Chat n° 002 - Tarih: 26 eylül 2001
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine
sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem
konularının yıllar sonra değişmiş
olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken
karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb.
info@aiberg.com adresine
bildirebilirsiniz.
[] Kaptan aiberg nickiyle bağlandı
<>
selamlar slm :)
<>
slm
<>
selam :))
slm&slm
sevgideğerler.
Belki
biraz erken girdim. Henüz söze başlayamıyorum. Yani, sekiz dakika
daha beklesek mi? Yoksa bu süre içinde sorularınızı alsam
mı?
<>
İsterseniz bekleyelim arkadaşları
Geçen
hafta ile ilgili sorularla başlayalım isterseniz. Miladı
anlattık. Millenium dedik, iki kampusun "Zaman
savaşlarının yansısı" dedik.
<>
Geçen haftanın devamı olursa iyi olur.
<>
bu windings yazı tipinin özelliği nedir? q33ny ve zig-zag için ilginç
şekiller çıkıyor?
Onu
soruşturdum. Binaya çarpan uçağın plakası
değilmiş.
<>
evet farklı isimler söyleniyor
Fakat
bu rastlantıların bir mekanizması vardır. Yani
rastlantı diye bir şey yoktur. Rastlantı olsaydı, Allah
-haşa- olmazdı. Zaten biz de olmazdık.
<>
peki windings bir alfabe mi, ne tür bir karakter seti?
<>
Sembollerle kurulu
Onun
asıl adı Zapf bumdings. Amacı eğlencelik olmaktan çok, bir
tür şifre ya da kripto amacıyla oluşturulmuştu. Sonra
Dingbats ve sonra da Windings oluverdi. Windows onu "En ergonomik"
olarak betimledi.
Evet
başlayalım mı? Kaldığımız yerden, geçen
haftadan devam mı olsun?
<>
isterseniz başlayalım.
Oldu.
<> Olsun: Adler... Koloni kurulması
Milat=Millenium,
26 Ağustos'tur. Zaman Zelzelesi sonucu kendiliğinden ortaya
çıkan bir tarih. Üstelik Türk tarihinde de mümtaz/seçkin bir yeri var.
Büyük zaferin öncesi.
26
Ağustos 1071 nedir?
<> Malazgirt
Evet...
Bunlar
rastlantı mı bilmiyorum ama Düşman iki kamp için aynı tarih
olarak başladı.
Bu
düşman kamplar iki surede geçer ve iki kez MİSAL olarak anlatılır. MİSAL denince bu bizim işimiz.
Sanal
Kur'an'ımız var mı?
<> Hazır
İki
BAĞ (Kamp, düşman kamp),
biri Kehf suresinde geçiyor. (Emin değilim, sanırım 25. ayet
cıvarında.)
Ayet
numaraları verilirse buradan ben de bulurum. Fihristi olan BAĞ SAHİPLERİ diye
ararsa bulunur belki.
Bulabildiniz
mi?
<> 40. ayet
<> 18-Kehf/40: "Belki Rabbim bana, senin
bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten
yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline
gelir."
<> 18-Kehf/32: Onlara, şu iki
adamı misal olarak anlat: Bunlardan birine iki üzüm bağı
vermiş, her ikisinin de etrafını hurmalarla donatmış,
aralarında da ekinler bitirmiştik.
<> 18-Kehf/33: İki bağın ikisi de
yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı.
İkisinin arasından bir de ırmak
fışkırtmıştık.
<> 18-Kehf/35: (Böyle gurur ve kibirle) kendisine
zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: "Bunun, hiçbir zaman
yok olacağını sanmam."
36,
37, 38, 39 ve 40'dan 46'ya kadar. Bir de kalem suresi 17 ila 33 arası
ayetlerdeki "İKİ BAĞ
SAHİBİ" var. Eğer bunların tamamını
yazmak mümkün olsaydı konu çok daha iyi anlaşılacaktı.
PC'nizde
sanal Kur'an'lar varsa bu ayetlere göz atabilirsiniz.
<> İsterseniz ardarda kopyalayayım
Ama
size zahmet oluyor.
<> Yok canım
Çünkü
32. ayet diyor ki: Onlara şu iki adamı MİSAL ver.
Misal
olunca pas bize atılıyor.
45.
ayet de öyle: Dünya hayatının MİSALİ
diye başlıyor.
<> Önce Kehf suresi 36, 37, 38, 39
Lütfen...
Copy/Paste olsa kolay olacaktı.
<> 18-Kehf/36: "Kıyametin
kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbimin huzuruna
götürülürsem, hiç şüphem yok ki, (orada) bundan daha hayırlı bir
akıbet bulurum."
<> 18-Kehf/37: Karşılıklı
konuşan arkadaşı ona hitaben: "Sen, dedi, seni topraktan,
sonra nutfeden (spermadan) yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan
Allah'ı inkar mı ettin?"
<> 18-Kehf/38: "Fakat O Allah benim Rabbimdir
ve ben Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmam."
<> 18-Kehf/39: "Bağına
girdiğinde: Maşaallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır,
deseydin ya! Eğer malca ve evlatça beni kendinden güçsüz görüyorsan
(şunu bil ki):"
<> 18-Kehf/40: "Belki Rabbim bana, senin
bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten
yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline
gelir."
<> 18-Kehf/41: "Yahut, bağının
suyu dibe çekilir de bir daha onu arayıp bulamazsın."
<> 18-Kehf/42: Derken onun serveti
kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı uğruna
yaptığı masraflardan ötürü ellerini oğuşturup
kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. "Ah,
diyordu, keşke ben Rabbime hiçbir ortak koşmamış
olsaydım!"
<> 18-Kehf/43: Kendisine Allah'tan başka
yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de
kurtaracak güçte değildi.
<> 18-Kehf/44: İşte burada yardım ve
dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükafatı en iyi olan O, en güzel
akıbeti veren yine O'dur.
<> 18-Kehf/45: Onlara şunu da misal göster:
Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde
yeryüzünün bitkisi (önce gelişip) birbirine karışmış;
arkasından rüzgarın savurduğu çerçöp haline gelmiştir.
Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir.
<> 18-Kehf/46: Servet ve oğullar, dünya
hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde
hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha
layıktır.
Bu
kadar yeterli. Şimdi Kalem 17-33.
<> 68-Kalem/17: Biz, vaktiyle "bahçe
sahipleri"ne bela verdiğimiz gibi, onlara da bela verdik. Hani onlar
(bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini)
devşireceklerine yemin etmişlerdi.
<> 68-Kalem/18: Onlar istisna da etmiyorlardı.
<> 68-Kalem/19-20: Fakat onlar daha
uykudayken Rabbinin katından (gönderilen) kuşatıcı bir afet
(ateş) bahçeyi sarıverdi de, bahçe kapkara kesildi.
<> 68-Kalem/21-22: (Beri tarafta ise) onlar,
sabah olurken: Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün
başına gidin! diye birbirlerine seslendiler.
<> 68-Kalem/23-24: Derken: Aman, bugün orada
hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın! diye fısıldaşa
fısıldaşa yola koyuldular.
<> 68-Kalem/25: (Evet, yoksullara yardıma)
güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve
azmi ile erkenden yola düştüler.
<> 68-Kalem/26: Fakat bahçeyi gördüklerinde:
Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!
dediler.
<> 68-Kalem/27: Yok yok, doğrusu biz mahrum
bırakılmışız!
<> 68-Kalem/28: İçlerinden en makul olanı
şöyle dedi: Ben size "Rabbinizi tesbih etsenize!" dememiş
miydim?
<> 68-Kalem/29: Rabbimizi tesbih ederiz;
doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.
<> 68-Kalem/30: Ardından, kabahati
birbirlerine yüklemeye başladılar.
<> 68-Kalem/31: (Nihayet) şöyle dediler:
Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz.
<> 68-Kalem/32: Belki Rabbimiz bize bunun yerine
daha iyisini verir. Çünkü biz (artık) Rabbimizi (O'nun
hoşnutluğunu) arzuluyoruz.
<> 68-Kalem/33: İşte azap böyledir.
Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!
Teşekkürler.
Görüldüğü
gibi BAĞ (KAMP, PARK) ya da PAKT
anlamına geliyor.
