HANS von AIBERG'İN YENİ YAZILARI
- 43 :
“Esir/Ether/İksir/Elixir/Kesir
ve Külli Şey’in”
Selam ve
selam sevgideğerler,
Aşağıda sunacağım yazı iki bölümlüdür ve iç-içe
geçirilmiştir.
Milad içinde mini bir milad başladı:
Öncelikle esir ile ilgili yazının devamı olarak
yeniden karşınızdayım... Önceki yazılarımda:
Özetle: Esir (Ether) antik Yunancadan daha eski ve
arkaik Sanskritçe kültürünün bir parçasıdır. Kökü iksir'dir ve likid
demektir. Arapçaya da Kesir (ekseriyet, küsurat, kesret gibi) girmiştir. İbranice
çok eski bir dildir ve orada da eksir diye geçmektedir (Kesir kökünden).
Latincede ise Elixir diye geçmektedir. Bu kelime Arapçadan geçmemiştir.
(Arapça'dan Latinceye geçen kelimelere bir örnek: ŞuRuB = Sirop, Kökü: ŞRB=şarab,
şerbet, maşraba, Meşrubat ve hatta Şurba=Çorba vb.).
Sankritçe'de (Hint-Avrupa dillerinin ağababası olan
dil) en eski kelimelerden biri olan iksir, bu anadilden türeyen Yunancaya da
Esir olarak geçmiştir. Türkçede de iksir hatta eliksir kullanılmaktadır
(Ab-ı Hayat İksiri ve eczacılıkta sıvı hazırlamak için kullanılan
eliksir gibi kullanılmaktadır). Ayetleri
anımsayalım:
"Allah Arş'ı
İSTİVA etti. O'nun arş'ı SU (Ma) üzerindeydi...". İşte bu sıvı
Esir'dir... Araştırırsanız "Ma" su kelimesi Kur'an'da inanılmaz
sayıda geçmektedir. Burada vurgulanan ikinci, üçüncü anlamlar "ESİR"
üzerinedir. Ma=Esir'i derin meal olarak ve gönül rahatlığıyla
benimseyiniz. Teminatımız yine Kur'an'dır.
Kur'an'da bu Sankritçe'den alınan kelime sayısı 2000
(üç harf esasına göre Türevleriyle 60 bin) üzerindedir ki, Araplar daha önce
bu kelimeleri (Kevser, Dünya, Burç, Cennet, Can, Kalem vb.) bilmiyorlardı. İlk
kez vahy yoluyla Resulullah'tan duydular. Halen de anlamış değillerdir.
Bu bir ADALETTİR. Şöyle ki: Hucurat 14. ayete ve
tevafuku olan Tevbe-97'ye bakarsanız:
"Araplar kâfirlikte ve münafıklıkta tüm dünya
milletlerinin en
azgınıdırlar. Allah’ın resulüne indirdiği Kur'an'ı
kendi ana dilleri olan ARAPÇA olduğu halde, tüm milletler içinde EN AZ
anlayanlardır. İman asla kalplerine inmemiştir, sadece Ebu Süfyani ile
birlikte silahlarını teslim etmiş, teslim olmuşlardır, Müslüman olamamışlardır".
Önceki bir Chat'imde:
1. Yahudilerin
dünyalara üstün kılındığını, ama bunun LANETLENMELERİ yüzünden övünülecek
bir yanı bırakılmadığını, (Lanetli ağaç ve Şeytan ile birlikte) ÜÇ
LANETTEN biri olduğunu bildirmiştim. Gerçekten de binlerce yıldır, Beni İsrail
Siyonizm (Sufyanizm) denen bir “Dünya Ekonomi İmparatorluğuyla” tüm Dünya’yı
ekonomik olarak yönetmektedir. Paranın vicdanları satın alma gücü ile Dünya’nın
krallarının memelerinden süt emmektedirler ve onları ölmeyecek kadar bir süt
ile başbaşa bırakmışlardır. Ve Dünya yöneticiler birliğinin tamamı
Yahudi efendilerinin GOYİM=Evcil hayvanlarıdır. Dünya onların KÜMESİ,
AHIRI'dır. İnsanlığın tamamı da köleleridir. Üstünlükleri bu anlamdadır.
Siyonizm (Yahudi sofizmi) kendilerini binlerce yıl, her dönemde bir tuğla
koyarak bilgi birikimlerini ve deneyimlerini bir POLİTİK güç/tek kutup
olarak sürdürmektedirler.
