Chat n° 031 - Tarih: 09 aralık 2001

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] Kaptan aiberg_ nickiyle bağlandı

 

Slm&slm. Her yeni geleni sevgiyle kucaklıyorum.

Resulullah'a sormuşlar: "Hurmaların daha bol olması için, Allah'a dua etsek de, aşı yapmasak Allah bize yeter mi?" Resulullah da demiş: "O nasıl söz Allah Kafidir, O her şeye yeterlidir."

Bu sözü başka türlü anlamışlar ve o yıl hurmalar aşılanmamış. Tabii sonuç fiyasko, Mekke böyle bir hurma kıtlığı çekmemiş. Gelip Resulullah'ı suçlamışlar: "Hani Allah yeterdi?". Resulullah da buyurmuş: "Siz Allah'ın sıfatı üzerinde konuştunuz, ben Hurma'yı anlamadım bile..."

Allah da ayeti gönderiyor: "Allah El Wekil; Önce tedbir sonra tevekkül" diye...

"Ben Allah hiçbir yere sığmam ama bir mü'minin kalbine hemen sığarım"

Ya da "Allah size Şahdamarınızdan daha YAKIN ve Yakin'dir" ayeti gereği anlamamız gereken kalb bu...

Eğer ilmin kapsamında tasavvuf varsa doğrudur. Ama bence tasavvuf bir İLAHİ SANATTIR. Sanat başka bilim başka... Bilimin tek doğrusu vardır. (E=mc² gibi ikincisi yoktur.) Ama tasavvufun çoooook doğruları(!) vardır:

a) Tasavvuf

b) Diyalektik Materyalizm

c) vs. vs.

 

<> sanatta duygular etken ilimde AKIL mı hocam.

 

Sanatta duygular ve bilimde akıl egemendir ama... KAYNAĞI  T E K 'dir.  K A L B .

Kalb dört bölgedir: İkisi işitir, ikisi sindirir. Kulakçıklardan biri SANATA diğeri BİLİME yöneliktir. Karıncıklardan biri evlendiğimiz kişiye, beşeri aşka, sevdiğimize diğeri sadece çocuklarımıza (Rahman baba, Rahim anne) olarak aittir.

 

<> bildiğimiz kalp?

 

Evet ama bu kalbin aynadaki bir karşılığı vardır: Sağ ve sol yer değiştirir. Bildiğimiz kalb mesela bir kilodur. Ama kalbe düşen korku mesela eksi iki kg.dır.

Yani kalbin dört adı vardır:

1. Maddi kalb=Cesede ait olan ana motor.

2. Yürek=Bu motoru bir amaca yönlendirmek (YÜREKLİLİK).

3. Gönül=Bu amaca adanmak (GÖNÜLLÜLÜK).

4. HABLİLVERİD=Allah'ın yer aldığı kalb mekanı.

Kalbin dört bölgesine dört ayrı unsurumuz yapışmıştır:

1. Cesed (Aortizma bölümüne girer. Bedenimizi temsil eder)

2. Nefs (Özgün kimliğimiz, TAAA kendimiz)

3. Ruhumuz (Bilincimiz, zihinsel boyutumuz)

4. Bizzatihi ALLAH'ın  Ü F L E D İ Ğ İ  kendi zatıalleri... Cemali...

Yani bu sonuncusu derin bir konu...

İşte böyle [candaş]... Kalbin literatürü bu... Onu sen de hissedersin. Bir yetim görsen, önce neren sızlar... K A L B İ N . Ama yoğun düşünürsen neren etkilenir?  B E Y N İ N

Seversen kalbin. Düşünürsen beynin. Cinsel yoğuşursan tam tersine beyninden kan çekildiğinden bu merkez belden aşağıya kaçar. Bu üç merkez dışında dördüncüsü de var ama, onu koma ve şok hallerinde olanlar eğer dönerlerse bilip anlatırlar...

Bir merkez daha var ki bu saydığımız her şeyin dışında. O bir GÜMÜŞ KORDON. O ruhsal bedenimizin (Suptil dublemizin, bedenin aynadaki sıfırdan kilo olarak küçük olan görüntüsü) göbeğinden başlıyor ve 50 bin yılın bir gün olduğu bir mesafede direkt ALLAH'ımıza bağlanıyor.

İstersen sen bunun bir kuklacının ipi gibi düşün. Hatalı bir teşbih ama bu benzeştirme doğru sayılır.

O kanaldan bize "Sayılı nefesimiz, rızkımız, iyi ilhamlar" geldikten başka, O KANALDAN Allah'a  M İ R A C  ediyoruz.

Bir Gümüşi renkli ve hiç kopmayan bir kordon=Worm Hole. Allah ile irtibatlı...

Bunun için diyorum ki bu ayrıntılar ve işleyiş mekanizması anlatmakla bitmez... (Ben anlatırım, bence bir sakıncası yok.)

Kalbe giren bir maddi (Aort=Şahdamarının başlangıcı)

Kalbe bağlı bir geçici (9 ay on gün boyunca göbek kordonu)

Kalbe bağlı bir sürekli (Gümüş kordon) ve

dördüncü olarak kalbe bağlı HABLİLVERİD (Allah'ın İPİ gibi bir APAYRI tünel) var.

Millet uykuda mısınız?

 

<> hayır

<> dinliyoruz

 

Bu konular çok derin neden bunlara girdik ki?

 

<> Hanifler de artık derinleşmeli mi?

 

Haniflik en derin en ayrıntılı ve en BİLİMSEL konudur. Bana bak anla... Bundan daha çok derinlik kimden bulalım.

 

<> Ok. Sizde sanat da ilim de beraber, biz de isteriz ikisinden de...

 

Bugün İslam çapında dünya çapında büyük alimlerimiz var. Bayraklı, Beyaz hoca gibi... Yaşar Nuri bey de öyle... Alabileceğiniz en derinlikler (Ben olmasaydım) onlar olurdu...

(Reklamları izlediniz.)

İyi ki ben varım da DAHA derinlere dalabiliriz.

 

<> Madem varsınız mahrum kalmayalım..

 

Ben bir nimetim.

(Reklamlar devam ediyor, kes be Hans, biraz mütevazi ol!!!)

 

<> Mağrur olma Dr. senden büyük Allah var :))

 

Ben ilmin sözcüsüyüm.

 

(Yeter bee adam suus!)

 

<> :))

<> Alimlere susmamak yakışır..

 

Evet...

 

<> Bu gümüş kordon "astral seyahat"le uğraşan kişilerin gördüklerini söyledikleri kordon mu? Eğer öyle ise worm hole boyutsal bir şey değil mi? İkisini nasıl birleştireceğiz?

 

O kordonu herkes görüyor ve gördü ve görecek...

Rüyalar:

Rüyamda şunu gördüm: "Serin yemyeşil çayırlarda bir sıcak yaz günü beraberdik. Bana "slm ve slm" dedin. Ben de aynısını sana söyledim. Sonra şahane lezzetli kırmızı bir karpuzu kesip yedik. Karnımız doydu. Ortalık mis gibi çiçek kokuyordu."

Bu rüyada ben:

1. GÖZÜM KAPALIYKEN tüm renkleri GÖRDÜM.

2. SENİ DUYDUM ve

3. SENİNLE KONUŞTUM.

4. KOKUYU aldım.

5. Tadı aldım.

6. Serinliği (Lemis-dokunma) hissettim.

7. Mutlu olduğumu hissettim.

Sorular:

1. Rüyanın mekanı neresiydi? Kaç km kare ya da metre kareydi.

2. SAATLERCE konuştuk.

Hangi saate göre konuştuk?

