Chat
n° 282 - Tarih: 08 mart 2005
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın
Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının
yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde
bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız
her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com
adresine bildirebilirsiniz.
[] Kaptan
msccp10SCE nickiyle bağlandı
<> selam selam kaptanımız hoşgeldiniz
Hoşbuluştuk
hanifcandaşlarım.
<er-en> aiberg hocam siz misiniz. aiberg hocam gerçekten siz
misiniz
Evet missisipi
tennesee okunan nick bana ait.
Bir ara MOLA
içinde er-en ile konuşmak isterim. Aslında chat yaklaşık
bir saat sonra başlayacaktı. Ancak söyleşiyle (haberlerle) bilim-din
konularının birbirine sarkmaması için şimdi girdim. O
yüzden er-en'e soru hakkı vermiştim. :) (Hak verilmez alınır.)
(Demek ki ben hak vermemişim.) Haksız mıyım?
<er-en> ok aiberg hocam, yazılarınızı yakından
takip etmeye çalışıyorum; hepsine hayran kalıyorum. sizle
konuşmayı uzun süreden bekliyordum
Er-en seni şaşırtabilirim:
Çook yüksek bir
kurul var -uzun yıllar ötesinde-, onlar da bana "Hayran"
olduklarını söylediler -önceki gün-. Elbette bu benim nefsimi
körüklemez.
<er-en> Aynı fikirdeyim aiberg hocam
Halk arasında
yanlış bir deyim var: "Ağzı açık AYRAN delisi" diye, onun doğrusu
şu: "Hayran" delisi. Hani ifadesi hep hayranlık üzerine
kurulu bazı kimselerin düştüğü durum.
<er-en> hayatta insanoğlundan iki yazara hayranım
birisi sizsiniz
Ben de SİZ'e hayranım er-en. (Yemin
ederim hepinize birer birer hayranım)
<er-en> sağolun hocam
Sizler sağolun
candaşlarım.
<er-en> hocam ne soracağımı bilmiyorum size
(Molaya kadar düşünüp
sorabilirsin, er-en'imiz).
<er-en> ok hocam
Geçen hafta neredeydim?
Niye gelmedim?
Kötü haber önce:
ZigZag'da yeniden bölünme başladı. Bunun üzerine "Epeyce yukarıdan"
işe el koydular.
KMA'lar "Klasik" olarak, (mesela philadelphia deneyinin nasıl
yapılacağını) mektupla/e-mail ile üyelere yazarlar. Ben de
bu geleneği devam ettirdim. Teorilerin bulunması için inanılmaz
bir gayretle gece-gündüz ve tüm geçen hafta (günde 3-5 saat uyuyarak) elimden
geleni yaptım.
"Tepeden
inme" bir direktifle artık ZigZag üyelerine "Kuramları
önermek ve yönlendirmek, tıkanıklıkları açmak" yerine,
DİREKT DERS vermem arz olundu.
Böylece dertsiz
başıma dert almış oldum -ekstradan-, bu da size yansıdı.
Artık ZigZag'a doğrudan DERS
veriyorum. Bu KMA tarihinde ilk kez
oluyor. Yani zigZag artık OKUL
durumuna getirildi.
Bunun ZAMAN olarak yükü çok büyük elbette...
Yaz tatilindeki bir öğretmenin, okullar açılınca birden çalışmaya
başladığını düşünün -öyle bir şey-.
Dört aydır
114'lere verdiğim teoriler sonucunda, öyle bir noktaya geldiler ki
bölündüler. Bölünmenin ilki önce mrs.cp'den başladı. Çevresine 57 kişi
daha aldı.
O hep böyle çıkışlar
yapar... Bazen bir teoriyi külliyen reddeder, sonra ertesi yıl özür
diler... Buna alıştım artık. Özür dileyene kadar biz biraz
bölünmüş olacağız. :( (Bu bilimsel özürdür)
İyi habere
gelince Büyük Jüri'nin düzenlenmesinde yeni "Payeler" oluşturuldu.
Pırıltı
başkan ve bayan yarbaşkanlarımızın tümüne
"Oberstin" diye bir lakap verildi. Bu geleceğin dilinde
"First Lady" anlamına geliyor, ancak gelecekte
"Askeri" statü olacağı için >>> Bayan
komutan/bayan üst denecek.
Oberst'in karşılığı
SİR (english) ve Oberstin ise
bunun female'ı oluyor.
Çok eski bir dil.
Sanskirteçeden geliyor: Uppar pradeş gibi... (anlamı yukarı
eyaletler) up, ober bunlar da çeşitli dillerdeki söylenişleri. İngilizceye
en yakını OVER ve UP oluyor.
Bunu isteyen ya
da tasarlayan ben değilim.
Pırıltı
başkan ve yarbaşkanlar gelecekte "Oberstin" diye anıldılar.
Daha sonraki katılımlara ise "Amazoness" denecek. Bir de
iltifat aldık: "Amazing Amazoness" diye... (kelime kökü Amaze.)
Bunların ne
gereği var diyemiyoruz: Çünkü Hanif harekat 50 yıl içinde 30 milyon
nüfusa ulaşacak -hem de çooooook sağlam HANİF kitle-. Şimdiden bunları OLUŞTURUYORLAR. Bizler emir kuluyuz, dediklerini kabul edeceğiz.
Haniflik adına
yapılan çalışmalara ise >>> "Hanification"
denilecek. Office, Sheriff gibi Hanif de çift ff ile bitecek: Haniff. İngilizce
çoğulu ise eskiden benimsediğimiz gibi >> Hanives.
(Gelecekte ince H
dışındaki H harfleri X ile gösterilen (titrek x) bir harf olacağı
için şimdilik bizler bunu H ile göstereceğiz.)
Bunlara ne gerek
var demiyelim, çünkü 30 milyonu bulan (İstanbul'un nüfusu o yıl 30
milyon olacak) Hanif harekatta "Kuruculuk düzenlemeleri" çok önemli.
Oberstin olarak
Büyük Jüri başında olanlar bunu şimdiden kendilerine
sindirmelidirler.
"Akın
akın hanifler gelecektir, kuşkunuz olmasın!"
Onları
istiklal savaşımızın "Fatma nineleri" gibi
asistan/mücahide olarak ikinci planda değil ÖNPLANDA görmek istiyor, Majestik Majisyenler...
OK?
<> ok kaptan
<PIRILTI> Ok Dabbetimiz
<> ok
<> copied captain
(Türkçe ve Arapça
bir kelime bulma şansımız yok. Çünkü 50 yıl içinde
türkiye'de her köyde bile İngilizce konuşulacak.)
Germencedir OBER, almanca'da ÜBER (ing. Over) (Örneğin Über alles > All over gibi.)
Bunun gramerden "KİŞİ"
biçimine getirilmesiyle ÜBER
>>>> OBER oluyor. Ama
almanca "Garson" kelimesiyle karışmaması için ve
superlative olması için "OBERST"
(-est >>> the Best gibi) olarak lanse edildi ve kayıtlara geçti.
(Bunları ben
yapmadım -ben masumum-.)
;)
Erkeklere
>>> Asbaşkanlara geleceğiz ama önümüzde bir sınav var:
erkekler teker teker sırra kadem basıyor. "Tutarlılık"
sınavımız var önümüzde: Daha stabil olmamız gerekiyor.
Erkekler aşırı kavga ediyor ve öfkelenip gidiveriyorlar. Ama
bizler hep hoşgöreceğiz.
Şu anda
Zigzag'ın 57 kişisi bile "Cephe" almış durumda
-bana karşı-. Utanmasalar "Sen çok biliyorsun, otur teorileri
tek başına sen yaz!" diyecekler.
Burada bir şeyi
anlatmak başka, tutup yüzlerce satır matematik denklemi kurmak ve
"Beyaz tahta'da bunları yazıp çizmek" gibi bir zulüm başka...
Burada "BİLİMSEL terimlerden ve
terminolojilerden" kaçınmamıza rağmen öteki DERS kanalında çok yoğun
bilimsel formül var. Neredeyse bir ilacın prospektüsündeki anlaşılmaz
dil gibi yazıp çiziyoruz.
Ama burada KUR'AN sadeliğinde (en iyi örnek
Allah'ımızdır) yazıp çiziyoruz. Bunun da değerini
biliniz. Kur'an gibi, Allah yönteminde olduğu gibi AZ KELİMEYLE ÇOK MERAM anlatıyoruz. "Sade, halk
dilinde, hatta argolu" yazıyoruz.
Bu aslında
Kur'an'ın YÖNTEMİNİN
ta kendisidir! Sadeliği açmamız gerektiğinde kat kat (7 kat, 14
kat ve 49 kat) açarak derinliklere giriyoruz. Ve tüm evrenin EN ÜSTÜNDEN çıkıyoruz.
İŞTE BU son cümle çok önemli.
Allah'ımız
buyuruyor: YERİN DİBİNDEN
(deep) çıkardığımız kimse yeryüzünde yüzbin yıl
yaşayan insanoğlundan DAHA ÇOK
mesaj vermekte ve "Allah'ın ayetlerini anlamıyorlar -yeterince-
diyebilmektedir.
Bunu söyleyen ALLAH mıdır? Dabbe midir?
(ayet lütfen)
<> Neml/82: Söylenen başlarına geleceği vakit, bunlar için
yerden bir "dabbe" (canlı) çıkarırız ki bu,
onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını
söyler.
