045 - 13 Ocak 2002 Pazar

Selam & selam,


"Dancing Queen - Take My Breath Away - Zülkarneyn - Rakim - Kehf" Yukarı

Dancing Queen, Mother of Mighty's... "Gelecekten geçmişe" tıpkı "Wanen”lerin aslında 1N olması gibi, Walhalla’nın (Teknik koloninin) marşı da geçmişe gelmiştir. "Al dualarım seninle olsun!" diye... Sözleri çok teknik. "Dualarım seninle olsun... Nefesimi de birlikte götür”.

Hep zibidi şarkılar yapan Berlin toplululuğu niye böyle bir şarkı yaptı dersiniz? Çok mu yetenekliler? Hayır... Bu başka bambaşka bir kanaldan gelmişti.

“Through the hourglass”...O uzay-zaman konisinin sembolü 2 boynuz da deniyor. Schwarzschild HUNİSİ ve karşı HUNİ. Orada boğazlaşıyorlar (Kıstak/Berzahları boğazda birleşiyor). Ortaya bir çift ANKEBUT çıkıyor. Uzay-Zamanın distorsiyon FİLESİ... Altlı üstlü iki tabaka gibi görünüyor sanki ama aslında onu yatay değil dikey olarak düşüneceksin ve içindeki bir çizgiyi koyu olarak göstereceksin. “U” harfi gibi bir şey çıkıyor ortaya.

İşte o “U” benzeri aslında bir lir çalgısına daha çok benziyor (Heiberg'lerin de armalarında bu sembol var). Ama en önemlisi İslam'ın sembolü putperestlerin AY'ı değil! Bu garip “U” harfi artık Ay'a mı benziyor orasını bilemem? Ama sanırım biz AY olmayan bu birçift boynuzu logo edinmeliyiz (Pek de sevimli değil ama, bu ilahi bir tercih). Michel Angello "Musa"yı iki boynuzlu olarak yonttu.

"Sana Zülkarneyn'den sorarlar...". Zülkarneyn’in sembolü... Dünya’nın "Geçmişinin kurtarıcısı". Karanoktacığı yaparak "İZDÜŞÜM" dünyasını bizden ayırdı. Yecüc - Mecüc’leri senkronize fakat "Mirror World"a aldı. Onlar bir gün gelene kadar rahatız. Zülkarneyn (Birinci ve Kur'an'da geçen Zülkarneyn) bir kurtarıcıdır. İnsan soyunu kurtarmıştır, kendini de... O da o soyun içinde...

Zamanda "GELECEKTEN" olanların daha Kur'an indiğinde doğmadıkları için ADLARI verilmez. Lakapları vardır (İki boynuzlu gibi, Hazır gibi). Hızır gelecekte değil, geçmişte değil DEHR denen bir zamana alındığından HERÇAĞDA var oluyor ve böylece onun HİÇ Mİ HİÇ İSMİ GEÇMEMESİ GEREKİYOR. Kur'an'da HIZIR ismen yok ama tam 111 yerde de bir şekilde var...

Zülkarneyn'den sonra 3, 5, 7... Zülkarneyn daha İKİ ZAMANLI oldu ama birinci büyük istisna... Çünkü zaman yolculuğunu değil, doğrudan BİR ÇIPLAK KARADELİĞİN elektrik yüklü halka tekilliğini kullanarak yaşça küçülmeden ve TÜM ALET EDEVATIYLA, takım teklavatıyla GEÇMİŞE taşındı. Yani "Ağzının kenarında ketçap bile duruyordu".

Rakim tam 49 anlamlı. Rakim bildiğimiz matematik sayılar sistemi. 1 ila 100 arası yazıyorsun mesela ama bir şey anlatmıyor. Oysa onu (Cifir holo-grafiklerimde olduğu gibi) KEHF=GÖRÜNÜR ve boyutlandırılmış olarak görürsün. Üstelik o kehf herşeye uygulanan TOE (Herşeyin teorisi gibi) bir şeydir. Orada Arş var, 7 tabakası (mesani) dört direği, üç katmanı, simyası, kimyası biyolojisi DNA'sı, elektrik yükü, fosfatları, urasil grubu asitleri, Tabutüssekine, Nuh'un kazanı, Fission, Fusion, yani yok yok!