3. Ben Türkiye'de uyuyor İKEN, Amerika'daki AMCAMIN öldüğünü gördüm.

Benim kordonum kaç km. idi?

4. Rüyadır işte dedim, güldüm geçtim... Ama amcamın ölüm haberi geldi... Rüya doğruymuş,

"Ben bu anı rüyamda gördüm"

ya da

"Daha önce sanki bu anı yaşadım, buraya ilk kez gelmeme rağmen sanki daha önce geldim. Bu deja vu'yu anımsıyorum."

Bu son iki cümleyi söyleyebilen her kişi GÜMÜŞ KORDONUNU görmüştür.

Bu rüya rastgele de oluşabilir... Bir de MANTIKLISINI bulup yakalamak var. O rüyayı yakalayan kişi uyanır. Ayağa kalkar ya da yatakta oturur. "Ama gözünü açmaz" o kartal bakışıdır. Sanki üstüste üç gözkapağı varmış gibi, YÜKSELDİKÇE bir üst gözkapağını açar ve FLU değil, dürbün gibi daha net görür.

Yükseldikçe KARTAL daha NET görür diyorum... O yükselişin adı astral vizyondur. Sanki bir balonsunuz ve yere sizi bağlayan Gümüşi bir kordon var.

Kordonun ağırlığı yok... Engel olması, dolaşması da yok. Düğümlenmiyor ve (Ölmeyince) hiç kopmuyor. Kordonu yerine kaçan elektrik süpürgesi gibi kendiliğinden uzuyor ya da dönüşte kısalıyor...

MANTIĞI yakalamak gerekir. O yakalanınca DÜŞ'ünüzü kendiniz YÖNETİRSİNİZ. Uykuda değilsiniz ki... Yatakta oturuyorsunuz... Sadece gözünüz kapalı... UYANIK uyku sürecindesiniz...

"Uykuda ALLAH bizim canımızı almıyor mu?" Ayet öyle diyor...

 

[] Zümer/42: Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır.

[] Enam/60: Sizi geceleyin ölü gibi uyutan, gündüzün ne yaptıklarınızı bilen, sonra ölüm ânı gelinceye kadar gündüzleri sizi uyandırıp kaldıran O'dur. Sonunda da dönüşünüz ancak O'nadır. Sonra bütün yaptıklarınızı size O haber verecektir.

 

Madem canımız alındı (Geçici olarak) bir ölmeden ölmeyi deneyelim. Bir bedensiz astronomi yapalım. Elektrik süpürgesinin kordonunu kullanalım bakalım... Ama MANTIKLA (Logic Mantık-düz mantık yasak)

Dünya feleğine kadar ayrı bir mantık çalışır: (Piri Reis'in resimlediği TAYYAR SEMA. Lütfen ilgili ayeti bulabilir misiniz? Anlamı UÇUCULARIN-Uçakların seması.)

Bu sema illa ki "PİRAMİTLERİN" üzerinden olur. Mekke ve Kudüs'ü ayrı ayrı görürsünüz. Ama üçü bir tek nokta olacak kadar yükseldiğinizde MELEİ ALA'ya gelirsiniz.

Devam edersiniz ve Güneşiniz DİĞER TÜM GÜNEŞ=YILDIZLARLA aynı büyüklükte olup aralarında kaybolduğunda Siz artık SEMAYI ULA'ya gelirsiniz.

(Tayyar, Melei ala ve Semayı Ula'yı lütfen Kur'an'dan bulunuz. Tayyar Sema/Semayı Ula ve / Melei Ala.)

 

<> 38-Sad/69: Onlar tartışırlarken Mele-i Ala'daki bu olanlar hakkında bir bilgim yoktu.

 

Evet, bir de TAYYAR sema var. Onu da arayabilirseniz çok iyi olur. (Kur'an böyle OKU'nur, burada Hadis yalancılığı yapmıyoruz. Ayet okuyoruz. Allah'ın sessiz sesini duyuyoruz.)

 

[] Ayet sohbet esnasında bulunamadı, sonradan eklendi:

[] Nahl-79: Göğün boşluğunda Allah'ın emrine boyun eğdirilerek uçuşan kuşlara bakmadılar mı? Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ayetler (ibretler) vardır = E lem yerav ilet tayri müsehharatin fi cevvis sema' ma yümsikühünne illellah inne fi zalike le ayatil li kavmiy yü'minun

 

Herneyse Gümüş kordonun kopacağı son durağın adı İlliyyin. Bu yukarıların yukarısı. Bir de Esfeli Safilin=Aşağıların aşağısı=SİCCİN var.

Evrende bu mesafe bir gün=50 bin yıldır. Melekler ve Ruh Siccin'den İlliyyin'e bir günde çıkarlar. Bu gümüş kordonun boyudur.

O iğne deliğinden geçmedikçe HÜRDÜR. Ama iğne deliğinden DEVE olup geçemeyince Siccin'de sicili bozulmuştur.

Bir gün öldüğümüzde... Ya İlliyyin'e mirac edeceğiz Ya da Siccin'e. Bir karadelik tekilliğinde çoooook acılı ve aşağılık bir yolculuk bu.

 

<> Zaten sicciyn'de değil miyiz? İlliyn de yaradılıp da esfeli safiline indirdik insanı deniyor meallerde?

 

Biz Siccin'de değiliz. Burası "Aşağı=Süfli=Aşağı alem". Bunun da altı olan Esfeli Safilin var. Siccin ve mekanın kiracısı Şeytan orada, Cehennemliklerin tutanakları (Sicil hesap defterleri) oradadır.

 

<> Slm Efendim.

 

Slm. Hiç bir zaman efendi olmadım ama beni utandırdın artık efendi olmaya çalışacağım.

Son nefesimize kadar kendimizi ıslah etmeliyiz. Benim son arzum, son nefeste yeni bir şey daha öğrenmek. Öteye o update ile gitmek.

 

<> Delikten girince ne olacak?

 

Sorunun yanıtı çok uzun ama sana çok kısa ipuçları:

1. Madde sıfırdan ağırdır. (+ yetmiş kg gibi) Madde KARADELİK tekilliğine iğne deliğinden geçer gibi bir gümüş iplik gibi tek boyutlu olarak çekilir. Buna karşın madde, AKDELİK'ten etkilenmez, daha doğrusu yutulmaz da kusulur...

2. Sanal madde (Takyon bedenimiz) SIFIRDAN küçüktür. (Eksi 70 kg gibi. Yani +70 kg'dan 140 kg küçüktür.) Bu nedenle yere değil GÖĞE düşer... Karadelikten etkilenmez... Onu yutan AKDELİK'tir. Akdelikten etkilenir daha doğrusu ütülür. Ama karadelik ona İTME ve İTKİ etkisi yapar.

Akdelik ve karadelik birer İĞNE DELİĞİ'dir. İlliyyin'dir Siccin'dir. Ak ipliktir kara ipliktir... Ama illa ki bu iki İĞNE deliğinden bir biçimde GEÇECEĞİZ.

Bu çok kısa bir yanıt oldu ama, çok şeyi de anlatabilir.

 

<> teşekkürler

 

Rica bile ettim :-)

 

<> :)

 

Astral vizyonda maalesef önemli bir konu var. Kendinizi şunlara hazırlamalısınız. (Digitalize mantık.)

At Ot yer / it et yer.