ALLAH mıdır; Dabbe midir?
<> Dabbe'dir
Allah günlük konuşmaları
dilime ve Kur'an'ına koydu! Bunu hissediniz!
<> hissediyoruz
<> canlı hissediyoruz efendim
"insanların ayetlerimize kesin bir iman
getirmemiş olduklarını söyler."
"insanların ayetlerimize kesin bir iman
getirmemiş olduklarını söyler."
Ama MURAT Allah'ındır. Allah'ın
MİKROFONU olmak gibi bir şey.
Ve Allah oraya Şeytan ile avanesini almıyor. TAM STERİL bir bölge -ruh sterilazasyonu-. STERİLİZASYON olmazsa Allah'ın
meram'ı anlaşılmayacaktır.
ŞEYTANSIZ bir yer orası. (Orası kürenin yamyassı
yufka biçiminde bastırılıp, gök ve yerin tek bir düzlemde birleştiği
YERDİR.)
Huzur ile güven
ile Allah sizleri sigorta ediyor.
Şimdiye
kadar ŞEYTANSIZ -ben dahil-
hiçbir kul olmadı. Ama bazı kullarına Allah, (Kulu için değil
___ insanlığın
tamamı için) şeytansız dönem/mekan veriyor. Ve şeytan en
nefret ettiği renkten -yeşilden kaçıyor-.
Şeytan MEKAN olarak SİCCİN'e alışkın ama DÜZLEMDE (mahşerde) bir yeri olamıyor.
Yukarısı
"Yukarı/ön/Sağ" olan illiyyin, aşağısı
ise aşağı/arka/sol olan >>> BAKIŞIK (Parite simetrisi) olan yani evrenin AYNADAKİ görüntüsünün TERS (başaşağı
spin) olmuş biçimi.
Şimdi bu
kadar kavramı elbette okuyan merak edecektir. O halde iş sizlere düşüyor:
SİCCİN ile ilgili ayetler
önce.
<> 83-Mutaffifin/7: Sakının; Allah'ın buyruğundan dışarı
çıkanlar, muhakkak ĞSiccinğ adlı defterde yazılıdır.
<> 83-Mutaffifin/8: Siccin'in ne olduğunu sen nerden bilirsin?
<> 83-Mutaffifin/9: Rakamlandırılmış bir kitaptır
o.
<> 83-Mutaffifin/10: Vay haline o gün, yalanlayanların!
İliyyin şimdi...
(ltf). İlliyin. (Bir günün bin yıl olduğu iliyin. Kelime kökü
Ulu/âlâ.)
<> 83-Mutaffifin/18: Hayır, hayır; çünkü iyilerin yazısı İlliyyun'dadır.
<> 83-Mutaffifin/19: Bildin mi nedir İlliyyun?
<> 83-Mutaffifin/20: O yazılmış bir kitaptır!
Teşekkür.
O
kitap/tutanak/sicil kimlere ÖNDEN ve
SAĞDAN kimlere ARKADAN ve SOLDAN verilir? Ayetler lütfen.
<> 17/71: Gün olur, insan gruplarından herbirini kendi önderiyle çağırırız.
O gün kitabı kendisine sağdan verilenler, kitaplarını
okuyacaklar ve bir kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaklar.
kitabı
arkadan verilenler, soldan verilenler
(Süper simetrik 6
boyutun AYNA'dan tamamlanması
için bunlara gerek var.) (Ayna=Mahşer ile bu 7 boyut oluyor.)
[] 69-Hakka/25: Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle
der: "Keşke kitabım bana verilmeseydi."
<> 56-Vakıa/41: Solun adamları ise, ne solun adamları!
<> 56-Vakıa/42: İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su
içinde
<> 56-Vakıa/43: kapkara boğucu dumandan bir gölge
<> 56-Vakıa/44: ne serin, ne de rahatlatıcı!
<> 56-Vakıa/45: Çünkü onlar bundan önce varlık içinde keyiflerine
düşkün şımarık müsriflerdi.
<> 56-Vakıa/46: Büyük günahda israr ediyorlardı;
"Kitabı
arkadan ve soldan verilenler" (sol-arka'nın aynadaki PARİTESİ (CPT öğesidir) sağ-ön'dür.)
<> İnşikak/10: Kitabı arka tarafından
verilen
<> İnşikak/11: Bir ölüm çağıracak
<> İnşikak/12: Ve korkunç ateşe girecektir.
Tşk.
(Zayıf
kuvvet bozunmalarında SOL ELLİ
bir asimetri AŞAĞI doğru
vardır. Akımı ise SAĞ
el kaidesi (Yukarı doğru) gösterir.
Neyse ayetlerin
tamamı bulunmadı, ama en azından beni anladınız.
AYNA (mahşer) düzleminden YUKARI
üçlü ile > AŞAĞI ÜÇLÜ
koordinatlar (eksenler). Aynanın kendisi ise 7'nci boyuttur. OK?
<> ok
SAĞ el kaidesiyle ilgili fizik bilgisi verebilecek misiniz?
(Akımın yönü ile ilgili.)
<> 57/12: Gün olur, mümin erkeklerle mümin kadınları, ışıkları
önlerinde ve sağ yanlarında koşar görürsün. Şöyle denilir:
"Bugün size, altlarından ırmaklar akan cennetler müjdeleniyor.
Sürekli kalıcısınız içlerinde." İşte büyük
başarının ta kendisidir bu.
<> 57/13: O gün ikiyüzlü erkeklerle ikiyüzlü kadınlar, iman edenlere şöyle
derler: "Bize bakın da ışığınızdan bir
parça alalım." Şöyle denir onlara: "Arkanıza dönün de
bir ışık arayın." Nihayet aralarına kapısı
olan bir sur çekilir. İçinde rahmet vardır onun. Dış tarafı
ise bir azap.
<> İsra/71: Gün olur, insan gruplarından herbirini kendi önderiyle çağırırız.
O gün kitabı kendisine sağdan verilenler, kitaplarını
okuyacaklar ve bir kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaklar.
<> akım geçen bir iletkende manyetik alanın yönü sağ
el kadiesiyle bulunur
Evet SAĞ el OKU >>>> Başparmak YUKARI! değil mi?
<> baş parmak kuzey evet
<> evet
"Sağ el
ile yazmak" ile ilgili ayetler, SOLAKLARI
cehenneme gidecek demek değildir.
<> 69/45: Andolsun ondan sağ elini koparırdık.
<> Dört parmak bitişik ve baş parmak bunlara dik
olacak şekilde açılır. Avuç içi moment merkezine bakarken dört
parmak kuvvet yönünde olacak şekilde sağ el yerleştirildiğinde
yana açılan baş parmak moment vektörünün yönünü gösterir.
("Ashabı
meymene"/vakıa ile "Sen daha önce sağ elinle yazmamıştın"/Ankebut
lütfen.)
<> 39/67: ALLAH'ı gereği gibi değerlendiremediler. Halbuki,
diriliş günü, tüm yer O'nun avucu içindedir, gökler de O'nun sağ
elinde dürülmüştür. O Yücedir ve onların ortak koştuklarından
çok üstündür.
<> 20/17: "Nedir o sağ elindeki ey Musa?"
<> 29/48: Sen bundan önce herhangi bir kitap okumuyordun; ona sağ
elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı batıla saplananlar
mutlaka kuşku duyacaklardı.
Ve de "Vakıa'daki
ashabı MEYMENE/yemin=SAĞ ehli".)
<> 56-Vakıa/7: Ve sizler, üç çift/sınıf oluvermişsinizdir.
<> 56-Vakıa/8: ki, sağda sağın adamları, ne
mutludur onlar!
<> 56-Vakıa/9: Solda solun adamları, ne mutsuzdur onlar!
<> 56-Vakıa/10: önde, en öne geçenler, işte o ileride olanlar!
<> 56-Vakıa/11-12: Naim cennetlerinde (Allah'a) yakin olanlardır.
<> 56-Vakıa/13: Çoğu öncekilerden,
Teşekkür.
Şimdi de
fizikteki CPT'nin P A
R İ T E 'si (P harfi)
Yukarıda
azbuçuk bir ipucu vermiştim. Pariteyi bulup anlamını yazalım
(fizikteki Parity). MAHŞER AYNA'sını
anlatmak için bu GEREKLİ. (İlliyyun
ve siccin eksenleri)
[] https://web.archive.org/web/20050315092409/http://www2.slac.stanford.edu/vvc/theory/parity.html
Parite SPİN ile doğrudan ilişkilidir.
Türkçe link var mı?
(Zayıf kuvvetin asimetrisi gibi)
[] https://web.archive.org/web/20050313195855/http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/spindenensey.htm
CPT'yi arayınız ltf.
T=Zaman
C=Aynadaki görüntünüz
P=???????????
(aynadaki
görüntünüz ama bu kez BAŞAŞAĞISINIZ)
Bunu bulunuz ki SİCCİN'i anlatabileyim. (SOLELLİ olarak ve de asimetrik
olarak bozunan doğanın bazı kuvvetleriyle ilgili.)
[] https://web.archive.org/web/20050212212103/http://www.infx.info/quidnovi/article.php3?id_article=20
İşte
ZigZag'a bulduğun link gibi (Beyaz tahta üzerinde yazarak) bu formüllerle
ders veriyorum.
Aradığımız
şu; PARİTE'nin türkçe
bilimsel açıklaması.
