Chat n° 008 - Tarih: 12 ekim 2001

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] Kaptan aiberg nickiyle bağlandı

 

Misafirler ve özellerde yazışıp ancak geldim. Özelleri gerekmedikçe az tutalım lütfen, bazen on özel açılıyor, kanaldakiler bekliyor.

 

<> Neden eli boş geldiniz?

 

Elim boş, beynim dolu. (Reklamları izlediniz) Şimdi haberler.

 

<> Eyvallah

 

Konu??????????

 

<> Yayınlanamayan kitaplarınız

 

Onlar yılbaşından itibaren yayınlanacaklar.

 

[] 2017 notu: Bazı olumsuz nedenlerden dolayı bu yayınlar yapılamadı

<> yayınevi belli mi?

 

E tv yayınevi oluyor.

 

<> konu mirac, yarın gece mirac kandili

<> Namaz konusu

 

Konuyu anlaşınız arkadaşlar. Aynı anda hepsini anlatamam.

 

<> Gerçekten de tek konu seçilmeli

<> Acaba namaz konusuna değinecek miyiz?

 

Diyorum ki "Hangi konu olacağını" bir anlaşın. Mirac mı, Namaz mı? Başka bir şey mi?

 

<> Atatürk ve Saidi Nursi'nin arasındaki bağlantıyı anlatır mısınız?

<> Arkadaşlar ne arzu ederlerse

<> Ben namaz konusunda diretmiyorum sonra da olabilir

 

Konuda anlaşın istediğinizi anlatayım. Benimle değil aranızda anlaşmanız gerekiyor.

 

<> Çoğunluk miraç demişti?

<> Yarın gece kandil çünkü

 

Pekiyi, vakit el verdikçe önce Mirac. Sonra Namaz, Atatürk ve Saidi Nursi, sırayla gideriz. Yalnız her zamanki gibi şok olmaya hazırlanınız. Çünkü söyleyeceklerim iç açıcı olmayacaktır.

Kur'an'da bir tek GECE vardır: Leyle-i Kadir. Diğerleri yoktur ve kitabın hiçbir ayetinde misal içinde bile yer almaz.

İnna=Biz

Enzelna=İndirdik

hu=Onu

Leyle tül=Gecesi

Kadr=Kadir

we ma Edrake?=İdrak ediyor musunuz?

ma leyletül Kadr=Kadir gecesini

Tenezzelül Melaikete...

Melekler ve Ruh o gece tan yeri ağarana kadar inerler.

Bir şenliktir...

İşte bir tek gece vardır, o da budur. Kur'an'da başka hiçbir gece yoktur.

Kadir gecesi, birbirine en yakın iki galaksinin, birbiri üzerinde "TUTULUMU" olur. Bir örnek, ellerinizi çapraz olarak üstüste koyun. Yani çarpı gibi olsun. Sonra ellerinizi çevirip, üstüste getiriniz. İki eliniz tamamen üstüste çakışmış olacaktır. Bunu anlatabildim mi?

 

<> Elbette

 

Tutulum budur.

Allah her şeyi çift yaratmıştır. Güneşimizin de ikizi vardır. (Büyük olduğundan karadelik olarak çöktü. Şimdiki güneşimiz onun bir uydusu durumunda)

Samanyolu galaksimizin de tıpatıp ikizi var. Adı Andromeda. Bizimki gibi 8 kollu, bize en yakın ikinci galaksi, fırıldaklar her 354 günde bir kere bizimkilerle üstüste gelmektedir.

Kadir gecesi odur ki, iki elin birbirine tıpatıp üstüste gelme günüdür.

İçinizden KONDANSATÖR ilkesini anımsayacaklarınız olacaktır. Kondansatörde, bildiğiniz gibi radyo potansiyometresi esasına dayalı bir prensip vardır. Donanım sabittir, ama öteki değişkendir, yani manuel olarak çevirince, kondansatör plakalarının "Alanlarının" değişmesine küçülüp, büyümesine göre "Radyo istasyonlarını" bulursunuz. Şu band şu metrede filan radyo istasyonunu bulmak gibi.

Hatırladınız mı?

 

<> evet

 

Kondansatörde yalıtkan sabit tabakalar arasında döner pozisyondaki tabakalar, akımın şiddetini değiştirerek istasyonu bulmaktadır.

Akım, yalıtkanlar hiç yokmuş gibi, şiddeti ne olursa olsun geçer gider ama asla yalıtkanlara zarar vermez.

Bizleri 300-400 volt çarpar ve öldürür. Ama yüzbin volt, milyon volt gibi elektrik akımları öldürmez, adam yerine koymaz bizi, bize dokunmadan geçer gider. Bu da "İnsanın kondansatör" prensibidir.

"Dedik ki, ey ateş İbrahim için serin ol!" Bu ayeti biliyoruz değil mi? Hz. İbrahim'i ateş yakmamıştı.

 

<> Tabii ki...

 

Şimdi yakmayan ateşlerden söz edelim.

