Chat n° 022 - Tarih: 18 kasım 2001

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] Kaptan aiberg_ nickiyle bağlandı

 

slm & slm Hanifdaşlar.

 

<> slm slm dr

<> bir konu dışı soru sizce Deccal veya üst düzek komutanı iskoçya asıllı yahudi olabilir mi?

 

Deccal, bir PARALEL EVREN yaratığıdır... Gerçek bir mirror yaratık.

Evrenimiz ÇİFT yaratıldı. Birinde biz yaşıyoruz, genişliyoruz. Genişleme değme haline gelince (Bir elipsin iki odağındaki ŞİŞME sonucu, iki küre birbirine değince)  Ş İ R A  kapısından bir teğet değme...

 

<> Hocam müsaadenizle 22.30da işe gitmek zorundayım bu hafta gece vardiyesinde çalışıyorum

 

İyi nöbetler. Üzüldüm. Çünkü bilirsin BANA DOYUM OLMUYOR. (Reklam yine)

 

<> İzin alabilirsem gelirim, doymak için. :))

 

;-))

Sevgideğer Hanifdaşlar, eğer Deccal'e girersek Sahur'da bile bitiremeyeceğimiz kadar uzun ve ayrıntılı bir konu. Şira'dan İSA ile birlikte BU EVRENE girecekler. Ondan sonra görülmemiş bilim kurgu gibi bir fenomenler dizisi yaşayacağız. Gözümüz gerçek bir UZAYLI görecek... Gözümüz Yecüc-mecücleri de görecek, bilim kurgular ve fantastik tüm bildiklerimiz canlanacak...

 

<> Peki hocam sadece İskoç şövalye ile ilgili bir kaç cümle eğer gerek var ise tabi?

 

İskoç (Presbiteryen) şövalye, Glaskow locası en büyük ve 33 derecenin adıdır.

 

<> Bunları bilim-kurgu diye basite indirgemek sadece şaka olur, sizin aktardığınız veriler hep Kur'an kaynaklı.

 

Allah beni ve bizi bir saniye bile Kur'an'dan ayırmasın, kaynağımız ve arkadaşımız Kur'an'dır. Kur'an arkadaşımızdır. Melekler ve RUH derken o RUH aynı zamanda Kur'an...

 

<> Amerikadaki üst düzey localar/ticari güç sahibi yahudilerde genelde iskoç kökenli yahudiler, bu da ilginç belki geleceğe de yansımaları vardır diye açtım konuyu arkadaşlarımın affına sığınarak.

 

Siyonizm 6000 yıllık bir GELENEK ve 350 yıl gelecek içeren çok köklü bir uzantı ve süreçtir.

Allah üç şeyi lanetlemiştir:

1. İblis'i...

İblis bize EBEDİ düşman olmuştur.

İkincisi Yahudileri....

Lanetlenen şey daima insanlığa düşman olur ve UZUN bir süreç içerir. 6000 yıllık gelenek derken bunu kastediyorum...

Şeytan ise Adem yaratıldığından beri uzun bir süredir düşmanımız.

Üçüncü Lanet ise Şeceretil Mel'une yani Lanetli ağaç'tır.

Nefsimizin 12 kanalından BİRİ.

Geçen hafta o konuyu irdelemiştik. Geçen hafta önemli ve TEMEL bilgiler vermiştim.

Bunlar bize elzemdi. Çünkü meydanı şimdiye kadar hep "Süfyani TASAVVUFÇU"ya bırakmıştık ve onun tarikatlerine...

Süfyaninin SFY'si ile TaSaVvuF'un SVF'si aynı kökten geliyor. Süfyanilik, sofuluk-softalık, sawwaf, mutasawwıf, tasawwuf, musawwaf vb.

Klasik tasavvuf ile bizim aramızda ortak tek payda var: O da "Allah bilinmez bulunan bir gizli hazineydi, bilinmeyi istedi" ve bilmek BİLİMLE olacağından buna ABİD'lik dedi...

Bizden akit aldı ve imtihan sonucu bizi dünyada var etti...

Akiti bize unutturdu (ilk nefese kadar biliyorduk oysa) ama doğarken AĞLIYORUZ ya ondan itibaren (Sıvı solunumundan akciğer solunumuna geçince) o Allah'a verdiğimiz sözü unutuyoruz.

Ta ki son nefeste yeniden anımsıyoruz. (Son nefes alınıp-verilen-alınıp-verilen dizgesinden alınıp da verilmeyen ve/veya verilip de alınamayan SON NEFES'tir.)

İLK NEFES ile SON NEFES arasında bize unutturuldu.

Ama ayette bizi Allah Şahid olarak tutmuştur. Onun için ayet gereği "Eşhedü enla ilahe illallah" diyoruz... Orada ALLAH vardı.

Resulullah da bizden biriydi. O yüzden EŞHEDÜ ELLA İLAHE İLLALLAH demek yeterliydi.

"Eşhedü Enne Muhammeden Resulullah" demek ise yanlıştır. Onun yerine "Eşhedü Enla ilahe İllallah - Muhammeden resulullah" demeliyiz.

Resulullah efendimizi Kalu Bela'da sanki Allah'ın yanında ikinci bir tanrı gibi yaptılar. Oysa oradaki şehadeti yapan BİZ HEPİMİZDİK. Resulullah da aramızdaydı, Hans dahi... Karafatma ve Ayşekadın fasulya da. Her şey=Külli Şey'in orada.

EŞHEDÜ=Gözümüzle gördük tanığız, ki ALLAH'tan başka ALLAHLAR yoktur dedik.

Orada o Külli Akıl, Külli Ruh, Külli Nefs birer birer yoktu. Global olarak vardı. Ben=Maydanoz idim, [candaş]=Muhammed idi.

Yani PAYDA bir TÜMEL'dir. PAYDA bir bütündür... Benim ve Resulullah'ın ayrık olması için birer PAY olmamız gerekirdi.

Vücudumuz hücrelerden oluşmuş bir BÜTÜNDÜR onların her birinin birer nefsi var ama... Bütün olarak (Payda olarak) ben hepsinin yerine geçiyorum. Amaç benim, hücrelerimin nefiscikleri birer ARAÇ.

