HANS von AIBERG'İN YENİ YAZILARI - 12 :

 

GÖSTERİLER EVRENİ-1

slm&slm,
Sevgideğer bilim dostları.

Dört boyutlu evrenin tarihçesine girmek gerekmez. Ancak ben bu tarihçede unutulanları yazacağım. Sonra da tarihçeden ileriye geleceğine uzanacağız.

Bir boyut bir yöne uzanımı, (X koordinatı, cm. gibi) İki boyut iki yöne uzanımı (XY, absis eksen, cm kare gibi alan ölçüsünü, yüzey, mesahayı verir) Üç boyut ile derinlik (z) ordinatı xyz=cm kübü anlatır. Nokta boyutsuzdur (ve/veya DÖRT boyutlu mekandır.)

Üç evren boyutu bu yanda, üç soyut evren boyutu ise aynanın öteki yanında ve ayna düzlemiyle 7 boyut diye düşünülür (Kur'an'da 7 mesani ayeti)

Öteki soyut boyuttan birini buraya getirirseniz, adı otomatikman zaman olur. Zaman bir cetvel değil, saat tiktakıdır. Buradaki zaman oradaki bir uzunluk, bir cetveldir.

Bu boyutların tamamı "Cansızdır" örneğin göğün (uzay-zamanın) görünmez direkleri (Z ekseni) olduğunu söyleyen ayetlerdeki gibi...

Boyutlar canlı değildir, varlık da değildir. Saf matematik önyaratımdır. Yani boyutlar varlığın, zorunlu köşegenleri olmak üzere yaratılmış ARAÇLARDIR. (Ankebut suresindeki örümcek ağı misali) matematik kafes çizebiliriz, distorsiyon eğrilerini de gösterebiliriz. Ama ağ başka, örümcek başka. Örümcek CANLI'bilinçli bir VARLIKTIR, Ağ ise bir mekan, bir zemin...

Biz evrende bu ağ gibi İKİ BOYUTU algılarız, diğerlerini algılayamayız. Şöyle ki: Bir esnek kağıdı al, bu kağıdın en ve boydan oluşan bir ALANI vardır. Bu esnek kağıdı, şimdi eğ-büğ ve bir karpuzun üzerine geçir.

İşte gördüğün gibi hala iki boyutluyuz, kağıt derinlik kazanmadı çünkü. Hala iki boyutlu...  Bizler bu iki boyutlu kağıt üzerinde yaşıyoruz. Nereye bakarsan bak ne görüyorsan aynadaki sahte derinlik gibidir, üçüncü boyut değildir hala...

Aynadaki görüntünde sahte derinlik vardır. Aynanın arkasına geçersen, görürsün ki, incecik bir cam arkasına yok denecek kadar bir gümüş yansıtıcı (sır) tabaka sürülmüş. Ayna halen iki boyutlu değil mi?

Bir başka örnek verelim. Bu okuduğun sayfa derinliksiz iki boyutlu: Her bir harf bir galaksi olsun. İşte bu evrenin tümü iki boyutludur.. Üçüncü boyut sezgilerimize hitap etmez. Çünkü orada yaşamıyoruz.

Pekiyi üçüncü boyut (evrenin saklı düzlemi) nerede?

Evren bir küre dedim. İlk yaratılışta, noktaydı (nun) sonra çap (Kalem) doğrultusunda açılmaya genişlemeye başladı. Önce portakal kadardı, sonra karpuz kadar. Sonra güneş kadar şimdi de 10 üzeri 70 kadar cm.

Biz her zaman evrenin yüzeyindeki iki boyutluda yaşarız. Gazetedeki resmimiz gibi... O gazeteden dışarı çıkamayız, yüzeye hapsolmuşuz. Benim ve senin resmin yanyana ama, derinliği yok, kalınlığı yok. Olayı böyle düşün. Bu kağıdı kıvırınca birbirimizin resmini görürüz. Zaten evren Enbiya 104. ayet gereği, "O gün gökleri (uzay-zamanı) bir kağıt tomarının sayfalarını dürer gibi kıvırırız (Kuvviret) nasal yaratmaya başladıysak (evren bir akdelikten, bigbang'den başladı) öylece iade ederiz. (Karadelik halinde yine çöktürürüz.)"

Bu ayetteki kuvviret=Kıvırmak ve başka surelerdeki Tekvir=Dürmek, eğriltmek, KVR=Kürre=Küre demektir. Yani Uzay-zaman bilim adamlarının da 1400 yıl sonra doğruladığıgibi, "Eğridir". Örneğin, Rahman-33. ayette, şu anlatılır.