Bir gemi yolunda giderken, birden magnetik bir deşarj ile vuruluyor. Sonra o gemiyi terk edilmiş başıboş buluyorsunuz. İnsanlar da yok ortada? Kahve fincanları sıcak, sigaralar yarım ve fakat İNSANLAR YOK, acaba nereye gittiler?????

 

<> Bermuda'da kaybolan gemiler, şeytan üçgenleri

 

Şimdi bunun laboratuar deneyini yapalım. Bir çelik gemiye bir kentin elektriğini verdiğinizde elektrik alanı kuşatan dev bir magnetik alan oluşur. Bu elektrik yakmayan öldürmeyen ateştir. Çünkü tayfalara bir şey olmaz. (Olursa da kısmen görünmez olurlar, 6 ay kadar donup kalırlar vb.) Bu olayı da hatırlıyoruz değil mi?

 

<> Elektrik alanı içindeki E alanın değeri sıfırdır.

 

Evet dediğiniz gibi.

 

<> Filadelfia deneyi...

 

Evet Philadelphia deneyi.

Elektriğin olmadığı bir kaç bölge sayabiliriz:

Kondansatör

Armatür halkaları

Elektrik kaplı bir kürenin İÇİ

 

<> Stroboskopun içi mesela

 

Dinamo halkasının içi ve stroboskop küreleri vb.

Biraz biraz EMİN BÖLGE ne demek, anlar gibi miyiz?

 

<> biraz biraz

<> evet

 

Kur'an'da bu fenomenlerin MİSALİ "Ey ateş serin ol" ayetiyle genellenebilir.

 

<> Gemiyi saran bir sarmala mı elektrik verilmişti?

 

Sfenoid dev bobinlere elektrik verilmişti.

Şimdi gelelim iki TABAKAYA, biri Samanyolu, diğeri Andromeda. Kondansatör prensibiyle dönüyorlar. (Uzayın genişlemesi nabız gibi atma ve bu arada galaksilerin rotasyon yapması, fırıldak gibi dönmesi aslına göredir.)

Paralaks denen bir tür açı ölçme yöntemiyle, bu burgu hareketleri sırasında ikiz galaksiler birbirlerini eşit bir çift tabaka gibi kullanırlar. Aradaki uzay ise yalıtkandır. Elektrik akımının ise bir yönü vardır. Bu yönü Ankebut suresinde bulabilirsiniz. 48. ayet.

 

<> 29-Ankebut/48: Sen bundan önce, ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı.

 

Burada önemli bir SÖZ atlanmıştır. Hangi el? Başka bir meal bulacak olan var mı?

 

<> bizde var

 

Siz o zaman lütfen Ankebut-48'i yazınız.

 

<> sağ el

<> 29-Ankebut/48: Sen ondan önce ne bir kitap okuyordun, ne de onu sağ elinle yazıyordun. Eğer böyle olsaydı batılcılar şüphe ederdi.

<> 29-Ankebut/48: Sen daha önce bir kitaptan okumuş ve sağ elinle de onu yazmış değildin. Öyle olsaydı, batıl söze uyanlar şüpheye düşerlerdi.

 

"Bi YEMİNike". Yani "sağ elin ile" diyor ayet. Fark ettiniz mi????

 

<> evet

<> 29-Ankebut/48: And thou wast not (able) to recite a Book before this (Book came), nor art thou (able) to transcribe it with thy right hands: in that case, indeed, would the talkers of vanities have doubted.

 

Evet sağ el gördüğünüz gibi var. Bunun anlamı, solak çocuklarımızı dövmek değil. Elektrikteki sağ el kaidesini anımsıyor musunuz????

 

<> evet

 

Andromeda üste gelince, Samanyolu da altında olunca, Andromeda üstündeki rahmani vibrasyonlar, birbiriyle çakışan iki elin parmakları arasından inerler. Bu iniş Sağ el kaidesine göredir. Yani akımın yönünde yayan (Emisyon eden) kutup Andromeda ve absorb eden (Soğuran) kutup ise akımın yönü belli olmaktadır. Andromeda'dan bize "Bir şeyler" inmektedir.

 

<> Rahmani vibrasyon? Melaike ve Ruh

 

İki galaksi tutulum halindeyken,

Melaike=Takyonlar

Melaike=Melei Ala (Rahmani titreşimler)

Melaike=Işıktan hızlı titreşen vibrasyonlar (Esir, etherodynamics)

Melei Ala'lar dizgesi.

RUH=Ayrı bir günün ayrı bir konusu.

Bu kısımda sorulacakları bitirince Kadir gecesine geçebilirim.

Evet sorular????

 

<> Andromeda'dan bize gelecekten haber mi gelmekte?

 

Hayır. Mele-i Ala'nın doğası gereği, meleklerin yarını bizim dünümüz, takyonların dünü ise bizim yarınımız oluyor.

 

<> Montauk'tan bahseder misiniz?

 

Montauk ayrı bir konu. Sorular derken, ben bu ilk bölümle ilgili sorulardan söz ettim. Kondansatör plaketleriyle galaksilere geldik ve iki galaksinin tutulumunu anlattık.