İki
bağ iki (zıt) kamp demek.
Kampus=Park
demek. Park=Borg=Burg=Burç demek. Bu sonuncusu Arapça KALE demek. Yani içeride bir kale, çevresinde ise
koruğanların bulunduğu bir ekilir-biçilir bahçe gibi...
Bilirsiniz
Parklar kent (Burg, Burç) yanında ya da içinde olur. Kamp'lar da SEYYARDIR. Karargah sabit, Ordugah ise SEYYARDIR. Ordugah=KAMP'dır. Park=Bağ ise sabittir.
Bu
kadar ayrıntıya niye girdiğimi görebilirsiniz
sevgideğerler. Allah'ın şanına böyle basit bir olayı
anlatmak yakışmazdı.
Nitekim
bu anlattıklarına M İ S A L demektedir. Misaller de bildiğiniz gibi
Ankebut-43 içinde anlatıldığı üzere, Kur'an'ın EN EN
EN ZOR tarafıdır.
İşte
burada bu EN ZORU
başaracağız. İnşallah.
<> 29-Ankebut/43: İşte biz, bu
temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler
düşünüp anlayabilir.
Orada
şöyle yazıyor: "Şu Allah'ın verdiği misaller var
ya, onları tüm insanlara veriyoruz, ancak ALİM olan anlıyor." bu tam birebir çeviri.
BAĞ kelimesini
didikledik. Bağ'dan kasıt, bir dünya düzeni. İKİ BAĞDAN KASIT iki ayrı dünya düzeni.
Eşit
şartlarda yola çıkıyorlar. Biri başarılı ve Allah
yolunda. Diğeri ise "BİR
ALLAH"ı var elbette, Yahowa. O da inanıyor. Ama biri HAK YOLUNDA.
<> Bir de kıyamet gününü inkar etmesi var, Kehf 35'te.
Eğer
Tevrat'ı iyi okuyanınız varsa bilecektir ki, Yahudi
inancında her şey dünyada olup bitecektir.
Aden
(Bugünkü Aden, Hadramut ve kısmen Yemen) Buraya sırf yahudiler için
bir cennet (Kur'an'da ADN Cenneti) kurulacak. Diğer başka milletler
ise çölde ebedi kalacaklar. Yani kıyamet dünyada olacak. Yahudilere dev
bir VAHA kurulacak.
Diğer
milletler ise kafir olduktan sonra. (Yahudi olmayan herkes kafirdir bile
demiyorlar. Doğuştan Yahudi olmanız gerekiyormuş.)
<> 9-Tevbe/72: Allah, mümin erkeklere ve mümin
kadınlara, içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan
cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler va'detti. Allahın
rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş da
budur.
Evet,
ne yapacaksın ki, Tevrat'ta, kıyamet=dünya, Mahşer=Arap çölleri,
Aden=Sırf Yahudi Cenneti.
[] http://hanifislam.com/mih/wp-content/uploads/2016/11/tevratta-cennet.jpg
Onların
inançları bu, ne yapabiliriz ki?
İşte
bu yüzden onların dünyası çok dar: Evren=Dünyadır.
Bulutlar
üzerinde Allah (Yahowa) var. Arada bir aşağıya iner. Oğlu olan
Ezra (Üzeyir) ile güreş tutar. Üstelik oğlu onu yener. Allah (!) da
oturup ağlar ve üzülür. Aden'de kendini bahçeye sürgün eder.
Saltanatını da Ezra'ya verir.
Oysa
Kur'an Üzeyir için ne yazıyor? O ayeti bulursanız, Tevrat'ın bu
iftirasına Allah'ın tepkisinin çok büyük olduğunu görebiliriz.
Buldunuz
mu?
<> Hocam
Üzeyir diye girdim çıkmadı. Neyi tarattırayım
ÜZEYR olabilir. Arapça ÜZEYR diye yazılıyor.
<> 9-Tevbe/30: Yahudiler, Üzeyr Allah'ın
oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesih (İsa) Allah'ın
oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri
sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine
benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla)
döndürülüyorlar!
Evet
bu ayet. [Candaşın] sorusunun yanıtı şu: Öldükten sonra
Yahudiler, mezardan çıkacaklarmış. Ne varsa bu dünyada
varmış. Onlar ADN
hurmalıklarına, Biz de volkanlara çöllere.
Cennet
ve Cehennem inancı Tevrat'da böyle. Tevrat'da uzay yok. Şima=Sema
dediği bildiğimiz kuşların uçtuğu yüksekliklerden
ibaret.
Yıldızlar
ise minicik ışıkçıklar. Yani yanlarına gitseniz de
göründükleri kadar küçükler. Allah bu minicik kainatı, şitti yom yani
Altı günde yaratmışmış. Sitte Yewm= altı gün. Yedinci gün yorulup istirahat ediyor.O arada
insanlar da kabirlerinde uyuyor. Sekizinci YOM=Yevm
ise hep birlikte diriliyoruz.
Gün=Yom=Yevm.
Şaşırmayın, çünkü Arapça ve İbranice KARDEŞTİR. İsmail ve
İsrail'in dilleridir. Şalom=Selam, Al Malek=El Melik gibi.
<>
İsmail ve İshaq dilleri.
Evet.
Yakub döneminde dil ayrılmamıştı. İkisi de babalarının
dili olan Sankritçeyi konuşuyorlardı. Ama İshak'tan sonra 12
kabile halinde İsrail=İbranice dili oluştu. Çünkü
İbrahim'in (Yafes dili) iki eşi vardı. Sara=Samice konuşan,
Hacer=Hamice konuşan.
İsmail
oğulları Hamice (Arapçanın babası), İsrail oğulları
Samice. (Sami dillerinin babası, İbranicenin anası) Yani ikisi
birer ayrı dil değil, bizdeki Oğuzca ile Kazakça gibi.
<> 12
kabileden ikisi, biri domuza diğeri maymuna meskh edildi...
Şu
anda İsrailoğulları'nın 2 kabilesi var. On kabile
kayıptır. Aslında onların da yeri var. Filistinliler ve
geniş ölçekte bir Önasya Arabı, doğrudan Müslüman olmuş ve
erimiş Yahudilerdir. Nasıl ki Süryaniler Hristiyan Araplar ise aynen
öyle... Asimile olmuşlardır.
Çünkü
ayetlerde "Yahudilerin, ataları olan İbrahim'in duası
gereği, kiminin müslüman olduğu" söylenegelmiştir.
Yaşayan
iki kabile ise Tevrat'a göre Lut as.ın iki kızından peydah
olmuş. Yani Lut gölüne diğerleri gömülmüşler.
<> On kabile birden?
Evet.
Tevrat'ta Lut'un iki kızının babalarını şarapla
sarhoş edip, koyunlarına girdiklerini ve babalarından iki çocuk
doğurdukları, birinin adının Amonoğullar, ötekinin de
Moaboğulları olduğu ve iki Yahudi kabilesinin oradan
türediği yazılı.
<> Orayı ilk okuduğumda şoke olmuştum bir
peygambere nasıl iftira?
Halbuki
biz biliyoruz ki, Melekler önce İbrahim as.a Babil'e uğradılar.
Sonra da Lut gazabı için Sodom ve Gomorre kentlerine geldiler. Oysa
İsrailoğulları Hz. İbrahim'in soyu değil mi?
Kim
bana burada nasıl bir çelişki var onu açıklayabilecek.
Bekliyorum?
<> İsrailoğulları Yakub'tan sonradır.
İşte
bravo. Çelişki burada. Niçin Lut ve iki kızından "YAHUDİ" ırkı
türesin. Daha İbrahim ve Lut evliler ve birinin iki kızı,
ötekinin bir oğlu var. (Diğeri sonra doğdu.) Bunların ikisi
de yahudi değiller ki. Yahudi (Yuda) İshak'ın soyundandır.
<> Tarihin akışı, nehrin akışı
gibi herhalde çeşitli hız ile akar ve kaç tanedir?
Daha
oraya gelmedik. Ama haklısınız laf lafı açıyor.
Biz
Kur'an'daki İKİ BAĞ
sahibinin başına gelenleri "ZAMAN
İÇİNDE" başına gelenleri irdeliyorduk. Onlardan
birisi ADN (İng. Eden=Cennet).