Oysa 1-110 diye Rakim'i ardışık olarak yazdığımızda bu özelliklerin hiçbiri yoktu ama onu KEHF haline getirdiğimizde O Levhi Mahfuz ayrıntıları ortaya çıkıverdi. Virüsler uyudu-uyandı, DNA'lar kıvrıldı helis/sarmal oldu. YYy/YYx'ler ve daha buraya sığamayacak herşey orada yazılı. 1 ila 110 sayıları arasında. Kur'an'da böyle RAKİM olarak okuduğunda seni din tüccarları her yöne çekerler ama KEHF olarak okuduğunda inanılmaz sırları, kozmik tüm bilinmezleri orada bir tek ANAHTAR halinde bulabilirsin.

Basit bir şekil gibiydi ama değil. Olamaz da. ARŞ bile o şekle girmiş! Dört direğiyle birlikte... Ama Rakim olarak ortada ne direk ne bir şey yoktu... Değiştirgeçi kullandığında bu şablon ve ızgaralar var (Ya da kafes, ya da Raumgitter). İnsanlık tarihi boyunca hiçbir kimse tutup da asal sayıları şöyle bir dizeyim falan dememiş. Bir anlayayım da dememiş.

Kehf iki zamanı birden açık kimselerin (İsa, Ashabı kehf, Zülkarneyn, Hızır vb.) KOZASIDIR. Ayet ne diyor? "Allah'ın diledikleri dışında herkes , Sur üflendiğinde BAYILIR". Yani Kehf'e giren (ki oraya çağıran Allah'tır) bu kozada bayılmaz, Sur'dan bile korunur. Kehf bir elif noktasıdır. Her yerde hazır ve nazırdır. Çünkü geometridir. Rakim ise matematiktir ve niceliğe dayanır ama Kehf geometrisi HOLOGRAMA yani niceliğe değil NİTELİĞE dayanır.

Demir tozları=Quantlar, Mıknatısın akılarının KEHF biçimi=NİTELİK. Kalite, kalifiye olayı. Kehf soğana soğan biçimini veren NİTELİKTİR. Onu dokuyan bu niteliktir. Ötekiler (Soğan hücreleri) niceliktir ve aslında her bir kendi başına bir tek varlıktır ama NİTELİK hologramı yani KEHF onları tek tek değil, BİR SOĞAN biçimi almaya zorlar. Mıknatısın akıları da bunu yapmıyor mu? Tek başına duran demirtozlarına, "Bölük Hizaya geeel, sıraya gir!" komutu vermiyor mu? Ana rahminde bir topçuk iken, bir minyatür leblebi taneciği ve tostoparlak iken, yani nicelik halinde ikiye katlanıp çoğalırken birden "Bölük ileri marş marş" deniyor ve hücreler birden GÖÇ ediyor. Beyin hücreleri bir yana, böbrek hücreleri öteki tarafa... Kehf olmasaydı herkes bir mikro organizma (tek hücreli) olup kalırdı .

Kehf hep var, heryerde... Adı Elif noktası ve EVLERE SERVİS. Özellikle SADRIMIZDA. Orası inşirah olur (Kehf genişler). Omurga-kaburga bu ikisini hatırladınız mı? Tarık suresinde geçiyordu... O bölge, yani kaburgalarımız ile omurgamızın arasında kalan EN BOŞ organımız. Ki adı Akciğer, ya da KEHF. Resulullah'a Rabbi buyuruyor: Biz senin göğsünü genişletmedik mi? Ve bunun tersi de var: "Mücrimler simalarından tanınır da canları alınırken, sanki gökyüzüne çekiliyormuş gibi gögüsleri daralır. Onlar Deve iğne deliğinden geçmedikçe Cennet'e giremezler"... Suçlular perçemlerinden ve topuklarından yakalanırlar, işte bunlar KEHF'in DARALTILDIĞI ayetler...


Kur’an Ayetleri’inin Düzeninin Değişik Olması Yukarı

Kur'an'ın iniş sırasında verdiğimiz ilk örneği anımsıyor musunuz?

