HANS von AIBERG'İN YENİ YAZILARI
- 17 :
Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkındamısınız bilmem. Yaşam budur zaten:
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanımda termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan
Gitmeyen insanlardanım ben.
Yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda papuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı, eğer.
Ama işte 85’indeyim ve biliyorum...
Ölüyorum...
Arjantin 1985
Jorge Luis Borges
slm&slm
Sevgideğer,
Beni canevimden vururcasına yazmışsın.
Bu naklettiğin şiir içinde "Kozmik sırlar" yatıyor da yatıyor.
Gurdjieff'in bir şiiri de "Uyanın" adını alıyor.
Borges? O bir "Zaman Gezmeni" O ölmedi, hem Aşiyan'daki mezarı
hem de ailesinin yaptırdığı "Anıt" mezarlar sadece sembolik... Doğmamış
biri nasıl ölür ki? Torununuzu öldürebilir misiniz?
O bir edebiyatçı, o İngilizceyi "Shakespear"den sonra en iyi
"Döktüren" bir yazar...
O Kur'an'ı "En iyi bilenlerden" tam 17 yılını verenlerden.
O "Gizli" değil, "En gizli müslümanlardan" olan
Abd-Al-Hack Borg...
O bir muamma, o bir esrar kumkumasının sonuncu halkası, o bir K.M.Allein yani
Şerif-ül İslam. (Sheriff the NEWESTERN moslemic Occidental Fronters/9SCE)
O doğmadı ki
Ölsün!
Doğmamışı nasıl öldürebilirsiniz ki?
Her çağ kendi "Anlarını" yaşar,
Her çağ kendi kulvarında koşar.
"AN"ı kaldırırsanız "Continuum" ortaya çıkar...Her çağdır
o:DEHR Adem yaşıyor. Kıyametin son insanı da yaşıyor. İnsan aklı evveli
en başta şuna şaşıyor: "ŞU AN" olmasaydı, bir MAHŞER misali
bir arada olacaktık.
Ölü ölmemiş, doğmamış da doğmuş olacaktı.
Her çağın bir kulvarı var: Dikine, uzunlamasına bu zorunlu yolu
izliyorsunuz. ATGÖZLÜĞÜ TAKMIŞ olarak hep "İleriye" bakıyoruz..
Oysa sol yanımızdaki kulvarda, ölmüş olan atamız "Ölmemiş"
olarak koşuyor. Sağ yanıbaşımızdaki kulvarda doğmamış olan torunumuz o
da "Koşuyor" Aslında kimse ölmemiş, herkes "AN"ınını
yaşıyor. Aslında kimse doğmamış, her çağ kendi ANINI yaşıyor.
"Herkes kendi İLERİSİNE" koşuyor, bir yarışçı gibi... Eğer
herkes bilseydi, yanında koşan var dede ve torun, ölmüş ve/veya doğmamış!..
"İleriye" geleceğe rotalanmaktan kurtulsaydık. At gözlüğünü çıkarsaydık.
Bir "Sağa" ve bir "Sola" baksaydık... Yanıbaşımızda
onları görecektik: Doğmamış yüzüncü göbekten torunum ve mezarına çiçek
koyduğum beşinci göbekten dedem.
"Evvel zaman içinde=Özel Zaman yolcuları zaman içinde..."
"Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken=Işıktan hızlı
gider isem, babamın bebekliğini yakalarım, o bana ben miniminnacık bebek
iken şefkat etti, ben de o babam olacak bebeğe bakarım ve/veya öldürürüm.
HİÇ doğmamış olurum. Birlikte ölürüz belki de."
Ah bu ışık hızı ya da zamanın akma hızı! Sen nelere kadirsin? "İleriye"
değil, "Yan kulvarlara" şerit değiştirtiyorsun bana, kaldırım,
kulvar değiştiriyorsun bana...
Ölmüş babamın "Beşiğini sallatıyorsun bana" Bir Arjantin
"LULLABY" ağır bir tango misali... Argentina wait me!
Jorge Lous Borges sen gizemlerin mimarısın sanki.
Geçmişteki Borges ve gelecekteki Borges: Tek fark Biri J.L. Borges diğeri
L.J. Borges...
"İki zamanlı=Zülkarneyn" gibi iki zamanı ayrılsın diye... Küçük
bir detay ama önemli. Biri doğmamış olan diğeri çoktan ölmüş
olan.(Sembolik de olsa öldü varsayalım.)
Sen White Holes uzmanıydın, yazdın yayınlamadın. Bir öykü yaptın
"Yolları çatallanan Bahçe" tıpkı James Joyce gibi, anlaşılmasın,
gelecekteki "O KİŞİLER" anlasın diye...
Sen "Aleph" noktalarının ELİF'in Cantor'dan sonraki en büyük
matematikçisiydin. Kısa bir öykü yazdın "Tha Aleph" diye, yayınlamadın.
Sen ki o "Alias Carlos Miguel Allende" idin... Sen ki zamanın
efendisinin emanetlerini EKİM Bey'den alan, 313 mürsellere/"114"lere
dağıtan "TEZKİRE"yi "Mektup mektup" iletendin.
Bilimi coşturan, koşturan sendin. "Gitmeseydin" eğer, "Geldiğin
yere bir TARİQ ile... Gitti 9SCE geldi mi? 10 SCE?
Bir vals geliyor kulaklarıma Prerilerden, bozkırlardan...
Tennessee Waltz,
Yıldızlar hiç bu kadar yakın olmamıştı, Tennessee gecelerinde, bir
country guitar çalıyordu nağme nağme...
Yaz gecesinde sinem çözülüyordu düğme düğme...
Missisipi'yi özlüyordum ya da Miss CCP'yi...
