullanılıyor
bu isim
Cahili adam edersin. Bilgili zaten
böyle densiz ve dandik değildir. Ama şu YARI-CAHİLDEN şeytan gibi kaçın Hanifcanlar.
Bunun için bu saatte bana
telefon açmış ve beni "Heykellerini yaptırtan İnönü"
yerine koymuş. Öyle diyor: "Yakında
oturduğun sokağa da o ismi alırsın".
Benim burada yaptığım
reklamlar birer ŞAKADIR. (Ein
klein spass) Siz de biliyorsunuz onun Jock/Joke olduğunu şaka olduğunu.
Yani ben takılıyorum sizlere...
<> evet
<> Menat diyorduk.
<> 53-Necm/18: Andolsun ki o, Rabbinin
ayetlerinden en büyüğünü gördü
<> 53-Necm/19: Siz de gördünüz değil mi o Lat
ve Uzza'yı?
<> 53-Necm/20: Ve üçüncü olarak da öteki (put)
Menat'ı?
(Konu bağlanana kadar
devam) lütfen. 21 ve 17yi de yazalım ki bunlar kayda geçecek
<> 53-Necm/17: (Peygamberin) gözü şaşmadı
ve sınırı aşmadı.
<> 53-Necm/18: Andolsun ki o, Rabbinin
ayetlerinden en büyüğünü gördü
<> 53-Necm/19: Siz de gördünüz değil mi o Lat
ve Uzza'yı?
<> 53-Necm/20: Ve üçüncü olarak da öteki (put)
Menat'ı?
<> 53-Necm/21: Size erkek O'na dişi, öyle mi?
16yı da lütfen.
<> 53-Necm/16: Sidre'yi kaplayan kaplıyordu.
Konu bağlansın anlaşılsın
diye sizi yordum özür...
Burada ĞARANİYK=Üç ak kuğu=Sirius konusu var. Garaniyk üç
kuğu (Signus) anlamında.
Lat ve Uzza acaba sadece PUT muydular? Kuğu takım yıldızı
mıydılar? Ya da Ğaraniyk vakasındaki gibi "Putlara şeytan
girdi. O putlar konuştular" dediler. (Bu sahih hadistir. Müslim ve
Buhari)
Bu YALAN hadis yüzünden Selman Rüşdi "ŞEYTAN AYETLERİ" adlı kitabı yazdı.
Bu ayetleri şeytanın
indirdiğini söyleyen ALÇAK BUHARİ
ve MÜSLİM'dir.
<> Bir de efendimizin o ayetlerle namaz kıldırdığını
söylüyorlar, sahte ayetlerle
Yani Allah ve Kulu arasında
bir kısadevre oluyor ve ŞEYTAN
araya giriyor. Şeytan VAHY'miş
gibi bu üç putun adını veriyor. Resulullah da özür diliyor. "Ben
değil şeytan size bu ayeti indirdi."
Öyleyse:
1. Kur'an'da bu ayetlerin NE İŞİ VAR?
2. Şeytan yeryüzüne
sürgün edildikten sonra bir cin gibi görünüp
A S L A KİMSEYLE KONUŞMAMIŞTIR.
3. Resulullah CİNLİ-MECNUN değildir.
4. ALLAH ACİZ değildir.
Ey Hanifler NELER oluyor
böyle???????????????????????????????
??????????????????????????????????????
?????????????????????????????????
O Kur'an değil mi ki Şeytan'ı
aşağılıyor: "Ey Mel'un İblis Defol sen aşağıların
aşağısına aşağılık biri oldun."
Allah'ın Kur'anın'da
Buhari ve Müslim YÜFTERA'sının
bu İblislerin hadislerinin ne işi var?
Ne oluyor
böyle???????????????????????????????
Yorum bekliyorum.
Çünkü Buhari ve Müslim Selman
Rüşdi'ye Zarf atmıştır.
Adam haklı, yazıyor
diyor ki: "Madem bu ayetleri HADİSLERİNİZE
göre Allah değil Şeytan indirdi; Daha kaç tane böyle ŞEYTAN VERSİYONU ayetiniz
var? Bunları nasıl ayırt ediyorsunuz?"
Bu bize Buhari ve Müslim KAZIĞIDIR! Biri bozacı biri şıracı
üçkağıtçı...