1. Kur'an'ın SURE SIRALAMASINA GÖRE inişi: Kur'an Alak(İkra) suresiyle başladı ve İza cae NASRullahi=Nasr suresi ile noktalandı. Bundan bir önceki sure (113.sure) Tevbe idi ve gerçekten, son iki ayetinin orada olmaması gerekirdi.
2. Kur'an'ın AYET SIRALAMASINA GÖRE İNİŞİ: Tevbe Suresi (113) ardından son inen sure olan NASR (İza cae.... Şimdi Kur'an'da yer aldığı gibi) ÜÇ değil (Aslında) 5 ayettir. Çünkü son ayet (Aynı zamanda tüm Kur'an'ın son ayeti) 114.sure Nasr'ın sonunda değil, 111.sure olan Maide'nin 3. ayetinin içindedir. Çünkü Siyeri Nebilerin tamamı ve tüm kaynaklar sonuncu inen "AYET"in MAİDE-3 içindeki "Kafirler bugün sizin dininizden ümidi kesmişlerdir, onlardan değil benden korkun. Bugün sizin dininiz üzerine olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı beğendim" olduğunu yazmışlardır. İşte bu son ayettir, bir daha da devamı inmemiştir. Çünkü bu sonuncu ayetten sonra Resulullah vefat etmiştir.

Ama Maide-3 içinde ne işi var? Bir ayet mesela Maide-3 demek, kesintisiz bir kerede inmesi anlamına gelir. Eğer Maide 3-4 gibi birleşik yazsaydık, ya ayırt edilemediği ya da birbirine karıştığı anlamı çıkacaktı. Böyle deseydik vahyin kesilmiş olduğu iki defada indiği belli olacaktı. Ama Maide-3 diyorsanız "Bir kerede tümüyle indirildiği" anlamına gelir. İşte Maide 3 şimdiki karıştırılmış biçimiyle şöyledir:

"Leş, kan, Hınzır etler, Allah'tan başkası adına kurban edilen, vurulmuş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış ve vahşi hayvan tarafından parçalanmış olanlardan, henüz canvermemiş olanları kesmek şartıyla, sunakta (Başka tanrılara) adanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bunlar fasıklıktır (yoldan çıkarıcıdır).

"Kafirler bugün sizin dininizden ümidi kesmişlerdir, onlardan değil benden korkun. Bugün sizin dininiz üzerine olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı beğendim."

“Kim açlıktan daralır ve günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa ona günah yoktur. Çünkü Allah bağışlayan merhamet edendir."

NASR SURESİ DE ŞİMDİKİ TERTİP SIRASI İLE ŞUDUR:

1. Allah'ın yardımı ve fethi geldiğinde
2. Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğün zaman
3. Rabbini överek tesbih et. Ondan mağfiret dile, çünkü o Tevbeleri çok kabul edendir.

MAİDE SURESİNİN ASLI ŞUDUR:

"Leş, kan, Hınzır etler, Allah'tan başkası adına kurban edilen, vurulmuş, yukarıdan düşmüş, boynuzlanmış ve vahşi hayvan tarafından parçalanmış olanlardan, henüz canvermemiş olanları kesmek şartıyla, sunakta (Başka tanrılara) adanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bunlar fasıklıktır (yoldan çıkarıcıdır). Kim açlıktan daralır ve günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa ona günah yoktur. Çünkü Allah bağışlayan merhamet edendir”.

NASR (114) SURESİNİN İSE ASLI ŞUDUR:

1. Allah'ın yardımı ve fethi geldiğinde
2. Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğün zaman
3. Rabbini överek tesbih et. Ondan mağfiret dile, çünkü o tevbeleri çok kabul edendir.
4. Kafirler bugün sizin dininizden ümidi kesmişlerdir, onlardan değil benden korkun. Bugün sizin dininiz üzerine olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı beğendim."

BÖYLECE KUR'AN BİTMİŞTİR. Son inen suresinin son ayeti, kendi sonunda olması gerekirken. Niçin Maide 3 içine saplanmış bırakılmış ve o surenin de akışını bozmuştur. Delil şudur ki:

1. Son inen surenin Nasr olduğunu söyleyen kişi
2. Son ayetin de "Kafirler bugün sizin dininizden ümidi kesmişlerdir, onlardan değil benden korkun. Bugün sizin dininiz üzerine olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı beğendim." olduğunu söylüyor.