2. Yahudilerin bu LANETLİ üstünlüğüne karşılık,
kardeş-çocukları olan Araplar'ın da Dünya’nın en aşağılık milleti
olduğu Kur'an'da anlatılmıştır. Üstelik Arapça indirilmiş Kur'an'ı en
az (Mahdude=Mahdut'un en düşük limiti Hudude'dir) anlayan millettir diyor
ayet. Yaşadıkları bölge dünyanın hiç yağmur düşmeyen Zemzem'den başka
bir varlığı olmayan hele ki İbrahim döneminde "Mars çölleri gibi bir
tek ot bitmeyen" bir coğrafyaya HANİF din ve daha sonra Kur'an indirilmiştir.
İki kardeş-çocuğu ırkın bu ifrat ve tefriti bize
bir ibret olmalıdır.
Allah'ımızın hikmetlerindendir.
Diğer milletler de bu ikisinin ekstremlerinin toplanıp
ikiye bölünme ortalamasından çıkmaktadır.
Kur'an'ı "HİÇ" derecesinde en az anlayan bir
millet olan Araplar'dan, şuradaki Alternatif bilim Klübümüz milyarlarca kat
ileridedir, hem de bir avuç Hanifcan'ım ile...
Araplar buradaki bilgi içeriğimizin bir paragrafını
bile anlamaya muktedir değillerdir. Son 250 yılda bugüne kadar bir
"Konserve açacağı bile icat edebilmiş bir tek Arap yoktur. O gördüğünüz
melikler, şeyhlikler ve sultanlık saltanatlarının bir tek "Toplu iğne
fabrikası" bile yoktur. Petrol satar, "iğne ithal eder".
Binlerce yıldır üstüste bilgi ve deneyimlerini
koyarak siyonizm oluşturan kardeş-çocukları Yahudilere tam bir tezat olarak
Araplar (İslamın çıkışında ve Osmanlı'daki bir araya getirilmeleri dışında)
asla bir politik güç olmamışlardır. Bugün 48 Arap (Hamiler de araplaşmıştır)
ülkesi vardır ve "Arap birliği" örgütü gibi göstermelik bir
kurum dışında hiç bir fonksiyonları yoktur. Hatta tersine Yemen bile halen
BİRLEŞİK değildir. Kuzey-Güney Yemen diye kendi içinde ikiye bölünmüştür.
Sudan'ın Kuzey-Güneyi de öyle...
Ve Mehdi Resul onları bir araya getirene kadar (12 Düzine
tüm milletleri konfedere ediyor, Arap da kaçamıyor) 300 yıl böyle yaşayacaklar.
Petrolleri de bitecek, sultanlar da Batı'ya kaçıp yerini yoksul sözde İslam
(!) Cumhuriyetlerine bırakacaklardır. Onlar da her biri Taliban olup birbirini
yiyecektir.
Bütün bunları şunun için anlattım.
Araplar'ın Arapçayı anlaması ve biz Türklerin,
Danimarkalıların anlamaması bir adaletsizlik olacaktı. Rabb’im anlayışı
Araplardan alarak bizlere "armağan" etti hamdolsun...
Arapça onların dili kaldı ama bize de KUR'AN ARAPÇASI
kaldı şükür! Ve
Kur'an'ı anlayan TEK grup (Hanif) olarak bu görev bizlere tevdi edildi.
Misyonumuz İLAHİDİR!
Yani Allah'ın Hizbi=Hanif'i olan tek bizim DİN LİGİMİZDİR.
Onunla Mehdi Resul teoriyi uygulamaya koyacak. İslamın
tamamını Haniflik denen TEK BİR KLİŞE'de (Ali İmran-110) toplayacak, tüm
diğer düzine konfederasyonlara örnek olacak.
Mesih İsa dönecek ve
bu mükemmel düzeni, tüm "Hristiyanım" diyenlere
uygulayacak. Tüm hristiyanlar HANİF olacak!
İşte bizim MİSYONUMUZ BU Hanifdaşlar...
Sadece Bedir savaşındaki gibi 313 kişiyiz. (Bunların
yaklaşık yarısı şu anda Batın Batı ve kalanı da sizler yani DOĞRU DOĞU'dur.
Zip-Zap misyonuyla DOĞU (104) ve Batı (114) de tek bir
merkezcil kuvvet (110)
olmak üzeredir.
Bunun için sizlere "Haydi bir SEDD yapacağım,
bana GÜCÜNÜZLE yardım edin,
ben bir Zülkarneyn’im (onlardan biriyim) demek istedim.
ALLAH'TAN BAŞKA BİR GÜÇ DAHA YOKTUR. O Güç 313 kişi
olsak da geleceği biçimlendirecek yegane güçtür.
Mehdi de ondan güç alacaktır.
Sizin gücünüzden güç alacaktır.
O güç İsa'nın tek sermayesidir.
O ağaç bugün ekilecektir-ki o ilerideki gün meyvesi
toplansın, gölgelenelim...
İmece'ye koşun,
ortaklığa koşun, "BİZLER" bilincinin çekirdeğine koşun.