O hadisleri geridönüşümsüz
bir kutuya atın gitsin... Atın beyninizden şu SAHİH denen yalanları...
<> Ünlü ve yüksek tirajlı gazeteler
de. Bir iftira atmadan önce uydu gazetelerinden birine yalan haber yayınlatıp
orayı referans gösteriyorlar. Öylece mahkemeden kurtuluyorlar.
Evet şu anda Hapiste
olan Mehmet Kutlular da bana bunu yaptı, Yeni Asya ve Yeni Nesil benim
için birisi önce "HANS AİBERG bir Diyarbakır Yahudisidir"
dedi. Öteki de "Kilise ajanıdır, Papa, dinimizi bozmak için bu
misyoneri aramıza gönderdi" dedi. Öteki bir nurcu yayın da beni
"Yahowa şahidi" yaptı... Her biri "Ötekini
referans" göstererek, bu iftiraları yaydılar.
Diyanet de Kutlular'ın
elinde olduğundan Diyanet yayınlarından ve kitabevlerinden benim
kitaplar "Aforoz" edildi ve bilim dışı (!) bulundu.
BİLİM DIŞI!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Bu kadar BİLİM İÇİ birini daha tanıdınız
mı?
<> Allah akıl versin. Ve ıslah
etsin
Benim için Yeni Asya üç gün
"Morfinkeş, kolları iğneyle dolu" diye yazdı.
Bunu bizzat Mehmet Kutlular yazdı. Yarım sayfa ve başlıktan
girerek... Ama 16 yaşındaki kızı Morfin komasından öldü.
(Allah rahmet eylesin) Şimdi kendi de HAPİSTE.
Bana Sabah gazetesinden o
iftiraları atan Dinç Bilgin, Zafer Mutlu gibi HAPİSTE...
Allah'ın sopası
yoktur... Ama Allah İnşa Hanif kullarına iftira atanları
daha ölmeden süründürüyor.
Üçgün yazı yazıyorsun.
Birinde "Yahudi ve Mossad ajanı olduğumu", ikinci gün ise
dün ne yazdığını unutup "Papanın kilise misyoner
casusu" diyorsun. Üçüncü gün ise morfinkeş Yahowa Şahidi
diyorsun...
Bu kadar A C
E M İ L İ K olur mu?
"Mossad ajanı
Yahudi" dedin. Sonra ertesi gün beni (Unuttum Ermeni'ymişim) Papanın
sağ kolu yaptın. Hristiyan yaptın...
BİR MÜSLÜMAN
yapamadın ey Mehmet Kutlular ve Nurcular...
Sahi bu adamlar niye hapiste????
????????????????????
Neden körpecik kızı
MORFİN yüzünden öldü. Ben iğneden
ödlek gibi korkarım. İğne olmamak için diş bile yaptırmıyorum.
Kollarımda yüzlerce enjeksiyon izi varmış-mış.
Benim bedduam çok felaket...
Bedduam da şu=Sana hakkımı helal etmiyorum. Bunu söylediğim
kişiler banka batırdı rezil oldu. Kızları öldü, oğulları
homoseksüel oldu. Benim mutlaka helalleşmem gerekli.
Ali Kırca'ya yüzyüze
geldiğimde Allah senin ayağını kaydıracak dedim...
Kapalı asansör kapısından aşağı uçtu, ayağı
kırıldı...
Bende bir keramet mi var
bilmiyorum ama beddua iyi bir şey değil... Yani helalleşmemek.
<> Evet
İşte böyle. Bana
hakkınızı helal ediniz lütfen. Ben kimseye kırgın değilim.
(Kırgın olduklarım hapishane kuşu.)
<> Helal olsun
<> Siz edin, bizim bir hakkımız
yok
Ben melamiyim yani benim hakkım
PEŞİN HELALDİR. Onun için
sizden bekliyorum helalleşmeyi... Sizin benim üzerimde hakkınız
var.
<> Öyleyse bizim de hakkımız peşinen
helaldir.
Sağolun kalbe de inmeli
bu sözün. (Ki kalpten olduğunu biliyorum)
Evet... Yoruldunuz mu?
<> Biz de melamiliğe adayız.
Alçakgönüllülük=Melamilik.
Kibir=Şeytanın vasfı.
