HANS von AIBERG'İN YENİ YAZILARI - 55 :

“Sabır Tavsiyesi”

Selam ve selam sevgideğerlerim, Hanifcanyoldaşlarım.

Rabbim ilmimizi arttrısın (Amin).

Alçalan yıldız/kanat kırdı kondu, kanatları altına aldı "Dabbetül Arz".

"Kur'an'u okurken, ben bunu unuturum diye acele etme! De ki: Rabbim ilmimi çoğalt”.

Rabbim ilmimizi artırsın (Amin).

Evrenin iki yüzü (iki adet % 50'si) var. İkisi de olmak ZORUNDA (Allah böylece NUR'unu tamamlar ve her an bir yaratım üzerinde bulunur. Sonsuz x 3 + 1 (elif üssünün üssü+1) ihtimal/olasılık oluşur. Allah nur üzerine nurdur.
Nur ise sonu gelmeyen enerjidir/Kudrettir.

Evrenin iki EŞİT ihtimali var. Parantez (kanat) açarak A ihtimalini; örneğin Walhalla çıkışlı olursunuz; açtığınız parantezi (kanadı) kapayarak da B ihtimalini oluşturursunuz.

Pekiyi parantez AÇMADAN bunlar olamaz mı? Elbette bu olur ve adı NORMALDİR.

Fakat evrenin ikinci yüzü var ki normal ötesi/parantez içinde BOŞCÜMLE / Küme diye bir matematiği var. Yaşadığımız evrende BOŞ TÜMCE, yaşayacağımız PARA-KOZMOS'da ise DOPDOLU tümcedir..

Kanat indirirseniz / parantezi kaparsanız NORMAL sandığınız herşey PARANORMAL olur, Walhalla NORMAL; ALLAHLAW ise PARANORMAL'dir. Walhalla'yı geçmişte/tarihte okursunuz. Allahlaw ise gelecekten başka HİÇBİR YERDE yoktur. Üzülmeyin, tarih bir tekerrür DALGASIDIR. Dün olan yarın da olacaktır. Yarın olacak olan DÜN de olmuştur. Big-Bang ile Doomday arasında BU OSİLASYON vardır. Kıyamet ise DURAN dalgadır. "Bugün mülk kimindir? Vahid ve Kahhar olan Allah'ındır". Karadelik ve akdelik AYNI YERDEDİR, zıt yöndedir (Kapının önü-arkası gibi). Kapının kalınlığı ise inanılmaz uzunlukta (Cennete kadar / Cehenneme kadar) bir yoldur. Ama SIFIR cm. bile yoktur. Ektiğimizi biçeriz ve/veya etkiye karşı tepki vardır. Öncelikle ETKİ vardır, sonra ona tepki yanıt verir ve sistem dengelenir. Etkiyi tepki izler (nedensellik) veya tersine ÖNCE tepki, sonra etki geliverir. (Klasik örnekle: Önce cam kırılır; sonra taş atılır). Birinciye NORMAL; ikinciye nedensellik tersindiğinden PARANORMAL (=Abnormal+Anomali) diye bakıyoruz.

Haniflik ile kontrat yaparken İbrahim atamız gibi biz de PARANORMALLİKLERE hazır biçimde kontrat yapmıştık. Bu kontrat YENİ değildir. Kalu Bela'daki MİSAK'ın ta kendisidir. Acaba normal ve paranormal (İki EŞİT ihtimal birden) nasıl gerçekleşir?

Bu evrende birşey % 100 olmuşsa; öteki evrende (ki yine bu evren, fakat zaman oku ters, nedensellik ters) diğer paranormaliter olasılık da OLMAK zorundadır. Yani %-100 gibi SOYUT bir ihtimal daha vardır. Somut (%+100) ihtimale NORMAL denirken bunun karşılığında görmediğimiz ÖTEKİ soyut (%-100) ihtimal de OLMAK zorundadır.