Allah'ın kelamı Kur'an'ı deşifre etmek, bunu yayınlamak (günümüze)
ve YAYIMLAMAK (geleceğe
emisyon) zamanı ve işareti geldi.
Millenium işareti ardından, 20 Ocak 2002'de bir başka
işaret daha geldi.
Bir zaman
yolcusu, geçmişte doğdu, hiçbirşeyin farkına varmadı. Ama
DÜN itibariyle bir felç ile birlikte "Misyonunu hatırladı".
O 10SCE'nin tek Messenger'i'dir. Bunun anlamı şu:
Tastamam Mehdi'ye 300 yıl ve İsa-Mehdi birliğine fazladan 9 yıl var...
Bu bayan
10SCE'nin ne zaman "Zaman felci" geçireceğini bilemiyorduk.
Dün itibariyle bu vukubuldu.
Şu anda felçli ve İsviçre'de Gurdjieff'in Hastaneye
çevirdiği şatosunda yarım apopleksli olarak yatıyor. Dualarımız Hanife
Valkirya'nın Hawking gibi TAM felç değil, normal felç geçirmesi ve 6 ay içinde
ayağa kalkmasından yana olsun. Onun beyni Messing'ten daha müthiş, o geleceğe
köprü...
Bir şey daha güçlendi: Resulullah çok muhtemelen 19
Ocak'ta doğdu ya da
20 Şubat'ta... Bu ikisinden biri MEVLİT KANDİLİ!..
1N/10SCE/MİSS.CP bunları niçin anlattı? Ha/vet için.
Bu Kur'an gibidir! İnanan inanır, inanmayan da haklıdır.
"Çünkü gelecek daha gelmemiştir, yalancı,
sahtekar ne uyduruyor böyle?" diyecektir.
Kızmıyorum saygım var. Haklıdır çünkü "Gelecek henüz
gelmemiştir".
İnanan da haklıdır, çünkü Kuantum evren ilkesine göre:
"Geçmiş-şimdi ve gelecek komprime bir yaydır, zaman bükülür ve HEPSİ
AYNI ANDA YAŞARLAR! Hepsi kendi kulvarlarından giderler. Oysa soldaki kulvarda
çoktan ölmüş atası ve doğmamış torunları da ilerlemektedir.
Eğer şeridi enine atlarsak ölmüş atamızın ya da doğmamış
torunlarımızın torunlarının HER AN CANLI OLDUĞUNU görürdük.
İnanan da inanmayan da haklıdır, canları sağolsun!
Kızamam ve kınayamam. Somut nasıl bir delilim olabilir
ki? İyi
ama ben inanıp-inanılmadığıma değil "GELECEK İLE KÖPRÜ/İKİ
ZAMANLI" misyonuma bakıyorum.
O misyonda İNANANLARINIZ
da var.
İki kez iman
edenleriniz.
Ben Müslüman istemiyorum,
Hanif Müslüman istiyorum.
Allah'ın istediğini istiyorum!
Kuru kalabalık bilinçsiz şuara istemiyorum.
Şura istiyorum!
Şuur istiyorum!
Şura olmanız, şuurlu olmanız bana GÜÇTÜR.Gücünüzle
yardım edin!
İmece (Bizler=Ortaklaşma/ortaklık) oluşsun 20 Ocak
geldi! 313
Hanif bize yetiyor, 313 yıl boyu yetiyor... Herkese BİR YIL düşüyor ve
gelecek örülüyor. 313 dev bir rakamdır. Lut ve ailesi sadece üç kişilerdi.
Dördüncü olan Lut'un eşi bile imansız idi (imanlı olsaydı, Rabb’im onu
heykele çevirir miydi?).
Sodom-Gomore'den yani iki koca kentten Lut ve iki kızı
çıktı. Biz
313 isek, geleceğe hükmederiz. Günümüze değilse de!
Allah'ın meçhul askerleri oluruz. Sabıkun defterine
yazılırız!
Allah'ın dostunun dostu Allah'ın da dostudur. Biz İbrahim
milletiyiz!
İmece/Ortaklık zamanı geldi.
Gücünüzle yardım zamanı da geldi.
Mehdi'nin El kitabı zamanı...
Her elçi ve her gerçek imam gibi "Kahrolası para
ile güç" edinmeyeceğiz. Allah'tan ÜCRETİMİZİ isteyeceğiz.
Kalbiniz kaymasın, ortada HANSBANK yok!
(Tenezzül etseydim mülti trilyarder olurdum).
Peygamberlerin, Zülkarneynlerin, Hızırların ücreti
Allah'tandır!
Seddi yapar ücret istemez, Yıkık duvarı onarır ücret
istemez.
Allah mekanınızı ve makamınızı Mukarrebun ve Sabıkun
kılsın. Tüm
Hanifdaşlarım için Naim Cennet açılsın.