"Euzü..." yerine
geçiyor, şeytandan Allah'a sığınıyorsunuz.
<> "Ebaaves tekbera ve kaane minel
kaafiriin"
Evet tekbera yani yeryüzünde
böbürlenmek, kasıntılık, trip atmak, cool takılmak vb. KİBİR demek.
Kibir ANLAMSIZDIR. Anlamlı olan GURUR'dur.
(İslamın gururu, kadının gururu gibi) Ama İslamın
KİBİRİ olmaz... Meşru
değildir. HARAM'dır
Cunah'dır. Boş gurur da olmaz tabii...
Bugün yeter mi? Yoksa devam mı?
<> Allah razı olsun
<> Kureyş Suresi yarım kaldı.
<> devammm, siz yorulmadıysanız...
Tamam...
İsmail ve İsrail oğullarından
iki kabile bırakıldı. Amaç büyük ataları İbrahim'in KABESİNE bakıcılık
idi. Yaz kabilesi ile kış kabilesi bir tek şartla birbirleriyle
karıştılar:
1. Yahudiler Medine'de ve
Hayber'de yerleşeceklerdi.
2. Mekke'yi ise İki
kabileden kız alıp verme yöntemiyle oluşturulacak MELEZ kabile devralacaktı.
Böylece her iki kabilenin de ORTAK noktası olarak bu melez
kabileler Kabe'yi üstlenecekti.
Bu kız alıp
vermeler sadece ZENGİNLER arasında
olacaktı.
Yahudi erkeğiyle evlenen
Arap kızlarından doğanlar YAHUDİ
olacaklardı. (Kurayz)
Yahudi kadınıyla
evlenen arap erkeklerinden doğanlar ise putperest olacaklardı.
Bunlara da Kureyş dendi. (Kurayşa)
Ve Resulullah "Ben Kureyşliyim
ama Kureyşli benden değildir" diyecek kadar canı yanmıştır.
Resulullah da az-buçuk
Yahudi'dir... Bunda gocunacak bir şey yok:
Güzelim Hz. İsa Güzelim Hz. Musa ve diğer güzellerim de SAFKAN YAHUDİ değiller miydi?
Biz insanların ırkına bakmıyoruz ki? Öyle değil mi?
<> evet
İbrahim milletinden
olanlar IRKÇI değildir ki?...
Ben Anti-Semitist değilim,
ben anti-siyonistim.
Mazlum Yahudi'yi dost bile
edinirim. (Ehli kitaba güzellikle muamele etmemiz söylenmiştir.)
Ama Türkiye'ye bu oyunları
düzenleyen siyonizme herhalde karşıyım ve karşıtlarıyım.
(Gelecek anlamında)
180 ülke var:
1. Sadece Türkiye'nin
enflasyonu REKOR... Tek enflasyonist
ülke... (Arjantin %25 ile sokağa döküldü ve kaynakları çok zengin
olan büyük bir ülke... Türkiye ise FAKİR+leştirilmiştir.)
2. Dünyada bir tek ülke kaldı
ki, milli borçları GSMH'sından
ÇOK.
3. Dünya tarihinde ilk kez
görülen bir olay... Büyüme hızı -10 olan REKOR bir ülke...
ÜÇ konuda REKORTMENİZ. Bunları araştırın
hayret edeceksiniz. T E K ülke BİZİZ diyorum. Dünyanın
hiçbir yerinde -10 rakamı görülmedi. Arjantin'in şu anda
"Bütçe F A Z L A S I " var. Türkiye'nin ise İKİ KATI KADAR BÜTÇE AÇIĞI
VAR... IMF'nin paraları artık
%82,5 FAİZLE geliyor.
<> Peki bu oyundan nasıl kurtulacağız?
Bunların NEDENİ olan SİYONİZME karşıyım. Fakat tek başıma
karşıyım... 65 milyon nerede? İyi uykular Türkiye. Her
nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsan. :=((((
Ah ADLER ah... Ah Mighty ahhh! Neden şimdi değil de 3 asır
sonra... Bu insanlara yazık değil mi? Ben hayatımda bu kadar
fakirleşmemiştim. Maaşı aldığımız gün
bitiriyor olduk.
<> Miladın öne alındığı
gibi onların da gelişi öne alınamaz mı?