"Ey cin (enerji) ve insan (Madde) toplulukları, gücünüz yeterse çıkın bakalım Aktarıssemavat(=Kutru sema=Uzayzaman çaplarından o iki boyutlu kağıt kıvrılsa bile, kıvrıldığında izafi çapları olsa bile) tan dışarı. Ancak bir SULTAN güç (Z derinliği, üçüncü boyut) olmazsa çıkamazsınız." bildirimini yaparak bize MİSAL olmaktadır.

Zariat-47. ayet ise evrenin dinamik ve sürekli olarak "Genişlediğini" anlatır. "Göğü genişletiyoruz" diye...

Şimdi konumuza dönelim:

Boyutlar araçtır, sanki bir resmin çerçevesi gibi... Ama AMAÇ olan
resmin kendisidir. Yani VARLIK! Amaç yaratılacak olan varlıklardır. Boyutlar bu varlığa yuva, köşegen, çerçeve olarak yaratılmıştır.

Evren adı üzerinde evimizdir. Boş bir ev, henüz kiracısı yok! (Gök ve yer bitişikti, sonradan ayrıldı) Sonra kiracı olan cansız varlıklar yaratıldı. Enerji (Bozon) Madde (fermiyon) Bunu canlı varlıklar=BİLİNÇ izledi. İşte bu ikisinden başkasını algılayamıyoruz.

Üçüncü boyut nerede o genişleyen evrenin her bir dünki yüzeyi olarak "Geçmişte" yani KÜRENİN içinde kaldı. Orada ben çocuktum, sonra taze üniversiteli, şimdi böyleyim, yarın da bastonlu dede olacağım. Yarına henüz evren genişlemedi. Yarın yok şimdilik, dün de yok, anı oldu gitti.

Evrenin üçüncü ve saklı boyutu, görmediğimiz boyutu işte KÜRENİN içi... Kürenin çapı, Z=Sultan kuvvet olan eksen...

Bunu bir şekilde algılayabiliriz. Bir cismin kütlesi büyükse uzay-zaman yüzeyinde (Arşimed ilkesi gibi) ağırlığınca batar.

Bir cisim nekadar kütleli olursa olsun, uzayzaman yüzeyinde çelik bir transatlantik gibi kolayca durabilir.

Ama bir demir bilyayı suya atınız. Artık o yüzmez ve dibe düşer. İşte bir karadelik de budur. Artık banyo küvetinin yüzeyinde (İki boyutlusunda) oyuncak kayık gibi yüzmez, küvetin dibine iner. Buna uzay uçurumu=Karadelik tekilliği=Sultan kuvvet=z boyutu diyoruz. Uzay artık 90 açı derecesi dik olarak bir BAŞKA boyuta geçmiştir. Işık, zaman, uzay, orada tek boyut olup, yutulurlar ve artık bize gözükmezler. Bir karadelik ötekiyle birleşerek daha kütleli olur, daha dibe batar.

Örneğin 2400 yılında bir dev güneş, ömrünün sonuna gelmiş ve süpernova ile patlayıp karadelik haline dönmüş olsun. O öyle bbir batacaktır ki, 2300 yılındaki evrenin genişleme yüzeyine inecek, durmayacak, 2200 2100 ve 2000 yılında BİZE GÖZÜKECEKTİR.. Şu an gördüğümüz bir karadelik, aslında GELECEKTEKİ bir dev yıldızın, ceset olmuş halidir. İşte bu da üçüncü boyutun silme ispatıdır.

Üçüncü boyuta girebilmen için, evrenin genişleme hızının fazlasını
(ışık hızını) elde ederek, tersine bir yolculuk yapman gerekir. O zaman da^"Zamanda geriye yolculuk yapmış olacaksın"

Bugün kaç yaşındaysan diyelim ki bunun 10 yıl öncesi x 14 katı bir
zamana ğgeri döneceksin. Öldü sandığın atalarının yaşadığını, hatta babanın daha çocuk olduğunu göreceksin ve "Evvel zaman içinde" "Ben babamın beşiğini" "Tıngır mıngır sallarken" ninnisini söyleyeceksin. Çünkü sen üçüncü boyutta yolculuk ettin.

Bunun tersine ışık hızını evrenin genişleme hızına eklersen, zamanda geleceğe gidersin. Yani bugün evrenin genişlemiş olduğu şu an yüzeyinden YARIN genişleyeceği yüzeye gitmiş olursun ve dolayısıyla, torunlarının var olduğunu görürsün. Bu da üçüncü boyutta, Çap doğrultusunda küre dışına çıkmak demektir. Üçüncü boyut böyle bir şey...Yani farkında değiliz ve paranormal hallerde farkına oluruz.

Örneğin ayetlerde "Cebraeil yaklaştı yaklaştı, ufuğu kapladı ve iki yay (Yay=r yarıçapı, 2 yay=2r=R çapı, Pi r karede ile bağlantılı ve bunu sonra konuşuruz.)

