Chat n� 013 - Tarih: 26 ekim 2001

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı g�ndem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini g�z�n�nde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her t�rl� sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] Kaptan aiberg_ nickiyle bağlandı

<> selam&selam Hoşgeldiniz

 

Hoşbulduk :) Forumdaşlar, sevgideğerler. slm&slm.

Kehf suresi hangi ayette kalmıştık?

 

<> Ben de bazen b�y�k �oğunluk gibi işin kolayına ka�ıp gruptan chati okumak zorunda kalıyorum ama chatte olmak bir onur.

 

:-) O onurlar bana ait.

 

<> Buyrun hocam, 65'de kalmışsınız.

 

Tamam 65.i alalım ��nk� bu konuyu bug�n bitirip [z]'nin site sayfasına nihai olarak asmasını temin etmiş olacağız. Bu Hızır'ın �yk�s�, �nceki chat'ler ile harmanlandığında, konunun b�t�nl�ğ� ortaya �ıkacaktır.

Evet 65?

 

<> 18-Kehf/65: Bu arada ikisi, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim �ğrettiğimiz, kullarımızdan birini buldular.

 

Bunu anlatmıştık. Şimdi 66'yı yazalım. Ya da 65'e kadar olan b�l�m ile ilgili �zel Hızır soruları var mı?

 

<> Sanırım yok hocam

<> 18-Kehf/66: Musa ona, "Sana �ğretileni bana, hayra g�t�ren bir bilgi olarak �ğretmen i�in peşinden gelebilir miyim?" dedi.

 

Hz. Musa RAHMET ve BİLİM i�in ikisi i�in �ğrenci olmak istemektedir. Ayette "Sana �ğretilen" demiyor. Allah'ın rahmetinden olarak �ğrendiğin bilimden.

Pardon arada bir kesinti oluyor elimde değil. Şu ilk saat i�in "�zelleri" kaldıralım, sonra bir ara a�arız. En az bir saat kanalda kalalım. Bu konunun akışını �ok fena etkiliyor.

Hz. Musa bu arada "Sadece ben senin peşinden (Zamanından, zaman yolundan) gelebilir miyim?" diyor.

Yani Yuşa sanki ortada yok gibi...

67. ayet?

 

<> 18-Kehf/67-68: (Hızır) "Sen, doğrusu benim yaptıklarıma dayanamazsın, bilgice kavrayamadığın bir şeye nasıl dayanabilirsin?" dedi.

 

Şimdi burada �nemli noktalar var:

Hızır "Bir şeyler yapacağını" s�yl�yor. Ama "DİLİ GE�MİŞ ZAMANDA" yaptıklarıma, yapmış olduklarıma... diyor. "Yapacağı" şeyler "Ge�mişte YAPMIŞ oldukları" oluyor birden.

Bu paradoksu kastederek, "Senin kafanı karıştıracak şeylerin" diyor.

"NEDENSEL"lik tersinecektir: ��nk� "İ�Y�Z�N�, NEDENİNİ" kavrayamayacağın şeylere dayanamazsın, sabredemezsin diyor.

Burada olay şu: "SONU�" �nce gelecektir. Yani NEDEN olarak baktığında Musa i�in her şey anlamsız olacaktır.

Dolayısıyla bizler de "SONU�SALLIK" ilkesiyle bu ayetleri anlamaya �alışacağız.

Ve 69. ayet?

 

<> 18-Kehf/69: Musa, "İnşallah sabrettiğimi g�receksin, sana hi� bir işte baş kaldırmayacağım" dedi.

 

Hz. Musa boyun eğiyor. ��nk� peygamber olmak başka ALİM olmak başka başka şeyler... Musa "Sabrettiğimi" g�receksin derken SABIR iki y�nl�d�r:

a) Bildiğimiz sabır.

b) Tersinen sabır.

Bu mekanizmayı a�ıklamak i�in �nce SBR (Sabr, sabır) �zerinde duralım:

Allah'ın iki ismi vardır ki birbirine karşıt durur.

Birincisi "Seriul Hısab" yani seri hesab g�r�c�... Bunun MİSALİ bilgisayarın saliseler i�inde onbin rakamlı bir sayının k�b k�k�n� alması gibi d�ş�n�n.

Bu �ok hızlıdır. Elektrik akımı gibi ışık hızıyla ge�er gider.

Ama aynı elektrik akımına eğer "Rezistans=Diren�" korsanız iş başkalaşır.

Elektrik akımı bu kez (volt, amper, watt vb. klasik form�llerinden biliyoruz ki) ışık hızıyla ve işlevsiz olarak ge�mez.

�rneğin "Rezistanslı elektrik sobalarında" direnci aşarak �teki uca (kutba) ulaşmaya �alışır. Bu arada, bildiğiniz �zere elk. sobası da bizi bir g�zel ısıtır.

Yani Seriul Hısab=Işık fotonlarının (ışık ışınlarının) talimidir.

Allah'ın "Es-Sabur" ismi ise "Isı ışınlarının" (Termik fotonların) talimi (G�stergesidir).

Allah'ın SABUR isminin işlevini şimdi daha iyi anlayabiliyor muyuz?

Ve şunu anlayabiliyor muyuz:

"Onlara az bir s�re tanı"

"Sen onlara bir m�hlet ver"

Bu ayetleri bilirsiniz...

İşte bu y�zden Sabır demek "İntikal s�reci" demektir.

Toprağı sularsınız ama, birS � R Etanıyacağız ki su suladığımız bitkinin k�klerine gidip oradan �z�msensin.

Allah katında zaman, "OL=�L" yani doğum-�l�m aynı yerdedir. Ya da doğum=NEDEN ve �l�m=SONU� aynı yerdedir.

��nk� ışık hızına yaklaştık�a, DOĞUM-�L�M ya da NEDEN ve SONU� arası kısalır.

Bunun i�in ikizlerden ışık hızıyla giden, diğerine g�re 14 kez daha GEN� kalır. ��nk� �yle hızlanmıştır ki, neden ile sonu� arasını iyice kısaltmıştır.

Tam ışık hızında ise ışık hızı y�z�nden uzay-zaman b�k�l�r ve komprime bir yay gibi, başı ve sonu (NEDENİ ve SONUCU) birleşir. AYNI şey olur. NEDEN=SONU� olur.

Dolayısıyla biz MADDE olarak ışıktan �ok �ok �ok yavaş gittiğimizden zamanımız ya da "NEDEN ile SONU�'un arası" �ok uzadığından, bize Allah SABIR tavsiye etmektedir.

Eğer ışık hızıyla giden canlılar olsaydık bize "SABIR" tavsiye edilmeyecekti.

Allah'ımızın dediği gibi "O g�n gelecektir ve işiniz bitmiştir bile, sizler artık mahşerde hesap vermektesiniz" ya da "Kıyamet kıskıvrak gelmiş sizi yakalamıştır, Cennet ve Cehennem'i paylaşmışsınızdır bile..."

Bu t�r ayetlere bir �rneği Yec�c ve Mec�c ile ilgili ayetlerden verebilirsiniz.

Bunlar iki ayettir ve biri Kehf suresindedir. Onu rica etsem yazabilir miyiz? Kehf suresinde sanırım 100. ayetlerde olacak. Ya da Yec�c-Mec�c olarak da aratabilirsiniz. Bulamazsanız ben bakabilirim.

 

<> 18-Kehf/84: Dediler ki: "Z�lkarneyn! Doğrusu Yec�c ve Mec�c bu �lkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir sed yapman i�in sana bir vergi verelim mi?"

 

İşte bunun en sonu. Yani bu olayın bittiği ayet. 95'den sonra olabilir.

 

<> 18-Kehf/97: Artık Yec�c ve Mec�c onu ne aşabildiler ve ne de delip ge�ebildiler.