Yani Tevratçı grup, diğeri de MİLLETİ
İBRAHİM'ciler.
<> Bağın bir ismi HAQQ diğeri ise BATIL?
Öyle
de denebilir. Bu TEVRAT ile KUR'AN savaşıdır da
denebilir. Süfyanistler ile Mehdistlerin de savaşıdır.
Ama
işin içinde İNCİL YOK.
Neden dersiniz? Çünkü Hristiyanlar ile gelecek olan MESİH İsa uğraşacak. Müslümanlar ile de
Hanifler tutuşacak. Yani daha önce söylediğim gibi, Cihad
Müslümanın müslümana Cihadı biçiminde olacaktır.
Müslümanlar
BİRLİK olunca, Mehdianizm
kurulunca, görevi Mesih devralacaktır. Yani Mehdi de emekli
olacaktır. (Görevi biter bitmez ya da bu devri teslimden sonra vefat
edecektir.)
<> 66'ncı asal sayı 313
Doğru,
bir de 666. sırada asal sayı var, Lynx de deniyor. Deccal. Onun
sayısı.
[] 666. asal sayı: 4973
Lynx
İngilizce'dir, bilen var mı?
<> Vaşak
Evet
DECCAL'in simgesi.
Armageddon
savaşları geçmişte olmadı sadece... Gelecekte de
olacaktır.
Yahudilerin
Messiah'ı (Mesih) Deccal ve Müslüman & Hristiyanların
Messiah'ı İsa Mesih. Bütün hristiyanların (Müminlerinin)
tamamı müslüman olacaktır. Bu neden böyle olacak düşündünüz mü?
<> Peki bizim İsa peygamberle ne ilgimiz var?
İlgisi
şu: Hz. İsa gelecektir. Geri dönecektir. Hristiyanlar onu beklemiyor
mu? O da diyecektir ki: "İşte ben geldim. Ben son elçi Hz.
Muhammed'e ve onun indirdiği Kur'an'a tabiyim. Artık eski ahit
safsatası bitmiştir. Şimdi en yeni Ahit (The Newest Tastment)
Kur'an var. Ben müslümanım. La ilahe illallah, Muhammeden
Resulullah." diyecektir.
<>
Testament?
Tastment
= Ahit, sözleşme demek.
<> Hz.
İsa'nın gerçekten o olduğuna Hrıstiyanlar nasıl
inanacaklar?
<> Veya
nasıl anlaşılacak?
<> Aynı
problem Mehdi için de geçerli değil mi? Yani nasıl tanınacak?
Atatürk
gibi.
<> Yani
faaliyetlerinden anlaşılacak, yaptığı işlerden
Yani
bir sürü kargaşa içinden, Çanakkale'de başarmış bir Albay
ortaya çıkacak. Artık bu Mehdi'nin önlenemez yükselişidir.
Atatürk
bir Albay idi. Sayısız kurmay ve paşa vardı. Ama sadece o
başardı. Karabekir paşa ve Fevzi paşa vb. istemediler
liderlik vb. istemediler. İstemeyince ne yapacaksın ki? Otomatikman
Atatürk bu işte zirve oldu.
<> Zamanda
bir değişiklik oldu mu?
Zamanda
üç değişiklik oldu.
1.
Albay M. Kemal yenilecekti. Bir İngiliz alayı Çanakkale'yi geçecek
olan önemli bir güçtü. Tıpkı Hızır'ın deldiği
gemi gibi. O gemi, delinmeseydi, zalim hükümdar savaşı o gemi FARKIYLA kazanacaktı.
<>
İrresistible
[] http://en.wikipedia.org/wiki/File:HMS_Irresistible_abandoned_18_March_1915.jpg
2.
Bir İngiliz Alayı da Atatürk'ü yenecekti. Ama zaman polisi bir 1N ile gelip o İngiliz
Alayını "Bir tür Bermuda E.Magnetik alanı ile"
geleceğe taşıdılar. Böylece Hızır'ın o
gemiyi batırması gibi, bir İngiliz Alayı da yok oldu.
<> Adı sadece kayıplar listesinde geçen
Avustralyalılar. (1 ufo ya da bulut tarafından
kaçırıldığı iddia edilenler.) bu konuyla ilgili
<> Evet, bir alay asker bir sisin içine alınıp
havalanıp yok oluyor.
O
kimseler öldürülmedi. Sadece zamanda ileri fırlatıldılar.
Zaten
şeytan üçgeni fırtınalarında kaybolan tüm yolcuların
gittiği yer de üç asır sonrası. Çok komik ama, orada
karşılanıyorlar ve durum kendilerine açıklanıyor.
Her
nedense elektromagnetik ışımalar hep 300+9 yıl oluyor. Yani
2001 yılında ışınlanan biri 2310 yılında var
oluyor.
<u> Yani
eshabı kehf?
<> Peki kim
o zaman polisi, Hızır as. mı?
<> Ya
Zülkarneyn?
<> Bir de
Dragon şeytan üçgeni var
<>
Şeytan üçgeni deney yeri mi?
<> Kehf
suresindeki zaman konservasyonu
<>
Gittikleri yerde yeniden hayata mı atılıyorlar
<p>
yaşıyorlar mı orada?
<> Demek ki
o zaman kadar kıyamet kopmamış olacak!
<> O zaman
1692de ışınlanan şuan görülebilir!
<> Peki 2.
dünya savaşı sırasında veya öncesinde zaman bir etkileme oldu
mu?
Evet
sorular çok ama, ben birine yanıt vereyim. Bunların tamamına
zamanla yanıt vereceğim. Şuan tek başıma hepinize
yetişemem ki...
<>
Haklısınız
[u]
"Ashabı kehf" dedi, oradan devam edelim. [p] de
"yaşıyorlar mı orada?" dedi.
Şimdi
Kehf'i hatırlayın, paraları 309 yıl sonra antika
olmuştu. Ama kendilerine mağarada uyumaları 8 saat gibi
gelmişti.
8
saat = 300+9 yıl ederse, 24 saat kaç yıl eder? Yanıt bekliyorum.
<> 927
<> 921
927
yıl doğru. Diyelim ki yuvarlak hesap BİN yıl olsun. Bir günün bin yıl olduğu bir
ayet hem Kur'an'da, Hem İncil'de, hem Tevrat'ta var. Üç kitap birden bunu
yazıyor. Üstelik Kur'an'da bir günün 50 bin yıl olduğu ayeti de
cabası.
[] İncil,
Petrus/3, 8: Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, Rabbin gözünde
bir gün bin yıl, bin yıl bir
gün gibidir.
[] Tevrat,
Mezmurlar/90, 4: Çünkü Senin gözünde bin
yıl, aslında geçmiş bir gün, dün gibi, bir gece nöbeti
gibidir.
[] Kuran, Hac/47: Gerçekten,
Rabbinin Katında bir gün, sizin
saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.
[] Kuran, Secde/5:
O, gökten yere, (yukarıdan aşağıya)
işleri düzenler, sonra da o işler, sizin
saydıklarınızdan bin
yıl kadar olan bir günde O'na yükselir.
[] Kuran,
Mearic/4: Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar.
Demek
ki, şimdi kaybolan biri 8 saat sonra, cebindeki günümüz parasıyla,
hatta gazetesiyle, 8 saat=300+9 yıl sonraya gidecektir. 1914'te kaybolan
İngiliz alayı şimdi hangi yıldalar?
<> 2223
Evet.
Ceplerinde sterlin, penny, yanlarında o günün gazetesi vardı belki
de. Ama gittikleri yılda o paralar antika, gazete ise 309 yıl
öncesine aitti.
Böylece
Atatürk'ü kınayanlara, ona Deccal diyenlere aldırmayın. Allah
seçti ayet var: Hatırlarsanız "We Li külli Kawmin Had" diye
yazmıştım. İşte bu Ayet bile ATATÜRK kokuyor. Eğer o olmasaydı, el kadar bir yerde ve
Taliban rejimi ile yönetilecektik.
Benim
bir sözüm vardır: EN BÜYÜK
LAİK ALLAH'TIR diye...
Yani
Allah kulu ile arasına ÜÇÜNCÜ
şahıs istemiyor. Allah o kuluna şahdamarından da yakın
olarak direkt ve dolaysız tecelli ediyor.