Eğer bundan aşağısı olursa, Allah'ımdan RAZI olmayın!
Haniflik (Halilullah/HalilürRahmanlık) demek
"Allah'dan da sizin RAZI olmanız demektir. Bu adalet ve imtiyazdır. Bu
sizin hakkınızdır (elbette önce Allah'ımızın bizden RAZI OLMASI
gerekmektedir).
Selam ve selam sizlere!
Ey iman edip de iman edenler!
Size Cennet'i tezgahlayan ruhban/rahiplerden değilim
elbette!
Hansbank yok!
HANİFBANK=BİZLERBANK var!
BİLGİ BANKASI yani...
Koşun, Mehdi-Mesih'in el kitabı (Gerçek tefsir) basılmalı!
Yeşil, morcivert sermaye oluşturmak yok.
Sadece El kitabı 12 düzine düzeni, Mehdi'nin
Kur'an'dan neyi çıkarımsayacağı üzerine rehber kitap basılmalı.
Cehaletle aramıza bir sedd örmeliyim.
Örmeliyim derken bu FARZI KİFAYE'dir.
BENİM ÖRMEM, BİZLERİN ÖRMESİDİR!
BİZLER ÖRMÜŞ OLCAĞIZ.
Teknoloji benden, gücünüzle yardım sizden!
En büyük düşmanımız Bakara-155. ayet
Hepimiz o gemideyiz. İmama (kaptana) güç veriniz.
KAPTANINIZ KONUŞUYOR.
Biraz espriyle yazacağım: "Yıldız tarihi
2302" ve nokta 9!
Bu şakanın ardında ağlatan bir gerçek var!
Ben tüm Resuller gibiyim. İsa gibi, "Bir elbisesi
vardı bir de su tası... Tası da attı, avucuyla içti...".
Bu İSABANK! Allah yoksullukla sınadı!
Bir de Süleymanbank var. Allah Dünya’nın en zengini
kıldı ve sınadı!
Resuller gibiyim, ÜCRET istemem! Ücretim Allah'tandır!
Gemi hepimizin ORTAKLIK denen GÜCÜ isterim.
O sizin de kârınızdır. O şirketinizdir.
Ananızın AKSÜTÜ, Helaliniz olan Kevser'dir o...
Bir tür 12 EŞİTLİK DÜZENİDİR.
Herkes eşit-eşgüdümlüdür. Eşit oy hakkı vardır.
Ben ise Kaptan (İmam)dan ibaretim.
Çünkü (üzgünüm) Kur'an şu kadar insan içinde
sadece benimle arkadaşlığını YAPTIRIM haline getirdi.
Kur'an konuşur, kulağın da sağırlık yoksa!
"Beni sen anlayacaksın!" dercesine...
"Ben Allah meramı, Allah kelimesiyim, beni sen
tevil edeceksin"
dercesine...
Dağların kaldıramayacağı bir yük bu!
Ağır bir yük bu!
Çünkü Kur'an baştan aşağı "bilim kurgu"
gibidir ama öyle de değildir ve
inanılmazsa kıyamet makinesidir.
Bir tuşu var "OKU" yazılı (İkra)
Bir tuşu var "Ben zikirim" diyor. ZİKRA!
Bir tuşu var "Tefekkür et" FİKRA diyor.
Ve benimle arkadaş olduğuna hamdet diyor: ŞÜKRA!
Bana diyor ki:"Şuurlan/Bilinçlen=Şi'ra!"
12 Kabile düzenini kurmaya beni kullan:"Şura!"
Hep masum ve bakir kal, Adem gibi büyüme: BİKRA
Ve neler neler o elimdeki remote control da neler yazılı
tuşlar
üzerinde. O uzaktan kumanda Levhi Mahfuz'a tek anahtar.
Ve kıyamet tuşu da var: Nefhi sur!
Zaman ile oynamak işte o bir Nefhi sur!
Gücünüzle yardım edin bana!
Ömrünüz uzayacaktır.
Hastalıklarınız giderilecektir.
Kalplere şifa doğacaktır.
Müjdeliyorum, yaşayın ve görün!
Kerametleri görün ve şaşırın!
Hayır siz şaşırmayın, Çünkü Haniflersiniz!
Allah'ımız asla şaşırtmayacaktır.