<> 18-Kehf/98: Z�lkarneyn, "İşte bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin tayin ettiği zaman gelince onu yerle bir eder; Rabbimin verdiği s�z ger�ektir" dedi.

<> 18-Kehf/99: Biz o g�n onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura �flenince hepsini bir araya toplarız.

 

Evet. Bu ayet.

99.a bir bakınız: "Biz onları (Osilasyonik dalga olarak) i� i�e (iki ayrı fazı birlikte) bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler."

Şimdi dikkat ederseniz: Gelecek zamanı uzun bir tehir ile anlatıyor ayet...

Ama "O g�n Sur'a �flenmiştir, hepsini bir araya toplaMIŞızdır" diyor.

Yani Allah katında İŞ bitmiş ve de MİŞLİ GE�MİŞ ZAMAN İLE BİTMİŞ.

Bu ifadeyi kasten se�tik ki, "SABIR" olayını anlatmak i�in. Sabrın arkasında birden her şey bitmiş oluyor. Halbuki sabır �ok uzun ve zor geliyor bize...

Bir g�n=Bin yıllık bir ilahi takvimde ise saliselerden ibaret...

Ahırette bir g�n kalan biri d�nya takvimiyle 1000 yıl (365.bin g�n) kalmış olacaktır.

Asıl sabrı orada �ğreneceğiz.

Mahşer meydanında tıkış tıkış, değil bir g�n belki orada on g�n (Onbin yıl) y�z g�n (Y�zbin yıl) kalacağız.

ALLAH'TAN SAKINILMASI GEREKTİĞİ GİBİ SAKININ.

M�tteki olup Korkun ey Hanifler...

Allah bize ASR gibi surelerde ni�in SABRI tavsiye ediyor? Sabırsız olsak ne yazar. Yine eli mahkum sabretmek durumunda değil miyiz?

�rneğin yarın bir olay var. İki kişi bu olayı yaşayacaklar. Ama yarın olmadı. Biri sabrediyor. Diğeri ise sabırsız ve cerbeze... "�ff ya?!" deyip hayatı hem kendine hem �teki insanlara zehrediyor. (Stres bulaşıcıdır.)

Ertesi g�n oluyor. Sabreden ile sabretmeyen aynı S�RECİ yaşıyorlar. Sabırsızlık g�steren ise hayatını karartmış, yarına perperişan �ıkmıştır...

İkisi de aynı S�REyi aşıyorlar. Ama biri SABIR'lı diğeri ise SABIRSIZ. Yani sabır olayında KİŞİLER yargılanır. Olay bir tekdir ve herkese eşit zamanlıdır. Burada sınanan bizleriz. Sabreden ya da sabırsız olan bizleriz.

Sabırı "Sabreden derviş muradına ermiş" gibi algılamamak gerekir. Ben bu kadar kaderci (Fatalist, cehriyeci) değilim.

 

<> Ruhlarımızın, bedensel �l�m ile karadelik sonsuz hi�liğinde ahiret g�n�n� bekleme s�reci i�in zaman enerjisi ge�erli, ama ahiret sonrası zaman ortadan kalkıyor, değil mi?

 

Evet bir bakıma �yle... Ancak bu konuyu da iyice bir g�n a�arsak altından inanılmaz bulgular �ıkacağını g�receksin.

 

<> ok

 

Yine sabrı irdelediğimizde sabrı ş�yle anlamamız gerekecektir: K�t�l�k fiilinin oluşması i�in "SABIR" g�stermek şarttır.

İyilik ve k�t�l�k farklı şeylerdir. İyi insanlar bir arada y�r�rken, bir K�T� gelir ve size omuz vurur. Siz �z�r dileseniz bile "Affetmiyorum lan, �n�ne bak" der. İşte bu k�t�l�kt�r.

Bizler melek değiliz, yani K�T�'ler ve k�t�l�kleri olması gerekiyor ki, "Hesap defterlerine" k�t�l�kleri fiilen ger�ekleşmiş olarak kayıt altına alınsın.

Daha genel bir �rnek ile Bosna'da y�zbin kadar m�sl�man kadına tecav�z edildi, 500 bin m�sl�man toplu mezarlarda yok edildi.

Bunlar olmalıydı. K�T�L�ĞE fırsat tanıyarak, k�t�l�k fiilinin olması gerekiyor ��nk�.

Bu konuda bir ayeti ise Ali İmran suresi 110-111-112 ve 113'de bulabilirsiniz.

 

<> �nceden caydırıcı olmak şartı olmaksızın demek istemiyorsunuz değil mi?

 

Maalesef, Boşnak kardeşlerimiz tarihten ders almadılar. Tito zamanında Boşnak (M�sl�man) ve Hırvat (Katolik) ile Orthadoks (Sırp)lar birbirlerini yemişlerdi. Ordunun y�netimi federal Yugoslavya kurulduğunda nedense SIRPlara bırakıldı. Buna Boşnaklar g�z yumdular.

Sırpları Yugoslavya'nın jandarması yaptılar ve kendi askerlik hizmetlerini "Kısaltıp" yan gelip yattılar. Sırplar silahlı kuvvetlerin tek hakimi olunca ve işler de zıvanadan �ıkınca İHMALLERİ y�z�nden Boşnak kardeşlerimiz tedbirsiz ve silahsız olmanın bedelini ağır �dediler.

Oysa Allah ş�yle buyuruyor (Tedbir ve tevekk�l zikredilerek): "Bir kavim kendini d�zeltmezse, andolsun ki Allah da o kavmi d�zeltmeyecektir."

Afganistan y�zyıllardır kendini d�zeltmemenin bedelini �d�yor. Orta�ağı ve aşiret d�zenini alıp getirip Millenium'a ışınlamışlar sanki... Afganistan ya da Suudiler farketmez.

Bana Ali İmran 110. ayeti kim yazacak?

 

<> 3-Ali İmran/110: Siz, insanlar i�in ortaya �ıkarılan, doğruluğu emreden, fenalıktan alıkoyan, Allah'a inanan, hayırlı bir �mmetsiniz. Kitap ehli inanmış olsalardı, kendileri i�in daha hayırlı olurdu; i�lerinde inananlar olmakla beraber, �oğu yoldan �ıkmıştır.

 

Burada bildirilen HAYIRLI grup elbette sahabelerdir. Şimdiki hi� bir m�sl�man bu klasmana girmiyor. Kitap ehli derken bug�nk� batı alemi gibi algılamamız gerekiyor. İ�lerinde inananlar ise ben gibi (sonradan m�sl�man) olanlar.

111. ayete bir bakalım.

 

<> 3-Ali İmran/111: Onlar incitmekten başka size bir zarar veremezler. Sizinle savaşa koyulurlarsa, geri d�n�p ka�arlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

 

Sırplar'ı �rnek aldık. "Onlar sizi "İncitmek"ten �te bir zarar vermezler" diyor. O kelime "İncitmek" değil, "İhmalin ve tedbirsizliğin DOĞAL cezası"dır.

M�sl�man ya da Budist, hi�bir şey değişmez burada fiil "İHMAL ve TEDBİRSİZLİK"tir. Yani konu İSLAM değil, İNSAN bu ayette...

Ancak şu da var ki, Allah yine aynı ayette biz m�sl�manlara sahip �ıkıyor: "Sizi cezalandırdıktan sonra ya da şehid edip mertebenizi y�kselttikten sonra vb."

Rum suresini de hatırlarsanız, Kur'an o surede "Rumların 3 ila 9 yıl arasında m�sl�manlara galip geleceğini" s�yl�yordu. Ve ger�ekten bu olay �ıkmıştı. Daha sonra onlar ve Sırplar bir s�re galip gelmekle birlikte 3-9 yıl i�inde "Arkalarına bakmadan ka�arlar".

 

"Sizinle savaşa koyulurlarsa, geri d�n�p ka�arlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez."