 

<> Melei Ala'lar dizgesi ne demek?

 

Mele-i alalar dizgesi, bir galaksideki, magnetik alan (Bizdeki güneş magnetosferi) sistemin tümünün "Ortalama/Averaj" magnetik haritası demektir. Bu muhteşem bir haritadır. Anaforlar denizi gibi. O yüzden hiçbir şey diğerini tedirgin etmeden kendi yörüngesinde seyreder.

Ama uzay boşluğundaki magnetik helislerin (Kıvırılı tünel ağzının boyutlarının) öyle bir gücü vardır ki inanılmaz.

Zaten Worm Hole=Kurtçuk deliği denen şeyler de bunların bize magnetik alanlar olarak girişiminden başka bir şey değildir.

Uzay boş değildir. Gök ve yer arasındakileri görebilseydik küçük dilimizi yutardık.

 

<> Kozmik ışınlar olabilir mi?

 

Kozmik ışınlar Kur'an'da ŞIHAB kelimesiyle anlatılıyor.

 

<> "Andromeda'dan bize "Bir şeyler" inmektedir." Bu inenler nedir açıklayabilir misiniz?

 

Evet bize neler neler iniyor. Ama Kadir suresinde "Kur'an'ı" indirdik demiyor, "ONU indirdik" diyor.

Kadir suresinin yazılmasını rica etsem?

 

<> 97-Kadir/1: Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.

<> 97-Kadir/2: Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin?

<> 97-Kadir/3: Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

<> 97-Kadir/4: Melekler ve Ruh o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler.

<> 97-Kadir/5: O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selamettir.

 

Birinci ayete bakarsanız "Onu" diyor, "Kur'an'ı" demiyor. Kur'an'ı yakıştıran biziz.

Bunu yalanlayabiliriz. Madem Kur'an geceleyin indi. İlk 5 ayet niçin öğleden sonra Hira dağındaki mağarada indi? Yoksa Cebrail as.ın rötarı mı var. :-) Yorum bekliyorum.

 

<> inen melekler ve ruh mu?

 

Yorumu şu konuda bekliyorum: Gece Kur'an indiyse ilk ayet niçin öğlen siestasında indi "Oku" diye? Bunun yorumunu bekliyorum.

 

<> Doğru, Kuran tek parça inmedi

 

Demek ki, Kur'an ilk kez bir öğlen üzeri (Salatı vusta'da) indi. Ama burada sözü edilen BİR GECE. Bunun Kur'an ile bağlantısı nedir? Yorum???

 

<> Kuran'ın ilk indiği gün Kadir gecesinin gündüzünde olamaz mı?

 

Tehir, rötar yoktur bu işlerde.

 

<> GECE nedir onun bilinmesi lazım

 

Gece=Dişi=N kutbu=Soğuran, yutan, absorbe eden kutup demektir.

Gündüz=Faz ise, Gece=Toprak olarak düşünülmeli, çünkü SAĞ EL kaidesi burada çalışmaktadır. Biz toprak (gece) oluyoruz. Biz N kutbuyuz. S kutbundan bize bir şeyler iniyor.

Mıknatısı hatırladık mı?

 

<> O zaman burada anlatılan Kuran değil.

 

Evet burada anlatılan Kur'an değil, bir kozmik sistem. Zaten ayetin tamamı MİSAL, yani müteşabihdir. 1000 ay gibi??? Bin ay'ı 12'ye bölerseniz, 83 küsur yıl çıkar. Bunun için de yorum isterdim.

???? Siz durunca kendimi offline hissediyorum.

 

<> 12 niye?

 

1000 ay. 12 ay bir yıl etmez mi, onun için 12'ye bölüp kaç sene ettiğini buluyoruz.

 

<> nuhun gemisine binen insan sayısı

<> 83 yıl

 

İşte bunlar cifir sayılarıdır. Yasin suresinin ayet sayısı, Nuh'un yolcularının sayısı. Tam 7 yorumu var.

19 sayısı da 83 gibi bir asal sayıdır. O da Müddesir suresinde geçiyor. Sanırım 30. ayette falan, bir bakar mısınız, zahmet olmazsa?

 

<> 74-Müddesir/24: "Bu (Kur'an) " dedi, "olsa olsa nakledilen bir sihirdir."

<> 74-Müddesir/25: "Bu, insan sözünden başka bir şey değil."

<> 74-Müddesir/26: Ben onu sekara sokacağım.

<> 74-Müddesir/27: Sen biliyor musun sekar nedir?

<> 74-Müddesir/28: Hem (bütün bedeni helak eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o.

<> 74-Müddesir/29: İnsanın derisini kavurur.

<> 74-Müddesir/30: Üzerinde ondokuz vardır.

 

"Üzerinde" demiyor, "O'nda 19 vardır" diyor.

 

<> "sen biliyor musun sekar nedir?" Ben bilmiyorum

 

Sekar, Cehennem bir kazan ise, insanlar içinde ama, Sekar, doğrudan kazanın dışındaki ateşin olduğu yer demektir.