Benim elimde bir şey
yok... Musa ne diyor Yuşa'ya? "Ben Hızır'ı bulana
kadar bu yolda yürüyeceğim ya da dünyayı dolaşıp bu yolda
ilerleyeceğim."
Vakti gelince (Balık
canlandı=Mesela 53 yıl kazanıldı) Musa ve Hızır
buluştular.
VAKTİ GELİNCE.
VAKTİ...
Yani hemen buluşulmuyor.
<> Öyleyse biz de herşeye
gücü yeten DOSTUMUZ'dan isteyelim
Evet. Doğru...
Ve arap ağırlıklı
melezler Kureyşliler ile Yahudi ağırlıklı
melezler=Kurayzalılar...
Kureyş melezlerinin
reisi ve o dönemin en büyük zengini Ebu Süfyan. Oğlu Muaviye doğal
varisi. Ve onun oğlu Yezid ise tam bir SULTAN...
İşte üç yahudinin
geleceğe bıraktığı SÜFYANİLİK (Sophianizm)
Ben Siyonizme karşıyım.
(Zion Yahudi inancındaki Arafat dağıdır. Ama kelime
"tSufyon" diye okunuyor, böyle telaffuz ediliyor.) İlginç değil
mi?
<> evet
"tSufyon" = ZİON. (Okunuşu Almanca'daki
"ts" gibi, "tsuwyon" ya da "tzüfyon")
Thule Qaanaaak'ın
Zülkarnak okunması gibi Thule=Zül diye okunur. (Th biraz dad harfinin z
okunuşudur. The gibi değil de daha velaZZalin gibi. Sondaki e ise
okunmuyor ve Thule=Zül oluveriyor.)
<> çok ilginç
Eskimo/Inniut dilinde ve
efsanelerinde QarNAAK, QAARN=Boynuz, AK=Çift. (Türkçe'deki yan*AK,
dud*AK, şak*AK, dam*AK gibi.)
(Daha önce sizlere Turanca gramerini yazıyordum, oradan hatırlayınız.
Eskimolar TURANCA konuşurlar.)
Su=Su. Kayak=Kayık.
Kasak=Kızak. Tope=Tepe. Yay=Yaz. Kobus=Mızrak (topuz gibi).
Omuk=Yumurta. Agu=Ayı. HOT=Ot
ve ateş (od). Daha çok var aklıma gelmiyor.
Çift boynuzlu SAHİP demek ThuleQaanaak, ZülkarnEYN.
Askerliğimi Grönland'da
yapmıştım. Onları iyi tanıyorum eskimoları...
Angalmasig deniz üssünde yedek teğmen idim. Ta Yakudistan'dan getirilmiş
kızak köpekleriyle az mı oynaştık. (Kangallar da Sibirya kızak
köpeğidir, Sivas'a getirilmiştir.)
<> Bizim şehrimize
Kangal mı? Yoksa Sivas
Merkez mi?
<> İkisi de. Baba tarafı
Karakalpak Kangal, Anne tarafı Türkmen Merkez
Yaw Kangal dünyaca meşhur.
Öyle ki kasabanın Zağra olan adı bile Kangal (Yakutçadır) oluverdi.
Dünya tanıyor ve satın alıyor. Çünkü St. Barnardino köpek türü
Kangal gibi SERT vahşi değil
yumuşak pamuk gibi köpekler ve Kar'a dayanıklılar.
Ama Kangallar hem kar köpeği
(Kızak=Kanga) hem de inanılmaz vahşi olabiliyorlar. Kendileri
kurt'tan üretildiği halde, kurtları parçalıyorlar. Ama ET bile yemiyorlar.
<> Evet
Onun için iyi de Çoban
köpekliği yapıyorlar. (Sheppard'ları kastetmiyorum Shepherd de
deniyor.)
<> Kaçan kurdu kovalamayıp sürüye
dönüyor.
Çok iyi gözlemişsin. :=)
<> ;-)
İşte Eskimoların
İto'ları kangallar ile akraba ve kaynakları onların da
Yakudistan. Rusya'da Aleut adalarında Çukçi yarımadasında ve
Yakudistan'ın Dolgan kabilesi Eskimodur. Dolganların dili artık TAMAMAMEN TÜRKÇE kalmış.