Ama
biz tersini söylüyoruz "Şeyhi olmayanın şeyhi
şeytandır" diye. Yalan mı? Üçüncü şahısları
Allah ile aramıza sokuyor ve onlardan şefaat diliyoruz.
Haniflik
DİREKT
ALLAH'tan
istemektir.
Allah
ağır işitmez özürlü değildir, kulaklık kullanmaz.
<> Demek ki şeyhi şeytan olan şeyhsiz
yaşayamaz.
Evet
[candaş] haklı. Bu konuda Kur'an'da Şuara suresi sonunda
sanırım, 221 ayetlerde "Şeytanlar kimin üzerine iner?"
diye başlayan bir ayet vardı.
<> Peki "Biz misaller veririz, onu alimler anlar"
ayeti var, anlamak için alimlere ihtiyacımız yok mu?
Onu
anlatıyorum. Ama ALİM'i
tanımlamak gerekir.
<> 26-Şuara/221: Şeytanların
kime ineceğini size haber vereyim mi?
<> 26-Şuara/222: Onlar, günaha, iftiraya
düşkün olan herkesin üzerine inerler.
<> 26-Şuara/223: Onlar, (şeytanlara)
kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır.
<> 26-Şuara/224: Şairler(e gelince),
onlara da sapıklar uyar.
Burada
iki tanım var.
İlki
şeyhler, ikincisi de evliyalık iddiasında bulunan çoğu
sapık tasavvuf ileri gelenleri.
Ama
ayet, dikkat edin, gerçek tasavvufçuları koruyacaktır.
Ayetleri
sonuna kadar yazalım, bu intikam ortaya çıkacaktır.
<> 26-Şuara/225-226: Onların
her vadide şaşkın şaşkın
dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları
şeyleri söylediklerini görmedin mi?
<> 26-Şuara/227: Ancak iman edip iyi
işler yapanlar, Allah'ı çok çok ananlar ve haksızlığa
uğratıldıklarında kendilerini savunanlar
başkadır. Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi
akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.
Oradaki
kelime İNTİKAM'dır. Bir
başka mealden yazarsanız, 227'de intikam alacakları
yazılıdır.
<> Evet bir
mealde yıkılış olarak tercüme etmişler.
Haksızlığa
uğrayan TASAVVUFÇULAR:
Muhyiddin'i Arabi, İbni Haldun, Hoca Ahmet Yesevi, Öğrencileri ve
onların öğrencileri olan Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre,
Hacı Bayram Veli, Mevlana vb.
<> MHB [Mevlana Halid Bağdadi]?
MHB
tarikattan kopmuştur. Bakın bizim insanlarımıza neler
yaptılar? MHB'nin hiç bir fikri yoktur. Yazdığı kitaplar
ise basittir.
<> MHB'nin kitaplarını nerde bulabiliriz?
Her
yerde var, ama çoğunu öğrencileri yazmıştır.
<> Özellikle Hızır tezkiresini?
Hızır
Tezkiresi MHB'ye ait değildir.
<> Hızır'a mı ait?
Olabilir,
ama şu da bir gerçek ki, İlk Ekim Bey=M.Halidi Bağdadi'dir.
Tezkireler hep bu isim altındaki emanetçilerde durmuştur.
Ben
bile sadece iki sayfanın fotokopisini gördüm. Mektupla
göndermişlerdi. Ben bile kendisini orijinalini görmedim. Şu anda dr.
Siegfried Saga diye birinde. Telefonla söyledi ki, "Şu anda o
müthiş şeylerin üzerine ipek okşar gibi dokunuyorum, çok
heyecanlıyım." demişti bana.
<> İlk Hekim Bey o zaman gelecekten gelmiş?
Hayır,
MHB gelecekten gelmedi. İlk ekim bey o.
<> Şuan HVA sorumlu
Evet
şu anda ben HANİF din için
sorumluyum. Ama şu ana kadar ben böyle bir belgenin fotokopisinden
başka bir şey görmedim. Hemen herkese böyle iki-üç sayfa (ayrı
ayrı ve bilimdeki uzmanlık alanına göre gönderiliyor.) Yani bir
araya gelsek bile sadece fotokopileri var elimizde.
<> Adler'in Zig-Zag üyesi olması gerekiyor?
Hayır,
Adler NORMAL TARİH AKIŞI
İÇİNDEKİ BİRİDİR. Siz gibi... Ama onun yerine
konan Alois Hiedler ise zaman yolcusudur.
<> O zaman Adler önce vardı, sonra Hitler bozdu tarihi
Adler'in
ilk adı Alias Olaf Adler. Bu yüzden KMA'ların
ön adlarına Alias konur. Alias bilgisayar dilinde de kullanılıyor.
Arma da deniyor. Alias BAĞ
SAHİPLERİNDEN İYİ OLANI.
Web
search olarak Alias Carlos Allende'ye bakınız, kimdir? Ya da Karl M.
Allain?
Buldunuz
mu? Bulan var mı?
[] https://www.de173.com/alias-carlos-allende/
<> Alias Carlos Allende: The Mystery Man Behind the
Philadelphia...
<> Philadelphia deneyinden bahsediyor
Evet
Philadelphia deneyini YAPTIRAN kişi.
<> Ama bu
şahıs Borges değil.
Borges
sonraki, onun yardımcısı.
<> Bunun adı ne?
Hansel
Heiberg. JR'si de var.
<> siz?
<> babanız?
O
Axel Heiberg'in torunlarından. Ben ise değilim. Beni Web search
olarak Hansen Aiberg ve Hans Eiberg diye bulabilirsiniz. Aiberg ve Eiberg
aynı şey. Çünkü AE birleşik bir harf var. Nasıl ki
Almanca'da umlautlar örneğin noktalı A AE diye yazılıyorsa,
bizde de ya Aiberg ya da Eiberg diye yazılıyor.
<> ä, e okunuyor
Evet,
Danimarka dilinde ise birleşik oluyor, AE birleşik yazılıyor. Bunu dünya dillerine ya
Aiberg ya da Eiberg diye çevirebilirsiniz. Hansen ya da Hans Eiberg gibi. Ama
Heiberg değil. Zaten baştaki H harfi de okunmayan H
(Fransızcadaki gibi)...
Her
neyse, ben oralardayım, Zigzagçılarımızdan bir kaçı da
oralarda. Ama konu Alias değil, Alois. Yahudiler Alias demez, Alois der.
Alois Hiedler'i bir Web Search edelim.
<> Adolf Hitlers family diyor, Hitler'in babası.
İŞTE BU! Adler
gider, yerine Hitler gelir.
Adler
çok iyi bir insandı derken siz gibi, Atatürk gibi, iyi bir insandı ve
kendi çağının insanıydı.
<> Ama Hiedler bozdu yaptıklarını
Evet.
İngiliz adalarını zaptetti derken, Amerika'da Nevada çölüne atom
başlıklı V-3 roketi gönderdi derken, Çernobil'deki Rus birinci
Ordusuna "Nötron bombası" gönderdi" derken...
İşte yazılı olan tarihi anlatıyorduk.
<> Çernobil faciası ile bunun bir ilgisi var mı?
<> Evet
Hızır
çocuğu öldürmeseydi, gemiyi delmeseydi vb. tarih akacaktı. Adler'inki
gibi. Akma tarihe müdahale edildi. Adler EBEDİYEN
iptal oldu. 12'lik dünya düzeni kalktı. Çünkü o düzeni Adler
kurmuştu.
<> Zaman polisi niye bir şey yapmadı?
Daha
Time Traffic Cop'a gelmedi konu. Zaten konu olarak en son Şİ'RA yıldızında kalmıştık.
Oradaki HYBRİD deney
yaratığında. Hatırladınız mı?
<> evet
O
time travelling mekanizması ŞİRA
denen WEMB (12'lik sistemin başkenti) BİR
İNSANLI DENEY YAPILACAKTI. Bu deneydeki insan asla tarihe
karışmayacaktı.
Ama
o gece birileri o aracı eline geçirdi. Onların tamamı yahudiydi.
(Adler düzeninde kesinlikle ırk ayrımı yoktur. Herkes eşit
ve eşgüdümlü sistemde yer alır.) Bu yüzden normal bilim adamları
gibi onlar da o aracın ve araştırmanın içindeydiler.