Ayet b�yle diyor.

Biz herşeye siyah ve beyaz bakıyoruz. Eğer Nato olmasaydı (Ki Nato sırplara yardım etmedi bombaladı), bir tek Boşnak ve daha sonra Kosovalı m�sl�man kalmazdı emin olun.

NATO burada bir ALLAH nimeti olmuştur anlayana. Nato Sırplara değil bir şekilde M�SL�MANLARA yardımcı olmuştur. Kim bunun tersini s�yleyebilir?????

İşte ayette bu t�r sırlar var.

 

<> Aynı hristiyan rum ordusunun putperest pers ordusuna karşı galip gelmesi ve m�sl�manların bundan avantaj sağlaması gibi.

 

Tabii Rum kelimesinin de tanımını KUR'AN bakışı ile bir anlatalım:

Burada bildirilen Rumlar Yunanlı ve Kıbrıslı rumlar değil. ��nk� Rum (Rim) kelimesinin aslı Romus ve Romulus'tur. Yani başından beri İKİ tip ROMALI=RUM vardır.

Bunlardan birincisi BATI ROMA DİN VE MEZHEBLERİ. Yani Katolikler.

İkincisi ise Doğu Roma (Bizans Ek�menliği, Fener Patriği) Bunlar da ikinci tip RUM'lardır. Yani mezhebleri ORTODOKSLARDIR.

O halde Rum'lar derken Allah bir ırkı değil "HRİSTİYAN MEZHEBLERİNİ" bildiriyor.

B�t�n Slavların tamamı Ortodokstur. Batı b�l�m� (Leh, �ek, Slovak, Hırvat, Sloven) ise Katoliktir. Yani İslamın karşısında KATOLİK ve ORTODOKS'lar vardır.

Rum suresine RUM adının verilmesi bunu anlatmaktadır.

Dikkat ediniz bunlar i�inde bir tek PROTESTANT mezhebi yoktur. Protestantlar bellidir: Anglo-Saksonlar, Hollandalılar, kuzey Almanlar, Skandinavların tamamı.

 

<> Martin Luter King daha doğmamıştı.

 

Evet doğmamıştı ama, Allah dileseydi onu da zikrederdi. Yani "bir de protestantlar �ıkacak onlar da size zararlı olacaklar" gibi bir işaret ya da alimlere bir misal bırakırdı. O bakımdan dedim.

İslamiyetin (ve de T�rklerin)...

Hatta İsve� kralı Demirbaş Karl

Hatta İsve� kralı Demirbaş Karl

Osmanlı m�ttefikiydi.

 

<> Sadece 1 d�nya savaşında ama yine de m�ttefikimiz protestan almanlardı

 

Danimarka, Norve�, Hollanda, Protestan Almanya, Amerika vb. (İngiltere hari�, ��nk� İngilizlerin politikası doğal Siyonizm g�d�m�ndedir.) hi�birinin T�rkiye ya da İslam �lkeleriyle bir kavgaları yoktur.

 

<> O zaman Protestan mı olmamız gerek (reform)

 

Hanif zaten Protestant demektir. İslamiyet yeni bir din olduğu i�in hen�z iki mezhebi var: Ortodoks=S�nnilik ile Katolik=Şiilik.

İleride/şimdi Protestantlığımız=Haniflik i�in zaten start verildi. Boşuna mı Millenium, milat dedim? �rneğime dikkat ettiniz mi? Protestantlığı anlattım. (Ama İslamisini)

 

<> evet

<> Yıllarca Katolikler Protestan kanı akıttı.

 

Evet, bu demektir ki, y�zyıllarca S�fyaniler Haniflerin kanını akıtacaklar.

 

<> Bug�n bunun işaretleri var.

 

Evet bu işaretler var. Ben Mississippi şarkıları s�yledim. Daha sonra Hawking bir mesaj g�nderdi. Sonra Milat dedim. On g�n sonra DTM'ler u�uştu.

Haniflik dedim. Yaşar Nuri vb. eşanlı olarak aynı zamanda benzeri Hanif fikirleri ortaya attılar. Dikkat ettiniz mi? Milat tam milat oluverdi. İşaret arıyorsanız iyi bir analist bin tane işareti bir arada bulabilir.

 

<> herşeyin canlı şahidiyiz

<> Hocam bu konuda biraz �ekimserim, Yaşar Nuri benim i�in hi� referans değil.

 

O referans olamaz zaten. Sadece "Paralel" d�rt� alıyor. Hani telepatların diyapazom ortaklarından s�z etmiştim ya... Rastgele alıyorlar diye, hassas insanlar ya da frekansları tutuyor demiştim, hatırladınız mı?

 

<> Evet

 

Mesela George Adamski... U�uk ka�ık fakat telepat ikizi... Ger�ek 1N'leri yakalayabiliyordu. Nereye ineceklerini biliyordu ve geliyordu oralara... Ama 1N'ler onlara "Uzaylı" Marslı Sat�rnl�'y� oynayarak "Ger�ekte zaman gezmenleri olduklarını" saklıyordu.

 

<> Bu konuyla ilgili gruba bir yazı asmıştım, umarım �yelerimiz okumuştur.

 

Zaten �zellikle yazıya TAKVİYE olsun diye Adamski'yi yazdım.

Random olarak bir Target ve respons ilişkisi doğuyor Adamski ile diğerleri arasında.

Telepatide (Biz Telemessenger ile Randomer diyoruz. Bilimsel adı da Respons ve Target olarak ge�iyor.) Alıcı verici (Ya da hedef "Target" kişi, Randomist telepatisyen olabiliyor.

Bu olgu bilimde de var. Weinberg ve Abd�sselam, birbirlerini hi� tanımadan, gizli y�r�tt�kleri fikirlerini hi� okumadan ve bilmeden yıllar sonra aynı anda BOZONLARI (w-, w0 ve w+) buldular. Aynı d�nemin Nobel �d�l�n� aldıkları g�n birbirleriyle TANIŞTILAR. O kadar yıl akılları neredeydi de aynı g�n �d�l almaya kalkıştılar, diye adama sorulur.

Gurdjieff ile Ouspensky de aynı ilişkideydiler. Tam bir majisyen ve telepat olan Gurdjieff'in mesajlarını, randomisyen olarak Ouspensky alabiliyordu. Mecburen Gurdjieff onu "Gruba" aldı. Zaten iyi bir �ğrenci de oldu sayılır.

Borges m�thiş bir telepattı. Ona g�nderilen "Zaman aşırı" mesajları durup dururken James Joyce alıyordu.

 

<> Zihnimizi telepatiye nasıl uyarlayabiliriz veya hangi metodlarla telepat olunur?

 

Bu bir yetenek! Benim yapamayacağım bir şey mesela.

 

<> Borgesi hakikaten �ok sevdim

 

Borges'e gelen bir mesajı hi� alakasız yere James Joyce alıyordu.

 

<> Sen de telepatsındır, ancak hen�z bilmiyorsundur, gelecekte bileceksindir :)

 

Dediğin gibi olsun. Zaten ben b�y�y�nce telepat olacağım dedim ama, annem "evde �atapat istemem" diyerek ağzıma kırmızı biber s�rd�. O y�zden telepat olamadım ama telefat oldum. ;=))

 

<> :))

<> James Joyce hakkında ilgin� bilgiler ve saptamalar.

 

O Kitabın ilgili sayfasının linkini verirsen, forumdaşlar ZigZag dağının (Arafat) altından akan Zemzem yeraltı galerisini okuyacaklardır.

 

<> "By the stream of Zemzem under Zigzag Hill" c�mlesi mesela. Zemzem=104'ler, Zigzag=114'ler.

<> Evet o c�mle beni de �ok etkiledi. Finnegans wake'teydi değil mi?