İkinci semada ikinci paralel evrende ise bunun tersidir:

At et yer / İt ise ot yer.

At etçil ve it otçul olmuştur.

Sonra bir üst semaya geçince yeni bir evren tiplemesi çıkar:

At it yer ve Ot et yer.

Negatif süper uzayda bunun tersi olur, it at yer et de ot yer"

vs. vs.

Astral vizyonda bu garip şeyler vardır.

Diyelim ki bir talismanın pastoforusunuz. (Tılsım bekçisi ile yüzleşeceksiniz. Mesela Ayetelkürsi hadimiyle... Süfli Alemdeki adı Kendyas'tır... Melek değildir. Ama yeryüzünün müekkel meleği gibi vekalet eder. Ona "YUKARI ALEM YASAKTIR" Şıhablar onun için de geçerlidir...

Ta ki Melei Ala'ya kadar...

Siz at ot yer it et yer diye yükseldiğinizde... Melei Ala'ya kadar sizi "Pastoforlar" (Logo varlıkları) rahatsız eder.

Yani bir asansöre bindiniz ve tesbihiniz onun motoru... Ama belli bir miktar çektikten ve durduktan sonra asansör bir yerde duruverir. Orası meçhul bir kattır.

O kat size HEMZEMİN olduğundan... Dünyada yatağınızda ya da odanızda garip bir şeyler olur. O güne kadar hiç görmediğiniz bir şeyler...

Şu tesbihi şu kadar çekersen... Birinci gün (Örneğin arı vızıltısı duyulur, evde arılar olduğunu sanırsınız.)

İkinci gün kaldığınız yerden asansörü hareket ettirdiğinizde yine belli bir sürede belli bir tesbih katedersiniz ve asansör yeniden bir meçhul katta durur. Evet o zaman da o katın Süflileri ya da kat görevlileri, örneğin evinizdeki gardıropta sanki "Anıran bir merkep" varmış gibi inanılmaz bir gürültü çıkarır. Bu gökgürültüsü rahatsızlığını sizden başka duyan da yoktur.

(Rüyanızda beni gördünüz: konuştuk. O konuşmayı sizden başka da duyan yoktur. Aynı şey.)

Ve yeniden asansör hareket ettirilir biraz daha yukarı. Orada durulunca o katın (Burası Melei Ala'nın az berisidir) üç GÖLGE varlığı...

Bunun da biraz devamı vardı sanki. Sivri külah gölgesi gibi silueti olan ve sadece The Ghost filmindeki gibi "Gölge üç varlık" karşılar sizi ve rahatsız eder.

Korkmanızı ve tesbihin adedini bırakmanızı sizi orada o an hemen MECNUN etmeyi, delirtmeyi isterler.

Dokunamazsınız, gölgedirler. Size gölge ederler ama... Işığı en ihtiyacınız olan şeyi göremezsiniz... Paniklersiniz ve ŞAŞIRIRSINIZ, amaçları da "Yanlış matematiği" kurdurmaktı zaten...

Ghost (Swyze & Moore) hatırladınız mı? Hayalet.

 

<> evet

<> Hangi sahnedeydi gölge?

<> Kötü adama araba çarptıktan sonra

 

Oradaki üç karagölge. (Cehennem'e götürenler) İşte o üç gölgenin bir adı vardır. Nasıl ki Kerrubi=Sphynx melekleri ise (Kerrubi tekerlek takımı demektir sfenks.. Kerrubilerin tekerlek içinde tekerlekler olduğunu daha önce yazıp çizmiş ve linklerden de desteklemiştik.) üç gölge de Styx'ler yani Siccin kapıcılarıdır.

Bunlar eski tüm mitoslarda vardır.

Sphynx'in bir tekerlek-palet sistemi olmasına karşın Styx bir esir nehrinin tek kayığı/teknesidir.

Bu isimleri daha sonra Web Search edersiniz. (Sfenks=Kerrubi, Styx=Safine)

Bu katmanda bir de Melei Ala'nın sonuncu kötüsü olan ve ters üç vav harfiyle gösterilen Vaşak (Lynx) bulunmaktadır.

Belki de bu mythicleri duyanınız vardır. Tamamen gizli öğretilere uygundur.

 

<> Bahsetmiştiniz

 

Sphynx=Sfenks=Kerrubi (İbranice)=Mu+Karribun (Arapça)=Kıtmir vb. Hepsi birer eşdeğerlikten ibaret.

Mesela Styx'i WebSearch edebilir misiniz şimdi? Bir başkası da Lynx'i...

Styx ve Lynx'i bulamadınız mı?

 

<> Birsürü şey çıktı

 

River Styx diye bakabilirsiniz. Lynx yanına da 666 yazabilirsiniz.

 

<> http://www.riverstyx.org

 

Bir de şarkısı var o Styx değil.

Lynx 666 bulundu mu?

İletişimimiz kopuk mu?

 

[] Katılımcılardan ses gelmiyor

 

Verdiğiniz link bir müzik olayına ait. Ama kaynağı doğru, aynı efsaneden yola çıkmışlar. Ölüler Nehri anlamında. Yeraltı ülkesine giden tek ırmak. Ölenleri bir Azrail'e benzetilmiş biri gelip alır ve götürür. Bu olayı anımsadınız mı? (Mısır efsanelerinde de var.) Lynx ise sözünü ettiğim ÜÇ GÖLGE. 3 Vaşak demek.

Bizim irtibatımız mı kopuk? Yanıt gelmiyor galiba.

 

<> hayır burdasınız

<> izliyoruz

 

Tepki gelmiyor.

 

<> sizi dinliyoruz

 

Aslında bize bir canavar Web search'çü gerekli.

 

<> zamanla herkes canavar olacak dr.

 

Bir şeyler yavan gidiyor. Halbuki benim iyi olmayan bir günümdü bu. 1972 yılında bugün (7 dakika sonra yarın bugündür) Müfide Atalay'ı kaybetmiştim. Yaklaşık 1 saat 37 dakika sonra...

 

<> mekanı cennet olsun, Allah rahmet etsin.

 

Amin. Amin. O her şeyimdi. Bir daha da iflah olamadım. Ne yapıyorsam ona sevap olsun diye yapıyorum. Kendime bir tek kırıntı istiyorsam Allah üzerine yemin ederim Bu en büyük yemindir.

Benim dualarda bir tek şey burun kemiğimi sızlatır. "Tüm müminlere, ana-babama ve bana..." bu cümleler içinde sadece EBEVEYN'in Ana olan bölümüyle içim burulur.

 

<> Allah rahmet eylesin

<> Allah gani gani Rahmet etsin inşa-Allah

<> "inna lillahi we inna ileyhi raci~^un" "kulli nefsin zaiqatu'l-mewt", Allah rahmet eylesin.

 

Amin. Fatihalara da teşekkürler..

Biraz annelerden söz edebilir miyim?

Biliyor musunuz, Erkekte/babada Allah'ın adı ile anılan hiçbir organ yoktur. Ama Allah kendi adını ANNE'ye vermiştir. Allah RAHİM'dir. Anne de RAHİM'dir.

Sonsuz şefkat, merhamet, esirgemecilik, fedaraklık, özveri, feragat ve inanılmaz bir himaye-hamiyet doludur bu RAHİM.

BismillahirrahmanirRAHİM.

Allah adını ANNELERE verdi...