Cibril'in gelişi bir paranormal olaydır. Resulullah efendimizin Miracı (Rüyet=Hologram yolculuk) bir paranormal küre dışında üçüncü Z boyutunda SULTAN GÜÇ boyutunda yolculuktan ibarettir.

Uzay-zamanın üç boyutunu anlattık. Bunlar mekan. Gelelim zamana:

Dördüncü boyUT ZAMAN öteki imajiner Xi, Yi, Zi boyutlarından biridir, Uzunluk olarak giremez (Metreküpten ötesi yoktur) bu kez ZAMAN (V-1 kök içinde) olarak kendini gösterir. Zaman aslında tek bir boyut değil, öteki ahıret=elsewhere üçboyutlu mekanıdır. Çünkü tekillik ardından bize gelen somut bir boyut burada soyut olur. (Zaman gibi sadece sezgiyle anlaşılır, ölçülemez)

Zamanı es geçtikten sonra şu noktaya ulaştık. Dört boyutlu evren (Uzay-zaman=Gökler)cansızdır. Yani araçtır, amaç varlıktır.

Evrenin Dört boyutlu olduğunu söyleyen birinin BİR ÜST BOYUTTA GÖZLEMCİ OLMASI gerekir. Yani BEŞİNCİ boyuttan biri "Aşağıda saydım, evren dört boyutlu" der. Evren ise kendini sayamaz, cansızdır, bilinçsizdir.

Bu yüzden BEŞİNCİ BOYUT=BİLİNÇ, ALGI=Edrake=İdrak eden biz AKILLI yaratıklar beşinci boyutta olmamız gerekiyor.

İyi de bir yandan, cansız evrende beşinci boyut magnetizma'dan başlayarak 11 boyuta, geliverdik. Qunatların 11 boyutlu olduğunu kanıtlayan Süpersicim teoremi nedeniyle, BİLİNÇ=BEŞİNCİ BOYUT, 11'incinin arkasına kayıp 12. gibi oldu.

Tartışma konusu olan "entropinin ve bilginin aslında 5. boyut olduğu" konusuna girelim.

Burada sizin bilgi dediğiniz şey "BİLİNÇ BOYUTU" yani evrenin dört ve 11 boyutlu olduğuna karar veren GÖZLEMCİ... Buraya kadar BİLİNÇ=BİLGİLENDİREN GÖZLEMCİ boyutunu açtım. Sırada çok kıl bir konu olan "Entropi" var. Çünkü entropipin inanılmaz sürprizleri var.

Termodinamik birinci yasa, "Bir demir çubuğu ısıtığımızda, ısının sıcak uçtan, soğuk uca TEK YÖNLÜ olarak aktığını söyler.. Buna termodinamik yasa diye yanlış bir isim koymuşuz. Çünkü enerji de yoğun uçtan az yoğun uca ark (Kıvılcım, gelirillm farkını kapamak için çıkan şerrare) atlatır.

İkinci yasa ise Entropi'dir: Evrende bu tek yönlü akışa karşı, direnen bir olgudur. Bu konunun ayrıntılarına girmek istemiyorum. Ama termodinamiğin TEK YÖNLÜ gidişine TERS olarak duruz ve bundan dolayı da evrende ısı kaybı oluşur. Evren de ısı yitirerek, ölüme doğru gider.

Üçüncü yasa da "Evrendeki en düşük sıcaklığın ZEMHERİR=Mutlak soğuk, 0 Kelvin=-273,16 C. derece olduğunu söyler.

Daha dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci yasalar ekleyeceğim. Çünkü
işin tarihçesi bitti, sırada "GELECEĞİ var"

Evrende üç tane iki yönnlü kuvvet var: Zayıf ve Güçlü Nükleer kuvvetler ve Elektromagnetizma (Hem çeker hem iter)

Evrende aynı zamanda 4 tane de TEK yanlı kuvvet var:

1. Çekim=Gravitasyon: Daima çeker, hiç itmez, elma hep yağaçtan yere düşer, Armut ağacının dibine düşer vb.

2. Zaman: Daima ileri akar. Bugün Çarşamba yarın perşembe olur.

3. Termodinamik ok yönü ve entropinin buna ter yönü: Daima sıcaklık sobadan odaya yayılır. Asla odadan geri dönüp sobanın içine girmez. Pilimiz hep azalır, artmaz.

4. Evren tek yönlü olarak genişlemektedir. Yani tayflarımız kırmızıya kaymaktadır ki, bu da bize galaksilerin bizden uzaklaştığını, galatik uzayın arasının balon gibi şiştiğini gösterir.

Ancak bu sonuncusu nereye kadar?

Evren sonsuza akdar genişleyecektir diyenler yanlıştalar ve gerekçeleri (Karanlık maddeye rağmen) evrenin kendi genişlemesini dizginleyecek madde miktarının çok az olduğunu gösterirler.