[] http://www.hanifislam.com/zigzag/bol08/bol08e.htm

 

ZigZag Hill denmiştir, mount top denmemiştir. Bu y�zden o dağın adı ARAFAT'tır ve kutsaldır. Hatta Hac Arafattır denmiştir, bilirsiniz... Vurgu olsun diye bildiklerinizi yazıyorum.

 

<> Joyce'un kitabına bakan oldu mu acaba aranızda? Yani ger�eğine?

<> Fransızca terc�mesine bakmayı denemiştim bir d�nem, bilgiler terc�meden kaybolmuştu.

<> Fransızca'ya terc�me edilmesi imkansız zaten. ��nk� kitap İngilizce bile denemez. Kitap başı olmayan bir c�mleyle başlar, sonu olmayan bir c�mle ile biter. Başı ve sonu birleşiktir.

<> Evet �ok tuhaf bir kitap, karışık, enteresan. Tory Island, Insula Thule mudur mesela!?

 

Oh be! Hi� s�ylemeyi sevmem ama şu iki rekat namaz ile nasıl rahatlıyorum... Wallahi hepinize tavsiye ederim. �ok muazzam bir meditasyon. M�'minin miracı. Ne yazık ki iki rekat s�r�yor.

Allah'tan uzun kış geceleri geliyor. G�nd�zleri 8 saat geceler ise 16 saat olacak. 8 saat uyursak 4 saat de hoby takılırsak geriye 4 saat daha kalıyor.

İstediğin kadar "Gecenin bir yerinde kalk ve yalnızca sana ait olmak �zere namaz kıl", "Onlar gecenin bir yerinde kalksalar ve namaz kılsalardı ne hayırlı olurdu" ayeti var.

Bir de M�zemmil'de miydi, Kalem suresinde miydi? Hatırlayan var mı? "Geceyi ikiye ya da ��e b�lmeyi ve ibadet etmeyi" tavsiye eden ayet...

 

<> 73-M�zzemmil/1: Ey �rt�n�p b�r�nen.

<> 73-M�zzemmil/2: Geceleyin kalk! Kısa bir s�re hari�,

<> 73-M�zzemmil/3: Gecenin yarısı ayakta ol, yahut bundan biraz eksilt.

<> 73-M�zzemmil/4: Yahut buna biraz ekle ve Kur'an'ı ağır ağır, d�ş�ne d�ş�ne oku.

<> 73-M�zzemmil/5: Doğrusu biz sana, taşıması ağır bir s�z vahyedeceğiz.

 

İşte burada şu var: 21 Mart ve 23 Eyl�l gece g�nd�z eşit 12=12. Yazın g�n 16 saat gece 8 saat. Bu ayet YAZ i�in değil. 21.de ancak hava kararıyor, 03.30'da da aydınlanıyor. Hangi geceyi ikiye ya da ��e b�leceksin? İmkansız.

Ammmmmma Kışın yani 23 Haziranın tersi olan 21 Aralıkta ise G�nd�z 8 saat g�nışığı var fakat gece koskoca 16 saat.

16 saati anlattım ya demin. 8 saat uyudum. Haydi on saat uyudum uykumu aldım mı aldım. Bir de TV'de iki saatlik bir film izledim oldu 12 saat. Kaldı d�rt saat? Bitmez t�kenmez d�rt saat.

İki saat bilgisayarda sanal gezdim, chat met, �ff kaldı iki saat. Tamam bir saat de gazete mazete okuyayım, kitap bakayım. EEEEEEH. Yaw yine bir saat arttı. O zaman kalkıp dilediğim kadar NAMAZ kılacağım. Var mı itirazı olan? Ha var mı?

İşte her biri iki rekattan dilediğin kadar (222 rekat da olabilir), "Gecenin bir yerinde kalkıp" hani emir değil, farz değil.

Hani "Yarabbi, g�nd�z�n iki yanı ve bir de gece 3 vakit x 2'şer rekat=6 rekat namaz beni KESMEDİ. Namazı seviyorum. Sen beni yormayasın diye, dini kolaylatasın diye �� vakit ve ikişer rekat yapmışsın. Ama ben bu uzun kış gecesinde kılsam. D�n ve yarın kılmadım. �tekisi g�n ise ş�yle 2 rekat. Bir hafta hi� kılmadım. Ama bu gece uykum ka�tı ş�yle ikişer rekatta bir selam vermek kaydıyla 20 rekat namaz kılmak istiyorum" desem kime ne? Ha kime ne kime ne?

 

<> Not: Farz harici namaz anlatılıyor, yanlış anlaşılmasın l�tfen.

 

Evet, vitir vacib'i, Yani gecenin bir yerinde kalkıp kılınan ve farz olmayıp dilek kipiyle "Kalkıp namaz kılsaydılar keşke..." diye Allah'ın bildirdiği namazı anlatıyordum.

Biz Vitir'i ne yapıyoruz? Hemen Yatsı'ya ekle. Git eve yat bakalım.

Emir nedir? "GECENİN BİR YERİNDE UYANMAK" Yatsı'nın ardında Vitir'in ne işi var?

Yine Haniflik damarım kabardı.

 

<> Gece uykuyu b�lmek namaz kılıp tekrar yatmanın sağlık a�ısından durumunu merak ediyorum?

 

O ayrı bir konu, Yazın tam bir rezalet. Millet iftarı ediyor, 8 saat sonra da Sahuru... Yaz gecesi kim gece 03 ya da 04'den �nce yatmış ki? Sahuru bekleyip sonra yatıyorum. G�nd�z de uyuyorum... Bunun i�in rezalet.

Ammmaaaaaaa kışın Aralıkta zindeyim, ��nk� 8 saat mis gibi uyumuşum. Keyfi 7 saat daha oyalanmışım. Eh yani o bir saati de İbadet edeyim, artık ayıp oluyor.

Demek ki sorunun yanıtı şu: Hava karardı saat 17.00. Bu yılki Ramazan T�rkiye batısı i�in saat 16.45'de oru� bozuluyor. İftarı yaptım karnım tok. 17-22 arası TV falan seyrettim, bilgisayarda proje yaptım. Uyuyakalmışım. Derken 8 saat sonra g�z�m� a�tım ki saat 06, �ff yaw daha havanın aydınlanmasına �� saat var. İşte [candaş], "Gecenin bir yerinde uyanmak" bu anlamdaydı.

 

<> Hocam kehf bitsin mi?

 

[Candaşın] sabırsızlığına hak veriyorum. O halde şu Sabır konusunu bitirip Kehf'e d�nelim.

 

"3/112: Nerede bulunsalar, Allah'ın ve inanan insanların himayesinde olanlar m�stesna, onlara al�aklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri �ld�rmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır."

Bunlar Rumlar (İki mezhebi kastediyorum), Sırplar, Ermeniler, Ruslar vb.

Bunlar i�inde "Anlaşmalarına sadık ya da karşılıklı rıza ile işbirliği" yapanlar var. (Misalimiz NATO idiydi ya, onlarla yaptığımız anlaşma dışında) kalan o batıl ve batık BATI alemine zelillik damgası vurulmuştur. (Aşağılık damgası)

Ayete dikkat ediniz: "Fenalıklarını yaptılar. Uzun bir s�re sonra Kıyamet koptu. Ve yeniden dirildiler."

"al�aklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası vuruldu."

 

Vurulmuştur-vuruldu. (�oktan hesapları bitti bile.)

Bize Sabır derken ALLAH indinde dikkat ettiniz mi, "HESAPLAR G�R�LM�Ş BİLE..." "�OKTAN İŞ BİTMİŞ BİLE..."

Beni=Kur'An'ı, MA EDRAKE H�NEFA????? Beni ve Kur'an'ı İdrak ediyor musunuz? H�nefa=HANİFLER????? Yanıt bekliyorum. Yanıtlamazsanız REKLAM EDERİM KENDİMİ.

 

<> :))

<> HuneFA = Hans Fon Aiberg?