Biz Kalu Belada PAYDA olarak BİR TEK varlık idik. Bizi bir araya toplayan (Külli şey*in'i bir araya getiren) ya da sonsuzda-bir denen paylardan sonsuz tanesini bir araya getirip 1/1 tek PAYDA yapan ALLAH'ımız bize sordu:

"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"

KALU BELA=Evet Ya Rabbi, sen bizim Rabbimizsin dedik.

"Şahit misiniz?" diye sordu.

"Evet Yarabbi" dedik, "ŞAHİDİZ".

Ve "Eşhedü Enla ilahe illalah" dedik.

(Resulullah ve tüm resuller ile tavşan, kedi vb. hepimiz o külli şey'in içindeydik.)

O halde bizim şehadetimiz sadece ALLAH'adır.

EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH, muhammeden Resulullah demek gerekir.

Bunu tartışmaya açalım: Ne diyorsunuz?

Biz ALLAH'a şahidiz. Orada iki Tanrı yoktu. Resulullah efendimiz, SON elçidir ve biz O'na indirilen kitaba tabiyiz.

EŞHEDÜ ENLA İLAHE İLLALLAH, Muhammeden Resulullah...

Daha önce İsa, Musa vardı...

Yani ikinci cümle değişkendir. Ama birinci cümle as'lolandır: "EŞHEDÜ EN LA İLAHE İLLALLAH"; Muhammeden Resulullah... Evet bunu tartışalım mı? Fikirlerinizi bekliyorum.

 

<> Bunun tartışılacak bir yanı yok ki hocam yaratan ile yaratılanlar elbette ayrıdırlar.

 

:-) Evet. Yaratan ve yaratılan İKİ KİŞİ OLMUŞ KONUŞUYORLARDI. Yaratan (Halik, Hallak) ile yaratılan (Mahluk, Halk) İKİ ÖZNEDİR. 2 varlıktır. Bunun Hans'ı, zebrası, maydanozu vb. yok.

Orada bir ALLAH var BİR DE KÜLLİ ŞEY'in'in bir araya gelmesiyle oluşan YARATIK (Haluk) var. Bunun özel bir adı yok.

 

<> Ama sorun o ki ilk ve son nefes arasındayız. şimdi ve Allahı BİLMEK İSTİYORUZ HEM DE somut diyebileceğimiz bir şekilde.

 

Evet. Allah bizi İBAD (Kendisini bilim ile bilmek) için yarattı. Bu ayettir...

 

<> 1in parçaları 0dan var olan yaratılan toplam bilinç (haluk) bir kez daha yok edilip... Ehadiyet bir kez daha bizlere gösterilecek (kıyamet günü)

 

Evet. "Bugün mülk kimindir?" diye sorduğunda Külli Şey'in ayrık birer sıfır olacağından yanıt veremeyecek.

Yanıt Rabbimizden gelecek: "BUGÜN MÜLK WAHİD (Mutlak bir sayısı) ve KAHHAR (Kahreden yani HALUK'U yeniden yaratılmamış gibi ŞEY'ciklere sıfırlara çeviren) ALLAH'INDIR" diyecek.

Dolayısıyla bizim Allah'ı bilmede iki borcumuz var.

 

<> Burada yaratılışımızın nedeni olan hak etmeyi sorgulamamızı mı istiyorsunuz hocam... Hayrıhi ve şerrihi arasındaki seçme hakkımızı

 

Evet.

Allah'ı bilmek (İbad=Abitlik=Kulluk) iki yoldan geçer.

1. Evren NASIL ÇALIŞMAKTADIR? (Bilimcinin, Bilgin'in yolu)

2. NİÇİN yaratıldık?

Aradığımız ilkidir. İkincisini zaten biliyoruz: (Kalu Belada şahittik, ilk nefeste unuttuk son nefeste hatırlayacağız ve ebediyen bir daha da silinmeyecek olan) o şey NİÇİN YARATILDIK sorusudur...

O sorunun yanıtını biliyoruz. (Gözümüzle görmüşçesine biliyoruz.)

Şahidiz NİÇİN yaratıldık sorusunun yanıtı bizde saklı.

Bizim bilmediğimiz yani bu evrende öğreneceğimiz tek şey ise "NASIL yaratıldık?" sorusuna yanıt.

BİLİM, bilirsiniz, NİÇİN ile değil NASIL ile ilgilenir. Yoksa bilim bilim olmazdı...

Örneğin "Evren nasıl varoldu?" ya da "Transistor NASIL çalışır?" Bunlar bilim-teknik NASIL'larıdır.

Ama NİÇİN diye başladığımızda örneğin, "NİÇİN YARATILDIK?" derken BİLİM yapmıyoruz.

NİÇİN YARATILDIĞIMIZI HEPİMİZ KALU BELADAN BU YANA BİLİYOR. ÖLÜNCE DE ANIMSIYORUZ.

Ama zor ve zahmetli olan NİÇİN yaratıldık sorusu değil. O malum ve biliniyor. ZOR OLAN "NASIL=BİLİM".

İşte bunun için Alim'in değeri çok yüksek.

Öyle ki bir Yahudi peygamberi (Musa, İsa, Davud, Süleyman vb.) ile bir ALİM bir tutulmuştur.

NİÇİN SORUSUNUN yanıtını  B İ L İ Y O R U Z . (Eşhedü=Şehadet ettiğimiz de oydu zaten.)

ZOR-ZAHMETLİ OLAN NASIL sorusunun yanıtını HİÇ BİLMİYOR, Ahırette değil bu dünyada SADECE VE SADECE BU DÜNYADA ÖĞRENİYORUZ.

Bilim çok zordur. BULMASI ÇOK ZORDUR.

Bulundu mu, hele BULAN size ANLATTI mı? BİLİM DÜNYADA EN KOLAYDIR.

Dünyada en zor bilim Dünyada en kolay bilim'dir.

Aradaki fark ise ALİM (Muallim=Öğreten ya da Mucid=Bulan) ile öteki (Talebe, öğrenen, ilim talep eden).

Alim BULUR. İşte bilim o zaman EN kolay olur. Bilinmezler bulunmazsa BİLİM EN ZOR OLUR.

Alim fonksiyonu inanılmaz yüceltilmiştir. İDRİS as. şahsında Alimler özel bir mekana kaldırılmıştır sanki...

İşte ben onun için Alim olmak istiyorum, bunun getirisi çok büyük... Alim olmayı Allah nasib etsin hepimize...