Türkiye'deki askerliğimi
Tuzla'dan sonra Temeltepe (Tekaüttepe) de yaptım. Sonra Ankara-Konya-Eğridir
ve nihayet Brüksel Nato'dan da tezkere aldım.
<> Ben de Tuzlada görev yaptım.
<> Temeltepe Türkiyenin en soğuk
yerlerinden birisi
Zaten benim şansım
bu: Grönland'dan sonra bir de Temeltepe çıktı. Ama hakkını
yemeyelim İskenderun'da da SHM subaylığı yaptım.
<> İşe gitmek için hazırlanmam
gerek. Bu arada chat bitecek olursa iyi geceler.
ig. Ne yapalım biz de
yatalım mı?
<> Uygun olur
<> Cifr konusu gelecek chate kaldı..
Bir de yarın chat olacak mı hocam..?
Yarın Salı değil
mi? Yani bugün salı'ya girdik değil mi?
<> Evet
Çarşamba chat günü olması
gerekiyor. Salı ve Perşembe günleri Danimarka diliyle ve Skandinavya
ile chatleşiyoruz.
Finlandiya'dan evlenme
teklifi aldım, evli olduğumu söyledim. "Olsun müslümansınız
ya bir kaç kadın birden alıyorsunuz" dedi de bir saat güldüm.
Resmini de gönderdi. Elinde benim kitabım var resimde.
<> :-)
<> İlmin değerini bilen birisiymiş.
Zaten öyle diyor:
"Müslüman olmama ON kaldı"
diyor... Bize neden söylemediler ki "Kur'an
BİLİM KİTABI"
diye... Aynen böyle yazıyor. "On kaldı" demek Finlandiya
esprisi, "Eksi on", Geç bile kaldım, ben (müslüman) oldum bile
demek...
<> Ben de evliyim, sizden 10 yaş küçüğüm.
Çok iyisin. HIZIR'ın vekili gibisin. Hızır
gibi yetiştin, sağol. Bu kitap İNSANLIĞA
yazılıyor. İNSANLIK
KÜLTÜRÜ ve eseri olarak... Yerel olarak değil...
<> 10 yıl bekledik
<> Bekliyoruz hocam kitabınızı.
<> Dağıtım ne zaman?
Paketlenen hemen
gönderilecek... Ama bayramdaki misafir akını, iki gündür Cenaze işleri
ve TV'cilerin bitmez tükenmez pazarlıkları yüzünden kitap aslında
biraz gecikiyor. Kapağı çizdim ve İstanbul'dan geldim chat'e
oturdum. (Bir saat geç başladığım gün.)
Onu söyleyeyim de reklam
olsun: Aynı zamanda ben RESSAM'ım.
Kitaplarımın kapağını da ben çiziyorum. (İkisi
hariç)
<> Maşallah
Birşeyi örnek olmak
istiyorum:
İnsan aklı evrenden
geniş. İnsan NİYET
edince her şeyi yapabilir.
NİYET
farzdır:
1. "Rabbi Zıdni İlmi"
bir niyettir.
2. Niyet kelimesinin tam karşılığı
demin sözünü ettiğim "Plan-proje, taslak, kroki" demek.
Misal=Model, bilimsel analoji
vb. demek. Modality, modular demek Misal. Belli bir mod ile çözümlenir Misaller
çünkü... Hele ki o misalleri ALLAH
bizzatihi veriyor... Onlar İLAHİ
modeldir.
Vaktim olsaydı sizlere
Nur-35'in 49 anlamını birden yazardım. Daha biz üçüncü anlamında
kaldık galiba...
<> Holograma gelmiştik
Evet Allah'ımızın
tasviri ve nitelemesi olan Hologram'da kalmıştık. Allah kendi
taslaklarını "Hologramize" eder. Kur'an'daki misallerin tümü
de HOLYGRAM=Kutsal biçimlerdir.
<> Hans'ın bilmediği 5 vakit
namaz, onu da KAZAya koymaz. :=)))
Evet namazlarımı
asla kazaya koymam, dikkatli şoförümdür, kaza yapmam.