 

Ya Reklam işkencemden kurtulmak i�in nasıl ortaya �ıktınız?

Sabırlı olmak kimin işiydi? Musa Hızır'a "G�receksin beni �ok sabırlı bulacaksın" demiyor muydu? Sabır "NEDEN" ucundan bakınca UZUUUUUUN bir s�re�. Ama sonu� ucundan bakınca "Hesaplar g�r�lm�ş bile, Yec�c Mec�c mahşere toplandı bile..."

 

<> Ama sabır derken, boş ge�en zaman ve/veya tembellik/gaflet kastedilmiyor.

 

Elbette, adam işsiz, Allah'ın verdiğine SABREDİYOR. Ama iş aramıyor ki? İş aramıyor ve rızkının darlığına SABREDİYOR. �ok komik. Sonra da diyor ki Allah benim rızkımı bu kadar yapmış. Ben sabırlıyım, karşı gelmiyorum...İşte bunun adı da MESKENET damgası.

 

<> Sabır �aba ile ge�en bir s�re�

<> %90 m�sl�manın benzer bir oryantal �zelliği

 

Hani zelillik (Aşağılık) damgası vardı ya az �nce... Bir de MESKENET=Miskinlik (Tembellik) damgası var ayetlerde... Bir search ediniz bakalım miskinlik kelimesini...

 

<> Miskin, sakin, iskan, mesken vs...

 

Evet, s�kunet, m�sekkin, teskin.

 

<> Arabesk k�lt�r�n temel besin kaynağı meskenet!

 

Siesta=Araplar ile aynı kuşağı paylaşan Meksikanez k�lt�r�n�n de bir par�ası.

 

<> 3-Ali İmran/112: Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (m�minlerin) himayesine sığınmadık�a kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. ��nk� onlar, Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar ve haksız yere peygamberleri �ld�r�yorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.

 

Evet. G�rd�ğ�n gibi ben bir metod dahilinde sohbeti ediyorum.

B�ylece Ali İmran'ı noktaladık ve artık Kehf suresinin meşhur ayetine ge�ebiliriz.

Musa demişti ya "Beni sabırlı bulacaksın...." Onun devamı ayeti rica ediyorum.

 

<> 18-Kehf/69: Musa, "İnşallah sabrettiğimi g�receksin, sana hi� bir işte baş kaldırmayacağım" dedi.

 

Orada Hızır, kendisini tam reddetmişken birden fikir değiştirdi. Neden dersiniz? "İnşaallahi Sabıran"! Anlamı şu: "Allah inşa etsin." Neyi? Bunun yanıtı yine Kehf suresinde, "İnşaallah"ın ge�tiği bir ayettedir, onu şipşak bulacaksınız, eminim.

 

<> 18-Kehf/23-24: Herhangi bir şey i�in, Allah'ın dilemesi dışında, "Ben yarın onu yapacağım" deme. - Unuttuğun zaman Rabbini an ve ş�yle de: "Umulur ki Rabbim beni, doğruya daha yakın olana eriştirir."

 

Ben bunu mutlaka yarın yaparım deme. İnşaallah de. Umulur ki, Allah o yarınki işinden daha �nce senin işini yapar.

Evet. Şimdi sihirli s�zc�k İNŞAALLAH y�z�nden Hızır d�n�yor ve MUSA'yı alıyor "Y�r� başımın belası" diyerek g�t�r�yor.

Bu s�z�n tanımını şimdi ZAMAN YOLCULUĞU a�ısından comment edelim. Ama �nce sizler bunun alıştırmasını yapmalısınız.

 

<> Bir sorum var!

 

Sorabilirsiniz dostum.

 

<> Musa Hızır'a "Beni sabırlı bulacaksın" dedi. �� yerde itiraz etti. Bu itirazları sorgulama yani protest=haniflik olarak mı anlamalıyız?

 

Şimdi aslında "D�ş �n�me gidelim" dediğinde, Hızır as. Musa'ya �� değil sonsuz kredi a�mıştı. Musa kendisini �� ile kısıtladı. Yani "Bu son olsun, wallahi ayrılacağız eğer bir daha işine karışırsam ve sonucu nedenden �nce d�ş�nmeyi başaracağım" dedi. Bunu az ilerleyen ayetlerde de yakalayacağız.

Burada sorun Haniflik değil. Tahkikat etmiyor Musa... Akil bir alim karşısında makul duracağına, ukala oluyor.

Musa deyip ge�me. Allah ona tecelli etmiştir. Kur'an'da adı en �ok ge�en peygamberdir. (28 kez) Musa Allah'ın sevgili kullarından elbette. Ama gel g�r ki, Rabbimiz Alim kulunu hi� bir el�isine değişmez.

Alim Allah'ımızın da adıdır.

Resulullah şimdiki Afgan halkına BU DİNİ GETİRMEDİ Mİ? Getirdi. CEHALETLE, Orta�ağ d�zeniyle geldi bu din Afgan semalarına.

Keşke bir de ALİMLERİ olsaydı... Bir tek alimcikleri...

Ne acıdır ki Afganistan tarihinde yanlışlıkla ve kaza eseri bir tek BİLGİN, BULUŞ sahibi �ıkmamıştır... Yani mesela bir tek Peştu, Pathan, Beluci, Dari, Tacik ve Hazari'den �rneğin basit bir konserve a�acağı bulan bile yok.

Ama Afganistan T�rkistanından İbni Sina (�zbektir) �ıkmıştır. Bug�n tıbbın birinci Master'i maestrosudur. Hipokrat bile ondan sonra ikincidir. Ne demek istediğim anlaşılıyor mu?

 

<> Asırlardır pislik yağıyor �zerlerine

<> Ap a�ık

 

Nasıl ki Boşnak kardeşimi tedbirsiz tevekk�l ile su�ladımsa, Resulullah �mmetinden olmakla bir Afgan kardeşimi de mazur g�remem...

 

<> D�nyanın %70 uyuşturucusunu taliban �retiyor

 

Hele Siyonistlerin taşeronu olan Usame 1000 Ladin'i asla... U�ağı ka�ır, masum yolcularla gir dev kent n�fusundaki binalara. Sonra da "Cihad ettim, şehid oldum" de... Kur'an'da �� AYRI AYET�� İNTİHAR�� edenin ebedi cehennemde kalacağını s�yl�yor. Ne şehidi? Ne intiharı?

Yine Hanif damarım kabardı ayran gibi...

 

<> Uyuşturucu hezeyanı... Zamanımızın Hasan Sabaht'ı Black Sabaht Ladin.

 

Evet D�nya uyuşturucusunun %74.52'si sadece ve sadece Puştu denen bir garip afgan milletinden gelir. Onlara Taleban da deniyor. Zaten Alamut Kalesi Esrarkeş Dervişler olayı yeni değil bir tarihin tekrarıdır. Tarihin biyoritmleri hep yinelenir.

Hasan Sabah Zaten Afganlılara �rnek olmuştur. Yani Taliban politikası o tarz �zerine kurulmuştur.

PKK da intihar eylemcilerine cesaret hapları hipnoz ila�ları ve bol miktarda (Tam uyuşmasın diye) dr�g iğneler veriyor. Onlar da pimi �ekip intihar ediyorlar.

"Devrim şehidleri, y�r�y�n cennete!" Eşek cennetine...

 

<> O vatansız yamyamlar da uyuşturucu pazarından palazlandılar.

 

Tabii, Hasan Sabah hi� �lmedi ki. Apo'nun Zap suyunda sulanmış 12 bin d�n�m haşhaşin tarlaları [var], bunlarla TC ordusunu perperişan şehit ettiler.

Tarih devam ediyor. Yarın da birileri �ıkacaktır. Onlar da Hasan Sabah'ın haşhaşinleri olacaklardır.