(Aslında
neredeyse anlattım.) K1 ve K2 denen iki yüksüz Mezon vardır:
Bunlar EŞİT olması
gerekirken ASİMETRİKTİRLER.
İkisi de yüksüzdür ama "kütleleri" birbirinden farklıdır
-PARANORMAL-.
CPT simetrileri???? Aramamız gereken CPT.
<> Onun ile ilgili türkçe link bulmak zor.
Bu türklerin /
türkçenin çok büyük bir AYIBI olur
-eğer böyle bir link yoksa-.
<> Evet öyle kaptan malesef
<E> http://finitenature.com/cpt/
[E] hiç değilse
buldu -Türkçe olmasa da-. (Türkçe olsun ki beni bir saat anlatmaktan kurtarsın.
Yoksa aciz değilim.)
<> bu da çok az bir
bilgi veriyor
[] https://web.archive.org/web/20050104133638/http://www.biltek.tubitak.gov.tr/madde/simetri_35.html Demek ki; C ve P simetrileri ayrı ayrı bozulabilirken, ikisi bir arada CP simetrisi olarak korunuyor. Öte yandan, doğada en azından CPT simetrisinin sağlanması, yani 'yük eşlenikleştirmesi, uzayda yansıma ve zamanda tersinim' işlemlerinin birlikte uygulanması halinde fizik yasalarının değişmemesi beklenir. O halde, CP simetrisi korunuyorsa eğer, T simetrisinin de ayrıca korunması gerekir. 1964 yılına kadar hakim olan kanaat bu yönde iken, o yılda yapılan bir deneyde, uzun ömürlü nötür K mezonu'ın, iki piona bozunduğu gözlendi. Halbuki CP simetrisinin korunması halinde, 'ın üç piona bozunması gerekiyor, iki piona bozunması bu simetriyi bozuyordu. Cp simetrisinin bozulması ise, T simetrisinin de ayrıca bozulabileceği anlamına geliyordu. Bunun örnekleri arandı ve gerçekten de, daha sonra Ko mezonlarıyla daha sonra yapılan deneyler, T simetrisinin doğrudan çiğnendiğini gösterdi. Çünkü bu mezonların bozunma süreçlerinden bazıları, zamanın yönüne bağlı olarak farklı gerçekleşme olasılıkları sergiliyordu. Çekirdek bozunmalarında benzer T simetrisi bozuklukları arandı ise de, bu güne kadar bulunamadı. Fakat bu durum her an değişebilir. Çünkü T simetrisi, manyetik dipol momenti olan nötronun, bir elektrik dipol momentine sahip olmamasını gerektiriyor. Dolayısıyla, süregiden deneylerde, çok düşük sıcaklıklara kadar soğutulmuş nötronların elektrik dipol momentinin sıfırdan farklı bir değere sahip olup olmadığının belirlenmesine çalışılıyor. Birkaç yıla kadar böyle bir sonuç elde edilebilir.
<> (bu da çok az bir bilgi veriyor)
<> http://ebtx.com/ntx/ntx22.htm
<> Bilim Teknik'e E-Online aboneliği olan varsa
bulabilir. Eski sayılardan
Ben TOP QUARK'ı >>> PARİTE sayesinde buldum. Ve
Asimetrik olduğunu -diğer beşi simetrik- gösterdim. Nötrinoların
girdiği YAN PENCERE (parite
penceresi). Şeytan bize vesveselerini BURADAN
gönderiyor.
<> "Fiziğin kuralları CPT değişmezliği
ile yönetilir. (Üçü de aynı anda işler.) Ancak P değişmezliğinin
ve CP değişmezliğinin ihlalleri söz konusu olmaktadır.
Evrenin en ilk zamanlarında, simetriler bazı noktalarda kırılmaya
başlayarak CP değişmezliğini ihlal etti. Bu CP değişmezliğinin
ihlaline geniş çapta bir aksiyon üretimi eşlik etti. Bu üretilen
aksiyon sayısı muhtemelen üretilen nötrinoların sayısından
bile çok daha fazlaydı".
C.P.T. simetrisini kısaca şu şekilde açıklayabilirim.
C-Simetrisi:
Fizik yasalarının madde ve anti madde için aynı olmasıdır.
Geçerli olmasıdır.
P-Simetrisi:
Fizik yasalarının her durum için aynı olması ve onun
aynadaki ters görüntüsü içinde aynı olması, geçerli olmasıdır.
T-SİMETRİSİ (Zamanın ters yönde
çevrilmesi): Bütün parçacık ve antiparçacıkların hareket
yönlerini değiştirirseniz, yani onu zamanda ileri değilde,
geriye doğru götürürseniz sistemin başlangıç anına ulaşırsınız.
Zamanın ileri ya da geri akış yönünde fizik yasaları aynıdır.
P-Simetrisi: Fizik yasalarının her durum için
aynı olması ve onun aynadaki ters görüntüsü içinde aynı olması,
geçerli olmasıdır.
P-Simetrisi: Fizik yasalarının her durum için
aynı olması ve onun aynadaki ters görüntüsü içinde aynı olması,
geçerli olmasıdır.
Bunu SOMUT olarak C, soyut olarak (DEHR) T bileşimleri ortak eleman
olarak kullanırlar.
T-SİMETRİSİ (Zamanın ters yönde çevrilmesi): Bütün parçacık ve
antiparçacıkların hareket yönlerini değiştirirseniz, yani
onu zamanda ileri değilde, geriye doğru götürürseniz sistemin başlangıç
anına ulaşırsınız. Zamanın ileri ya da geri akış
yönünde fizik yasaları aynıdır.
Ammaaaaaa,
yani onu zamanda ileri değilde, geriye doğru
götürürseniz sistemin başlangıç anına ulaşırsınız.
Zamanın ileri yada geri akış yönünde fizik yasaları aynıdır.
Meram doğru
fakat PT ile fiziğin yasaları aynı olmaz.
Zamanda geriye
gitmenin türlü açıklamalarını yaptımdı. Yuşa
zamanda geriye gider -balık ile birlikte-.
Zamanda geriye
gitmek "EVREN ileri doğru
nabız gibi attığı için" olağan/günlük hayatta
rastlanılan bir fenomen değildir. PARANORMALDİR.
Burada aykırı
olan şu: T0 yani sıfır zamanı var (ileri geri
akmaz >>> DEHR)
Zaman evrene TEĞETTİR.
Zaman eğer
evreni teğet değil de KİRİŞ
biçiminde keserse T4 zamanı oluşur ki buna da ZÜLKARNEYN zamanı diyoruz.
Bir de şeytanın
PARİTER/SOLELLİ zamanı
var >>> T3 durumunda zaman bir süre ÖNE sonra geriye akar ve osilasyonik olarak bunu sürdürür. (Balığı
sana bildirmemi bana şeytan unutturdu) ayeti gereği.
C >>>
ayna(mahşer)da bakışıklık oluştururken CT ile >>> İliyyun, yani
aynadan yukarı SULTAN kuvvet
olarak İlliyyun'a hedeflenir. Bunun tersine PT ile de SİCCİN'e
hedeflenir? OK?
[] 18-Kehf/63: Genç adam dedi: "Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık
ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı
bana unutturan, şeytandan başkası değildi. Balık,
denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu."
<> Photo için yapıştırdım:
[] https://web.archive.org/web/20181006202340/http://www2.lbl.gov/abc/wallchart/chapters/05/2.html
<> Eğer boşlukta bir karşıt parçacık
saptanabiliyorsa bu parçacık fizikte bilinen ters spin'e ve ters yük'e
sahipse aynı zamanda bir ''zaman tersinirliği'' özelliğinide
sahip olabilir! Fizikte buna C-P-T özelliği adı verilmektedir. C
parçacığın yükü, P spin yönü, T ise zaman tersinirliği
denen zaman simetrisini ifade etmektedir. C simetrisine göre parçacıklarla
oluşan bir olay karşıt parçacıklarlada oluşabilmelidir.
Başka bir anlatımla parçacıkların elektrik yüklerinin işaretini
değiştirmek olayı hiç değiştirmemelidir. Böyle bir
olay mümkünse P simetriside bu olayın bir aynada görülen görüntüsünün
mümkün olacağını içerir. T simetrisine gelince olayın filmi
yani zaman içindeki akışı, zaman'ın ilerleme yönündede
tersi yöndede aynı olmalıdır
Teşekkürler.
Gerçekten çok iyi bir iş çıkardınız.
Benim de görevim
bunları (baştan yazdırdığımız) AYETLER ile anlatmaktı. ÖNCE ayetleri; sonra da insan havsalasındaki
doneleri getirdik böylece... Beni hissettiniz mi?
<> evet
[E] https://web.archive.org/web/20060222031014/http://physics.nist.gov/GenInt/Parity/parity.html
Ve de [E'nin] son bulduğu
link'teki PARİTY grafiğini
"Ayetler" eşliğinde düşünmeniz için bir dakika mola
veriyorum. Orada mahşeri (ayna), orada SİCCİN ve İLLİYYİN
oklarını göreceksiniz. Göremeyen bana hemen bildirebilir.
[] https://web.archive.org/web/20050315092409/http://www2.slac.stanford.edu/vvc/theory/parity.html
<er-en> hocam şüphemden dolayı affedin ama ben sizin
hans von aiberg olduğunuzu nasıl anlayabilirim
Er/en böyle YAZAN birini daha getirirsen, ona ben
de HANS Aiberg olarak tabi olacağım.