Annelere diyorum çünkü Doğum işini yapan o organ. Allah'ın adı ne kadar güzel bir yerde hiç düşündünüz mü? Allah'ın en güzel adlarından biri annelerin bağrında.... Orası bir ANTİ-MEZAR yani hayat saksısı.

Allah RAHİM=Anne adının talimiyle  O R A D A . O dev bağışlayıcı isim ise bir annenin karnında bir yerde.

Lütfen ve lütfen "Cennet RAHİMİN ayağının altındadır"a inanın. Rahim=ANNE.

Lütfen Anneye Üff demeyin.

Allah bizi ruhundan ÜF'leyerek yarattı, ÜF diyerek Ana rahminden yarattı. Meryem'in rahmine üfletti.

(Tarık suresinde kadının göğüs bölümü ile Rahimi arasındaki bölgeyi geçen chat'de tartışmıştık.)

Allah, ANNE=RAHİM kelimesini o kadar sever ki... Peygamber eşlerine  A N N E 'miz demeyi emretmiştir.

İşte ben böyle birini yitirdim bugün... Allah anne-babalarınızı size bağışlasın. Sizi de anne-babalarınıza ve hayır dualarınıza bağışlasın. (Hızır'ın öldürdüğü çocuğun, anne ve babasının hayır duası vardı.)

 

<> amin

 

 Allah İbrahim'i dost edinirken RAHMAN=BABA dostu Halilurrahman olarak niteledi.

Ama biliyor musunuz, O Allah'ın tek dostunun adı içinde ANNE var; ib+RAHİM.

Bir Hanif Annesinin değerini en iyi bilendir. Her kadri bilinen Anne bir Meryem'dir ve oğlu da İsa kadar Azizdir...

Ben annemin öldüğüne, Rabbine kavuştuğuna değil; Ayrıldığımıza ve özlediğime üzülüyorum...

Ölenin arkasından YAS tutulmaz. Ama bir şiir, bir şarkı ya da içli bir lyrics yapılmadan da olmuyor işte...

Pekiyi babalar? Onlar ikinci sınıftır...

Bu da ADALETTİR. 9 küsur ay hamallık mı yaptım? Günbegün istifra mı ettim, aşa mı erdim? Hormon dengem altüst mü oldu? O karnımda diye, adım atışıma, beslenmeme ve her itinaya dakik uydum mu?

Kadınlar mı erkekler mi üstün?

Saçma bu... Kadın inanılmaz bir şey yapıyor. DOĞURUYOR...

Nereden bileceğiz babalar bunu...

Soy-sop bu RAHİM'DEN devam ediyor. Allah RUH'u oraya üflüyor... Oradan bir YAŞAM doğuyor.

Baba ne yapıyor? Elinden geleni yapıyor ama, asla ve asla doğum acısını ve benzeri (Hamilelik ve bekaret korkusu) duyguları tanımıyor...

Erkek, kadının dünyası yanında KARACAHİL'dir... Erkeğin olamayacağı tek şey var: ANNE=RAHİM.

 

<> Gebeliğin kaçıncı gününde gelir ruh?

 

Ruh üflenmesi için verilen tarih KİRLİAN fotoğrafçılığındaki hamilelik testlerinde 13x7 = 91 gün diye bir peryod izliyor.

 

<> Anladım hocam, bu zaman diliminden sonra yapılan kürtaj katle giriyor sanırım?

 

Şöyle de anlayabiliyoruz: dölütün başparmağına BESLENME duygusuyla yönelmesi bir bilinç eylemidir. Bu da 100. günlere varmadan oluyor. Bu da bir kanıt.

Beyinde hiç bir kıvrımı (Yani anımsaması vb.) olmayan bebek adayı acısız ölüyor -Allah korusun.

 

<> Günebakan çiçeklerinin güneşe dönmeleri de bilinçli midir?

 

Hayır onlar bir fotosel gibi çalışırlar. Yani alarm sistemi ya da dokunmatik bir ekran gibi tepki verirler Sunflowers. Ama bebek CANLI bir organizma... Annesinin acısını hissediyor. Annesinin sevincini de. Bu bir photocell olayı olamaz olmamalı zaten.

Canlanma aniden oluyor: Parmağını ve pozisyonunu değiştirebiliyor o andan itibaren.

Yaw işi gücü bıraktırdınız bana tıb mı yaptırıyorsunuz? Neyse işin öteki yönlerini de söyleyeyim. Ruh Cifir biliminde "Spesifik doğum tarihi" denen bir dönemde üflenir. (Gizil anlamında, gizli ve özel anlamında değil.) Bu doğduğunuz tarihten üç ay sonrasıdır.

Diyelim ki bugün doğan biri (Bugün yılbaşı olsun) Mart 1 itibariyle gizli burca sahiptir.

 

<> 2 ay oldu

 

Nisan 1 diye düzeltelim, haklısın. Ben de zaten April fish yapmış olayım bari.

 

<> :))

 

;-)

Bu üç aylık evreye Tunus evresi denir. Tunus evresinde CANSIZ bir et parçasından ibaretiz. Sanki Rahim'de bir tümörcük oluşmuş gibi...

1 Nisan ile 1 Temmuz arasına da Yunus evresi diyoruz. Artık bebek adayı embrio'yu "Oksijen dolaşımı" beslemiyor... Amniyöz akvaryumunda/Plesenta sıvısında inanılmaz bir şeyi başarıyor. Kendi başına buyruk olarak ve Balina'nın karnındaki Yunus Aleyhisselam gibi ya da yunus balığı gibi bir ATLANTİSLİ gibi solungaçlı olarak erimiş oksijeni soluyor ama AKCİĞERLERİ YOK. (Var da boğulmuş insanınki gibi su dolu ve işlevsiz. Üstelik atmayan bir kalp gibi İPTAL durumunda.)

Gördünüz mü şu RAHİM neler başarıyor? Bizi BALIK yapıyor önce...

 

<> Peki ama hocam çocuk 12 ayda doğmuyor ki (9 ay+~10) yani 1 ocak'ta doğan biri önceki yılın haziran ayı içinde ruh üflenmiş, mart'ın sonu gibi de rahim gebe kalmış olmuyor mu? Sanırım 1 ocak'ı zigotun başlangıç evresi olarak söylemek istediniz?

 

Dur biraz sabret bakalım.

 

<> pardon :)

 

Spesifik tarih aynı zamanda geriye gidersen anne ve babanın cinsel buluşma tarihidir. Yani doğum gününden geriye 9 ay kadar gitmekle ileriye üç ay gitmek aynı şey gibidir.

Bu ilkah başlangıcıdır. Buna tunus evresi üç ay (100 gün) ve Yunus Evresi 100 günü koyalım. 1 Ocak doğumlu çocuk üç ay sonra  ve/veya dokuz ay önce İLK gününü idrak etmiştir.

1 Nisan ila 10 Temmuz arasında TUNUS'tur.

10 Temmuz ile 23 Ekim arasında YUNUS'tur. Artık kendi başınadır, annesinden bağımsız solumaktadır. (Ruhu var artık.) Hem de BALIK gibi soluyor, akciğerleri dumur olduğu için solungaç-trake vb! gibi soluyor, bu düşünürseniz İNANILMAZ bir şey, Allah'ın bir mucizesidir adeta!

6 aylık doğup da kuvözde yaşayan parmak çocukları unutmayalım.

Bu arada Yunus as.ın öyküsünü de daha önce anlatmıştım. Onu yinelemeye gerek var mı? O iki solunum biçimini birden yapabiliyordu.