 

<> inşallah

<> amin

 

AUM MANİ (Om-Mani=Sankritçe Amin demek)

Devamı da var:

Aum Mani Padme Hum

Amin ve Hum=Ona (İngilizce Him, Arapça Hüm)

Padme nedir merak ettiniz mi?

 

<> evet

 

Bilen var mı?

 

<> ?

 

İki şey var: POD ve ANTİPOD. İki kutup.

POD=PA=BABA=AYAK UCU. POD=SOYUTTUR.

Antipod ise Somuttur Maddedir. Onun adı da MOD=Matter, Moder, Mother (ana).

POD Spirtualdir. Mod ise materyaldir. Mater (Mother, Mutter, Mader).

Pad=Father, Peder. Aynı zamanda ayak=PA (sankritçe ve farsça vb.)

 

<> Tibetan Buddhists believe that saying the mantra (prayer), Om Mani Padme Hum, out loud or silently to oneself, invokes the powerful benevolent attention and blessings of Chenrezig, the embodiment of compassion.

 

Evet, bilginin kaynakçası doğru. Ama etimoloji ve anlam içermiyor.

 

<> Ok

 

Ommani (Amin=İman ettik, Amenna)

Padme (Materyalin tersi spirtal olan, yani görünmeyen)

Hum=Ona...

Dikkat ediniz ki Sanki "GÖRMEDEN gözümüzle görmüş gibi şahidiz ve iman ediyoruz. O'na" diyor...

Sanki aynı şeyi söylüyoruz VED ile.

VED'i artık biliyoruz değil mi?

 

<> Buddha

 

Evet. Suvaga ya da Suva da. ŞİVA (Şinto tanrıça).

 

<> Şiva hindu

 

Aynı zamanda Brahman ve Hindu ortak tanrıça. (Diğeri Krişna.)

 

<> Vişnu Krişna

 

Şiva ve NESR'in (Nisra=Kartal, NESRİN=DİŞİ KARTAL) ikisinin bayan olduğunu biliyoruz. Diğerleri VED (Vidd, Buddha) Yağus, Yeüke vb. erkek...

 

[] Nuh/23: Ve sakın ilâhlarınızı bırakmayın ve sakın bırakmayın ne Veddi, ne Suvâı, ne de Yeğûsü ve Ye'ûku ve Nesri dediler

 

Bunların her biri BİR RESUL idi.. Bir din idi. Bozuldu bozuldu böyle oldu...

Şamanizm gibi, biraz paganist biraz Caynacı biraz da felsefeci.

Buraya kadar tamam mı?

 

Artık biliyoruz ki, Hz. İbrahim'den itibaren (Brahman dininde Ommani padme Hum) aynen gelmiş amin olmuş amen olmuş kullanıyoruz.

(Yalnız dikkat: Fatiha'dan sonra NAMAZ İÇİNDE amin demeyiniz. Namaz dışında AMİN KULLANILIR. Ola ki Amin sesli ve koro gibi söylendiğinden NAMAZI bozmakta olabilir...)

 

<> Bir soru sorabilir miyim?

 

Tabii ben sorular için buradayım.

 

<> Kalu bela misakı insanın yaratılmasının hangi devresinde olmuştur?

 

İnsan yaratılmamışken olmuştur.

KÜLLİ ŞEY'İN VARKEN ondan misak alınmıştır. O Külli Şey'in içinde bizler de varız. Otomatikman bunu bilmekteyiz.

Ama Ruh üflendiğinde (Doğuma doğru), bize AYRIK BİR KİMLİK (Nefis) koparılıp üflendiğinden KÜLL'den ayrılıyoruz. Biz bir CÜZZ (pay) oluyoruz..

O zaman da İrademizden başlayarak her şey CÜZİYE oluyor. (İradei Cüziyye gibi.)

Bize üflenen şey bizim paydanın (KÜLL ve EKSERİN) bir PAY'ıdır. (CÜZZ, KALİL'idir.)

O nedenle KÜLL'den ayrılınca Cüzz olunca UNUTUVERİYORUZ.

Ölünce bizim CÜZZ (Nefs) yeniden KÜLL (Paydaya, Alemi Ervah'a, TÜMEL olan, KÜLLİ ŞEY'İN) fundemental varlığına geri dönmektedir. Döndüğünde de anımsamaktadır.

"EŞHEDÜ=ŞAHİTMİŞİM MEĞER" demektedir.

Eşhedü EN LA İLAHE İLLALLAH

Muhammeden Abdühü ve Resulullah.

Buraya kadar anlaştık mı?

 

<> Evet

<> Yani önce küllü şey yaratıldık misakı verdik. öldük ve insan olarak tekrar yaratıldık

 

Evet, o halde

 

<> Bu arada merhaba,  konu nedir?

 

slm. Konu bir önceki haftadan sarkan bir konu. Niçin yaratıldık idi.

KÜLLİ ŞEY'İN denen TÜM İHTİMALLERİ (Sonsuzda bir=Pratik olarak sıfır olan sayılardan oluşmuş sonsuz tane koordinat noktası=Esir) gibi konuları deşmiştik. Geçen CHAT'i astık mıydı acaba?

 

<> Evet hocam grupta asılı.

 

Aslında Lanetli ağacı anlatacağım ama, soruyu soran [H] idi ve o şimdi vardiyada. O yüzden bir başka bahara anlatacağım inş.

 

<> Farketmez varsayın bir sorduk lanetli ağacı, lütfen devam edelim.

 

İblis, Yahudi bir de Lanetli Ağaç Kur'an'da lanetlidir dedik. O Lanetli ağaç (Şeceretil Mel'une) derken [candaş] da geldi.

 

<H> slm

<> tekrar hoşgeldin [H]

<H> hoş bulduk.

 

Hanif insan lafı üzerine gelirmiş.

 

<H> konu ne idi

 

Konu sendin.

Lanetli Ağaç. Yani RAMAZAN.

 

<H> Nefsin 12 yoldan terbiyesi yani..

 

Evet, Allah Akıl'a, Ruh'a sordu: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye.

Bunlar HUNNES'den olduğundan hemen merkezcil kuvvet yardımıyla RABBLERİNE RÜCU ETTİLER (Döndüler).

Nefis ise Künnes'dendir. Yani Akıl, bilinç, ruh, zihinsel boyut ve bilgelik (Allah'ı bilme borcu) HUNNES'dendir. AKLI KÜLL'den KÜLLİ İRADEDENDİR.