Bunları
evren ve insanlık tarihinde HANS
VON AİBERG'den başka hiçbir kimse yazamaz; yazmışlarsa,
mutlaka bir KÜTÜPHANEDE vardır.
Bu satırları yazmamdan önce okuduğun milyonlarca kitapta var mıydı?
Şüphecilik,
sceptism olursa İYİDİR
ama bu bilim için geçerlidir. Kişiye karşı sceptism ise (kişi
haklıysa) seni paranoyak kılar. (Onlar zannediyorlar. Oysa zannın
BÜYÜK KISMI GÜNAHTIR" ayeti
lütfen.)
<> 49/12: Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın
bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın!
Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden
biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz.
Allah'tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden,
rahmeti sonsuz olandır.
<er-en> özür dilerim hocam
AKLIN ne diyor?
<er-en> ben zor güvenen bir insanım hocam
"Ben bunları
hergün gazete bayinden alıp okuyorum" mu diyor er-en?
<er-en> hayır hocam
O zaman ayeti
okuyacaksın (sana bir dakika izin) sonra da GÜVENDİĞİN kimselere gideceksin.
<> Sıradan Sayılar AxB=BxA iken Grassmann Sayıları
AxB=-BxA bu durumu pariteyi açıklıyor
(Çünkü sanal sayıdır,
iki kare farkıdır, ötekisi ise özdeştir.)
<> grafikte mirrow world üzerindeki parçacıklar pozitron
mu oluyor? (elektronların görüntüsü)
Çok daha ileri
bir şeyler.
Ayna ARAYÜZDÜR. İnsan MADDEDİR, İNSAN ARAYÜZÜ OLARAK ENERJİ (cinler de enerjidir) bize
hizmet eder. Çünkü bizler HALİFEYİZ.
Evren bize (insana) ARAYÜZ oldurulmuştur.
O zaman biraz
bilgisayar alanına girelim: İNSAN
ARAYÜZÜ ne demektir? (search lütfen)
<> GUI= graphical user interface örneğin
Evet. "Human
interface?????", bu ne demektir.
<> HMI= human machine interface
Yani MAKİNE >>> İNSANA hizmet veriyor, insanın
anlayacağı dile çeviriyor, OK?
<> ok
[] https://web.archive.org/web/20050309005552/http://developer.gnome.org/projects/gup/hig/
İ N S A N
arayüzü demek, insanın HİZMETKAR
olması demek değil, tam tersine İNSAN
İÇİN evrenin arayüz(ler)ü vardır demektir.
İNSAN İÇİNCİLİK >>> gereği.
Örneğin
"İNSAN"a birer CİN'den (enerji arayüzü) şeytan
verilir.
DİKKAT!!! Şeytanlara/cinlere "İnsandan bir ara
yüz verilmez", beni hissettiniz mi?
<> evet
<> QaRîN
Yani yeryüzündeki
"yeni=SONUNCU halife"
insandır.
Evren sistemleri
biz İNSANLAR [için] çalışır,
bizlere ARAYÜZ olurlar. Bizler SON KULLANICIYIZ. Beni hissettiniz mi?
<> evet efendim
<> evet Kaptanım
Sadece CİNLER/ŞEYTANLAR mı???
Onlar da bizden önceki halifelerdi, ya EN
EN EN önce?????
<> melekti
Evet, Allah ve
insan arasında İLK ARAYÜZ
>>>>>> MELEK
ARAYÜZÜDÜR.
Allah'ın
meleklere ihtiyacı yok. Fakaaaaat, Allah ile insan birebir YANYANA gelemez. Amortisörler patlar!
Yaratıldığımız anda yokolurduk.
Melekler ALLAH buyruklarını SÜSPANSE eden bir ARAYÜZDÜR. Otomobile konmuş yay/aks gibi, ya da faytona o
Allah'ın kudretinden gelen SARSINTI'yı
bize hafifleterek ulaştıran takyondan yapılmış ARAYÜZDÜR.
(Allah'ın
buyruklarında meleklerin nasıl chaos'a düştüğü ile ilgili
ayet lütfen.) (Meleklerin haşyet ile sürekli tesbih etmeleri vb.)
<> 2/32: Dediler ki: "Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka
bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet
sahibi olansın."
"Allah'ın
emri indiğinde....." diye ayetler var.
<> 13/13: O'nu, gök gürlemesi hamd ile, melekler de korkularından
tesbih ederler. Onlar pek kuvvetli olan Allah hakkında çekişirken, O,
yıldırımları gönderir de onlarla dilediğini çarpar.
Bunları
hafifletip iletenler ise MELEKLER.
<> 40/7: Arşı yüklenen ve çevresinde bulunanlar, Rablerini överek
tesbih ederler; O'na inanırlar. Müminler için: "Rabbimiz! İlmin
ve rahmetin herşeyi içine almıştır. Tevbe edip Senin yoluna
uyanları bağışla; onları cehennemin azabından
koru" diye bağışlanma dilerler.
<> 41/38: Eğer büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabbin katındakiler
hiç usanmadan, gece ve gündüz O'nu tespih ederler.
<> 2/30: Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife
atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı:
"Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın?
Oysa ki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsatıp
yüceltiyoruz."Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben,
sizin bilmediklerinizi bilmekteyim."
Meleklerin neden
korkuyla titrediğini gösteren ayetler lütfen...
Allah'ın
emirlerinin yukarıdan aşağıya indiği ayetleri...
<> Şura/5: Gökler, üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyor. Melekler de
Rablerinin hamdiyle tespih ediyorlar ve yeryüzündekiler için af diliyorlar.
Gözünüzü açıp kendinize gelin! Allah'tır ancak hep affeden, hep
merhamet eden.
Ayetlere teşekkür.
Daha da çoook
ayet var.
MELEK ARAYÜZÜ ile cinler yaratılmıştı. Şimdi
insan arayüzüne hem melekler (takyon/nur) hem de cinler (enerji) birlikte katılırlar.
Arayüz kelimesini
kur'an'dan farklı olarak bilgisayar elektroniği farklı kullanır.
(insan hatası)
"MELEK ARAYÜZÜ ile cinler yaratılmıştı..."
demiştim. CİN arayüzü için
MELEKLER en önce yaratıldı/ilk
halifeydi diyebilirsiniz. Beni algıladınız mı?
<> evet
Allah'ın
meleklere ve SAF/SAFFAT/SAD gibi
hiyerarşilere gereksinimi yoktur. Onları kendisine kulluk bize de
(insan arayüzüne) RAKİM'den
>>> KEHF dönüşümü
olarak yarattı.
(Bilgisayardaki ROM başına getirilen PROM gibi.)
Algol dilinin
grafik ARAYÜZÜNE çevrilmesi gibi
(Grafik arayüzü KEHF'tir), beni
hissettiniz mi?
<> evet
Grafik ise
>>>> HALO+gramdır.
(Hologramdan farklı olarak >>> HALE'dir.)
Arada kaynamasın
diye soruyorum: PROM nedir?
<> programmable read only memory.
Evet!
<> sadece bir kez üzerine yazılabilen rom bellek
Nasıl
programlanır?
Meleklerin BİR TEK itiraz hakkı vardı
>>> onlar P+ROM idiler.
Yani "Yeryüzünde yeni bir fesat DAHA
mı yaratacaksın?" sorusunu bunun için sordular.
<> İnsan vücuduna yerleşecek aygıtlarla insan
duyu ve yeteneklerindeki eksiklikler tamamlanabilecek. Yazılım geliştirme
kolaylaşacak, üst düzey dillerle ve modüler bir yapı kullanarak
herkes kendi yazılımını geliştirebilecek.
Evet sonunda
bilgisayar kuşakları insan beynine ulaşacak! Yani dört çekirdek
asidinde psitronik bellek oluşturulacak vb. vb.
Bilgisayarlarımıza
gerçek VİRÜS'ler saldıracak
(ötekilerin yazılımını biz yapıyoruz.)
Çünkü insan
beynini imal etmiş olacaklar -kuşaklar boyunca-.
Ama o beyin, insandan
yapılmayacak, çekirdek asitlerinin uygun dizilimiyle (ki lazer bunu işaretleyecektir)
mesela bir sinapsta bir terabyte bilgi olacaktır vs. vs.
[] Telefon arası verildi, diğer kanalda konuşuldu
<> 24/54: De ki: "Allah'a da itaat edin, resule de. Eğer yüz
çevirirseniz/yüz çevirirlerse, onun görevi ona yükletilen, sizin göreviniz de
size yükletilendir. Eğer ona itaat ederseniz yolu bulursunuz. Resule düşen,
açık bir tebliğden başkası değildir."
<> 5/15: Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış
olduklarınızın çoğunu size ayan-beyan açıklıyor;
çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir ışık
ve apaçık bir Kitap gelmiştir.
<> 24/56: Namazı kılın, zekatı verin, resule itaat edin
ki, rahmete erdirilesiniz.
<er-en> düşüncenin neye göre değiştiğiyle
ilgili bir fikri var mı?
Ben sorunun yanıtını
şöyle verdim:
Düşünce bir statik
matriks kalıbıdır, onu etkileyen BİLİNÇ'tir. Bilinç bunu İDRAK eder (edrak).