(Hi� değilse bu işi Siyonistler sinsice yapıyorlar. Avrupa'da mahalle aralarında ayak�ılara sattırıyorlar ve oradan kara bir gelir buluyorlar.) Ama Usame 1000 Ladin gibi 200'l�ler ise o siyonistlerin adamları, taşeronları... S�zde m�sl�manlar...

Bir site poll [anket] yapmış, katılım �ok y�ksek ve katılımı en y�ksek parti ise SA+AK parti. (1277) partili, y�zde 65'i USAME BİN LADİN taraftarı. Buyrun buradan yakın.

Kahrolsun Amerika diyorlar. Ben Amerikancı değilim ama NATO �rneğinde verdiğim gibi BİRİLERİ DE BİZİMLE DOSTANEA N L A Ş M A L A R Asahipler.

İnanmayan a�sın Ali İmran ayetlerine baksın...

Mason Lions ve Rotaryenler i�in de Ali İmran 100. ayet var. Bir yazın bakalım ne diyor?

 

<> Allah adını siyasete alet edenleri �arpar... o şarlatanları da �arpar inşaAllah

 

Amin �arpılsınlar.

 

<> 3-Ali İmran/100: Ey iman edenler, eğer o kitap verilenlerden her hangi bir gruba uyarsanız, sizi inandıktan sonra d�nd�r�r kafir ederler.

 

Burada bildirilenler, Mason vb. olanlar, o kl�plere girenler. Yani İ�İMİZDEN birileri. Onlara uyan birileri. Onlar ehli kitaptan, Yani TEVRAT'tan. Siyonizm Tevrat'a ve Masonluk da Tevrat hermetik ve rit�ellerine d�n�k değil mi?

G�r�yor musunuz ayette apa�ık masonluğu? G�r�yor musunuz?

 

<> Evet, gruplar

 

100. ayet bunu apa�ık anlatıyor. Ali İmran=İmran Ailesi. İşte bu sure i�inde �ok sayıda AİLE var. Onların derneklerinde �ye olanlar. 101. ayet de onlara ait. Hatta Allah orada onların "İslam k�kenli" olduklarını ve Resulullah'ın kalplerinde olduğu halde nasıl ihanet ederler diye soruyor.

 

<> 3-Ali İmran/101: �n�n�zde Allah'ın ayetleri okunurken ve aranızda O'nun el�isi var iken, sizler nasıl olur da inkara d�nersiniz? Oysa her kim Allah'a sıkıca tutunursa, o kesinlikle bir doğru yola �ıkarılmıştır.

 

102, 103, 104 ise BİZ HANİFLERİN DOĞU KANADI.

 

<> 3-Ali İmran/102: Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkmak gerekiyorsa �yle korkup gerektiği gibi sakının ve ancak m�sl�man olarak can verin.

<> 3-Ali İmran/103: Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı tutunun, ayrılığa d�şmeyin ve Allah'ın �zerinizdeki nimetini d�ş�n�n. Sizler birbirinizin d�şmanları iken O, sizin kalplerinizde bir uzlaştırma meydana getirdi ve O'nun nimeti sayesinde uyanıp kardeş oldunuz. Bir de siz, bir ateş �ukurunun tam kenarında bulunuyordunuz ve O, sizi tutup ondan kurtardı. Şimdi Allah'a doğru gidebilmeniz i�in, size ayetlerini b�yle a�ıklıyor.

<> 3-Ali İmran/104: Bir de sizlerden, iyiliğe �ağıran, doğruyu emreden, k�t�l�kten alıkoyan, �nde gider bir topluluk bulunsun! İşte arzularına erecek olanlar, onlardır.

 

105 ve 106 B�t�n MEZHEB KURUCULARININ ve Mezheb imamlarının ve bunların peşinden giderek, mezhebini dininden �ok sevenlerin kardeşleridir.

 

<> 3-Ali İmran/105: Sakın kendilerine a�ık deliller geldikten sonra ayrılık �ıkarıp anlaşmazlığa d�şenler gibi olmayın! Onlara b�y�k bir azap vardır.

<> 3-Ali İmran/106: O kimi y�zlerin ağaracağı, kimi y�zlerin kararacağı g�nde, y�zleri kara �ıkanlara, "İnandıktan sonra inkar ettiniz �yle mi? O halde nank�rl�k etmenizin cezası olarak azabı tadın" denilecek.

 

107'den 110'un ilk b�l�m�ne kadar SAHABE (Asrı Saadet=Asr suresi, Resulullah'ın arkadaşları) adresleniyor.

 

<> 3-Ali İmran/107: Fakat y�zleri ak olanlar, hep Allah'ın rahmeti i�inde olacaklar ve sonsuza dek onun i�inde kalacaklardır.

<> 3-Ali İmran/108: İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir. Onları sana hak sebebiyle okuyoruz. Yoksa Allah, alemlere hi�bir haksızlık yapmak istemez.

<> 3-Ali İmran/109: G�klerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır ve b�t�n işler, Allah'a d�nd�r�l�r.

 

110'un bir b�l�m� ise, 112 sonuna kadar Sırp dediğimiz Batıl Batılıları anlatıyordu.

 

<> 3-Ali İmran/110: Siz insanlar i�in �ıkarılmış �mmetlerin en hayırlısı olmak �zere yaratıldınız. İyiliğin yapılmasını emreder, k�t�l�ğ�n yapılmasını yasaklarsınız ve Allah'a inanır iman getirirsiniz. Kitap verilenler de inansalardı, haklarında hayırlı olurdu. İ�lerinde inananlar varsa da, pek �oğu dinden �ıkmış fasıklardır.

<> 3-Ali İmran/111: Onlar, incitmekten başka, size bir zarar veremezler. Sizinle savaşa koyulurlarsa, geri d�n�p ka�arlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

<> 3-Ali İmran/112: Nerede bulunursalar, al�aklık damgası altında kalmaya mahkumdurlar; meğer ki Allah'ın himayesine ve inananların himayesine sığınmış olsunlar. Onlar, d�ne dolaşa Allah'ın hışmına uğradılar ve miskinlik altında ezilmeye mahkum kaldılar. ��nk� onlar, Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar ve peygamberleri bile bile �ld�r�yorlardı. ��nk� baş kaldırmışlardı ve aşırı gidiyorlardı.

 

113-114-115 ise BATILI M�SL�MANLARI anlatıyor, Batılı Hanifleri resmen ve apa�ık adresliyordu.

 

<> 3-Ali İmran/113: Hepsi bir değildir. Kitap verilenler i�inde, gece vakitlerinde Allah'ın ayetlerini okuyup secdeye kapanan doğru bir topluluk vardır.

<> 3-Ali İmran/114: Allah'a, ahiren g�n�ne inanır, iyiliği emreder, k�t�l�kten vazge�irmeye �alışırlar ve hayırlara koşuşurlar. İşte onlar, iyi kimselerdendirler.

<> 3-Ali İmran/115: Ne hayır işlerlerse, asla karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini �ok iyi bilir.

 

116-121 ise maalesef, bizim sevdiğimiz, anketlerde alkışladığımız, �ok sevdiğimiz, oy verdiğimiz, şeriatını istediğimiz S�FYANİLERİN adresidir. 116-121 bu al�akları adreslemektedir.

 

<> 3-Ali İmran/116: İnkar eden kimselerin malları ve �ocukları, Allah'tan yana, onlara bir fayda vermeyecektir. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada temellidirler.

 

116'da İslami sermaye anlatılıyor... Haşhaş afyon falan 117'de Savaş r�zgarları anlatılıyor Taliban'ın.

 

<> 3-Ali İmran/117: Bu d�nya hayatında sarf ettiklerinin durumu, kendilerine zulmeden kimselerin ekinlerine isabetle kavurup mahveden soğuk bir r�zgarın durumu gibidir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine yazık ettiler.