Kur'an'ın tamamının "İnanılmaz olaylarla"
dolu olduğunu örnekseyerek chat'te yazmıştım (Denizin yarılması,
Hayvanların konuşması, İfrit ve cinlerin durumları, gökten inen kudret
helvaları ve kuşlar, Yunus'un su altında nefes alması, Davud'un demiri
eliyle eritmesi, Süleyman'ın uçurulması, Adem-Havva'nın tek nefs olarak
yaratılması, Cennet'ten bir UZAY yolculuğuyla sürgün gezegeni Dünya’ya
gelmesi, İsa'nın babasız doğması ve gelecekte yeniden SİZLERCE görülmesi,
Nuh'un gemisine hayvanların ÇİFT ÇİFT kendiliğinden girmeleri, İbrahim'in
ALLAH ile dost olması (tüm kuralları deliyor dikkat!), Resulullah'ın
Cinlerin peygamberi olması ve kendisini hep bir bulutun izlemesi. Hızır'ın
tahtı getirmesi, Musa'nın Ahit sandığı/Tabutüssekine, Eyyub'un
inanılmaz sabrı (zombiydi, yaşayan ölüydü), altın buzağının konuşması,
hiç görünmeyen şeytan'ın varlığı, meleklerin varlığı, Arş-Kürsi-Sur
borusu-Arş direkleri-Levhi Mahfuz, Kur'an'ın ARKADAŞımız oluşu, İdris'in
öldürülmeden göğe alınışı, 300 yıl bir mağarada 8 saatlik bir süreyi
yaşayan Ashabı Kehf ve Rakim...
Açın bakın olağan/Normal diyebileceğiniz hiç bir şey
yok mübarek Kur'an'da...
Allah bunlara ve (Büyü, Ahıret, Huriler gibi.) görünmeyen
bilinmeyen herşeye inanmamızı istiyor.
Onun için benim Messenger kızımız bilinçlendi dememe
HİÇ ŞAŞIRMAYIN!
Ben de Zülkarneyn'lerden biriyim dersem de şaşırmayın!
Kur'an'daki Zülkarneyn'e de şaşırmayın, Yecüc-Mecüc'e de... Deccal'e
de... Hanif
şaşırmaz, 313 kişidir ama, arkasında Allah'ımızın 2000 işaretli MELEĞİNDEN
ASAKİR'i/ordusu vardır. Bunlara ne kadar ANORMAL ya da NORMAL diyorsanız.
10SCE Miss.cp de o kadar normal ya da Anormaldir bu söyledikleriyle...
Bir şey mi
dediniz?
Lehte ya da aleyhte ne derseniz deyin TEK YANIT VAR:
Ha/vet!
I/O
1/0
Bu kaypaklık değil, bilseniz ah bilseniz...
Her an tüm zamanlar kendi kulvarında yaşıyor.
Şu anda Adem cennet'ten indi. Şu anda Nuh tufanı
koptu! Şu anda Fatih Mehmed Han İstanbul'u aldı. Şu anda Atatürk öldü. Şu
anda UFO (Wanen) icad edildi. Şu anda Mehdi ile Süfyani savaşıyor. Şu anda
Mesih ile Yecüc-Mecüc savaşıyor. Şu anda Hızır'ı Deccal öldürdü! Şu
anda o ölmüş/ölmemiş Hızır karaciğerlere şifa dağıtıyor. Şu anda
evren yaratıldı ve şu anda kıyamet kopmak üzere...
GELELİM ESİR'e...
Hunnes=Chaos (Haos
okunur) ve Kunnes=Cosmos (Kusmos okunur) Tekvir
Suresi'nde adı geçen bu iki ayet de Sanskritçedir. Kalem (Sanskritçe
ve Arapça-İbranice ve ithal yoluyla Türkçe aynı okunuyor, Latince'de
Calamus (Okunuşu kalemus) Almanca da Kallie (Kallim'den) söz etmiştik.
Bunu özetle
yeniden vurgulamamın nedeni ESİR'in Yunanlı filozofların ortaya koyduğu bir
kavram olmayışındaki ısrarımdır. (Aklın yolu birdir)
Esir ile ilgili ikinci yazımın özetinde de şu
noktaları ele aldım:
Planck'ın kendi adını verdiği sabit "Quant denen
enerji paketçikleri ve bunlardan MADDELEŞMENİN" en küçük minimum aralığıdır.
Bundan daha küçük bir maddeleşme sözkonusu değildir. Bu çapa uyan
quantlar ise ışık hızıyla seyrederler.
Fakat Planck'ın malum sabitesinin altında daha küçük
uzaylar yok mu? Elbette var: Onlara soyut uzay deniyor. Örneğin evrenin yaratılışının
ilk anında evren öyle küçüktü ki, daha "Planck Sabitine kadar bile büyümemişti."
İşte o sabitten küçük uzay aralıklarına
fiziko-matematik bilimlerinde "Soyut uzay" deniyor.
Kozmolojide de soyut uzay, Süper uzay denen bir üst
sistemin uzantısıdır. Wheeler ve Sarfatti'nin isbatladığı biçimde, bizim
evrenimiz, diğer sonsuz sayıdaki evrenin de yer aldığı o evrenden
"Buraya" patlamış ve şişmişti.