Yani kaynar suya elinizi sokarsanız HAŞLANIR ama, elinizi kaynayan tencerenin altındaki ateşe sokarsanız, haşlanmaz kavrulursunuz. Sekar bu demek.

 

<> Yani -1 K

 

Evet eksi Kelvin derece.

Burada Sekar'ı konuşmuyoruz. "Onda 19 vardır" diyor, bunu konuşalım. "Üzerinde" demiyor, "Onda" diyor.

Biz "ONU" Kadir gecesi indirdik...

"ONDA" 19 vardır.

Dikkat ediniz, bir ayet eğer "Alime de misal verecekse" adını koymaz, "ONDA, ONU, ONDAN, ONA" der. Böylece muhkem olmaz ve müteşabih olur, Allah'ımızın üslubu böyle...

Biz cifir'i analitik ederken, Hu=O gibi özne ve işaret sıfatlarını ve işaret ettiği ASAL sayıları kullanırız. Bu işin cifir yönü ve burada söz etmeyeceğiz.

1000 ay=83 yılın bilimsel açıklaması şudur: İki stroboskopu yaklaştırırsanız ne olur? Ark kıvılcım/şerrare sıçrar. Çünkü voltaj (Elektrik gerilim farkı) kapatılmak zorundadır.

Isı gibi çok sıcaktan, az sıcağa yayınım vardır. Yani yoğundan seyreğe doğru doğa sistemleri hareket halindedir. (Aslında bu zenginden yoksula gitmesi gereken ZEKAT da demektir)

Bunların felsefi yorumları bitmez de bitmez, Allah o gün sanki muslukları açmıştır. Yaptığınız bir güzel eylem 83 yıl ile çarpılıyor. Kıldığınız iki rekat namaz vb. hepsi katmerli bir BÜYÜTEÇ oluveriyor.

83 yıl aynı zamanda Uranüs'ün güneş çevresindeki turudur. (Bir yılı=83 yılımızdır.) Uranüs'ün (Ayetin 7 yorumuna göre) bir yorumu da Şi'ra'dır. Çünkü Satürn'den ötesi çıplak gözle görülmez. Teleskopla bulunan ilk gezegen Uranüs'tür.

 

<> Şira'nın Uranüs'le bağlantısı var mı?

 

Evet, Şira'nın 7 anlamından biri gezegen sayısının 7 tane olmadığını isbat etmesidir. Kur'an'da Hz. Yusuf "Güneşi, Ay'ı ve 12 kevkebi=Gezegeni bana secde ederken gördüm" diyor.

Dünya dahil şu anda 9 gezegen var. Pluton 6 milyar km ötede yani ışığı yok, bu yüzden bulunması 1935'lere kaldı.

Varın siz arkadaki üç gezegeni de (keşfi bekleniyor) hesaplayın. Bunun Tietz Baade diye bir hesap biçimi var. Bilen var mı?

 

<> evet ben biliyorum, titus-bode formülü

<> duymadım hiç

<n> Hocam bu formülün yanlışlığı ispatlandı

 

0-3-6-12-24-48-96- dizgesini aklınızda tutunuz. Bunun her birine 4 ekleyip, ona bölünüz.

0,4 (Merkür) - 0,7 (Venüs) - 1,0 (Dünya), yani 149 milyon km, yani Güneş ile aramızdaki uzaklık. Bu birim 1 olduğunda, Merkür'ün güneşe uzaklığı 0,4 birim oluyor.

 

<> 0.4-0.7-1-1.6-2.8-5.2-10

 

Evet 10 olan da URANÜS.

Formül yanlış mı?

 

<> [N] yanlış diyor

 

Neye yanlış diyor ki? Allah böyle dizmiş. [N] yanlış nerede?

 

<n> hocam deney verileri ile biraz sapma gösteriyor.

 

Biraz değil çok sapma gösteriyor. Ama TEMEL BU. Belkemiği bu yani. Mesela sisteme uymayan bir gezegen var ki parçalanmış. (Asteroid kuşağı deniyor)

 

<> Evet, doğru

 

Onun parçalanması 2,8'de yer alıyor. Mars ile Jüpiter arasında. "Orada bir gezegen olması gerekir" diyor Tietz (Latince Titus). Hakikaten o gezegen (Ama parçalanmış olarak) bulunuyor. Tietz o gezegenin adını bile Balance/Libra (Terazi burcu) diye koymuş.

 

<> Peki diğer gezegenler, Pluton filan?

 

Pluton en uzak gezegen değildir.

 

<> Şiron?

 

Chyron (Çayron okunur. Ahmed Hulusi İngilizce bilmediğinden, onu Şiron diye tutturdu gidiyor.) On km çapında bir göktaşı hız yitirip bize uydu olmuş, bunun gezegen sıfatı yok. A. Hulusi onu gezegen olarak tanımlıyor.

 

<> A.H. ingilizce bilmiyor mu, ABD'de yaşıyor :))

 

İngilizce'yi sonradan öğrendi. Şiron dediğinde Kitsan'da benim yanımda yazıyordu.