 

<> yani insan suda da yaşayabilir, öyle mi?

 

Evet yaşayabilir.

 

<> Sigaranın düşünmeye olumsuz bir etkisi var mı?

 

Nikotin'den nikotinamid bile yapılıyor ki kalbin en önemli ilaçlarından biridir. Trinitrin gibi kalp yetmezliğine karşı önemli bir ilk müdahaledir.

Nikotin, Cafein, Tein, Etil Alkol, bunların (Ve Allah korusun ötesindeki dröglerin) mutlaka bir zihin açıklığı etkisi vardır.

Ama ayetteki "Yararları olmakla birlikte zararına kayarsak" pislik (Toksik) haline geliyor.

Ayette "Şeytan pisliğidir" diyor ya, bunun anlamı şu: Alkolik olanın ya da uyuşturucu bağımlısının beyin hücrelerinin katliamı sürerse, yani yenilenmeden yerine yeni kotsinler gelirse, denge bozulur.

Ölen beyin hücrelerinin kıyımında şeytani halüsinasyonlar görmeye başlarız. Bunlar çok korkutucu ve karabasanlarla dolu ve hatta grotesk tiplerdir.

 

<> Beyin nöronları çoğalmaz mı?

 

Önemli olan nöron aksiyon [akson] dendrid vb. değil. Beyin hücrelerinin katliamı... (Tiryakilik budur zaten)

Karaciğerden örnek verirsek, karaciğer kendini uyku süreci içinde ve bir günde YENİLİYOR... Ama biz sürekli içiyorsak buna zaman bulamaz. (Sonu ta siroz'a giden bir ölümcül serüven başlar.)

Yani delik büyük-yama küçük olunca kapatamıyor karaciğer ya da beyin hücreleri...

Karaciğer "Şeytani" hayalleri göstermez ama, beyindeki "Yenilenmeme" işte o tam bir felaket.

Gerçekten ayet "Şeytan pisliği" diyerek bu karabasan hayallerini vurgulamıştır ama bir yandan da "FAYDASI VARDIR" demiştir. "HARAM" dememiştir. (İsm=Haram değil, uzak durun, kaçının demek. Hurrama=Haram kelimesini buraya yükleyen emevidir.)

Domuz eti kesinkes haramdır öyle yazmıştır. Fakat içki için "Haram" demediği gibi üstüne üstlük SAKİR=SARHOŞ halde iken namaza dumayın diyor ayet... İÇKİLİYKEN DURULABİLİR demektir bu... Ama sarhoşken "Kaçının" demektedir...

Eğer Hanif isek, KUR'AN ne yazıyorsa ONU sıdk-Sadakatle en yüce doğrulukla söylemek zorundayız bunda alınacak gücenecek hiç bir şey yok..

Ben bile içiyorum ve hatta bazen bir kurtarıcı oluyor... Yoğun bir günün yoğun bir gecesinden çıkınca bir duble içkiyle rahatlıyorum.

Afganistanlı ise ağzına içkinin damlasını sürmüyor ama başta kokain olmak üzere Esrar, Marihuana ve benzeri "Ot"ları 7 yaşındaki çocuklara veriyorlar, bir yaşındaki bebek ağladığında Haşhaş ile uyutuyorlar. Ama Hamır=Şarap diye tercüme ettikleri o kelime gereği DAMLA içki ağızlarına girmiyor. Zaten Afganlı'nın kafası sürekli haşhaşinler/esrarkeş dervişler gibi sürekli SAKİR'dir. Şarap onlara vız gelir.

 

<> Yemen-Libya başta olmak üzere Fas-Tunus-Mısır-İran esrar kullanımı çok yüksek

 

Kandehar dünya KOKAİN merkezidir. O gelirden kuzey ittifakı ve Jirga reisleri de vazgeçemez... ABD falan da denetlemez. (Tam tersine halkının o sevkiyata ihtiyacı var.)

 

<> Cunah ile ithm arasındaki fark nedir?

 

İsm şudur: "TERAZİ" kurulur. İki kefe vardır. Biri Müfid (Faideli, yararlı), diğeri ise Muziyan (ya da Mudarar. Kelime kökleri Ziyan ve Zarar ile aynı.)

Bu denge korunursa HİÇ BİR vebali yoktur. İstersen 100 promili götür... Ammmaaaaaa SAKİR olursan (Yani terazinin ibresi zarara kayarsa) bu İSM (ithm diye yazdığın) dolayısıyla bu harama değil CUNAH'a girer.

 

<> Günah

 

Oysa Domuz etinin bir ism'isi yoktur, baştan-kafadan/girişten HARAM'dır.

 

<> Hurrime

 

Onun faydası-zararı-dengesi sakirliği vb. yoktur.

 

<> çok net oldu hocam

<> Sekeret, haram öyleyse

 

Hamır=Beyni örtenler (Eroin-Morfinden başlayarak içkiye kadar olan silsilenin) bir terazisi var. Yararlı tarafları var. Ammaaaa zararı faydasını aştı mı "ism" dengeye geri dön... Sakir'sin (Günlük defter zararla kapadı dükkanı) Bunları yaparken namaz kılabildin.

 

<> Evet, Hanefi fıkhında da bu açıktır namaz kılınır, sakir değilsek

 

Ne var ki, SAKİR=Zom olmuşsun, ayakların birbirine dolanıyor, ağzın ayet okuyamayacak kadar anlaşılmaz konuşuyor, bilinçaltı pisliklerinin esiri olmuşsun. Bir de utanmadan gelip Allah'ın evine ya da seccademe mi istifra edecek bu densiz. En iyisi "ism=Uzak dursun".

Öte yandan domuz eti yiyen NAMAZ kılabilir. Çünkü ölçü "SAKİR" yani dut gibi sarhoş olmaktan geçiyor. Domuz yiyen HARAM olduğunu kabul etmiştir ve yiyordur.

Cunah=Günah'ı kabul etmekle insan dinden çıkmaz. Fakat HARAM edilmiş bir ayeti "Bu haram edilmemiştir, Domuz eti haram değildir" derse CEHENNEM yolcusudur, tevbe etmedikçe dönüşü de yoktur.

 

<> Neden sadece domuz?

<> Tevbei nasuh ne dr?

<> hocam kuranda sadece domuz eti yemek mi haram yoksa başkaları da var mı? Şu haram bildiklerimizi bi ayıklasak

 

Soruları sıraya koyun, yetişemiyorum. Şu konuyu bitirip yanıtlayayım.

1 dk. bu saatte kapı çalıyor, bir tek ben uyanığım açmam gerekiyor.

Çok ilginç bir şey... Burada bir İslami kitabevi sahibi var. Üç de oğlu var. Kasasının anahtarını bana getirmiş ve benim açmamı istiyor. Neden oğulları değil de ben? Dedi ki "Çünkü sen Hans-ül Emin'sin".

 

<> güven

<> :)))))))

 

Gördünüz mü reklamımı yapa yapa millet artık kasalarının anahtarını bırakır oldu. Ben hep derim şu reklamın gücü hiçbir yerde yok...

 

<> marka sağlam olunca reklam hikayeeeeee

 

Adamcağız tek ortağına verirmiş. Ortağı ağır hasta onu ziyarete gidiyor ve anahtarı bir gün için bana bırakıyor, şifresiyle birlikte. Yarınki ödemeleri de benim yapmamı istiyor, al başına iş... Ta bu saatte buranın bir ilçesinden geldi ve gitti adamcağız...