<> 1956'da normal bir DNA bulundu.
<> 56'da bulunan Hybrid'li olan sanırım.
Evet,
hibridler doğrudur, 1956 ve İKE (Eisenhower) dönemi.
<> Tabut es
sekine ile ilişkisi var mı? Yanlış mı
hatırlıyorum?
Tabutüssekine=Ahit
sandığı, Kur'an'da ve Tevrat'da var, o ayrı.
<> DNA yeni
bulunmuşken nasıl hemen hibrid yapılabildi? Üstelik
aynesşeytan fizikten başka neden anlar.
<> Keman
çalar.
<> Onu da
rezil etti zaten, sabite koymak kim sen kim?
<> Ciddiyet
biraz.
Hayır
herkes puzzle'ın parçasını koymaya başladı.
Kutlarım sizleri. Gerçekten kutlarım.
Soruları
aklınızda tutun, sırası geldikçe haberleşiriz.
<>
Tarık yol mu? yol giden mi?
Tokmak
gibi sert çarpan çarptığı yerden geri fırlayan. Bunu
mutlaka Arapça ya da osmanlıca sözlüklerde bulursunuz.
<> Bunu o 7 kişi yapmış olamaz
<> Tokmak gibi çarpmak zaman duvarı ile
bağlantısı var mı?
Şimdi
olay şu: Zamanda ileriye, Bermuda'daki babam da gider. Binersin
ışık hızındaki dalgaya, seni parçacık gibi 309
yıl zıplatır. Ama geriye gelmek için önce zamanın sonuna
gideceksiniz.
Işık
hızına ulaştığınızda, maddeniz enerjiye
dönecektir ve bu arzu edilmez.
<>
Zamanın sonu kıyamet değil mi?
Zamanın
sonu kıyamettir elbette. Kıyamet kopmadığı içindir ki,
oraya bir bilardo masasının bandına çarpıp, aynı
açıyla yansırsınız. Yani tokmak gibi duvara çarpar ve aynen
yansırsınız. Yansıma BAND'dan G E
R İ Y E olmaktadır.
<> Işık hızına çıkmadan mı?
<> Anlayamadım hocam tekrar anlatır
mısınız?
<> Yani geriye gitmek için ileriye gitmek gerekiyor, ilerinin
sonuna
Zamanda
geriye gitmenin 4 yolu vardır.
1.
Bir halka tekillikli dönen karadelik bulursunuz. Halka tekillik boyunca geri
gelirken yola çıkmakta olan kendinize rastlarsınız. Yani GEÇMİŞE dönersiniz. Bunu
tarihte ilk kez Zülkarneyn'ler başardı. ZigZag düzeyinde de Paul
Kamensberg, iki yıl önceki haline gitti. (KLMN deneyleri ve Montauk vb.)
<> 1973teki Paul diye birisiyle denendi. Grönland'da
Paul
Kamensberg.
<> evet hatırladım.
<> JKLM deneyleri yazıyorsunuz kitaplarınızda, ama
burada klmn dediniz?
Evet
N deneyi eklendi, Montauk diye bir projedir.
<> Yani iki kişi oldu zülkarneynler?
Evet.
Zulkarneynler, Kehfler, BİR TEK
değildir. Kehf suresindeki tüm zikredilenler için sabit bir sayı
vardır. Onlar üçtür, dördüncüleri HYBRİD'dir.
Onlar Beştir, altıncıları HYBRİD'dir. Onlar 7'dir, sekizincileri Hybrid'dir.
<> Kıtmir
<> Roswell'deki Hybryd?
Kıtmir=Çekirdeksiz
meyve.
<> Kısır
<> Üremeyen
Başka
bir şey daha: Adana'da Sabancı'nın meşhur çekirdeksiz KARPUZU yetiştirilir ve ihraç
edilir.
<> melez
Bu
karpuzun bir tek çekirdeği yoktur. O karpuz bu yüzden kendisi üreyemez.
Kısır bir dişi gibidir.
Onu
üreten sır ise Sabancı'nın "At ve eşek"
çiftleştirmesi olan anne ve baba karpuzdan geçiyor.
HYBRİD bu demektir.
Kıtmir=Katır=Hybrid hepsi bir. Zulkarneynler TEK değildir, Kehf'ler de tek değildir.
<> Hocam 1956da daha yeni DNA sarmalları bulunmuşken
1949daki o hibrid nasıl yapılabilir? 1998de daha yeni klonlama
yapıldı
<> 1949daki hybrid 2300lerden gelirse yapılır.
<> Üstelik bu değişik bir canlı. Yaşama
olasığı var mı? Her ne kadar DNA'nın istenen yerleri
kesilip paste edilebilir
Var
ama, "Mağaranın ağzında" yani kollarını
öne uzatırsa. Bu ne demek? Kehf suresinden bulabilirsiniz. Bulacak var
mı? Arama için kelime: "Köpekleri de ayaklarını
mağaranın girişinde uzatmıştı."
<>
18-Kehf/18: ...Köpekleri de mağaranın girişinde ön
ayaklarını uzatmış yatmaktaydı...
Evet.
Sistemin içinde ama, bir parçası dışında. Hybrid'ler böyle
yaşayabilir. Sistemin tam içinde ya da dışında kalamazlar
ölürler. Onları bir kuvvet, perçemlerinden ve topuklarından
yakalamıştır.
<> 18-Kehf/17: Baksaydın, güneşin
mağaralarının sağ tarafından doğup
meylettiğini, sol tarafından onlara dokunmadan
battığını, onların da mağaranın genişçe
bir yerinde bulunduğunu görürdün. Bu, Allah'ın mucizelerindendir;
Allah'ın doğru yola eriştirdiği kimse hak yoldadır.
Kimi de saptırırsa artık ona, doğru yola götürecek bir
rehber bulamazsın.
<> 18-Kehf/18: Kendileri uykuda oldukları
halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola
çevirirdik. Köpekleri de mağaranın girişinde ön
ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların
durumlarına muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardın ve gördüklerin
yüzünden için korku ile dolardı.
<> 18-Kehf/109: De ki: Rabbimin sözleri için derya
mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden
önce deniz tükenecektir.
<> Fakat
hocam hiç bunu düşünmemiştim.
Çünkü
bunlar da muhkem değil, müteşabih ayetler. Müteşabih=MİSAL=İLERİ İLİM
AYETLERİ.
<> Bu hibrid gelecekten geldi değil mi?
Ehli
kehf zaten geleceğe gittiler. Zamanları bize göre bir saat= 309:8
yıl=???
<> 30.6 [38,625]
[] Not: Chat esnasında hesap yanlış
yapılmıştır
Evet,
bir saat = 30,5 [38,5] yıl. 60 dakika. Bir dakika=????? Ya bir
saniye?
<> 18 gün
<> İki dk bir yıl
[] bir dakika =235 gün
[] bir saniye = 4 gün
Şimdi
bu rakam, bu faktör çok önemli, bir saniyemize karşılık 14
[4] gün geçmektedir. (Bunu daha sonra açacağım.)
Düşünün,
sizin tiktaklarınız birer saniye arayla, ama orada gördüklerinizin
tiktakları ise hafta [gün] aralıkla çalışıyor.
Yani siz fişek gibi koşarken, Onlar öylece mağaralarında
blok zaman düşmüş, donmuş gibi duruyorlar.
Ölü
olsalar ölüdür der geçersin gidersin. Diridir deseler, oturup konuşursun,
uyandırır kahvaltı edersin.
Ne
ölü ne diri. Ne gömebiliyorsun, ne konuşabiliyorsun.
"Sen
onları görseydin, DEHŞETLE
KORKUP KAÇARDIN." Bu ayet yukarıda yazılı:
"Sen
onları görseydin"
"Dehşetle
korkar oradan kaçardın."
ÇÜNKÜ???
Ne
ölü, ne diri. Peki nedir diye kaçardın. Doğru mu? ????
<> doğru
Bir
canlı heykelsiniz çünkü.
<> Onlar
bizi görseydi, yani onlar da korkar mıydı?
Onlar
bizi görseydi, salisenin binde birinde biz yok olacaktık.