Hayır şu da benim yazdığım Termodinamik Dördüncü yasa

Evren, mutlak soğuk dereceye kadar genişleyecektir. Şu anda meteoroloji balonları, astronotlar, uydular vb. evrenin sıcaklığının 60 km. yikarıda /270, 89 olduğunu söylüyorlar.

Mutlak soğuk derecede ne olur? Ateist için her şey donar. Bilim adamı için farketmez genişleme sürer gibi yanıtlar bulursun ki bunların tümü spekülatif...

Teist(İnanan) bir bilim adamı da şöyle söylemelidir:

-273,16 C dereceye geldiğimizde, bu elekttronu destekleyen 0.511 eV.luk enerji de bitmiş olur.

Elektron(-) artık dönemez ve proton (+) üzerine düşer. Bunun anlamı, GUT=Büyük birleşik alanlar teoremi uyarınca, PROTONUN YARI ÖMRÜ demektir. Yani evrende bir tek proton kalmaksızın, hepsi nötrona döner (Nötron yüksüzdür, bunun anlamı evrenden temelli olarak elektrik yükleri çekildiğinden önce doğanın dört kuvvetinden ELEKTRMAGNETİK KUVVET ORTADAN KALKAR)

Elektromagnetizma sayesinde imi H atomundan oluşan molekül birbirinden çok uzak dururlardı.

Ancak bu kalkınca tüm nötronlar birbirine değer ve bir noktada evren çökmeye başlar. Bir nötron yıldız bile olamadan daha içe basılaır. Bu sırada Zayıf Nükleer kuvvet de bitirilmiş olur ve doğanın ikinci temel kuvveti de veda eder.

Sonra nötronu oluşturan udd denen üç kuark'da çözünür ve açığa çıkan gluonlar birbirine bastırılarak, Glueball=Yapışkan top haline gelirler. Bu anda, doğanın en güçlü kuvveti olan Güçlü Nükller kuvvet de, evreni terk eder.

Artık her şey son kuvvetin elindedir. Çekim, yani her şey karadelik olur ve evrenin kendisi, dört boyutlusu, tümü orada kozmik bir hortumla emilirler. Evren yok olur, arkasındaki tünelden,(Worm Hole) tünel ucundaki AKDELİK'ten öte evrene (Ahıret de, he dersen de) olduğu gibi nakledilir, önce tekillik halinde (Devenin iğne deliğinden geçmesi) sonra iki boyutlu (Mahşer meydanı, bir top hamurun yufka biçiminde inceltilmiş olarak derinliksiz açılmasıdır. Bunun üstünde de SULTAN GÜÇ Z bulunur.)

Ahiretten dünyaya dönersek, Termodinamik yasaların ne hale geldiğini görebiliriz.

Evren geriye dönüş yolculuğuna çıkınca neler olacaktır. Yani evren genişleyeceğine büzülünce tüm TERS oklar da bir kez daha tersine dönecektir.

1. Evrenin genişleme ivmesi, negatif ivme halinde ters yöne dönecektir.

2. Zamanın oku tersine dönecektir: Bugün çarşamba ise yarın Salı, öbür gün Pazartesi vb. olacaktır. (Bu tersine gidişte Allah "Bugün Mülk kimindir? sorusunu sorup, yine kendileri yanıtlayacaktır: "Bugün mülk Vahidül Kahhar olan Allah'ındır"

3. Çekim tersine dönecektir. (Kıyametle ilgili tüm ayetlere bakınız, Tekvir, İnşikak vb.) çekim tersine dönünce, maddeyi bir arada tutan gravitation, levitation haline gelince, her şey unfak olacak, dünya ve bsistemler yüklerini uzaya boşaltacaklar vb.)

4. Termodinamik tersine dönecektir. Öncelikle soğuk uçtan sıcak uca bir yolculuk başlayacağından sıcaklık yasaları yıkılacak, evren buz tutmuş dış kabuğundan itibaren merkeze doğru tersinecektir.

Buna bağlı olarak, çevrenin sıcaklığı sobaya dönecektir. Evren ışık hızıyla karadelik merkezine çökecektir. O zaman entropik bilgi kayıpları (Hesap defterimiz, unutulanlar) birer birer anımsatılacaktır.

Çökme, karadelikten içeride Tünel ötesi akdelikten dışarı çıkacaktır=Kabirler deşilecektir.

İşte o gün Yewmiddin, Hesap günü... Allah yardımcımız olsun. Kimse kimseye şefaat edemeyecek! Hz. İsa ümmetinden kaçacak, ana bebek ve herkes...

Allah'a mütteki olunuz "İlminizin çoğalması dileğiyle"

1 Ağustos 2001