 

<> Neptün'ü son gezegen sayarsan, hesaplarla deney verileri çakışıyor. Pluton var olmalı; Pluton'da da hesap hataları var.

[] http://abyss.uoregon.edu/~js/glossary/bode_titus_relation.html

[] http://blog.world-mysteries.com/wp-content/uploads/2015/08/TB_law_pl.jpg

[] https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/8/8e/Titus-Bode_law.svg/700px-Titus-Bode_law.svg.png

<> Formülün Sadece Neptün'ün dünyadan uzaklığını tahmin etmede yetersizliği varmış.

<> Pardon Neptün'den sonra sapıyormuş.

 

Neptün'den sonra şaşmıyor. Neptün'ün yörüngesi bazen son gezegen oluyor ve Pluton'un yörüngesi içeride kalıyor. O bölgede Güneş'in ikizi (Karadelik) bulunmakta. Sistemi oraya doğru, sanki halıyı elinizle çeker gibi, üstündeki eşyalarla birlikte çekiyor.

12 gezegen son derece düzgündü. Ama, hesapta karadelik-güneşi yoktu. 5 milyar yıl kadar önce çöktüğü biliniyor. Nereden biliniyor? Uranüs diğer gezegenlerin tersine ekseni kuzey güney değil doğu batı, yani yatay tek gezegen. Onu izleyen Neptün de karadeliğe tutulmuş ve astronomik birimden 0.2 a.b. oynamış.

Dolayısıyla bildiğimiz son gezegen olan Pluton'u da perişan etmiş. Pluton her zaman son gezegen değildir. Neptün, bir süre en dış gezegendir. Çünkü Pluton ile yörüngeleri içiçe ama biri ötekine taşıyor ya da tersi. Bunun nedeni Neptün istisnasıdır.

Yaw bunları niye konuşuyoruz ki, dönelim şu kandil'e. Kandil olarak sadece Kadir gecesi var. Kur'an'da başkası yok. Kur'an'da ay takviminin kullanıldığı tek bir gece var. Çünkü "1000 ay'dan hayırlıdır" derken, ay'ın her evresi 7 gündür, dört evresi ise 28 gündür. Bu bir AY'dır. (Moon ile month birbiriyle bizim "AY'da bir AY tatil yaptım" dememiz gibi ilişkilidir.) 28 gün x 12 ay =????

 

<> 336 gün

 

Evet fakat ay bu süreyi 354 günde alıyor.

 

<> 18 gün farkla

 

Evet 18 gün farkla ve Güneş yılı ise 11 gün daha uzun. (365 gün 1/4 gün)

Ay yılı (Kameri takvim) sadece ve sadece Kur'an'da KADİR GECESİ için kullanılır. Başka hiçbir yerde daha geçmez. (Örtülü olarak geçen mesela Ashabı Kehf'in 300 güneş yılı ve/ya da 9 fazlasıyla AY yılı gibi.)

 

<> Peki bayanlar "ayy" deyince yine 30 gün mü düşünmemiz gerek!

 

(Evet, biyolojik olarak dolunay'dan dolunay'a böyle bir AYY var. Dolunay şaka tabii, ama sahiden regl denen Regular=Düzenli peryod olayının Ay ile bir ilgisi var.)

"300 ve fazlasıyla 9 yıl daha mağaralarında kaldılar" diyor. Yüz yılda bu 11 eksik günler üç yıl ediyor. Üçyüz yılda da 9 yıl artık olarak çıkıyor.

Ay takvimi KADİR SURESİ dışında hiçbir yerde GEÇERLİ DEĞİLDİR.

Zaten KADİR gecesinden başka da BİR TEK KUTSAL GECE DAHA YOKTUR, KUR'AN'DA...

Ramazan ayı ve haram aylar hesabı için 12 aydan oluşmuş kameri takvim kullanılır.

 

<> Ramazan?

 

BUNU KASTEDİYORUM ZATEN. Yani Kur'an'da KADİR gecesi dışında ay takvimini kullanmamız gerekmiyor. Kadir gecesi ise RAMAZAN ayını taşıyor. Ramazan ayı da kalan 11 Ay'ı taşıyor.

Kadir gecesi bunun için bir nirengi noktasıdır. Ramazanı o belirler, Ramazan ayı içinde saklıdır. 27. gece her zaman doğru değildir. Çünkü o gece 22 ile 28 arasında değişebiliyor.

 

<> Kadir gecesinin hesabını nasıl yapacağız?

 

Kadir gecesini afaki hesaplamak yerine, "KALDIR BAŞINI GÖĞE BAK" ayetleri gereği, "ANDROMEDA'YA BAKARAK" bulmalıyız.

(Gözünüzü seveyim, o konu çok uzun, burada açmayalım, öteki chat'lerde deşelim.)

Şimdi bir Hanif ne düşünmelidir? Kur'an'da bir tek mübarek gece var. Ama göreneklerde kaç tane?

Mevlit=Resulullah doğdu.