Süper uzay soyut uzaydır, yani Planck sabitinden küçüktür.
Tüneller (Worm Hole Arapçası Hablillahi, Hablilverid. Fizikte ise açılmamış
7 boyut. Açılan 4 boyut ise Planck sabitinin üstüne çıkmış, diğerleri süper
stringlerin içinde içuzayda kalmıştır. Toplam olarak Süper Birleşik
Alanlar teoremi bu 11 boyutlu model üzerine kurulmuştur ve kanıtlanmıştır).
İşte bu tüneller Planck sabitinden küçük ve hatta
sonsuz küçüktür... Böyle bir değere ETHER dememizde bir sakınca yok.
İyi ama arkada BÜTÜN, TÜMEL ve KÜLLİ olarak bir
sonsuzluk duruyor: Bu konuda
ileri bilgi edinmek isteyen arkadaşlarımız, Wheeler-Sarfatti uzayını, Georg
Cantor'un Sonsuz ötesi setlerini ve özellikle MATEMATİK model olarak David
Hilbert'in uzay modelini bir search edebilirler.
O zaman daha iyi göreceğiz ki, "ESİR"
olmazsa olmazlardan...
Sözkonusu öte taraftaki SONSUZ ÖZENERJİ (Sonuşmaz
enerji, İntrinsic enerjiyi search edebilirsiniz) henüz kuantlaşmadığı için
ışıktan çok büyük hızlarda (Takyon hızlarında: Olexa Myron Bilaniuk,
Sudarshan ve Feinberg'i search edebilirsiniz) gitmektedir.
O dolgunun en düşük hızı Işık hızıdır. Işık hızında
frenaj olan sonsuz özenerji (Sonsuz impuls-momentlidir) SPİN kazanarak bizim
evrende quantlaşır ve evrenimiz böylece olmuştur. Ne görüyorsanız, hepsi
Hilbert uzayından bu yana Planck sabiti berisine geçmiş olan kuantlardır.
Pekiyi ya arkadaki o sonsuz devasa şey????? Konu da o
zaten!
O sonsuz özenerji
(Kur'an buna NUR, bizim bildiğimiz enerjiye de Nar diyor) Nur'dan Nar'a spin
kazandığında yani bizim uzay zamanımıza dahil olduğunda minicik enerji
paketçikleri olarak "Ürün" oluşturur. Madde de zaten bu kesik ve
kendibaşına (Nefs) kopuk enerji paketçiklerinin ta kendisidir. NAR=Enerjinin
aslı olan quantlar ışıkhızıyla (h sabiti sonucu) sınırlıdır. Işık hızı
SONSUZ bir rakam değildir. Ondan daha yavaş MADDE ve ondan daha hızlı Nur ürünleri
var. Işık hızı üzerindeki hızların birer katman ve katmer değerleri,
fazları vardır.
Bildiğimiz bir A4 kağıdın çapı yoktur. Ama onu kıvırırsanız
ve külah biçimine getirirseniz, küçükten büyüğe bir sürü çapları çıkacaktır.
İşte bu Rahman-33'de de verilmiştir:
"Ey Cin (Enerji) ve İnsan (Madde) toplulukları, gücünüz
yeterse çıkın bakalım AKTARIS SEMAVAT (Göklerin çapları, Aktar Kutur
kelimesinin çoğuludur) tan yukarı. Çıkamazsınız, eğer bir sultan kuvvet
(Üst boyut) olmadıkça..."
Bunlar eğri
uzayda "çap”. O bölgenin Kur'an'da tanımı var:
Yani bir kağıt (en çarpı boy) üzerindeki resim, kağıt
düz olsa da kıvrılı külah olsa da ondan dışarı çıkamıyor! İlla illa
ki (çarpı) yükseklik boyutu gerektiriyor...
Kürsi, Dört direkli Arş zaten böyle YÜKSEKLİK
boyutu olan ilahi Kur'an tanımları değil mi?
Tüm süper uzay Worm Hole'leri daha üstteki Hiper
uzayların Corn Hole'larında ve bunlar da bir tek yerde Horn Hole'da (Nefhi
Sur=Boynuzdan boruya üflenti) olarak ta ARŞ altına dayanıyor.
Arş ise (eğer Kur'an'a inanıyorsak) Bu MA denen deniz
üzerindedir yani süper/hiper uzayların oluşturduğu bu dolgu denizini bir
TEKNE gibi İSTİVA etmiştir.
Allah'ımızın istiVa ettiği Arş'ı bir MA=Sıvı üzerindedir.
Bu nasıl bir Ma'i dir? Su mu? Hayır plazmoid ya da
plazma ya da maddenin beşinci hali (Geon, Conundrum search ediniz).