Demek ki ben de "Muhammedül Emin ahlakıyla ahlaklanmışım". Yarın o ilçeye gitmeye söz verdim. Yarın ben kitapçıyım. (Bir o mesleği yapmamıştım.)

 

<> :)

<> Gitar tekniğiniz nasıldır?

 

Gitar tekniğim... Onu söylersem asıl reklam olur...

 

<> Merak ettim dinlerdik bir gün

 

Ben evde ve özel yaşamımda hiç çalmam. Sadece büyük müzikhollerde...

 

<> Benim gibi müzik dinleme zaafı olanlar var galiba ama bilim merakı önde mi olmalı?

 

En son İstanbul'da Napoleon gazinosunda ve aynı anda Ragetta'da matine yapıyordum.

 

<> Kendinize ait özel bir electro gitarınız varmış. Bazı ayarları kendiniz çekmişsiniz doğru mu bu?

 

Evet bu gitarı BEN İCAT ettim, dünyada eşi ve benzeri yok.

 

<> sanırım satmışsınız sonra

 

Satmadım, Casio firmasına gönderdim.

 

<> waow sizde her iş var doctor!

 

Onlarla bazı icatlarımı karşılıklı olarak imal edebiliyoruz. Aynı gitarın prototipi bende var.

 

<> Genetik olarak domuz gibi hayvanların ne gibi farkı var?

<> Hocam haramlar?

<> Dr. başka bir konuyla ilgili soru sorabilir miyim?

 

Valla soruları anlaşın aranızda öyle sorun. Ben size iltimas edemem ki?

 

<> Domuz=hınzır? Kasıt sadece domuz değil Hınzır değil mi?

<> Cünah ile ithm arasındaki fark nedir

<> Önce kısaca haramlar sonra deccal=lucifer mı?

 

Tamam... Hepsini yanıtlamak isterim ama... Mesela Haramlar çok uzun bir konu. Deccal ondan da uzun.

Bir defa yazmış mıydım? Domuz etindeki E vitamini tüketimini????

 

<> Yazmıştınız dr

<> Genetik olarak domuz gibi hayvanların ne gibi farkı var dr.? Yaratılış maksatları nedir? Daha önceden haram mıydı yoksa sonradan mı haram edildi?

 

Hınzır şudur: DOMUZ başta olmak üzere AKLEN yiyemeyeceğini bildiğin her et. Ben Ayşekadın fasulye yerim ama Karafatma denen böceği yiyemem. Bu durumda "Bünyemin öğürdüğü" her şey de Hınzır'dır... Ama Namibia'da Hoisan'lıların en sevdiği yiyecek de Karafatma. Çin'de köpek ve çiğ-ölmemiş maymun yemek.

Mesela bir Hınzır daha söyleyeyim: İnsan eti... (Çünkü "Allah bir kısım insanları Domuz'a çevirmiştir" ayetinin 7 anlamından ilki budur.)

Tüm bu sayılabilecek etler TEK tercih değilse HARAMDIR. Ama ondan başka yiyecek bir şey yoksa ve ÖNCE can'ı korumak FARZ olduğundan, insan eti dahil her şey yenebilir. (Ölü de olabilir, leş de olabilir, çölde susuzluğunuzu gideriyorsa Kan da olabilir vb.)

Sahur öncesi amma da tuhaf konuşuyorum ha? Gelin güzel yemeklerden söz edelim. Bir gönüllü arıyorum. İlk BEN diyen!

 

<> Denizden babam çıksa yerim :))) yani deniz ürünlerini çok severim demek oluyooo

 

Haçan punu lazuşağum demuş daa.

 

<> Kadın-budu köfte iyi olurdu :)

 

En iyi kadınbudu tarifini vereyim mi sana? Yani bilinen üzerine İNCE PÜF NOKTALARI.

 

<> Hemem alayım dr. Özel bi tarif mi?

 

Mevcut biçimin üzerine konuşuyorum. Köfte başına bir çimdik Köri, kıymasına soğanın suyu (sulu soğan olmalı) limon gibi sıkılacak karabiber daha sonra eklenecek, önce olmayacak...

Sertleşmeyip kıvamında kalması için mutlaka elma sirkesi. Eğer fırında (180 derece) önce 10 dakika bırakılıp, çiğken kızartılırsa çok daha özel bir lezzeti oluyor.

 

<> il magnifico mancare

 

Mamma mia Mancare

 

<> :)))

 

Bir de özel tipi var. Pirinç kırığı ve Kabak müjverine benzer bir Patates mücveriyle olanı.

Şu da çok önemli, tadını ketçap bozar, mayonez de örter... Babadan kalma ayran ile devam edebilirsiniz. Pirinç yerine kısırlık bulguruyla yapılanı da çok özeldir ve Kazak yemeğidir.

 

<> Bilim konuşsak?

 

Gastronomi bilim değil mi? Astronomi gibi o da bilim.

 

<> Yemek yapmak da sanattır üstelik

<> Peki mısır unundan ne yapabilirim?

 

Mısır unu yardımcıdır. Yani çok uzun yollardan kahvaltılık malzeme yapabilirsin. Ama sen ekmeksi şeyleri tercih etmelisin. Mısır ekmeği gibi. (Fakat tuzlu olmalı) Hatta iyi bir maya ile pandispanyası bile olur.

 

<> Yol uzunsa boşverin gitsin bi makarna bana yeter, bi de yanında sucuk oldu mu yeme de yanında yat

 

Makarnaya mutlaka soğan koy. Kıyma gibi kandırıyor. Etli sanıyor millet. Makarna üzerine altlı üstlü iki yufka katı, araya karabiberli ve lor peynirli bir katkı maddesiyle birlikte 180 fırında şahane bir börek sadece 15 dakika... Makarna en kalınından olmasın, bu onun sertleşmesine neden olur.

 

<> Dr CERNdeki yapay black holes projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Ha-vet.

 

<> Evet anlıyorum

<> yufka katı derken hamur olarak mı?

 

Evet, hazır yufka da olabilir.

 

<> Sanırım iyice acıktık ve de doyduk :).

 

Ben de acıkmanıza uğraşıyorum, maalesef daha iki gün oruç tutamayacağım. (Olsun çoğunu tuttum.)

 

<> En iyi besin, hangi besin, faydalı anlamında?

 

Mesela genel bir şey söyleyeyim: Her yemeğin yanına maydanoz söğüş koy, biraz zeytinyağı gezdirip, üzerine önce tuz, sonra da bol limon sıkacak ve mutlaka bir tutamını da bitireceksin.

Dünyada EN ÇOK (Rekor) C vitamini sandığınız gibi turunçgullerde değil MAYDANOZ denen yemyeşil, çiçeksiz ve EĞRELTİOTU ile yaşıt bir bitkide. Bir tutam maydanoz ÜÇ limondur, inanmayan diyetisyen ve Dr.larımıza sorsun...

 

<> Unla suyu karıştır hamur yap sonra bu hamuru oklavayla incelt; yufka inceliğine geitr yani yufkayı hazırla, üstüne de kıyma, soğan, maydanoz ve dometes karıştır, yufkanın üzerine ser sonra fırına, oldu lahmacun

<> Dr. başka bir konuyla ilgili soru sorabilir miyim?

<> Kaderi oluşturan 12 olguyu işlemeye vaktimiz var mı hocam?????

 

Baterist birazdan geçer, nasıl vaktimiz olur ki? Kısa sorulara vaktimiz var.