<> Evet, 14 gün aynı yerde duramazdık
Onlar
korkar mıydı? Birden görünüp de kaybolduğumuz için belki. Ama
köpekleri korkmazdı. Çünkü biz gözlemciye kollarıyla değiyor
olacaktı.
Şöyle
bir düşünelim: Cinler ışık hızına yakın
giden enerji olmuş (Madde olamayan) insanlardır. Bizler de enerji
olamayan ama madde olan Cinleriz. İkiz gibiyiz. E=mc² gereği onlar E,
biz ise m.
Onların
1 yılına karşılık, bizim 14 yılımız
geçmektedir. Yani biz yüz yaşında isek, bizimle birlikte doğan
ikizimiz CİN 1400
yaşında olacaktır. Oysa ikimiz de 100 yıl
yaşamaktayız. Kimse kimseden uzun yaşamıyor. Sadece
görecelik var. Bize göre onlar 1400 yaşındalar (Yanlış).
Onlara göre ise, tam on nesil bizler hızla büyüyor, yaşlanıp
ölüyoruz. On kuşak böyle oluyoruz.
<> Ömür değişmiyor, değişen
hızları maddi yapıları
Evet.
Ashabı Kehf ve dışarıdakiler aynı
yaşıyorlar. Ömürleri yetmiş yıl ise yetmiş yıl.
Ama birinin zamanı hızlandıysa ya da yavaşladıysa,
birbirlerini göreceli olarak izliyorlar.
Ayet
ne diyordu?
"SEN ORADA OLSAYDIN" (Yani fizikteki, relativitedeki GÖZLEMCİ FAKTÖRÜ.) Burada bildirilen GÖZLEMCİLİK AKSİYON VE POSTULATI. Yani RELATİVİTE haber veriliyor.
"SEN GÖZLEMCİ OLSAYDIN, DIŞARIDAN
BAKSAYDIN"
DİYOR ALLAH, "Korkup
dehşetle kaçardın."
Adamlar
donmuşlar kalmışlar. Öyle bir donmuşlar ki 309 yıl
gibi geliyor insana. Bu arada gözlemci de on kuşak önce ölmüş olurdu.
Bilirsiniz
şu relativiteyi, hep böyle şaşırtır.
Ama
Kur'an'ın bunu HABER VERMESİ
çok şaşırtıcı.
Üstelik
Kur'an oradaki bir KARANOKTAYI da
haber veriyor. Mağara dediği yer KARADELİK
OLAY UFKU. Köpek daha tam girmemiş, tekilliğe girmemiş.
Sağa
sola dönmekten söz ediyor ki, bu da DÖNEN
BİR KARANOKTA olduğunu gösteriyor KEHF denen topolojik yapının.
Orada
bir de YAPAY KARANOKTA var. Kehf
suresinde Zülkarneyn'e bir bakınız. "Getirin bana demir
kütleleri" diyor. Bu ipucundan ne çıkartırsınız?
<>
Sıkıştırılmış demir kütleleri = yapay
karanoktalar
<> Yapay
karadelik imalatı?
Evet,
bu ayeti bulup yazabilir miyiz?
<> 18-Kehf/95: Dedi ki: "Rabbimin bana
vermiş olduğu servet ve saltanat, sizin vereceğiniz şeyden
daha hayırlıdır. Bana maddi yardımda bulunun da sizinle
onların arasına en sağlam seddi yapayım.
<> 18-Kehf/96: "Bana, demir kütleleri
getirin." Nihayet dağın iki ucunu denkleştirdiği
vakit: "Ateş yakıp körükleyin" dedi. Demiri bir ateş
koru haline getirince. "Bana erimiş bakır getirin üzerine dökeyim"
dedi.
<> 18-Kehf/97: Artık Ye'cuc ve Me'cuc bu seti
ne aşabildiler ne de delebildiler.
Teşekkürler.
Şimdi tek tek yazalım.
Rabbinin
verdiği TAM BİR DONANIM,
GELECEĞİN TEKNOLOJİSİ.
SİZ GÜCÜNÜZLE YARDIM EDİN = Bana peynir ekmek vb. verin, besleyin size
bakayım, para pul istemem diyor.
DONANIM, Çünkü Ayette bu
donanım anlatılıyor: "Biz ona daha nice nice şeyler
(Teknolojiler) vermiştik" diyor. 84. de idi galiba.
Demir
kitleleri dediği yapay karanoktacık için. Bilirsiniz ve bunu Web'den
arayabilirsiniz. Kitaplarımda da var.
<> 18-Kehf/84: Doğrusu biz onu yeryüzüne
yerleştirmiş ve her şeyin yolunu ona öğretmiştik.
YANİ BİZ ONU
UZAY-ZAMANDAKİ O TARİHTEKİ YERYÜZÜNE
YERLEŞTİRDİK. (Gelecekteki yeryüzü değil, geçmişte
getirildiği yeryüzü.)
Zülkarneyn=İki
zamanlı, iki çağ sahibi, "Kuşaklar
boyu sahibi" demek değil mi?
<> Evet
Gelecekteki
yeryüzünden geçmişteki YERYÜZÜNE yerleştirilmiş.
Alet edavat da yanında. Muazzam bir basınç oluşturacak bir 1N içinde çünkü.
<> 1N?
İngilizce
oku ve okunuşunu yaz.
<> en, newton mu?
Hayır,
1 ve n, ikisini de ingilizce oku.
<> van en
Evet
Wanen. Wanen'i bilen var mı?
<> volvowanen
Wanen,
Walkyrie, Walhalla. W ya da V ile de yazıp bir web search edelim mi.
Mesela Wanen, Valhalla?
<> Wanen:
eski alman efsanelerinde geçen savaş arabaları! herhalde.
Bulamadınız
mı?
<> Wanen tanrısı diyor
İşte
o Zülkarneyn. Almanca Luft Wanen dediği de ufo.
<> Atlantis mitolojisi diyor.
Hayır
Germendir. Valhalla'ya bakarsanız, germen efsanesi olduğunu
görürsünüz.
<> Germanische Mythologie sayfaları geldi
Güzel.
Oradan Valhalla'ya bakınız.
<> Hocam wothan hakkında ne diyeceksiniz? Burak'a benzer bir ata biniyor (sekiz ayaklı) ve her adımı
ufuktan ufuğa gidiyor
Wothan,
Odin.
Valhalla'yı
bulun, yani doğrudan valhalla yazın, sayfalar gelir.
Valhalla
yok mu?
<> Var, çok var
İşte
onu kastediyorum. Bulup sonra okursunuz.
Gelecekte
de Valhalla var. Walhalla da deniyor.
<> Minesota Vikings yazdı.
Ama
ben Tennessee ve Mississippi Vikingiyim. Ticari olanlara bakmayın...
Mythos
olarak bakarsanız size şunu yazacaktır.
Bu
saatte Valhalla'yı bulamadız.
<> Alte Götterberichten und Sagen
Evet
o.
"Bulutların
üzerinde havada duran ve germen savaşçılarının ölünce
gittiği Cennet."
ŞİRA da havada
durmuyor muydu.
<> Es scheint auch ein "Atlantis" oder Götterreich
in der buddhistischen Sagenwelt zu geben, nämlich das mythische Reich
SHAMBHALA, denkt man noch die indogermanischen Wurzeln der Europäer, klingt das
wie Walhalla, dem nordischen Paradies). Es soll im Nordosten Indiens oder am
Nordpol (das Walhalla??) liegen, aber genaues weiß keiner so richtig.
<> hocam bu bilgi enteresan, shamballa ve valhalla diyor
Hayır,
bakman gereken Şamballa değil, kuzey kutbu yönündeki Valhalla.
<> Adamlar arasındakı irtibatı yazıyorlar
Tamam.
Orada "nordischen paradies" yazdığı Kuzeylilerin
cenneti ya da kuzeydeki cennet demek.
<> The twelve nymphs of Valhalla. They were mounted on swift
horses, and held drawn swords in their hands. In the melec of battle they
selected those destined to death,...
WALHALLA'nın inşa
edilmesinden söz ediyor. Yukarıda gökyüzünde duran Cennetimsi bir
şey. Şüphesi olan var mı? Varsa, ödev olarak Valhalla'yı
araştırıp gruba asacak. :-))
<> Adlerin kurduğu düzenden geçmişte
bahsedilmiş
Evet.