Regaip=Resulullah ana rahmine düştü.

Mir'ac=Resulullah göğe alındı.

Bunları analiz edelim. Çünkü HANİF gözlüğüyle bakacağız artık.

Ay takviminin sadece Andromeda dolayısıyla Kadir gecesi için kullanılacağını söylemiştim. Ama cılkını çıkardılar işin. Her şeye uygulamaya başladılar.

Seneyi devriye=Yıldönümü ne demektir? Güneş takvimi demektir.

Örneğin ben 14 Şubat'ta doğdum. İlk yaşımda 14 Şubat'ta kutladım doğum günümü. Ama şu saçma Arap inancına göre, ertesi yıl benim doğum yılım 11 gün öne geliyor, sonraki yıl 22 gün, izleyen 33 gün yani bir ay oluyor. 17 yaşıma geldiğimde ise Kışın ortasında değil, Ağustosun göbeğinde doğum yılımı kutlayacağım... Yahu böyle saçma bir şey olur mu? İnsan ne zaman doğduysa o odur.

Ev satın aldınız. Bu her yıl 11 gün (Ramazan ve bayram gibi) öne gelir mi? Otomobil aldınız, bankaya kredi ödüyorsunuz. Bu her ay 11 gün öne gelir mi?

İnanıyor musunuz şimdi Resulullah'ın MEVLİT gecesine? Yani doğduğuna? Evet yorum istiyorum. Sizler kendi doğum tarihinizi biliyorsunuz.

 

<> Tabii ki ay hesabına göre gidersek biraz tuhaf oluyor.

 

Çok tuhaf oluyor. Komikten öte bir şey. Ramazan, haram aylar ve Kadir gecesi dışında, AY TAKVİMİ (Kamerinin) NE İŞİ VAR?

Resulullah 622'de hicret etti. Tamam bu bir başlangıç ama, bunun her yıl 11 gün öne gelmesinin ne anlamı var?

Alpaslan Malazgirt savaşını 26 Ağustos 1071'de kazandı. O günden bu güne 26 Ağustoslar her yıl için 11 gün öne mi gelecek? Bir şeyler ters gidiyor anlatabiliyor muyum?

 

<> Hocam ama 11 gün öne gelmesi diye bir şey relatiftir, yani ay takvimine göre diğer takvim 11 gün fazla geliyor demektir!!

 

İyi de İstanbul'un fethini, benim doğum günümü nasıl kutlayacağım, RELATİF olarak mı? Cumhuriyetimizin kaçıncı yılı?

0-33-66-99 yıllarında bir tur atar ve aynı güne gelir.

 

<> 78

 

78-66=12 yıl eder. Bunu 11 gün ile çarparsanız???

 

<> 132

 

12 yılı 11 ile çarptık, 29 Ekim'i buyurun kutlayın, dört ay önce kutlamış olduk. Tuhaf mı değil mi?

 

<> Bence pek tuhaf değil, sadece şuanki takvime alışmışız, diğeri tuhaf geliyor ama o takvim olsaydı neden gecikiyor ve her 33 yıl aynı güne geliyor diye düşünürdük.

 

Doğum tarihi öne gelir mi? Ben kışın ortasında doğdum. Ama 50 yaşında ise Ağustosun 3'ünde kutluyorum. Bunun nesi normal? Kışın doğdumsa kıştır. Nasıl yaza doğru kayıyorum?

 

<> O zaman ay takvimine göre mevsimler değişken

 

Mevsimler sabit değil midir? 21 Mart mesela, her yıl nasıl 11 gün geri gelmektedir? Olmaz böyle şey, düşünüp bu işte Hanifliğe ters şeyler olduğunu bulmanız gerekir.

 

<> Sabit olmaları neye göre ki, mesela Fransa'da yaz geç gelmekte son 10 senedir, kış hiç soğuk olmamakla beraber 15 gün geç gelmekte.

 

Ama Ağustos ayında da Fransa'ya kar yağmamakta değil mi? Evet yorumlarınız????

 

<> Henüz yağmamakta

<> Dünyanin güneşe göre olan konumunu referans alabiliriz

 

Ay takvimini senetlere, kira günlerine falan kullanarak, buna kutsallık verebilir miyiz? Dinimiz AKIL dini değil mi?

 

<> Akıllı olan tek ve standart ve sabit bir takvim bulmak! Belki de bu saat gibi atomların dezentegrasyonuna bağlı birşey olabilir

<> Bu 1 metre neden 1 metre de 1.2 metre değil gibi bir şey. 1.2 metre olsaydı biz 1 metreye hala 1 metre diyecektik, buradaki fark referans bence.

 

Referans şudur: Gece ve gündüz'ün EŞİT olduğu iki dönem arası 183 gündür. Öyle kafadan referans alamazsınız. Gece gündüz eşitlendi mi iki mevsim başlangıcıdır. En uzun gün ve en kısa günler ise Yaz ve kış başlangıcıdır. Bu iş böyledir, bu iridyumdan yapılmış bir çubuğa metre demeye benzemez. Bu pi sayısı gibi sabitedir. Evet yorumlar????? Referanslar anlaşıldı mı?

