HANS von AIBERG'İN YENİ YAZILARI - 53 :

“Türkiye'deyim. Toprağı öptüm iner inmez! Vatan gibi hiçbir şey yok!”

Selam ve selam sevgideğerler...

İki "chat" boyunca sizden özge düştük. Uçak ile dünya çok yakın! Lumbozdan aşağı bakınca Alp Dağları’nı harita gibi görüyorsunuz... Ve HARİTADAKİ gibi sınır yok üzerinde, kırmızı kalın çizgiler yok!

Herşey yolunda... Tatlı cadımız ise (bugün) Kanada'ya vardı/varacak. Axel Heiberg'in "Cotage"ındadır belki de... Oradan bu hafta sonu Brezilya Manaus'a dönecek. Kişisel eşyalarını alınca yine Brezilya'da Amazon'lar içinde "Bir yere" gidecek. Amazon savaşçısı/Valkyrie Huri/Dişi sheriff - Şerife/ Jandarma-Jean D'arc/ idi yerini buldu! Yeni mekanı da Amazon oldu!

Dabbet'tir o aynı zamanda! Alameti Kıyamet! (Emir gelmeseydi Dabbet'i asla yazmazdım, hep örtmeye çalışıyordum. Kıyametin büyük alameti olmak beni/benzerlerimi hep rahatsız ederdi).

Salı (bu gece) “chat” yapmak isterdim ama, maalesef, Zig-Zag bünyesindeki ciddi sorunlardan ötürü “chat”i Sieg-Saga (Dr. Siegfried Saga Jana'yı Northern Terroteries'e götürdü) ile yaparak, bu gece uzun bir gece yaşayacağım. Belki de pasif olarak katılabilirim.

Jana böyle! Zigzag ise yeniden yapılanıyor: Zick-Zack, Sieg Saga ve biz Ekim Bey Zip-Zap'ı devam ediyoruz. Zigzag bünyesinde... Eğer ikna edebilirsem, Sigfrid Saga, kurallara aykırı olmasına rağmen Alias Allende olabilir. KURALLARI kim koymuşsa, ayet/farz değil ya, madem ben bir stratejistim, kuralları gözden geçirmeye hakkım var, diye düşünüyorum.

Bunlar aynı zamanda geleceğe duyurudur.

Başka türlü duyurmamız, yani kendi aramızda özel yazışmamız mümkün değil. Çünkü diğer müstakbel Hanifcandaş'lara haksızlık olur diye düşünüyorum. Sanki bir click ya da kulis yapmış gibi riyakar hissederim kendimi (Bu benim şahsi fikrimdir, tartışmalıdır, kişiseldir).

BizLERde eksikler var elbette. Bunu bana nakleden üst mercii'ye göre Yaratılışın yükümlülüklerinden birincisi bilmektir YARATAN'I ikincisi de bilişmektir Kullarıyla! Allah'ı bilmek bilim ile; Kulu bilmek bilişim ile olur.

Allah'ı bilmek gayretleri şahdamarından iletişim ile olur, kulu bilmek ise her türlü (Sılayı Rahim'den bilgisayar klavyesine kadar) iletişim ile olur.

Bilimde bilgi gereklidir, OKU'yup biriktirmek, KALEM ile YAZ'ıp bilgi birikiminin zekatını vermek! Bilişimde ise Barış (Selam) Sulh (nefssel sürtüşmeleri karşılıklı akit/misak ile asgari müştereke indirgeyip, anlaşmak) ve bütün bunları yapmak için de horgörmeyip hoşgörmek (Tolere etmek) gerekir. Bunlar Allah'ımızın emridir ve "SALİH AMELLER" kategorisindendir.

Müslümanlar >>> Kardeş
Hanif müslümanlar >>> Özkardeş
İbrahim Milleti >>> İkiz kardeş
Hanifcandaşlarım >>> Tek yumurta klon-kardeşleridir.

Bunlar kelime oyunları değil; doğrudan AYETTİR!

Kendimizi gözden geçirip, iç-hesaplaşmamızı bir oto-kontrol olarak (Virüs programı gibi) öne çıkarıp, kişisel sürtüşmeleri geri plana atmalıyız.

Biz birbirimize toleranslı olmazsak, elin Hadis, Hafif ve Herif Müslümanları mı bize müsamaha gösterecek!

Habil ve Kabil olmamaya bakalım:
Hani yazmıştım:
Habil KARDEŞ!
Kabil KALLEŞ!