Ama NEFSİMİZ CÜZZ İradei Cüziyye ve Akli Cüziyye (Kurnaz zekalı) kapsamından gelişmektedir.

Beslenme, Savunma, Üreme, BİREY olma, kişiselleşme, ego ve Süper ego gibi kendibenlidir. (Ego-Santrik)

 

<> Yani biz aklımızla ruhumuzla evet rabbimizsin dedik nefsimizle direndik mi?

 

Evet NEFSİMİZ direndi: "SEN SANA BEN BANA" dedi. "EVET" demedi. ("Evet", Sankritçe "BELA"dır Arapça ise "Ey" ya da "Eywa"dır.)

Nefsin KÜNNES=Merkezkaç kuvvet olarak merkezcil kuvvete (Hunnes'e) ZIT bir yönü vardır. Rabbine RÜCU etmez. Rabbinden kaçar.

Nefsimiz kendisini "KÜÇÜK DAĞLARI YARATAN KÜÇÜK TANRI KABUL EDER".

Rabbine "SEN SANA BEN BANA" der..

"Sen tanrı isen bana ne, olmasaydın?" demiştir. "Yaratmasaydın beni, sana yalvardım mı?" demiştir.

Ve BELA=EVET yerine hep "Ü F F Ü N" demiştir.

Üfff! Üff be! Beni yarat/doğur mu dedik? Ben mi kendimi kul olarak sana sipariş ettim? Yaratmasaydın üff çekil başımdan bırak beni."

Hep böyle idi nefsimiz ASİ BİR EVLAT.

Allah Onu 12 kanaldan besliyordu.

 

<> Yusuf suresindeki Yusuf as. rüyasında gördüğü 12 yıldız ile benzerliği var mıdır?

 

Evet var. Bu konuda TANTRA'lara da bir bakmanızı öneririm.

12 kanal çok ilginçtir: ÜÇÜNCÜ GÖZ (Alın boşluğundaki tepegöz), Ön alın lobu ve ŞAKRA'lar'dan başlayarak bilmediğimiz PADME (Manevi) organlarımızı temsil eder.

 

<> Yogada enerji merkezleri diye geçen bölgeler...

 

Evet tantralar aynen Hermesçi her dinde vardır. Kabbala'da da aynısı vardır.

 

<> Nefs iki kaşımızın ortasında mı?

 

Hayır o artık fotoğraflanıyor: Kirlian fotoğrafındaki SAÇAKLAR ve RENKLİ AURA'lar NEFSİN ta kendisi. Yani NEFS bizi içeriden kavrayan ve dışarıdan (Surrounding olarak) sınır çizen bir BİO-PSİKO-İDEO-HOLO-ELEKTRO-MAGNETİK BEDENİN ADIDIR. TAMAMEN ENERJİDİR.

Eğer tek başına yaratılsaydı (İnsan bedenine bağlı olmasaydı) adı CİN olacaktı. (Cinler bedensizdir de ondan.) Çünkü Cinler SALT nefis'ten aura'dan yani Kirlian alanından yaratılmıştır.

Sırları birer birer dökerken de EVRENİN bir biçime girdiğini görüyoruz artık...

 

<> Enerji olması, boyutsuz olduğu anlamına geliyor mu?

 

Enerjinin cinsleri vardır. Negatif enerji, sonsuzözenerji (Sonuşmaz, intrinsic enerji) vb. Bunların üç, iki, bir ve noktasal hatta SÜPER STRİNG (Sicim teoremi) olarak karşılıkları vardır.

 

<> Bu "chakra"lar bir organ mıdır?

 

Şakralar "MADME=SOMUT" değil, "PADME=SOYUT" organlardır. Öyle varsayılıyor gizemli öğretilerde...

Bilim bunu Kirlian fotoğrafçılığıyla AURA olarak ONAYLAMIŞTIR. Din zaten NEFS de NEFS diye bunu anlatıyor...

(Nefs=Kirlian fotoğrafçılığındaki holoistik uzay kalıbının ta kendisidir. Süper sicim saçaklarıdır vb.)

 

<> Auranın bu chakraların ışıması olduğu söyleniyor kaynaklarda

 

Evet, parmak ucunda daha iyi OPTİK veriyor. Kalpten getiriyor mesela...

7 Tantra, 5 Chacra.

 

<> Letaif

 

Evet latif, seyyal ve Cevval diye tanımlanıyor.

 

<> Chakra Hinduca "dönen disk" anlamındaymış

 

Sankritçe çok basit bir anlamı var. ŞAK'layan demek. Patlayan, çatlayan, zangırdayan, gümleyen der gibi.

Bilirsin bunlar ADEMCE'dir... Kırmak, kırılmak=Crack bunlar ORTAK DİLİMİZDİR.

Şakra'nın bizdeki ŞAK+AK (İki şaklama) ile doğrudan ilgisi var.

Allah korusun, o noktaya parmak ile yapılan bir basınç insanı kör ediyor. Bir daha da göremiyor.

O noktayı söylemek istemem ama çoğu kimse bilir.

Mesela gözlüğünüz varsa kulağınıza gelmeden ve şakağınızın bir yeri vardır ki, daha elinizi sürseniz bile tedirgin olursunuz.

Çünkü orası doğrudan kortex aracılığıyla görme merkezine ulaşıyor.

"ŞAKAK ŞAKLATMA" yoluyla bir insanı Allah korusun KÖR edebilirsiniz. Eğer parmak ile darbe atarsanız doğrudan ölür insan.

 

<> Şifacıların hastaya ilettikleri "evrensel enerji" dedikleri enerji nedir? Reiki

 

İşte benim anlattığım da bu KÖTÜ yönden RADYASTEZİ idi. Sen ise "İYİ YOLLA" olanını anlatıyorsun. O enerjiyi sen de hissedebilirsin.

Bazen iki kişi birbirinizi itersiniz. Bir elektrik sesli olarak ŞAK diye sizi çarpar. Bu iki insan arasında "GERİLİM FARKI" olduğunda ortaya çıkar. Her insanda olmaz.

Bu burçlara göre değişir ya da (Biyoseksüel elektrik arkındaki gibi) özel yoğuşmalarda bazen de havanın soğuk olduğu, metal üşümelerinde ortaya çıkar.

(Kışın dışarıda bıraktığınız otomobilinizin kapı koluna eldivensiz dokunmayın, bir çok ani KALP krizi sonucu ölüm nedenidir. İnanmayanlar grubumuzun doktorlarına sorsunlar.)