Yeniden Musa-Yuşa-Hızır üçlemesinin kıssasına girmeden daha yakın  bir örnekle açımsayalım:

Jana diye bir genç bayan vardı 2300 yıllarında... Evlendi her bayan gibi, çocuğu oldu çoğunluktaki her bayan gibi... NORMALDİ bunlar... Ama günün birinde İLERİ değil de GERİ gelmesi gerekti. Kaburga-omurgadan yeniden DOĞDU (aslında doğmadı, aynı süreyi geçmişte yeniden yaşadı)

Aynı yaşa gelmişti, hani ÖNCEDEN anne olduğu yaşa... Ama ne evlenmişti ne de çocuğu olmuştu. Hatta Meryem gibi kızoğlankız idi.

Anılarında sevgili eşi, herşeyden değerli bir çocuğu vardı. Anılar... SONRAKİ anılar, bizden sonraki anılar. Anılar geçmişte kalmış nostalji değil midir? GELECEKTEKİ anılar? Evet paranormal olan bu! Gelecekteki anılarında evli-çocuklu Jana; Geçmişteki yaşamında ise (kendi deyimiyle) bakire ve çocuksuz Jana... O biliyor, nasıl aşık olunur, evlenilir ve çocuk doğurulur! ANILARINDA bunları biliyor, çocuğunu emzirmeyi ve pedagojiyi... Ama ŞİMDİ bilmiyor bunları... Hiç evlenmedi, gerdeğe girmedi, hamile kalmadı, midesi bulanmadı ve acılar içinde doğurmadı. Himeni yerinde duruyor.

Bilmiyor evliliğin-annelerin gerekçelerini HENÜZ ama BİLİYOR bunları YAŞADI tek tek... An be an...

Bilmeden BİLİYOR! Ölmeden ölmek gibi bir şey! Ölümü taddı İDRİS ama ölmedi işte öyle bir şey... İdris ÖLDÜ/ÖLMEDİ (Schrödinger'in kedisi). Öldü: Çünkü her nefs ölümü tadacaktır. (İndeterminizm=Işıktan yavaş
evren doğası). Ölmedi: Çünkü ŞEHİD ölmez (Determinizm=Işıktan hızlı evrenin doğası).

ÖLDÜ MÜ ÖLMEDİ Mİ?

Yazı-tura mı atacağız? Hayır atmayacağız! İKİSİ DE OLDU diyeceğiz.

Rabbim ilmimizi artırsın (Amin).

Jana gibilerin ELLERİNDE olmayan bazı şeyler vardır: Meryem gibi BAKİRE-ANEDİR... Çünkü iki EŞİT ihtimal BİRDEN oluşmuştur. Jana gibilerin kazandığı bir zaman enerjisi vardır. Bataryaları DOLU olarak geçmişe gelmişlerdir. Bu da enerjinin sakınım ilkesini bozmaktadır.

Bozulmasın diye... ZAMAN enerjisi kendisini uzayda ileriye DEĞİL; zamanda geriye verir.

O zaman Silo 55 ya da Jana'nın 45 yaş fotoğraflarını GEÇMİŞTE görürsünüz.
Eğer geleceği görseydik, bir de MERYEM ANA gibi doğurmuş bir Jana daha görecektik.

Kanatlar HİMAYE için indi. Kanatlar altına alındı insanlık... Onlar feragat ve fedakarlık sahibi insanlardır. Sakat, felçli, çocuklarından çok uzak özverili insanlardır. Zaman turistleridir. Kendi evinde değildir! Pansiyonerdir. Onun için Kur'an emreder "Gücünüzle yardım ediniz!" diye. Hızır SU istedi (gücün en küçüğü budur) vermediler. Yıkılmakta olan duvarı onardı. CEZA vereceğine kendisine su vermeyen, basit gücüyle yardım etmeyen o kavmi ödüllendirircesine YIKILMAKTA OLAN BİR DUVARI/SEDDİ onardı. Musa bile şaştı bu duruma!