Kur'an KARIŞIK inmedi... Karışık TERTİP EDİLDİ. Ben bir örnek olarak MAİDE suresini verdim. Üçüncü ayetin içindeki karışıklığı yaratan HACCACI ZALİM diye biri... Siyerdeki sıra belli. Önce Alak diyor (ilk beş ayet)... İzleyen ayetler içinde ise "NAMAZ KILIN" diyor... Oldu mu ya? Ortada daha namaz yok! Namaz yıllarca sonra Mirac'da geldi. Medine'deki inen ayeti İLK BEŞ'in arkasına takıp, "Bu ALAK SURESİDİR MEKKİDİR ama bir ayeti de Medenidir"... BUNU YUTTURDULAR.

Kur'an bir AŞIRI işgüzarlıkla Hz. Aişe'nin yatak odasında yüklükte saklandı. Kemik, deri vb, tuğla, papirus, çakıl taşı, ağaç kabuğu (Allah'ım şu cehalete bakınız ki, papirus gibi her yerde olan bir nimeti, mübarek Kur'an için kullanmadılar). LEĞEN KEMİĞİNE AYET YAZDILAR! Başka bir şey bulamadılar mı? Sonra Osman döneminde onun veziri olan Zalim Haccac Kur'an'ı toplamaya çalıştı. Topladı da (kafasına göre tabii). Maide'nin içine SON ayeti koydu. İlk surenin yerine eline ilk geleni (Fatiha) koydu. 20 ayetten az olan Bakara suresine önüne geleni bıkana kadar doldurdu. Ebi Leheb ise kuşa döndü... Ve Aişe bu toplanan Kur'an’ın yeniden sahibi oldu (diğerleri yakıldı deniyor). Onu da Muaviye'ye verdi ki, sayfalarını koparıp mızraklara takıp Hz. Ali'yi YENSİNLER diye. Herşey Muaviye, Haccacı Zalim ve Amr İbnül As'ı korumak için. Kimse Kur'an'ı ve Ehlibeyt’i korumayı düşünmedi

Leğen kemiğine ayet yazılır mı? En kıymetli ayet için ise Ceylan derisini vermiş biri, hediye etmiş. Ayet gelmiş: "Zina edenlere dört şahit olsun olmasın acımayın, beyaz bir kefen giydirin ve zina ettikleri organlarına kadar gömün ve bir el içine sığacak ve hemen öldürmeyecek biçimde taşlar edinin sonra topluca onların cenaze namazını kılıp, taşlayın ve sakın erken ölmeleri için acımayın, bekletin ki acı çeksinler. Yoksa onlar ahırette ebedi acı çekeceklerdir. Siz onlara iyilik etmiş bulunuyorsunuz. Allah adildir, rahimdir."

Bu ayettir. Evet yanlış duymadınız. Bu bir ayettir. Bu ayet gelince yani hemen ilk beş dakikada, Resulullah'ın canı sıkılmış ve yüzünu buruşturmuş. "Benim Rabbim efendim" demiş, "Benim ümmetim zina etmeden duramaz. Şehvetine çok düşkündür. Bu ayetin neshedilmesini istirham ediyorum". Allah o anda bir keçiyi göndermiş. Keçi ceylan derisini yemiş (Hiç görülmemiş bir şey otçul hayvan nasıl et yer?). Buhari böyle diyor. Gelelim Müslim'e o da TAVUK idi keçi değildi ve ayet taş üzerinde yazılıydı. Tavuk da taş yiyor duyurulur. Bunların tümünü tastik eden kitap ise El Müsned. Yazan da mezheb imamımız Ahmed ibni Hanbel.

Size SAHİH HADİSLER yazdım... AYNEN BÖYLE YAZILI. Demek ki hadislere HEP BÖYLE BİR ŞEYLER EKLENMİŞ BUGÜNE KADAR. Allah'tan AYETLER KURTULMUŞ. İşte bu ayet yüzünnden İran'da ikibin, Afganistan'da 6000 zani taşlandı bugünlere kadar. Keçi ayeti yedi ama AYET HÜKMÜ BAKİ KALDI. Onun hesabını "Kızçocuklarının neden gömülüp öldürüldüğü" sorulduğu zaman ayetinden ödeyecekler.

DİN günü evren tarihinde İLK KEZ orada KURULACAK. Satın alınacak hakim, savcı, rüşvet verecek karşı tarafın avukatı, TERAZİDE hile yok.. İlahi adalet var sadece. O din günüdür... Buradakiler de "DÜNYA GÜNÜDÜR".