Daha çok selam (barış) daha çok muhabbet (sevgi/to chat) daha çok
hoşgörü (tolerans) gerekli bize. Bunlar süper benzin misali yüksek oktanlıdır.

Biz bir temizlik yapıyoruz. SAF tutup, birlikte mıntıka temizliği yapıyoruz.
Herkes eşit, "BEN" merkezli hiç bir egoist/enaiyetçi ya da kalleş barınağı olmamalıyız.

Allah'mız bizi üç sınıf yapmıştır: Cehennemlik, Cennetlik ve Sabıkun/Mukarrebun diye...

Mıntıka temizliğinde:

1. Hadis (Süfyani) İslamiyetini ayıklayın. Cehennem’liklerdir!
2. Hafif (şimdilik folklorik ve gelecekte asker kaçağı HARİCİ) İslamiyet söylemi mensuplarıdır (Allah onları gözden çıkarmıştır, cihad kaçağı saymaktadır). Bu kategoriye girenler Abdül-Lat'a ve eşi Amina Hanım'a Mevlitlerde gözyaşı döken, Ebu Süfyan'ın tanımladığı sapık namazı kılan, oğlu Muaviye'nin Sünnet diye yutturduğu mezhebe sıkı sıkı bağlı, Yezid'in kurallarını Hanefilik sanan, Haccacı Zalim'e, Amr İbnül As'a Fatiha okuyan Ebi Cehil, Ebi Leheb ve benzerlerini SAHABE sanan kesim! Allah onlara Cennet'i vermekle birlikte bedeli ağırdır.

3. Hanif'ler, ehli sabıkun!

Dünyada en zor şey kuşkusuz Hanif olabilmektir. Hanif olabilmek için önce "Harif" (Huruf,hurufatçı, tahrifatçı) bir geçiş döneminde ŞEYTAN denen amansız düşmanımız bizi taciz ve ta'riz eder. "Hanif"im der kişi, fakat niyet eder Yatsı ve İkindi namazının "4 REKAT FARZ"ına... Kur'an'a meydan okumaktadır. Günde en az bir kere teyemmüm alması gerekirken, HAYATI BOYUNCA almamıştır. Allah'ımızın TOPRAĞINI beğenmez çünkü! Toprak=Dabbet! Elektriğini alır, su ise ISINI alır! Farkı görmeli ya da KÖRMELİ (görmemeli)

Fark >>> Furkan, hak ile batılı ayıran! Dogmatik doğuyu (116 ve ötesi), dosdoğru doğudan (110) ayıran! Batıl batı'yı (112), batın batıdan (113-115) ayıran! İki doğunun ve iki batının Rabb’inin sırrı! Ali İmran'daki sırlar!

HANİF OLARAK AYRILIN! Doğruyu gösterin. Yanlışı vurgulayın! (Emri Maruf ve nehyi münker)

Zaten Hadis Müslümanı değiliz! Ama Hafif Müslümanı da olmamalıyız.

"Ben atımı sağlam kazığa bağlıyayım, bu olmazsa öteki geçerli olur" gibi bir kuşkuda olanınız varsa, bilse ki Allah'ımız münafıktan öte kendilerini MÜRTED yani dini bulduğu halde kaybeden olarak aşağılayacak, elinden 24 saat OKU diyen Kur'an'ı bırakmaz!

Görevimiz "Temizlik yapmak"... Mıntıka temizliği... Saf tutarak... Kimse kimseyi geçmeden, eşit/eşgüdümlü, ikizkardeşler olarak ve BİRLİKTE... Bundan öncesi de var: Kendi mıntıkamızı (nefsimizi) temizlemek! Sonra mıntıka temizliğine çıkmak!

Haydi vicdan muhasebesine! İçinizi-dışınızı, göğsünüzde sakladığınız, önünüzü ardınızı bilen ve kuşatan ile HESAPLAŞMAYA!

Bugün Allah için ne yaptınız? HANİFLİK yeterli ve geçerli yanıt. Fakat şunu bilmeliyiz ki, ALLAH bir tekde KUL olur!

Allah hakkı=Kul hakkı! Sevgi, barış, hoşgörü! İNSANIZ biz, konuşarak anlaşırız. Elbette streslerimiz, sıkıntılarımız, bunalımlarımız ve hatta
krizlerimiz de vardır. Bunları bilinç altında değilse de (ters teper) SANAT ve BİLİM  editörü olarak giderebiliriz. Kendi kendimizin editörü olalım! İçimize atmayalım! Ama  kusmayalım, şarlamayalım da!

Barış & BARIŞ
Kul
Rabbi Zıdni İlmi!  

 

4 Haziran 2002