Hızır turist idi, pansiyoner idi, pansiyoncudan SU/AZIK istedi. Bir bardak su getirmek gibi basit "Gücüyle" bile yardım etmedi pansiyoncu/hancı! Oysa onlar TOK idiler... Sadece İMTİHAN ediyorlardı. Musa balığı vererek, KUDRET HELVASI gibi, bıldırcın gibi zaten MUSA'yı tok tutuyordu/Kendisi gibi... Su ve erzak istemediler/İster gibi yaptılar. "Gücünüzle yardım edin" dediler kısacası...

MERYEM ile JANA'nın öyküsünün TIPATIPLIĞI gibi; Bir de Resulullah ve Majisyenlerinin de birer AYNI ÖYKÜSÜ vardır. Resulullah'a ilk BÖLÜM ayetler geldikten sonra bir SONUNCU ayet geldi: "Kanadını indir insanların üzerine, şefkat ve merhametle...Ve RAUF/RAHİM ol Rabbinin adlarını talim ederek"
dendi. Bu İLK bölümün SON ayetiydi. Bundan sonra 23 ay (Yaklaşık iki yıl boyunca) Resulullah'a 23 yıllık şefkatinde İKİ YIL hiç birtek AYET / Kelime / Hece / Harf Gelmedi.

"RABB’İN SENİ UNUTTU" dediler,"İŞTE MUHAMMED'İN BU KADARLIK BARUTU VARMIŞ. ATTI BİTTİ. RABB’İ DE ONU UNUTTU!" dediler... ALLAH, "RABB’İN SENİ UNUTMADI!" dedi ve İKİNCİ BÖLÜM KUR'AN İNMEYE BAŞLADI!

Resulullah'ın ve/veya -gelecekteki-MAJİSYENLERİNİN durumu bir paranormalitedir. Allah Majisyenleri; majisyenler sizi unutmadı! Adler 309 yıl mağarada kaldı sadece... SABREDİN ÇIKINCA GELECEKTİR! ARZ'da biraz debelenecek, mağaradan çıkacaktır, kozadan çıkacaktır.

Daha basit bir sabır örneği!

Hans von Aiberg isimli çiftboynuzlu miğfer giymiş ARZ yaratığı, Kur'an konuşanı (İnsanlar Allah'ın kelamı olan PARANORMALLERE yeterince inanmıyorlar, Hanif dinden habersizler, Kelamullah'ı BİLİM ile bilmekten yoksunlar diyen bir DABBET), Majisyenler gibi 309 yıl değil; Resulullah gibi iki yıl değil, sadece herbiri 18 dakika süren bir saniyeler boyu sizden uzak kaldı! Sizi terk etmedi, heva ve hevesinden konuşmadı Hans von Aiberg! Sadece kanat indirenlerin zaman zilzal enerjisini "Geçmişe" naklediyor ki bu SİSTEM KUSURSUZ DENGEDE KALSIN!

Hızır da Saba melikesinin tahtını nakletmişti... Bir saniyeye karşı 18 dakika kazanarak... Blok zamanı.

Eğer yeniden zaman aberasyon ve türbülansı olmaz ise bu geceki chat'te açıklayacağım Allah inşaa ederse...

Bu yazı tahmin edemeyeceğiniz kadar uzun bir zaman öncesi kaleme alınmıştır, otomatik olarak CUMA gününe MESAJ diye yazılmıştır. Görevli arkadaşım size bu yazıyı asacaktır. Çok muhtemelen bu geceki chat'te her zamanki gibi kozmik sırları sunmayı sürdüreceğim. Ehli kehf olmayı anlatacağım Allah inşaa ederse.

Rabbim ilmimi artır diyenlerin sayısını çoğaltsın!


Barış ve barış ile...

5 Temmuz 2002