Kur'an okunduğunda ve dolayısıyla YAZILDIĞINDA başlarına Besmele değil, EUZÜ BESMELE getirilecektir. Getirmemişler, sadece Besmeleyi koymuşlar ve üstelik 6 ayetlik Fatiha’nın ilk ayeti saymışlar. O da yetmemiş, Alak=Fatiha=Açılış iken ve 6. sırada olan Fatiha’nın da adı HAMDELE iken yer değiştirdiler. Yani küçük kardeşim benim abim oldu, ya da ben babamın babası oldum. Kimin ne hakkı var ayetlerin ve surelerin yerini değiştirmeye? Kim aldı bu imtiyazı? Kimdir bu Haccacı Zalim?

Fatiha 6 ayet ve iki bölümlü. Son üç ayeti bir kere Ebi Leheb'in sonu. İlk üç ayeti ise Müddesir'in sonu. Kur’an’ın böyle okunmasında bir sakınca yok. Yani Kur'an BÜTÜN olarak TAMAMDIR. Sayın harfleri, kelimeleri aynıdır. Sorun karmaşıklık. Hele ki bazı ayetleri anımsayınız. Maide-3 bir şey değil! Nisa 103. ayetin SONUNU getirip Nur 58'in içine SERPİŞTİRİYORSUN... Ayıp günah, haksızlık bu! Sonra da karşımıza ilginç ve tuhaf şeyler çıkıyor:

Yabancılar, Müslüman olacaklar ve şaşkınlar, soruyorlar bana: "Cariye edinin, onlar istemedikçe onları fuhuşa zorlamayın" ne demek? Ecnebi kız bana soruyor: "Yani eşlerin yanına bir de Cariyeler alınıyor ve onlar dilerlerse fuhuş yapıyorlar, karışılmıyor. Fakat onlar fuhuş yapmak istemezlerse de ZORLAMAMALI MISIN?" Ayet öyle değil ki!!! Bizim Nur-58 gibi KAYTARMA. Yani al onu buraya yamala, sonra bir güzel çalkala. Sonra de ki: "Evet bu ayetler aslında böyle inmedi ama, Cebrail geldi ve böyle düzeltti". Bir de Cebrail'e İFTİRA atıldı böylece... Ve Haniflik bizim için tek kurtuluş yolu oldu!

Böyle bir ayet var, yarısı bir yerde ötekisi de bir yerde... Bunu nasıl bir araya getirip de böyle bir GÜNAH işlediler, aklım almıyor. Kim bu Zalim Haccac? Kim bu alçak? Kim bu Cehennem odunu ve Allah’ın EN SEVMEDİĞİ isim ile adı ZALİM olan bu aşağılık yaratık kim? Ona ne Kur'an'ı toplamaktan? Ona ne ceylan derisinden? Adamın adı ZALİM BİR KERE...

12 bin TÜRK öldürdüğünü biliyor musunuz? Zalim Haccac öldürdü. Emevi dediğin zaten 5. Halife (birinci diktatör). 53 yıl=23 yıl Resulullah'ın sadareti, kalan 30 yılda ise dört halife ve dört sultan. Yaklaşık dört yılda bir bir halife geliyor. Bu ne enflasyon?


"Mezhepler" Yukarı

DİN VE İSLAM’DA FIRKA olur mu hiç? Biz “laik”iz. Allah en büyük LAİK. Kulu ile kendi arasına bu paçavra maaş imamlarını SOKMUYOR. İstemiyor LAİK ALLAH... "Kulum ile benim arama kimse giremez" diyor. Kuluma şahdamarından da yakınım diyor. Allah'tan başkasını veli edinmeyin diyor. DİREKT BİREBİR KULU İLE MUHATAP. Allah "Gel kulum açıl bana, yükünü alayım" diyor. Kul ise, "Bi dakka, şeyhime sorayım, eğer izin vermezse o gelebilir mi?".