 

<> Lynn Schroeder'in kitabında psychlerin fırtınalı havalarda çoğu yeteneklerini kaybettikleri yazılıydı

 

Kalp manevi yönden üç şeyi sevmez:

1. STRESS.

2. Hava Kabarcığı. (Hemen üç saniyede ölüme neden olur.)

3. Biyo-elektriksel gerilim farkı. (Ani deşarj olmayı ya da Aura'nın mesela otomobilin donan kapı koluna geçmesi gibi.)

Metaller çok ilginçtir. Elektronlar atomlara bağlı değildir, doğrudan dışta bir tabaka halinde birlikte yaşarlar. Bu meşrebin aynısı bizim KİRLİAN bedenimizde de var.

Yani bizi SERBEST ELEKTRON GİBİ bir tür METAL elektronları yumağı gibi kuşatmış oluyor şu NEFSİMİZ.

 

<> Cinlerin musallat olması gibi mi?

 

(NEFSİMİZ=CİN BEDENİDİR... Bilirsin.)

 

<> Bu gün alışveriş yaparken alışveriş arabası sürekli beni çarptı. Sürekli bir deşarj olur mu?

 

Arabanızın çarpmasının nedenini kaldırmak için onu topraklayınız. Bu da şu demektir: Pencereyi çevreleyen ince lastik var ya... Ona jiletle bir KESİNTİ verin, göreceksiniz sizi çarpmaz. Eğer "Arabama kıyamam" derseniz, o zaman ayakkabı tabanlarınız KÖSELE olacak. Lastik vb.den kaçınmalısınız.

Aslında bunları siz biliyorsunuz ben sadece anımsatıyorum.

 

<> ilginç olan onlar kösele

<> Anahtarla bir metala dokunulabiliyor

<> Ama her dokunduğumda çarpmasını garipsedim. 5sn bir de dokunsam çarpıyordu

<> Bindiğimiz kapının penceresi mi? Yoksa tüm dört kapının da pencerelerinin lastiklerini...

 

YERLİ arabalarda şu dert var. Pencere ve kapı çevrelerine sızdırmaz olarak koydukları lastikler maalesef kesintisiz olduğundan yerli arabalar bizi çarpabiliyor.

 

<> Buradaki binalar halı kaplı. Hemen yükleniyorsunuz. Ben de anahtarla bir metala dokunuyorum. Ark transferi olduktan sonra bir problem kalmıyor.

 

Evet, TOPRAKLAMANIN amacı da bu zaten.

İnsan Aurasında 12-24-36 üç tip DİNAMO var. (Bunlar voltaj değerleridir.)

12 normal olanı,

24 CİNSEL (Libido elektriği, biyoseksüel elektrik arkı)

36 ise ÖFKE, DELİ KUVVETİ.

İki karış boyunda birilerinin kızınca nasıl koca adamları dövüp yere attıklarını duymuşsunuzdur. Babası ve amcasını balkondan atan 11 yaşında bir nevrotik laz çocuğunu bizzat tanıyorum.

 

<> Yani Lazlar sürekli 36 mı dolaşıyorlar?

<> :)

 

Hayır. Oradan bir Lei hattı geçiyor. Onu [H] ve [A] ile birlikte incelemiştik. Rize'nin ARAKLI'dan başlıyor.

 

<> hehehe

 

Çok ciddiyim.

 

<> espri yapmıştım ciddi çıktı

 

Eğer bir Türkiye haritanız varsa devam ettirin bu AR'ları: ARpacık, ARsin, ARhavi, ARdahan, ARtvin, ARas, ARarat (Ağrı).

 

<> mARaş?

 

Hayır AR ile başlayacak o hat. ARmenia, ARas nehri, ARpaçay, ARsapad (Ermenistan'da devam ediyor), ARevan (Erivan).

 

<> Aral

[] http://hanifislam.com/mih/wp-content/uploads/2017/08/ar-lei-hatti.jpg

<> Araklı?

 

Rize kıyısındaki ARaklı'dan başlayıp ARdeşen'e falan geliniz. O lei hattı üzerinde köyler dahil 75'den fazla AR bulacaksınız. İŞTE o bir LEİ hattıdır. O hat üzerindeki kişiler NEVROTİK oluyorlar. (Lazlar, Lezgiler, Acaralar, Gürcü kabileleri vb.)

 

<> Sebebi belli mi ARların?

<> Dr. bu ne demek, anlatacak mısınız

<> Sinirlendiler mi çılgınlaşan bir adrenalin patlaması gibi birşeyden mi bahsediyorsunuz hocam?

<> Ben buna canlı şahit oldum Trabzon Maçka'da adam sn içinde delirmişti!

 

Evet... Lazlar kendileriyle dalga geçen hoşgörülü esprili muhteşem bir halk. Ammma bir de LAZ damarı tuttu mu? "Furdi furdi furuldi" diye malum hikayeleri de yapıyorlar.

 

<> 36'ya geçişleri çok hassas yani...

<> Bir anda oluyor

 

AR (Elif Re) hattı. Ya da R2 hattı.

 

<> Lazların nüfusu çok değil, 250 bini geçmiyor, bölgenin çoğunluğu farklı etnik kökenden.

 

Tabii etnik kökenleri farklı. Ben MOHTİ ve Pontus (OFLi) Lazları ve Batum, Poti Acaraları olan bizim soydaş Lazları kastettim.

Gürcüler diye bir millet yoktur. Gürcüler 7 kabiledir, federasyondur. (Kutaysi kabilesi, Kolhıs kabilesi vb.)

 

<> Bizim toroslar bölgesinin (dağlı) kökenli insanları da benzer özellikler içerir. biraz da rakımın yüksek olmasının etkileri olabilir mi acaba. Ama onlar kadar değil tabii.

 

Toros insanı mülayimdir tersine...

Rize'ye 365 gün 24 saat yağmur yağmıştır. Sert ve diridir LEİ hattı Ra-2. ÇAY oranındır. Ve EN GÜZEL TÜRKİYE DOĞASI, Rize Araklı'dan başlar, Ardeşen, Arhavi, Artvin, Arkur (Acaristan) enfes yemyeşil bir doğadır o... Hiçbir yeşil böyle muhteşem olamaz.

Bunun bir eşini de Keşmir yüksekliklerindeki vadilerde görmüştüm.