<> :-)
İki rekat iki dakika
sürmüyor günün iki yanında ve tüm gece toplam 6 tane rekat... İnsaf,o
da mı KAZAYA kalsın???? 6
rekat namaz beni hiç kesmiyor. İlla ki fazladan kılıyorum. 6
farz yanına mesela 40 VİTİR
rekat yapıyorum.
Tabii sabah namazından
başka da imamlık yapamıyorum. (Farzlar iki rekattır,
arkamda duracak kişiler dört kılacağına göre.......) Bana
sadece sabah namazı imamlığı düşüyor.
<> evet
Bizim Cami cemaati onun sırrını
çözemediler...
"Hoca" diyorlar,
"Uzun uzun sabai makamdan Kur'an okuyorsun" (Sesli ya) "niye
yatsıyı da sen okumuyorsun?"
Benim cevabım belli:
"De get la!"
<> :-)
İkindi ve Yatsı'yı 1968'den beri hiç kılmadım.
Onun yerine bol bol vacib'i kıldım. İlk zamanlar yüze kadar
gidiyordum.
Sünnet namazlarının
vakti olmaz. Üstelik Allah diyor ki: "Sadece sana mahsus olmak üzere namaz
kıl". Yani gece namazlarının SÜNNETİ olmaz...
Gel de anlat şimdi?
Ha/vet de geç. ;=))
Ben gece 4+4+2 yerine çoğunlukla
30-40 çalışıyorum. Bilgisayar başında bu HAREKETSİZ saatleri gidermenin ve
ağlamanın en güzel yolu NAMAZDIR.
Sadece insanlar ağlar...
Sadece insan dişisinde Himen (Bekaret zarı) vardır. Sadece insan
BİLİM yapar. (Melek ve
Cinler yapamaz)
Bütün bunlar İNSAN'ın ayrıcalığıdır.
Değil mi?
<> Evet
Boşuna konmamış
bunlar... İnsana en yakın sayılan maymunların dişilerinde
bile himen yok demek ki bu başka bir ayrıcalık.
Namus gerçek demek ki? Himen
çok iyi bir subop, Gençkızı zinadan alıkoyuyor frenaj yaptırtıyor.
O gençkız ki benim özkızım, evleneceğim eşim, iftihar
duyduğum kızkardeşim... Yani her şeyin İYİ bir nedeni var. (Ahseni takvim)
Namaz kılasım
geldi. Ben gidiyorum geronimooooooooo diyerek...
<> İg.
ig.
<> h. geceler
Bye.
Elbistan, bir gün oraya
geleceğim. Allah inşa sizlerle buluşacağım.
<> Nerde o günler...
<> İnşallah biz de sizi buluruz
Neden?
Gelemez miyim yani. Siz de gelirsiniz tabii.
<> 7 sene önce Avanos'ta sizi aramış
ama bulamamıştım.
Avanos'ta bir fransız
hanım ile evliydim, sen bunları biliyordun demek. O şimdi dişi
mevlevi oldu...
<> Peri bacalarında bilgisayarla çalıştığınızı
öğrenmiştim.
Peribacası dediğin
yerler ŞAHANE evler. Sanki öğlen
üzeri Mars'da oturur gibi... Hele Ihlara vadisi Tam bir MARS kanalı.
<> Evet, Kayseride iken sık sık
yöreyi gezdim.
Ben Avanos'ta ve Göreme'de
kaldım. Sırf benim ex-hatun müslüman olsun diye... Oldu da... O şimdi
dinini benden çok seviyor.
Öz kayınbiraderim
katolik papazı. (Avanoslular çok iyi bilirler) Yani bizim hatun nasıl
müslüman oldu halen şaşıyorum. Üstelik de beni solladı.
Kendi ırkdaşı ve arkadaşı olan fransızları
müslüman yaptı. Vesile oldu...
<> Allah razı olsun
Amin... Diyorum ya beni
solladı.
<> Avanos'ta
ne iş yapıyordunuz?
Avanos'ta iki yıl kaldım.
(20 ay arada bir İstanbul ve Fransa da var net bir yıl diyebiliriz)
<> Ben de bir ara Avanos'ta kaldım,
1995 yılında.
Ben Türkiye çapında bir
müzisyenim, belirli yerler beni tanıyor. Boğaziçi gibi, Antalya Falez
Oteli vb. gibi. Bilim değil ama müzisyenlik çok iyi bir kazanç oldu Allah'ımdan...