Baterist=Davulcu

 

<> :))))

<> Esir, İksir, Ağır Su, Yada Taşı, Felsefe Taşı, birbirleri ile bağlantılı mı?

 

Hayır ETHER Eski Mısır'dan Eski Yunan'a geçmiştir. Beşinci madde hali de denir. Kur'an'da bir çok çeşidi vardır Esir'in. Sıfatlar da esir'e işarettir: "Mücerret, tecrit vb." gibi.

Diğer adı "Zerre kadar (Quant) ve bundan KÜÇÜK (Takyon)..." ile başlayan ayetler de ESİR'dir.

"Allah'ın Arş'ı SU ÜSTÜNDEYDİ" diye çevirdiğimiz ayetteki May da ESİRDİR. (Ma, Mai ile akraba.)

Yani Kur'an'da esir önce KÜLLİ ŞEY*in olarak bildirilen sonsuzda-bir küçüklükte yani sıfıra en yakın ordinatlardır. Sonsuz küçük sayılan nokta bile bir "Şey*in"in yanında evren kadar kocaman kalır.

Esir gibi İksir de Arapça ve Latince değildir, Sankritçedir. Tıpkı Seri (Serial) Derece (Degree) gibi bunlar ne arapçadır ne de batı dillerindendir. Örneğin ayetteki Seriul Hısab=Seri hesap görücü ile sankritçe Serial Xap aynı kelimedir.

Yine de El İksir (elixir) diye geçtiğinden Latinlerin Araplardan "El" harfitarifi nedeniyle aldıklarını anlıyoruz.

Ya da Felsefe taşı ve Kimya Yumurtası vb. ise, yarın gibi size ÇİZİM ile geliyor. (Cifir babından)

 

<> Kuranda bir çok yerde "Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz" gibi ifadeler var, ya da Allah dilediğini hidayete erdirir dilediğini de zor yokuşa sürer kötü yola iletir deniyor. Burada insanın hür iraddesine bir engel sözkonusu mu yani Allah dilediğini kötü yola iletir mi?

<> Yunus/100: Allahın izni olmadan bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir, akıllarını kullanmayanlara azap verir.

 

"Allah istemedikçe siz yapamazsınız" ifadesi kişiler için değil kişinin kullandığı araç içindir.

Tabancan patlamaz gibi. Ya da Bakara 102. ayetteki gibi "Allah istemedikçe büyü tutmaz" gibi. Siz Musa gibi adam öldürürsünüz ama aynı zamanda öldürmemiş olursunuz, bunlar gibi kısaca...

 

<> Allah'ın izni olmadan bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir.

 

Evet: Usame, El Kaide, benzerleri gibi... Budistin bile imanı var. Dinine inanıyor, bir rahip de... Allah onlara bile iman izni veriyor...

Ama iman=İslam=Selam=Barış ile alakalı olunca HORGÖRÜ sahibine iman gitmez, namazı da reddedilir. (Maun) Asla Usame 1000 Ladin gibileri SEN gibi "İMAN"a getirmez ALLAH.

Çünkü Allah El Hadii'dir, yani "DOSDOĞRU YOLA" ileticidir.

İman nedeni iki isimdir. Allah'ın Mümin ismiyle Hadii (Hidayet edici) ismi... Bu iki operatör isim (Nom, nominal) olmazsa matematiği olmaz imanın... İman ölçülebilir bir değerdir.

İman lafını iman olarak algılamayalım. Yani onu unutalım ve tastamam şöyle diyelim. "Allah'a  İ N A N M A K ".

Evet. Tevbesiz bir ateisti bu forumda bu grupta hatta Ebediyen Hz. İbrahim yanında konuk etsek yine de imana gelemezler. (Eslemna=Teslim olmak iman etmek demek değildir.)

Ateist, "Gözümle gördüğüme inanırım" postulatından yola çıkınca, Hz. İbrahim bile onu ikna edemez... O kalp mühürlüdür.

Ancak El Hadii ve El Mümin adları olan ALLAH onu DİLERSE inandırmaya yönlendirir.

İman/İnanç karşılıklı bir NİKAHTIR, nikah iki tarafın rızasıyla olur. ÖZGÜR irade ile olur. İnanmak (Allah'ın varlığına ve bir tek olduğuna) için ÖNCE  K U L  niyet edecek... Allah da  İ Z İ N  verecek ve karşılıklı İNANÇ NİKAHI kıyılmış olacak...

 

<> Yani ALLAH izin vermeyebilir, kul niyet etse bile? Allah kalpleri mühürleyebilir? Öyle mi?

 

Allah, zalimlere, sonradan bozulanlar ve ısrar edenlere olan NİKAHINI  B O Ş A M A  biçiminde yüzüne çarpar...

İmanı İNANÇ şebekesi biçiminde düşünmeye zorlamalıyız kendimizi... Yani İman, mümin, İhlas, Muhlis, Salih Amel, Takva elbisesi vb. Zahid gibi sözler Kur'an'da bulunmasına rağmen bunların tamamını kimse anlamadı diyebilirim.

Hani ANNE=RAHİM'i nasıl anlattıysak, benzer biçimde bu ilahi kavram/mevhum ve mefhumları da İYİCE anlamak gerekir. Bunu da yapmalıyım bu chat'lerde...

İb+Rahim gibi Anne+Rahim+i gibi, bilmeliyiz bu gizemlerin açılımlarını, OKU emri bunlardan ibarettir.

Yoksa size bir hafız gibi Kur'an da okur kasete-VCD'ye falan çektiririm Arapça ve teğanniyle okurum. (Aynı zamanda şarkıcı olduğumdan bunu da çooook iyi yaparım.)

 

<> :)))

<> öylesini de isteriz hocam

 

Kur'an bir eğlence değildir derken, İslam ülkeleri arasındaki "Kurra, Hafız, güzel ses ve muğanni yarışması" demek değildir. Kur'an Han duvarları şiiri gibi, Maria şiiri gibi, Pertev Tunaseli'nin okuduğu gibi, Arada bir şarkı aralarında bir şiir vardır ya... İşte şarkı gibi değil o ŞİİR gibi okunur...

 

<> Anladım

 

Orson Welles'i hatırlayanınız var mı? "I know what is to be young... But you don't know..."

 

<> evet

<> yaşlılık

 

Evet "Ben gençliğin ne demek olduğunu bilirim (evlat dercesine), fakat sen yaşlılığın ne olduğunu bilemezsin..." diyor ve o muhteşem ses tonuyla, o titrek anlamı yükleyerek.

 

<> Arattıralım mı hocam, web-search yapalım mı?

 

Evet aratalım, o melodi, tüyleri diken diken edecek kadar güzel bir beste aynı zamanda... Üstelik Londra bilmem ne korosu eşliğinde... İşte Kur'an öyle okunmalı.

 

[] http://www.youtube.com/watch?v=koGnZg2kzxY Orson Welles - I know what it is to be young

 

Soytarı Cat Stevens rezil ediyor güzelim Kur'an'ımızı. OKUYAMIYOR... Arabi makama çevirmiş ve rezil etmiş...

Bütün dünya bilir ki, örneğin Ezan... Dünyada en zevksiz, tatsız tuzsuz, modüle makamsız okuyan tek millet araplardır. Zevksizliğin adını makamını "Arabi makam" diye bize yutturmuştur.

Halbuki Sabah ezanını ASLA Saba rüzgarı olan Sabai makamdan ŞAŞMAM. Mahmur mahmur camiye giden adımlarıma sorun onu. Çok severim onu...

