Paranormal – Ölüm – Azrail

<> Konuyla biraz ilgili soru: NDE (near death experience) denilen olaylar hakkında ne düşünüyorsunuz? (Şehitlik, veya ömrün uzatılmasıyla ilgisi var mı?)

 

NDE denilen olaylar BİREYSELDİR, kategorize edilemez. Beden (elektrik alan) ile soyut beden (bilinç, takyonik ruh gibi) magnetik alan birbirlerinden düğüm noktalarında (dikgenler ya) ayrılırken, vedalaşırken tam dik olmayabilirler.

Dik olunmadığında mesela 45 derece polarizlendiğimizde ŞEYTANİ/ECCİNNİ alana düşeriz.

(En sevdiğimiz -mesela karşıt cinsten biri- gelip der ki “Ben müslüman olarak öldüm ama hataymış, bari sen kendini kurtar musevi ol”.)

89 açı derecesine kadar geri gelmeye şansımız var. Mesela ameliyat-narkoz vb. etkisinde olabiliriz, koma veya hayati bir şok-trauma yaşayabiliriz, sonra bu YAPAY ÖLÜM HALİNDEN çıkabilir ve geri dönebiliriz, o zaman Ölüme yakın deneyimlerimizi anlatabiliriz.

(“Bir tünele çekildim, ucunda ışık vardı, kendi (bedeni)mi yukarıdan seyrediyordum ve acılarım dinmişti… Birden acılar içinde kendime geldim -kendi bedenime yeniden girdim- beni bedenimle bir arada tutan bir KARIN ve DÜĞÜM noktası kordonu vardı, onu koparmaya çalışıyordum, ama koparamayınca geri geldim…” vs. vs. vs.)

Bir başka deneyimde >>> “Anne bizi bırakma diyen çocuklarımın sesi üzerine geri döndüm”…

Bunlar BİREBİR olan şeyler.

KİMİNİN ÖMRÜNÜ UZATIYORUZ ayetinde ise “uzatmadan” MUSAYUŞA öyküsündeki YUŞA’yı gözönüne getiriniz. Bu tür bir fonksiyon işbaşındadır, bir işlev vardır.

Elektromagnetizmanın beşinci boyutu olan tünel (kuantum tüneli) ağzındaki MAGNETİK alanın NDE’leridir bunlar.

Allah bizim her gece canımızı alır ve dilerse sabaha bırakır.

Burada GECE >>> TÜNEL İÇİ

SABAH >>> İSE TÜNELİN AĞZINDAN GERİ DÖNÜŞ misalleridir.

<> 6-Enam/60: O, odur ki, geceleyin sizi öldürür. Gün boyunca neler yapıp neler kazandığınızı bilir. Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün içinde sizi diriltir. Nihayet O’nadır dönüşünüz. Sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir.

<> 6-Enam/61: O, kullarının üstünde yegane kudret ve tasarruf sahibidir. Size koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler.

Tşk.

O, kullarının üstünde yegane kudret ve tasarruf sahibidir.”

(Sur-Laicitee)

Bizi her an ölümden koruyan bir KALKAN vardır. (Size koruyucular gönderir)

Quantum yarı ömür ilkesine göre bir gün yaşamaya devam edemeyiz.

(Bilimsel adı şudur: Hiçbir öz/quant sonlu bir uzayda SONSUZ süre kalaMAz, Mutlaka bozunur/enerjiye dönüşür.)

Evrenimiz sonlu bir uzaydır. (Riemann) Bunu bir kurşun mahfaza gibi düşünün (case), buradan en tutuklanabilir ve sızmayan parçacıklar olan ALFA tanecikleri (Helyum çekirdeği) bile kaçıp çıkabilir. Bu Alfa radyoaktif bozunması HELİUM denen bir CAN’ın ölümü demektir. Bir kurşun kab bile onu tutamıyor.

Yani dünya hayatı  G E Ç İ C İ  bir kabdır. Size koruyucular gönderir. Amaaa o gün

Nihayet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler.

ölüm geldi mi elçilerimiz onun canını alırlar.

 

NEDEN AZRAİL TEK DEĞİL? ??????? ?

<> Multicopy

<> bölünerek iniyor; saf saf

Ayrıca, İnsan asla tek bir bütün değildir. HÜCRELER DENEN yüzmilyonlarca CANLI içeriyor. (Ulu çınar gibiyiz), her biri ayrı ayrı bağımsız birey. (Organizmalar biliyorsunuz sembiyoz ve tekbaşına olarak iki türlüdür.)

Hatta bir tek hücreli varlık düşünün, onun organelleri (Mytocondri denen enerji jeneratörü organelleri) gibi hücrealtı yapılar bile başlıbaşına bir yaratık ve bileşendir. Yani bir hücrenin de bir kaç organelden vücut bulduğunu söyleyebiliriz.