Evren olduğu gibi ARAÇTIR, eşyadır, nesnedir, ŞEY'dir. Amaç BİLİNCİN (ruh) onu idrak etmesidir.
Bilinç DÜŞÜNCE üreten bir sistem değildir. Düşünce bilincin
derinliklerinde (kalubela boynuzundaki berzahta) noktasal olarak buraya gelir
ve gelirken de büyür ve şekillenir.
Hep gelir, bunu biz
üretmeyiz. Üretseydik, gece RÜYA
göremezdik, HAYAL kuramazdık,
Deja vu, duru görü, öngörü gibi normal olmayan şeyleri yapamazdık.
Düşünce >>>
Allah'ın ruhunun (kendi düşüncesinin) ÜFLENMESİ ve bize bunun noktasal değil de giderek büyüyen
sabun köpükleri gibi ulaşmasıdır.
İlk noktasal düşünceye
"VAHY" denir. Kimse VAHYİ anlayamaz. Ama
kuturlar/çaplar halinde büyüdüğünde biz bunu anlarız/anlamaya çalışırız/anlamaya
yatkın oluruz veya hiç anlamayız, en kötüsü de yanlış anlarız.
(Büyük Jüri, diğer candaşlara
haksızlık olmasın diye burada bilim adına yazdıklarımı
aiberg kanalına yapıştırır mısınız?)
<> Tmm
Bir şey daha: şimdi
buradan içinizden ÜÇ kişi seçer
misiniz?
<> [G] [B] [E]
[G] öğretmenim 7'ye
kadar bir sayı? [B] bir rakam -rastgele-. [E] 114'e kadar bir sayı
ltf.
<G> 2
<b> 6
<E> 54
<> 54/6: Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı,
görülmedik müthiş bir şeye çağırır. = Fe tevelle anhum
yevme yed'ud daı ila şey'in nukur
Başkanım siz de bu
ayetin "ÇİFTİ
olan"ı bulmam için rastgele bir sayı ltf.
<P> 5
Beş >>> ŞAHDAMARI (Hablil verid) İkisini
bir arada (Na+Cl) gibi YENİ
olarak sunacağız inş.
<> inşa Allah
<P> LA İLAHE İLLAALLAH!!
Allah'tan başkası
yoktur. "Şahdamarından daha yakın" ayetini de yazalım
[öte tarafa] ltf...
<> Kaf/16: Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler
fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah
damarından daha yakınız.
<> Kaf/16: Ve le kad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve
nahnu akrabu ileyhi min hablil verid
<> 54/6: Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı,
görülmedik müthiş bir şeye çağırır.
<> 54/6: Fe tevelle anhum yevme yed'ud daı ila şey'in nukur.
54/6: Fe tevelle anhum yevme yed'ud daı ile şey'in nukur
6. Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı
görülmedik müthiş bir şeye çağırır.
İkinci anlamını
yazalım.
Fe (çarpanı sıfır)
tevelle (spin)
anhum (onların ikisi arasında)
(Parantez anlamı
da veriliyor CİFİRDE)
Yevme (AN/LAHZA)
yed'ud daı ila şey'in nukur >>> ŞAHDAMARININ TANIMI çünkü burada şahdamarından
DAHA YAKIN OLAN A L
L A H 'ın pozisyonu işlenmiş.
Münadi (çağırıcı,
nidacı) kimdir? Münadi >>>> İSRAFİL'dir.
NEKİR/NEKRE ve ayrıca
ŞEY*İN ise bu ayetin
misalleri.
Buraya kadar açımsama
tamam mı?
(Done girildi,
bilgiyi alacağız.) Yani data'lar anlaşıldı mı?
<> ok
İki misal
olduğu için ikinci tevafuk ayeti de bulacağız. Bunun için yöntem
şöyle:
En büyük VAKIA nedir?
Diyelim ki Kıyamet!
Ama onun da GİRDİSİ
var: yaratılmak.
Yani bir
akdelikten (bigbang) üflendik (aniden şiştik) bu da VAKIA'dır.
En büyük vakıa
EVRENİN yaratılmasıdır.
Bu insan için böyle. Allah için ise EVRENİN
YARATILMASI ile ............. BK'nın
yaratılması AYNIDIR. İkisi
de EŞİT VAKIADIR.
Böyle bir ayet
hatırlıyor musunuz?
B=Böcek ama
uçucu/sinek/sivrisinek.
K ise onun bir
organı?????
Uçucu böcek olduğunu
K harfinden anlıyoruz. ;)
<> kanat
Evet.
Sineğin kanadı
ile ilgili ayetler lütfen. (Sinek, güve, kelebek fark etmez aslında.) (Arı
dışındakilere sinek muamelesi yapılıyor.)
<> 2-Bakara/26: Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da
üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle
bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar
ise şöyle derler: "Allah, bunu örnek vermekle ne demek istedi?"
Allah onunla birçoğunu saptırır, birçoğunu da onunla doğruya
ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fasıklardan başkasını
saptırmaz.
<> 22/73: Ey insanlar! Size bir örnek verildi; onu dinleyin. O Alah'ın
yanında yakarıp durduklarınız var ya, hepsi bir araya
toplansalar bir sinek bile yaratamazlar. Sinek onlardan birşey kapacak
olsa, bunu bile ondan geri alamazlar. İsteyen de aciz, istenen de...
<> 22/73: Ya eyyühen nasü duribe meselün festemiu leh innellezıne
ted'une min dunillahi ley yahlüku zübabev ve levictemu leh ve iy yeslübhümüz
zübabü şey'el la yestenkızuhü minh daufet talibü vel matlub
Önce bu ayete
bakalım.
Daha önceki
yazmalarımızda sizlerin sözünü ettiğiniz "Butterfly
effect" işte budur. (Chaos teorisi gereği)
Kelebek etkisini
bana sormuştunuz. Anımsadınız mı?
<> evet
Schrödinger'in
kedisi gibi Chaos (kaos) teorisinin de örneği KELEBEKTİR. (Kur'an'da sinek kanadı)
Allah için bir EVRENİ yaratmakla (Künnes) bir
sineğin KANADINI yaratmak
(Chaos/Hunnes) EŞİTTİR.
"Evren
yaratmakla bir sineğin kanadını yaratmak" AYNI şeydir. Böyle bir ayet
bulabilir misiniz? (acaba Ankebut'ta mıydı -emin değilim-)
Neyse zaman
yitirmemek için biz konuyu ilerletelim.
Allah'ımız
için BÜYÜK-KÜÇÜK (evren-sinek) aynı
şeydir. O'nun yaratım gücüdür bu, yüksünmez, yorulmaz. İkisi de
mucizedir.
Gelelim Chaos
teoremlerinin ana hatlarına:
Cosmos (Künnes)
burası >> Düzenlilik, yani KALP
gibi atıp genişleyen bir evren yaratılışı.
Bunun tersine
durum ise CHAOS/Hunnes >>>
Yani düzeni bozmaya çalışan düzensizlik (
Böylece üçlü bir
vefkteki
492
357
816
simetrik toplaması
olan Matriss'i oluşturduk.
Şimdi bu
matematiği (Rakim) geometri (kehf) olarak açalım.
(9 doneyi dizdik)
MATRİX'i kuralım.
"Allah bize şahdamarımızdan
da YAKIN". Önce şahdamarı
(aort) nedir bunu inceleyelim.
Kalpten çıkan
ana arterin adı. Evren bu KALPTEN
başladı açılmaya, sonra evren denen canlı varlık
büyüdükçe (Mesela bilekler veya boğaz evren merkezinden uzaklaştıkça)
evrenin nabız gibi atması genişlemeyle süregeldi.
Demiştik ki:
İKİ AN arasında evren
yoktur. (Künnes yoktur)
Çünkü
Künnes/Cosmos >>>> İKİ
DURUMDUR. Aradaki CHAOS ise
"DAVRANIŞTIR".
İnsanlar iki
AN/DURUM boyunca bilinçli ve canlıdırlar ama iki durum arasındaki
davranışta CANLARI ALINMIŞTIR.
O halde Ayetlerde
Allah şunu açıklıyor:
"Ben sizin
iki ATARCA (nabız) ARANIZDA saklıyım. Ben
Künnes'de değil sizin görmediğiniz (ama doğum öncesi ve ölüm
sonrası illa ki gördüğünüz) yaşadığınız
sürece görmediğiniz o ARADA
saklıyım.
Sizler iki nabız
(Kalb atışı) arasında ölüsünüz. Orada ben varım.
Size KALBİNİZDEN/Şahdamarınızdan
ELBETTE DAHA YAKINIM.
Sizin iki nabız
atmanız benim arada bulunmamdan DAHA
uzaktır" diyor Allah'ımız.
Beni idrak ediyor
musunuz?
<> evet
Allah'a mekan
atfedilmez ama Allah GÖKLERİN-YERİN
ve İ
K İ S İ a r a s ı n d a
k i l e r i n de Rabbidir!
Chaos O'ndan
kurtulamaz. O Chaos'un da Rabbi'dir. Orası sahipsiz değildir. Orada
ölü bir tanrı yoktur.
Allah nerede?
Buradaki yanıt şu:
Kaba bir örnekle
iki nabız arasını EDİRNE
ile Çölemerik diye gösterelim, buraya iki tane GÜMRÜK KAPISI açalım.