Sabah yürüyüşü, alaca karanlık... Allah'ın evi... İmama uymam, cemaatle kılmam. (Aynı anlamda söyledim, imam ücretliyse arkasında duran cemaatle birlikte saf tutulmaz, o namaz ölmüş bitmiştir.) İki rekat farzı kılıp geriye gelirim.

 

<> İstanbul'da bu makamda okuyan cami var mı?

 

O ezan Tüm İstanbul camilerinde sabah O makam ile okunur zaten... Münir Nurettin Selçuk bile o makamı ve ezanı "Aziz İstanbul" adlı şarkısında giriş olarak kullanmıştır. (Bülent Ersoy da aynısını güzel taklit etmiş doğrusu.)

 

[] https://www.youtube.com/watch?v=6NVyC54tSiE Münir Nurettin Selçuk - Aziz İstanbul

[] https://www.youtube.com/watch?v=P4S_uVrnr7k Bülent Ersoy - Aziz istanbul

[] https://www.youtube.com/watch?v=RDZskBRIycE Kani Karaca - Saba makamı ezan

<> Orson Wells'in şiirinin tam adı neydi?

 

Şiirin tam adı uzun: I know what is to be young. Orson Wells değil sanırım Orson Welles olacak. (Walsh=Welch=Galler ülkesinden demek Welles, zaten ülkenin adı da Wales=Galler.)

 

<> Ok

<> Merhaba sayın Ayberg, tarihten silinmeye çalışılan bilim adamlarından sadece birisi olan TESLA hakkında bildiklerinizi paylaşmanızı rica edebilir miyim? Bulduğu ölüm ışını, ve elektrik için hiçbir şeye gerek yok diyerek deneyle ispatlayan, patentlerin pek çoğuna sahip kişi. Uygun zamanda bilgilendirirseniz sevinirim.

 

Elbette, o Tesla. Onun hakkında bilinen yazılardan başka şeyleri arıyorsun sanırım...

 

<> Evet

 

Televizyonu kimin bulduğunu websearch'den hiçbir kimse bulamadı. (Ordu kadar isim bulmuş) ama TV denen aygıtı bulan TESLA'dır.

 

<> Radyoyu da o buldu, hatta tescil edildi artık onun bulduğu.

 

Tek başına Tesla bu tüpü yapmış, görüntü lambasını koymuş ve Zn2S'i bulup ekran camına sıvamıştır. Aynı yöntemle aynı teknolojiyi kullanıyoruz.

TV'nin uzaktan kumandasını ve bilinen tüm Remote Controlleri sadece ve yalnızca o bulmuştur.

Gelecekte bulunacak olan yüksek elektrik alanlı UFO motorunu da bulan odur. Bildiğin elektrik santrallerini, Tesla bobinini, facimile ve Telem'i... (Faks ve Teleksin babası.)

 

<> Filadelfiadaki deneyde kullanılan sistem mi bu? Manyetik alanlı ufo motoru?

<> He also devised a system which anticipated world-wide wireless communications, fax machines, radar, radio- guided missiles and aircraft. NIKOLA TESLA IS THE TRUE UNSUNG PROPHET OF THE ELECTRIC AGE! without whom our radio, auto ignition, telephone, alternating current power generation and transmission, radio and television would all have been impossible. Yet his life and times have vanished largely from public access.

 

Evet Tesla, Gurdjieff, Borges, Hawking bunlar her biri kendi branşında bir Allah'tan rahmet ve bize nimettir.

 

<> Özel mesajım geldi mi sn Aiberg?

 

Özel mesaj??? Günde 300 kadar özel e-mail geliyor, bazen açmaya zamanım olmuyor. (1 dakikadan 300dkk=5saat ediyor.)

 

<> Anladım. [A] sizi övmüştü... ben de selamını ilettim

 

Allah Razı olsun çünkü tüm senalar Allah'adır, demek ki beni övmekle ben de Allah Ahlakını temsil etmeye layık olmuşum. (Ben meşreb olarak MELAMİYİM onun için böyle yazmamı yadırgamayınız.)

 

<> Tesla deneyle deprem de yapmış, Newyork Times'ın eski sayılarında var.

 

Ses-ötesi üreteçler zaten Gölcük gibi bir kenti batırabilir. Yeter ki kırılmaya hazır bir fay bulun. Belli oranda mesela bin tonluk bir PETROL bombası ile üretilen bir basınç da bir kenti harabe edebiliyor.

 

<> Elektro manyetik enduktans sistemiyle çalışan tesla makinası

<> Yabancı gemilerle bizim fay hattımızı araştırıyorlar sözde bize yardım için!

<> Bunu zaten amerika kullanıyor. San Andreas fay hattı onlar için çok önemli, bütün dev şirketler orada. Gölcük fayıyla tıpatıp uyuşuyor

 

Hani camlarımızı zangır zangır titreten kamyonları hatırlayınız... Çıkardığı seslerden sadece 521'ini mp3 kaydediyor. Diğerleri mp3 formatının gereksiz dediği yıkıcı sesler.

 

<> Petrol bombası?

 

Evet petrol bombası petrolden yapılır. Atılınca yukarı değil AŞAĞI patlar. Yani kolay olan havaya patlamak yerine zor olanı yapar: Toprağı iter deprem dalgası oluşturur.

 

<> Afganistanda da kullanıldı. Yeraltındaki mağaraları çökertmek için kullanıldı

 

O çok büyük bir sayhadır. Ancak Afganistan özellikle tora bora çok dağlık... Dağlarda deprem oluşturmak zordur. Çöl için çok iyi. Ova için ya da...

Evet... Eşimi, kayınvalidemi Sahura kaldırmam gerekiyor.

 

<> Hayırlı sahurlar hocam

 

Hayırlı sahurlar.

 

<> Hayırlı günler ve sahurlar

 

Size de.

 

<> Sevgi ile hocam, çok teşekkürler emeğiniz için

 

Sevgi bizden. Dostluk bizden.

 

<> Allah razı olsun. Allah ilmimizi artırsın.

<> amin

 

Allah Hoşnuttur, hissediyorum. Hayırlı yönde çok çok artırsın.

 

<> Kendinize çok iyi bakın Profesor bize çoooook lazımsınız...

 

Beni bu acılı annesiz günümde yalnız bırakmadınız. Halen alışamadım yokluğuna.

 

<> Dualarımız yakıt olsun!

<> İbn Meymun-Hassan Sabbah ve dünya örgütler tarihi... (Kısa bir dipnot.)

 

Tamam bunu not aldım. Alamut kalesi meselesi...

 

<> İbn Meymun, Dünyadaki tüm örgütlerin teorisyeni.

 

Ben onu biliyorum, dediğim Hasan Sabbah şu Alamut kalesi zibidisi değil mi?

 

<> Evet, Hassan Sabbah da ilk pratisyeni... Sınıf arkadaşı olan Ömer Hayam ve Nizamül Mülk...

<> Vefat etmiş büyüklerimize dua eder bir Fatiha'yı eksik etmeyiz.

<> Torunlarından da esirgeme...

<> Amenna

 

Evet Kur'an bir şifadır.

Hoşçakalın diyorum, çünkü çay falan kaynadı, kalkmam gerekli.

 

<> Geronimoooooooooo

 

Benden de geronimoooooooo.

 

<> Hayırlı sabahlar

 

Hs.

Bana doyum olmaz biliyorum ama, ben bir yol gideyim artık. (Son reklamdı.)

 

<> :)