Nerede kaldın?
<> Adını unuttum, Altınyıldız
Oteli gibi bir şeydi galiba.
Yarım
mağara olan mı? Hani odaları oyma...
<> Hayır, Avanos'un girişinde bir
otel.
Anladım... Büyük binayı
diyorsun. İki tane var. Biri hemen belediye yanında ve Avanos
deresinin kıyısında.
"Kör de bilir Avanos'un
yolunu, çanak çömlek kırıklarından..."
<> Evet galiba orası. Benimki lüks
olmayanıydı. Mağarada disko gibi bir yer vardı. Pazar
yerinin yakınında
Anladım. Benim evim de
ünlü CHEZ GALİB var (Kadın
saçlarından bir koleksiyon yapmış) tam karşı karşıyayız.
Diskonun adı da Letoonia.
<> Adını hatırlamıyorum
Almanya'dan gelen birileri işletiyordu
Doğru orası...
Avanos'un tüm erkekleri Fransız
hanımlarla evlidir... Ama sadece benimki Müslüman oldu...
<> Evet birini daha tanıyordum.
E kimin eşi?... ;=)
<> Bu arada Japonlar sizin uzayda Ramazan
yorumunuzu çok beğendi. Kimin fetvası diye soruyorlar.
Sağol...
Ama zaten onlar Kur'an'da yazılıydı. Kureyş (yaz), Kurayza
(kış) gibi....
<> Öyle mi? Nerede?
Değişik ayetlerde
var: Yasin, Fussilet, Rahman, hatta Ali İmran vb. Ay'ın "MENZİLLERİNİ"
anlatan ayetlerin tamamı "Uzaydaki namaz statüleri" ile
ilgili...
"Ay secde ettiğinde"
der... Ay secde eder mi? Etmez. Oradaki insanlar koloni halkı dünyanın
EVRELERİNE bakarak namaz-oruç
vb. ikame ediyorlar. Yani AY dünyaya
secde etmiyor. Ay'lılarımız Dünyanın evrelerine bakarak ve
de dünyayı "KIBLE" tutarak
secde ediyorlar....
Ben sana onları tevil
ettim sadece...
<> Teşekkürler
Kur'an'ı beğenmen
çok iyi. Onun DOSTU olduğuna işaret.
Yani Kur'an'ı SEVDİĞİNİ
yeni bir anlamda ve bağlamda sevdiğini ve artık tiryakisi olduğunu
hissediyorum. İşte bu HANİFLİK
alametlerindendir. Kur'an'ın lezzetini aldın bir kere artık onu
bambaşka bir gözle okuyacağından eminim.
<> İnşa Allah hakikaten öyle
birisi oluruz.
<> inş
Abi bana bulaşmayacaktınız.
Al şimdi eski adına hiç bir yere gidemezsiniz. Eskiler size lezzet değil
"Suçluluk duygusu" verir artık... Lezzeti BİLİMsel HANİFLİK
verir. Bu din, bu Kur'an ÇOOOK farklı
artık. Bana bulaştınız, böyle oldunuz.
<> Evet
;=)
Eski tabuları yıkın
kurtulun. Artık kuluçkadan çıkmak zamanı, Kozadan çıkıp
uçmak zamanı. Taassub ve bunun pompası olan Hadislere artık
dönmeyiniz. Şeytanın ayetlerini değil Allah'ın ayetlerini
biz inceliyoruz. Hizbuşşeytan'dan değil Hizbullah'tanız
biz. (Tabii bu cani takımı da kendine Hizbullah diyor. Nefretle kınıyorum.)
Kafaya koydum hayyalessalati.
<> İyi salatlar
<> Gerenimoooo
Geronimooooooooo. Allah'ıma emanet olun.
<> Amin
Ölüme devam ederiz. Ölmeden
ölmek çok önemli çünkü. İçinizi karartmayacağım. Ölümün AMACINI yazacağım. Mekanizmasını
inş.
<> İnş
ominoreg
Bu da gök çekimi
(Levitasyonmuş mahsuscuktan geronimo'nun
tersi)
<> h. sabahlar
h.s.
Gönül dostları kolay ayrılamıyoruz.
<> buyrun...
<> önden...
Bu sefer yukarı düşüyorum
ominoreggggg