 

<> Anladım fark belirgin zaten... Bitki örtüsünde bile sadece belli kasabaların insanları biraz daha AR modunda... belki de r2 hattı kısım kısımdır

 

Türkiye doğasının en güzel yeri bence ilk olarak AR hattıdır...

Hatta bu hat ahıska ve ahılkelek (Mesket türkleri illeri) yönünde ve daha sonra Aras, Arpaçay, Arapşad, Ararat üzerinden taa Arabagi (Karabağ) ye kadar gidiyor.

Karabağ'ı gördünüz mü bilmem ama, ben gördüm muhteşem bir yeşil. Onun için mel'un Ermeniler orayı bırakmak istemiyor.

Azerilerden daha önce de Arakilis'i (Karakilise) öyle almışlardı Stalin Zamanında...

 

<> Bırakırlarsa Azerbaycan'la birleşeceğiz.

 

İran Azerbaycan'ıyla birleşilmeli önce... Çünkü Ermeni koridoru var, işi bölüyor.

İran kendisi RUSYA gibi yıkılmaya aday. Din komünizminin gelmesi ve yerleşmesi bunun bir örneğiydi. Yani eceli gelen rejim kendini belli ediyor. İran'da batı olduğu gibi Azeri, Güneybatı Kürt, Kuzey Türkmen.

 

 

Ayrıca Şahseven, Şahkulu, Avşar vb gibi Türk boyları da var. Cihar Aymaklar var. Beluciler var (Üç milyon). Puştu (Afganlılar var yarım milyon kadar)

 

<> %40ı (yaklaşık) azeri İranın. Pardon türk kökenli nüfusun tamamı %40 diyecektim

 

İran'da FARS tam yarı yarıya. Toprakları da öyle, yarı yarıya öz be öz İran'ın. Mesela Şattül Arap ve Huzistan bölgesi % 100 Arap. (Şii Arap: Saddam onları almak için İran ile 11 yıl savaştı.)

 

<> Şii alt paydası onları birleştiren unsur

 

Zaten Pehlevi hanedanına kadar İran'ı Safaviler (Avşar Halaç Türkleri) yönetiyordu.

 

<> İlhanlılar-Karakoyunlular

<> Hocam konu yine yayıldı.. ramazan...

 

İlhanlılar Moğolumsudur. Karakoyunlular da Büyük Selçuklu mirası.

 

<> Özbekler gibi mi?

 

Özbekler ikiye ayrılır: Çağatayca konuşanlar bir de KIPÇAK Özbekçesi konuşanlar. İlhanlılar'ın kökeni Sincan/Uygur lehçesi olan Özbekçe.

[Candaş], beni Tarihçi yaptın çıktın

 

<> Hocam tarih bilginizdeki detay, hayranlık verici

 

Yaw reklamımı ben yapacağım, size yasak

 

<> Oysa siz fizikçisiniz :)

 

;-)

[Candaşın] 12 kanalı. Evet. Nefse Allah bu tantralardan eziyet etti. Yani SICAK (ÇÖL) ile soğuk (KUTUP) ile.

Her seferinde sordu: "Ben senin rabbin değil miyim?" diye.

Hep aynı yanıtı aldı: "Üffff be! Senden bana ne, tamam sen sana ol beni de bana bırak."

Tüm TANTRALAR ile türlü EZİYET (Ceza) denendi.

 

<> Başımıza gelen her beğenmediğimiz olayda aslında bu soruluyor değil mi?

 

Evet...

SABIR ile deneniyoruz. ŞÜKÜR ile deneniyoruz. Bunların her biri bir tantra.

 

<> Bela deyinceye kadar...

 

Bela=Evet'i, 12 tantranın GÖBEK KORDONU'na (Adı RAMA DANA) gelince dedik.

O güne dek, her eziyette mutlaka bize RIZK veriliyordu. Yani akım hiç kesilmemişti.

Allah'ımız bu kez nefse "İyi bakalım sen doğdun, göbek bağını=Kordonunu kesiyorum" dedi...

12. eziyet (Rama Dana Tantrası) Zaten en önemlisidir. RUH'u bedene bağlıyor.

Göbek deliğinin olduğu yerde ayrıca NEFİS ile bir üçlü kombinezon kuruyor. RUH, NEFİS, BEDEN (Takyon, lukson ve tardyon) BİR ARADA olabiliyorlar. GÖBEK BAĞINDA.

Gümüş kordonu hatırladınız mı?

 

<> evet

 

Hani bedensiz astronomide, hep uzayan hiç kopmayan bir gün=50 bin yıl boyunca gidebilen böyle GÜMÜŞİ bir kordon var gerçekten.

(Parabioloji denen yeni bilim dalı oluşmak üzere: İnsanın SUPTİL dublesini dışarı alıp onu HOLOGRAMİZE edebilen, ektoplazma vb. denen bir uçuk biyolojik salgıdır bu.

Orada vücudun eşini SAYDAM olarak görüyorsunuz ya da DÜŞÜNCE FOTOĞRAFÇILIĞI denen medyumsu ve telepatsı hassas kişiler aracılığıyla resme alabiliyorsunuz. O bilim dallarına çok az kaldı. Bu arada GÜMÜŞ KORDON da resmen resmedilecektir.)

Az sabır FASBİR. Dabbet size Allah'ın tüm ayetlerini gösterecektir.

 

<> Bu bilimdalları garimüslümlere mi bulundurtulacak?

 

Sevgideğer [candaş]. Bu bilim dallarını gayrı-müslimler değil, ZİP-ZAP biliyor ve sunacak. FASBİR=  S A B I R . Sadece yeni kitaplarımı yazmalıyım. Orada HEPSİNİ BULACAKSINIZ. Hiç bir gayrı-müslim bulamayacak onu.

 

<> CAN-İNSAN bandını yazdınız mı?

 

Can-İnsan bandını yazdığım sırada, henüz bu 2050 yılları bilgilerini vermeye hakkım ve yetkim yoktu. Ama "İnşaallah" sayesinde 50 yıl gelecek lehimize erken geldi.

 

<> Teleportasyon da bunun son safhası mı?

 

Teleportasyonu neredeyse yapıyoruz. Hatta ekipte iki türk doktorun da parmağı var.

 

<> Hangi alanda doktorlar?

