Chat n° 269 - Tarih: 31 ocak 2005
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine
sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem
konularının yıllar sonra değişmiş
olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken
karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb.
info@aiberg.com adresine
bildirebilirsiniz.
[] Kaptan msccp10SCE_
nickiyle bağlandı
[] selam selam
selamen
selame MİH.
[] hoş geldiniz
Hoşbuluştuk
candaşlar.
Zaten
gecikmeli girdim: sırada ne var Hanifcandaşlarım? Vira bismillah
soru bekliyorum.
<> 20-Taha/96: O
da: Ben, onların görmediklerini gördüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç
alıp onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu böyle
nefsim bana hoş gösterdi, dedi.
<> Soru: "ben onların görmediklerini gördüm"?
Önce
ayetin tamamını yazar mısınız? Çünkü
anlattığı bir olay var. Ardından "ŞAHİDİN GÖZLERİ"
diye bir durugörü olayı var, ona gireceğim candaşım. Önce
olayı özetlemeniz gerekiyor ki, bizi okuyanlar -şimdi ve gelecekte-
konuya dahil olsunlar.
<> 20-Taha/92: Ey
Harun, dedi, sana ne mani' oldu da bunların dalalete düştüklerini
gördüğün vakit
<> 20-Taha/93: benim
ardımca gelmedin, emrime isyan mı ettin
Yukarıdaki
cümleyi kim söylüyor? Rahmani mi şeytani mi? gibi.
<> Musa ss
<> 20-Taha/94: Harun:
«Ey Annemoğlu! Saçımdan sakalımdan tutma; doğrusu
İsrailoğulları arasına ayrılık koydun, sözüme
bakmadın demenden korktum» dedi.
<> 20-Taha/95: Musa:
«Ey Samiri! Ya senin yaptığın nedir?» dedi.
<> 20-Taha/96: Samiri:
«Onların görmedikleri bir şey gördüm ve o sana gelen elçinin
bastığı yerden bir avuç avuçladım. Bunu ziynet
eşyasının eritildiği potaya attım. Nefsim böyle
yaptırdı» dedi.
<> 20-Taha/97: Haydi,
dedi, defol, çünkü sana hayatta şöyle demek var, temas yok, hem sana bir
vaid var ki ona asla hulfedilmiyeceksin, o başını bekleyip
durduğun ilahına da bak, her halde biz onu yakacağız da
yakacağız, sonra da kül edip onu muhakkak deryaya dökeceğiz
<> "Dedi: Onların
basar edemediklerini basar ettim...": (Rae gibi somut görmekten öte bir
GÖRüş var.)
Altın
Buzağı'nın imal edildiği POTA. Altın Buzağı sadece bir heykel mi?
<> Sibernetik
Ve
yapay zekalı.
<> artificial intelligence (AI)
Nasıl
ki UÇAK gibi teknolojiler o
dönemlerde vardıysa, Ya da Ahit sandığı gibi tokamak mobile
jeneratörler, Bu yapay zekanın da (AI dediğiniz) beşinci kuşak
bilgisayarlar olarak bir karşılığı var:
Bilgisayar
kuşakları... Bunlar nereye gidiyor? Doğrudan mekanik zekadan
kurtularak İNSAN BEYNİNE doğru gidiyor.
<> AGCT bazlı
bilgisayarlar.
Bir
kere quantum bilgisayarları arkasından yapılacak olan devrim BİYOLOJİK
bilgisayarlardır. Çünkü çekirdek asitlerinin holografik hafızayı
tutma yetisi neredeyse sınırsızdır. (Birim ONS-Once diye bir teknoloji icad
edilecek. ONS başına 1
Terabyte holo-bellek oluşturulabilecek.)
Pozitronik
bilgisayarların malzemesi CANSIZ
proteinlerdir. Ama Psiyonik bilgisayarların yapıtaşı
doğrudan CANLI çekirdek
asitleridir. (Psionic ve psitronics iki ayrı teknoloji olarak
geliştirilecek ve sonra psionics diye birleştirilecektir.)
YASAK GELDİ
şu
anda yasaklıyım.
Samiri'nin
buzağısı PSİTRONİC
serinin ideoplazmik teknik ile çalışanıdır.
SON SÖZ: Altın buzağı PSİTRONİK olarak NEFS=CİN BEDENİ
aracılığıyla çevresel (surroundings) aura ile
kuşatılmış (Aura=Hale/Halo) bir işgalci kipliktir
(modality).
Burada
sözü edilen ayetteki BASİR
şifresi, "O ileri teknolojileri gördüm, sizin aklınız
almaz" anlamındaydı.
Yasağa
rağmen şunu söyleyebilirim: Çölde 40 yılın HİÇBİR ANI normal değildi. Yukarıdan günde üç kez GÖK SOFRASI iniyor! Kudret helvası, Bıldırcın ve
su...
O
çevre (surrounding) adeta bir video çevreydi. HİÇBİR ŞEY
ama hiçbir şey normal değildi. Düşünün: Acıkıyorsunuz
ve yukarıdan KIZARMIŞ
bıldırcın iniveriyor!
Yani
sizin sorduğunuz ayetlerin işlevleri işte o tamamen PARANORMAL surrounding ortamda
geçmektedir. Yasak dahilinde KONU
başlıklarıyla bu kadar değinebildim.
Biliyorsunuz
ki Musa ve ümmetine "Mısır'dan çıkma emri" verildi.
Mısır ise bir dizi garip alametler gördü. (Nil nehri kan kesildi,
balık yağmuru yağdı vb.) Hele hele Musa, Yuşa ve
Hızır buluşması ile psitronik çevre iyice derinleşti.
Bundan sonra da DENİZ YARILDI.
Musa'ya
FİLİSTİN'E
yerleşmesi emredildi. Ama orada NEFİLİM'lerin
"Anak oğulları" denen PARANORMAL
bir soyu bulunuyordu. Yaklaşık
İsrailoğulları
bunlardan korktular ve Filistin'e (vadedilmiş topraklara) girmediler. Ceza
olarak ÇÖLLERDE 40 yıl sürgünde
kaldılar.
Yanlarında
hiçbir hayvan da yoktu; balık, tavuk vb. hiçbiri yoktu. O dönem gökten
piliç çevirme kıvamında yenilebilir kuş etleri ve kudret
helvası [indi]...
Bütün
bunlar için normal diyebilir miyiz? Tümü paranormal.
<> 2-Bakara/57: Sizi
bulutlarla gölgelendirmiş ve sizin için menna ve bıldırcın
indirmiştik: "Size verdiğimiz iyi rızıklardan
yiyin." Fakat onlar bize değil, sadece kendilerine
zulmediyorlardı.
<> 2-Bakara/58: Bu
şehre girin. Orada dilediğiniz yerden bol bol yiyin. Kapıdan
alçak gönüllü olarak girin ve dostça konuşun ki
hatalarınızı bağışlayalım. Güzel
davrananlara daha fazlasını veririz," demiştik.
<> 2-Bakara/59: Ne
var ki zulme sapanlar, bir sözü kendilerine söylenmiş olandan
başkasıyla değiştirdiler.Bunun üzerine biz, bu zalimler
üstüne, ürettikleri kötülüklere karşılık olarak gökten bir
pislik indirdik.
Bu
bilinçe ulaştıktan sonra da artık rahatlıkla Samiri'nin
altın buzağısının YAPAY
ZEKALI bir varlık olduğunu
ve Samiri'nin de bu İLERİ TEKNOLOJİYİ yerinde
gördüğünü, bunun için heyecanlı konuştuğunu anlıyoruz.
Ahit
sandığı (Tabutüssekine) nasıl ki paranormal ise aynı
dönem aynı yerde Samiri'nin buzağısı da bir o kadar İLERİ teknolojidir. Gerçekten
bir heykel veya truva atı gibi bir şey değildir.
<> 20-Taha/99: İşte
sana böyle geçmişin mühim haberlerinden kıssa naklediyoruz,
şübhe yok ki sana ledünnümüzden bir zikir verdik
Evet
[candaş]ım L E D Ü N N İ 'dir. Ama önümüzdeki asrın üçüncü
çeyreğinde SAMİRİ
buzağısı imal etme yetisi insanlara verilecektir. (Tabii iyiye
yönlendirilmiş amaçlarla...)
<> 20-Taha/85: Allah:
Doğrusu biz senden sonra kavmini imtihan ettik. Samiri onları
saptırdı dedi.
Yasak
olan yeri bir daha vurgulayacağım:
METALLER...
cansızdır ve fakat bir özelliği vardır ki paranormaldir:
Bir
metalin yüzeyinde ELEKTRONLAR s e
r b e s t ç e adeta bir bulut
gibi dolaşırlar.
Bu
haliyle adeta metallerin bir NEFS
tabakası (bulutsu katmanı) vardır. N E
F S gibi...
Eğer
oraya ileri bir teknikle "PSİ-BİO"
???????????????????????????????????? bir işgalci modalite
yerleştirirseniz, Metal adeta canlanır. (Ah yasaklar!)
Bir
ipucu daha: Çok ender olarak bu çağda aşırı magnetik alanda
hızlandırılmış veya gelecek çağlarda doğal
olarak hızlı giden (biz ufo diyelim) bir araç ışık
hızının %99'una eriştiğinde İFRİT (kafdağı) bölgesine girer.
İstenmeyen kazalar olur veya benzeri biçimde,
mesela
Şeytan üçgeni manyetik aşırı
fırtınalarındaki uçakların gövdelerinin tamamen adeta kurt
yeniği (worm) gibi delik deşik olması,
veya
bir diğer ipucu: Uri Geller'in hakimiyetindeki paranormal metal
bükülmelerinde bükülen metalin o kısımlarının KURT YENİĞİ gibi delik deşik olması gibi toplu
ipuçlarının özel çözümü olan bu durumlarda
"METALİN ÜZERİNDE SERBESTÇE DOLAŞAN ELEKTRONLARIN" emildiği, yokedildiği, yerine KURT YENİĞİ kaldığını söyleyebilirim.
Bunun
ötesinde açıklama yapamayacağım.
O
kadar çok ipucu verdim ki...
<> (Bu konu Hayalet
Avcıları filminde işlenmişti, Hürriyet heykelini
yürütüyorlardı. Üzerine jel gibi bişey döküp sonra akım
veriyorlardı ve metal yürüyordu.)
<> 7/148: Musanın
arkasından ise kavmi tutmuşlar huliyyatlarından bir dana:
böğüren bir heykel idinmişlerdi, görmemişler miydi ki o, onlara
bir söz de söyliyemezdi, bir yol da gösteremezdi, fakat onu idindiler ve zalim
idiler.
<> Ayetteki "bir söz de söyliyemezdi, bir yol da gösteremezdi"nin aslı
"teklim edemez ve hidayetleyemez" olacak. "teklim edemez"
deniyor, "konuşamaz/söyleyemez" değil, "hidayetleyemez"
deniyor, "yol gösteremez" değil.
Evet,
her ne kadar Artificial olsa da İNSAN
GİBİ değil elbette...
O
dönem paranormaller devriydi. O dönemden öte O ORTAM'da
demeliyiz. Dönem ve ortam ikisini birden düşününüz.
Hani
dört anasır (unsur/öge) var diyoruz ya, Ateş, Toprak, Hava, Su,
bunlara BEŞİNCİ öge
>> METAL ve ALTINCI ÖĞE odunsu (Aslında sadece odun-ot değil,
ayrıca kalkerler, deniz kabuklularının fosilleri vb.dir)
"artificial intelligence (AI)"
"artificial intelligence (AI)"
"artificial intelligence (AI)"
"O da: Ben, onların görmediklerini
gördüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak) alıp onu (erimiş
mücevheratın içine) attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi,
dedi."
"Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak)
alıp onu (erimiş mücevheratın içine) attım."
SİLİKON
teknikleri
bir
avuç alıp onu POTAYA
attım.
Samiri
bunları söylüyor.
O
dönem karmaşıktı gerçekten. Musa Tur dağına
çıkmıştı. Orada Levhalar indi. Harun
şaşkındı. Samiri ise sibernetik yardım
almıştı adeta.
<> 20/88: Bu
adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli icat etti.
Bunun üzerine: İşte, dediler, bu, sizin de, Musa'nın da
tanrısıdır. Fakat onu unuttu.
<> 20/89: Onlar
görmüyorlar mıydı ki, o buzağı, kendilerine hiçbir sözle
karşılık veremiyor; onlara ne bir zarar, ne de bir yarar vermeye
sahip bulunamıyordu.
Musa
bir kere Hızır'a bulaşmıştı: Yani balık
canlanmış bir kaya ağzından denize gitmişti.
"Bunu
bana ŞEYTAN unutturdu"
dedi Yuşa...
Bu
da şeytanın BİR İLERİ-BİR GERİ
işleyen zamanının özel sonucuydu.
(Hatırlatmak
için yazıyorum)
Demek
ki her rahmani paranormal etkinin olduğu yerde aynı zamanda
"Şeytan unutturdu veya Şeytan yaptırttı, imal
ettirdi" diyebileceğimiz bir paranormal TEPKİ daha oluşuyor.
(Etki=Tepki
eşdeğerdir ama ardışıktır, öncelik sonralık
sıralaması vardır.)
SAMİRİ de bu ŞEYTANİ yardımı
aldı.
Şeytan
burada görünmez etkidir: Nasıl ki Yuşa: "Bunu bana şeytan
unutturdu" diye şeytanı görmeden -ama şeytanın
zamanının geri dönmesini hissederek- bu cümleyi kullanıyorsa,
Samiri'nin buzağısının da böyle bir GÖRÜNMEDEN ŞEYTAN ETKİSİ vardır.
Şeytan'ın
görünmesi mümkün değildir. (Elektrik yüklü değildir, yüksüzdür,
nötronino denen bir yapıtaşı vardır.) Ama bu görünmeyen
şeytanın YAPTIRIMLARI da
vardır. Vesvese'yi nasıl ki Hannas kullara direkt yönlendirebiliyorsa,
Mecusilerin ateşinden tutun da bir sürü (rahmani olmayan) icat sahibi de
şeytandır. Meleklerin öğretmenidir, düşünün bir kere...
<> 20-Taha/88: Fe
ahrace lehüm ıclen cesedel lehu huvarun fe kalu haza ilahüküm ve ilahü
musa fe nesiy
<> "huwarün/hurün"?
Ayete
baktım: Orada Böğüren kelimesi yok!
"88:
Bu adam, onlar için, böğürebilen bir
buzağı heykeli icat etti."
<> huvar, muhavere/dialog.
<> Ne heykel var, ne icat etmek, ne böğürmek... :(
<> 20-Taha/88: Samiri
onlar için, böğürmesi olan bir buzağı heykeli çıkardı.
Dediler ki: "Bu, hem sizin hem de Musa'nın tanrısıdır.
Ama Musa unuttu."
Evet
kontrol ettim. Bu kelime Musa'dan istenen canlı buzağının
kurban edilmesine bir ö d e n t i . Allah bunun için Musa'dan bir inek(bakar)
kurban edilmesini ister. Bu Samiri'nin buzağısına
karşılık bir HAVARY'dur.
Bir tür kefaret
Ve
Allah'ın bizzatihi teknolojisinin aşağıdaki sibernetik
yapay artificial buzağı biçimindeki sibernasyon ile bir
kıyası yapılıyor.
Oysa
Allah'ın kurban ettirdiği ineğin et parçalarından bir daha HAYAT yaratılabiliniyordu. Yani
yine Cinni ve ifriti teknolojiler gol yemiştir.
<> 2-Bakara/67: Bir
vakit de Musa, kavmine demişti ki: Allah size bir sığır
boğazlamanızı emrediyor. Onlar da: Ay! Bizimle eğlenip alay
mı ediyorsun? dediler. O da: O gibi cahillerden olmaktan Allah'a
sığınırım. dedi.
Evet,
yazdığın ayetlerin devamında: (Az daha kesmeyeceklerdi...
ayetinin arkasındaki olguyu yazar mısınız?)
<> 2-Bakara/68: Onlar:
"Bizim için Rabbine dua et onun ne olduğunu bize
açıklasın." dediler. O da: "Rabbim şöyle buyuruyor:
"Bir sığır ki ne yaşlı, ne de genç, ikisi
ortası bir dinç. Haydi emrolunduğunuz işi yapın!" dedi.
<> 2-Bakara/69: Onlar:
"Bizim için Rabbine dua et rengini bize açıklasın" dediler.
O da: "Rabbim şöyle buyuruyor: Rengi bakanlara sürur veren
sapsarı bir sığır." dedi.
<> 2-Bakara/70: Onlar:
"Bizim için Rabbine dua et, onu bize iyice açıklasın; çünkü o
sığır bize karışık geldi. Bununla beraber Allah
dilerse elbette onu buluruz." dediler.
<> 2-Bakara/71: O
da: "Rabbim şöyle buyuruyor: O, ne koşulup toprağı
süren, ne de ekin sulayan, salma gezen ve hiç alacası olmayan bir
sığırdır." dedi. Onlar da: "İşte tam
şimdi gerçeği ortaya koydun." dediler. Bunun üzerine o
sığırı (bulup) boğazladılar. Neredeyse
yapmayacaklardı.
Bunun
devamı, 72'den itibaren.
<> 2-Bakara/72: Siz
bir adam öldürmüştünüz de onunla ilgili olarak çekişip duruyordunuz.
Oysaki Allah, sizin sakladıklarınızı ortaya
çıkaracaktı.
<> 2-Bakara/73: Onun
için dedik ki: "O sığırın bir parçasıyla
öldürülen kişiye vurun." İşte böyle, Allah ölüleri diriltir
ve size ayetlerini gösterir, taki aklınızı
başınıza alasınız.
<> 2-Bakara/73: Şöyle
dedik: "Kesilen ineğin bir parçasıyla, öldürülen adama
vurun!" İşte böyle diriltir Allah ölüleri. Size ayetlerini
gösteriyor ki, aklınızı işletebilesiniz.
<> 2-Bakara/74: Sonra
bunun arkasından kalpleriniz katılaştı. Şimdi onlar
taşlar gibi, hatta daha duygusuz; çünkü taşların öylesi var ki
içinden nehirler kaynıyor, öylesi var ki çatlıyor da
bağrından sular fışkırıyor ve öylesi de var ki
Allah korkusundan yerlerde yuvarlanıyor. Sizlerin neler
yaptığından Allah gafil değildir.
"Onun için dedik ki: "O
sığırın bir parçasıyla öldürülen kişiye
vurun." İşte böyle, Allah ölüleri diriltir ve size ayetlerini gösterir,
taki aklınızı başınıza alasınız".
"Şöyle dedik: "Kesilen
ineğin bir parçasıyla, öldürülen adama vurun!" İşte
böyle diriltir Allah ölüleri. Size ayetlerini gösteriyor ki,
aklınızı işletebilesiniz".
"Kesilen ineğin bir
parçasıyla, öldürülen adama vurun!" İşte böyle diriltir
Allah".
"Kesilen ineğin bir
parçasıyla, öldürülen adama vurun"!
İşte
bu söz: "Kesilen ineğin bir
parçasıyla, öldürülen adama vurun!" Samiri'nin ineğinde
yoktu. Samiri'nin ineğindeki bu eksikliğe >>> HAVARY deniyor.
Beni
yasaklı sorular bölgesinden çıkarınız candaşlar.
Bunlar yakında izinli olacaktır. (Adler'in istediği gün)
Yazacağımız
her ileri teknoloji bir İLHAM
olabilir. (VAMP CAMP'a ilham) bundan çok çekiniyoruz.
<> Hz Muhammed Türk mü?
N.K.Zeybek öyledir diyor! yeni bir tartışma başlatıyor.
Hayır
değildir. Babası Kureyşli, annesi Hazrecli Nennacelerden. Türk
olmakla ilgisi ancak, taaaa atası İsmail'in (Dolayısıyla
İbrahim)'in Brahmic (Biraz Turanlı kanı ya da Yafes soyundan
oluşuyla) belki ilişkisi vardır. Ama bunu TÜRK diye lanse etmek safdilliktir.
<> Bu mantıkla İsrailoğulları da azbuçuk Türk olur :)
Babil/İbrahim
döneminde dört grup vardı:
Hamililer
Samililer
Yafesiler
Yammiler.
Yafesiler
içinde Turanlılar da vardı. (Elam, Sümer, Hititler de
Turanlılardır)
Güney
Turanlılarına karşılık kuzeyde de (Macar ve tüm
Finlileri kapsayan) Altaylılarla Urallıların birleşik
olduğu bir dörnem vardır.
Efendimizin
Türk olmasını çok isterdim, ama DEĞİL!
Namık Bey gerçekten çizmeyi aşmış. Allah böyle bir şey
olsaydı bize MUTLAKA BİLDİRİRDİ.
<> (yanlış mı
düşnüyorum? Turanlılar=1/2 yafes+1/2 meluncan yani zulkarneynden)
Efendimiz
Zulkarneynlerden değil doğrudan İSMAİL
soyundandır, meluncan değildir. Meluncanlarda Sorez denen bir özellik
vardır. Ki bu paranormaliter fenomen başka hiçbir ırk ve gende
yoktur. Sorez veya Söres de denen bu özellik, gen muayenesinde insanların
geçen yıla kadar çıkarılan GEN
haritasında sadece Meluncanlara ait olan bir özelliktir.
Mesela
bir Meluncan Uzay Humması denen (henüz 60 yıl kadar
bilmeyeceğiniz) bir rahatsızlığın BAĞDAŞTIRICI genlerini haritada gösterirler. Yani
gelecekte bir uzay tabanlı hastalık türü oluşmuş, sonra bu
hastalığa çare bulunmuş (mesela aşı
yapılmış) ve bağışıklık kazanmış
biri Zülkarneyn tipi olarak geçmişe gidiyor ve evleniyor geçmişteki
bir kadınla...
Doğan
çocuklarda SOREZ özelliği var.
Yani KATMA bir genom adresi daha
var!
Oysa
bu hastalık daha bulunmamış ve gözlemlenmemiş. Ancak uzayda
ve kolonilerde doğup yaşayanlar için geçerli!
Beni
hissediyor musunuz?
<> Evet
(Hayret
Söres'i yasaklamadılar)
Bir
meluncan'ın meluncan olması için SORES/SÖRES/SOREZ içermesi gerekiyor. Zülkarneyn'lerin geçmişteki
evliliklerinden doğan ÇOCUKLARI
hiçbir zaman uzaya gitmedikleri halde SOREZ
sendromlarına aşılılar.
<> Söres için bilgi
bulamadım web'de
Bulamazsınız.
Ben bunun koloniler döneminde ortaya çıkacağını söylüyorum.
Yani bu deyim henüz bulunamadı, adı konmadı. Çünkü kolonilerde
yaşayanlar yok, onların klinik vak'aları falan da yok. Ama
ileride Sorez kelimesi ortaya çıkacaktır. Yani bu terminoloji henüz
ortaya atılmadı.
<> "Canker sores are a
type of mouth ulcer" demişler bir yerde.
<> sore = acıyan.
ağrıyan. hassas. duyarlı. kırgın. küskün.
gücenmiş. yara
O
ağız kanseri. Bizim kelimenin aslı İspanyolca Suarez gibi.
Ama onun daha fransızca telaffuzu kabul edilmiş. Suarez erkek, Söres
dişi (isim)
Bel
ağrısı nedeniyle iki dakika tur atıp tırıs
koşup geleceğim, izin lütfen.
<> tamam... estf.
<> dinleniniz kaptanım
Şu
sırt ağrıları sadece sadece sadece bilgisayar
çağının sonuçları. Sizde de oluyor mu?
<> masaja ihtiyacın var
kaptanım
Yapayalnızım,
kim bana masaj yapacak?
<> Normal sandalyede
oturmayacaksınız
<> Evet eğik durmaktan
başka katod tüplerininde etkisi de olmalı
<> Sizde olan BİZde
otomatik olur efendim, ağrılarınız
ağrılarımız olsun.
:)
Bazen
bilgisayar başında 20 saat geçirdim. (KMA'lar daima POSTA yoluyla haberleşir
kuralının elektronik posta versiyonu gereği) Sırt
ağrıları giderek kronikleşmeye başladı.
<> Ben delirium
noktasındayım!!.
<> Ben delirium
noktasındayım!!.
<> Ben delirium
noktasındayım!!.
Neden
[candaş]ım?
<> Çoook bunaldım
kaptanım.
Dur
yanında olacağım.
<> Lütfen. İlk kez dün
size ulaşmaya çalıştım. Ve ulaşamadım... Ama
dostlar bize ulaştı.
İstanbul'da
ve belirli alışkanlık çevrelerinde olmak zorunda
mısın? Buna zorunlu musun? Buna mecbur musun candaşım?
<> ÇOOOK özür dostlardan.
Önemli
değilim.
<> Hayır. Beni buralardan
çekip alın yoksa Aşiyan'da ölüp gideceğim.!!
Hiç
değilse sadece on gün için kar altındaki Kapadokya'ya gitmelisin
-ailece/illa ki eşinle- taa ki yanaklarına kan gelene kadar. Sudan
başka hiçbir şey içmeden kar içinde tatil yap. En az ongün.
İstanbul'a RESTO
-şimdilik-. Müdavimi olduğun yerlere de resto.
<> söz; Ve Et-Tevvab'dan
tövbe...
Zelve.
Orada bir SPİLBERG daha var.
Üstelik
Kapadokya Kur'an'da da var. İlk Hristiyanlığı anlatan
ayetlerde. Kar içinde koşun coşun. Peri bacalarından
oyulmuş o KEHFLERDE kalın.
Avanos
olabilir. Hacıbektaş olabilir. Anadolu erenleri de Kapadokyayı
mutlaka ziyaret ettiler veya yerleştiler. Orada bir huzur vardır ve
bir TATİL
yaptığında bu huzuru yakalayacaksın.
Aşiyan'a
gelince. Biz ZigZag'da kötü anıları olan bir yer. Biz
Aşiyanı asla Bülbül yuvası diye görmedik. O
mezarlığın bizde hiçbir kudsiyeti yok!
Mezarlar
kutsal değildir. Kabirler ibret almak içindir sadece -mezar ziyaretleri
açısından-.
Efendimizin
Medine'deki naşı şerifleri bile kutsal değildir! Kutsal
olan Beytullah ve Kudüs'de bazı mevkiiler.
Eğer
kutsallık sözkonusu olsaydı, Bugün Manisa'nın AYNEN Efes'teki Meryemana gibi bir
kutsallığı olurdu. Aşiyan bir mezarlıktır. Bizden
uzak dursun!
Zelve
nerede?
[] https://web.archive.org/web/20041204154700/http://www.hitit.co.uk/tosee/cappy/zelve.html
<> http://www.cappadociaonline.com/zelvetr.html
Önce
Göreme'de biraz Kartopu oynamak üzere yerleşiyorsun. Sonra
Hacıbektaş'a gidiyorsun. İkisinden de inanılmaz bir huzur
alacaksın. Biraz da Avanos'tan HİTİT
çömlekleri satın alacaksın. KEHF'ten
otel odasında kalacaksın. Yanaklarından kan
fışkıracak ve yeniden bize döneceksin.
<> AMİN...
(Dostlardan//MİH özür)
Hayır
özür dileme candaşım. Biz bir aileyiz: A
İ L E kanbağı yok
ama MİH bağı var. Biz
gönüllü bir aileyiz. (Aile üyelerinde ise gönüllülük yoktur, mecburiyet
vardır. Geçinemezseniz bile aynı evde oturursunuz.)
<> ŞÜKÜR, EŞ
-ŞEKÜR'e...
Önümüzdeki
günlerde KAR senin için
çoğalacak. Bu haftayı kaçırma -elbette eşinle birlikte-.
Oralar KUTSAL değil ama adeta
bir Spilberg. Anadolu erenleri illa ki oraya yerleştiler bir
süreliğine. Gülşehir ve Hacıbektaş ilçelerinde o HUZUR'u yerlileriyle paylaş.
HacıBektaş'ın
türbesine gitmeni öneririm. Orası insanı ağlatıyor -elinizde
değil- bu bir gözyaşı selinden oluşan bir arınma
duşuna dönüşüyor. Orada ister istemez Yesevi'yi kokluyor insan.
Ben
Meryemana(Efes)da hiçbir huşu elde edemedim. Ama Göreme'de HAŞYET edindim. İlla ki
tavsiye ederim.
Ve
yeni soru lütfen.
<> Hz. İsa'da da benzer
bir olgu söz konusu olabilir mi kaptanım? İlgili ayet:
<> 3-Ali İmran/49: Onu
Beni israil'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir
gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş
görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş
oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın
izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte
olduklarınızı size haber veririm. [Eğer
inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır.")]
Hz.
İsa ve Hz. Yahya ve onların kıssaları da aynı
mekanizmadan geçiyor. Önümüzdeki yüzyıllarda dinazor yumurtalarından,
onları (DABBETÜL ARZ) olarak üretmek mümkün olacak.
(Jurrasic Park filmleri gibi değil elbette)
Kur'an'da
yazılan herşey BİZLERE
İLERİ TEKNOLOJİ olarak hediyedir, mutlaka BİLİM de bunu başaracaktır. O teknikler YASAK değildir.
Ölü
bir kuşun KÖK hücrelerinden
kendisini yeniden oluşturabileceksiniz. Bu kuş [candaşın]
yazdığı ayette olduğu gibi daha eskiden (Yunan öncesi
Sanskrit çağında) adı geçen Phoenix kuşudur. Kur'an'da bu
kuş vardır. (Zümrüdü Anka) Başka yerlerde "Kendi
küllerinden doğan Ateşkuşu/Föniks" diye geçer.
Bu
teknikler illa ki kimi bu yüzyılın ikinci yarısında, kimi
de önümüzdeki yüzyılda (22. yy) ZATEN
geliştirilecektir. Kur'an'da yazılanlar tek tek insan eline
geçecektir. Bunların geçmişte mucize olmalarının nedeni o
geri çağlarda, o yoğun cehaletler yordamında İLERİ teknik
olmalarıdır.
Nuh'un
dev gemisi (Transatlantik) ve Nautilus'un Tennur'u (fission reaktörü)
yapılmadı mı?
<> Evet
Jules
Verne bazı göksel kitablardan yola çıkarak ve parazit
alıcısı olduğundan dolayı AY'a giden roketleri romanlarında aynen teknik
açıklamalarıyla birlikte yazdı çizdi.
Tokamak
ile kastettiğim Ahit sandığı (Fusion reaktörü) de
yapılmak üzere. Bu başarıldı mı, artık değil
uçak, değil jumbo apartman uçaklar UÇAN
KENTLER yapabilirsiniz.
Ve
otomobiller yerden kurtulacak -soğuk fusion sayesinde-: U Ç
A C A K
Bunlar
için 30-40 yıl yeterli.
<> Hava trafiği nasıl
olacak?
Hava
trafiği Dördüncü kuşak bilgisayar SİMÜLASYONUyla yönlendirilecek. (Görünmeyen şeritlerde
kanallarda yol alacaksınız. Bunu sadece size bilgisayar ekranı
gösterecek.)
<> Üç boyutlu hava
trafiği, iki boyutlu yer trafiğinden çok daha geniş bir hacme
sahip
Ve
güvenli, çarpışma riski sıfır, sanal bir hava koridoru size
tahsis ediliyor.
<> Park sorunu, iniş
kalkışlar?
Park
sorunu yok: (Çatılar ve çatı otoparklar vb.)
<> bir filmde vardi:
geleceğe dönüş;
<> çocukluğumda jet giller
çizgi filmi vardı. o aklıma geldi
Filmler
gerçek olmak içindir zaten.
Enerji
sorunu da yok. Onun motoru küçük bir çiçek saksısı kadar. (BÜ'de saklı.) (Balıkesir
Üniversitesi Meslek yüksek Okulu, Rektör yardımcısı Prf. Cemal
Okuyan'da) O... Uçan otomobillerin/taksilerin motoru olacak.
Gördünüz
mü, o kadar gerçekleşme yolundaki size ismen bile verebiliyorum
kişilerin adlarını... ;) Gelecek daha yakınlaştı.
<> cemal okuyan'ın da bundan haberi var mı:)
[] https://web.archive.org/web/20041208030634/http://www.balikesir.edu.tr/idari/cemalokuyan.htm
(Evet,
fakat ne olduğunu tamamen bilmiyor, sadece onu su
ısıtıcısı sanıyor.)
<> Allah'ımızın
Aile'ye kız çocukları vermesinin bir hikmeti olsa gerekir diye
düşünüyorum. Ama bu neye işaret ne anlam ifade ediyor bilemiyorum.
Soruyu
anlayamıyorum. Allah her aileye erkek ve kız çocuğu aynı
bereketle veriyor. Soruyu başka türlü sorabilirseniz anlayabilirim belki.
<> Kız çocuğu
berekettir derler ya hani, candaş da farkı var mı demek istiyor
sanırım. Kız çocuk verilen aile erkek çocuk verilenaile
arasında
<> Kaptanım
candaşın düşme sorunu var bi dakka beklesek mi?
Bekleriz
elbette candaşım.
<Dr> .
Teşekkür
dr. Ben BALETİM. Bundan daha
zor şeyler yapıyorum, hergün yapıyorum. Buna rağmen bu
sandalyeye oturduktan bir saat sonra sırtımda inanılmaz bir
ağrı başlıyor. Chat'ten sonra kendimi halı üzerine
atıyorum, gönderdiğin sayfadaki exercise'lere benzer hareketler yapıyorum.
Bir
de geralgine kullanmak zorunda kalıyorum. (Chat'e oturmadan önce) (Aspirin
inanılmaz dokunuyor mideme -oysa bende gastrid, ulcer falan hiç yok. Fakat
Aspirin ve bulgur pilavı beni mahvediyor.) (Acı soğan ve
sarımsak da dokunuyor arada sırada.) Midem tamamen sağlam, bomba
gibi.
<> Maşaallah
Aslında
benim hiçbir hastalığım yok. Zamanında geçirdiğim felç
ve klon kardeşimden yansıyan garip bir iki hastalık (Böbrek
taşı gibi) dışında hiçbir
rahatsızlığım olmadı. Yüksek ve düşük tansiyonu
aynı anda yaşadım ve aynı biçimde şekeri de... Ama
ikisi aynı anda zıttıyla kaim olduğundan sistem dengede
kalıyordu.
Dr'lar
kafayı yediler: Düşük tansiyon ilacı veriyorlar bu kez tansiyon
20 falan oluyor. Sonunda benim için "Uzaylı yaratık" deyip
takıldılar.
Bu
tuhaf SOREZ hastalıklar
dışında hiçbir rahatsızlığım yok ve olmuyor
elhamdülillah...
Mevsim
hastalıklarının da (Grip veya soğuk
algınlığı) hiçbirini henüz geçirmedim.
<> 4zzzzzzzzzzzzzk
<> (kaptan ve MİH özür
dilerim bir ara PC'den ayrıldım oğlum 2.5 yaşında,
gelmiş kavyeyle oynamış. yukarıdaki şekil çıkmış.
aff pls.)
Küçük
Hanif'imi kucaklıyor öpüyorum. Bakayım ne demiş? "for ZZ (zigzag); ZZ (Zipzap); ZZ (ZilZal);
ZZ (ZigZap); ZZ (ZipZag); k >>> KEY" demiş
(NExtranssciencenterminal'in dikkatine bir kod değildir, espridir)
<> :)) sevgiyle slm slm
<> Sorduğum soruyu
düzeltiyorum efendim: ALLAH'IMIZIN aileye kız çocukları vermesinin
bir hikmeti var mı; kız çocuk verilen aile erkek çocuk verilen aile
arasında? Kız çocuğu berekettir derler...
ADEM ve HAVVA EŞİTTİR ve eşgüdümlüdür. Bereket şuradan
geliyor: Dişi doğurgandır. Erkek doğuramaz. (Gelecekte bile
erkek doğum yapamayacaktır -asla-. Erkek üretken değildir.
Doğurgan ZATEN bereketlidir.)
Bir
adaya erkekleri koyun, bir adaya da hamile bayanları bırakın,
ikinci etapta erkek nüfusu ölecek ve tükenecektir. Ama kadın nüfusu
doğumlarla birlikte yeniden insanlığı üretecektir.
Gelecekte
dünya, planetler ve koloniler tamamen kadınların iktidarında ve
çoğunluğunda olacaktır. Erkek nüfusu
kıtlığından koloni asayiş kuvvetleri tamamen
kadın olacaktır. (Amazonlar, Valkiryalar)
Elbette
MECLİSLER de kadın
çoğunluğun elinde olacaktır -bu kaderdir- ve şimdiki erkek
hegemonyasının ve çoğunluğunun adaletsizliğinin
hıncını almış olacaktır dişi iktidar
(Weiblich Partei)
Malum
"Arı'ya VAHYEDİLDİ"
ya .... Kadın üretkendir. Kadın bekçidir. Kadın gelecekte
ayrıca askerdir.
<> Dünya kadın izci
denetim (Weiblich Partei)
Evet
Weiblich Partei (tıpkı Kindergarten gibi) Almanca'dan seçildi.
Kadın
Free-State'leri var. Bunlara FRÄULAND
deniyor. (A iki noktalı, Froyland okunuyor.) Bunlar hep Almanca'dan
seçildi -her nedense-. Mesela Free-land denmiyor FREİLAND deniyor.
Belki
de Adler'in kökeni Alman olduğundandır, ben nedenini bilmiyorum.
Almanca benim anadilime yakın bildiğim dildir ama, nedense
Almanlardan ve Almancadan hiç hoşlanmıyorum. Belki de annem (Eva
Weissschild) Alman olduğundandır. Sevemiyorum Almanları bir
türlü...
Bu
satırları okuyan Almanlar olursa peşinen özür dilerim ama
sevemiyorum nedense...
Hele
Almanya'ya gittiğimde sinir oluyorum. MÜZİK
hiç yok. SİNEMA hiç yok. GÖTHE'den başka bir edebiyat da
yok. Yanlış mı yorumluyorum?
<> doğru
<> doğru hocam ben de
ısınamadım
<> sohbet yok
Evet.
Sohbet de yok. Tam bir geyik sohbeti.
Son
gidişimde bir WeinStube'de biriyle buluşmam gerekiyordu, o geldi,
bilim işini konuşmak yarım saat sürdü. Geriye kalan
"Şarap literatürü"ydü" 4 saat
şaraptan konuştuk. :((((((((( Kendileri Freiburg Üniversitesi
Prof.udur. Tam bir trajikomik.
Son
dönemlerinde Alman sineması TÜRK
müşterilerden medet umduğu için yeni filmlerde TÜRKler veya Türkleri canlandıran Almanlar oynuyor.
Aslında onlar Türkleri ABD'lilerin
ZENCİLERİ gibi görüyorlar.
Yani Almanlar beyaz; Türkler de bir tür ZENCİ
oluyor. Böylece EŞİTLİK
(!) yaratıyorlar sinemalarında...
<> Alman klasik müzikçiler çok
var ama onlar da bana çok mekanik geliyor.
Klasik
müzik adı üzerinde unutulmanın diğer adı...
Alman
müziği var mı? Mırıldanacağınız bir tek ŞARKI hatırlıyor
musunuz? Ben hatırlamıyorum.
<> hayır
Alman
modası giyimi diye bir şey duydunuz mu?
<> Facia giyiniyorlar
Demek
ki -Almanlar kusura bakmasın- ben biraz haklıyım.
<> doğru hocam, Alanyada
Almanların otelinde gözlemlemiştim
Ayakkabılarının
dikişleri bile DIŞARIDAN
dikilmiş. Bu kadar zevksiz modelleri nasıl üretiyorlar?
<> Soğuk insanlar
Şu
bendeki tarafsızlığa hayranım: Annem alman olmasına
rağmen hiçbir kayırıcı düşünceye kapılmadan
Almanları eleştirebiliyorum. Tam iki milyon Hazer Türk'ünü de
auschwitz gibi imha fabrikalarında yaktılar. Ve en büyük hata ADLER yerine HİTLER'in takas edilmesiydi. (Paranormal olarak)
Bütün
bunlar birleşince, ben nedense alman kanı taşımakla
birlikte Almanları se-ve-mi-yo-rum. Kaldı ki bir eşim de
Almandı. Kendini prenses falan sanıyordu. Bir tek bana
sıcaktı, benim dışımda herkese buz tutmuştu. Son
derece sıkılmıştım o cool triplerden.
<> Evet, Almanlar çok
soğuklar, fakat alman arabaları oldukça kaliteli
Almanların
otomotif başarısı doğrudan onların bilim alanında
çok ileri oluşlarından geliyor. (Krupp firması VW ve Audi'yi;
Daimler ile Benz ise diğer otomobilleri imal ettiler.)
Almanların
nüfusu şimdi bizden 10 milyon kadar fazla, fakat 15 yıl sonra bu
ilginç bir duruma gelecek: Yaşlılar vefat edecek, yerine doğum
olmayacak. (Nüfus artmıyor azalıyor) onlar da yaşlanacak. 50
yıl sonra Alman diye bir şey kalmayacak. (Melezler, özellikle Türk
melezleri) bunları İSMEN
yaşatacak.
10
yıl sonra Türkiye tüm AB
ülkeleri içinde EN BÜYÜK NÜFUSA sahip olacak. (İngiltere 60 milyon, Fransa 50 milyon,
Almanya -birleşik- 80 milyon.) Türkiye Almanya'yı da geçecek.
Demek
ki GENÇ TÜRK nüfusa MUHTAÇLAR! 4
milyon cıvarında Türk orada İLK
azınlığı oluşturuyor. 70 bin gelin almışlar
Almanlar'dan, iki katı çocukları doğmuş. Bu ileriki
yıllarda 600 bin gelin ve damat diye hesaplanıyor. İşte bu
nüfusa kurtarıcı diye bakıyor ALMANYA! Gerçek bu!
Derken
geronimoo hoş-bye diyerek MİH'e, gider. RZİ!
<> slm slm
<>
teşekkürler hocam
<> slm slm
h.g. R.Z.İ.
<> çok
teşekkür ederiz kaptanımız sırtınıza
sağlık