Bunu daha iyi
çözümlemek için şöyle yazmıştım:
1. Işıktan
yavaş sistem=MADDE
2. Işık hızındaki sistem=ENERJİ
3. Işık hızından hızlı sistem=Takyon
Işık hızı The END ya da sonsuz değildir. Saniyede
üçyüzbin km. gitmek ile SONSUZ'u yakalayamazsınız. Yani üçyüzellibin
km/s bir milyon km/s hızlar da var. (Allah'ımızın bir günü En üssteki
Ma=Esir'de 50 bin yılımız. Daha altta BİN yılımız, onun altında 300+9 yıl=Kehf
suresi ve onun altında 83 yıl=1000 ay yani Kadir suresi ve onun altında Hz. Süleyman'ın
planörlerindeki gibi yarım günde gidilen 6 aylık yolculuklar vb. için
ayetleri anımsayınız. Bütün bunlar ışıktan hızlı titreşen sistemin
relativistik değerleridir. Işıktan hızlı gidilmesine Kur'an cevaz
vermektedir).
Değil Nur'un
kendisi, düşüncenin kendisi ve bu yanda ışığın kendisi BU ORTAM VE
YORDAM'da yani Esir desteğinde yol alır. Onun diğer adı Sommerfeldt'in kanıtladığı
Tachyon doğasıdır. Tachyon ise PLANCK sabitinin DEVASA olduğu bir aralığın
yüz trilyonlarda biri (aslında sonsuzda-biri)dir.
Lorentz dönüştürücüleri "Esir fazı" üzerine
kurulu ve doğrudan bildiğimiz Relativity teoreminin temel taşıdır. Zamanın
kısalması ile ilgili bu formüllere de bakınız ki, kurgu (ortam) esir üzerinedir.
Sözkonusu formül bize şöyle demektedir: "Esir rüzgarını hissetmek için
yapılan deneylerde TERS yönde rüzgarın hissedilmemesinin nedeni, esir'in de
kendi içinde ölçüm yapan SAATİ BÜZMESİ ve geri bıraktırmasıdır".
Michelson ve Morley'in deneyi "ESİR"in olmadığını kanıtlamış
değildir. Çünkü Maxwell dalgalarının destek ortamı Esir'in ta kendisidir.
Yine demiştim ki: "Einstein da Esir'e karşı değildi.
sadece evrende aradığı TEK SABİT dayanak/referans noktasını bulmaktan çok
mutluydu. Zaten 300 bin km kare/saniye kare demek C kare demek, ışıktan hızlı
titreşen ESİR'in bir KANITIDIR!..
Ayetler de bize arş yöresinde "Meleklerin korku
ile titreştiklerini, yüksek rezonans ile tesbih ettiklerini" vb anlatmıyor
mu? O katta "ŞİDDET" olaylarının KORKU=İtteka boyutunda olduğunu
bildirmiyor mu? (Eğer Kur'an'a inanıyorsak bu paradigmaları da kabul etmek gözüyle
görmeden ama gözüyle görmüş gibi olan Eşhedü... gereği bir imandır.)
Allah'ın Arş'ına melekler ve Ruh 50 bin yıl tutan bir
gün gibi bir hızla yükseliyorsa, o zaman bu yükseldikleri ORTAM yani MA = Sıvı
ya da İksir ya da Kesir yani Esir bir ORTAM'dır. Fizik evrende bunun tersidir:
Madde bir boşluk içinde DOLULUK gibi görünür. Ama ışıktan hızlı bir
SANAL MADDE (Ruh deyin melek deyin) ise bunun tersidir.
Yani ESİR dolgusu içinde bir BOŞLUKTUR. Çünkü ışıktan hızlı
titreşen bir sistemde: Bildiğimiz tüm formülleri bir paranteze alıp,
parantezin sol önüne de bir EKSİ işareti korsunuz ve tüm parantezin cebir işaretleri
TERSİNİR...
Maddeyi x,y,z
koordinatları limitliyorsa; Bunun tersine ışıktan hızlı titreşen SANAL
(Virtual, complex) maddeyi de -x, -y ve -z koordinat sistemi belirler.
(7 Mesani 3+3 somut/soyut koordinatlar ile bir de aradaki
ZAMAN duvarı=Aynadır.)
O zaman (Kök içinde V+4900= +70 kg olan bir insanın
ışıktan hızlandırılması halinde formüllere bağlı olarak V-4900 = -70
(i ve j) ile gösterilen karmaşık sayıları hatırlayınız) yani sıfırdan
70 kg küçük olması gerekmektedir. Bu yüzden Eksi bir ortamda oluşan eksi
en, eksi boy ve eksi yükseklikten oluşmuş, tıpkı aynadaki HİÇ BİR AĞIRLIĞI
ve KÜTLESİ olmayan görüntümüz benzerinde bir yer kaplamaktadır
(bilincimiz böyle soyut bir oylumdur).