Alın şeyhinizi ÜÇÜNCÜ kişileri araya ŞEFAAT DUVARI ÖRÜN ve ALLAH ile aranıza DUVAR ÖRÜN... ALLAH LAİKTİR. Kul da laik olmalıdır. Allah ile aranıza KİMSEYİ ŞİRK OLARK almayın (ŞEYH=ŞİRK). ALLAH LAİKTİR, KULU DA. Din yalnız ve yalnız Allah'ındır. Bunun anlamı şu ALLAH LAİKTİR. Kul da ALLAH AHLAKIYLA AHLAKLANACAĞI İÇİN KUL DA LAİK OLACAKTIR.

AKLIN YOLU BİRDİR... İki falan da yoktur. 73 fırkadan BİRİ DOĞRUDUR İKİNCİSİ DEĞİL. Halbuki BİLİM insanları çok iyi KUL yapar. Cehalet ise psikolojik rahatsızlıkları coşturur (Kalp hastalığı denen marazlar). "Hiç İLİMSİZ KUR'AN OLUR MU?"


"Biyoritm" Yukarı

Abraham Lincoln'ün kongreye seçildiği yıl 1846. John F. Kennedy'nin kongreye seçildiği yıl 1946. Abraham Lincoln'ün ABD başkanı olduğu yıl 1860. John F. Kennedy'nin ABD başkanı olduğu yıl 1960. Her iki başkan da bir cuma günü suikasta kurban gitti. Her iki başkan da başlarına isabet eden kurşunla öldu. Lincoln'un sekreterinin soyadı Kennedy idi. Kennedy'nin sekreterinin soyadı Lincoln idi. Lincoln ve Kennedy güneyliler tarafindan öldürüldü. Lincoln ve Kennedy'nin koltuğuna güneyliler oturdu. Yerlerine gelen başkanların soyadları Johnson'dı. Lincoln'den sonra başkan olan Andrew Johnson'un doğum yılı 1808'di. Kennedy'den sonra başkan olan Lyndon Johnson'un doğum yılı 1908'di. Lincoln'u vuran John Wilkes Booth'un doğum yılı 1839'du. Kennedy'i vuran Lee Harvey Oswald'ın dogum yılı 1939'du. İki suikastçinin de üç ismi vardi. İki suikastçinin de isimlerinde 15 harf vardı. Lincoln, ''Kennedy'' isimli bir tiyatroda vuruldu. Kennedy, ''Lincoln'' marka bir otomobilde vuruldu. Lincoln'u vuran tiyatrodan kaçtı, bir depoda yakalandı. Kennedy'i vuran depodan kaçtı, bir tiyatroda yakalandı. Her ikisi de davaları başlamadan öldürüldü. Ve son olarak... Lincoln ölmeden bir hafta önce Maryland Monroe'daydı. Kennedy ölmeden bir hafta önce Marilyn Monroe'ylaydı.

Şimdi buradaki olayı bir açıklayalım... Olay Şi’ra'da (7 anlamından biri URANUS). Şi'ra ayeti gelene kadar bilinen en uzak gezegen Zuhal (Satürn) idi. Uranüs'ü 60-70 yıl önce Herschel buldu. Şi'ra neden Uranüs’tür? Çünkü bir turunu 1000 ayda tamamlar. Yani aynı noktaya gelmesi tastamam 1000 ay sürer. Bizim 365 günlük güneş turumuz Uranüs için 1000 AY, bu yüzden URANÜS'ü 7 anlamdan birine otomatikman bağlıyorum (Hızır burada olsaydı O da gözünü kırpmadan aynıyere bağlardı merak etmeyin).

Evrendeki büyük olaylar daima şu 83 sayısına kilitlenmiştir. Adem'den sonra biliyor musunuz, insanlığın ikinci Ademi olan NUH'un gemisinde 83 kişi vardı ve herbiri için bir ayet indi (Yasin suresi). 40 çift, 80 kişi demek... Nuh karısı vb, hassas ve kati olarak tam 83 kişi. Lut da öyle hassas olarak tam üç kişiler (Karısı kristalize oldu, Nuh'un da büyük oğlu Yamm (Kenan) boğuldu. Tam olarak Magami denen bir kavimin seçilmiş kişileriyle birlikte 83 kişilerdi.