Türkiye geniş
(Yani şahdamarı olayı geniş) ama Allah'ımız Kapıkule'de
de bize bitişik. Öteki gümrük kapısında da. Şimdi YOLCU MU daha çok yol alıyor?
Allah'ımız mı?
<> yolcu
Allah bize iki an
(sınır kapısından) elbette daha yakın.
CHAOS (Ğayb alemi) de onun iktidarındadır -amenna-.
Havamda değilim
ama verdiğim örnek anlaşıldı mı? (Anlatamamış
olabilirim).
<> evet efendim
Evreni şişiren
kuşkusuz Allah'ın "Ruhundan ÜFLEMESİ"dir,
ama hiyerarşi gereği bu eyleminin de bir sahiplisi var: İSRAFİL.
<> 46/33: Görmediler mi ki; gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla
yorgunluğa düşmeyen Allah, ölüleri diriltmeye de kadirdir. Evet, O
her şeye kadirdir.
<> Kaos kuramının ilgilendiği temel sorulardan
bir diğeri, küçük nedenlerin kendilerinden çok daha önemli sonuçlara yol
açıp açmayacakları sorusudur. Sözünü ettiğimiz teoride
"kelebek kanadı etkisi" adı verilen bu etki, teknik olarak
"başlangıç koşullarına hassas bağımlılık"
olarak adlandırılır. "Çin'de bir kelebek kanadını
çırpsa,Meksika Körfezi'nde fırtına çıkabilir" şeklinde
ifade edilen bu etki ile çok küçük bir nedenin çok önemli sonuçlara yol aç...
Evet candaş.
Kur'an'daki sinek veya kelebek etkisi chaos, iki AN'ın (kanat çırpmanın) arasındaki engin
denizdir. (Hatırlayınız orada Antimadde vb. de vardı)
Tsunami gibi etkiler çünkü HOLOGRAM
olan evrenin "Olası dalgalanmaları" her bir zerreye/quanta
etkir, birlikte titreşirler (Allah'ı zikrederler ama biz duymayız
bu zikri.)
İsrafil
elinde sur borusu (Horn Hole), onu hep EVRENİN
genişlemesi için üfürmektedir.
Corn Hole denen
mini tünelciklerle, kuantum köpüğünün SÜPER
UZAYDA dalgalanması bunun için gerçekleşmektedir.
Eğer Süper
uzay titreşmese/zikretmeseydi, dinamizm diye bir kelimeyi asla
bilmeyecektik.
Ruh'u
iten/çeken/alan etken de işte bu MİNİ
SUR BORUCUKLARIDIR.
Birinci anlam
olarak hep meleklere verdiğimiz bir ayetin aslında SUR BORUCUKLARI olarak bir tanımı
vardır:
"Sessizce
çekenlere, acıtarak çekip alanlara...." gibi ayetleri bulabilirsiniz.
<> 79/2: Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle
çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,
İşte
Süper uzay DOĞASI yani mini sur
borucukları.
Nasıl ki
Azrail'in her bir canlı için (hücre vb.) bir mültikopyası varsa İsrafil'in
de ana görevi olan HORN HOLE (sur
borusu) mültikopyaları olan karadelik-akdelik/Worm Hole'ları anlamında
CORN HOLE'ları vardır.
Oradan bir evren ŞİŞER veya bir sinek
kanadı oluşur -larvada-, ikisi aynı şeydir/tek bir
üflemedir veya onların canı alınır
"bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç
çekenlere"
"iç çekenlere"
"iç çekenlere"
"iç çekenlere"
"Fe tevelle anhum yevme yed'ud daı ila şey'in
nukur"
HERBİR Ş
E Y işte bu iççekişlerden olmaktadır.
<> 16/7: Ağırlıklarınızı da yüklenir, canlarınızın
yarısına tüketmeden varamıyacağınız beldelere
kadar götürürler, her halde rabbınız size çok re'fetli, çok
merhametli.
O zaman bundan TEVELLA etmemiz gerekmektedir/yüz
çevirmeliyiz.
Böylece verilen
54/6.nın ikinci anlamını biraz deşifre ediyoruz.
Surenin iniş
sırasına göre rakamını buldum. Ayeti buldum, ayetin "İthal"
olup olmadığına baktım, ikinci anlamını buldum.
492/357/816 gereği tevafuklarını da yerlerine yerleştirdim.
(İsra ilk
ayeti de aldım, etti dokuz)
Riemann katmanları
geldi bizi burada da buldu!
Bunda şaşılacak
bir şey yok. Çünkü "sinekkanadı etkisiyle" bir şey
öteki HERŞEY'e (külli şey*in)
HOLOGRAM gereği bağlıdır.
Bağlantıyı
ARADAKİ (gök-yer arasındaki)
SÜPER UZAYIN (aşağı
misal alemi) kuantum tünel süreci (Mini surborucukları) bağlamaktadır.
Yani buradan
Meksika'ya giden TÜNEL açılmış
modeliyle uzuuuundur ama standart modeliyle (karadelik ve akdelikler birleşik
olduğundan) AYNI yerdir. Burası
ve Meksika arasındaki SIFIR
mesafeye Süper uzay TÜNEL süreci
diyoruz, OK?
<> ok
<> ok Kaptanım
<> roger Capt'n
Herşey HOLOGRAMDIR. Dünya yaşamı bir
HAYALDİR. Hayal olmayan tek
varlık ALLAH'tır.
La mewcude illa HU!
<> 31/28: Sizin yaratılmanız da, ba'solunmanız da ancak tek
bir nefis gibidir. Hakıkat Allah, semidir basidir
Allah ruhundan
üfledi yer ve göğü ayırmış/evreni şişirmiş
oldu.
O şişmeye
>>> HOLOGRAM/hayal diyoruz.
Rüya deyin, hülya deyin bilimsel tek adı var: HOLOGRAM.
Yani biz bir
hayal yaşıyoruz.
Bizler birer
hayaliz. Sadece quantlardan kurtulup tek şey (tekparça BEN) olduğumuzda GERÇEK olacağız.
İster
Cehennem deyin ister Cennet deyin orada gerçek olacağız.
Çünkü ömür kısıtlı
bir HAYAL fakat HAYAT ise EBEDİ'dir.
Allah da ebedi
olduğundan=Gerçek olduğundan bizler de o gün (Din günü) GERÇEK OLARAK dirileceğiz.
Rüyadan/hologramdan
hayalden uyanmış olarak dirileceğiz -ebediyen diri kalacağız-.
Çünkü o gün
gök-yer olmayacak yani BALON
olmayacak. Balon =========== Hologram.
Arz dümdüz uzatıldığında
bir mahşer/ayna olduğumuzda gök ve yer olmayacağından HAYAL/HOLOGRAM da olmayacak.
Allah'ı
hissediyor musunuz?
<> evet
Görüyorsunuz....
yazdıklarımı
nefes alıp
veriyorsunuz tansiyonunuz formunda HERŞEY
NE KADAR güzel. Bu kimin işi??????
<> Allah'ımızın.
Kime HAMD edeceğiz o DİN GÜNÜNDE
<> O'na
<> Alemlerin Rabbine
<> El Hamid'e
<> Rahman ve rahim olan ALLAH'a
ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİ ALEMİN (bu evrenin ve öteki yerin
ve de Ahıretin Rabbi)
Allah Rahman ve
Rahimdir.
MALİKİ YEVMİDDİN.
<> 15/98: Şimdi sen, Rabbine hamd ile tespih et ve secde edenlerden ol!
Dünyada DİN yoktur. (Hanif iseniz
gerçekten yoktur.) DİNGÜNÜ
orada mahşerde kurulacak. O gün bize DİNİMİZ
sorulacak! Ne diyeceğinizi anımsıyor musunuz?
MİH'denim diyeceksiniz.
Ne beni, ne
3+1+1+1+1 M'leri, hiçbirimizin peşinden gitmeyin, gideceğiniz tek kılavuz
var >>> İBRAHİM ATAMIZ.
<> Nisa/125: Ve, kim engüzel dindendir? kendisi vechini Allah'a teslim etmiş
ve dini O'na halis kılıp hanif ibrahim milleti'ne tabi olmuş. Ve
Allah ibrahim'i dost edindi.
O Allah'ın
dostu, o sizi Götürecektir huzuruna.
Mehdi, İsa
kimse yoktur sizin tek dostunuz Allah'ın dostudur.
Bizlere birer
fatiha okursunuz. Efendimize de selavat. Bizim nasibimiz bu kadar.
Ama sizin
nasibiniz çoooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook büyük. Allah'a DOST olan MİH'densiniz.
Sabıkun
sizindir. Sizler mukerrebsiniz. Sizler Naim bir yerdesiniz. Makamı İbrahim'in
yanıbaşında. Allah'ın Arş'ının gölgesinde
doruktasınız.
Bizlere birer
fatiha, efendimize selavat, bize bu yeter.
Sizin tek
önderiniz İbrahim atanızdır. O sizi tercih etti. Evlatlarını
değil!
Onun duası
kabul olmadı. Ne Yahudiler ne Araplar. İkisi de şeytanın
dininden oldular. Onun evlatları için olan duasından sadece ELÇİLER çıkarılarak
kabul gördü.
İbrahim
kendi çocuklarını ve zürriyetini değil, çocukları olmayan BİZLERİ (milletini) evlat
edindi.
Bunun için O'na ATAMIZ diyorum. İbrahim atamızı
da hissettiniz mi?