Tomahawk, Preri kızılderililerinin efsane baltası. Efsane şef!
Hawk yani atmaca, Hawking yani baltasıyla atmaca düşüren o şef!
Ve o "İndian's Chief" de ölmedi Missisipi sularında boğulmadı.
O Miss CCP olarak sonsuzlaştı...
Akşamı getiren o renk cümbüşü.
Tennessee Waltz diyor ki:
Gün daima kararmış olur ufuğa baksam
Tennessee'yi saran bu sisin adı akşam
Dolunay'ı bir asma fener gibi taksam
Aldanma bu bir avunç, gerçek olan akşam.
Kararırken konakladığım stepler-ovalar
Kararırken akşam hüznüyle ılgıt havalar
Yorulmadan yılmadan gün geceyi kovalar
Kanma sakın, bu bir teselli gerçek olan akşam
Bir hüzün o senin yüzün, işte özetle budur yaşam
Sana değil geceye beyaz gelinlik giydirdim bu akşam
Saba rüzgarı değil, bu bambaşka bir okşam
İnanma düşlerine sığındığın gerçeğin adı var:Akşam
Pembeden mora boyanırken akşam surları
Bir çavlan gibi duyuluyor Missisipi suları
Siluetleşirken yokoluyor, insanın kusurları
Son gölgeler uzayıp kayboluyorken geldi akşam
Bu akşamın darı, bildiğim kadarı bir miktar
Daraldıkça daralıyor dar vakit-vakit dar!
Bu kez benim yerime sen ağla, ağlasana gitar!
Tennesse'de "Buselik" bir şarkı oldu bu akşam.
Akşam yolcu için vedadır, "Doğmamışın" vedası
Evli evine köylü köyüne,
Zaman yolcusu geldiği yere!
Yolcu yolunde gerek,
Budur tek gerçek.
Borges'in yolları çatallanan bahçesi
"İdam anında iki yıl daha" bahşetti.
Borges ve "AN"ları...
Ne diyor bakın:
Bir ayet "Rabbim, bizi iki kez öldürdün, iki kez dirilttin" diyor.
Borges'de bunu söylüyor:
"Eger, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,"
GELECEKTE DOĞUP GEÇMİŞTE YAŞAMAYA ve SONRA TEKRAR GELECEĞE DÖNÜP,
SON KEZ ÖLMEYE
"İkincisinde daha çok hata yapardım."
ZAMAN YOLCUSU EMANETTİR, GELDİĞİ ÇAĞIN TURİSTİDİR. ÇAĞIN YERLİSİ
GİBİ DÜNYAYA SIMSIKI YAPIYMAZ, İĞRETİ DURUR, HER AN GİTMEYE HAZIR...
"Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım."
ZÜLKARNEYN=İKİ ZAMANLI OLMANIN O DAYINILMAZ OTOKONTROLÜ VAR YA!
"Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,"
İKİ YAŞAMLI OLMANIN BİR MUHASEBESİ BU!
"Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım."
AZ VE ÖZ OLANI...
”Temizlik sorun bile olmazdı asla. “
TERTEMİZ OLUNCA
”Daha çok riske girerdim. “
NEREDEN BİLİRDİM Kİ, ZAMAN YOLCUSU ÖLDÜRÜLEMEZ
”Seyahat ederdim daha fazla. “
(TIME TRAVELLING)
”Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim. “
DÜNYA HAYATI, MAL MÜLK BAĞIMLILIĞINI ISKA GEÇERDİM. ZAMAN ENGEBELERİNİ
AŞARDIM.
”Görmediğim bir çok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az
bezelye.”
İKİ ANNENİZ VAR, GELECEKTE VE GEÇMİŞTE FUKARA GEÇMİŞLERDE
ANNELER DONDURMA SATIN ALAMAZLAR, SEBZEYE KUVVET.
”Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. “
GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRİRKEN ENFLASYON NE UMURUM?
”Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım. “
BU BİR BİLİM ADAMININ GERÇEK ÖYKÜSÜDÜR.
”Yeniden başlayabilseydim eğer,yalnız mutlu anlarım olurdu. “
YENİ HAYATINDA VE YENİ ÇAĞINDA MUTLULUKLAR SANA
”Farkında mısınız bilmem yaşam budur zaten. “
ÇİFT ÇİFT YAŞA
”Anlar,sadece anlar.Siz de anı yaşayın.”
HANGİ ÇAĞDAYSANIZ, ODUR SİZİN GERÇEĞİNİZ
”Hiçbir yere yanında su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben. “
BİLİME SUSAMIŞLIKLA BAŞLAYAN BU SERÜVEN RABBİM İLMİNİ ARTIRDIKÇA
SAĞANAĞA YAKALANIR İNSAN.
”Yeniden başlayabilseydim eğer ,hiçbir sey taşımazdım. Eğer yeniden başlayabilseydim,“
BAŞLADIN YA, ÜÇ ASIR SIÇRADIN YA
”İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. “
”Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. “
ZAMAN GEZMENİ TURİSSTİR, BOHEMDİR ÖZGE ÇAĞINDA
”Bilinmeyen yollar kesfeder,güneşin tadına varır, “
YOLLARI ÇATALLANAN BAHÇELERDE
”Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. “
BABAMIN BEŞİĞİNİ SALLAMAYA YORULDUM.
”Ama iste 85'indeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM.... “
İKİNCİ KEZ ÖLÜYORSUN/ÖLECEKSİN
İKİ KEZ DOĞMANIN BEDELİ BUDUR!
İKİ KEZ ÖLMEK!
Arjantin -1985
Jorge Luis Borges
veya
Aşiyan -2294
Luis Jorge Borges
19
Ağustos 2001
|