 

<> anlaşıldı hocam

 

Başvuru sistemimiz, gece-gün eşitliği ve bunların en uzun en kısa olma noktaları/ayıraçlarıdır.

 

<> peki zamanın akışı nasıldır hocam?

 

Zaman akışı değil, konu şu Mübarek gecelerimiz... Resulullah'ın doğum tarihi belli değildir.

 

<> 21 Nisan 571

 

Rebiulevvel ayının 8. günü diyorlar ve 21 Nisan'a uymuyor. 570 de deniyor.

 

<> Bir tt yapılıp öğrenilemez mi?

 

Öğrenmenin çok yolu var. Horoskop çıkarır bakarsın gibi. :-)

 

<> Haydi hazırla makinayı, azığımızı da unutma, gidiyoruz :)

 

:-) Beni de unutmayın. Şu zaman yolculuğunu çok merak ediyorum. Hostes nerede? Çapkınlıktan değil, hostesi kemer bağlamayı bilmediğim için çağırdım.

 

<> Şu makinayı yaparsınız siz? İnanıyorum.

<> Siz gelecekten gelmediniz mi, havet ise cevabınız, biraz da olsa bilmelisiniz tayım tiravelingi :)

 

Ah keşke bilseydim?

 

<> Gelecekten de gelinse gelecek var mıdır? Gelecekten gelen biri için bile gelecek henüz yoktur.

 

Olmasa Hızır çocuğu niye öldürsündü?

 

<> O halde hibrid insanın ne anlamı var?

<> Allah'ın nasıl zar attığını anlayamadım?

 

Schrödinger'in kedisi vardır, gelecek bir noktadan çatallanan sonsuz ihtimale sahiptir. Einstein "Tanrı barbut atmaz, determine yaratır" diyordu. Ama Heisenberg Hocam (Gerçek öğretmenimdi)...

 

<> Hawking, hocanıza övgüleri yağdırıyor.

 

Evet (İF) açısından. Ama Heisenberg'in belirsizlik değiştirgeçleri ışıktan hızlı olduğunda belirsizlik (if) ilkesi DETERMİNİZM (Belirlilik, kesinlilik=) haline geliyor. Heisenberg Değişken Matrisleri hapı yutuyor.

Heisenberg matrisleri ışık hızına kadar geçerlidir. Tam ışık hızında "parçacıklar" DURUM ve DAVRANIŞ ikilemine düşerler. Yani ışık hızında matrisler çözülür dağılır. Madde de enerjiye dönüşür. Kurşuni hiçlik başgösterir. Gri hiçlik, kurşuni hiçlik, blok twilight zaman...

 

<> 1926'ya kadar Alman Fizikçi Werner Heisenberg tarafından belirtilen bir partikülün tam olarak pozisyon ve hızının ölçülemeyeceği bilinmiyordu. Heisenberg tarafından Belirsizlik Teoremi'nde birleştirilmiş; bir partikülün pozisyonundaki belirsizlik kere hızındaki belirsizlik Planck sabiti/partikülün kitlesinden daha büyüktür.

 

Uzay ve zamanı ayrı ayrı düşünüyorlardı. İkisinin bir örgü olduğu anlaşıldı. Parçacık ve dalgacık ikilemlerini de ayrı ayrı sanıyorlardı. Ama dualite ikisinin aynı anda olduğunu bize söyledi. Bunun gibi Heisenberg bize ELEKTRON'DA elektronun:

1. Herhangi bir zamanda

2. Herhangi bir yerde

3. Herhangi bir hızda ve bir OLASIK aralığı olan bir küre içinde olduğunu söylüyordu.

Dikkat dikkat: Elektronun yarıçapı r=2,7'dir. Ama ışık hızında elektronun yarıçapı sıfır olur. r=0 olduğunda belirsizlik determine olur. Her şeyin tarihi (zamanı) coğrafyası (Uzay boyutları) ve HIZI belli olur.

 

<> Ama belirsizlikten belirliliğe Hesienberg geçirdi yine.

 

Evet, Heisenberg'in çizdiği sınır sadece ışık hızına kadar ve elektronun bilinen kabuğu/zarfı içinde olup bitiyor. Ne var ki, hani demiştik ki, "Kaynağı ışıktan hızlı bile gitse, ışığın kendisi ışık hızında gider".

Heisenberg indeterminantları ışığı anlatır, "Kaynağı olan Lambayı" değil. Onun için, ışıktan hızlı olan bir evren için Heisenberg ilkeleri çöker gider.

 

<> Yoksa bizi Gizli Değişkenler Teorisine mi terk edeceksiniz?