 

118'e bakın. Şu ardında namaz kıldığımız o sevimli imamı g�receksiniz. Hani mahalle camimizin imamı...

 

<> 3-Ali İmran/118: Ey inananlar! Sizden olmayanı sırdaş edinmeyin, onlar sizi şaşırtmaktan geri durmazlar, sıkıntıya d�şmenizi isterler. Onların �fkesi ağızlarından taşmaktadır, kalplerinin gizlediği ise daha b�y�kt�r. Eğer aklediyorsanız, ş�phesiz size ayetleri a�ıkladık.

 

Hani her derdimizi a�tığımız, "Hocam Kur'an ş�yle diyor ama siz hutbede b�yle diyorsunuz" diye sırdaş edindiğiniz imam ya da benzerlerinin size 200'l� davrandığını g�rebilirsiniz. "Sen haklısın" der, "Kur'an doğru s�yl�yor" der. Seni şaşırtır, sıkıntıya d�şmeni ister.

Cemaatini korumak i�in seni karşısına alır, verir veriştirir, �fkesi ağzından taşar. Kalplerinde gizledikleri HizbulVAHŞET ise daha korkun�tur.

Ve 119. ayeti yazalım.

 

<> 3-Ali İmran/119: İşte siz, onlar sizi sevmezken onları seven ve kitapların b�t�n�ne inanan kimselersiniz. Size rastladıkları zaman, "İnandık" derler, yalnız kaldıklarında da, size �fkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: "�fkenizden �atlayın." Allah, kalplerde olanı bilir.

 

Ve Ben o imamları, o cemaati, semtimin b�t�n camilerinin sakinlerini halen �ok seviyorum.

Onlara, "Hoca, M�ezzin, ya da ey Nur evinin �ğretmeni, bakın ayet ne diyor siz ne diyorsunuz?" diyorum. Resmen, "Hans hocam, siz mutlaka Kur'an ve Arap�ayı hepimizden �ok biliyorsunuz kitap dediğinizi yazıyor" diyorlar.

Ve hemen cemaatlerine yetişiyorlar: "Yaw Hans yeni bir din kuruyor. Kur'an'a dalmış gitmiş. Hadislerden bir tekini bile okumadı bize, bunun yerine y�z ayeti anlattı. Resulullah d�şmanı bu adam, bu adam CIA ajanı. Bu Hans dinimizi bozmaya g�nderilmiş bir Casus, Papa'nın �ğrencisi."

Onlar yalnız kaldıklarında, benim hakkımda bunları konuşuyorlar... Veya siz Hanifler hakkında...

Siz de ayet okusanız, "Hadisler n'oldu?" diye soracaklardır.

"Cuma g�n� tatil yapılmaz HARAMDIR" deseniz, "YOK YA! Bir milyar m�sl�man tatil yapıyor, sen mi akıllısın?" diye soruyorlar.

Ayeti a�ıp g�steriyoruz "Bunu Allah s�yl�yor" diye...

Yanıtları şu: "Sen 1400 yıldır atalarımızdan daha mı iyi biliyorsun? Topu topu 37 yıldır m�sl�mansın. Benim b�y�k dedem şeyh�lislamdı, dedem de �nl� bir tarikat şeyhi. Hans efendi biz kuşaklar boyu m�sl�manız. Sen şurada 37 yılda, dinimizi bize satıyorsun ha?"

 

<> 2-Bakara/170: Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde, "Hayır! Biz, atalarımızı �zerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve g�zele ulaşamıyor idiyseler!?

 

Hem ;-) hem de :=(((

Konu şu: Yaşar Nuri de benim bilin�li Millennium/Milad telemessage'ların bir şekilde random alıcısı. ��nk� benzer fikirler birbiriyle rezone olurlar, rezonans oluştururlar. Durup dururken bazı şeyleri a�maya başladı. Haniflik ağırlıklı, ama bir o kadar da SAĞIRlıklı laflar ediyor.

Hani �rneksedim ya, Zweig'a g�nderilen teletense mesajları bir şekilde James Joyce alıyordu ya �� kuark meselesi... Ya da birbirini tanımayan Weinberg ve Abdusselam'ın BOZONLARI bulması rastlantıları... Kendini istemeden Joyce gibi Milat telemesajlarına kaptırdı.

Gurdjieff gibi tam anlamıyor ama Ouspenski gibi "Yarım yamalak" esintilerini s�yl�yor. Bundan daha ileri gidersem, �zt�rk hakkında dedikodu olur. Benim aylar �nce yazdığım ve s�ylediğim şeyleri bir bir yeni kitabına almış. Hayırdır inşaallah.

Dileyen girip okuyor sitemizi ve haber grubumuzu. Sonra bir başka forumda g�r�yorum. Bizim yazıya biri kendi imzasını atmış yayınlıyor.

 

<> Bence de bir şekilde sizden besleniyor ama kapasitesi hepsini kaldırmadığı i�in bu kadar �ıkıyor.

 

Evet.

"Yaşar Nuri'nin �ok saf biri olduğunu 1997 yılında �ğrendim. O zaman Hans takma adını kullanan kişiyi programında �vm�şt�. Bilimsel konulara olan yabancılığı y�z�nden onun iddialarını değerlendirebilecek g�ce sahip değildi. Nitekim, basında ve diğer TV kanallarında Hans'ın ger�ek y�z�n� a�ıklayan ve Yaşar'ı eleştiren yayınlardan sonra panik i�inde d�zenlediği programa beni de �ağırmıştı. O programda Hans'ın kitaplarındaki falcılık, bur�lardan kade

YN� az kalsın kendini mehdi ilan edecekti. Bir makalesinde bir "�ıplak uyarıcı"dan bahsetmişti, bu �ıplak uyarıcının doğum tarihi de nedense kendisininkiyle aynı idi. Basın uyanmaya başlayınca hemen �ark edip pa�ayı kurtardı. Basın biraz sabredip azıcık daha ileri gitmesine fırsat verseydi YNO efendi aynen iskender evrenosoğlu denen sahte peygamberin durumuna d�şecek, 3-5 ağzı a�ık ayran delisi hari� herkesin maskarası olacaktı.

Ailem kendisini şahsen tanıdığı ve ne menem biri olduğunu bu nedenle iyi bildiğim i�in, ben kendi adıma bir tek kelimesine bile inanmam o adamın.

Şifre: Bu Mesaja Gelen Cevaplar. Re: şu ailenin bildikleri nedir biz de bilelim...??? (okunma miktarı: 26) ikiz -- Cuma, 19 Ekim 2001, 9:34 a.m. T�rk�e Forum 39:18"

 

Yaşar Nuri benim arkadaşım. Sordum "Seni ailece tanıyan ve şu anda Amerika'da bilgisayar işinde �alışan bir programcı hanım var mı, ailece g�r�şt�ğ�n�z?" Adıyla sanıyla s�yledi.

Bu "corrosive" nick'li kadın, �ok kompleksli. Yaşar bey ve benim eşlerimizin �ok gen� olmasını bir SAPIKLIK olarak g�r�yor. Dolayısıyla Resulullah'ın vefatında hen�z 15 yaşında olan eşi Aişe'yi de...

 

<> Adem'in yaratılışı yazınız vardı, devam edecek mi?

 

Neden etmesin? Bende evrensel sırlar var. �yle bir yazıya sığmaz.

 

<> ZipZap d�nemi matematiksel, fiziksel form�ller, alanlarla ilgili ne zaman yazacaksınız?

 

Onlar i�in koordinasyondayım. Ş�yle ki: Cebire 6. derece ve Cebir skalasına somut-soyut sayı �iftinden başka bir de DİK bir eksen geliyor. Bunlar az bu�uk şeyler değil. K�b bir cebir duydun mu?

 

<> Yani x, yi ve zj mi? x=reel, yi=ysqrt(-1), zj=?