<> evet
<> evet efendim
Yahudilerden LANETLİ IRK, Araplardan ise kafir
ve Münafık bir ırk çıktı. Yani atamızın duası
kabul edilseydi sadece onun kanından gelenler HANİF olacaktı.
Şimdi anladık
mı MİLLET kelimesi neden
bu kadar önemliymiş Allah'ın kelimesiyle!
<> evet kaptanım
<> evet
Allahümme barik
ala... yı size okutmuyor(uz), çünkü o dua onun evlatları içindi,
bizler evladı değiliz.
<> 2-Bakara/124: Hani Rabbi, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana çekmiş,
o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti:
"Seni insanlara önder yapacağım." İbrahim, "soyumdan
birilerini de" deyince Allah: "Benim ahdime zalimler eremezler."
buyurdu.
<> 2-Bakara/129: Ey bizim Rabbimiz! Onların içinden öyle bir resul gönder ki;
Kendilerine Senin ayetlerini okusun, onlara kitabı ve hikmeti öğretsin
Ve onları tertemiz kılsın. Muhakkak ki aziz sensin, hakim
sensin!
Evet. Devamını
da yazar mısınız?
<> 2-Bakara/125: Kabe'yi, insanlar için toplanma ve güven yeri kılmıştık.
İbrahim'in makamını namaz yeri edinin, dedik. Evimi ziyaret
edenler, kendini ibadete verenler, ruku ve secde edenler için temiz tutun diye İbrahim
ve İsmail'e ahd verdik.
<> 2-Bakara/126: İbrahim: "Rabbim! Burasını emin bir şehir
kıl, halkından, Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır"
demişti. Allah da: "İnkar edeni de az bir müddet geçindirir,
sonra da onu ateşin azabına uğramak zorunda bırakırım,
ne kötü sonuç" buyurmuştu.
Buraya kadar herşey
iyi, SONRASI (elçiler haricinde) bir
rezalet!
<> 2-Bakara/127: İbrahim ve İsmail, Kabe'nin temellerini yükseltiyordu.
"Rabbimiz! Yaptığımızı kabul buyur. Şüphesiz
ki, Sen hem işitir hem bilirsin" dediler.
Öyle bir rezalet
ki Moşe ile Aaron bile birbirine düşebiliyor.
Musa ve Harun,
iki kardeş, ama bir terslik var -görevlerinde-. İbrahim ve iki oğlundan
hemen sonra (ilk elçiler hariç) işler bozuluverdi.
Diyebilir misiniz
ki Allah -ki her duasını kabul etmişti- İbrahim'in neslini MELEKLER KADAR GÜNAHSIZ VE HANİF yarattı? diyebilir
misiniz?
Eğer duası
kabul olsaydı, Nuh oğlunu kurtarırdı. (Boğulmazdı)
İbrahim babası Azer'i kurtarırdı, Efendimiz de babası
Abdül Lat'ı kurtarırdı.
Allah'ın
vaadi sadece M İ H içindir.
<> 2-Bakara/124: ..."Benim ahdime zalimler eremezler." buyurdu.
İşte
biz o milletteniz. Efendimiz bizim babamız değildir (yasaktır),
ama İbrahim ATA'mızdır.
(Emrolunmuştur)
<> Ahzap/40: Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir.
Ve lakin Allah'ın resulü'dür. Ve nebilerin sonuncusudur. Allah, herşeyin
Alim'i olandır.
Bunun nedeni
neydi?
Eğer
efendimiz (ki eşlerine anne diyoruz) babamız olarak emredilseydi İbrahim
atamız oldurulmazdı bu dinsizlerin elinde. Ve kimse İbrahim
kelimesini bile hatırlamazdı. Öyle değil mi?
<> evet
Allah, efendimiz
yerine bizlere İbrahim'i A T A olarak seçmiştir.
<> 22/78: Ve Allah uğruna hak cihadiyle mücahede eyleyin, sizi o seçti,
üzerinize dinde bir harec de yükletmedi, haydin babanız İbrahimin
milletine, bundan evvel ve bunda size müsliman ismini o - Allah - taktı,
ki Peygamber size karşı şahid olsun, siz de bütün insanlara karşı
şahidler olasınız, haydin namazı kılın zekatı
verin, ve Allaha sıkı tutunun ki mevlanız odur, artık ne
güzel mevla, ne güzel nasir
Yani kendine dost
bize (milletine) de BABA olarak
seçmiştir. Kuşkunuz var mı?
<> hayır
<> yok
<> "İbrahim ve iki oğlundan hemen
sonra..." >>> Sara tarafından iki oğlu, değil mi?
"haydin babanız İbrahimin milletine"
"haydin babanız İbrahimin milletine"
"haydin babanız İbrahimin milletine"
"Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası
değildir"
"Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası
değildir"
"Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası
değildir"
<> ve kim güzel din olarak? kim esleme/teslim(iyetle) yönelir Allah
için ve muhsindir/güzeldir O'na, milleti ibrahim'in hanif'lerine tabii olan.
Edinmiştir Allah ibrahim'i halil.
Allah'ın bu
kadar ÖVDÜĞÜ kişinin peşinden
gidin.
Bu sözüm Adler ve
Messiah'a. Sizin peşinizden gelmemizi sakın istemeyin. Sizler Allah'ın
çok güzel en halis kullarısınız. Ama Allah'ın BİRİCİK DOSTU değilsiniz.
Size söylüyorum
Mighty+Messiah. Bu dünyada insanlık tarihinde Allah bir tek DOST edindi. Onun ikincisi bu dünyada
asla olmayacak!
Ama ÖTEKİ DÜNYADA bu dostunun dostu
olanların sayısına bakmaksızın (Millet budur) hepsini
birden dost edinecektir.
Mighty ve Messiah
beni hissediyor musunuz? Yanıtını MİSAK'da alacağım -umarım-.
<> 2-Bakara/130: Ve kim ibrahim milletinden yüz çevirir? illede nefsini sefih kılandan
başka kim? bilesiniz ki; o dünya içinden seçilmişti. Şüphesiz o
gelecektekiler içinde salihlerdendir.
Allah'ımızın
İbrahim Atamızı bu kadar övmesinin NEDENİ NEDİR?
(yanıtım:
sırf bunun için acizane Milatyum ilan ettim) az daha İbrahim'i
unutacaklardı. Allah diledi de gökten bir Zülkarneyn yerden bir dabbe çıkardı
>>> SIRF İBRAHİM
ATAMIZ'ın yeniden bulunması için.
<> 16-Nahl/120: Muhakkak ki İbrahim başlı başına bir
ümmet idi, tek bir hanif olarak Allaha itaat için kıyam etmişti ve
hiç bir zaman müşriklerden olmadı
İşte İbrahim
atamız ve BENİM bireysel
serüvenim bundan ibaret!
Sizinkiler ise
ebedi Naim cennetlerde bundan sonra -eğer bu davadan dönmezseniz- eğer
Şeytan bizleri saptırmazsa birbirimize düşürmezse ADRESİMİZ belli >>> ORASI! Umulur ki ORASIDIR!
<> inşaALLAH!!
<> amin
<> 3/8: Ey Rabbimiz! Bizi doğruya ve güzele yönelttikten sonra
kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet bağışla.
Sen, yalnız sen Vahhab'sın, bol bol bağışta bulunansın.
<> 2/286: Allah kimseye vüs'unden öte teklif yapmaz, herkesin kazandığı
lehine yüklendiği aleyhinedir, ya rabbena! eğer unuttuk veya kasdımız
bize bizden evvelkilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme, ya
rabbena! hem de bize takatımız olmayanı yükletme, ve bizden
günahlarımız afiv buyur ve bizlere mağfiretini reva, rahmetini
ata kıl, sensin mevlamız, bizi mansur buyur artık seni tanımıyanlara
karşı, kahrolsun kafirler
<> bize katından bir rahmet bağışla.
Bir not daha:
Notum şu:
"Mighty ve
Messiah beni hissediyor musunuz?"
Bunun yanıtını
YAHYA verdi, KAYİCASİ'ye de görünen Yahya! Masmavi bakan Yahya.
Umarım mesaj
yerine ulaşır.
Kambersiz düğünden
yana değilim olacaksak hep birlikte olalım.
MİLLET budur.
<> İNŞA ALLAH
Bizde ümmet
yoktur. Çünkü İbrahim tek başına (bir kişi olarak) kendisi
bir ÜMMETTİ demek ki MİLLET olmak ümmet olmaktan çok
üstte...
"Muhakkak ki İbrahim başlı başına
bir ümmet idi, tek bir hanif olarak Allaha itaat için kıyam etmişti
ve hiç bir zaman müşriklerden olmadı."
"İbrahim başlı başına bir
ümmet idi, tek bir hanif"
Ümmetçilik diye
içinden bir şeyler geçiren varsa hemen bu deyimi bıraksın ltf.
Biz BURADA bir MİLLETİZ, MİH'iz.
Babilonya'dan
beri İBRAHİM'i unutup, hiç
anmayanlara, binlerce yıldır "İşte sıradan
elçilerden biri" gözüyle bakanlara karşı yerden DABBE çıkarıldı. MİH kavramını anlatmak
için taaaa binlerce yıl sonra, Nemruttan bu yana Allah İbrahim'i unutturdu.
İnsanlar hatırlamadı -daha doğrusu-. Ama biz artık hatırlamaktan
öte Onu babamız biliyoruz.