 

OPTİK KARADELİK uzmanları. Tıb ile ilgili değiller. Optik karadelikler laboratuar şartlarında oluşturulabilir. Hiç duydunuz mu?

 

<> hayır

 

Işığı tekilliğinden naklediyor dilediğiniz yere (Tesla karadeliği).

Optical Blackholes diye bir Web Search belki çıkarabilirsiniz. Bekliyorum bakalım çıkacak mı?

 

<> Trans-tünel uzay yürüyümü

<> Ben bulamadım

 

New Scientist 18 Mart 2000 diye bir başlık buldum Ferret'de. Sanırım bir dergi bu. Mutlaka bir sitesi vardır.

 

[] https://www.newscientist.com/article/mg16522304-100-art-of-darkness/

 

(Bana bir dk. izin ile lavaboya gideyim)

 

<> ışığın yani sizin weisschild önermeniz yakında genel kabul görecek anlamında mı söylediniz

[] https://en.wikipedia.org/wiki/Optical_black_hole

[] https://arxiv.org/abs/1701.05655

<> Biraz mola verdik galiba

 

Hayır mola vermedik. Söylenmez böyle şey ama, bir abdest alınca iki de rekat çok iyi oluyor. Walla her Hanif'e tavsiye ederim.

 

<> Hanif dediniz de, dün kuranı meal ile arapça karşılaştırıyordum. İnanılmaz derecede haniyfa kelimesini hanif olarak tercüme etmemişler, hak din ve benzeri olarak yazmışlar. Resmen birçok yerde haniyfa yazıyor ve hak din ve benzeri şekilde çeviriyorlar

 

Evet, çünkü KİMSE onu anlayamadı, çözemedi. Ta ki bir gün 3:114'ler gösterene kadar.

Ve Milletiy İbrahiyma diye yazıyor.

 

<> Evet, onu da çevirmemişler

 

ÇÜNKÜ onların gözlerine Allah MİL çekmiş. Bakıyorlar ama göremiyorlar. Kalplerinde bir ağırlık, kulaklarında sağırlık var... Öyle diyor Allah'ımız.

 

<> İlerine gelmiyor da olabilir. Çünkü bazı yerlerde vermişler bazılarında vermemişler

<> Amaç ahiretten çok dünyalık olunca bu kadar oluyor malesef

 

Allah bilir Hanif'i Hanefi sanıyorlardır.

 

<> Nahl/123: Sümme evhayna ileyke enittebi millete ibrahiyme haniyfa ve ma kane minelmüşrikiyn.

<> Nahl/123: Sonra da sana: "Doğru yola yönelerek İbrahim'in dinine uy! O müşriklerden değildi" diye vahyettik.

<> böyle çevrilmiş ne hanif var  ne milleti ibrahim, yani durum çok vahim !!!

<> Optical Blackholes yazısını buldum. Kime göndereyim?

<> Gruptaki files bölümüne asabilirsin yazıyı

<> Ok

<> hocam zaten arz dan arşa serinizde karadelikler ve tünel süreci ile ilgili detaylı bilgi var

 

Zigzag Paul Davies ile Chat yaptım şu anda. Oruçluymuş. (Amerika saatine göre) Tanrı ve Fizik'in ikinci cildini taslak olarak bitirmiş. O kitabı okuyan var mı? Şu resmi [candaşa] gönderiyorum, o sizlere gönderecektir.

 

[] 2017 notu: O yıllarda resim vb. göndermek çok zor bir işlemdi. Sohbet programının dosya gönderme özelliği (DCC) ile gönderilmeye çalışılıyor

<> http://www.physics.adelaide.edu.au/itp/staff/davies.html (Paul Daviesin home page ini buldum da) [Not: Link artık açılmıyor]

 

Çok iyi... Çünkü o bizden.

 

[] https://en.wikipedia.org/wiki/Paul_Davies

<> "The Fifth Miracle: the search for the origin of life-Paul Davies" ilginç

<> God and the New Physics by P. C. W. Davies. Book Description: How did the universe begin and how will it end? What is matter? What is mind, and can it survive death? What are time and space, and how do they relate to ideas about God? Is the order of the universe the result of accident or design?

[] Resim göndermeye çalışılıyor

<> "Physics and the Mind of God" mu yoksa "God and the new Physics" mi dediğiniz kitap?

 

Pardon şu resim ile uğraştım.

God & New Physics'in ikinci cildini yazıyormuş. İKİ ŞEY GÖNDERDİ:

1. NEFHİ SUR

2. EBABİL

Nefhi Sur'un AVİ'sini izleyenler bana yorumlayabilirler. (Dosya adı Bridge.)

 

[] https://media.mercola.com/ImageServer/Public/2015/October/birds-flying-v-formation-fb.jpg

[] https://i.cbc.ca/1.2497936.1389817094!/fileImage/httpImage/image.jpg_gen/derivatives/16x9_620/hi-birds-v-852-jpg.jpg

[] https://realme4nowon.files.wordpress.com/2011/09/formation-large.jpg

[] http://www.aerospaceweb.org/question/aerodynamics/vortex/formation.jpg

[] https://www.youtube.com/watch?v=nkXl8JJBH7E Benzer köprü videosu

<> Hayret! Kağıt parçası gibi köprü.

 

Senin kağıt parçası köprü Japonya'nın en ünlü köprüsü. Nefhi Sur, yani sopranonun sesi ya da bir klakson sesi ya da askerlerin ayak sesi MİNİK BİR SES köprüyü yıkıyor. Minik bir ses (İsrafil'in suru) koca köprünün (Evrenin) ÖZTİTREŞİMİNİ buluyor ve rezone oluyor. Köprü eli mahkum yıkılıyor.

İşte kıyamete bir MİSAL olsun diye gönderdim.

Semud kavmi mağaralara kent kurmuşlardı. (Agarthi) Bir ses dalgası (Bir bebek ağlaması) koca kenti yerin dibine geçirdi.

 

<> Nefsin ölümü tadması da mı aynı şekilde rezone ile oluyor?

 

Uykuda bizim DİKGEN olarak elektrik ve manyetik alanlarımız dipole oluyor. Bu küçük ölüm, uyanınca yeniden iki alan yatay olarak bir araya geliyorlar.

ÖLÜM'de ise SÜREKLİ AYRILIYORLAR, yani dünyaya uyanamıyorsunuz artık... Yatay (Ceset ile) bağınız kopuyor. RUH "Yukarı" düşüyor.