<> Kur'an'daki geometri konusunu ne zaman a�acaksınız?

 

Kur'an'da Matematik=RAKAM =�� RAKİM'dir. Kur'an'daki Geometri de�� KEHF'tir.

 

<> Kehf=Topoloji demiştiniz yanılmıyorsam

 

Kehf (İngilizcesi Cave, fransızcası da aynı. Mağara, oyuk vb. demek. Topoloji demek falan filan.)

 

Kehf/Kavern/Cave, Sankrit�e. Mesela biberin i�ini oymak "kava", biber dolması "kofik".

 

<> Peki Kur'an'daki geometrik sistem nasıldır?

 

Onu anlatmayı denedim. Chatlerimden birini bulup okursan. Bir vefk �izdirip bunun Matriss'ini KEHF'e yani ışınsal a�ılıma uyarlamaya kalktım. Ama �izimi herkes anlayamadığı i�in, o konuyu kapattık. Yani bir dahaki sefere bir şey �izip onu scan edip sizlere g�ndermek gerekiyor.

 

<> Bu konuda makale yazıp siteye assanız?

 

Makalelere hen�z izin �ıkmadı. ��nk� grup i�inde �ok kişi sapır sapır d�k�lecek. Namazı anlatmaya kalktığımda �ok kişi gitmiş olacak...

 

<> 5'ten 3'e indi namaz vakitleri, tabiki �zerinde �ok d�ş�n�lmesi gereken bir şey

<> Hem de 2 rekat :)

 

Daha yazmadım, neler var neler. Kur'an'daki namazın tam bi�imi Hem şaşıracaksınız, bu din ne kadar kolaymış, hem de �z�leceksiniz, bu kadar emeğimize noldu? diye.

 

<> Peki neden bu daha �nceleri g�r�lmemiş ki, yani nedir bizim ayrıcalığımız?

 

Bunun sizinle ilgisi yok. Bu bir strateji meselesiydi. Biz Hanifler �OK AZ VE �OK GİZLİ İDİK.

Bizim dışımızda ise iki tip İslam vardı:

1. HADİS İSLAM

2. HAFİF İSLAM

Yani biz HANİF olduğumuzu a�ıklayana kadar kimsenin haberi yoktu. Bir yanda S�fyaniler, bir yanda da Hafif m�sl�manlar.

Biz HAFİF kanada dokunmuyorduk. Daha �nce de yazdığım gibi iki t�rl� yanıt veriyorduk:

1. İslam'a g�re Namaz 5 vakittir.

2. Kur'an'a g�re namaz 3 vakittir.

(3. Hadislere g�re ise 11 vakit. Sabah ile �ğlen arasında Duha namazı var. Geceleyin de biri vitir biri teşehh�t olan �� namaz var. Gece uyuma namaz kıl hesabına getirmek i�in, uyku s�resine tam �� vakit sığdırmışlar. Bir de Akşam var, etti d�rt vakit. �ğlen ve ikindi, kuşluk namazı, vecibe namazı (Bayram namazının kılındığı saatte kılınıyor), Kafayı yersin.

 

<> Bir de nafile ekledi mi :)

 

Nafile, mendup, m�stehab, bunlar başka başka namazlar. Daha Terahiv namazı falan var. �� aylarda 90 g�n oru� i�in evyabin namazı var. 90 cami gezeceksin, her cami i�in ikişer rekat mescidelhıyr namazı var.)

 

<> Milletin işi g�c� bırakıp namaz kılması gerekir o zaman ne �retim olur ne bir şey. Of of ne yapmışlar

 

Belli ki tarikatlara girmemişsin. Girseydin aklını oynatırdın.

 

<> Hocam duha evvabin zaten vakit namazı olarak ge�mişyor yanılıyor muyum?

 

Haklısın Kur'an'da �� vakit ge�en namazı s�nnettir diye beşe daha sonra sıkı s�nnettir şefaattir diyerek 6=Vitir, 7=Kuşluk vb. diye diye abarttılar.

��nk� Hadis �ok �nemli: "55 Vakitti, Allah onu BEŞ vakte indirdi"

Nasıl oluyorsa? Bir kere �� vakitten beş vakite İNMEZ, aklın yolu bir, �IKILIR demek gerekir.

 

<> Mira� esnasında Davud'la g�r�şm�ş ve bunu �ok bulacaklarından dolayı azalttırmışmış?

 

O kişi Musa. Bir rivayete g�re de İsa. Bir rivayete g�re ise İbrahim imiş.

 

<> Kalbiyle inanıp m�sl�man olmadıktan sonra ne faydası olur? Sevap işleyelim diye zul�m ediyorlardı

 

M�sl�manlar=ZALİM'dir. Ama M�sl�manlık=SALİM'dir. İslamiyet bir KURUM'dur, onu temsil edemeyenler ise kurumun karalekesidir. Dolayısıyla M�sl�manlar=Zalim, M�sl�manlık=Salim'dir. (Salim, selam=BARIŞ demek, biliyorsunuz.)

 

<> Hepinize iyi geceler

 

Saat iki ben de iyi geceler diyeyim mi?

 

<> Siz bilirsiniz

<> "YaRLiGaYaN" ne anlama gelir, Arap�a olduğunu s�ylemişlerdi?

<> Bana daha �ok t�rk�e gibi geliyor

 

Yumuşak g var mı (Ğayn) yani Yarlığayan mı? Arap�a harfler kapital olanlar mı? YRLGYN k�k harfler bunlar mı?

Arap�a b�yle bir kelime yok. Ama eğer Yarlığayan ise o �zt�rk�ede (Oğuzca'da ve Hunca'da var) Yarlığanmak, Bağışlanmak. Yarlığan Bağışlayan. Yarlığa (Hunca) = Acıyan, merhamet eden.

 

<> Yarlıganmak=Yargılanmak?

 

Hayır Yargılanmak başka.

Bir de şu olabilir: Eğer t�rk�edeki meşhur bir dilemma vardır. O ise o zaman Yasavul (Yasa yapıcı, yasa koyucu, G�kt�rk�e.)

 

<> Web'de search ettiğimde, Tevbe suresinde bir yerde vardı.

 

O T�rk�e'dir. Yani Kur'an'da "Ya Rabbi bizi Yarlığa=Bağışla" gibi meali �zt�rk�e yazmışlardır. Web Search'de de onu bulmuşsundur.

 

<> cevaplarınız i�in teşekk�rler. Hepinize iyi geceler

 

Size de.

 

<> Tevbe suresinde, "yargılayan"ın yanlış yazılmışı!

 

Bu arada son bir s�z. Kur'an'ın mealinde Yarlığan=Bağışlayan olarak Diyanet tarafından yazılmış. Bunun karşılığı Yasavul. Ş�yle ki bağışlayanın tersine bağışlamayan (Ama adalet d�zeyinde bağışlamayan. Mesela Savcı bağışlamaz. Avukat da bağışlanmak dilenir gibi.)

T�rk�e'de bu hep vardır. Mesela iki isim: Durmuş ve Satılmış. Bunlar iki erkek ismidir ve Tarihi ise ta Y�e�ilere kadar dayanır. Merak ettiniz mi?

 

<> Evet

 

Bilirsiniz t�rkler asker-millet/ordu-millet. �inlere bahar akınında gidildiğinde ailenin iki �ocuğundan biri mecburi askere alınırdı. Satılmış giden �ocuk, Durmuş ise kalan �ocuk. Evde babanın yerine aday olan durmuş, diğeri ise satılmıştır. Kıp�ak�a'da Turmış ve Satı. (�ağatayca anlamında Kıp�ak�a diyorum.)

 

Arkadaşlar ayrılmalıyım. Evimizde şu anda yatılı misafir var. Adamcağız ilgisizlikten helak oldu. Ben gittim. Allah'a emanet olunuz.

 

<> Siz de

<> G�le g�le