Valhalla ismi nedir biliyor musunuz?
<> Hal avlu demek
Walhalla'yı
TERS okuyunuz.
<> Allahlaw
Evet.
Allah ve Law. Allah yasaları. Allah Love, Allah sevgisi. İşte
Nur-36 ve Necm suresindeki Şi'ra budur. Allah'ın isminin (ALLAHlaw) anılmasına izin
verdiği Büyyutin=Yerleşim birimleri ve Tarık hangarları vb.
Nur/36'yı
yazarsanız bu belli olacaktır. Nur-35'de Tarık'ın içi
yazılıyor. Nur-36'da ise Tarıkların "UÇAK GEMİSİ MİSALİ"
konuşlandırıldığı uzay yerleşimi, kolonisi
anlatılıyor.
<> 24-Nur/36: Allah'ın yüksek
tutulmasına ve içlerinden adının anılmasına izin
verdiği evlerde, insanlar sabah akşam O'nu tesbih ederler.
ALLAHLAW yüksek tutuldu.
Orada Allah taraftarı olarak (Karşı grup değil) ALLAH+law adıyla
anılmasına izin verilen bir Şira bu.
Dünya
çevresine inşa edilecek olanı ise VALHALLA yani tersi.
Dünya
çevresine yerleştirilmiş olduğunu nereden anlıyoruz? Çünkü SABAH AKŞAM diyor ayet. Yani
dünyanın zamanına tam eşitlenmiş. Mars'ta ya da
Andromeda'da değil.
Ama
Şira'daki Allahlaw yöresinde zaman yolculuğuna izin veren bir dönen
karadelik var. Zülkarneyn "Terminatör gibi", olduğu gibi,
zamanda geriye gitmesini bu halka tekilliğe borçlu.
Fakat
Shira çok uzak ve yüksek hızda gitmeye kalksanız, iki
yaşınızdaki çocuğunuz, döndüğünüzde 16
yaşında oluyor. Eşinizle yaşıtsanız, o da sizden
14 yaş büyük oluyor. Kim ister ki Shira gibi bir yere gitmeyi?
Gidiyorsunuz,
döndüğünüzde gencecik anneniz yaşlılıktan ölmüş
oluyor. İşte bu yüzden Şi'ra'nın ALLAH+LAW'ı uzakta.
Ama
onun yeryüzü şubesi olan Walhalla ise dünya çevresinde.
İşte
bunun için Necm suresindeki ile Nur-36'daki iki istasyon farklı.
Bunun
için "İKİ BAĞ
SAHİBİ" adlı misallerden iki tane var.
Kehf'teki
işte Adler-Hitler kavgası ya da Alias ile Alois savaşı
diyoruz. Bazıları da Armageddon diyor.
Eğer
Chat'te Kalem suresindeki İKİ
BAĞ sahibine bakarsanız, Kehf ile olandakinden aynı
görünüyor ama, birinde ALLAHLAV var.
Yani illa ki iyilik ergeç kazanacak. İkincisinde ise farklı bir
şey var. İki bağ birden bozuluyor. Hissettiniz mi?
Bir
arkadaşımız üşenmesin, Kalem suresindeki ile Kehf
suresindeki farkı bize özetlesin. Veya bunu başka bir Chat'e
hazırlayalım. Vakitten kazanırız. Ya da yarın haber
grubuna asılırsa, oradan bu iki bağ sahibi olayına devam
ederim.
<> ok
Şimdilik
şu bir iki notu daha ekleyeyim.
1n
adını geçmişteki atalar mı koydu, yoksa gelecekteki
torunlar mı?
<> ikisi de
Allahlaw
ve Walhalla. Almanca Allahohe.
<> Allah yüksek, yüksekteki
Evet
ALLAH'IN ADININ ANILMASINA
İZİN VERDİĞİ EVLER BUNLAR. İKİ EVLER.
BİRİ VALHALLA. DİĞERİ ŞİRA'DAKİ ALLAHLAW.
Almanca
bilen var mı? Allahohe ne demek, sözlüklere bir bakınız.
<> hoh=yüksek
<> aller höhe, en yüksek, r telafuz edilmez, alle höhe okunur
Allah'a
eklenen edatlara bir bakın. ALLAHOH
diye bakacaksınız.
<> Alle Hohe = Bütün tepeler?
Bitişik,
ikiye bölmeyin. Allah'ı bulup edat ekleyin.
<> Allerhoch = Her şeyden yüksek, her şeyden büyük.
O
da değil ama yaklaştınız.
Almanca'da
ALLAHOHE diye bir kelime vardır
zaten. Sözlükte bulamadınız mı?
<> sözlükte yok
Var,
size onun linkini yarın bulup vereyim.
<> Allahoh diye benim sözlüklerde yok bişey
Bazı
kelimeler gelecekten geçmişe bir geri sekme (Feedback) ile gelmiştir.
Dilmaç gibi. Türkçedir. Tercüman demektir. Almanca'sını bulabilir
misiniz? Çevirmen, tercüman.
<> Übersetzer
Dol.....?
ile başlıyor.
<> Dolmecer
Evet,
bu DİLMAÇ DEMEKTİR. Almanca'da bir kökü, bir anlamı var mı?
Yok elbette. Şiştik mi, resmen Türkçe işte.
<> Mecer
<> Dol mecer
<> match, ingilizce yakalamak, eşleştirmek
Dilmaç+Er.
(Meslek eki)
<> Dolman?
Evet
ama bu TÜRKÇE.
<> Aslında dolmetscher değil mi?
İkisi
de geçerli; çünkü C ile yazıldığında, italyanca gracia gibi
hafif ç ile z arası okunuyor.
Valhalla,
wanen vb.
Şimdi
şöyle düşünelim: Aya ilk giden roketi tıpatıp
kitabında anlatan kimdi? Boyuna kadar vermişti. Yıllar sonra
aynı Satürn roketi yapıldı.
75 santim daha kısaydı.
<> Jules
Verne.
Bu
bir rastlantı mı?
<> Natilyus
Daha
denizaltının bilinmediği bir devirde Nautilus adlı ve ATOM enerjisiyle giden
denizaltıyı kim yazdı?
<> Deniz altında
20bin Fersah
Evet.
Kaptan Nemo'nun Nautilus'u oldu dünyanın ilk atom denizaltısı...
Tarih
bir tekerrürdür.
Mü?????
Yoksa
gelecek ile geçmiş arasında PASSENGER'lerden
başka bir de MESSENGERLER mi
var.
Bu
geri tepme mekanizması kurulmuş mu dersiniz?
Dilmaç,
Walhalla, Wanen, 10SCE, MRS.CP, MİSS.CCP, 1N, Alaska,
Athabaska, Nebraska. (Zülkarneyn yolu, rotası.)
<> Yani Azteklere İnkalara gelen Zülkarneynin yol
rotası!
<> 10SCE nedir?
Bundan
sonra anlatacağımız konu şu olacak. 10SCE ingilizce okunup, okunuşu yazılacak.
<> tennese
10 S C E harfleri tek tek okuyunuz.
<> Tennessee.
Doğru
Tennessee. Amerika'da bir eyalet. Bir de MRS.CP
var. Aynı yöntemle okuyunuz.
<> Mississippi.
Miss.C C P bunu da okuyunuz.
<> Misssisipi.
Graceland
albümündeki Paul Simon'ın MİSS.
C C P Delta'sı. O şarkıyı bana [B]
armağan etmişti, onun için yazdım. Bütün bunları sonra
anlatacağım.
Gelecek
konumuz ise: Bu Adler düzeni neden Hitler düzeni oldu? Bunu önlemeye gelen İKİNCİ EKİP yani
Timebulance kimlerdir? Timebulance ne anlama geliyor?
<> zaman kurtaran
<> Time+turbulance
<> Zaman karışmasını engelleyen
Time+Ambulance.
Kısaca Timebulance. İşte birincinin tersine MEHDİ'CİLER, yani Allahlaw'dan gelenler.
Ve
Valhalla'dan gidenlerin karıştırdığı bu
dünyayı nasıl düzeltecekler dersiniz?
<> Walhalla'dan gelenlerle?
<> Onları geri toplayıp götürerek
<> Mehdiyi getirerek
Ama
onlar ayrıca MİB indirdi.