[Dr] sizi bu konuda bir kaç cümle ile aydınlatacaktır. Ben de bir çay molası verdim geliyorum… Hüp’ledim merhaba. [Dr] yok galiba, ama söylediklerimin biyoloji bilginizden yola çıkarak doğru olduğunu zaten biliyorsunuz.

<Dr> buradayım, nasıl özetleyebileceğimi bilemedim :(( Çekirdek, ribozom, lizozom, endoplazmik Reticulum

Hücrenin organelleri veya insanın hücreleri, afak içinde enfuslardır. (Veya ufuk ardındaki görünmeyen ufuklardır.)

Bedenimiz TEK BİR PARÇA değildir, hücre denen bağımsız yaşayan ama bizimle sembioz (Yani ücret olarak oksijen vb. alan) bir kompleks yaşam türüdür.

Bedenimiz bir dizi hayvancıklar-mikroorganizmalar bileşimidir. Bedenimiz bedenimiz bile değildir, HAYVANCIKLARDAN oluşmuş bir muhteşem organizasyondur. Bunlar nicelikle anlatılır.

NİTELİĞİ ise, yani demir tozlarını organize eden seyelan (akı)ları ise, KİRLİAN NEFS ALANI oluşturur.

Eğer biz bir bütün olsaydık mahvolmuştuk. (Cennet’te iyidir ama, bu dünyada asla!) çünkü eğer bütün olsaydık, bir yerimiz yaralandığında TOPTAN ÖLMEK ZORUNDA KALACAKTIK, oysa kolu ve hatta belden aşağısı bile amputee olan insanların yaşadığını görürsünüz. İyi ki onmilyonlarca hayvancıktan oluşmuşuz. 😉

Çay bitti ikincisini alıyorum. Kibarca hüüpleyerek geldim.

<> (zaten hergün milyonlarca hayvancıklarımız ölüp, milyonlarca yeni hayvancık doğuyor)

Onun için candaş, bir tek AZRAİL’in görevi somut ve soyut iki bedeni ayırmaktır.

MATRİS Azrailler ise (Mesela beyine oksijen gitmediğinden) diğer hayvancıkların ölümünü gerçekleştiriyorlar. Böylece GÖREVLİ sayısı çoğalıyor.

Yani o kadar çok hayvancık bizimle can veriyor ki, bir MATRİSS dizisi halinde AZRAİL gerekiyor.

Mesela, traş olurken biraz kanadı, şu kadar alyuvar öldü, (Ben ölmedim ya) onların AZRAİLLERİ var, bunu demeye çalışıyorum.

MELEKÜL MEWT ise beni nefsimden (Kirlian seyelanlardan) ve bedenimden (Hayvancıklardan) ayıracak olan  A M İ R  meleğin adıdır.

Türkçem yetersiz ama meramımı anlatabildim mi bilmiyorum?

<> est, anladık profesor, elinize sağlık.

Tşk. 🙂

<> 🙂

Sıkıcı yazmamak için elimden geleni yapıyorum, veya her kesimin anlayabileceği YEPYENİ bir tarz/söylem oluşturmaya çalışıyorum. Az teknik cümle kullanıyorum, çok miktarda günlük dil kullanıyorum.

Aslında yepyeni falan değil, KUR’AN’IN MİSALLERİ anlatma yöntemini kullanıyorum. Anlaşılır bir dille az kelimeyle çok şey anlatmayı denemeye çalışıyorum. Tabii ki ben bir beşerim, elbette şaşarım.

<>sıkıldığımız yok hocam

<> hanif olmayan müslümanlarda vicdanın sesi duyulur mu? vicdanın haniflikle bağlantısı var mıdır?

[Candaşım] VİCDANSIZ HANİF olur mu? Ama vicdansız MÜSLÜMAN olur. (Gonca Kuriş’i Rahmetle anıyorum.)

<> 19/97: Biz onu senin dilinle kolaylaştırdık ki korunanları onunla müjdeleyesin inatçı bir kavmi de onunla uyarasın

Evet [candaşım] teşekkürler.

<> 44/58: Öğüt alsınlar diye senin dilinle onu olaylaştırdık.

Ben Kur’an’ı taklit ediyorum. (Kötü bir taklitçiyim ama ne yapayım, benden bu kadar.)

<> darısı başımıza

[Candaş], bu dua beni ürpertti. BEN yokum, BİZLER VARIZ. BENİM olan herşey SENİNDİR, BİZLERİNDİR. Allah tüm ilmimi sana/BİZLERE olduğu gibi versin. Amin yarabbi! AMİN Yarabbi.

<> amin

Hans von Aiberg, 01/08/2004 (239/05)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 239 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

239-05-nde

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar