Chat n° 069 - Tarih: 15 mart 2002

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] Kaptan aiberg_ nickiyle bağlandı

 

slm ve slm sevgideğer candaşlar.

 

<> Selam & Selam Hoşgeldiniz Hocam

<> selam ve selam dr

 

Hoşgeldik birlikte.

 

<> slm slm hocam

<> selam selam hoş geldiniz hocam

<> slm slm captain my captain

 

Barış ve barış herkese.

 

<> hoş geldiniz hocam

<> Selam ve Selam Sayın Aiberg

<> saygılar, selamlar hocam

 

Selam ve Selam omuzdaşlar. Saygı bizden tarih yazanlara.

 

<ac> selam hocam hoş geldiniz

 

Hoşbuldum kendimi sende [AC].

Bugünü de soru-yanıt biçiminde mi yapalım?

 

<> kafeden giren arkadaşların sorularına öncelik tanıyalım mümkünse.

 

Elbette önce internet kıraathanelerine...

 

<> hocam bugün besmeleyi... anlatacaktınız...

 

Besmele'yi etüd ediyorum. Çünkü yazılışları çeşitli Kur'an'larda (Mushaf nüshalarında) farklı... Dört çeşit Kur'an yazılışı var...

Bunlardan DOSDOĞRU olanı bulmak için DAHA dikkatli olmalıyım. Daha hesab etmeliyim.

 

<a-j> karpatlardan toroslara orduyu hümayun toplandı paşam... =)

 

Bir karasancak eksik ellerinde [A-J]...

 

<a-j> Şimdi bu paşa lafını da acite ederler ama bu rütbe bilimsel rütpe... öyle biline... =)

 

Paşa=Başa=Başa geçen anlamında.

 

<> Kaderimiz Seninle Hocam

 

Kaderimiz birliktedir, bizlerin kaderi Resulullah'ın kaderidir. Aynı MÜCADELEYİ veriyoruz.

Bizler Resulullah efendimin tanışmadığı Sahabeleriyiz.

Bizler ondan sonraki en CİDDİ toplumuz.

EN YÜREKTEN

EN SAMİMİ

EN İÇTEN ve içtenlikli

En bilimsel

ve en paranormal.

 

<> inşallah layık oluruz hocam

<> Gönül Alemini Sizler Bizlerden Siz Daha iyi bilirsiniz Hocam

 

Gönül mekanı aslında ruhların bir psychosphere'idir...

Nasıl ki tüm canlılar biosphere'de yaşamı gerçekleştiriyorlarsa Psikosfer de gönüldaşların buluştuğu -ama/illa ki  B A R I Ş  ile buluştuğu ve barışçıl eylemler yaptığı ortamdır.

Gönül mekanının fonksiyonsuz ve jeodezi üstü kurgusunu "Külli Şey'in" denen sıfırımsı noktacıklar oluşturur.

Boyutsuzdur ve/veya Sonsuz boyutludur.

Bir  Ş E Y  tüm şeyler ile (Külli şey'in) HOLOGRAM oluştururlar, bir şey herşeyi temsil eder, herşey birşeydir aynı zamanda...

Ve Cantor'un  E L İ F  noktaları yani sonsuz ötesi setleridir.

Ve o öyle tümleşiktir ki, herkes ve her  Ş E Y  tümden ve gerçek olarak BİRLİKTEDİR.

Ruh kardeşliği...

Ruh da bütündür aslında.

Allah'ımız ayetlerinde RUH'u hep  T E K İ L  olarak göstermiştir.

"Ruh iner o gece" der.

"Sana Ruh'tan sorarlar" der.

"Ruh O'na 50 bin yıl tutan bir tek günde yükselir" der.

Ve en önemlisi bu ruh'un (Ruh ül Küll) köşegenleri de var.

Kur'an=Ruh der Rabbimiz.

Cebrail=Ruh der.

Ruhundan üfler.

"Kutsal ruhundan İsa'ya üfler."

Ruh dendi mi işte O GÖNÜL MEKANININ O sonsuzda-bir ŞEYLERDEN yapılmış sıfırımsı ŞEY birimlerinin yani Cantor Esirinin devasa mekanıdır orası.

Takyon dinamiğinin ta kendisidir orası.

Gönüller beraberdir gönüller birliktir bunun adı BİZLERCİLİKTİR.

Bizler, bizciliz, vericiyiz-senciliz, insancıl, hayvancıl, bitkiciyiz.

O bütünlükte her şey dengelidir. Çünkü mutlak olmayan sıfırlar (Şey'lerin her biri) süper denge halindedir.

Siz maydanozu yerken; aslında Maydanoz da sizi yemiştir.

Bu ruhların birbirine katılımıdır.

Cesedim, mezardaki bitkilere GÜBRE olacak, yem olacak. Olsun... DENGE bu...

Onlar da beni yiyecekler... Benim onları yediğim gibi. Orada benim gübremden YEŞİL çayırlar yeşerecek. Onu bir inek yiyecek -yesin-. İneği de benim çocuğum yiyecek -yesin-.

Kaba örnekler ama, RUHLAR memnun bu tasarruf evreninden...

Hatırlar mısınız? "Tuvalete bıraktığımızı cinler yiyor (Üre asitleri, metan, amonyak vb.) Bu onların yiyeceği. Onlar bunları (Karbon oksitleri, su metan ve amonyakı) afiyetle yerler... Enerjileri nedeniyle onları "yıldırım gibi çakarak" değiştirirler...

Ve yedikleri yemeği gaitaları olarak bırakırlar... O gaitanın adı Adenin, Sitosin, Timin ve Guanin'dir. Bu onların kakasıdır. Bizim de yemeğimiz...

Evren böyle bir tasarrufta işte... Birinin pisliği ötekinin yemeği...

Ruhlar da MEKANDAŞ'tırlar.

Non-fonksiyon ve para-geodezik bir evrende oldukları için oraya GÖNÜL MEKANI deniyor.

Gönül (Kalb) öyle büyüktür ki, öyle geniştir ki... Cebrail de benim bitişikteki kardeşim oluverir...

Ve Kur'an denen  V A R L I K Yani arkadaşımız, ahıretliğimiz, kankamız Kur'an da bu RUH'un ta kendisidir...

Kur'an herkeste yazılıdır. Yazılı olmasaydı " O K U ! " denmezdi. Yazılmış ki OKUYORUZ. Yazılmamış olanı nasıl okur ALAK (Genetik)?

O belleğin gizli sürekliliğidir. Ataların mirasıdır...

Zamanda tersine giderseniz bazen de torunların mirası olur... Çok çok seyrek olsa da, buna doğa sistemleri izin veriyor. Bazen torun ATA oluyor. Çok nadir olsa da buna ilahiden izin var.

Allah, aort damarımızın içindeki EN GENİŞ yerde (Gönül Mekanında) bize yaklaşmıştır.

Gönül mekanının bir matematiği vardır. Öyle tasavvuf demagojisi değildir, fonksiyonsuz da olsa bir fiziko-matematiği bulunmaktadır.

O sanki bir piksel dokusudur. Sonsuzda-bir (Yani sıfırlardan) oluşmuş pikseller... Öyle küçükler ki, birbirlerine bitişikler... Öyleyse AYRI değiller...

İşte gönül mekanı böyle bir bütündür. Hem de ayrıktır.

Sonsuzda-birlerden sonsuz tane var. Yani şeyler'den KÜLLİ (Tümel, bütünlüklü) ayrıklık var. Fakat sonsuzda-bir (Şey)den SONSUZ tane var.

Sonsuzda-bir çarpı Sonsuz=1'dir. İşte o bir GÖNÜL mekanıdır.

Hepimiz BİR mekandayız.

Şahdamarının içi, ya da saniyenin 400 milyonda-biri zamanda geçtiğimiz (Geçtiğimizin farkına bile varamayacağımız kısa bir süredir bu) Bir Worm Hole tünelidir...

 

<> bir ben vardır bende benden içeri...

 

Uzayın tüm şeyleri birbiriyle BİTİŞİK olur. (Hologram teorisi: Whole-gram)

Mesafe ve dolayısıyla zaman da ortadan kalkar.

Tüm Worm Hole'lar ise burulup CORN HOLE'da buluşurlar...

Orası Sidre'dir. Tüm mekanların bittiği yer. Herşeyin tek mekan olduğu bir yer.

Corn Hole'lar ise buradan başlayarak BİR TEK HORN HOLE yani NEFHİ SUR (İsrafil'in üflediği boynuzlu boru) oluverir.

Artık onun içi vardır, dışı yoktur. (Dışı Allah'ındır)

Orada tüm ruhlar (Amip, sinek, eğrelti otu, karpuz, insan, cin ve melek vb.) BÜTÜNLEŞİK (Külli şey'in)dir.

Horn Hole'un içinde ruh (ruhlar demiyorum çünkü kuantlaşıp kendi başına NEFS gibi bir birim oldurmazlar. Orası kuantlaşmamış bölgedir.) bir bütün olarak (Ruh ül Küll) bulunurlar.

Ortamın adı çok basittir:  G Ö N Ü L  mekanı.

Horn Hole'un içindeki Nefhi sur içindeki ruhların (ruhun) yer aldığı ortama  G Ö N Ü L  mekanı diyoruz.

Hepsi bu kadar  B A S İ T  işte...

Gerçekten basit... Ama bize basit anlatamamışlar ya da akıl edememişler.

Bir GÖNÜL hikayesi anlatılıyordu hep... Tasavvufta özellikle...

Anlatamamışlar, "La mevcude İlla Hu=Ondan başka hiçbir şey mevcut değildir." derken bunun anlamını bilememişler.

Bilselerdi ki... O VAR dediğimiz ŞEY'ler BİR SIFIR (Esir yani yokluk) denecek kadar küçük ŞEYler...

Bilselerdi ki, Evren, bir YANSIMA'dır Hologram teoreminin ta kendisidir.

Hülyadır, hayaldir, Hologramdır, bir KEHF'dir, Hole-gramdır (Kara-akdelik) Worm-Corn HOLE'un  H o l e - gramıdır. Yani hayaldir, halüsinasyondur belki de.

Ta ki, hayalden uyanacağımız zaman gelecek:

"Ö l e r e k", yaşama doğacağız.

Ölüm ömürü bitirir ama (ebedi) hayatı BAŞLATIR. O kapıya ÖLEREK gireceğiz... Yani biz DİRİ olacağız. Kalanlar da  ö l ü . (Yaşayanların ölü olduğu ayetle sabittir.)

Gönül mekanına geri döneceğiz... Üflendiğimiz yere, Yani sur borusunun (Horn Hole) içine...

Sonra sur bir daha üflenecek ve yeniden ve gerçekten VAR EDİLECEĞİZ...

Artık orada hayal yok GERÇEK var... Cennet-Cehennem gibi gerçekler, ebedi ölümsüz yaşam gibi gerçekler.

Bir rüya görüyoruz burada... Kısa bir rüya. Koskoca ömür sanıyoruz bunu...

Ömür HAYAT denen sonsuz paydanın sonsuzda-bir payıdır, yani şey kadar güdük ve kısa...

Ebedi yaşam ise doğrudan HAYY'ın bizi İHYA ettiği (Muhyi) HAYAT'ıdır. Ebedidir, bakidir..... Süreklidir.

Onun için Cennet ve Cehennem yaşamlarını ASLA buradaki yaşamlarımıza benzetmemeliyiz.

Burası bir rüya... Ölürüz olur biter... Rüyadan uyanırız, Ebedi yaşama doğarız. Ebedi oluruz RABBİMİZ ile birlikte...

Ölüm bizi müebbed diri yapan TEK yoldur, tek çözümdür...

Sıfırdan büyük ve ışık hızından küçük evrenin, sıfırdan küçük (Kök eksi dört gibi) ve ışıktan hızlı hale getirilmesidir ölüm.

Dönüş Allah'adır. ÖLEREK dönüş elbette...

Ve biliyor musunuz, şu anda bunları okurken ÖLMEDEN ÖLDÜNÜZ... Çünkü size MÜTTEKİLİK vermeye çalıştım. İtteka sahibi olduk: Allahtan korktuk hakkınca korktuk artık.

Allah'tan korkulması gerektiği gibi korkmaya müttekilik=Ölmeden ölünüz emri deniyor...

 

<> amin amin

<> Allah değerlendirmeyi nasip etsin... Amin

 

Ali İmran suresi 102. ayeti yazar mısıniz lütfen.

 

<> 3-Ali İmran/102: Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. Müslümanlar olmanın/Allah'a teslim olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin.

 

"Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun."

İşte sizi korkuttum. Ben umacı-umay değilim ama ÖLMEDEN öldünüz. Ölümün soğuk yüzünü gösterdim. (Kur'an gösterdi)

Soğuk olan nedir? İtteka=Allah'tan korkmaya yakışır bir korku=Ölmeden ölmektir.

Artık ölüm AZAP vermeyecektir.

Allah müttekilerin antremanlı olmasını (ölmeden ölmeyi PROVA etmesini) diliyor. O zaman Azrail ile çekişmeye gerek kalmayacak... "Sen zahmet etme, ben ölürüm" diyebileceğiz... Ve hiç acımayacak... "Korktuğumuz ölüm bu muydu?" diye şaşıracağız. (Ayettir)

Ama ölmeden ölmeyi hiç bilmeyenler için dikenli telin çuvaldan çıkarılması gibi zor bir çırpınış var... Onlar Lut'un karısı gibi "ARKAYA bakacaklar"dır... Arkaya bakmak=Sola meyletmek.

Çırpınacak olan NEFS'tir.

Beden cesettir, acı duymaz, eşya gibidir... Ruh, kurtulmuştur (Gökçekimi yasalarına uymuştur, mutludur) ama şu NEFS var ya hani o bileşke, O biyoelektromagnetik alan ışıması, O vektör var ya... İşte o çırpınır. O korkar ölümden.

Beden (Kök içinde artı dört) ve ruh (Kök içinde eksi dört) bileşkesi kocaman bir sıfırdır. Artı eksiyi; somut sayı soyut sayıyı götürmüştür. Cebirsel işlem sonucu = Kocaman bir sıfır yani  N E F S  denen cerbeze ve vaveylacı ASİ... Şımarık, kibirli, züppe, snob kişilik... Onun adı NEFS'tir..

Onu sevdiği şeylerle (Öfke, kibir, horgörü vb.) beslemeyin. O besin LANETLİ AĞAÇTA (Şeceretil Mel'une) de AYNEN vardı. Adı Zakkum'dur. Zakkum nefse EZİYET eder...

Nefse eziyetin tersi yani kurtuluş NEFSİ öldürmekten geçer...

Allah bizleri islah etsin.

 

<> amin

 

Biz dilemezsek, Allah yardım etmez...

Önce biz nefsimizi ve kavmimizi DÜZELTMEYE niyet etmeliyiz -ki- Allah'ımız inanılmaz yardımına boğsun bizi...

 

<> amin

 

Ey bizim Rabbimiz, bu satırlar ve bu duygular seni zikretmekte ve tenzih ile tesbih etmektedir.

Ey Rabbimiz bizler kendimizi İSLAH etmeye niyet ettik. Sana tevekkül olduk. Ey Vekil Allah'ımız El VEKİL yaratanımız. Niyet bizden tevekkül bizden Ve HANİF oldurmak senden...

 

<> amin

 

Senden başka hiç bir yardımcımız ve mabudumuz yoktur.

Sadece sana mütteki olduk ve senin El Hadii adına sığındık, senin ipine tutunduk.

Senin elimizden tutup, bizleri Siratel Müstakiym'den ve dosdoğru olan HAKK'tan saptırmadan sana gelmemiz ve sana en yakın (Sabıkun) olmamız için BİZLER hazırız.

Bizler Hanif'iz, neme lazımcı değiliz. Hafifmeşreb de değiliz. "Eslemna" demeyiz, Selam deriz sen EL SELAM'a...

Allah'ım Hızır ve İbrahim'in olan bu dualarla sana BUGÜNDEN itibaren MÜTTEKİ olmaya geldik.

Sen bizim Anamız-babamızsın çünkü Rahman-Rahim'sin...

Rahim'sin... Anamın karnındaki üç karanlık... Onun adı Rahim... Şu yumurtanın adı da RAHİM... Sadece karında değil, dışarıdaki bir rahim...

Sabah yediğim rafadan, kayısı, alakok her neyse... O bile  R A H İ M 'dir, yani senin adın...

Ve Bizler İbnül Rahim'iz... İbrahim gibi, ib+Rahim gibi...

O Rahimi biliyordu, Anneyi biliyordu... Bilmediği BABA idi... Azer ötesinde bir baba. Baba=Rahman.

O zaten Rahim (Anne) ile dosttu... Dost olmadığı tek güç RAHMAN idi... Onu da başardı. HalilürRAHMAN oldu... HalilULLAH oldu...

 

<> halaluya

 

Biz de istesek acaba çok mu olurdu?

Allah'ım İbrahim Milleti Haniflerimiz için hiç bir şey ÇOK değildir, AZDIR hatta... Daha çok istiyoruz...

RÜŞVET Cennet değil SENİ İSTİYORUZ... Ve Yunus'u anlıyoruz...

Taptuk'tan öğrenmişti... Taptuk'u da anlıyoruz...

Ahmet Yesevi'den öğrenmişti... Türkmenbaşlarına da Dedem Korkut öğretmişti.

Dedem Korkut BİZİMLEDİR... Selam ve selam Korkut Dedem'e... (Mütteki=Korkut, Çağatayca ve Kıpçakça)

 

<> "... Bayat'tan Korkut Ata derler bir yiğit koptu..."

<> selam selam HDR'a

 

Az izin verin. Secdesedim yine...

Secdesedim biraz da çaysadım. Şekeri karıştırıp bir fırt çekerek yazacağım Allah inşa...

Secde coşkusu olmasa kendimi tam kaptırıp dervişliğin duvarını aşacağım.

Secde iyi bir sübop oluyor... Teneffüs oluyor...

Evet yeniden dünyaya döndüm...

Dünya da ÇOK GÜZEL... Yaşamın tadını çıkarmalı...

Çiçekler pembe, erikler buğday kadar pörtlemiş. Yasemen ve hanımeli kokusu genzime doluşuyor. (Cam açık, hava sıcak şu anda)

Bitişikteki ağaçlıkta sanırım çok güzel sesli bir kuş ötüyor. (Bülbül değil)

Gerçekten dünya ŞİMDİLİK ve GEÇİCİ olarak çok çok güzel...

Bu RUH kardeşliği... Dünyanın biyosferinin ruhu...

Ön bahçede Leylak kokuyor. Çok güzel açtığını görmüştüm.

Bunların yerine sadece diken olsaydı... Cenneti hayal etmek imkansız olurdu...

Yaratıklar bize Cenneti anlatan ALLAH  m i s a l l e r i d i r ...

 

<> Sarı çiçeğe anne (Rahim) baba (Rahman) ını sormak... (yunus)

 

Evet [Candaş]'ım.

Yunus'a ALEVİ dedi yine Edebali'ci Diyanet Vakfı... Şu Süleyman Hayri Bolayır adlı sözde bilim adamı çok tehlikeli biri... Mevlana için "Efemine" diyen de oydu...

Bu adam diyanet yüksek kurulu başkanı. Vakfın en büyük otoritesi... Fetva yüksek kurulunun başı...

İnanılmaz derecede mezhebçi. Dini değil mezhebi seviyor... Oysa Allah'a has/halis kılınacak olan DİNDİR, mezheb değil... Mezhebler kurucularına has/halis kılınır...

Bu adam çok tehlikeli... Yesevi Ekolünün en büyük düşmanı...

17 yıldır orada oturuyor... Babasının çıftliği gibi... Ve Osmanlı Ebayedliğine göre yönetiyor DİNİMİZİ...

 

<> Hizmet ettiği şeyin siyonizmin ta kendisi olduğunu da bildiğinden eminim hocam

<> Onu orada oturtan güce bakmalı

 

O DEĞİŞMEYEN tek  k i ş i . (Yığınla diyanet işleri başkanı değişti, ama o hep ölene kadar PAPA gibi baki kaldı ne hikmetse...)

Koç ve Sabancı'dan daha zengin bir holding'in patronu: Adı Diyanet Vakfı... Sadece ALTIN ve GÜMÜŞ biriktirir -ayetteki gibi-. Ve o adam oranın ENBAŞI. İnanılmaz bir serveti var... Vakfın...

Yılda bir milyon Kur'an basıp  B E D A V A  dağıtsalar ne olurdu? Ama ayeti hatırlayınız: "Ruhban sınıfı hep ALTIN ve GÜMÜŞ BİRİKTİRİR."

 

<> Tüyü bitmedik Yetimlerin serveti

 

Müslüman papazlarının istihdamı bu hal üzerine... Çok üzgünüm. :(((

O benim/bizlerin VERGİSİDİR.

Erbakan Hoca'yı hazine yardımını suistimalden cezalandırdılar... Ama Bu adamı kim cezalandıracak... Türkiye'nin en büyük Holding'i olan Diyanet vakfının yönetim kurulu başkan ve murahhas üyelerini kim cezalandıracak...

Hiç kimse (Allah'ımızdan gayri) hiç kimse...

 

<> Allah bizi onların akıbetinden korusun

<> Seri-ül Hisab'a hesab verecek inşaALLAH

<> Allah cezalandıracak elbette

 

Papa kilisesinin gözkamaştırıcı antika serveti malum... Adamlar AÇIKTA yapıyor bu işi...

Ama Türkiye'nin EN ZENGİN KURULUŞU olan diyanet vakfı GİZLİ ZENGİN'dir. En cimri kurum veya kuruluştur...

Ve diğer foundation'ların tersine DENETLENEMEYEN/denetlenmeyen YEGANE kuruluştur...

Oraya alınan her kişi kesinlikle partilidir. Orada bulunan herkes mutlaka Sünni ve mutlaka bir TARİKAT mensubudur...

 

<c> Yerli P2 gibi mi yani?

 

Daha da tehlikeli [C], daha da tehlikeli...

 

<> Kiliseler bile hediye olarak 2 incil gönderdiler sadece web sitelerini ziyaret ettiğim için, diyanet parayla satıyor meallerini.

 

Tüm bu Kur'an Kurslarında, imam hatiplerde öğretilenler SÜFYANİ yetiştirmek içindir.

Ve sen doğal olarak imama sorarsın. O da Kur'an'ı kapatıp, Hadisleri açar ve kendini BEYNİNİ yıkayan Diyanet vakfı tarafından öğretilenleri sana YEDİRİR... Ve sen kendini Müslüman sanırsın...

Bunun için "Müslüman olarak ölünüz" ayeti üç yerde geçiyor...

Söz konusu müessese MEHDİ'ye  d ü ş m a n  yetiştiriyor... Süfyani'ye zihniyete ORDU hazırlıyor. Geleceği etkiliyor hem de nasıl. :(((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((

Ve 2099 yılına kadar HİÇ KİMSE O VAKFA dokunamayacak...

 

<c> Dr. bir açık oturumda bir çok kişi mehdi kavramını yok ettiler. Bir çoğu dekan'dı.

 

[C], Mehdi ve Mesih ayetlerle açık ve imalı KUR'AN'DA yer alır...

Kur'an'ı bilmemekten öte, MEHDİ'ye (Zihniyet olarak) İlahiyatçılar düşmandır. Çünkü onlar Süfyanidir. (Beyazıt ve Öztürk hariç)

 

<a-j> Siyonist efendileri süfyanist şeytancıklarına öyle emretmiştir

 

Evet bunlar planlı [A-J]...

Günde 4 cami yapılıp, dört imam ve dört müezzin TAYİN edilen bu ülkede daha çok Asalak yetişecektir. Kene, sırtımızdaki kambur, ayağımızdaki pranga...

PARAYLA namaz kıldıranların sayısı matematiksel ve de istatistiksel olarak günde dördü imam dördü de müezzin 8 devlet memuru katarak artıyor...

Diyanete bu kadar soyulan bir ÜLKE daha yoktur.

Tibet, Nepal, Bhutan bunu yaşadılar... Her üç kişiden biri başı dazlak budist rahibi... Bir erkek nüfusunun üçte biri nasıl rahip olur?

Kadınlara gelince... Onlar da bu asalaklara bakıyorlar. Evin yemeğinden ve mutfak harçlığından hergün onlara taşıyorlar...

Sıra bize geldi... Bakalım kaç imam ve müezzin oluşacak? Hepsi de bir tek zihniyete (Partiye) OY verecek...

Ve siyasal boyutun dengeleri, özellikle belediyeler düzeyinde mahvolacak...

Nereden girdim şu batasıca siyaset konularına? En iyisi bana soru uzatın lütfen...

 

<> Babam Rahmetli ellerim kırılsaydı da bu imam hatipleri açtırmasaydık, elimizle yardım ettik derdi... ama iş işten geçti.. =((

<> Dr. deccalin kelime anlamı ve kökeni nedir? Yani bu isim nerden geliyor?

 

Asıl isim bir yerin adı. O yerin adı Arma de geddon. Arapça'dan yok edilen G harfiyle DeGGal olarak yazılıyordu aslında...

Geddon (İbranice) eşi benzeri bulunmayan demek. Arma ise Zırh demek. (Armour ve Army ile akraba kelimedir)

Armada=Donanma (Gemi askeri) demek. Buradaki gemi ise  U Ç A N  gemi elbette... Yani bildiğimiz Şİ'RA kapısıyla bağlantılı...

Yaşayacak ve göreceğiz... (Çağlarboyu insanlık adına konuşuyorum.)

G harfi şiddetli olduğunda bela musibet demektir. (Gog megog ya da gog-mog gibi)

İbranice'de G harfi çok kullanılır.

Arapçada yoktur. Örneğin NaGeV=Necef gibi oysa buradaki G harfi ile sondaki V harfi Kur'an'dan çıkarılmış yerine gayın ve Cim ile Waw getirilmiştir...

Yine Şeyh ve Şeyhu da aslında S(sin) değildir J'dir. Ağabey ve abla anlamındaki Şeyh ve şeyha ile Kur'an'da bir ayette geçen "Şeyh ve Şeyhu" J ile yazılıydı. Ama J olmadığından onu da Ş yaptılar.

 

<a> Kur'an'da?

 

(Kur'an'ı tarayarak Şeyh ve şeyhu'yu bulabilirsiniz. Sanırım uzun bir surede yer alıyordu.)

 

<a> jikr?

 

[A], Jikr doğrudur, ayrıca Zikr de vardır. Peltek Zel zaten J harfiydi. Bazı J'ler de C'ye çevrildi. Örneğin Mejid gibi, Hajer gibi.

Aslında J harfi (Jim okunurdu) ilk alfabede vardı. İbranicede o harflerin tamamı yaşıyor.

Daha önce de yazmıştım. W yanında bir de sert okunan (Vişne der gibi) V de vardı. Bu harf kurallarda Y harfine dönmezdi olduğu gibi kendini korurdu. Oysa W (ue) harfi doğrudan SESLİ harftir.

38 harf (ses, telaffuz sembolü) içeriyordu. On harf yok edildi. Yani okuduğumuz Kur'an doğru değil aslında...

Kalın L ve ince L iki ayrı harfti. Birisi la diye diğeri ise lâ diye okunuyordu. Biri lam diğeri lamelif oluverdi...

ALLAHü derken birinci L KALIN (Anormal kalın), ikinci L ise ince ve sondaki H harfi ise çok farklı: hem ağızdan hem burundan aynı anda nefes verir gibi he diyeceksiniz. Baştaki A (Elif ise) umlautlu A gibi ya da ingilizcedeki "Bag, Cat,  Can" kelimelerindeki gibi a ile e arası okunuyordu. Ama ikinci elif yani AllAhü ise doğrudan a okunuyor.

Ancak Allah bu haliyle Kur'an'ı kabul ediyor. (Niyet açısından) Hatta kabaca ALLAH dememizi de kabul ediyor.

O Gafur ve Rahim'dir, ayrıntı verir ama ayrıntıyı istemez.

(Zaten zerrece iyilik ve kötülük bir açık kitapta yazılıdır. Ayrıntı istemek Allah'ın sorgulama biçimi değildir, Allah bu tür insansı davranışların tümünden münezzihtir.)

 

<a> Şeyh: Kasas-23, Hud-72, Yusuf-78, Mumin-67

 

Evet oradaki AŞAĞILANAN şeyh kelimesi ile ağabey anlamına gelen Şeyh (Jeikh) farklıdır.

[A]'ın bu araştırmacılığına bayılıyorum. :)

 

Ağabey ve Abla diye geçen kelimeleri bir yazar mısınız?

 

<a> Ben araştırmacıysam Dr. herkes olur.

 

Araştırmacılık çok farklı bir şeydir... En iyi bildiğiniz konuyu bilmediğinizi hayretle görürsünüz...

Dün iki genç grubu iddiaya girmişler "Shakira" Amerikalı mı Latin/Meksikalı mi diye? Bana sordular.

 

<> Lübnan, Şakire

 

Yanıtı belliydi: "O Lübnanlı Arap anne ve babanın kızıdır."

Eğer dikkat etselerdi ve gazeteciler de uyansaydı, Star TV konserinde Müslüman anne ve babası da Lübnan'dan gelmiş ve salonda oturuyorlardı. Haberi atladı medya.

Yani ARAŞTIRMACILIK olmazsa, Şakire hanım "Latin, Meksikalı ya da gringa" sanılacaktı.

 

<> Şivesinden bile belli Dr.

 

Elbette oryantalinden de belli. Ve de Tarkan kadar Müslüman.

Bunu güncel diye anlatmadım, sadece gençler şaşırdılar: Arap temasını hiç görememişler, hatta komşu kızlardan ikisi şaka yaptığımı sandı, Ama araştırmacılık böyledir işte...

 

<> Adı yeterdi

 

Evet ama, yeni kuşak için o Amerikalı'dır. Sh-akira ya SH'yi gördün mü o ingilizcedir... (!)

Yeni kuşağı kınamıyorum, tam tersine KAYIP köprüyü kurmak için onlara en başta yardım ediyorum.

 

<> Neşe erberkin avrupa ikincisi olmasını bilmekte araştırmacılık mı dr.:))

 

Avrupa BİRİNCİSİ ve Lion localarının en kidemli üyesi. (Leoness'lerin başı)

 

<a> 40-Mumin/67: Sizi (önce) bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka (embriyo)dan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkaran, sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten O'dur. İçinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. (Bunları Allah) belirli bir süreye ulaşasınız ve aklınızı kullanasınız diye (böyle yapıyor).

<a> 28-Kasas/23: Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de (hayvanlarını suyun olduğu yerden) geri çeken iki kadın gördü. Onlara "Derdiniz nedir?" dedi. Şöyle cevap verdiler: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır."

 

Hem şeyh hem de dişi şeyh olarak bir arada geçiyordu söylediğim ayet...

 

<a> o recm ayetiydi, Dr.

 

Öyle mi?

 

<a> evet

 

Recm ayeti var mı ki? ;)

Bir rivayete göre tavuk yedi, bir rivayete göre de keçi yedi.

Bir rivayet de biz UYDURALIM (Hadethe=Uydurmak demektir)

 

<> :))

 

Fok balığı yedi, çünkü o Ayetler BUZ üzerinde yazılıydı.

Sahih olsun... O zaman Müslim'den mi Buhari'den mi uydu... pardon rivayet edelim? Buhari daha hadeze bir insan olduğundan ondan olsun... Ravi zincirinin başı da kim olsun?

 

<> ebu hüreyre

 

Hz. Ömer'i seçersek, insanlar ona daha çok inanıyor. Hz. Ömer'den uyduralım o halde!

"Ömer ibni Hattab'dan Rivayetle: "İleride birileri çıkacak ve ben Kur'an'da Recm ayetini bulamadım diyeceklerdir. Onlar Okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkacaklardır."

Ömer'den bir Sahih hadis daha: Şöyle diyor: "Tevbe suresi bunun üç katıydı, bunu kim azalttı?"

Ve Ömer'e binbir iftira atıldı.

Bu da bizden YÜFTERA: "Recm ayeti buz üzerine yazılmıştı, bir rivayete göre fok balığı, bir rivayete göre Penguen yedi."

;=) %=) &=) %=) &=)

 

<> Madem keçi yedi o zaman keçi lanetlenmeli :)

<> fok balığının ağız kokusu kadar kötü kokuyor bu hadislerin çoğu hocam, yahudi taassubu kokuyor buram buram

<> İcma-i ümmete göre: keçi lanetlenmiştir.

<> ya da mübarek bir hayvandır

<> iyi ki yemiş :))

<> eyvah, keçi eti yiyenler ayeti yemiş gibi

 

;))))

 

<> Yahudilerin huyu zavallı hayvanlara iftira atmak, uğursuz ilan etmek. Süfyanistlerde onların kopyası

 

Ve Tevrat'ın yan kitaplarında Hahamların keçileri cinsel yolla iğfal ettikleri yazılıdır.

 

<> iğrenç herifler

 

Haham'ın affedilmesi için o keçi kefaret olarak kesilir ve eti murdar olduğu için yenmez.

Talmud'da beastiality yapan hahamlar için bir ayıp yok, Hayvan kınanıyor ve günah keçisi olarak kesilmesi isteniyor. (Eti yenmiyor, çünkü murdar) mış yani...

 

<> Singoat

<> "Günah keçisi"nin nereden kaynaklandığı anlaşılmaya başladı

 

Evet Kâhin(Kohen/Haham)lar evlenemezdi en başta... Yehowa onları da düşünmüş ve keçiyi uygun görmüş.

 

<> :))))))

<a-j> garibim keçilerin kafasını şeytan kafası yaptı Tamplieler insanlara yutturdu

 

(Talmud'u bir okuyun kanınız donacaktır, daha neler neler var!!! Akıllara ziyan...)

 

<a-j> Talmuda mide dayanmaz hocam

 

Evet [A-J].

Haham=Yahowa'dir diye AYET var. (Kendi ayetleri yani)

Bir de kefaret günleri var. O gün hahamlar yılda bir kez Sarhoş oluyorlar ve şarap ile ekmek yiyorlar. Küfelik oluyorlar....

Bu olay daha sonra vaftiz ve bazı ayinlere girdi: Şarap İsa'nın kanı. Ekmek de eti oluyor.

 

<> Palyaço gibi giyinip eğleniyorlar pis kokulu ortodox yahudileri

<m> Neyin kefaretini ödüyorlar

 

Tabii buradaki kefaret "Çarmıha gerildiği için" yapılıyor. Ama Yahudiler'in kefaretinde MANTIK aramamalısın.

Samir'in buzağısını bilirsin [M].

 

<m> evet

 

Musa ve kardeşi Harun ikisi de aynı kavmin peygamberi.

Musa Tur dağında 40 gün kalıyor... Dönüyor geliyor ki, yine Peygamber olan kardeşi bile oradaki sapıklığı engelleyememiş!!!

Altından bir buzağı yapmışlar ve tapıyorlar...

 

<m> Bakara

 

Hem de eş-değiş tokuş ederek ve şarap içerek. İğrenç bir LANETTİR bu, Lanetlenmedir bu.

İşte böyle kefaret ödüyorlar...

Musevilik bu bozulmuş haliyle son derece tören ve ayin dinidir.

 

<m> Bu sapıklığın bize olan mesajı ne olabilir?

 

Bize olan mesaj şu!

Allah'ın dini  K I R K  günde bozulmuş, tahriften öte tahrip olmuştur.

Musa elindeki Tevrat Tabletlerini (Ki onlar Tabutüssekine'de kendiliğinden var olurlardı) yere atarak kırdı öfkesinden...

 

<> Harunu azarladı

 

Ve Allah'a isyan etti:

"Sadece 40 gün ayrı kaldım, Yahowa hep benden mi bekleyeceksin, sen niçin yardım etmedin bana?" dedi. (Talmudda böyle yazıyor.)

Tevrat'ta Yahowa ile İNSAN gibi konuşulabiliniyor. Hatta Ezra (Üzeyir) Allah'ın OĞLU olup, babasını güreşte yenmiş ve babasını ağlatmış, hatta küstürmüştür.

(Şaka değil, jakass değil AYNEN yazılı bunların tümü.)

 

<> Talmud iftira atıyordur

 

Bu Talmud değil, doğrudan Tevrat.

 

<> Ve yahudi bu itikatla dünyayı yönetiyor

 

Evet, değil dünyayı GELECEĞİ bile yönetiyor. 6300 yıllık bir bilgi birikimi bu. Tuz tüccarları olarak fenikeli tacirliğe terfi ettiler. Zenginlik kaderleri oldu. (Samir'in buzağısı da bu simgedir)

 

<> Hocam bu saçmalıklar yahudilere normal mi geliyor??

 

Bazı Diasporası yahudiler tanıyorum. Onlar gerçekten bunu folklorik hatta masalsı buluyorlar. Ama Farisiler ve ötekiler körkütük inanıyorlar.

Mesela Safaridler (İspanyol göçmenleri) ile Eşkinazi'ler (Avrupa yahudileri) arasında da derin görüş ayrılıkları var. Ama İsrail'e yerleşince yeniden HAHAMBAŞININ kulu oluyorlar.

Yine siyasete döndük. Yahu başka soru yok mu?

 

<> Gayri yahudileri hükmetmenin yolunun, onları Para(Buzağı)ya taptırmak olduğunu iyi hesaplamışlar.

 

İşin tuhafı, Samiri'nin altın buzağısı "SİBERNETİK" bir robottu. (SAMİR=Bilgin, mucid demek Akkad dillinde.)

 

<> dünya strateji soruları olabilir mi?

 

Tabii her tür soru olabilir. (Provokasyon dışında)

 

<> Ahsen-i takvim tohumu ile kaderin bağlantısı nedir hocam?

<> Kader yoktur, kader mantık dışıdır. Doğru diyorum. Düşünen insan kaderin olmadığını anlar

 

"Kader yoktur" = "Bilgisayarda program yoktur. HDD bomboştur, formatsızdır" demek zahar!

Ben kaderin olduğuna daha iki gün önce şahid oldum. Yıllar önce bir baraja gitmiştim. Orada balık yedim. Elimi yıkamak için su ararken hiç tanımadığım birini görmüştüm.

Bu bir RÜYA idi, belki üç yıllık rüya...

Salı günü, bir dostum beni zorla bir baraj kıyısındaki ormanlığa götürdü. Balık yedim. Ve su aradım. Sonra onu gördüm: Dekan...

Ben bu anı yaşamıştım.

YAŞAMIŞTIM demek VAR OLAN BİR KADERİN programın yolundan GİTMİŞİM, günü gelince de o anı yaşamışım.

DEMEK ki bir senaryo var ortada... Bir şeyler yazılmış. Adı kader.

 

<> kaderin 12 olgusu var demiştiniz. Onun dışındakiler bizim hayır ile şer arasındaki seçimimiz. Bu 12 olguyu netleştirelim mi hocam, sıklandırarak.

 

Ve ben üç yıl sonra hayatımda ilk kez gittiğim barajı ve oradaki Ünik olayları, hayatımda hiç tanımadığım Dekan'ı DAHA ÖNCE YAŞAMIŞÇASINA tıpatıp-rüyaya uygun ve hiç şaşmadan tek tek yaşadım.

Bence var olan bir PROGRAM var...

 

<> deja vu

 

Bu deja vu bile KADERİN olduğunun açık simgesidir ve daha ötesi kanıtıdır.

EĞER -o gelecekte yaşanacak olanlar=Kader- olmasaydı, hiç bir kimse Dejavu görmezdi.

 

<> velyevmil ahiri... VEBİL KADERİ hayrihi ve şerrihi

 

Kader bir programdır. Daha önce yazdığım gibi Tarih-Coğrafya vb. üzerine kuruludur.

İnsanın denetleyemediği şeylere KADER deniyor:

1. TARİH: Hangi tarihte doğacağınıza siz karar veremezsiniz.

2. Coğrafya: Hangi ülkede (yerde) doğacağınıza siz karar veremezsiniz.

3. Rezerv=Rızk: Evrende entropiye bağlı olarak ne kadar enerji alıp tüketeceğinize (Lokmalarınıza, zenginliğinize ) siz karar veremezsiniz.

4. Ömrünüzün ne kadar olacağına siz karar veremezsiniz.

5. Genetiğinizin hangi ırktan (Zenci, mongol vb.) olduğuna siz karar veremezsiniz. Doğduğunuz ırk ile yaşarsınız,

6. İnsan-bitki-hayvan,

7- Kadın-Erkek,

8-Sakat, kusurlu doğmaya vb.

vs. vs.

BİZ karar veremeyiz.

İşte bu  K A D E R D İ R .

Ama karar verdiğim şeyler var: Eşim ile evlenmeyi KARARLAŞTIRDIK. Oysa elbette alternatiflerimiz vardı... Bir arkadaşım ise çocuğu olmayacak olan bir hanımı tercih etti. Ve çocuğu (eğer başkasından ileride olmazsa) YOK.

Yani çocuksuzluk KADERİ değildi. Eşini seçerek kendi KAZASINI (Gada) kendi gördü... Kaza etmek (Vukubulmak) KADER değildir.

 

<> Mutlak İrade-Relatif İrade

 

Kader YAPAMADIĞIMIZ her şeydir.

Örneğin ben Fatih Mehmet Han'ın döneminde sen ise Resulullah döneminde doğmak istersin. Ama ELİMİZDE değil...

Elimizde değil olmayanlara KADER diyoruz. Elimizde olanlara (Özgür iradei cüziyemiz var) KAZA diyoruz.

Mesela Kaderimizde 6 ton et vardır. Bu bizim RIZKIMIZDIR, bize rezerve edilmiştir. Rezervemizdir.

Ama onu bir kerede oturup yemeyiz. Kaderin kazası ile yani ÖĞÜNLERE bölerek ömrümüz boyunca yeriz... Bu öğün yemem de öteki öğün duble porsiyon yerim belki... Fakat Allah'ımız Hasib'dir Muhsi'dir her şeyi tek tek saymıştır.

 

<> Rezerv=Miktar

 

Kadere iman var mı? Buna yanıt arayalım:

Süfyanilik bizleri Cehriyeciliğe mahkum kılmıştır. Adam katil, hırsız. Cehriyeci (Salt fatalist görüşçüler) süfyaniliğe göre "suçlu olan SUÇLU değildir, Allah ona KADER etmiştir hırsızlığı"...

 

<> 4-Nisa/136: Ey İnananlar! Allah'a, Peygamberine, peygamberine indirdiği Kitap'a ve daha önce indirdiği Kitap'a inanmakta sebat gösterin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitablarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır.

<> Burada kadere iman geçmiyor

 

"Allah dilediğini doğru yola eriştirir" ayetinden yola çıkarak HIRSIZ da masumdur... 5 çocuğunu banyo küvetinde boğan ANNE de masumdur. Allah kader etmiştir, kadın da çocuklarını boğmustur. Bu onun kaçınılmaz kaderiydi.

(Bunları din adamları değil Süfyani tohumları yarattılar. Çünkü Yezid Resulullah'ın torununu ve onun çocuklarını susuzluktan öldürdü ve BU ONLARIN KADERİDİR, Allah Kaderin kazasına BENİ memur etmiştir" diye bir de felsefe yumurtası yumurtladı.)

Kader kelimesi çok sayıda geçiyor: Kader, takdir, mukadder, kudret, kadir vb tamamı KADER isminden (Kelime kökü KaDeRe mastarı), anlamı ise Yaptırımcılık, tek yaptırım gücü olmak demek.

Kadir-i mutlak derken de Kaderin yazıcısı anlamına geliyor. (İtlak=Absolutly, fakat aynı kökten gelen mutlak "Yaptırımından çıkılamaz" anlamında...

Yukarıdaki ayette ilk bölümde Allah-Elçi-Kitap (Mesaj) sırası var. Fakat meleklere değinilmiyor ve sıralama da başka. Ama devamında, "Kim Allah'ı, meleklerini, kitablarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse"

Allah(Verici) Melek(Kurye dalga) Kitab (Mesaj olan kurye dalgaya bindirilmiş olan) ve Elçi (Alıcı).

Ve devamına bakalım:

Amentü..... vel yevmil Ahiri.... ve bil kaderi...

Hayrihi ve şerrihi min allahi teala

velbasü badel mewt hakkun.

(Ve kelimei şehadet)

Amentü diye başlamanın nedeni şu: "Ey İnananlar! Allah'a, Peygamberine".

Amentü demek "İman ettim, inandım" demek.

 

<> Reklamlar: Aiberg tam gaz... ileriiiii.

 

(Sahi ya, Reklam yapmayı unutmuşum)

"Amentü billahi vel resulihi" derken de sadece ve yalın olarak VERİCİ(Billah) ile ALICI(Resulullah) ilişkisi anlatılmıştır.

 

"Peygamberine, peygamberine indirdiği Kitap'a ve daha önce indirdiği Kitap'a inanmakta sebat gösterin"

İki kez peygamber geçmesinin nedeni biri Nebi diğeri kitaplı yani Resul olan iki peygamber kategorisidir.

 

"Peygamberine, peygamberine indirdiği Kitap'a ve daha önce indirdiği Kitap'a inanmakta sebat gösterin"

Burada Allah'ın SİFTAH ilk kez VERİCİ olmadığını anlıyoruz. Oysa her Resul SİFTAH ilk kez kendi ilkini yaşar. Yani VERİCİ (Allah, telsiz vericisini elinde tutan) DEĞİŞMEZ SABİT TEK iken Alıcı (Reseptör, Receiver, Rx TEK değil, değişken... Ayet bu minik ayrıntıları da sunuyor.

Bir MERKEZ olduğunu anlatıyor Allah'ın, bir odak, bir merkez noktası... Pergelin sivri ucunun konduğu özek...

Ama yarattıkları o merkezi nokta gibi TEK değildir. Bir tek ALLAH noktasının ÇEVREDEKİ dairedeki sayısız yaratığı  Ç A P  aracılığıyla BİREBİR muhatap olduğu anlatılıyor.

Allah TEK BİR verici ama çevresindeki her bir noktaya (Canlıya) hem LAİK hem de külliyen yanıt veriyor, denetliyor.

 

<> [Ala] Külli şeyin kadir

 

Allah bu haliyle TEKİLDİR ve tek özek olduğundan

Tlf. var 1 dk.

Yeniden slm ve slm.

 

<> selam selam

 

Allah tekdir ama seriul hisabdır, çünkü her bir BİRE-BİR'i aynı anda sayısız yarıçap ile sorgulayabiliyor.

Ve işin ilginç yanı bu ayetin ve "İki yay mesafesi yaklaştı" ayetinin (Cebrail as. için) Cifir ABCD değerleri 987'dir, geriye sayım biçiminde. Bu sayının kare kökünü alıp, 10'a bölünüz.

Orada mısınız?

 

<> Evet

 

Bir ara düştüm sandım. (Bakınız bir önceki chat'teki durum)

 

<> pi sayısı çıkıyor

[] 3,141655614

 

Pi sayısı BİRİM alındığında, mesela 1-pi, 2pi gibi evren hesaplandığında rasyonel sayılar KESİRLİ; irrasyoneller ise TAM çıkacaktır.

(Hiçbir matematikçi evrene bu gözle bakmadı, ilk kez BİZLER düşünüyoruz, ona göre!!!)

İki kere iki 4 derken 4 tane pi sayısını tam sayı kabul edersek Rasyonel 4 sayısı bu kez KESİRLİ çıkacaktır, yani virgülden sonra 200 küsur haneli bir sayı çıkacaktır.

Bu yeni matematik düşüncemizde 1/137 gibi Boltzmann gaz sabiteleri de yeni bir sayma sistemi olarak kullanılabilir.

Hatta ışık hızı TEK BİR ölçü birimi olabilir.

(Olacaktır da, en iyi metre ışık hızı BİRİM (km/s) kabul edilirse onun ondalık kesirleri (Yüzbinde-biri, binde-biri vb.) ile şu sonucu sonsuz çıkan denklemlerden kurtulacağız ileride...)

 

[] http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/uluslararasi-birim-sistemi Işık hızına ek olarak doğadaki dört sabitin (Planck sabiti, temel elektrik yükü, Boltzmann sabiti ve Avagadro sabiti) daha değerlerinin kesin olarak tanımlanması - Büyük K’nın işlevinin sona ermesi - Kilogramın, amperin, kelvinin ve molün güncel tanımlarının gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesi - Tüm temel birimlerin tanımlarının vurguyu doğadaki sabitler üzerine alacak şekilde yeniden ifade edilmesi

 [] https://tr.euronews.com/2018/11/16/bilim-insanlari-oy-birligiyle-kabul-etti-kilogramin-tanimi-degisti Kilogram artık evrenin dokusunda yer alan temel bir sabit sayıdan türetilecek. Bunun için kuantum mekaniğinde yer alan 'planck sabiti' kullanılacak. Planck sabiti ise Foton enerjisi ile elektromanyetik dalga frekansının birbirine olan oranından elde ediliyor. Bu oran kuantum mekaniğinde aksiyonun temel birimi olarak da düşünülebilecek bir sabit.

 

Allah şöyle buyuruyor: "ufukta (Radyanda, Dünya yuvarlaktır ve yay parçası görünümü verir ufuk çizgisi) iki yay MESAFESİ (Burada tam 987 çıkıyor sayım...) yaklaştı..." diyor ayet...

Yay=Yarıçapın size olan uzaklığı... Yani yay'a ok yerleştirin, ufukta (Yay) içindeki ok ise YARIÇAPTIR. İki yay mesafesi (oku) (Mesafe burada interval değil, arrow anlamında) BİR ÇAP etmektedir. Yay'ın Ok'a bölümü de sayısıdır.

Cebrail gibi bir meleğin TAKYON kütlesine has soyut boyutlarını ölçebilmek için elbette Kur'an 987'yi önermektedir.

 

<a-j> spiralin en dış dairesi ile en iç dairesinin oranı da Pİ'nin katları yani

 

(Doğru [A-J])

"Bütün ufku kapladı" diyor ayet, "göz gördü ve yanılmadı" diyor...

Bunlar ipuçlarıdır, MİSALDİR, alimler anlasın diye verilmiş enfes bilim örnekleridir.

Göz küresi bile örnek verilmiş ve göz küresi yanılabilir. Ama buradaki durum çok farklı.

Allah GÖZÜ KÜRE OLMAKTAN KURTARARAK veya eşanlamlı olarak Cebrail'i Gözküresine YAPIŞTIRARAK ikisini DÜZ ediyor ve (İki paralel halka birbirini düz görür, çünkü paraleldirler ve köşe, dönemeç vb. yoktur.) GÖZ YANILMIYOR, İNKAR DA EDİLEMİYOR.

 

<> 53-Necm/7: O, en yüksek ufukta idi.

<> 53-Necm/8: Sonra (Cebrail ona) yaklaştı ve (aşağıya doğru) sarktı.

<> 53-Necm/9: Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldı

 

(Ayetin devamında yazılı. 10. ayet lütfen)

 

<> 53-Necm/10: (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.

<> 53-Necm/11: Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı.

<> 53-Necm/12: Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız.

<> 53-Necm/13: Andolsun onu bir kez daha görmüştü.

<> 53-Necm/14: Sidretü'l-Münteha'nın yanında.

<> 53-Necm/15: Ki Cennetü'l-Me'va onun yanındadır.

<> 53-Necm/16: Sidre'yi kaplayan kaplıyordu.

<> 53-Necm/17: gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı.

<> 53-Necm/18: Andolsun ki o, Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü.

<> 53-Necm/19: Siz de gördünüz değil mi o Lat ve Uzza'yı?

 

"Gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı!".

Kısacası SİDRE (Mekanların bittiği yer) ile oraya gidenin ya da oradan gelenin hesapları için önce karekök kullanılıyor sonra da 10 adet pi helezonu çıktığından o sayı 10a bölünüyor.

Bu bildiğimiz pi sayısı değil, KOZMİK olarak doğru sayısı budur.

Çünkü uzayda iç açılar toplamı 180 olsaydı pi sayısını doğru kabul ederdik. Ama Riemann-Gauss vb. bunun tersini isbatladılar.

Bir üçgen bir yelken bezi gibi eğri (Ufuk, yay ilişkisi) olunca gerçek pi sayısı da buna göre BİRAZ farklıdır.

O gözkürenin mükemmel oluşumundaki SINIR ile orantılıdır. Gözün sınırı bize ipucu olarak verilmiştir.

(Bunun altında miyop, astigmat, hypermetrop vb. de yatıyor bittabi... Çünkü bunlar bir göz şaşması oluşturabiliyorlar.)

(Böylece Resulullah'ın bir GÖZ KUSURU OLMADIĞI ayrıntısını da bu ayetten çıkarabiliyoruz.)

(Ayrıntı BİZİM işimiz kusura bakmayın!)

 

<c> ne kadar reklam yapsan azdır Dr.

 

Sağol [C], Kur'an'ın mucizeleri bunlar, yani Reklamı Kur'an arkadaşım adına yapıyorum.

 

<> Seni çok seviyoruz hocam

<> Rabbim senden Razı olsun Dr

<> Allah'a yaklaştıran herşey sevilir

 

(Arkadaşım Kur'an ile gaaaaaaayet iyi anlaşıyoruz, benimle dertleşiyor, sırlarını veriyor sakınmadan. Ama benim ağzım da hiç sır tutmayı bilmez, ne sırrı varsa hemen BİZLERE yetiştiriyorum.)

(Aslında bu sırları öyle kısalttım ki, şimdi bir GÖZ KÜRESİ yapısından girsem onun da TANIMI harfiyen var, ölçüleriyle birlikte.)

Küçük bir örnek:

Mahşerde, dünya ve güneş preslenip iki boyutlu (yufka) olacaklar, birbirlerine paralel olarak tepemizde duracaklar.

Kürelerin kalkacağı o günde, göz küre de kalkacak ve Sidretül Münteha gibi arş gibi DÜMDÜZ görecektir.

Artık beyin merkezleri değil, ORGANLAR kendilerini yönetecektir. Yani beyindeki görme merkezi göze gelip yerleşecektir. Konuşma merkezi gelip ELLERE, ayaklara yerleşecektir. Başlayacak eller konuşmaya...

El konuşur mu? Konuşur hem de isbat bile edebilirim.

DİL konuşur da EL konuşmaz mı? İkisi de aynı DERİDEN yapılmamış mı?

Orası havasız ortam. (İki boyutlu yufka gibi uzayda oksijen molekülü de gereksiz.) (Çünkü o da küreselliğini yitiriyor, kaleidoskopta yer alan renkli kırıntılar gibi iki boyutlu davranıyor.)

Konuyu dağıtmadan yeniden başa dönelim.

Pi sayısı yanında bize pi sayısı esas alınarak yapılacak bir sistemin değerlerinin ondalık olarak kesirsiz çevrilebileceği anlatılmış  A Y E T T E .

Yani 987 karekök al böl on'a işlemini ters çevirebiliriz.

 

<> geldim yine slm slm

 

Hoşbuluştuk.

 

<> bugün bağlantı sorunu yaşadım hocam

 

Bugün de benim bağlantı ve saldırı sorunum olmadı. Senin adına üzüldüm kendi adıma sevindim. Şöyle bir şey:

:()

ya da :)(

aynı anda sevinip üzülmek böyle mi anlatılır acaba?

 

<> :)))))))

<> evet chatte

<>İkincisi pi oldu zaten: )(

 

Aslında ben Shift-nokta8 ve 9 yazdım.

)('

şu gördüğünüz de şift ile yazılmış 987. Bu onun kare kökü: ^!.$!%)

 

<> :)))

 

ve bunu !='a böldüm.

İşte bunun gibi ŞİFRE dolu Kur'an.

(Chifree=CİFİR)

 

<> Hocam Boşluk Sistemi'nden biraz daha bahsedebilir misiniz?

 

Hangi boşluk?

 

<> Geçen Chatte konuştuğumuz Muallaktan gelen. Kuran'da öyle bir sistem olduğunu söylemiştiniz

 

Alak (Aleka) ile olan bağlantı mı?

 

<> Evet

 

Şimdi buna girersem emin ol saat 04.00 olur. Erte yapalım mı :)

 

<> Peki

 

Ben sizlerin emrinizdeyim. Ama sizleri düşünmek de görevim, çok geç olur, onu keşke konu başında yapsaydık.

 

<> hocam israfil a.s nasıl horn holenin dışında olabiliyor, halbuki o hiperuzay varlığı değil mi (melek)

 

İsrafil As. evrendeki en DEVASA melek.

(Raphael) İbranice Raf+ael=Raf raf meleği. (Rauf ismiyle bağlantılı, Raf kelimesiyle bağlantılı).

KAT KAT

RAF RAF

İrtifa-irtifa

Terfi-terfi anlamına geliyor.

 

<> en dış yörüngeyi kapsıyor o zaman

<> hilbert uzay

 

Azrail YERDEN (İnsanların ve canlıların yaşadığı arz'dan ve kolonilerden) yukarı geçmez. Onun dahi TARIK'a ihtiyacı vardır.

Dünya (İnsan, cin ve canlılar dışında) meleklerin CANI ALINMADIĞINDAN Azrail'e sadece Dünya ve kolonilerde ihtiyaç vardır. Yani Melekil Mewt/Ölüm meleği en alttadır; en alta MEZAR denir, ARZ(Toprak) denir.

Uzayı (Atmosferden başlayarak, meteorolojiden başlayarak süpernovalara kadar denetleyen meleğin adı Mikail'dir.) (Mikhael=Süre meleği demek.)

Evrenin dolusu Mikhael'dir.

Evren biter ve ta Sidre'ye kadar bu kez Süper uzay başlar.

 

<> sidretül münteha mı

 

Oranın sorumlusu da Cibril (Gabriel=Zora koşan, zorlayarak yapan)

Cebrail'in mekanı, tüm mekanların bittiği Sidretül münteha'dır...

Artık eksi, ya da artı değerde x, y, ve z koordinatları yoktur ki, uzayda bir cisim YER tutsun!!!!!!!

Uzay yoktur. Uzayın olmadığı yerde ise zaten VARLIK yoktur...

 

<> Sadece Allah vardır

 

Amenna...

Ve bir de istisna var. Adı İsrafil.

 

<> Postacı kapıyı iki kez çalar.

 

İsrafil'in görevi de Sidre'den Levhi Mahfuz'a kadar olan bölgeyi kavramak.

İsrafil'in tabanı Sarfiyail adlı bir melek. (Sarf etmek, harcamak kökünden) Tavanı ise kendisi...

Eğer Cebrail'in iki yay mesafesini kavradıysak, niçin Sidre'den daha yukarı gidemeyeceğini anlayabiliriz.

Tekillik sorunu. Cebrail İKİ BOYUTLU (Kağıt tabakası gibi) bir Sidre'de yaşamaktadır.

Mrscp'nin bir kitabında çizdiği gibi İki boyutlu bir resim olarak köpek bir bütündür. Ama bunun ağız-anüs arası sindirim sistemini çizersen yani ağız-yutak-mide-tüm barsaklar ve son bir boşluk olarak gösterirsek, dikkat edersen o kağıt İKİYE ayrılmış olur.

 

<> Mrscp=Stephen Hawking

[] http://flight-light-and-spin.com/stephen-hawking's-dog.jpg

 

Çünkü iki boyutluda BOŞLUK oluşturmak demek, o kağıdı adeta ikiye yırtmaktır, o zaman köpeğin bir yarısı ile öteki yarısının birbiriyle ilişkisi kopmaktadır. İki ayrı yaratık oluverir.

Bu Cebrail'in niçin daha yukarı gidemeyeceğini gösteren bir örnekti.

Gelelim İsrafil'e...

Şimdi YATAY İKİ BOYUTLU AŞAĞIDA KALDI.

(Aşağısı bir günün bin yıl olduğu evren katmanı) bir de DİKEY var, Arş direği olarak ta Arş'a çıkan (Bir günün 50 bin yıl olduğu) DİKEYLER.

Pekiyi yatay ve dikeyi nereden çıkarıyoruz?

Çünkü ayette UFUK kelimesi vardı:

"7. O, en yüksek ufukta idi."

Ve o sidreyi kaplıyordu tek başına...

Ufuk=Horizal olunca elbette bir de vertical (Düşey, dikey) denen YÜKSEKLİK gerekiyor.

Şimdi bir insan düşünün: bu üç boyutludur: Eni, boyu, yüksekliği vardır. Ama o insanı örneğin kazağının içinden çıkarın. Kazağı da bastırın. Kazak İKİ boyutlu oldu çünkü artık kalınlık-derinlik-yükseklik kavramı kalktı, sadece eni ve boyu kaldı. İşte bu Cebrail'dir.

Bu kez kazağı SÖKELİM, yani çile ya da yumak olarak sarar gibi TEL TEL söküyoruz.

Bir yün ipliği demek TEK BOYUTLU (Sadece boyu var, eni ve yüksekliği yok) olmak demek... İşte sizlere İSRAFIL'i anlattım.

İki boyutluda bir gün=365.000 gün ise bunu bir de 50 bin ile çarparsanız o ipliğin boyu çıkar.

Bu kadar hız nasıl oluyor?

Gayet basit: Melekler kuşlar gibi zahmet çeke çeke havalanıp uçmuyorlar. Kütleleri takyon olduğundan (yani sıfırdan küçük kütleleri olduğundan) yerçekimine değil Levite (Gökçekimi) çekimine tabiiler. Dolayısıyla melekler GÖĞE  D Ü Ş Ü Y O R L A R .

Yani zahmetli olan meleğin YERE İNMESİ. YUKARI çıkması çok kolay. (Balkondan aşağı düşmek gibi)

Bir kayayı (Örneğin 5 tonluk bir kayayı) iterseniz o ivme kazanır. (İtme enerjiniz, ona kinetik enerji olarak eklenir ve kaya başaşağı hızlanarak ve önlenemez biçimde başaşağı düşer.)

Ama TAKYONDAN bir kayanız varsa (Kök içinde eksi 25 ton yani İmajiner 5 ton kaya) ittikçe size direnir, yani ittiğiniz için durur.

Takyondan bir kayayı (Bir meleği vb.) asla engelleyemezsiniz. Onlar inanılmaz kudret sahibidirler. (İttikçe DURURLAR anlamında.)

 

"5. Onu, müthiş kuvvetleri olan biri öğretti."

İşte bunun anlamı da TAKYONLARI iterek yerinden oynatamazsınız. Onlar tam tersine itildikçe hızlanacaklarına yavaşlarlar. Öyle yavaşlarlar ki, siz abandıkça dururlar. (Yani bir melek ile baş edemezsiniz, haberiniz olsun!)

 

<> =)

 

Mahşer meydanının ufuklarına çepeçevre dizilecekler ve duracaklardır orada. Çıkmaya kaçmaya yeltenmeyin, iyice direnirler size...

Ve Zebaniler bu halleriyle en büyük direnç sahibidirler. Zebani ile kimse baş edemez, arkadaş falan da olamaz.

Cehennemlik biri yalvardıkça (enerji verdikçe) o daha donuk ve duygusuz bir TAŞKALPLİ OLUR. (Zebunlar yalakalık sevmez bu yüzden.)

 

<> orada aynı ortamı paylaşıyor olmayacak mıyız? neden farklı çekim yasalarına tabi olalım?

 

Yapılar farklı. Rahman-33. ayette Meleklerin bir fazla boyutu olduğu açıkça anlatılmış.

 

<> iki taraf da takyon değil mi?

 

Hayır, bizim RUHUMUZ TAKYON, bedenler değil!

 

<> beden zaten burada kalıyor?

<> beden mi zebani?

 

Bedenimiz madde, nefsimiz enerji ve bilinç boyutumuz Takyon.

Bir önceki chat'te mıknatıs akıları ve demir tozları örneksemiştim, ve Enbiya 104. ayet gereği bir daha BEDENEN YARATILACAĞIMIZI anlatmıştım.

Yani bir daha demir tozları BEDEN biçimini alacak... Yeniden bedenlenmiş olacağız.

Fakat meleklerin bedeni madde ve enerji değil; İntrinsic enerji (Sonuşmaz, sonsuz özünlü enerji=NUR)dur.

Bizimle AYRI BEDENLERİ VARDIR Meleklerin...

 

<> Gönül dolusu selamlar

 

Gönülden gönüle boşalsın sevgiler. Barış ile aksın, çağıldasın.

Bu arada, saat 03.00. PAZARA nakledelim mi konuyu?

 

<> geronimo kapıda

 

Evet Geronimooooooo saati geldi.

 

<> siz bilirsiniz hocam

<> 10-Yunus/6: Elbette gece ile gündüzün birbiri ardınca değişip durmasında ve Allah'ın göklerde ve yerde yarattıklarında sakınan bir kavim için bir çok delil vardır.

 

<> jana nasıl dr.

 

Jana bugün messenger'de değil. Sağlığı iyi sayılır.

 

<> inş tez zamanda şifa diliyoruz kendisine.

<> gerçekten seni çok yorduk. Hakkını helal et. Allah razı olsun

 

Siz hakkınızı helal edin. Çünkü Sizleri zihnen yoran benim, klasik düsüncelerinizi alt-üst eden bir Kur'an ile geldim size...

 

<> Arz'dan Arş'a sonsuzluk kulesinin yolcularına iyi geceler

<> hocam bize zaman ayırman çok güzel

<> biz de senin rotana kilitlendik kaptanım

<> vurgun yedik vurgun

<> Zihinlerimizi yormazsak öbür tarafta seninle beraber olamayız diye korkuyorum

 

Aman herkesbody beni şımartmayın, ben sadece Kur'an'ın sadığıyım, yani yazdıklarım Allah Kelamından olduğu için sizi etkiliyor, yoksa bende bir marifet yok.

Kur'an'a SADIK ve YALANSIZ olduğum için beni seviyorsunuz

 

<> hocam şu tevazunuz yok mu

<> sen bizi sevdiğin için seviyoruz

<> sırf bu yüzden HANİF olmaya niyetlendik galiba

<> artık postacılar göreve hazır hocam. Hanifliği daha geniş kitlelere duyuracak postacılar

 

Evet geniş kitlelere. Bu konuda Aslanlar kaplanlar ve kartallar bile hazır. Onlar üç Amerikalı dostumuzun, candaşımızın SİMGELERİ...

Tüm temennileriniz çok iyi.

Bende beğenmediğiniz yanlar var mı? (Reklam dışında)

Maksatlı olarak Chat dilinde ve çok sade yazıyorum. Aslında bu dil evdeki kendi dilim ve söylemim değil.

 

<> icraat da kapıda inşaALLAH. E-MAİLLERLE DE OLSA POSTACI hanifliği yayacaktır

<> Sizi bugğn ilk defa evimde misafir ettim çok mutluyum hocam

 

Ben de seni evimde misafir ettim:

 

<> sağol hocam benim için ne şeref

 

Bilgisayar sahibi olmak çağın en büyük ve tek ihtiyacı.

 

<m> çok doğru hocam. Hocam demekle PROF kastediyorum İmam değil!!! yanlış anlasılmasın

 

:)

 

<> başka şeklini düşünemeyiz [M] rahat ol

<m> tşkr

<> i.g

<> iyi geceler kaptanım

 

İ.G.

İ = İndian

G = Geronimoooooo

imiş mahsuscuktan.

 

<> geronimoooooo... =))

 

Allah'a emanet olun

 

<> Allah'a emanet

 

Geronimooooooooooo

 

<> İyi geceler hocam

 

ig