 

Hayır, Hidden variables de bir başka gerçek. Çünkü Einstein-Rosen-Podolsky köprüsü kanıtlanmıştır. (Worm Hole'lar nedeniyle)

 

<> Hawking yanlış diyor. Einstein bizi batağa sağladı diyor

 

Einstein ışıktan hızlı bir evreni, örneğin ışıktan hızlı titreşen bir esir'i YOK EDEREK, bizleri ışık hızıyla kısıtlamıştır. Yani bu durumda, ışıktan hızlı (Melek, bilinç, ruh, Ahıret, Allah vb.) gibi İNANÇLARIMIZI yok etmek istemiştir. Bir yandan da Heisenberg'e karşı çıkmıştır.

Yani hem maneviyat yoktur diyor Einstein, hem de gizli değişkenleri öneriyor ve balıklama Manevi aleme dalıyor.

Quantlaşma, yani diskret yaratılma hali, ışıktan yavaş evren için geçerlidir. Işıktan hızlı evrende kuant değil, BÜTÜNLÜK vardır. Onun da belirsizlik matrisleri falan yoktur. Quant aralığının olduğu durumlarda belirsizlik ilkesi geçerlidir.

Ötedeki (Else where) evren ise QUANT olarak değil, KÜLLİ=BÜTÜN YARATILMIŞTIR.

Kısaca fark üç vitesli evrende:

1. Işıktan yavaş (madde) için QUANT=NİCELİK teoremi ve BELİRSİZLİK ilkesi geçerlidir.

2. Işık hızında Melei Ala durumu olur. "Geleceği" öğrenebilirdik, eğer Cin olsaydık. Işık hızında DURUM'lara bakılamaz, parça DAVRANIŞ olarak çözülür yani dalgacığa dönüşür.

Kuantum teoremi, sadece DURUM'a bakar, davranış ile ilgilenmez.

Mesela çarpışan iki parçacığın çarpışma öncesi ve sonrasını (Sekip sıçramasını) sayımlar. Ama tam çarpışma anı ile ilgilenmez. Çünkü iki parçacık çarpışma anında artık "PARÇACIK DURUMU" değil, "DALGACIK" davranışına geçmiştir, çözülmüştür.

Dolayısıyla quantum teoremi, DURUM'cudur. Çarpışma anıyla rezonanslarla vb ilgilenmiyor. Bu da şunu anlatmaktadır ki, belirsizlik ilkesi ışık hızından düşük hızlar için geçerlidir.

3. Işıktan hızlı olununca da artık parçacık-dalgacık, durum-davranış vb. değil, TAKYON yasalarının ilki olan "HER ŞEY BİR TEK PARÇADIR, HER BİREY O TEK PARÇANIN HOLOGRAMİK görüntüleridir". Herşey bir bütündür öte alemde... Tasavvufta KÜLLİ ve CÜZİ çok kullanılır bu bakımdan.

 

Sizlere kötü bir haber: Şu saatte, yatıya misafirim geldi. İzleyen konu Resulullah'ın doğum günü, ana rahmine düştüğü gün, Mirac olayı, ardından namaz olayı vb. PAZAR GECESİ kabul mü? Yoksa pazartesi mi olsun?

 

<> yes ama haftada hani üç gün olacaktı??

 

Evet zaten üç güne çıkardık. Cuma banko var, Çarşamba da banko var. Üçüncü günü pazar yaptığımızda herkes haklı olarak "İşe gideceğiz" diye sitem ediyor. O bakımdan bu işi size bırakıyorum. Pazar ya da pazartesinden birini seçebilirsiniz.

 

<> dr lütfen günleri değişmeyelim, uymayan arkadaşlar gruptan alabilir

 

Tamam bunun adını koyalım, değiştirmeyelim.

 

<> Çarşamba cuma pazar güzel olur

 

Evet öyle yapalım. Pazar gecesi görüşmek üzere kaçmalıyım. Çünkü misafirim aç, [eşim] evde değil, benim ilgilenmem gerekiyor.

 

<> İyi geceler

 

İyi geceler.

 

<> hanifler misafiriniz olabiliyor mu hocam??

 

Herkese kapım açıktır ve pes ettirene kadar ikram ederim.

 

<> Bilgi alıyor muyuz hocam? bilim hakkında

 

Evet, Kesinsizlik ilkesine devam edebiliriz. Bir sonraki söyleşide...

 

<> Hocam siz Heisenberg'i geçmişsiniz

 

Girmemek için mahsus düşük profilde tuttum. Heisenberg'in durumu nedir biliyor musunuz? Metin Bükey diye bir bestecimiz var. 1000'den fazla beste, 300 film müziği yaptığını söylüyor. Yaptığını yazdı. Ama hayatında bir tek şarkısı dillerden düşmedi:  S A M A N Y O L U

Heisenberg de böyle: Hayatında bir tek şey buldu: Kesinsizlik ilkesi... Fiziğin başkaca hiçbir dalında ne buluşu, ne bir katkısı var. Bir tek BELİRSİZLİK İLKESİ (Samanyolu şarkısı) meşhur oldu.

 

<> Einstein'dan uzaklaştırdığı için ona sonsuz lütuflar olsun!

 

Evet [candaş] :-P.

Ben kaçtım dostlar. Zengin kaçışı törensiz kaçtım. Bye dedim gittim bile.

 

<> İyi geceler