Venüs Jüpiterden kopmuştu ve şimdiki yerine gelirken Uranüs'ü Tietz-Baade sayısındaki yerinde bozmuştu... Neptün ve Uranüs'ün arası yaklaşmıştı. Uranüs, sistemde çok zıt bir gezegen: Sistemde tüm gezegenler Güneş elipsine DİK bir aks ile dönerken, Uranüs yatay. Yani Kutupları yukarı aşağı değil, doğu batı ve dönmesi de bir tuhaf. Onu bir yakından görseydiniz inanılmaz bir gözalıcılığı var. Satürn’ün çok güzel rengarenk halkaları var, eyvallah... Ama göz alışıyor. Uranüs öyle değil, HİPNOZ oluyorsunuz... Bir OLUMLU ELEKTRİK ile yükleniyorsunuz ve o gezegeni fotoğraflarken farklılığı fotoğraflarda çıkmıyor. İlla ki gözünüzle göreceğiniz bir şey... Nasıl anlatsam, şu bizim Bodrum Akvaryum'u bileniniz vardır. O Türkuvaz rengi... Suyun dibini görürsünüz... Ama resmini çektiğinizde o mavi boya gibi bir mavi olur. Orayı ve diğer côte de Turquoise kıyılarımızı yerinde görmek gerekir. Uranüs de böyle... Resmine bakarsanız hiçbir şey vermez size... Ama şöyle bir yakından bakarsanız tuhaf bir elektrik yüklüyor. İnsan, hani şu orucu açmaya son beş dakika kalır ya Allah'a teslim olmuşsunuzdur, boynunuz bükük ve etik yönünüz çok güçlüdür. Fakirin açın halinden anlarsınız ve Allah'a daha yakınsınızdır ya, öyle bir elektrik yüklüyor.

Dünya ise uzaydan öyle değil! Korkutuyor... Simsiyah bir uzayda mavi bir tuhaf görüntü. Sanki siz onun yörüngesinde değilsiniz de o sizin üzerinize kapaklanacak... Yönünü de şaşırtıyor ve acımasız... Belli bir açıdan girmezseniz sizi öldürüyor DÜNYA. İyonosfer ise OLUMSUZ elektrikle yüklü. Resmen kaşınıyorsunuz. Karaciğeriniz bu elektrikten rahatsız oluyor. Dünyanın elektriği ÇOK olumsuz. Olumluluk, sadece kuşların uçtuğu yerden başlıyor ve denizlerde tamamen çoğalıyor. Sık bitkilerde ise tamamen siz o URANÜS elektriğini alıyorsunuz.

Uranüs 83 yılda=1000 ayda dolanırken dünyayı çok etkiliyor. Zodyakı bir saat gibi düşünün (Klasik saat). Akrep ve Yelkovanı olarak da MARS (650 günde dönüyor) ile Uranüs olarak düşünün. Bunlar 83 yılda bir ÜSTÜSTE çakışırlar... Uranüs sanki kendini KADİR GECESİNİN bir "Mini Thales teoremine" bağlamış gibi... Necm Suresinde ismen zikrediliyor. Mars ile geçimsiz ama biri akrep diğeri yelkovanı oluşturacaklar mecburlar, isteyerek ya da istemeyerek bir araya gelecekler... Geliyorlar da!

Amerika tarihi ile ilgili o 83 yıllık peryodları vermiştim. 1943 (ABD'nin savaşa girişi)... Bundan 83 yıl çıkınca ABD iç savaşı başlıyor. Ondan 83 yıl çıkarınca Boston'lular İngiltere’ye karşı ayaklanıyorlar ve Kurtuluş savaşı başlıyor. Bir 83 yıl daha çıkarınca...(Araştırmayı size bırakıyorum). Pekiyi bu 83 yıl tekerrür ediyorsa 2026 ve 2109 yıllarında birşeyler daha olacak demektir.

2046'da kongreye seçilip 2060'da ABD başkan olan, sekreterinin adı Kenneth Lincoln (?) gibi bir şey olan, bir cuma günü öldürülecek olan, halefi 2008’de doğmuş Johnson soyadlı biri olan, 15 harfli ada sahip 2039 doğumlu bir suikastçi tarafından bir tiyatronun yanındaki depodan ateş edilerek Lincoln caddesi üzerinde Kennedy ya da Kennedy caddesi üzerindeki Lincoln adlı bir yerde öldürülecek olan ve ölümünden bir hafta önce Marry Ann Moroon (?) ile birlikte olmuş olacak... İşte 2046 yılı...

Geri Dön     Yukarı