Yine de hiçbir
elçiden üstün diye ayırmıyoruz. Aksi halde HOLOGRAM bozulurDU.
Ben İbrahim
atamızı, efendimizi ve Kur'an'da adı hiç geçmeyen X bir
peygamberi EŞİT görüyorum.
Çünkü insanlar çiğ
süt emmişlerdir: Benim İbrahim'e taptığımı
söyleyebilirler. Ama inisiyatör olarak İbrahim atamız ve milletimizin
önderi, ahıretimizin kılavuzudur.
Kıyamda haşrolduğumuzda
onu bulacağız ve onun TABURLARINA
katılacağız. O bayrağın altında buluşacağız.
Gerisini merak etmeyin! Yeter ki İbrahim atamızı BULUN orada!
<> inşaAllah
Mahşerde
herkes kendi "Mürşidinin" peşine takılacak. Biz öyle
yapmayacağız: Atamızın peşine takılacağız.
MİLLETÇE ve elbette Hanif
olarak.
<> ALLAH sizden razı olsun
Sizlerden de
Allah'ın anıldığı evlerde heyecan yüksektir, haşyet
yüksektir, huşu tavana vurur. Vecd ve ümit ile bilim aydınlığı
vardır bu evlerde bu chat room'larda. Bu evler kutsaldır. (Adresi
yoktur iyi ki). Bu evler sanaldır. (iyi ki sanaldır) (Eğer bir
de somut olsaydı, buyrun tapınak yapardık.)
<> 17/71: Gün olur, insan gruplarından herbirini kendi önderiyle çağırırız.
O gün kitabı kendisine sağdan verilenler, kitaplarını
okuyacaklar ve bir kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaklar.
Evet, bizim
önderimiz/atamız şimdiden belli!
Allah bu ayeti
okuttuğun için senden razı olsun.
<> amin hepimizden inş.
<> sağ eliyle size yazdırana kurban olurum.
rahmetine nankörlük enlerden eyleme BİZleri.
<> Bakara/186: Şayet kullarım Beni senden sorarlarsa gerçekten Ben çok
yakınım. Bana dua edince duacının duasını kabul
ederim; O halde onlar da Benim davetime koşsunlar ve Bana layıkiyle
iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler.
Başkanım
şu an dua ettiriyordun bana.
Çoğuldan
tekile doğru dualardı bunlar:
1. Tüm Mih'e
2. Bani/Kurucu
olan bizim Jüriye
3. Yediler
meclisine
4. Efendimize
salatüssselam ettim.
(Kendim zaten ilk
ve ikinci duanın içindeyim)
Sizler ayrıca
anne ve babalarınıza da dua edeceksiniz. (Ben bu konuda ümitsiz vak'ayım,
ikisi de hristiyan maalesef.) (Onlara dua edersem, Abdul lat ve Azer için dua
etmiş gibi olacağım.)
<> İbrahim/40: Rabbim, beni namazı devamlı kılanlardan
eyle; soyumdan da; ey Rabbimiz duamı da kabul buyur!
<> İbrahim/41: "Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği gün;
beni, anne-babamı ve inananları affet!"
Amin.
Rabbenağfirli >>> bu kelime içinde
"Ben öznesi var" ama kendini BAŞA
koymuyor
velivalideyye >>> Aile içinde var zaten.
ve lil mü'minine.... sonra da onmilyarlarca inançlı
için dua ediliyor
Allahümme >>> Ey bizim Allah'ımız dersek ve
devamında "Allahümme Rabbena" ikisi birden çelişiyor.
Birinde BENİM allahım, ikincisinde BİZİM RABBİMİZ.
Bu çelişkiyi
ortadan kaldırmak için "Bana, ana-babama ve müminlere..." değil
ebeveynlerime ve inananlara diye dua etmemiz gerektiği belli oluyor.
Zaten biz o dua
edilen halkaların tam ortasındayız. Kendimize dua etmemizin
anlamı yok ki! Yani ben şimdi "MİH'e dua ettiğimde" isminizi tek tek saymam mı
gerekiyor? Hepimiz o halkanın göbeğiyiz zaten.
Dua bile bencil olmamalı.
"Rabbi Zıdni İlmi" gibi SOYLU olmalı. Totodan para çıksın derseniz SOYSUZ bir dua olur.
Ebeveynler ve
dardaki müminler için dua ediniz. Kendiniz için edeceğiniz dualar zaten
ayetlerde var. (Kaldıramayacağım yükü yükleme gibi...)
İnsan tek değildir
ki? Sizlerin kaldıramayacağı yük sadece sizin beden ağırlığınız
değil ki! İşte eşiniz, çocuklarınız, muhtaç
akrabalarınız... siz onlarla mükellefsiniz.
Hz. Eyyub'un eşi
asla "Bana kaldıramayacağım bu yükü yükleme" diye dua
etmedi. O Huri'yi hissettiniz mi?
<> evet
Sırtında
yıllarca taşıdı -cüzzamlı, vebalı, zombi olmuş
bir elçiyi- YILLARCA tuvalete taşıdı.
Uzun yollarda sırtında taşıdı ama yüksünmedi.
Allah bunun için
o ayette "Tahmil aleyna..." bölümünde bu sırrı 7'ye katladı.
<> 2-Bakara/286: Allah, kimseye gücünün ötesinde bir teklifte bulunmaz. Herkesin
kazandığı yararına, yüklendiği günahı zararınadır.
Ey Rabbimiz, eğer unutarak veya yanılarak yaptıksa, bizi
sorgulama! Ey Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi, ağır
yük yükleme! Ey Rabbimiz bize gücümüzün yetmediğini yükletme, günahlarımızı
affet, bizleri bağışla ve bize acı! Sensin mevlamız!
Bizi, Seni tanımayanlara karşı yardımınla zafere eriştir,
kahrolsun kafirler.
<> rabbena ve la tahmil aleyna ısran kema hameltehu
alellezine min kablina
"Günahlarımızı affet, bizleri bağışla
ve bize acı! Sensin mevlamız!"
BEN kelimesi hiç yok!
günahlarımıZI
BİZLERi bağışla
BİZe acı
sensin mevlamIZ
Şu inceliği
fark ettiniz mi? BİZLER RUHUNU?????
<> evet
Demek ki BEN diye egoistçe dua edilmeyecek. BİZ
ve BİZLER içinde zaten BEN varım. Enaniyet yerine İnnaniyet
emrolundu.
İnna
kelimesinin SOMUT bir karşılığı
daha var >>> MİLLET.
Madem tek bir kişi
ÜMMET oluyor demek ki MİLLET kelimesi çok soylu!
Ne ümmet, ne
kabile, ne aşiret ne de BİZ yok! Bizler=Millet var!
Veda zamanı.
;) Bana doyum
olmaz ama gideyim bari. ;)
<> Allah razı olsun Dabbetimiz
Başkanımız
sizden Allah razı olsun. İki kere razı olsun.
<> iyi geceler kaptan
<> selam selam
<> sağolun kaptanımız
<> Teşekkür ederiz hocam
<> hg slm slm kaptanımız
<> ALLAH razı olsun kaptanımız
RZİ MİH hoş-bye.
<> çok teşekkür ederiz dabbetimiz taş kalbimizi
yerden yere oynattınız yumuşattınız
<> slm slm hoş-bye iyi geceler efendim... ürperttiniz....
ALLAH razı olsun
Ürperten ben değildim
-VALLAHİ Allah idi-.
<> hg slm slm TAPET
;)
Ben hatip değilim,
güzel konuşan falan değilim, edebiyat parçalayan da değilim,
eyyam ve ahkam atan siyaset yapan da değilim. Ben o tertemiz dilli KUR'AN'ım. Onun için ürperten ALLAH idi.
<> Güzel düşündürensiniz.
<> yarın inş. burda mıyız/sınız
yine kaptan?
Evet. ZigZag bana
sınıf oldu ama bir haftadır beni uyutmadılar. Onlar
nasiplerini aldılar. Artık sıra yeniden -yine bizde-...
<> ne güzel, rzi. amin
Zigzag ile "DERSANE" muhabbeti yaparken burada
sizlerle "Allah'ın anıldığı evler"in dayanılmaz
hafifliğiyle mutluyuz. Benim tercihim sizlerden yanadır.
<> Teşekkürler
<> Bizim de tercihimiz Kuran
"Hiç
bilimsiz Kur'an olur mu?".
Arap sorar: Allah
ilmi neden bu kadar tavsiye ediyor -o sırada ilim ve hikmet adını
vermişti Kur'an'a ayet-. Efendimiz de: "Hiç bilimsiz Kur'an olur
mu?" diyor.
Ama en önemlisi şu:
Kur'an'ın adı İLİM'dir
yani bir çok isminden biri de İLİM
ve HİKMET'tir.
Onun için bu
Hadis'i tutuyorum. (Ayete ve siyere de uygun zaten)
Geronimo
"Vamos Amigos" der ve gider/Adios.
<> güle güle kaptanımız
<> Siz bizim sevgi bilim dosy yaren mih KURAN pınarımızsınız
kaptanımız... hoş-bye
Hoş-bye
Oberstin.
(Konu bitmemiş
meğer -o kadar laf lafı açıyor ki- neyse yarın devam
ederiz, Allah inşa).
<> inşaallah
Milletimi çooook
seviyorum.
<> ben de