<> MİB [Men İn Black] Kara takım elbiseli
adamlar
Yani
Kalem suresindeki "İKİ
BAĞ SAHİBİNİN HER İKİSİ" birden.
Oysa
SHİRA'DAN (Allahlaw'dan) gelenler
ise doğrudan Kehf suresindeki iki bağ sahibinden "İYİ OLANI".
Bu
konunun devamı Pazar'a inşaallah. Çünkü uykusuz bıraktım
sizi.
<> Benim için yeni akşam oldu
<> Dinlenmek de gerekir, dr'u da düşünmeliyiz
Benim
için sorun yok, ama insanlar yarın işe gidecek.
Diyorum
ki, TSİ ile 21.00'den beri insanlar mahvoldu. Acıktılar
champignon pizza bile yediler. Sandalyeden kalkamadılar.
<> Ben bu arada iki şeftali yemişim :)
Şeftali
mi? O tüylü yaratık ile bamya bir de badem çağlası diyorlar, bu
üçünü yiyemeyen antika bir insanım. Ne demekse, DİŞİM kamaşıyor diyesim geliyor. Yani
bilmiyorum diş kamaşır mı? Göz kamaşır, fakat
diş kamaşmaz herhalde. Sahi siz bu duyguya ne diyorsunuz?
<> Dişler de kamaşır
Mesela
tatsı, kekreli bir şey yiyemiyorsunuz. Yani ben "DİŞİM KAMAŞIYOR"dan
başka bir kelime bulamadım.
<> Herhalde başka kelime yoktur
Çağatayca
var, ama bir tuhaf kelime: cozumak.
<> İyi geceler dilerim, artık
çıkmalıyım, bilgileriniz için tşk ederim
Ben
de sizlere sevgideğer. Hep izleyiciydiniz. Sizin de
sorularınızı beklerim.
<> Sizin yanınızda kendimi çok cahil hissettim.
Belki bir gün kendime güvenirsem soracak çok sorum var size.
Hayır,
ben doğrudan Kur'an'ın içindeki 7 içiçe anlamı
veriyorum. Kur'an'da her şey vardır. Üstelik burada asla ve asla sci-fi
bilim-kurgu da yapmadık. Zorlayarak da bir şeyler yapmadık,
herşey kendi kendine yerini buldu.
<> bu kanaldaki arkadaşlar bana hiç de cahil gibi gelmedi
<> merak etme, bir kaç defa katıl ve kitapları oku
sen de yabancı kalmazsın
Bu
chat'i de asalım, böylece bir ön etüd oluşur.
<> Hocam şu Montauk experience'undan bahsetsene
Onu
burada sen bize kısaca bir anlat önce.
<> Ben ilk defa duyuyorum bunu, JKLM'i biliyorum
Montauk'un
linkini bilen var mı? Vortex'i ya da. Vortex nedir? Web search pls.
<> Montauk
project diye birşey var. GOVERNMENT - NWO - CONSPIRACIES.
Evet
var. Linkini bize verebilir misin?
[] http://web.archive.org/web/20020822163952/http://www.freewebs.com/the4thdensity/conspiracy.htm
<>
Teleportasyon diyor
<> M =
Mighty = Landsberg'in 2050'ye gönderilmesi.
Mighty=Mehdi.
Allah ise Almighty.
<> Toutpuissant
Evet,
tupüisan.
<> Montauk ufo'yla ilgili mi, yoksa yine gelecekten gelen
torunlar mı?
Onu
bundan sonraki konuya koyduk ya. Önce bir araştırma açarsak, konuya
da hazır gireriz. Kod adı VORTEX.
Bunun sözlük karşılığı var. Çünkü kökü Latince. Ama
çok merak ediyorsanız biraz söyleyeyim.
Acaba
insanoğlu gelecekteki torunlarının yardımıyla bir TARIK (1N) yapabilir mi? Şimdiki imkanlarla.
Bir
de, düşmüş bir UFO ile
şimdiki imkanları birleştirerek yapabilir miyiz? Bir UFO
düşmüş müdür? (İçindeki otopsi yapılıyor ya)
<> Bunun için su 115. elementin bulunmuş olması
gerekiyor herhalde?
Kimya
bilen arkadaşlarınız bilirler ki, 164 numaralı element yine
kararlı.
<> Kur'an'daki 114. sure ile 144. elementin
ilgisi-irtibatı var mı?
Sure
sayısı relatiftir. Ama 114 geçtiği zaman (TaHa-114, Ali
İmran-114 vb gibi, ya da Ali İmran 104, Enbiya 104 gibi ayetler
hakikaten Kur'an'da kilit öneminde) 114, (Elementer tabloda kararlı adalar
alt alta geldiğinde) 146 ve 164 elementler kararlı adalarda
bulunuyor. Hani soygazlar gibi, altalta geliyorlar.
Radyoaktif
değil, tam tersine çok zararsız, ama kurşundan iki kat
ağır. O yüzden UFO'ların
(Gerçek olanlarının) ÇOK KABA
olduğunu bilirsiniz. Sanki dökme demir gibi. Eski Türk havanları
vardır ya, çan gibi, TARIK öyle
bir kabalıktadır.
Bunun
nedeni var: Dökme ve bütün olması gerekiyor. Çünkü zamanda geriye gidecek.
Her bir parça zamanda geldiği yere dönecek.
Mesela
kol saatim geri gidecekse, kayışı gidip bir timsahın derisi
olduğundan timsaha gidecek. Kristali yapıldığı tarihin
gerisine gidecek. Mekanik aksam, ya hurdacıya ya da toprak altındaki
çıktığı maden ocağına gidecek.
<> Bu nasıl oluyor? O zaman insan toprağa veya
diğer canlılara gidecek!
O
bundan sonraki konumuz. Ama şunu bilmeni isterim ki, gerçek ufo'lar çok
ama çok kabadır. Siz o zarif, tuhaf şeylere aldanmayın. Gerçek
ufo bir tencere kapağından daha yüksektir. Eni ile boyunun farkı
1:2'dir. İçindeki çalışması ise Nur-35'de
anlatılmaktadır. Dhurakhapalam (Tarık'ın Sankritçesi,
Web'de var)
Keşke
birinizde Peter Colosimo'nun kitabının Türkçe'si olsaydı.
"Le Matin de magicienne" gibi bir ismi vardı.
<> Le matin du magicien?
Evet,
büyücülerin sabahı gibi. Ben adını böyle biliyorum çünkü.
<> Zamanın Gizli Sahipleri değil mi?
Zamanın
gizli sahipleri sizde var mı?
<> Evrenin Sahipleri, Pauwells/Bergier.
O
değil, benim ki Peter Kolosimo'nun. Colosimo muydu yoksa.
<> Kolosimo
Doğru,
çünkü o Alman asıllı Fransız, Kolosimo olması gerekiyor.
<> Le matin des magiciens = Büyücülerin sabahı
İşte
bu Dhurak+apalam. Tarık yani. İşin ilginci Kur'an'da aynı
ismi veriyor.
<> Doğru yazılışı: "Le Matin des
Magiciens"
Öyle
mi? Tamam o zaman, ben de bulurum onu Web'den. Sağol. Ben bir tek
büyücünün sabahı sandım. Büyücüler, yani pluralmış.
<> Pauwell ve Bergier'in bu kitap, Rusya'da toplatılmış.
Pauwel
de Hawking'in aynı hastalığını yaşıyor.
[] Kozyrev?
Kozirev
tutuklandı. 1965 yılında bıraktılar. Eğer
tutuklanmasaydı, K.M.A o
olacaktı.
<> Ezechiel'e ne dersiniz?
Onun
adı Hezekiel=Zülkifl. Kur'an'da bir yerde adı geçiyor. Ama Tevrat'da
Kerrubi'ler denen bir tuhaf aracın sürücüsü konumunda. Kerrubiler,
Kur'an'da da var, Karrebun diye. Allah'a en yakın melekler demek.
<> Tşkr dr
Ben
herkese teşekkürler ederim.
<> Biz de canı gönülden teşekkür eder ilmimizin
arttırılması duasını ederiz hepimize
İyi
geceler. İyi sabahlar.
<> Herkese iyi geceler
<> Teşekkürler