Sonsuzluk Kulesi ikinci ciltte resim ile birlikte yayınlamıştım. O kitap sende varsa hatırlarsın.

 

[] http://hanifislam.com/mih/wp-content/uploads/2016/07/elektromagnetik-alan-hi.jpg

<> Evet biliyorum, o çizgi şekilde ölümün tarifi.

 

Azrail o şekildeki düğüm-karın noktaları düzlemini FAZ (Phasis) olarak kaydırıyor. Elektrik alan ve magnetik alanın DÜĞÜM'de buluşması (Uyanmak budur) mümkün olmuyor.

O zaman magnetik alansız (Ruhsuz) elektrik alan (Cesed) dağılıyor.

Magnetik alan (Ruh) ise TÜNELDEN (Elektromagnetizma tünel ağzında kıvrılı kalmış bir boyuttur) YUKARI DOĞRU DÜŞÜYOR. (Eksi kütle, soyut kütle sıfırdan küçük olduğu için GÖĞE düşer.)

Ruh göğe düşüyor ta ki bir günün 50 bin yıl olduğu o EN YUKARIYA (Nefhi Sur içine) DÜŞÜYOR.

Görüyorsunuz ki, bilim o kadar karmaşık ve zor değil.

Bilim HORN HOLE=Levhi Mahfuz'u matematik olarak kanıtladı şimdi.

 

<> Bu aviyi discovery channelda izlemiştim. Mühendislik hatası... Adamlar köprü sağlam olsun diye basmışlar malzemeyi, sonra da rüzgar yüzünden köprü yıkılmış, bundan sonra köprülere rüzgarın geçip gitmesi için uygun boşluklar açılmış. Rüzgarın esiş hızı köprünün rezonansına denk gelmiş falan.

 

Ama olay öyle değil. Rüzgar bu biçimde SALINIM yaparak sallamaz. Rüzgar sallar SALINIM yaptırmaz. Salınım mutlaka bir tiz KORNA vb. ile olur. Sopranonun sesiyle BARDAĞI kırması gibi.

 

<> Burada köprü sallanmadan ziyade benim filmede gördüğüm köprü lastik gibi eğilip düzülüyor.

<> Rüzgar hep aynı hızda ve yönde esseydi böyle bir sallanma hareketi görmeyecektik, en fazla köprü bir yöne doğru eğilecekti... Rüzgarın esmediği tarafta köprü üzerinde vortexler oluşur tıpkı arabanın arkasında oluşan girdaplar gibi

 

Köprü sallanmıyor SALINIM YAPIYOR bu ikisi çok farklı. Oysa rüzgar bunu yapamaz. Rüzgar sadece enine sallar. BOYUNA SALINIM yaptıran NEFHİ SUR yani SES DALGASIDIR.

Bir nehir EN kısa yolu aşındırır. Rüzgar da öyle, en kısa yol köprünün ENİDİR kilometrelerce BOYU değildir.

Yani EN ZORU başaran böyle bir rüzgar, KENTİ DE UÇURUR, 12 şiddetinde deprem etkisi yapardı.

Yaz günü, sadece ASMA KÖPRÜ SALINIM YAPARAK YIKILDI. Filme (güvenlik kamerasına) alınıyor. Tek bir ses duyuluyor: Bir klakson sesi. Sonra kameranın bulunduğu bölme dahil, bir kayık gibi inip çıkıyor kameralar... İşte buna dikkat ediniz.

Orada girdap (Laminer vorteksler) yok, SALINIM hareketi var. Bu farkı görüyor musun?

 

<> Görüyorum hocam... derslerde öğrendiklerimle karşılaştırmaya çalışıyorum

 

Öteki resmi gördünüz mü? Yaban ördeklerinin uçuşu?

 

<> Resim geldi...

 

FİL suresi.

 

<> 105-Fil/1: Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!

<> 105-Fil/2: Tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?

<> 105-Fil/3: Üzerlerine sürü sürü kuşlar saldı.

<> 105-Fil/4: Onlara balçıktan pişirilmiş sert taşlar atıyorlardı.

<> 105-Fil/5: Derken onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi kılıverdi.

 

Fil=Afant'tır arapça.

FİL ise Afant denen hayvanın koşumları (Zırhı, gütme kulesi vb.) yani kuşam ve takımlarıdır.

Zırh gibi: İçi boştur ya zırhların. O insan değildir artık. Onun adı zırhtır.

Afant değildir (İnsan değildir) o FİL=ZIRH ve donanımdır artık o.

Adiyat=AT değil ama BEYGİR GÜCÜ (İŞ BİRİMİ)

FİL=DONANIM (File giydirilmiş olan donanım ama, FİL değil.)

Rabbin (Öğreticin)

ASHAB=Sahip ve güdücü, izleyici, izsürücü

Rabbi'nin FİL sahiplerine ne yaptığını gördün mü?

Baskınlarını savuşturmadı mı?

Ortada Afant yok... Ama GİYSİSİ VAR!

Kalın bir zırh. Filin tepesinde bir kule... Hortuma bağlı bir gülle. (Kale kapısını yıkması için) O hortum ve o gülle, ne kadar benziyor bir topa?

Hele Kule, sanki bir TANK'ın top taşıyan üst bölümü gibi.

ÇARŞAMBA CHAT'İNDE BU KUŞLARI izleyeceğiz. Yarın erkenden İzmire gideceğim için Chati bitirmek zorundayım.

 

<> Teşekkürler

 

Ebabil kuşlarının iki resmi var. İkisi de önemli. Biri YEREL filo, ikincisi ise YUNUS BALIĞI RESMİ gibi uçuş düzenleri. Bunları irdelemeliyiz, önemli olacaktır çünkü...

Gidip bir PİDE alacağım. (Sabaha kadar taze satılıyor)

 

<> Sizi yorduk hocam, teşekkürler hayırlı sahurlar

 

[Candaş] senin için 12. göbek kordonundan beslenme olayı ve Ebabil kuşları fenomenini izleyecek ilk chat'de yazacağım inş.

 

<> inş hocam

<> Afiyet olsun

 

Afiyet olsun.

(Yolcu olan Oruç tutamıyor. Bu yüzden sizi kıskanacağım.)

 

<> h.s.

<> Allah ilmimizi artırsın

<> amin

 

Amin.

Kaaaaç-tıııııım!

 

<> Herkese hayırlı sahurlar