Ve gelelim Külli Şey'in'e...
Ayette tüm yaratılışlar öncesi Allah ve Külli Şey'in
var İDİ... gibi inanılmaz bir ipucuna rastlıyoruz.
Külli Şey’in'in her bir bileşeni nedir? Ya da
Esir'in bileşeni nedir?
Onun adı Kur'an'da ŞEY diye geçmektedir. Arapça sözlüklerde
Şey ve Eşya aynı köktendir, biri tekil diğeri çoğuldur (malumunuz).
O halde ŞEY denen en en en küçük birimi bulalım.
Bir elmayı ikiye dörde değil de mesela ÜÇE bölelim:
Her biri 1/3 dilim ve üçünü birleştirirsek 3/3=1 eder. Bir elmayı ondalık
kesir ile üçe bölerseniz, her biri 0.33333333 peryodik değer verir. Üç ile
çarparsanız bu kez 0.99999999999999 peryodik değerini verir ve bizim bir elma
bir elma olmaz küçük bir ŞEY eksiği vardır: Bunu bulmak için bir elmadan
o 0.99999 p.yi çıkarısanız geriye 0.0000000000000000...0001 kalır.
Bu sayı SIFIRA en YAKIN sayıdır ve bunu biz pratik
olarak SIFIR kabul etmekteyiz. Gerçek ve mutlak sıfır yoktur. Olsaydı ne ben
ve biz ne de Allah'ımızın
kendisi olmazdı hiçbir şey olmazdı!
O yüzden Ayet, "Allah ve Külli Şey’in" den
yani herbir şeyden (Whole articles)
bahsetmekte ve mutlak sıfırın olmadığının üzerine basmaktadır, vurgu
yapmaktadır.
Pekiyi nedir bu Şey? Adı üzerinde SONSUZDA-BİR
(1/n)değerinde bir tek şey... Bunların tamamından ise n x (1/n) = n oluşmaktadır.
Allah ve tüm şey'ler vardı derken:
1. Her bir olasılık
(probability) vardır (Bir başka Ayet Allah'ın
her zaman (tüm ihtimalleri tamamlayana kadar) SÜREKLİ
YARATIM
ÜZERİNDE olduğunu gösteriyor bize).
2. Bu her bir sonsuzda-bir ihtimal SIFIR'a evrendeki en
yakın sayıdır, ama Absolüt SIFIR değildir. Her bir sıfır ise ÇİFT sayıdır
(Mesela Artı ve eksi beşin toplamıdır, iki kökü vardır. Bu yüzden her şeyi
Halik ÇİFT ÇİFT yaratmıştır).
3. Sonuç olarak SIFIR HİÇ BİR ŞEY DEĞİLDİR, adı
nominal bir değeri de yoktur. (None-Nome=Nonom) Böylece Allah'ın BİR (Mono
Nome=Monom) oluşuna
şirk teşkil etmez (1+0=1) Ona "Ol” denince ancak hareketlenir: Kendisi
çift köklüdür. Hem Binome hem de Antinome olarak yani çiftin çifti biçiminde
açılır. (Pair production) hem de iki eşlenik (Antinomlar birbirine rastlarsa
Annihilation ile) birbirini YOK EDEREK yeniden sıfır ŞEY'e dönüşür (Ölüm
kıyamet. "Külli nefsin zaikatül Mewt" uyarınca).
Şimdi sevgideğerler Esir bu şey'lerden ibarettir. Esir
sıfırdır ölçemezsin biçemezsin. Uzayın en en en en küçük aralığıdır
ki aralık bile diyemezsin bitişik ve KÜLLİ ŞEY’in olarak (n x 1/n) orada
KÜLLİYEN durur. Onun adı Esir'dir. O kuantların Planck aralığından sonsuz
kat küçüktür, ışığın hızını
deneyleyerek de onu bulamazsın. Sıfırdır, adı üzerinde...
Esir var mı yok mu? Onu bilmem ama Külli Şey'in denen
şeyler topluluğunun TAMAMI esir'in matrix'i yani kalıbıdır.
Bildiğimiz evren sistemleri RAKİM=Matematik Matriss
cebiri bilimi ile ölçülürken, fonksiyonsuz (None functionale)ve parageodezic
ESİR'in ölçümlenmesi için KEHF denen bir Matrix geometrisi (Gametria)
gerekli. İçinde nonom, monom, binom, antinom ve türlü quadronomlar içeren
bu matematike girmek için de "Sonsuz ötesi Kardinal sayılarını,
Hilbert uzayını, Contor sunsuz setlerini bir devirmek gerekiyor. Onu da başka
bir yazımızda ilk ve tek olarak sunacağım,
Allah inşa ederse...
Hoşça dostça
Allah İlmimizi artırsın!
Kaptanınız!
20
Ocak 2002
|